Şimdi Ara

Sosyalist olacağımı zannetmiyorum, ama bu kitapları okumalıyım. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
37
Cevap
1
Favori
1.111
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Hocam siz çok düz mantık kuruyorsunuz. Ben size 2-3 paragrafla anlatamam Marx'ın ne istediğini, ne anlattığını. Bunlar benim düşüncelerim değil. Marx'ın düşünceleri. Öğrenmek istiyorsanız hayal edebilecek düzeye gelene kadar okumanız lazım. Hayal etmeden öğrenemezsiniz ki siz içinde bulunduğunuz kapitalist topluma alternatif bir toplum hayal edemiyorsunuz. Acaba başka türlü olsaydı nasıl olurdu diyemiyorsunuz. Şunu düşünüyorsunuz galiba; adam kitabın ilk sayfasına 5 cümle yazmış Herkes komunist olacak, olmayan ölecek, tüm her şey devletin olacak, işçiler yönetecek, sonra devlet yıkılacak.


    Adamın yazdığı cilt cilt kitapları komunistler devletsiz bir toplum istiyor cümlesine sığdıramazsınız. İşid vs gibi eğitim bile görmemiş dağdan inmelerle eş tutamazsınız. İktisadi okulları, kapitalist sermayeyi karşısına almış eleştirilerine yanıt vermiş birini bu forum köşesinde alt edemezsiniz. Buraya yazmamın sebebi budur.


    Size bir örnek bile veremiyorum zaten. Herkesin bir gezegeni olacak desem o kadar gezegen yok nasıl olacak diye soracaksınız. Herkesin bir ferrarisi olmasa bile kimsenin bir ferrarisi olmayacak. Kimse hava atmak için ferrari sahibi olmayacak. Bir milyon ferrari üretilmişse herkesin belirli bir süre kullanım hakkı olur. Herkes kullanamazsa kimse kullanmaz. Bu kadar basit. Hayatın, insanın metalaşmasına karşı adam.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: alvete

    Peki zengin olanlar her geçen zaman diliminde devamlı daha çok mülk sahibi olup da bir gün paran olsa bile satın alacak arazi bırakmadıklarında işçi sınıfı nerede yaşayacak? Peki üretim araçlarını ve arazileri çok parası olduğu için satın alanlar 50 yıl sonra sıfır işçi ile üretim yaptıklarında ne olacak? Üretim araçlarına sahip olmayanları besili köpekleri yapmayacaklar mı sence? Mesela Roma'da çok büyük bir nüfus varmış. Devlet halka bedava buğday dağıtırmış. Birilerinin birilerine bedava baktığı bir toplumun özgür olma şansı var mıdır? Zengin birinin oğlunun dünyaya zengin gelmesi adil midir?


    Devlet dediğin mekanizma doğmuş ve doğacak her insanın üzerinde hakkı olan dünyayı parsel parsel birilerine satıyor. Bir gün tüm zenginler deniz kıyılarını satın alsa, fakirler deniz görmeyecek mi? Bunlar belki sana ütopik gelir ama bir gün mutlaka gerçekleşecek. O gün de Marx'ın dediği gibi mülk sahipleri ile mülksüzler savaşacak.

    dediğinin olma ihtimali yok


    zenginler kendilerinini zengin eden ve zengin olmalırnın bir anlam taşımasını sağlayan sistemin devam etmesi için de kafa yorar.o yüzden zengin olmayanlara, satın alabilecekleri arazi bırakmamazlık etmez. Zengin ve fakir sınıfı iki ayrı katman olmadığı için bir kişi kendinden daha zenginler olduğundan onlara öykünüyor diğer taraftan kendisinden daha fakirlerin olması üstünlük çabasını tatmin ediyor.


    50 yıl sonra sıfır işçi ile üretim yapsalar bile, o üretimden daha fazla kazanmak için yapıyorlar o nedenler onları tüketecek bir kitlenin devamını isterlet ve o kitlenin kendilerinin ürettiklerini satın alabilecek kadar güçlü kalmasını da isterler.


    üretim araçlarına sahip olmayanların senin tabirinle besili köpek benim tabirimle köle olmaları insanlık tarihinin her aşamasında söz konusuydu şu anda da öyle


    sistemin kendini koruma konusundaki en büyü kozu artık insan psikolojisinin çok iyi biliniyor olması. saldırganlık içgüdüsünün ve üstünlük çabasının kendi sınıf zümrelerinin içindekilere yönelmesini sağlıyorlar. insan kibrini ve eğilimlerini çok iyi kullanır sistem. bunu aşmanın da hiçbir yolu yoktur.


    kapitalizm güçlenerek devam eder çünkü insana en uygun sistem





  • quote:

    Orijinalden alıntı: alvete

    Hocam siz çok düz mantık kuruyorsunuz. Ben size 2-3 paragrafla anlatamam Marx'ın ne istediğini, ne anlattığını. Bunlar benim düşüncelerim değil. Marx'ın düşünceleri. Öğrenmek istiyorsanız hayal edebilecek düzeye gelene kadar okumanız lazım. Hayal etmeden öğrenemezsiniz ki siz içinde bulunduğunuz kapitalist topluma alternatif bir toplum hayal edemiyorsunuz. Acaba başka türlü olsaydı nasıl olurdu diyemiyorsunuz. Şunu düşünüyorsunuz galiba; adam kitabın ilk sayfasına 5 cümle yazmış Herkes komunist olacak, olmayan ölecek, tüm her şey devletin olacak, işçiler yönetecek, sonra devlet yıkılacak.


    Adamın yazdığı cilt cilt kitapları komunistler devletsiz bir toplum istiyor cümlesine sığdıramazsınız. İşid vs gibi eğitim bile görmemiş dağdan inmelerle eş tutamazsınız. İktisadi okulları, kapitalist sermayeyi karşısına almış eleştirilerine yanıt vermiş birini bu forum köşesinde alt edemezsiniz. Buraya yazmamın sebebi budur.


