Son gelişmelere dair yorumum

Ana konuda yazmaktansa bir konu açıp Elmas yönetiminin yapmaya çalıştıklarını "kendimce" özetlemeye çalışayım.

1) Seçim sürecinde gerek en çok söylediği şekilde "seçimi kazanmak" gerekse de Fatih Terim'le arasının iyi olması ve hocayı sevmesi sebebiyle, seçimi kazandığı takdirde Fatih Terim'le devam edeceğini söyledi. İkisi de olabilir ancak ben çoğu kişinin aksine 2. olasılıktan ötürü olduğunu düşünüyorum.

2) Kadro planlaması ve yapılanmaya Terim'le başladılar. Bence hataydı ancak belki de Terim'le bunu yapabileceklerini düşündüler. Sonuç olarak işler istedikleri gibi gitmedi ve görevden aldılar.

3) Muhtemelen gerektiğinde "suçu bırakabilecekleri", sunulan oyuncularla çalışmayı kabul eden, taktik bilgisine güvendikleri bir ismi takımın başına getirdiler. Torrent'in doğru veya yanlış isim olacağını gelecek süreç gösterecek ancak anlaşılan Torrent olmasa yine benzer başka birisi gelecekti.

4) Torrent geldikten sonra futbol direktörü ve danışman olarak Luis Campos isimleri çıkmaya başladı. Hatta önümüzdeki sezon için Luis Campos ile anlaşıldı sanırım (Resmi olarak bir şey var mı bilmiyorum?). Bu hamle bence 2.maddeyi açıklıyor. Çünkü transferleri yapmışsın, teknik direktör belirlemişsin, sonrasında bu hamlenin yapılması hata yaptıklarını "resmen" olmasa da açıklıyor. O yüzden bu sezon takımı bir şekilde, en az hasarla kıyıya yanaştırıp, önümüzdeki sezon daha doğru bir biçimde sistem kurmaya çalışacaklarını düşünüyorum.

5) Pena transferi. Okan Kocuk'un kiralanması hata değildi. Asıl hata arkasında güvenilir isim tutmamak, geri çağırma maddesi koymamaktı. Okan olmayınca yabancı bir kaleciye gidildi. Evet kontenjan harcandı ancak biraz da yabancı transferine mecbur kalındı. Yine evet, deneyimli kaleci daha iyi olurdu. Ancak Muslera'nın maliyeti, sözleşme süresi, sadece sezon sonuna kadar bir isim düşünülmesi, Muslera iyileşene kadar oynaması sonra yedek kalmayı kabul etmesi gibi gibi nedenler ve kaleci antrenörünün de önerisiyle Pena tercih edildi. Başta kalecilik meziyetleri olmak üzere çok fazla handikapı var. İyi bir transfer değil ancak oyun kurma becerisi ön planda tutularak alındıysa, göstereceği performansı görene kadar eleştirme taraftarı değilim.

6) Gomis transferi. Her ne kadar resmi olarak açıklanmasa da şu anda çok da garipsenecek bir transfer değil. 6 aylık + opsiyonlu transfer (10 gol?) olduğu, bu sezonun kalanı için 650 bin euro olduğu söyleniyor. Maliyet olarak iyi denebilir. Takımın sorununun mental olduğu düşünülürse bir hava da katabilir. Ayrıca oyuncuyu incelediğim kadarıyla fiziksel olarak çok da bir şey kaybetmiş değil. Evet eskisi gibi değil ancak o kadarını da normal buluyorum.

7) Gedson transferinin gerçekleşmemesi. Gedson'u çok istiyordum yalan yok. Sezon başında da alınmadığı için bende tepki göstermiştim. İlk öğrendiğimde kızsam da sonrasında rüzgarın akışına kapılmadım. Yönetimin açıklaması bu konuda tatmin etti. Hem en son taraftar Falcao konusunda yangın yapmıştı olanları gördük. Yönetimin açıklamasına değinirsek;

7.1) Önümüzdeki sezon daha az yabancı kaydedebilmek. Hali hazırda 14 yabancımız var (Pulgar dahil değil olsa da önümüzdeki sezon olmayacak). Önümüzdeki sezon 12 oyuncu kaydedebileceğiz. Mevcut oyuncularımızdan sadece Babel ve Feghouli'nin sözleşmeleri bitecek. Bu yönden Gedson transferini anlayabiliyorum. Öte yandan Beşiktaş'ın aldığı şartlara bakılırsa 6m + sonraki satışın %50'si. Bilemiyorum, sonraki satış maddesi de düşündürüyor.

8) Erick Pulgar transferi. Arka arkaya 2 kere bilek sakatlığı geçirdikten sonra nasıl döndüğünü bilmiyorum ancak daha önce denk geldiğimde beğendiğim bir oyuncuydu. Eğer ki çok gerilememiş ise hem oyun olarak hem de karakter koyma bakımından oldukça işimize yarar ve taraftarın sevgisini kazanır.

Yönetimi bazı konularda eleştirsem de henüz tam olarak görevi bıraksınlar diyemiyorum. Yine Torrent'te şansı hak ediyor. Bekleyelim görelim. (Her şeyi tam olarak toplayamadım, düzenleyebilirim)

Vay be Belmas denen zat, koskoca GS kulübünü her türlü spor branşında şamar oğlanı yapmış, futbolda federasyona karşı en ufak bir direniş gösterememiş, Rizespor gibi bir takımın bile dalga geçtiği bir hale gelmiş, şu ana dek bir tane olumlu hareket yapamamış fakat gene de savunanı çıkıyor. İlginç bir ülkeyiz.

Yanlış hatırlamıyorsam şundan bir kaç sene evvel konu açıp, emek vererek futbol üzerine yazı yazan bir üyeydin. Sırf onun hatrına cevap veriyorum.

Bilirkişi değilim. Sadece araştırıp, biraz daha geniş açıdan bakmaya çalışan futbol severim. Daha önce yazdığım mesajlar 3-5 aklında kaldıysa, rüzgara kapılıp yazmıyorum. Herkesin a dediği bir ortamda katılmıyorsam b derim. Tepki de çekerim. Kimseye bir şey beğendirmek gibi bir düşüncem yok.

Daha önce ısrarla yazdıklarımdan bazıları, kaliteli yerli oyuncu konusunda uyarım, Dursun yönetimi hakkında uyarılarım, takımın bu hale geleceğine yönelik mesajım, Okan Kocuk'u savunmam, Yunus, Emre Akbaba gibi bazı oyuncuları savunmam v.s

Elimden geldiğince olabilecekleri önceden fark etmeye çalışıyorum.

Federasyona karşı direniş gösterememe konusuna katılıyorum. Ben yönetim pirüpak demiyorum. O konu hakkında da düşüncelerim var ancak futbol dışı olduğu için tartışmaya girmek istemiyorum. Benim için öncelik futbol.

Gidip de Rize gibi küçücük bir takımı Galatasaray'ın muhatabı saymıyorum. Yaptıklarıyla gündeme gelmeye çalışan bir başkanları var. Gidip de buna çanak tutacak değilim.

Yukarıda yazdığım iki konuda da işin içinde siyaset var. O yüzden irdelemiyorum.