Şimdi Ara

Sızma Zeytinyağı Hakkında Bilgiler (641. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
14.788
Cevap
530
Favori
1.192.007
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
48 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 639640641642643
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • gatila G kullanıcısına yanıt

    0,2 altı asit yağ ancak asit düşürme işlemiyle mümkün görüşündeyim.O da işlem uygulanmış yağ olur. Tün Olive 0.1 yağ satıyor mesela ama normal değil bu değer. 0.2 asit altı, 500+ ve üstü polifenollü bir yağın litresi 100 TL altı fiyata satılması çok garip olur bence.

    Talep yoğun ve ürün az,neden daha ucuza gitsin. O degerdeki yağlar için hem zeytinlik olarak yatırım hem ekipman olarak yatırım gerekiyor.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • OkumadanAlma kullanıcısına yanıt

    ben 0,3 asit altını göremedim bu işin içinde olduğumundan beri.

    dediğiniz gibi en ucu butik makine 60 bin euro zeytinlikler tarım uygulamaları toplama sıkım ambalajlama satış pazarlama ....


    tüketici olarak bence oleik asit ve polifenol değerlerine çok takılınıyor forumda gördüğüm kadar ile.en düşük asit en iyi demek olarak düşünmemek lazım.

    polifenol de yanıltıcı olabilir. çünkü size gelene kadar kağıt üzerindeki değerle çok farklı olabilir.


    bence damağınıza güvenin nefaset tat öncelik olmalı bu bir ilaç değil sonuçta ucu açık sonu yok çok değişkenli ...en iyi telefon ya da otomonil gibi değil en nihayetinde bir tarım ürünü.

  • Askaparta kullanıcısına yanıt

    İki sezon önce kendilerinin 100% dağ yağından almış ve çok beğenmiştim hatta o sezon en beğendiğim yağlardan biri idi. O dönem de rakiplere göre biraz pahalı idi ancak diğer üreticilerde pek görmediğimiz bir zeytin çeşidi diye biraz da meraktan yağalrını almıştım ve o kadar da ulaşılmaz bir fiyatları yoktu her şeye rağmen. Ancak bu sezon rakipler ile karşılaştırdığımda gerçekten çok uçuk bir fiyat belirlediklerini düşünüyorum. Hadi 100% dağ yağı çok özel, ağaçlar toplaması çok zahmetli bir yerde vs. ama dağ-ova karışık yağlarının 2lt'si 320 tl ve bu yağ trilye erkence karışımı öyle organik falan da değil. Çok daha uygun fiyatlı ve kalitesini de bildiğimiz alternatifler varken Gıda Ormanı'nı da direkt eledim bu sezon. Sızma Zeytinyağı Hakkında Bilgiler 

  • Zeytindostu Derneği'nin yarışmasında her yıl hangi çeşitler premium ödüle uzanmış:


    2020: 2 Memecik, 2 Edremit/Ayvalık

    2019: 1 Memecik, 1 Gemlik/Trilye, 1 Yamalak Kabası, 1 Dilmit

    2018: 3 Memecik, 2 Gemlik/Trilye, 1 Domat

    2017: 2 Memecik, 1 Gemlik/Trilye, 1 Domat, 1 Yamalak Kabası, 1 Dilmit


    Yani benim damak tadıma uymadığı gibi Edremit/Ayvalık jürilerin damak tadına da genelde pek uymamış.

  • OkumadanAlma kullanıcısına yanıt

    Olidya bu yıl %0.03 açıkladı ama henüz raporu görmedik. Ya da ben görmedim, paylaşıldı ise de kaçırmış olabilirim.

    Yanlış yazmadım, %0.3 değil, %0.03

    Yağı denedim ve şahane bir şey olduğunu söyleyebilirim. :)

  • Bugüne kadar denediklerim içinde %0.3 altında asit beyan edenler:


    Olidya Domat 2021 - 0.03

    Nova Vera Memecik 2019 - 0.1

    Nova Vera Hayat 2019 - 0.2

    Nova Vera Beylik 2019 - 0.2

    Nova Vera Trilye - 0.2

    Nova Vera Yamalak Sarısı 2019 - 0.2

    Hermus - 0.1-0.2

    Özem Kisthene - 0.2

    Nermin Hanım Domat - 0.2

    Düet Memecik 2020 - 0.18

    Green Amour Trilye 2020 - 0.2

    Oleamea - 0.2

    Hilmi Yıldırım 2018 - 0.1

  • moza80 M kullanıcısına yanıt

    Ben şuan bu yıl itibari ile 5 litre 250 TL ve altı yağda polifenol degeri ve peroksit sonucu aramam ama litresine 80 TL ve üstü verecegim yağda polifenol oranı ararım ve aranmalı da.

