"‘Doğru Parti’ bugün yola çıkıyor: Bizim hatalarımız yüzünden Erdoğan doğdu
4-5 dakika
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu ve arkadaşlarının başlattığı Çoban Ateşi Hareketi, bugün kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı'na vererek Doğru Parti adıyla siyasi hayatına başlıyor.
25 Ağustos 2020 07:36 /
Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, partinin kurucu genel başkanı olan ve bir süre sonra bu görevi devredeceğini açıklayan Rıfat Serdaroğlu ile yeni parti hakkında konuştu.
Yalçın Bayer'in yeni parti hakkında aktardıkları ve Serdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
Demirel döneminin Doğru Yol Partisi’nde milletvekili ve bakanlık yapan Rıfat Serdaroğlu, iki yıldan beri yürüttüğü araştırma sonucunda ‘Doğru’ adlı partisinin kuruluş dilekçesini bugün İçişleri Bakanlığı’na sunacağını açıkladı. 120 kurucu arasında gençler ve kadınlar ağırlık taşıyor, eski milletvekillerinden hiç kimse bulunmuyor. “Amacımız bu milleti yeniden ayağa kaldırmaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni temel değerlerine yeniden kavuşturmaktır. Bu nedenle sistemin koruyucusu olmak istiyoruz. Bütün vatandaşlarımızın bize destek olmasını diliyorum” dedi.
Siyasetin içinden geldiğini, babası eczacı Kemal Serdaroğlu’nun Menderes döneminde DP milletvekili olarak ünlü ‘Tahkikat Komisyonu’na red oyu vermesine karşın bu iddia nedeniyle Yassıada’da müebbet hapse mahkum olduğunu, Celal Bayar’la 8 ayı hücrede olmak üzere altı yıl cezaevinde yattığını, Celal Bayar’ın direnişi nedeniyle ve ilaçlarını verdiği için birlikte yattıklarını, cezaevinden en son ikisinin birlikte çıktıklarını söylüyor. Ailesinin nasıl bir ‘mücadeleci’ olduğunu anlatmak için şöyle konuşuyor:
“Babam çok vatansever bir insandı. Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı’nın oluşturulmasında onun katkısı büyüktür. Nitekim Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’la bu mücadelede çalışmışlardır. Makine Kimya Endüstrisi’nin silah ve mermilerini arkadaşı Mersin milletvekili Sadık Erdem ile Kıbrıs’a çıkarmışlar. Bu parasal kaynak DP’li Başbakan Adnan Menderes tarafından ‘örtülü ödenek’ten sağlanmış. Yani Kıbrıs’taki mücadelenin altyapısı DP’nin gayretleriyle oluşturulmuş. Nitekim KKTC’de Serdarlı ve Erdemli adlı yerleşim yerleri ‘bu kişilerin isimlerini kahramanlıkları sonucu’ verilmiştir.
Olaylar 50 yılı geçtiği ve devlet sırrı olmaktan çıktığı için anlatıyorum. Adalet Parti döneminde Bergama Belediye Başkanlığı yaptım. İki dönem milletvekilliğimde Sağlık ve Devlet bakanlıklarında bulundum. Süleyman Soylu, Mehmet Ağar ve Tansu Çiller ile aynı partide bulunduk. Özer Çiller’i de iyi bilirim.
100’ÜN ÜZERİNDE DAVA
Ben iktidar muhalifliğine 2007 yılında başladım. O günden beri her gün iktidar hakkında yazı yazıyorum. Hakkımda, yerel mahkemelerde 100’ün üzerinde hakaret davası açıldı. Son üç davadan 5 yıl 8 ay mahkûmiyet verildi. Onlar için Antalya, Ankara ve İzmir’de istinaf mahkemelerine başvurdum. Birinden beraat ettim. Öbürleri için de Yargıtay hakkımı kullanacağım.
‘SOKAK KAVGASI’ YAPIYORUM
Biz Balkan kökenliyiz. Ben maliye okudum. Alaçatı’da oturuyorum, iki oğlum var. Biz keyifli insanlarız ama ülkem elden gidince ‘sokak kavgası’na başladım. İki yıldan beri, yani bugüne kadar 74 vilayete ‘kalmalı’ gittim. Bir ‘aksaçlılar grubu’ oluşturuyoruz. Sonra ben genel başkanlıktan ayrılacağım, kadınları ve gençleri yetiştireceğim. Ciddi bir kadrolaşma hareketimiz var. Kurucular kurulu yarın (bugün) İçişleri Bakanlığı’na kuruluş dilekçemizi vereceğiz, sonra Anıtkabir’i ziyaret edeceğiz.
