Şimdi Ara

Rte merkez bankası bağımsızlığı konusunda haklı...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
0
Favori
1.302
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Seçilcen ama paranın ekonominin kalbine yön veremiycen a bile diyemiycen bu ne tip bir saçmalık cidden, kesin darbeyle dış pompalamalı konulmuş antika bir kuraldır ...diğer gelişmiş ülklerde durum nasıl acaba bilgisi olan varmı? mantıkende çok saçma..yargı değilki bu bağımsızlık aransın yada neyin bağmsızlığı...bırak seçilen istediği gibi yön versin..Paraya yön veremiyorsa seçilen ne diye partilere oy veriyoz zaten..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 18:58:34 >



  • Seçilen kişi her şeyin en iyisi biliyor diye seçilmiyor. Ekonomiyi yönetmek için o konuda uzman olmak lazım. Eğer siyasi kararlar verilirse sonuçları çok ağır olur. Erdoğanın dediklerine çoğu ekonomi uzmanı karşı çıkıyor. Seçilmiş diye dediğinin olmasının mantıklı hiçbir açıklaması yok.

    Dünyada da merkez bankaları bağımsızdır. Sahiplilikle bağımsızlığı da karıştırmamak lazım.
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Merkez_bankas%C4%B1
  • Merkez bankasının çoğunluk hisselerine Ecevit ve Tayyip sayesinde kavuştuk (satın aldık) ondan önce hisseler yabancıların elindeydi.

    ALINTI
    İşte şok eden ortaklık yapısı!

    Hazine’nin payının yüzde 55 olduğu bankada kalan yüzde 45 ise bankalar ile adları bir türlü açıklanmayan tüzel ve gerçek kişiler arasında paylaşılıyor.
    Merkez Bankası’nın sermayesi, Bankacılık Kanunu’nun 5. maddesi gereğince her biri 0,10 TL itibari kıymette ve tamamen ödenmiş bulunan 250.000 hisseden oluşan 25.000 TL tutarındaki ödenmiş sermaye ile 30 aralık 2003 tarih ve 25332 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5024 sayılı kanun hükümlerince ödenmiş sermaye kaleminde yapılan işlem sonucu 46.208.524 TL tutarındaki enflasyon düzeltmesi farkından oluşuyor . Bu sermayenin yüzde 55.12′si A sınıfı, yüzde 25.74′ü B sınıfı, yüzde 0.02′si C sınıfı, yüzde 19.12′si de D sınıfı hisselerden oluşuyor.
    A sınıfı hisselerin tamamı Hazine’ye ait.
    B sınıfı hisseler ise şöyle dağılıyor:
    Ziraat Bankası %19,23
    Garanti Bankası %2,48
    İş Bankası. %2,33
    Halkbank %1,11
    Yapı ve Kredi Bankası %0,55
    Akbank %0,03
    Türk Ekonomi Bankası %0,01
    Milli bankalar dışında kalan diğer bankalarla, imtiyazlı şirketlere tahsis edilen, 15.000 adet hisse senedi ile sınırlandırılan ve toplam hisselerin yüzde 0,02 si olan 54 adet C sınıfı hisse senetlerinin tamamı ING Bank’a aittir (Bu hisseye daha önce Oyak Bank sahipti. Satışın ardından hisseleri ING Bank’a geçti).
    Şimdi gelelim muammalı hisselere..
    Bunlar Merkez Bankası’nın yüzde 19.12′lik sermayesini oluşturan ve bazı gerçek ve tüzel kişilere ait olduğu belirtilen D sınıfı hisseler.
    …Ve bu ortakların kimler olduğu TBMM’de bu konuyla ilgili soru önergesi verilmiş olsa da açıklanmadı.
    Buna karşın, D sınıfı hisse sahiplerinden birinin Adnan Behar adlı Musevi bir Türk vatandaşı olduğu basına yansıdı. Bahar Menkul Kıymetler’in sahibi olan Adnan Behar, Merkez Bankası’nın büyük miktarda kâr etmesine rağmen, bu karın ortaklara yansıtılmadığını belirterek şikayetçi olmuştu.
    Merkez Bankası’nın 2013 yılı kârının 5 milyar TL civarında olduğu tahmin ediliyor.

    http://www.paralimani.com/merkez-bankasi-nin-gizli-ortaklari-kimler-haberi-34596/
  • Seçilen kişi her şeyin en iyisi biliyor diye seçilmiyor. Ekonomiyi yönetmek için o konuda uzman olmak lazım. Eğer siyasi kararlar verilirse sonuçları çok ağır olur. Erdoğanın dediklerine çoğu ekonomi uzmanı karşı çıkıyor. Seçilmiş diye dediğinin olmasının mantıklı hiçbir açıklaması yok.