    Size bir örnek bile veremiyorum zaten. Herkesin bir gezegeni olacak desem o kadar gezegen yok nasıl olacak diye soracaksınız. Herkesin bir ferrarisi olmasa bile kimsenin bir ferrarisi olmayacak. Kimse hava atmak için ferrari sahibi olmayacak. Bir milyon ferrari üretilmişse herkesin belirli bir süre kullanım hakkı olur. Herkes kullanamazsa kimse kullanmaz. Bu kadar basit. Hayatın, insanın metalaşmasına karşı adam.

    hayal edebilecek düzeye kadar okumak demişsiniz ya. gerçekte onun karşılığı etkisinde kalıp bilişsel çarıtmalar da yaparak olaylarla o perpektiften bakana kadar belli bir ideoloji ve bakış açısını yansıtan eserlere çok fazla maruz kalmak. elbetteki bu halde insan sizhni aradığı yanıtları bulacak ve kendi bakış açısını destekleyen argümanlara sarılacak objektifliğini yitirecek ve verdiği emeği harcadığı zamanı aklamanın bir yolu olarak ideolojiyi sahiplenecektir





  • Zengin servetini ne kadar cok katlarsa bu dunyayi o kadar daha cok satin alacak. Zenginin serveti artarken zengin sayisi da ayni kalmayacak. Aptal da degil gidip dag basinda ev, arazi alacak kadar. En begenilen yer neresiyse onu alacak. Fakire satin alacak arazi tabiiki kalacak. Git sosyal imkanlara, en guzel deniz kiyilarina, eglence yerlerine uzak yerlerde nasil yasiyorsan yasa. Ama yil 2200 oldugunda sana deniz kenarinda arazi yok guzel kardesim. Malesef hepsi satildi. Sana bahceli, sosyal imkanlara yakin, sehir merkezinde ev yok guzel kardesim hepsi satildi. Bak dag basina yeni evler yaptik gel ordan sana ev bulalim. 2200 yili olmaz 2500 olur, 2500 olmaz 2700 olur ama mutlaka olur.


    Guclu kalmasini falan isteyen yok. Calisanlara muhtac olduklari icin sistemin icinde kalabildigi kadar kaldigi, borclanarak olabildigi kadar koleleri oldugu bir toplum istiyorlar. Kredi karti sistemi ile olmayan parayi sana seni sevdikleri icin harcatmiyorlar. Hem kendi sistemlerini ayakta tutuyor hem de seni sistemin kolesi yapiyorlar. Cok seviyor olsalar uretimlerini alacak geliri olmayan isci sinifina borc vermek yerine gelirlerini arttirip insanca bir yasam verirlerdi.


    Şu anda kimse kimsenin besili köpeği falan değil. Çık dışarı da anlının teriyle çalışan işçiye sen üreticilerin çalışmadan ekmek verdiği besili bir köpeksin de bakalım sonucu ne olacak. İşçi yediği ekmek için sabahtan akşama kadar eşşek gibi çalışıyor. Hakkettiğinden daha azını alsa bile hak ettiği bir şeyi kazanıyor. Üretimin işçiye ihtiyaç duymadığı bir gelecek geldiğinde hiç uğraşmadan birilerinin kendisine ekmek vermesini bekleyecek olan kişiler sadece insan oldukları için yardım görmeyecekler. Bir çoğu birilerinin emir eli, birilerinin besili köpeği olacaktır. Bir kesimden bahsediyorsan bilemem ama o kesimin işçi olduğunu sanmıyorum.


    Kapitalizmin İnsana en uygun sistem olup olmamasi insani nasil tanimladiginla alakalidir. Emin ol marx ve onun gibiler bu tanimladigin insan kavraminin disinda kalacaktir. Sonra da karar vermek gerekir tabi. Tanimladigin grup mu aslinda insan? Yoksa Marx ve onun gibi dusunenler mi?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alvete -- 24 Eylül 2020; 3:48:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Katilmiyorum. Kisi Marxist bjr toplumda buyuseydi hakli olurdunuz fakat insan korumacidir yetistigi toplum da kapitalisttir. İcinde bulundugu, hali hazirda etkisinde oldugu durumu koruyup, kollamaya karsi goruse onyargiyla bakmaya programlidir. Mesela bir muslumana ateistligi anlatin aylarca. Onyargiyla yaklasir. Hep muslumanligi savunacak arguman arar. Cunku 20-30 yil musluman dogrularini benimsemistir. Onu ateist yapacak tek sey mantiginin artik baska bir dogruya karar vermesidir. Mantigi dogruyu degistirmezse 20 yil daha ateistligi anlatin isterseniz. Kendisi Tanrinin olmadigi bir dunya hayal etmeyecektir. Kapitalist ekonomide yetismis bir insani marxist yapabilecek sey de sadece kendisidir. Biri size farkli bir dunya anlatir hayal eder hayalinizde canlandirsiniz. Fakay o dunyayi gelistirmek ve gerceklegine ikna olmak icin once aklinizin ikna olmasi lazim. Akliniz da uzun bir sure icinde oldugu durumu terketmek zor gelecegi icin kesinlikle emin olmadan harekete gecmez.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alvete

    Zengin servetini ne kadar cok katlarsa bu dunyayi o kadar daha cok satin alacak. Zenginin serveti artarken zengin sayisi da ayni kalmayacak. Aptal da degil gidip dag basinda ev, arazi alacak kadar. En begenilen yer neresiyse onu alacak. Fakire satin alacak arazi tabiiki kalacak. Git sosyal imkanlara, en guzel deniz kiyilarina, eglence yerlerine uzak yerlerde nasil yasiyorsan yasa. Ama yil 2200 oldugunda sana deniz kenarinda arazi yok guzel kardesim. Malesef hepsi satildi. Sana bahceli, sosyal imkanlara yakin, sehir merkezinde ev yok guzel kardesim hepsi satildi. Bak dag basina yeni evler yaptik gel ordan sana ev bulalim. 2200 yili olmaz 2500 olur, 2500 olmaz 2700 olur ama mutlaka olur.


    Guclu kalmasini falan isteyen yok. Calisanlara muhtac olduklari icin sistemin icinde kalabildigi kadar kaldigi, borclanarak olabildigi kadar koleleri oldugu bir toplum istiyorlar. Kredi karti sistemi ile olmayan parayi sana seni sevdikleri icin harcatmiyorlar. Hem kendi sistemlerini ayakta tutuyor hem de seni sistemin kolesi yapiyorlar. Cok seviyor olsalar uretimlerini alacak geliri olmayan isci sinifina borc vermek yerine gelirlerini arttirip insanca bir yasam verirlerdi.