    Şu çok söyleniyor: Zaten polifenol zamanla dúşüyor. Evet,polifenol tenekede beklerken de şişede beklerlen de azalır ama bu beli bir fiyatın üzeronde satılan yağlarda polifenol aranmayacak bahanesi oluşturmaz.Çünkü 400 polifenol olan yağ tenekeye girinceye kadar 340'a düşebilir,tenekede 280'e düşer belki ama zaten 210 polifenole sahip bir yağ ise tenekede 150 altına iner ki zaten o kalitede zeytinler hızlı sıkım dolum yapılmaz,uğraşılmaz.

    Sonuç olarak sıkım.esnasında 400+ polifenol yağ sonrasında azalsa bile senin önüne içmeye hazır geldiginde en az 250 polifenol içeriyorsa,sıkım esnasımda 250 polifenollü yağ şişelenip senin önüne içmelik geldiginde 150 polifenol içerir. Arada yine fark var. Yani azalıyor demek 400 polifenol yağ da 0 polifenole iner,250 polinefole sahip yağ da 0 polifenole iner,ikisi de aynı seviyeye iner demek değil.

    Piyasanın üstünde litresi 80 TL üstünfe yağ satanlar 0.4 asit altında asit derecesi ve sıkımın hemen sonrasında 400 polifenol ústü,tenekelenme sırasındaki değerde de en azından 280-350 polifenol sunmak zorunda bence.

    Litresi 50 TL altına gelen,özellikle litresi 40 TL gibi bir fiyata gelen yağda 0.8 asit altı aranacak olsa da polifenol aramanın sormanın mantığı yok zaten. Ha ucuz yağlarda mutlaka ve mutlaka pestisit sonucu aranmalı. Ucuz yağlarda da pahalı yağlarda da pestisit sonucu aranmalı.Kimse tağşiş yağ kullanmak istemez ucuz diye.

    Analiz raporu istenince de şöyle mazaret sunuluyor:

    Firma sana analiz raporundaki yağı vermese başka yağ verse nasıl anlayacaksın deniyor. Olsun,artık onu yakalamak devletin işi. Yine de analiz raporu sunamayan firmalar risklidir.

    Analiz raporu sunmayan firma derken,hiç bir firma herkese tek tek ayrı ayrı whatsaptan emailden analiz raporu göstermek zorunda değil,satış sıkıntısı olmayan büyük firmalar bunu hiç yapmaz zaten. Hatta sitelerine koyma geregi bile koymuyorlar kurumsal satışlarda analiz raporlarini sundukları halde.

    Yalnız kendini kanıtlamamış,müşteri portföyü kısıtlı olan firmaların en.azından web sitesinde yada trednyol gibi platformlarda analiz raporu göstermesi gerekli.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • gatila G kullanıcısına yanıt

    Bunlar pazarlamada diger firmaların önüne geçme taktikleri. Kesinlikle takılmayın..%0.03 ile %0.2 arasında fark yoktur,büyük ihfimal %0.2 dir en düşük o yağ. Özel laboratuvar kullanmadan gitsinler alsınlar bakalım o sonucu AYTB'den..Özel lablarda %0.02 %0.03 yazdırmak zor değil ki. Analiz nerede yaptırıldı önemli. İşbirliği yapılan laboratuvarların hatta bağış alan bazı üniversitelerin lab sonuçları bile benim için dikkate alınacak değil.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • moza80 M kullanıcısına yanıt

    Filtresiz yağ bozulmaz diyorsunuz ama biz şimdiye kadar başka uzmanlardan ve üreticilerden aksini duyduk.