    Dünyada da merkez bankaları bağımsızdır. Sahiplilikle bağımsızlığı da karıştırmamak lazım.
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Merkez_bankas%C4%B1



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 17 Kasım 2017; 13:57:38 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: captain_turkiye

    Seçilen kişi her şeyin en iyisi biliyor diye seçilmiyor. Ekonomiyi yönetmek için o konuda uzman olmak lazım. Eğer siyasi kararlar verilirse sonuçları çok ağır olur. Erdoğanın dediklerine çoğu ekonomi uzmanı karşı çıkıyor. Seçilmiş diye dediğinin olmasının mantıklı hiçbir açıklaması yok.

    Dünyada da merkez bankaları bağımsızdır. Sahiplilikle bağımsızlığı da karıştırmamak lazım.
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Merkez_bankas%C4%B1

    nerde var benzeri bireyer onu soruyorum? saçma...atatürk gibi bir adam gelse onada izin yok yani...işime gelene veririm, işime gelmeyene vermem kafası olmaz git kafayı yıkattır...hemen rte yi monte etmeyide bilmişsin...rte 500 yıl yaşıycak sanki gelmiş 65 ine...demokraside kişiye gore ayırım olmaz seçildiyse yönetir bitti..seçilenin paraya yön verememesi çok saçma fason ülke örneği..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 14:7:32 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem


    quote:

    Orijinalden alıntı: captain_turkiye

    Seçilen kişi her şeyin en iyisi biliyor diye seçilmiyor. Ekonomiyi yönetmek için o konuda uzman olmak lazım. Eğer siyasi kararlar verilirse sonuçları çok ağır olur. Erdoğanın dediklerine çoğu ekonomi uzmanı karşı çıkıyor. Seçilmiş diye dediğinin olmasının mantıklı hiçbir açıklaması yok.

    Dünyada da merkez bankaları bağımsızdır. Sahiplilikle bağımsızlığı da karıştırmamak lazım.
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Merkez_bankas%C4%B1

    nerde var benzeri bireyer onu soruyorum? saçma...atatürk gibi bir adam gelse onada izin yok yani...işime gelene veririm, işime gelmeyene vermem kafası olmaz git kafayı yıkattır...hemen rte yi monte etmeyide bilmişsin...rte 500 yıl yaşıycak sanki gelmiş 65 ine...demokraside kişiye gore ayırım olmaz seçildiyse yönetir bitti..seçilenin paraya yön verememesi çok saçma fason ülke örneği..

    Wikipediaya'ya girmeyi başarabilirsin diye düşünmüştüm. Bütün sorularının cevabı orada var. Ama illa örnek istiyorsan sana alıntı yapayım.

    "Günümüzde birçok zengin ülkenin, siyasî müdahaleleri engelleyen yasalarla çalışan, bağımsız merkez bankaları bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bank of England, Şili Merkez Bankası, Reserve Bank of Australia, Reserve Bank of India, Avrupa Merkez Bankası, Bank of Canada, Banco de la República de Colombia, Norveç Merkez Bankası ve Federal Reserve (FED) günümüz bağımsız merkez bankası örnekleridir."

    Senin herhangi bir uzmanlığı geçtim bu konuda herhangi bilgin yok(benzeri olup olmadığını bile bilmiyorsun). O yüzden saçma bulmanın bir temeli yok. Bu olayın demokrasiyle alakası falan yok. Ayrım olmaz doğru, kim seçilirse seçilsin kafasına göre yönetemez. Bitti.

    Ekonomiyi seçilen ve konu hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişiler yönetirse ülke iflas ederse ne olacak? Rtenin dediklerinin olması demek uzmanlara göre felaket ama sen ülke önemli değil, benim seçtiğim kişinin dediği olsun diyorsun.