    Şu anda kimse kimsenin besili köpeği falan değil. Çık dışarı da anlının teriyle çalışan işçiye sen üreticilerin çalışmadan ekmek verdiği besili bir köpeksin de bakalım sonucu ne olacak. İşçi yediği ekmek için sabahtan akşama kadar eşşek gibi çalışıyor. Hakkettiğinden daha azını alsa bile hak ettiği bir şeyi kazanıyor. Üretimin işçiye ihtiyaç duymadığı bir gelecek geldiğinde hiç uğraşmadan birilerinin kendisine ekmek vermesini bekleyecek olan kişiler sadece insan oldukları için yardım görmeyecekler. Bir çoğu birilerinin emir eli, birilerinin besili köpeği olacaktır. Bir kesimden bahsediyorsan bilemem ama o kesimin işçi olduğunu sanmıyorum.


    Kapitalizmin İnsana en uygun sistem olup olmamasi insani nasil tanimladiginla alakalidir. Emin ol marx ve onun gibiler bu tanimladigin insan kavraminin disinda kalacaktir. Sonra da karar vermek gerekir tabi. Tanimladigin grup mu aslinda insan? Yoksa Marx ve onun gibi dusunenler mi?

    sen sistemin karmaşıklığını anlamamışsın. dağ başında ev alacak kadar aptal değil demişsin ya. zengin dediğin sınıf medya kontrolü ve toplumu etkileyen insanları satın alabildiği için dağ başında ev almayı fakilrlere isetendik bir şey olarak algılatır ve fakirler de doğallık adı altında oradan ev alır hatta bunla mutlu olur alamazsa üzülür vesaire o kısmı atlıyorsun. zenginin düşünme mantığı senin gibi değil emin ol.


    2200 2500 yıllarından bahsetmişsin bu kadar ileri zaman dilimlerinde hukuk anlayışı da dönüşüyor zaten. devlet bile yıkılıyor şuan mevcut ulus devletlerin yüzde kaçı vardı 100 yıl önce. kaldı ki ivmesi de hızlanıyor teknolojiyle. yani 2700 yılı için yıllar önceki marx düşüncesiyle projeksiyon yapanlar esas bağnazlık yapıyor. kapitalizm sosyalizm gibi iki zıt kutup keskin tanımlar şuan bile geçersiz. birbirinden etkileniyor bunlar dışında belki şuan tanımlayamayacağın insan zincirlerine gelmeyen sistemler oluşuyor her şey dinamik


    kredi kartı borçlanma oalyları filan herkesin bildiği şeyler konumuzla ilgisi yok geçelim onları. bilakis sistemin devamı ve bizim insan doğası tanımımızı kanıtlamışsın farkında olmadan


    kapitalizmin insan doğasına en uygun sistem olması devam etmesiyle alakalıdır. bu kadar açık. nasıl tanımladığına bağlı demek biraz bulandırmaya çalışmak oluyor. bilinen insanlık tarihi yakklşaık 5000 yıl her şey ortada. sen bilmiyor veya görmüyorsan gerçekleri onlar yok olmuyor. bırak insanı diğer memelilere primatlara ve canlılarar bak aynı doğayı görürsün. yeri geldiğinden tür içinde işbirliği hatta klikler ile işbirliği ama kendi grupları arasında da güç rekabeti. kropotkin oku dobzanskyi oku wilhelm reich ı oku otto kernberg i rokitansky i oku ya da lisan bilmiyorsan sadece objektif bir gözlem yap o zaman anlarsın





  • bily7091 B kullanıcısına yanıt

    Sen de fakir ne demek onu anlamamışsın. Fakir demek geçimini zar zor sağlayarak sadece geçinebileceği kadar kazanan hatta kazanamayan, genellikle borcu olan, 2 ay işsiz kalsa sokakta kalma tehlikesi olan, işini kaybederse hemen başka bir işte çalışması gereken insandır. Ev alacak parası olsa iş yerine, şehir merkezine, sosyal imkanlara, en çok da ev fiyatlarına bağımlı bir şekilde ev alabilecek, öyle senin bahsettiğin gibi zenginlerin yaptığı reklamlara göre istese de ev ya da arazi alamayacak kesimdir. Senin bahsettiğin alamazsa üzülür dediğin kesimin aynı kesim olduğunu sanmıyorum. Fakirin üzülme nedeninin başında aynı fiyattan bir daha ev bulamayacağı gelir en fazla.


    Ben sana 2200-2500-2700 yıllarından bahsetmiyorum. Ben sana Marx'ın düşüncesiyle kapitalist sistemin geleceğinin varacağı yerden bahsediyorum. Kafadan bir yıl sallıyorum yılı sorguluyorsun. Marx dünya gelecekte böyle bir yer olacak demiyor. Kapitalist sistem devam ettikçe Dünyanın varacağı nokta bu olacaktır diyor. Değişim ve her şeyin dinamik olduğunu söylüyorsun. Marx da farklı bir şey söylemiyor zaten. O da sistemin bir gün mutlaka değişeceğini, değişimin de kendi anlattığı şekilde gerçekleşeceğini iddia ediyor.


    Ben kafamdan konu sallamıyorum. Senin paragraflarına cevap veriyorum. Üreticiler tüketici kitlenin mallarını alabilecek kadar güçlü olmasını isterler dedin. Ben de öyle bir gayelerinin olmadığını olsaydı nasıl hareket edeceklerini gayet net açıkladım.