    Dediğim gibi Serdar Öçten Ünsal bozduğunu söylüyor, mümkünse filtresiz tercih etmeyin, illa alacaksanız sıkım sonrası maks 1 ayda tüketin diyor. Kendisi bu işin eğitimlerini veren, çok sayıda firmaya danışmanlık yapan, hangizeytinyagi sitesinin sahibi olan biri.


    Bir zamanlar buraya ciddi katkı veren Orfion şunu söylerdi: Tortu/partiküller yağı bozar. Bu süreci yavaşlatmak için yağı sık sık çalkalayınız ki tortu dibe çökmesin.

    Bunu başka ürericilerden de duyduk.


    Yani olay sadece asidin yükselmesi veya dibe çöken tortunun müşteri tarafından nahoş algılanması değil diye biliyoruz.


    Ben kendi kişisel deneyimlerimde de filtresizlerin kokusunun olumsuz yönde değiştiğini gözlemledim.


    Açık olacağım: Bendeki algı sizin kendi yağınızdan yana taraflı davrandığınız yönünde.

    * Kuzey Ege dışında yağ tercih etmem diyorsunuz. Bence bu işin profesyoneli olan biri bu kadar tutucu olmamalı. Gördüğünüz üzere yarışmalarda Edremit/Ayvalık diğer çeşitlerin biraz gerisinde kalıyor. Bu forumda da bugüne kadar muhtelif arkadaşların favorisi bir çeşit ve bölge olmamıştır. Memecik, Trilye veya Domat seven ise çoktur.

    * Filtre yapılmadan doğal çökeltmeli üretimin daha iyi olduğunu söylüyorsunuz. Doğal çökeltmenin sizin de belirttiğiniz üzere az bir miktarla özenli bir şekilde yapılması olumlu sonuç verebilir. Ama şu da uzmanlardan ve profesyonellerden öğrendiğimiz bir gerçek ki, tortu yağı bozar. Bu kriterde de yine yarışmaları referans alacak olursak, sıkım sonrası hemen kağıt kağıt filtre edilen yağlar en iyi sonuçları almaktadır. Dediğim gibi, normal satışı filtresiz ve doğal çökeltmeli olan bir üretici yarışmaya göndereceği yağı sıkım sonrası kağıt filtre ederek ayırdığını söylemişti.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu vesile ile tüm arkadaşların görüşlerine şöyle bir konu açmak istiyorum:

    Edremit/Ayvalık çeşidi ve yöresi uzun yıllardır en iyi zeytinyağının adresleri olarak bilinmekteydi. Fakat son yıllarda diğer yörelerde (Muğla, Manisa, Aydın...) diğer çeşitlerle yağ üretimi yapan iyi butik üreticilerin çıkması ile bugüne kadar tatmadığımız kalitede yağlara erişmeye başladık. Zeytinyağında çağla, çimen, yeşil domates kokuları arar olduk. Bu üreticilerin başarıları yarışmalarda da tescillendi. Sadece 2-3 yıl içinde bu forumda favori çeşidi ve yöresi Edremit/Ayvalık olan pek kalmadı.

    Münferit bir beyan olduğu için üzerinde durulması bence hatalı olur ama yeri gelmişken bahsedip geçelim. Buradan bir arkadaşımız (dilerse kendisi parmak kaldırabilir, ben ismini vermiyorum) şunu iletmişti. Kendi bahçelerinde ürettiği farklı çeşitleri işleyen iyi üreticilerimizden biri kendisine demiş ki: "Ayvalık çeşidini ne kadar özenli işlemeye çalışsak da diğer çeşitlerimiz kadar başarılı sonuçlar elde edemiyoruz."

    Eskiden Serdar Öçten Ünsal hangizeytinyagi.net sitesi üzerinden onayladığı farklı yağların satışını yapardı. 2017'de en beğendiği yağlardan oluşan 4'lü bir set hazırladı. Nova Vera Trilye, Menteşe Som Memecik, Zeytinlitepe Kilis Yağlık, Nermin Hanım Ayvalık... Aldım seti. İlk üçe bayıldım. Sonuncusu ise pakete torpilli girmiş gibi kaldı aralarında. :) Neyse bunu da yemeklere kullanırım dedim. :) Kötü değildi, temiz bir yağdı, ama diğerlerindeki koku ve tat yoktu. Geçen yıl ise Zeytindostu yarışmasında bu üretici bu ürün ile premium ödüle uzandı, onu da belirtelim. Ama şu da var ki, o ödüle rağmen burada kimse o yağı merak edip almadı. Neden kimse merak etmedi Premium ödüllüler içinde en uygun fiyatlı olan bu yağı?