    Ayrıca hemen rteyi monte etmeyi ben değil sen bilirsin. Konuyu açarken koyduğun başlığın ilk kelimesi "rte". Onun dediği haklı diye konu açmışsın, ben de ona çok güvenme uzmanlar karşı çıkıyor diye cevap verince hemen rteyi monte etmiş mi oldum? İyi misin sen?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 17 Kasım 2017; 14:11:4 >
  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    o saydığın bankaların çoğu bağımsızsa bende brad pittim genel bazılı olanın çoğu abd deki 2-3 tane yahudi ailenin ağzına bakar...wiki mikiyle nikiyle olmaz işler canım..abd de bal gibi bankalara siyasi yönelim vardır olur..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 14:11:24 >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    Sen brad pitt misin bilmem ama dünya senin komplo teorilerinle yürümüyor.

    Seni tanıyoruz, gene kerimcemlik yapıyorsun ama konuya girenler bilgi edinsin diye yazıyorum. Yoksa rte haklı diye konuyu açıp rteden bahsedince rteyi monte etmeyi bilmişsin dedikten sonra boşuna yazmazdım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 17 Kasım 2017; 14:15:19 >
  • The Bank of England, Birleşik Krallığın merkez bankasıdır. Banka 1964’te ulusallaştırıldı ve 1997’de hareket özgürlüğü kazandı. Banka, parasal ve mali iskeletin istikrarını ve verimini muhafaza etmek ve arttırmak için çalışmaktadır. Bankanın rolü ve fonksiyonu, üçyüz yıllık tarihi boyunca birtakım değişiklikler geçirmiştir. Kurulduğu günden bu yana hükümetin bankası olmuştur, 18. yüzyılın sonlarından bu yana bankacılık sistemine de bankalık yapmaktadır. Banka, müşterilerine hizmet sunduğu kadar devletin kambiyo, altın ve hükümetin hisse kayıtlarını da yönetmektedir. İngiltere Merkez Bankası, 19. yüzyılın ortalarından beri İngiltere ve Galler’in tek para basan kurumudur. Fakat, sadece1997’den beri Birleşik krallığın resmi faiz oranının belirlenmesinde yasal otoritedir.
  • hehe o yüzden yahudi aileler rockefeller rothschıld ler her türlü toplantıda baş köşede bağımsızlıkla boğuluyorlar adeta...yersen...yazdığınıza kendiniz inanıyonuzmu acaba?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 14:19:2 >
  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    her hangi bir toplantı görseline bakman yeterli masadakilre okeyto hadi by by...hatta rte yahudi aileyle banka toplantısına oturdu diye az gazel öttürmediniz daha geçenlerde.. komikleşiyorsunuz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 14:17:6 >
  • devlet bankaları neden faizleri düşürmüyor.boşverin özelleri.devlet bankaları düşürsün faizi neyi bekliyorlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem

    hehe o yüzden yahudi aileler rockefeller rothschıld ler her türlü toplantıda baş köşede bağımsızlıkla boğuluyorlar adeta...yersen...yazdığınıza kendiniz inanıyonuzmu acaba?

    Şu ergenliği bir aşın artık. Kendi uydurduğunuza kendiniz inanıyorsunuz.
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    Anladım, sen merkez bankasının bağımsızlık kavramını tam anlamamışsın. Dediğim gibi gene kerimcemlik yapıp bilgi almak için değil laf atmak için konu açmışsın. Kolay gelsin. Sorularına gerekli bilgiler verildi, isteyen detaylı okuyup öğrenebilir.
  • eline bir anket al canımın içi newyorkta dolan paranın yönü abd de kime ait diye sor alcağın cevabı gel burda paylaş...siyasi körlüklten gözünüze perde inmiş..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 14:25:30 >
  • ya hehe ..burda sağ sol herhangi bir siyasi görüş demeden ateist dindar kemalist demeden abd nin bu konuda ne mal olduğunu bilir en azından vatanını seven bir vatandaş..sevgili jonh dündar..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 17 Kasım 2017; 14:31:58 >
  • Amerikan Merkez Bankası (FED)’in sahipleri kimler ?



    FED bugün faiz arttırır mı ?



    Amerikan Merkez Bankası (FED) in sahibi Amerika Birleşik Devletleri değildir. FED, özel bir bankadır.

    Bilindiği gibi, ABD’de 12 FED ( Merkez Bankası) vardır. Bunların en güçlüsü New York FED’ dir. Aşağıda, FED’in sahiplerinin kimler olduğunu şaşırarak okuyacaksınız. Ancak, öncelikle, “FED bugün faiz arttırır mı” sorusunu yanıtlamalıyız :



    FED, bugün faiz arttırır mı?