    60 bin yıllık insan doğasına en uygun sistem kapitalizmdir demen ilginç. 60 bin yılın kaç yılı kapitalizmle geçmiş? Kapitalizm ne zaman doğmuş ? Tarih dersi görmüşsündür mutlaka. Kendi geçmişin olan Osmanlı'nın 600 yıl boyunca kapitalist bir ekonomiyle mi ayakta kaldığını düşünüyorsun? Yoksa tam tersi Osmanlı'yı yıkan mı kapitalist sistemle tanışması olmuştur? Benim bir şey bulandırmaya çalıştığım falan yok. Ben gayet net sorular soruyorum. Bana insan doğası için en uygun sistem budur diyorsan sadece arkası boş bir yargı cümlesi yerine, önce insan doğasını açıklarsın, sonra kapitalizmle uyumlu noktalarını açıklarsın, ben de ikna olurum ya da olmam. Bak ben insan doğası için değil ama şu andaki yaşam için en uygun sistemin neden kapitalizm olduğunu kendi nedenlerimle daha önce yazdım. Kopyala, yapıştır yapayım tekrar.


    insanlarin cogunlugu aptal, bencil, kibirlidir. Ustune bir de cirkinse vay haline. Toplumda sahte de olsa itibar gormelerinin tek yolu baska insanlari kendine muhtac etmektir. Bir masaya oturup da cuzdanini, anahtarini, telefonunu koyan. Sahte de olsa itibar gormek isteyen, kendisini ettafindakilerden buyuk gormek isteyen aptal insanlarin cogunluk oldugu bir yerdir dunya. Ondan dolayidir ki herkese iyi bir yasam sunmak yerine herkesin gucunun yettigine soz gecirdigi bir duzen daha cok tercih edilecektir.





  • Nikahsız toplumda karşısınız ama dünya kapitalizm içinde bile nikahsız toplumda doğru kayıyor yavaş yavaş. Dinlerden uzaklaşıyor. Eşitliksizden şikayet ediyor.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alvete

    Sen de fakir ne demek onu anlamamışsın. Fakir demek geçimini zar zor sağlayarak sadece geçinebileceği kadar kazanan hatta kazanamayan, genellikle borcu olan, 2 ay işsiz kalsa sokakta kalma tehlikesi olan, işini kaybederse hemen başka bir işte çalışması gereken insandır. Ev alacak parası olsa iş yerine, şehir merkezine, sosyal imkanlara, en çok da ev fiyatlarına bağımlı bir şekilde ev alabilecek, öyle senin bahsettiğin gibi zenginlerin yaptığı reklamlara göre istese de ev ya da arazi alamayacak kesimdir. Senin bahsettiğin alamazsa üzülür dediğin kesimin aynı kesim olduğunu sanmıyorum. Fakirin üzülme nedeninin başında aynı fiyattan bir daha ev bulamayacağı gelir en fazla.


    Ben sana 2200-2500-2700 yıllarından bahsetmiyorum. Ben sana Marx'ın düşüncesiyle kapitalist sistemin geleceğinin varacağı yerden bahsediyorum. Kafadan bir yıl sallıyorum yılı sorguluyorsun. Marx dünya gelecekte böyle bir yer olacak demiyor. Kapitalist sistem devam ettikçe Dünyanın varacağı nokta bu olacaktır diyor. Değişim ve her şeyin dinamik olduğunu söylüyorsun. Marx da farklı bir şey söylemiyor zaten. O da sistemin bir gün mutlaka değişeceğini, değişimin de kendi anlattığı şekilde gerçekleşeceğini iddia ediyor.


    Ben kafamdan konu sallamıyorum. Senin paragraflarına cevap veriyorum. Üreticiler tüketici kitlenin mallarını alabilecek kadar güçlü olmasını isterler dedin. Ben de öyle bir gayelerinin olmadığını olsaydı nasıl hareket edeceklerini gayet net açıkladım.


    60 bin yıllık insan doğasına en uygun sistem kapitalizmdir demen ilginç. 60 bin yılın kaç yılı kapitalizmle geçmiş? Kapitalizm ne zaman doğmuş ? Tarih dersi görmüşsündür mutlaka. Kendi geçmişin olan Osmanlı'nın 600 yıl boyunca kapitalist bir ekonomiyle mi ayakta kaldığını düşünüyorsun? Yoksa tam tersi Osmanlı'yı yıkan mı kapitalist sistemle tanışması olmuştur? Benim bir şey bulandırmaya çalıştığım falan yok. Ben gayet net sorular soruyorum. Bana insan doğası için en uygun sistem budur diyorsan sadece arkası boş bir yargı cümlesi yerine, önce insan doğasını açıklarsın, sonra kapitalizmle uyumlu noktalarını açıklarsın, ben de ikna olurum ya da olmam. Bak ben insan doğası için değil ama şu andaki yaşam için en uygun sistemin neden kapitalizm olduğunu kendi nedenlerimle daha önce yazdım. Kopyala, yapıştır yapayım tekrar.


    insanlarin cogunlugu aptal, bencil, kibirlidir. Ustune bir de cirkinse vay haline. Toplumda sahte de olsa itibar gormelerinin tek yolu baska insanlari kendine muhtac etmektir. Bir masaya oturup da cuzdanini, anahtarini, telefonunu koyan. Sahte de olsa itibar gormek isteyen, kendisini ettafindakilerden buyuk gormek isteyen aptal insanlarin cogunluk oldugu bir yerdir dunya. Ondan dolayidir ki herkese iyi bir yasam sunmak yerine herkesin gucunun yettigine soz gecirdigi bir duzen daha cok tercih edilecektir.

    bilimsel kanıta ve objetktif gözleme dayalı konuşacaksak bilinen insanlık tarihi olan 5000 yıl alınır. 60 bin yılının önemi yok orada homo cinslerine girip onu insan doğasına bağlamak olmaz kültürlenmenin bir kısmı türe özgü evrimsel kalıtla birlikte gelişiyor ve içiçe geçiyor çünkü


    doğadaki diğer canlılardan da örnek vererej açıkladım insan doğasını şuan ki kapitalizme göre diye sınırlayamazsın bunu. antorpolojideki klasik kültürel farklılık örnekleri vardır hani anaerkil toplum vb gibi. bu ististanalar dışında kaide olarak anılabilecek şeyler var birbirinden habersüz olan toplumlarda dahi lineer bir seyirle giden ..insanların yönetilmeyi arzulaması gibi. rekaber ve dayanışma dengesi gibi. bunları sadece şuan ki sisteme göre diye sınırlayamazsın. bal gibi insan doğası bunlar doğadaki diğer canlılarla da örtüşüyor.