    Elbette hepimiz şunun da farkındayız: Herkesin bir zeytin çeşidi tercihi olabilir ama önceliğimiz çeşitten ziyade kaliteli, özenli üretim. Edremit/Ayvalık'tan iyi bir ürün çıktığında kimse "ben almam" demiyor.

    Bunlar doğrultusunda kafama takılanlar:

    1) Hani eskiden beri şöyle bilinir: Gemlik/Trilye sofralıktır, Edremit/Ayvalık yağlıktır. Ama Nova Vera ve Granpa başta olmak üzere bazı üreticiler bize gösterdi ki, Gemlik/Trilye'den özenli bir yağ yapılınca kokusuna ve tadına doyum olmuyor. Keza Memecik çeşidinden de çok iyi yağlar tatmaktayız. Veya Domat da...
    Acaba diyorum, Edremit/Ayvalık'ın eskiden beri en iyi yağlık zeytin çeşidi olarak kamuda gayrıresmi tescillenmiş olmasının asıl nedeni, yağının çok iyi olması değil de, yağ veriminin yüksek olması ve/veya sofralık olarak makbul olmaması olabilir mi? Yani biraz da abartarak söylersem, şu mu mesela: "Yahu bu çeşidin tadı zeytin olarak tüketmeye çok makbul değil, yağını sıkıp kullanalım bari, hem yağı çok çıkıyor."

    2) Sorun çeşidin niteliklerinde değilse sorun Kuzey Ege üreticilerinde demektir. Onlar "bizden iyisi yok" diye övünürken aslında "dünya bizi kıskanıyor" diye diye fakirleşen Türkiye'nin durumuna mı düştüler? Yani diğer yörelerde diğer çeşitlerle çalışan yeni üreticilerin gerisinde kalmaktalar.

    Ne dersiniz? Bir sorun olduğu kesin gibi. 1 mi yoksa 2 mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ben profesyonel bir damak değilim ama Oleamea yağım geldi değerlendirme yapacak olursam; yakıcılık orta seviye boğazımı acıtmadı, acılık hiç yok dilimde aktıktan sonra acılık kalmadı, açtığımda çimen kokusu buram buram ama başkaca bir meyve vs. kokusu almadım. Analiz değerleri iyi görünüyor, içimi genel olarak hoşuma gitti ancak bu paralara değmez diye düşünüyorum. En azından bu sene ve bana gelen yağ için söylüyorum.


    Korudağ da geldi ama tadına bakamadım.


    Bugüne kadar denediğim markalar (3senedir); nova vera memecik, özem kisthene, incirya, şerifoğlu, oleamea, green amour bir kaç tane daha var aklıma gelmedi.

    Bilmiyorum enteresan gelebilir geçen seneki şerifoğlunu bir numaraya rahatlıkla yazarım. Yakıcı, acı, buram buram çimen, meyve tadı çok iyiydi. Green amour çok hoşumuza gitmişti. Bu iki yağ da geçen seneden.

    Sonra Nova Veranın 2020 yağı gelir. Sonra özem.


    Dediğim gibi profesyonel değilim sadece sabah içmeye, salataya lezzet vermeye yağ alıyorum. Değerlendirmem bu şekilde.





  • gatila G kullanıcısına yanıt

    kendi yağımdan yana taraflı davrandığım doğrudur.

    neden?toplanmasından seçimine ve sıkımından ambalajlanmasına kadar her evrede başındayım için rahat.severek tüketiyorum .bir satış kaygım yok butik işletmeyim şu an sıkılmakta olan yağların büyük bir bölümü zaten şimdiden müşteriler tarafından rezerve edildi dolayısı kendi fikirlerimi beyan etmekte bir beis görmüyorum


    filtrsiz yağın bolzulması ile ilgili konuya açıklık getireyim ben önceki yazılarımda bahsettiğim gibi filtresiz isteyenler için bir miktar ambalajlayıp gerisini oksijenle teması kesilmiş krom tanklarda muhafaza ediyorum.yani bozulmak demek eğer işlevini yitirmiş anlamında ise hayır bozulmuyor ama ertesi sene tekrar analize gönderip ölçtürme gibi bir angaryaya girmiyorum.sadece birkaç denememizde oleik asit değerlerinin birkaç birim yükseldiğini gözlemledik bir yıla yakın bir sürede o kadar.yani bi bu yaklaşım meselesi filtresiz yapma imkanım varken yapıyorum.