    FED’ in sahipleri olan, aşağıda isimleri bildirilen aileler, bugün aslında siyasi sonuçları olan bir karar verecekler. FED’ in faizleri önemli ölçüde arttırması, toparlanmakta zorlanan ve hassas dengelere sahip, Amerikan ekonomisini zor durumda bırakacaktır. 6 trilyon dolarlık kredi kullanan ve bu kredilerle ancak dönebilen Amerikan küçük ve orta boy işletmeleri faiz artışı ile büyük zarara girecekler ve Amerikan ekonomisi yeniden bir darboğaza girecektir. Bu nedenle, eğer FED Amerikan ekonomisini düşünerek bir karar verirse, ya faiz artışını yeniden erteleyecek, ya da piyasaları alıştırmak için çok az ve şimdilik kayda değer olmayan bir faiz artışı yapacaktır. FED’in faizleri arttırmayıp, “çok ihtimalli görüşler açıklaması” piyasalarda ki dolar spekülasyonlarının devam etmesi anlamına gelecektir. Bundan da, söz konusu spekülatörlerin en büyükleri olan FED’in sahibi olan aşağıdaki ailelere yarayacaktır. Öte yandan, FED faizleri önemli ölçüde arttırırsa Obama Yönetimi zor durumda kalacak ve FED’in Obama Yönetimi ile arası açılacaktır.



    Kanımızca FED, ya faizleri arttırmayarak bir süre daha spekülasyonlara izin verecek, ya da itiraz etmeye değmeyecek oranlarda arttırarak ne Amerikan ekonomisini zora sokacak, ne de spekülasyonlara izin verecektir.



    Erol Bilibik’in “İlk Kurşun” da FED ile ilgili yayımladığı makaleyi okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz : :



    12 ABD FED?in sahibi 8ailedir. Bu ailelerden dördü ABD’ de, dördü ise ABD dışında yaşamaktadır.



    ABD’ de yaşayan 4 aile şunlardır :



    1. Rockefeller ailesi
    2. Goldman Sachs ailesi
    3. Lehman Brothers ailesi
    4. Kuhn Loebs ailesi



    ABD dışında yaşayan 4 aile ise aşağıdaki gibidir :



    1. Rothschild ailesi (TheRothschilds of Paris andLondon)
    2. Warburg ailesi (Warburgs Bank of Hamburg)
    3. Lazard ailesi (TheLazardsBrothers of Paris)
    4. Moses Seifs ailesi (The Israil Mosses Seifs of Rome)



    Aşağıdaki 10 banka ise ABD’ deki 12FED in tümüne yakınını kontrol etmektedir:



    1. NM Rothschild of London

    2. Rothschild Bank of Berlin

    3. Warburgs Bank of Hamburg

    4. Warburgs Bank of Amsterdam

    5. Lehman Brothers of New York

    6. Lazard Brothers of Paris

    7. Kuhn Loeb Bank of New York

    8. The Israel Moses Seifs Bank of Italy

    9. Goldman Sachs of New York

    10. J.P. Morgan Chase Bank of New York



    ABD’deki tüm FED lerin en büyük hisselerine David Rockefeller, Rothschilds, Paul Warburg, Jacob Shiff ve James Stillman aileleri sahiptir.



    Amerikalı ünlü tarihçi Dr. CarolQuigley, “Trajedi-Umut” adlı kitabında “Küresel Yönetim Karargahı” İsviçre’nin Basel kentinde bulunan The Bank of International Settlements (BIS)- Uluslararası Varlıklar Bankası(BIS) hakkında özetle şu bilgileri veriyor :



    Bankanın sahipleri dünya bankacılık devi 4 gruptur :



    1. Bank of America (Rockefeller ailesi)
    2. Citi Group ( Rockefeller ailesinin kontrolü altındadır)
    3. Welles Fargo ( Rockefeller ailesinin kontrolü altındadır)
    4. J.P. Morgan Chase ( Morgan ailesi)



    Bu gruplarda ağırlıklı olarak Rockefeller, bir ölçüde de Rotschild ailesi hakimdir.