    konunun esaslı noktası olan bu argümanlara cevap göremedim yazdıklarında. 2500 yılı sen kullandın cevap verince de farazi yıl verdim önemli olan gelecek projeksiyonu dedin.


    fakir ne demek olduğunu önceki mesajlarımda açıkladım


    zengin fakir kitlenin mutlak olmayışı sayısız katmanlara ayrılması ve bunun da sistemin değişmesini imkansız kıldığını söyledim bu konuya da ne bir cevap ne bir dikkat etme belirtisi göremedim yine yazında





  • Açıkçası hiçbir fikri benimsemek için okumuyorum, daha çok öğrenmek ve eleştirel şekilde özümsemek için okuyorum. En kötü veya vasat fikir bile bende merak veya huşu uyandırıyor. Mesela bir yaz yaklaşık bir haftamı İncil'i okumaya verdim. Bir yandan İmam Gazzalî hakkında bir kütüphane rafı meydana getirip kısmen kitaplarına baktım, bazısını uzun uzun irdeledim. Gazzalî'nin Fıkıh tanımı, mezhepleri tek tek anlatması ve yorumlaması, İslam inancı hakkındaki yorumları çok ilginçti ama argümanları sezgisel olduğu ve fenomenal benzetmelere dayandığı için Tanrı'ya ulaşmada kullandığı epistemolojiyi reddettim. Ayrıca eski Yunan felsefesine karşı tavrı kültür merkezli ve muhafazakârdı, Gazzalî Platonist bir epistemoloji kullanmasına rağmen Platon'a çatıyordu ve haliyle Platon'a karşı söyledikleri aynı tür epistemolojiyi kullandığı için etkisizdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • bily7091 B kullanıcısına yanıt

    İnsan türlerinin geçmişi 3 milyon yıla dayanır. Şu andaki yaşayan insan olan homo sapiens geçmişi minimum 60 bin yıla dayanır. 60 bin yıl da olsa 5 bin yıl da olsa kapitalizmin ömrü 16. yüzyıldan başlar. Kapitalizmi, canın kaç bin yıl demek istiyorsa artık, o kadar yıldan ayıran farklılıklar vardır ki adına kapitalizm demişler. İnsanoğlu için en ideal sistem olamaz çünkü insanoğlu kapitalizm olmadan çok uzun yıllar yaşamıştır. Ayrıca 16. yüzyıldan sonra da kapitalizm diğer ekonomik sistemleri çökerterek sadece kendisine şans tanımıştır. Savaş sanayisini, üretim sanayisini kendi birikimini arttırmak için başka ülkeler, topluluklar üzerinde kullanmasaydı başka sonuçlar meydana gelirdi. Bunun en büyük örneği de dünyadan bir haber kabilelerin hala var olmasıdır.


    İkinci paragrafta ne anlatmaya çalıştığına dair hiç bir şey anlamadım. Farklı toplulukların kendi halinde bir gelişim sürecinden geçtiklerini ve sonunda kapitalizme vardığını söylemeye çalışmışsın sanırım. Bunu göremezsin, ispatlayamazsın. O farklı toplulukları kendi haline bıraksaydı sermaye hırsı bürümüş, kapitalizm; o zaman görürdük her topluluğun gelişmesi birbirine paralel evrelerden mi geçiyor. Bir önceki paragrafta bahsettiğim kabileler hala bir paralelliğin olmadığının şu andaki kanıtıdır da aynı zamanda. Topluluklar bilimsel olarak belki birbirine benzer süreçlerden geçerler ama kapitalizmin bir ekonomik sistemdir ve bu geçişteki bir zorunluluk değildir. Bir toplulukta kölelik varken başka bir topluluk aynı bilimsel bilgiye sahipken başka bir yönetim biçimi vardır. Avrupada feodalizm varken doğu toplumlarında Asya tipi devletler vardır. Her biri kendisine özgüdür. Her birinin ilerlediği yönde koyduğu kurallar kendine göre farklıdır. Doğadaki diğer canlılarla da örtüşüyor demen kapitalizmin nasıl işlediğini bilmediğini gösteriyor. Rekabet ve gücün kazandığı her toplumda kapitalizm işliyor sanıyorsun sanırım. Kapitalist ekonomiyle yönetilen toplumların doğadaki diğer varlıkların yaşam tarzıyla uzaktan yakından alakası yoktur. Doğadaki diğer varlıklar ihtiyaçlarından fazla derecede madde biriktirmez, birikimlerini diğer varlıkların onlar için çalışmasına bağlı kılmaz, dünya kaynaklarını kendi birikimleri ve birikim hızlarını arttırmak için daha hızlı şekilde tüketmeye çalışmaz. Bunu insan da yapmaz. Bunu kapitalizm yapar. Belli bir gelişmişliğe ulaşmak illaki birilerinin dünyayı parsel parsel mülkiyet edinmesi, birikim yapması, hep daha fazla birikim yapmayı hedeflemesi, hep daha fazla birikim yaparken bunun birilerinin onlar için çalışmasına bağımlı olması ve birikimlerinin belli bir oranda çalışanların ücretlerinin düzeyine bağlı olması gerekmez.


    Kurduğum cümleye cevap verdiğin için farazi yıl demedim. Her insanın anlayacağı tarzda bir cümle yazdım ama anlamamışsınız, hata bende. ''2200 yili olmaz 2500 olur, 2500 olmaz 2700 olur ama mutlaka olur.'' Bu cümleyi isterseniz forumda anket açalım altına da bu yılları yazan biri size göre kesin bir tarih mi yoksa gelişigüzel bir tarih mi vermeye çalışmış diye soralım?