    ben bu işin uzmanı olduğumu iddia etmiyorum senelerin tecrübesi ve gözlemleri diyelim.eline sırığı almamış zeytin toplamamış dekantör malaksör görmemiş şişe teneke nasıl doldurulur bilmeyen insanların da sadece kitaplardan okudukları bilgilerle ya da kimyasal analizlerle yaptıkları yorumlara da pek itibar etmiyorum açıkçası.


    bu arada isim zikredilen üreticilerden tesislerini gezip sıkımlarını gördüklerim var.aralarında bu işi hakkını vererek yapan ama sizin damak tadınıza uymayan yağlar olabilir.yani kimisi bitter çikolata sever kimisi sütlü kimisi beyaz.ama her üç türü de olması gerektiği gibi yapan(sıkan) yerler var isim vermem doğru olmaz.


    yani sizin damaktadınıza ya da jurinin uymuyor diye buraların yağında bir sıkıntı yok.yarışmalar ayrı ve uzun bir konu şu an vakit yetmez girmeye.ayrıca burada azımsanamayacak kadar ödüllü alan firma var diğer yörelerden bağımsız.


    zeytini toplayıp bir gün bile bekletmeden soğuk sıkım yapan ve damak tadıma uyan her yağ benim için tüketilebilir.





  • "Yahu nedir bu fiyatlar? Zeytin ülkesinde 1 lt zeytinyağına 70-80-100 lira mı verilir? Zeytinyağı da mı yiyemeyeceğiz?" gibi cümleler yazasım var ama yazmayacağım. Neremiz doğru ki?

  • moza80 M kullanıcısına yanıt

    Benim hayatımda elime sırık almadığım doğrudur. Zaten kendim biliyormuşum gibi anlatmadım hiçbir şeyi. Uzmanların ve üretici profesyonellerin görüşlerine, jürilerin değerlendirmelerine ve ayrıca bu forumda 4 yıldır gördüğüm tüketici yorumlarına atıfta bulundum.


    ---

    Filtresiz ürün konusunda:


    Orfion şüphesiz eline sırık almıştır ve filtresiz ürünleri sık sık çalkalamamızı önerir, yoksa tortunun yağı bozacağını söyler. Ki kendisi de filtresiz ve doğal çökeltmeli üretimi tercih eden bir üretici.


    Serdar Öçten Ünsal da şüphesiz eline sırık almıştır ve filtresiz ürünleri tercih etmememizi, illa meraklısı isek de sıkım sonrası maks 1 ay içinde tüketmemizi önerir.


    Siz de muhakkak elinize çok sırık almışsınız ama söylediklerinizde üstte saydıklarımla çelişen noktalar var. Ben daha tarafsız ve objektif olduklarını düşündüğüm diğerlerine güvenmeyi tercih ediyorum şahsen.


    Bu forumda da arada bir "filtresiz ürün almıştım, kokusu bir garip" yorumlarını görürüz. Arada bir görürüz, çünkü çoğumuz filtreli tercih ederiz. Ekim-Kasım'da olmak kaydıyla az bir miktar filtresiz de hoşumuza gider elbet.


    ---

    Ayvalık/Edremit çeşidi konusunda:


    Herkese göre kendi yöresi ve kendi çeşidi en iyisidir şüphesiz. Dediğim gibi geçen yıl Nermin Hanım Ayvalık Zeytindostu'nda premium ödül almasına ve diğer premium ödüllü yağlara göre açık ara çok daha uygun fiyatlı olmasına rağmen bu forumda kimse merak edip de o yağı almadı. Yine bir diğer Ayvalık çeşidi üreticisi olan Buta Assos ise merak edilip alındı. Şimdi Nermin Hanım'ın ve diğer Ayvalık/Edremit yöresi üreticilerinin kendilerine şunu sormalarını beklerim: Tamam, biz ürünlerimizi satıyoruz. Ama amatör tüketicilerin içinde bu işi bir hobi haline getirmiş olanların radarlarına neden giremiyoruz? Dilerseniz "herkesin damak zevki" der kapatırsınız. Dilerseniz "acaba neden" diye bir analiz etme gereği duyarsınız. Takdir sizin.