    Rockefeller tarafından dünyanın en güçlü özel bankası olarak kurulan,The Bank of International Settlements (BIS) ? Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), ABD’ deki FED lerin yanı sıra, Bank of England, Bank of Italy, İsviçre Ulusal Bankası, Hollanda Bankası, Almanya Bankası, Fransız Bankası ve Kanada Bankasının da sahibidir.



    Dr.Quigley’e göre Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), bütün batı ülkeleri ve gelişmekte olan ulus devletlerin bankacılık sistemlerini kontrolünde bulundurmaktadır.

    Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) in “Küresel Merkez Karargahı” , İsviçre’ nin Basel kentinde, yıl boyunca yoğun karla ve sık ormanlarla kaplı Alp Dağlarının zirvesindedir. Bilderberg toplantılarının yapıldığı Davos kasabası da aynı bölgede yer almaktadır.

    Karargahın İsviçre’ de olması şaşırtıcı olsa da tesadüf değildir. Karargahın burada oluşturulması on yıllar öncesinde küresel kapitalizmin çekirdek örgütü olan ve merkezi New York’ ta bulunan Dış İlişkiler Konseyi(CFR) elitlerince kararlaştırılmıştır.



    Bu yerin seçilme nedeni, dış dünyadan kendilerini saklayarak bir araya gelmek ve dikkat çekmeden çok gizli kararlar alabilmektir. Onbinlerce dönüm ormanlık arazide yer alan Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahının yakınında Gladio’nun kurulma kararının alındığı, P-2 İtalyan Hür Masonlarının “Alpino Locası” da bulunmaktadır. P-2 Locasının bulunduğu yerin yakınında, 2. Dünya savaşı öncesinde ve esnasında Adolf Hitler’ in tüm kararlarını aldığı ve savaşı yönettiği ana savaş karargahı olan “Nazi International” de bulunmakta idi.



    Afrika Boynuzu?nda bulunan Cibuti Özerk Cumhuriyeti’ne, ABD’nin Afrika’daki gizli operasyonlarını gerçekleştirmek üzere yerleştirdiği Afrika Komutanlığı (African Command) Ordusunun, gerçekte İsviçre’ de bulunduğu 2011 yılında ortaya çıktı. Şüphesiz ki görevi aynı bölgede bulunan Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), P-2 İtalyan Locası, P-26 İsviçre Locası, İsviçre Bankası ve Zionist World Organisation Center(ZWO) ın güvenliğini sağlamak ve dünyanın gizli kasası İsviçre’de operasyonlar gerçekleştirmekti.



    Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahı ve P-2 İtalya Mason Locasının bulunduğu alanlarda yol ve elektrik enerjisi direkleri yoktur. Nedeni de kontrolsüz sızma ve elektronik dinlemeyi önlemektir. Önleme Laser Yüksek Teknolojisi kullanımıyla yapılmaktadır.



    David Rockefeller, Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahında, Prof. Henry Kissinger, Prof. Zbigniev Brzezinsky ve diğer kurmaylarıyla bir çok gizli kararlar almış ve operasyon gerçekleştirmiştir. ABD’nin Avrupa Birliğine dayattığı Basel-1, Basel-2 ve Basel-3 kararları da bunlar arasındadır.

    Emperyalist Küresel Kapitalizm, dünya hegemonyasını bu yapılanmalarla dayatmaya ve devam ettirmeye çalışmaktadır.



    EROL BİLBİLİK
    İLK KURŞUN

    http://www.anadoluturkhaber.com/TR/Detail/Amerikan-Merkez-Bankasi-FED%E2%80%99in-Sahipleri-Kimler----------Yorum-Haber-Aziz-Cuneyt-Yuksel/9580
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem

    ya hehe ..burda sağ sol herhangi bir siyasi görüş demeden ateist dindar kemalist demeden abd nin bu konuda ne mal olduğunu bilir en azından vatanını seven bir vatandaş..sevgili jonh dündar..

    Herkes sizin gibi cahilse buna sevinmeniz değil, üzülmeniz gerekir. ABD'nin Federal Rezerv Sistemi hakkında en ufak bir fikir zerreniz dahi mevcut değil.
  • Cemil Özyurt "ATLANTİK KIYISINDAN"
    Demiryollarından denizyollarına, demir çelik fabrikalarından kağıt üreten kurumlarına her türlü girişimin devlet tarafından kurulduğu Türkiye'de doğup büyüyen biri olarak, Amerika'daki özel sektörün etkinliğini görmek şaşırtıcıydı.


