K2-18b keşfi bilim dünyasını sarsarken NASA sessizliğini koruyor

Arkadaşlar ışık hızıyla bile gitsen yolculuğun 120 sene sürecek olan bir gezegene heyecanlanmak ne kadar mantıklı? =)

Elbette gençler araştırsın ama...

Isik hizinin 90%'iyla yolculuk etsek oraya varmamiz hemen hemen 3-5 ay surer. Ancak bu surede dunyada 100'lerce yil gecmis olur. Yani yolculuk edeni etkilemez zaman isik hizina yaklasildiginda yolcular icin zaman duracak kadar yavaslar.

Diyelim ki ışık hızının %10 u ile yolculuk yapabiliyor olsalar. Oradan buraya yolculuk 1290 yıl sürer.

Ms. 735 yılında yola çıksalar şu sıralar gelirlerdi.

Peki niye yola çıksınlar ki?

Bunun cevabı bizi farkedebilmeleri ile alakalı(buradan sonrasını hali hazırda yapay zeka ile yapmış olduğum diyalogla anlatacağım).

1. Görsel Olarak Uzaydan Fark Edilebilme

🏛️ Antik yapılar:

• Piramidler (M.Ö. 2500 civarı): Giza Piramitleri gibi dev yapılar çıplak gözle değil ama yüksek çözünürlüklü uydu kameralarıyla bugünden görülebiliyor. Ama uzay dediğimiz mesafeden (örneğin Ay yörüngesi veya daha öteden) çıplak gözle görünmeleri zordur.

🛖 Tarımsal izler:

• 8-10 bin yıl öncesine dayanan tarımın yayılması, ormanların küçük ölçekli yok edilmesi gibi etkiler çok küçük ve dağınık kalmıştır. Uzaydan seçilebilecek kadar net izler değildir.

🌄 Yani?

İnsanın yeryüzüne fiziksel etkisi, uzaydan ancak çok yakın bir mesafeden (örneğin alçak dünya yörüngesinden) ve modern zamanlarda fark edilebilecek kadar belirgin hâle geldi.

💡 2. Yapay Işık (Gece Görünürlüğü)

• Elektrik ışıkları ilk olarak 19. yüzyılın sonlarında (özellikle 1880'lerden sonra) kullanılmaya başlandı.
• Şehir aydınlatması büyüdükçe, uzaydan gece görülebilecek ışık lekeleri oluştu.

1. yüzyıl ortasından itibaren şehirlerin gece görünümü artık net şekilde uzaydan seçilebiliyor.

🔦 Tahmini zaman: 1900'lerden itibaren insan etkisi uzaydan gece ışıklarıyla fark edilmeye başladı.

📡 3. Radyo Sinyalleri – En Kesin Kanıt

• Radyo dalgaları ilk kez 1900'lerin başında ciddi şekilde yayılmaya başladı.
• Özellikle II. Dünya Savaşı sırasında (1939–1945) kullanılan güçlü radar sistemleri uzaya doğru fark edilebilir sinyaller gönderdi.
• Bu sinyaller ışık hızıyla ilerliyor ve şu an itibarıyla yaklaşık 80-90 ışık yılı uzaklıktaki uzay bölgelerine ulaşmış durumda.

📡 Yani? Uzaydaki bir medeniyet varsa, bizden ancak en erken 1930–1940 civarı yayılan sinyalleri bugün 90 ışık yılı uzaktan fark edebilir.

En mantıklı sonuç olarak eğer radyo sinyallerini tespit edebilecek bir yaşam barındırıyorsa , 39 yıl sonra bizi öğrenecekler.

Bu bir yandan bize şunu da söylüyor:

1. Dünya dışı, radyo sinyallerini dinleyebilen (ve bizden tarafı dinleyebilen) gelişmiş bir uzaylı yaşam formu 90 ışık yılı mesafede bulunmuyor. Yani muhtamelen 90 ışık yılı mesafede bir canlı varsa bile gelişmiş bir zekaya sahip değiller.
2. Ya da bu canlılar o kadar gelişmiş bir zekaya sahip ki iletişim kurmanın sonuçlarını öngörerek bizden itina ile uzak duruyorlar.

Gelelim işin insanlık boyutuna:

Dünya dışı radyo sinyallerini dinlemeye yönelik ilk ciddi bilimsel girişim 1960 yılında başladı. Bu girişim, Frank Drake tarafından yürütülen Project Ozma idi.

Project Ozma (1960)

• Yer: Green Bank, Batı Virginia, ABD
• Araştırmacı: Dr. Frank Drake
• Amaç: Yakın yıldız sistemlerinden (özellikle Tau Ceti ve Epsilon Eridani) radyo dalgaları aracılığıyla potansiyel zeki yaşam belirtilerini tespit etmek.
• Frekans: 1.420 MHz (hidrojen hattı), çünkü hidrojen evrende en bol bulunan elementtir ve evrensel bir "iletişim dili" olabileceği düşünülmüştü.

Bu proje, radyo teleskop kullanılarak yapılan ilk SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence) gözlemi olarak kabul edilir. Her ne kadar Project Ozma herhangi bir dünya dışı sinyal tespit edememiş olsa da, bu araştırma alanında yeni bir çağ başlatmıştır.

O zamandan bu yana birçok SETI projesi, farklı frekanslarda ve daha gelişmiş teknolojilerle dünya dışı akıllı yaşam belirtilerini aramaya devam ediyor.

Bu da bize şunu gösteriyor ki, yaklaşık 65 ışık yılı mesafede radyo sinyali yayabilen bir canlı türü keşfedemedik.

Bu da bize şunu gösteriyor ki :

1. 65 ışık yılı mesafede biz onları dinlemeye başladığımızdan beridir radyo sinyali kullanan gelişmiş bir canlı türü yok
2. Bu mesafede çok uzun zamandır radyo teknolojisi kullanmayan daha gelişmiş iletişim sistemleri kullanan canlılar olabilir.
3. Ya da bu canlılar o kadar gelişmiş bir zekaya sahip ki iletişim kurmanın sonuçlarını öngörerek bizden itina ile uzak duruyorlar.