    Yarışmalarda geri kalmasını ise "hepsi yalan dolan zaten" diye kapatabilirsiniz tabi. Ama ne kadar gerçekçi bir yaklaşım olur, emin değilim.





  • gatila G kullanıcısına yanıt

    yazımda sizi kast etmedim.üzerinize alınmayın yanlış anlama olmasın.

    üreticilerin amatör tüketicilerin radarlarına girme gibi bir amaçları yok.hedef kitle belli.tüketicilerin büyük çoğunluğu damak tadına göre hareket ediyor çok az bir kısmı kimyasal analizlere bakıyor en düşük yüzdeye sahip kısmı da sizin gibi ayrıntıları önemseyen tüketiciler.


    üreticiler hangi pazar büyükse ona hitap etmek isteyecektir.çünkü para ondadır.bir iş ne kadar ticari kaygılar ile yapılırsa sonuçları da o kadar genele hitap eder.


    filtreli ve filtresiz konusu epey uzadı gereken açıklamaları yaptığımı düşünüyorum.


    yarışmalar euroncap gibi bilimsel kriterlere göre yapılamadığı ve bir juri olduğu için çok objektif değil.onlarca yarışma var hepsinde farklı firmaların yağları farklı ödüller alıyor o zaman juriye güvenip ödüllü yağları alıp kullanabilirsiniz.bu bir tercih meselesi.


    işin doğası gereği bir sezonda elde ettiğiniz nefaseti rekolteyi kimyasal bileşenleri başka bir sezonda elde edemeyeceğiniz için ben şahsen damağıma hitap eden yağ dışında yok ödül almış yok rekor polifenol değeri var yok ahmet mehmet bunu öneriyora bakmam.zaten benim söylediklerime de bakmayın tadın beğenin alın


    herkese göre kendi yöresi iyidir lafına katılmıyorum bu yöre gerçekten iyidir.camiada bu zaten bilinir.kaz dağları poyraz rüzgarı ege denizi üçlüsü burada farklılaşıyor.aydının inciri manisanın üzümü datçanın bademi de burada yetişse de o tat alınmaz.


    zeytinyağı için bu kadar ince eleyip sık dokuyanlar varsa buradaki bir çok fabrika sahibi için fabrikayı gezmeniz sorun olmaz gelin gezin görün tadın.


    bu arada önceki mesajlarda soğuk zincir falan yazılmış bunlara gülümsüyorum.zeytin dalında koparıldığı an sıkıma gitmeli ..


    özetle ben üreticiyim amacım kendi çevreme damak tadı ürettiğimiz yağ ile kesişenlere ağımı satmak.bu işi hobi olarak yapıyorum.en polifenollü en düşük asitli en erken hasat en en en..gibi bir amacım yok.


    yine kafamda bir yarışma var kendimi tatmin etmek ve rakiplere karşı olan durumu görmek açısından .oradan ödül alırsam yağım iyi olmayacak ya da almazsam kötü bunu biliyorum keşke tüketiciler de bilse





  • moza80 M kullanıcısına yanıt

    Teşekkür ederim netleştirmeniz için.


    Ben de son kez şunu netleştirmiş olayım: Bizler de elbette yarışmaları sonuna dek savunmuyoruz. Hatta burada yarışmaları yerden yere vuran arkadaşlarımız var. :) Çoğunda işlerin nasıl döndüğü belli.


    Ama -bazı- yarışmaların sonuçları ile buradaki tüketicilerin yorumlarının genel olarak kesiştiğini de görebiliyoruz. Örneğin Nova Vera'nın 2017-2018-2019'daki yarışma başarıları kimse için sürpriz olmadı, kimseyi şaşırtmadı. Son 2 yılda ise sanki en iyi ürünler artık yurtdışına gidiyor hissine kapılıyoruz, o ayrı. Veya geçen yıl Buta Assos'un ödülleri yine ürünü deneyenler tarafından onaylandı. Tabi arada şaşırdıklarımız da oluyor. Ama belirli birkaç yarışmada ortak olarak öne çıkmayı başaran yağlar genelde tüketiciler tarafından da onaylanıyor.