    Ancak en çok tuhafıma giden de ülkenin Merkez Bankası'nın ya da dünyaca bilinen adıyla Federal Reserve Bank'ın özel sektöre ait olduğunu öğrenmekti.

    Yani devletin piyasaya süreceği parayı, özel şirketlerin sahip olduğu merkez bankası basıyor ve devlete satarak para kazanıyordu. Bir anlamda devletin kendi parası üzerinde kontrolü ve etkisi yoktu. Bugün dünya genelinde İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya, Avustralya gibi merkez bankaları 15-16 finans kartelinin kontrolünde. Bank of America, HSBC, JP Morgan Chase, Kanada Royal Bank, UBS, Deutche Bank gibi özel kurumlar, herkes tarafından devlet kontrolünde bulunduğu zannedilen merkez bankalarının sahibi kurumlar.

    Peki nasıl oldu da hükümetlerin veya özerk bir yapının kontrolünde olması gereken Merkez Bankaları, özel sektörün eline geçti.

    ROTHSCHILDLER - DÜNYANIN EN ZENGİN AİLESİ

    Hikayeyi biraz başa saralım. Frankfurt Eşkinaz Yahudileri'nden Mayer Amschel Rothschild'in (1744-1812) 18. yüzyılın sonlarında kurduğu finans imparatorluğu, modern dünyanın gelmiş geçmiş en büyük servetine sahip ailesini meydana getirdi. 3 trilyon dolar gibi bir parayı kontrol eden ailenin babası Amschel Rothschild, Frankfurt merkezli finans işlerini beş oğlu vasıtasıyla Avrupa'nın beş şehrine yaydı. Oğulları Amschel'i Frankfurt'a, Salomon'u Viyana'ya (1820), Nathan'i Londra'ya (1798), Calmann'ı Napoli'ye (1821) ve en küçük oğlu Jakop'u Paris'e (1812) gönderdi. Hepsi gittikleri ülkenin finans sektöründe etkin oldu. 19. yüzyılın ortalarında Rothschild Ailesi Avrupa'nın banka sisteminin tamamını kontrol altına aldı.

    Baba Rothschild'in söylediği, ''Ülkenin para birimini kontrol ettiğim sürece, siyaseti kimin kontrol ettiğini umursamam,'' sözü oğulları tarafından da başarılı bir şekilde faaliyet gösterilen ülkelerde uygulandı.

    Krallara ve devletlere borç para vermek özel sektöre para vermekten daha karlıydı. Rothschild Ailesi bunu keşfederek 200 yıla yakın zamandır dünyanın finans kontrolünü elinde tuttu.

    BARONLARIN ARKASINDAKİ BARON

    İlk kuşak evliliklerini genelde kuzenleri ile yaparak servetin aile içinde kalmasını sağlayan Rotshchildler, Avrupa'da demiryolları, yollar, köprüler, binalar ve pek çok yatırımı finanse etti. 1850 yılındaki servetleri 10 milyar dolara ulaştı. 19. yüzyılın sonunda dünyadaki tüm servetin yarısını ailenin kontrol ettiği tahmin ediliyor. Amerika'nın en zengin aileleri olan Rockefeller Ailesi, demir çelik devi Carnegie, ülkeyi baştan sonra saran dev demiryolu şirketi Hermann, Rothschildler tarafından finanse edildi. Güney Afrika'daki altın ve mücevher işleri kontrolleri altındaydı.

    1. Dünya Savaşı'nda J.P. Morgan Amerika'nın en zengin adamı olarak biliniyordu. Ölümünden sonra anlaşıldı ki, J.P. Morgan Rothschild'in destek verdiği adamlarından biriydi. J.P. Morgan, Amerika'nın devleri GE, Dupont, AT&T, General Motors'u finans eden finansördü. Morgan'ın ortağı Edward Grand ise uzun yıllar Bank of England'ta Rotschild Ailesi'ne çalışan bir bankacıydı.

    BANK OF ENGLAND NASIL ELE GEÇİRİLDİ?