    Kaçıncı kez söylüyorum bilmiyorum. Ben Marx'ın düşüncelerini yazıyorum dolayısıyla Marx'ın görmediği, yorumlayamadığı şeyleri en fazla kendim yorumlarım. Zengin ve fakir kitlenin mutlak olmayışı ya da üretimin çok hızlı olması, düşük maliyetli olması vs. bunlar bu sistemi ayakta tutan şeylerdir fakat sonsuza kadar ayakta tutmayacaktır. Kapitalizmde vahşi rekabet vardır. Bir firmanın ayakta durması diğerleriyle rekabet edebilmesi için her zaman daha fazla üretim, daha fazla kâr, daha fazla yatırım vs. gereklidir. Şirketler her zaman bir önceki yıldan daha fazla kâr elde etmeyi hedefler. Her geçen zaman diliminde sermaye, kendisini arttırma hızını ve arttırma düzeyini arttırıyor, arttırmak istiyor, bunu amaçlıyor. Kapitalizmi bitirecek olan şey bu karşı koyamadığı tezatlıktır. Çünkü bu artırımı sağlayacak etkenlerden biri de çalışan ücretleri, üretim mallarının kalitesidir. Bunlar ne kadar düşerse kâr o kadar daha fazla artar, kâr ne kadar artarsa fakir o kadar fakirleşir. Bak şimdi de kendi düşüncemi yazayım. Bu öngörü tamamen doğru bir öngörüdür. Geçmişte vahşi kapitalizm yıllarında, İngiltere gibi ülkelerde yaşanmıştır. Kapitalizmin ömrünün hızlı biteceğini düşündürmüştür, fakat şu anda gelişmiş ülkelerde serbest piyasa kuralları geçerli deseler bile devlet müdahalesi her alandadır. Gelişmiş ülkeler bu sermayeyi çalışanlarıyla daha insancıl bir paydada paylaşacak yasalar çıkartıyor. Çok büyük şirketler bu yasaları delmek için işçi haklarının, işçi giderlerinin, ham madde fiyatlarının daha ucuz olduğu yerlere fabrikalarını taşısalar da ortam onların tamamen kapitalist hareket etmesine müsaade etmiyor. Kapitalizmin ömrü de bu sayede daha da uzuyor.





  • Sosyalizm ve kapitalizm iyi değildir.En iyi sistem bu iki sistemin yararlı ve harmanlandığı düzendir.Ama bunuda her ülke başaramaz.


    Salt kapitalizm sermayeyi bir yere hapseder geri kalan sefalet çeker ve aza tamah eder.Zengin çok zengin fakir çok fakir olur.Çeşit çoktur icat çoktur imkanı olan iyi yaşar ama halk içinde bireyler arası uçurum çok fazladır.Salt sosyalizm ise tembelliğe yol açar çeşitlilik yok hayat tekdüzende kalır.Hükümet yanlıları bürokratlar zengin iken halk belli bir düzeyde kalır ama tembelleşir gelişim olmaz ve ardından sefalete gider durum komünizme döner.



    Olması gereken.


    1.Adaletli vergi.


    2.Tüm istihdam noktalarında çalışana güven verme.Denetimlerde bulunma çalışan haklarını koruma.


    3.İmkanlar dahilinde bireylerin yeteneklerini bulabileceği bir özgün eğitim sitemi oluşturma.(İlköğretimde ilk 8 yıl boyunca yaz dönemi 1 aylık süreçlerde).


    4.Sağlık reformu.ürünlerde kalite taraması yapma.


    5.40 yaşından sonra 5 yılda her bir vatandaşa zorunlu check-up imkanı sunma.Bu sayede olabilecek hastalıkların önüne geçme.


    6.Emeklilik yaşının 65 olması.Ama durumu şöyle geçersek bir ülkeyi atıl konumda tutmak için dinamik hareket etmesi lazım.Bu nedenle memuriyet gibi çoğunlukla sabit yerlere 40 yaş üzerindeki belli bir azami maaşla almak daha doğru olacak batıdaki gibi.Genç dinamik bireyler üreten yerlerde çalışmalı kendilerini tembelleştirmemeli.Yani demem o ki Memuriyet şartı en alt 40 yaş ile 65 yaş ve belli bir eğitim düzeyine tabi kişilere sınav karşılığında sunulmalı.20-40 yaş arası gençler memur yapılmamalı.Bu her ülke için kötüdür.


    7.Askeri anlamda bireyler.Kadınsa askeri birimlerde hizmet adına çalışmalı ve belli oranda bireysel savunma eğitimi almalı.Erkekler ise ikamet ettiği yer nere ise en yakın kışlada 1 ay eğitim almalıdır ama salt eğitim boşa geçmeyecek.


    8.Kişilere ailelere festival konser müzik sanatları veya diğer farklı tür türkü olur bu ve benzeri organizasyonlar sunularak depresyon ve hayatın getirdiği sıkıntılar dağıtılmalıdır.



    9.Şehirler homojen şekilde gerekmedikçe kişi kütüğü nereye bağlı ise orada çalışacak şekilde eğitim olanakları ve istihdam olanakları yaratılmalı.Bu sayede ülke ekonomisi dağıtıldığından bir noktadaki negatif etki şiddetli bir sıkıntıya sebep olmaz.İş istihdam olanakları dağıtılmalı.Ülkenin batısı ile doğusu birbirine uzak kalmamalıdır.


    10.İyi yaşanabilir bir ülke olmak bu kadar basittir.Ama insan değer veren çalmayan çırpmayan hak yemeyen insanlar bireyler yetiştirmek ise zordur.Akılcı çağa uygun vizyoner kişiler geçicidir.Önemli olan bunun çoğul ve devam eder nitelikte olasıdır.Yoksa ülkenin yamalı bohçaya döner.Bir ülke kalkınması halkına ve onların bakış açısına bağlıdır.


    Bu dediklerimi teoride lafla söylemek kolay pratiğe dökmek ise zordur.Sabır acı meyvesi ise tatlıdır.Ama ortadoğu canlıları sabretmekte zorlanır.O nedenle bu coğrafyanın ülkeleri gelişemez.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Sosyalizm ve kapitalizm iyi değildir.En iyi sistem bu iki sistemin yararlı ve harmanlandığı düzendir.Ama bunuda her ülke başaramaz.


    Salt kapitalizm sermayeyi bir yere hapseder geri kalan sefalet çeker ve aza tamah eder.Zengin çok zengin fakir çok fakir olur.Çeşit çoktur icat çoktur imkanı olan iyi yaşar ama halk içinde bireyler arası uçurum çok fazladır.Salt sosyalizm ise tembelliğe yol açar çeşitlilik yok hayat tekdüzende kalır.Hükümet yanlıları bürokratlar zengin iken halk belli bir düzeyde kalır ama tembelleşir gelişim olmaz ve ardından sefalete gider durum komünizme döner.