  • Tabi çok sayıda üreticiyi gezip tadarak almak bir seçenek ama çok da uygulanabilir değil.


    Ben seçimlerimi şu kriterlerle yapıyorum:


    • Buradaki forumdaşların yorumlarına bakıyorum.


    • Bazı yarışmaların sonuçlarına bakıyorum: Zeytindostu, Los Angeles, Olive Japan, New York. En doğrularına baktığıma emin değilim ama bu dördünün kesişiminin benim beğenimle örtüştüğünü görüyorum.


    • Kağıt filtrelileri öncelikli tercih ediyorum ama sezon başında 1-2 tane de filtresiz alırım illa.


    • Asit değeri başta olmak üzere analiz sonuçlarına bakıyorum. Asit değerini 0.2 açıklayan ile 0.5 açıklayanlar arasında net bir farkı kendim gözlemliyorum. Asit dışında polifenol ve peroksit de önemli tabi.


    • Sıkım sıcaklığı da bir kriter ama bunu bilmek zor tabi.


    • Firmanın sezon geçişlerinin net olmasına bakıyorum. Bazı üreticilerin ürünlerinin hangi sezon olduğu belli olmuyor. Bazıları aynı anda iki ayrı sezonu satabiliyor ama farklı olduğunu da gösteriyor. Bazıları ise son güne kadar eski sezonu satıp sonra 1 günde sadece yeni sezon satmaya başlıyor. Bu üretici eski sezonu toptancıya vermiş de olabilir (bu iyi), ama eski sezonu yeniye karıştırmış da olabilir (bu kötü).


    • Üreticinin ürünlerinin sezon içinde bitiyor olması tabi ki tek başına bir anlam ifade etmez ama ben yine de buna da bakıyorum. "Ürünüm bitti, yeni sezonda görüşürüz" diyen üretici için iş ahlakı sanırım paranın önündedir. Sadece 135 şişe üretip 12+ ay boyunca bitiremeyen köklü bir üretici insanda soru işareti uyandırıyor, acaba başka yağları bu şişeye doldurup oldurup satıyor mu deyu. Tabi bazı üreticiler ise "ürünüm bitti" deyip toptan başkasına satıyor ve o başkası aynı ürünleri 1 yıl satmaya devam ediyor. Bkz: Hermus ile Bir Damla Ege ilişkisi.

    Geçen sezon benim fark ettiğim tüm veya çoğu ürünleri bitenler: Menteşe Som, Düet, Hekate, Sardolive, Bozelli, Tayga, Drop by Drop İlk Hasat, Özem...


    • Ürünün o sezonda ilk satışa çıktığı tarihe bakıyorum. Ama şunu da aklımda tutuyorum: Yöreye ve rakıma göre değişebilir.


    • Organik sertifikalı olanlar bir puan kazanıyor.


    • Sıkımda tercihen su vermeyenler, su veriyorsa da seperatör kullananlar bir puan kazanıyor.


    • Süreçleri ve ürünü ile ilgili sitesinde ve sosyal medyada şeffaf ve detaylı bilgiler paylaşanlar bir puan kazanıyor. Analiz raporlarını paylaşanlar mesela.


    • Şişe dışında farklı ambalaj seçeneklerinin (1 veya 2 lt gibi) olması veya farklı ürünler de (nar ekşisi, sabun, sirke) satıyor olması da kargo maliyeti açısından iyi oluyor.


    ---

    Bunların her biri ile ilgili haklılık payı olan eleştiriler getirilebilir. Ama biz de bir şekilde seçmek durumundayız. Ben genelde seçimlerimden memnun olduğumu, nadiren hayal kırıklığı yaşadığımı söyleyebilirim.