    İsveç Merkez Bankası Sveriges Riksbank'ten sonra dünyanın en eski ikinci merkez bankası 1694 yılında Bank of England adıyla Londra'da kurulmuştu. Daha sonraki yıllarda kurulacak modern merkez bankalarına model teşkil eden Bank of England, 1815'te akıllara durgunluk veren bir operasyonla Rothschild Ailesi'nin kontrolünü ele geçirdi. (Aile bunu inkar etse de)

    Fransa ile İngiltere'nin karşı karşıya geldiği Waterloo Savaşı, modern dünyanın gördüğü ilk piyasa spekülasyonlarından birine sahne oldu. Şu an Belçika sınırları içindeki Waterloo Cephesi'nde, İngilizler Fransızları yendi. Cephedeki bu gelişmenin Londra'ya ulaştırılması gerekiyordu. Londra'daki yatırım ve finans işiyle uğraşan Nathan Rothschild, bu haberin
    aciliyetinin bilincindeydi ve adamlarından birini İngiliz sınırına yakın bir yere konumlandırmıştı. Öyleki Rothschild'in adamı Fransız Napolyon'u yenen İngiliz komutan Dük Wellington'un kişisel kuryesinden önce zafer haberini Londra'ya ulaştırdı.

    Savaşı Napolyon'un kazanması, İngiltere'nin çöküşü anlamına geliyordu. Nathan Rothschild, İngiltere'nin savaşı kazandığını bilmesine rağmen borsadaki hisselerini, bonolarını satmaya başladı. Borsada etkinliği ile bilinen Rothschild'in hisselerini satması, Fransa'nın savaşı kazandığı anlamına geliyordu ve diğer yatırımcılar da onu takip etti. İngiliz devlet tahvilleri, bonoları, hisseleri hızla satıldı, piyasa çöktü. Sonrasında Nathan Rothschild gizlice satılan hisseleri topladı. Bu olaydan sonra sadece hisse ve bono piyasası değil Avrupa'nın en köklü merkez bankası olan Bank of England'ta ailenin kontrolüne geçti.

    İngiltere'deki operasyon tamamlandıktan sonra Rotschild Ailesi yönünü Amerika'ya döndü. 1817 yılında Amerika Kongresi ülkenin özel sektör tarafından kontrol edilen merkez bankası Second Bank of the United States'in kuruluşuna izin verdi. 4 bine yakın yatırımcı bankanın yüzde 80'ini elinde bulundururken, sadece yüzde 20'si Amerikan Federal Hükümete aitti. Amerika'nın önde gelen zenginlerinin kontrol ettiği bankanın bin kadar yatırımcısı Avupalı'ydı. Banka 1836'ya kadar faaliyet gösterebildi.

    1837-1862 yılları arasında resmi bir merkez bankası olmaksızın faaliyet gösteren ABD, 1837-1913 arası ulusal bankaların aktif olduğu dönemi yaşadı.

    AMERİKA MERKEZ BANKASI ÖZEL SEKTÖRÜN KUCAĞINA NASIL DÜŞTÜ?

    1907 yılında yaşanan finansal krizde Amerikalılar bankalara hücum etmiş, halktaki paniği dindirmek ve finans sistemine güveni sağlamak için 1908 yılında Başkan Theodore Roosevelt Ulusal Para Komisyonu kurulmasına karar vermişti. Halk arasında güçlü bir merkez bankasına ihtiyaç olduğu hissi uyandırmak için bu panikler şarttı. Bir benzer panik 1893 yılında yaşanmış. J.P. Morgan, Amerikan devletine borç vererek ülkeyi iflastan kurtamıştı. Roosevelt'in kurduğu komisyon bir çalışma grubu oluşturup Kanada, Meksika, İngiltere, Fransa ve Almanya'ya gidip merkez bankası sistemlerini inceledi. 300 bin dolar masrafla 1909-1912 yılları arasında 30'a yakın rapor yayınladı.

    JEKYLL ADASI'NDA GİZLİ TOPLANTI

    Komisyonun ülke ülke gezdiği dönemde 22 Kasım 1910 akşamında New Jersey'nin Hoboken şehrinde ülkenin en tepe noktasındaki finans baronları gizli bir toplantı için trene binmeye hazırlanıyordu. Kimse neden bir arada olduklarını, nereye gittiklerini ve ne konuşacaklarını bilmiyordu. Grubun misyonun ne olduğu yıllar sonra anlaşıldı. Georgia eyaletinin Jekyll Adası'ndaki bir malikanede gerçekleştirilen ve Amerika'nın gidişatını değiştiren gezi, özel sektör kontrolünde bir Amerikan Merkez Bankası nasıl kurulabilir sorusuna cevap bulmak içindi.