    Olması gereken.


    1.Adaletli vergi.


    2.Tüm istihdam noktalarında çalışana güven verme.Denetimlerde bulunma çalışan haklarını koruma.


    3.İmkanlar dahilinde bireylerin yeteneklerini bulabileceği bir özgün eğitim sitemi oluşturma.(İlköğretimde ilk 8 yıl boyunca yaz dönemi 1 aylık süreçlerde).


    4.Sağlık reformu.ürünlerde kalite taraması yapma.


    5.40 yaşından sonra 5 yılda her bir vatandaşa zorunlu check-up imkanı sunma.Bu sayede olabilecek hastalıkların önüne geçme.


    6.Emeklilik yaşının 65 olması.Ama durumu şöyle geçersek bir ülkeyi atıl konumda tutmak için dinamik hareket etmesi lazım.Bu nedenle memuriyet gibi çoğunlukla sabit yerlere 40 yaş üzerindeki belli bir azami maaşla almak daha doğru olacak batıdaki gibi.Genç dinamik bireyler üreten yerlerde çalışmalı kendilerini tembelleştirmemeli.Yani demem o ki Memuriyet şartı en alt 40 yaş ile 65 yaş ve belli bir eğitim düzeyine tabi kişilere sınav karşılığında sunulmalı.20-40 yaş arası gençler memur yapılmamalı.Bu her ülke için kötüdür.


    7.Askeri anlamda bireyler.Kadınsa askeri birimlerde hizmet adına çalışmalı ve belli oranda bireysel savunma eğitimi almalı.Erkekler ise ikamet ettiği yer nere ise en yakın kışlada 1 ay eğitim almalıdır ama salt eğitim boşa geçmeyecek.


    8.Kişilere ailelere festival konser müzik sanatları veya diğer farklı tür türkü olur bu ve benzeri organizasyonlar sunularak depresyon ve hayatın getirdiği sıkıntılar dağıtılmalıdır.



    9.Şehirler homojen şekilde gerekmedikçe kişi kütüğü nereye bağlı ise orada çalışacak şekilde eğitim olanakları ve istihdam olanakları yaratılmalı.Bu sayede ülke ekonomisi dağıtıldığından bir noktadaki negatif etki şiddetli bir sıkıntıya sebep olmaz.İş istihdam olanakları dağıtılmalı.Ülkenin batısı ile doğusu birbirine uzak kalmamalıdır.


    10.İyi yaşanabilir bir ülke olmak bu kadar basittir.Ama insan değer veren çalmayan çırpmayan hak yemeyen insanlar bireyler yetiştirmek ise zordur.Akılcı çağa uygun vizyoner kişiler geçicidir.Önemli olan bunun çoğul ve devam eder nitelikte olasıdır.Yoksa ülkenin yamalı bohçaya döner.Bir ülke kalkınması halkına ve onların bakış açısına bağlıdır.


    Bu dediklerimi teoride lafla söylemek kolay pratiğe dökmek ise zordur.Sabır acı meyvesi ise tatlıdır.Ama ortadoğu canlıları sabretmekte zorlanır.O nedenle bu coğrafyanın ülkeleri gelişemez.

    Zorunlu check-up İmkanı ?


    organizasyonlar sunularak depresyon ve sıkıntılar dağıtılmalı demişsin ama esas amaç depresyona sokup kontrol edebilmek zaten. halkın kaliteli yaşamasının istendiğini de nereden çıkardın





  • quote:

    Orijinalden alıntı: bily7091

    Zorunlu check-up İmkanı ?


    organizasyonlar sunularak depresyon ve sıkıntılar dağıtılmalı demişsin ama esas amaç depresyona sokup kontrol edebilmek zaten. halkın kaliteli yaşamasının istendiğini de nereden çıkardın



    Alıntıları Göster

    Sen halkına refah değil çoğalmasını öne sürüp sömürmek istiyorsan başka.Kendince düşmanlar yaratmak halkın bir kesimini diğer kesimine düşman ederek oy toplamak duyguları ve milliyetçilik taslayarak insanları yine sömürmek kendini zenginleştiriken halkını fakirleştirmek.Bunu diktatör rejimlerinin işidir.



    Ben ise burada ideal olması gereken yönetim biçiminden bahsediyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 27 Eylül 2020; 14:22:39 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alvete

    İktidar şahsi popülaritesini sağlamak, oylarını almak için fakirlere imar vermiş. Anca öyle sahip olurlar zaten. Kapitalist piyasa içinde kazandıklarıyla sahip OLAMAZLAR. Buralar bu insanlara dağıtılırken daha Türkiye yeni yeni sanayileşme,kentleşme, tarımdan kopma kısacası kapitalist ekonomiye girmeye çalışıyor. Şimdi git bakalım deniz kıyısında kim fakirlere ev veriyor? İstanbul'un nüfusu 40 milyar olupta bu mahalleler ekonomik önem ya da değer kazandığında git tekrar bak bakalım o fakirler hala orada mı olacak? Yoksa zenginlerin yeni yalıları mı dikilmiş olacak? Konuştuğumuz konuyla alakalı cümle kurmuyorsun. Biz insanların nasıl zengin olduklarını konuşmuyoruz. Bu piyasa ilerleyişinin Marx'ın tahminlerine ne kadar uyacağını konuşuyoruz. İnsanların nasıl zengin olduklarını tartışmak mantıklı değil çünkü göçebe toplumdan, yerleşik tarımsal toplumuna; tarım toplumundan sanayi toplumuna vs. geçişini tartışırız o zaman. Geçiş aşamasında birileri yaşadıkları yerler artık benim demiş ve servet biriktirmeye başlamış. Arkasına da devlet diye bir kurum koymuş benim dediği toprakları garanti altına almış.