  • OkumadanAlma kullanıcısına yanıt

    analiz pahalı bir şey değil eğer yüklü alım yapan bir tüketici iseniz 100-200 tlye kendi analizinizi yaptırabilirsiniz.

    ancak fiyatlar bugün bile çok yükseliyor şu an toptanda 40 tlnin altında normal sıkım dahi yağ kalmadı.


    soğuk sıkımda randıman düşer. bu da maliyetleri daha da arttırır.bölgeye teneke ambalaj sağlayan türkiyenin büyük firmalarından sarten şu an sınırlı miktarda teneke veriyor ve %20 zam yapmış durumda


    ben kendi yağlarım için italyan üretimi şişeler ve bilyalı kapaklar euro bazında almıştım şu an aynı şişeleri tekrar almam herhalde euronun bu artışından sonra.


    ambalaja göre etiket yapılıyor etiket kağıtları dışarıdan geliyor artan fiyatları siz düşünün.


    zeytin toplayan makinacılar geçen sene 120 lira alıyordu günlük bu sene 175.tayfa parası ciddi arttı.mazotu tarla bakımını hiç saymıyorum.


    rekolte az yağlık zeytin çıkmıyor sıradan zeytin almak isterseniz litre maliyeti 45 liraları geçiyor


    bu saydıklarım üretici maliyetleri yani litresi 40 altına gelen yağları polifenol değerlerine bakmadan dahi almayın artık :)


    üstü için ise dediklerinize katılıyorum ancak üretici de şöyle düşünüyor.ben yatırım yaptım makine parkurum var yarışmalara gönderiyorum sosyal medya ve pazarlama ekibim var.tarla bakım toplama depolama hepsi yatırım.


    en azından bunlara amortisman ayırmalı ve enflasyon üzeri kar elde edebilmeliyim.bu yüzden kar marjları yüksek olmak durumunda bu dönem.yani şu an 80 tl olan kaliteli bir yağın fiyatı baharda 100 tl olacaktır.


    büyük firmalar yağ maliyetlerine maliyet muhasebesi yapıp diğer giderleri de dağıtıyordur muhtemelen.n11 trendyol de satsa %15 komisyonu var.


    sektör diğer üretim sektörleri gibi sıkıntılı bir süreçte o yüzden iyi bir kanal yakaladınız mı devam edin.en azından bu sene zor bir sene olacak geçen seneki gibi bolluk yok.





  • gatila G kullanıcısına yanıt

    yazdıklarınızı şimdi tekrar okudum düzeltmem gereken bazı noktaları atlamışım.

    "Yahu bu çeşidin tadı zeytin olarak tüketmeye çok makbul değil, yağını sıkıp kullanalım bari, hem yağı çok çıkıyor." bu yanlış randıman olarak kuzey ege zeytini diğerlerinden yüksek randımanlı değil.bu tartışmaya bile gerek olmayan bir konu.


    birde bu bölgede diğer bölge cinslerinden ürün yetiştirilmekte.kuruluş yeri seçimini bu gölge olarak belirlemiş bir işletmenin soğuk zincirle hammadde taşıyıp işlemesini ,türkiyenin iyi üniversitelerinden birinde işletme okumuş biri olarak şüphe ile bakarım.


    kuzey ege dışında yetişen tüm zeytin çeşitleri uzun zamandır burada da yetiştiriliyor.firmalar da çeşitli denemeler yapıyor.

    kaynağı türkiye olan lalelerin hollandanın simgesi olması gibi.

  • moza80 M kullanıcısına yanıt

    Ben zaten kesin bir yargıya varmamıştım. Ama bir sorun var. Bu sorunun nedeni olabilecek iki olasılıktan bahsetmiştim.


    Sorunu tekrar netleştirelim: Edremit/Ayvalık çeşidi ve bölgesi önceden zeytinyağı denilince tek geçilmekte iken, son yıllarda geriye düşmeye başladığını gözlemliyoruz. Geriye düşme gözlemimizi neye dayandırıyoruz?

    1) Yarışma sonuçlarına

    2) Buradaki 4 yıllık tüketici yorumlarına


    Şimdi şu iki seçeneğimiz var:

    a) Bu iki kriter de geçerli değildir ve böyle bir durum yok diyebiliriz.

    b) Veya, böyle bir durumun varlığını kabul edersek, acaba bunun nedeni nedir? Çeşidin kendi niteliğinden mi kaynaklı? Yoksa üreticilerden mi kaynaklı? Yoksa başka bir şey mi?

  • 
Sayfa: önceki 639640641642643
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.