    Ulusal Para Komisyonu'nun başkanı olan ve kendisi de zengin bir bankacı aileden gelen Senatör Nelson Aldrich'in başını çektiği heyette, Frank Vanderlip (National City Bank of New York'ın başkanı ve Rockefeller Ailesi'nin temsilcisi), Henry P. Davison (J.P. Morgan Company'nin ortağı), Charles D. Norton (J.P. Morgan'ın kontrol ettiği First National Bank of New York'un başkanı) ve Paul Warburg (Kuhn, Loeb & Company yatırım bankası yöneticisi) yer aldı.

    Paul Warburg'a çalıştığı şirketten ABD'de merkez bankası kuruluşuna lobi yapması için yıllık 500 bin dolar maaş bağlanmıştı. Warburg'un kendisi gibi Alman Yahudisi olan ortağı Jacob Schiff'in dedesi de Rotschild Ailesi ile Frankfurt'ta 'Green Shield'' diye bilinen beş katlı büyük bir evi paylaşmıştı.

    Amerikan merkez bankasını kurmak için uğraş veren heyette yer alan Avrupa'nın en büyük üç bankacı ailesi Rotschild, Schiff ve Warburg aynı zamanda evlilikle yoluyla birbirleri ile akrabaydı. Heyet Başkanı Senatör Aldrich'in kızı Rockefeller'in veliahtı John D. Rockefeller ile evliydi. (Çiftin beş çocuklarından David daha sonraki yıllarda J.P. Morgan Chase'in başkanlığını da yaptı)

    Toplantıdan 3 yıl sonra 22 Aralık 1913'te oylamaya katılanların büyük bir kısmının Noel tatilinde olduğu bir gece yapılan oylama ile Amerikan Merkez Bankası yasası 60 hayır oyuna karşın 298 evet oyuyla (Federal Reserve Act) önce Kongre'de kabul edildi. 76 üye oylamaya katılmadı. Ertesi gün Senato yasayı 43 evet, 25 hayır oyuyla onadı. 27 senatör oylamaya katılmadı. Daha önce yasaya hayır diyeceğini söyleyenler de evet yönünde oy kullandı. 1912 seçimlerinde aldığı finansal destek karşılığında 'Başkan olması durumunda Federal Reserve Yasası'nı onaylayacağını' söyleyen Başkan Woodrow Wilson sözünü tuttu. Wilson'un daha sonra söylediği, ''Farkında olmadan ülkemin geleceğini mahvettim,'' sözü tarihe geçti. Amerika tarihinde suikast girişiminde bulunulan 9 başkanın hepsinin Federal Reserve'in kontrolüne karşı çıkan isimler olması bir tesadüf olarak tarihte yerini aldı.

    1816 yılında Bank of England'in özel sektörün eline düşmesinden yaklaşık 100 yıl sonra Amerika Merkez Bankası da özel bankaların kontrolüne geçti. Kurulan 12 ayrı merkez bankasının sahipleri Rothschild's (Londra ve Berlin)
    Lazard Brothers (Paris), Israel Moses Seaf (İtalya), Kuhn, Loeb & Co. (Almanya ve New York), Warburg & Company (Hamburg, Almanya), Lehman Brothers, Goldman, Sachs, Rockefeller Kardeşler oldu.

    'FED faizi indirdi mi, çıkardı mı' diye yüreği ağzında bekleyenler, aslında bu oyunu kimin yönettiğini görmeli. Tabii hiç bir şey değişmeden devam etse bile.


    cemilozyurt@paralimani.com

    http://www.paralimani.com/abd-merkez-bankasi-ozel-sektorun-eline-nasil-gecti-yazisi-31518/
  • sülözışık kullanıcısına yanıt
    güzel bir yazı..
  • bu ve bunun gibi kritik kurum ve kurum kararları ülkenin var olup-olmama durumunu belirler...bu kurumlar dış bağlantılı iç mihrak ya da günü kurtaran-popülist politik kararlar almada gayet cürretkar siyasi ellere verilmemeli...kime verilmeli derseniz, bu işlerden anlayan, ahlaklı, vatansever kişiler olmalı...böyle adamlara buraları yedirirler mi, yedirmezler o da başka mevzu...
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.