    O deniz kenarı insanların en kolay ulaşabileceği, en kolay para kazanılacak yerler olduğu için kiralanıyor. Yapılan plaj ve yol da kimsenin babasının parasıyla yapılmadı. Bu ülkenin vatandaşının vergisiyle yapıldı. Birilerinin babasının parasıyla yapılsa bile 500 yıl sonra dogacak insanların o denize orada girme hakkını kimse elinden alamamalı. İsterse 8milyar kilometre kıyısı olsun. Nerede canın isterse orada girebilmelisin denize. Bu dünya kimsenin babasının malı olamaz. Top oynamak için illaki gidip bir halı sahaya para vermek zorunda değiliz.


    Ödenen paralar zaten halkın parası. Her şeyden vergi alan devlet, halka kendi parasını verirken bizimkilerin yaptığı gibi 'köpek besler gibi' televizyonlarda bakın size ne güzel bakıyoruz havalarında konuşamıyorlar. Çünkü halk biliyor ki kendi parasını geri alıyor. Kimsenin bedava verdiği bir şey yok.


    Fabrikayı geliştiren sahibi falan değildir. Sahip dediğin insan sermayesi olandır. Üretmek için parasını koyan, koyduğu paradan daha çok değer üretip, kendine en fazla kârı bırakmak için elinden geleni yapan girişimcidir. Girişimci devlet olur, fabrika halkın olursa sen kimse geliştirmeye çalışmaz diyorsun ben ise daha güçlü gelişeceğini iddia ediyorum. İnsanlar devamlı bir şeyler yapıp köşeyi dönmenin peşinde. Dönecek bir köşe olmaz ise bencillik yerini toplumsal faydacılığa bırakır. Bilim yapan insan para kazanıp, patronuna para kazandırmak yerine halkına fayda sağlamak için çalışırsa daha gönülden çalışır diyorum. Yeter ki gerekli sistem akıllıca kurulsun. Bilim zaten para için yapılmaz insan için yapılır. Bilim tutkudur, merak etmektir, yapabilir miyim demektir. Para kazanmak, hep daha fazla kazanmak değildir. Bilimde hızlı ilerlemenin yolu kâr maksimizasyonu olabilir fakat tek yolu değildir. Çalışanın motivasyonunu sağlayan bir çok etmen vardır. Mühendisler falan yönetsin de demedim. Karar alıcı geçici yapılar oluşturulabilir dedim. Ayrıca özel mülkiyetin olmadığı, sadece kullanım haklarının verildiği bir piyasada ev, araba vs. almanın bir sorun olmayacağını bilmeni isterim.

    *''İktidar şahsi popülaritesini sağlamak, oylarını almak için fakirlere imar vermiş. Anca öyle sahip olurlar zaten. Kapitalist piyasa içinde kazandıklarıyla sahip OLAMAZLAR'' demişsiniz


    Ben ne dedim ilk mesajda zaten cevabı vermişim ''Seçimler olduğu sürece bu dediğin olmaz. Zenginler tüm deniz kıyılarını alamaz tam tersi fakirler, göçmenler ,çok üreyenler her yeri ele geçirir demokrasi sayesinde. AKPyi sevmiyorsun diyelim seçimler sayesinde, oy gücü sayesinde istanbul bir köye dönüştü


    Bütün arazileri zenginler aldığında kurumsal vergi artar halk bedava yemek yer çalışmasına bile gerek kalmaz'' Demokrasi ve seçimle iktidar değişimi sayesinde bütün sermayenin halkı köleye dönüştürmesi mümkün değildir


    *Boğazda 1000 yalı varsa bunlar neden fakirlerin değil demeye getiriyorsun.Boğazda 1000 yalı varsa 25 milyon TC vatandaşın sahibi olma imkanı yoktur. kapitalist sistem buna çözüm olarak en çok isteyen, en çok bedel ödemeye hazır olan burda yalı sahibi olabilir demiş. ROK bankasya'dan kredi çekip yalı almıştı Yılmaz Özdil Bodrumda yine villa sahibi birgün sende birşeyler başarırsan sende villa-yalı sahibi olabilirsin... Dediğim gibi Türkiye'nin 8bin km kıyısı vardır 300-400 bine yazlıklar var öyle milyon dolar ödemen gerekmiyor illa boğazda yalı almak zorunda da değilsin. Asgari ücretle iş arayan yada çalışan boğazda yalı sahibi olacaksa insanlar niye doktor , gazeteci , sanayici, ihracatçı, ilaç şirketi sahibi , tv-telefon-bilgisayar üreticisi olsun ki? illa alacağım diyorsan rahatlıkla 300-400 bine bir yazlık bulabilirsin


    *Senin bahsettiğin plaj , halı saha , futbol , deniz kenarında villa aslında kapitalizmin insanlardan para kazanabilmek için yarattığı eğlence sektörünün bir parçasıdır . Kapitalizm gelişmese bunlar aklına bile gelmeyecekti. Ayrıca ücretsiz plaj yolunu, ücretsiz halısahayı aslında belediye vatandaş için yapabilir fakat halk makarna-kömür ve iftar çadırında beleş yemeği daha çok tercih etti eğer ücretsiz plaj ücretsiz spor tesisi isteyen çok olursa onu da yapabilir . Dediğim gibi kapitalizmde sermayenin halkı sömürmesini engelleyen şey demokrasidir zaten


    *Ayrıca ''Dönecek bir köşe olmaz ise bencillik yerini toplumsal faydacılığa bırakır. Bilim yapan insan para kazanıp, patronuna para kazandırmak yerine halkına fayda sağlamak için çalışırsa daha gönülden çalışır diyorum'' demişsin. Peki çaycı yada aşçı ile tv için tüp üretmeye çalışanı veya araba motoru üretmeyi çalışanı aynı maaşı verdin nedeni ise dönecek köşe oluşmasın, motor üretenle çaycı arasında gelir farkı olmasın ki motor üreten villa sahibi ,yalı sahibi olmasın fakat o zaman kimse araba-uçak motoru, tv için tüp-panel için uğraşmaz herkes aşçı-çaycı-güvenlik elemanı olmak ister




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 30 Eylül 2020; 6:17:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Marx ın öngörülerinin çoğu gerçekleşmiş durumda,3 kuruş maaşla sabah akşam patronlarına kölelik eden adamlar ya bi gün ben de zengin olursam umuduyla kapitalizmin insanların özgürlüğünü,haklarını geliştirdiğini söylüyo en büyük oyun da bu ya zaten

  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.