PARALI KİMSEMİZ YOK
Paralı kimsemiz yok. Zaten her il kendisini harcamasını kendi karşılayacak. Bizler Atatürk ve Türkiye’yi çok seviyoruz. Onun ilkelerinde yürüyeceğiz. Genel merkez binamızı tuttuk, ben de artık Ankara’da oturacağım.
Bu dönemde bir salata satıcısının ‘tek adam’ idaresinden korkması ilginçtir. Şunun bilinmesini istiyorum, bu mücadelede kırıcı olmak istemiyoruz.”
SON SORU
Rıfat Serdaroğlu’nun “Bugünlere geliş sürecinde kimleri hatalı buluyorsunuz?” sorusuna yanıtı şöyle:
“Herkesi... Bütün liderler hatalı bence; başta Demirel, Deniz Baykal, Turgut Özal, Tansu Çiller ve Ecevit... Bizim hatalarımız yüzünden Erdoğan doğdu ve gelişti. Bu hareketimize Türk milleti sahip çıkacaktır.”"
"Eş'in aktardığı olay şöyle:
İktidar partisi artık tabandan kopmaya başlamış. Güç zehirlenmesi, partinin taşra bürokrasisini umursamazlığa yöneltmiş. Bir örneğini, sindire sindire gözlemledik, dinledik. Devletin görevlisi kaymakam, partili belediye başkanlarının ve parti örgütlerinin etkisinde. İktidar partisinin taşra yöneticilerinin önde gelen kaygısı genel merkeze “Her şey yolunda” izlenimi vermek. Kapsayıcı etkili çalışmalar yapmak niyetinden uzaklaşmış durumdalar.
SORUNLARI AKTARDI, SORUŞTURMA AÇILDI
İktidar partisinin anlaştığı bir firma, bir ilçedeki bütün muhtarları telefonla arıyor. Muhtarlara, ilçelerinde sorun olup olmadığını, varsa neler olduğunu soruyor. Birçok muhtar önceden kurgulandığı için anket firmasına “sorun olmadığı” yönünde yanıt veriyor. Ancak birkaç muhtar, ilçenin sorunlarını sıralıyor. Anket firması yetkilisi bununla yetinmiyor, dile getirilen sorunların gerçek olup olmadığını doğrulamak için ilçede iş yapan esnaftan kişilerin adlarını ve telefonlarını da istiyor. Muhtar bu konuda da açık davranıyor ve kendisine yakınmayla gelen esnafın tümünün ad ve telefonlarını veriyor. Aynı görüşmeler esnafla da yapılıyor. Herkes sorunlarını iletebilmenin mutluluğunu yaşıyor. Ancak bu mutluluk kısa sürüyor. Parti genel merkezinden uyarıların belediye başkanı ve kaymakama iletilmesiyle muhtar hakkında soruşturma açılıyor.
‘GÖREVDEN ALIN AMA SORUNLARI ÇÖZÜN’
İlçenin otuz yıl öncesini bildiğimiz için geçen sürede birkaç makyaj düzenlemesinin dışında büyüme yönünde bir gelişme göremedik. Muhtarın bize anlattığı bütün sorunlar gerçek. Çevre köyler plansız da olsa yapılan hayvancılıkla büyürken ilçe yerinde saymış.
Başarılı olmak mı, başarılı görünmek mi?
Anladığımız kadarıyla iktidarın taşra bürokrasisi başarılı görünmek istiyor. Eksiklerin sorunların parti genel merkezine ulaşmasını, bunların çözümü konusunda çalışma yapılmadığının bilinmesini istemiyorlar. Bu noktada kopukluk başlıyor. Bu kopukluk ekonomik kriz ortamında yaygınlaşır ve kemikleşirse iktidarın sorunları daha da derinleşir.
“Komünist” yaftası yapıştırılan, daha farklı türlü yakıştırmalar yapılan muhtar, “Benim hangi siyasi görüşte olduğumu herkes biliyor. Sorun nedir diye soruyorsunuz, anlatıyoruz. Anlatmasak, sorunlar ne bizim için ne de AKP’li ilçeliler için çözülmeyecek. Herkes için sorunlar duracak. Örneğin hayvan pazarı yok. Hayvan pazarı CHP’liler için de yok, AKP’liler için de yok. 8 yıldır küçük bir bölümü bitmemiş bir yol var. Biterse oradan sadece CHP’liler mi geçecek? Halkın oyuyla muhtar seçildim. Şimdi hakkımda soruşturma var. Görevden mi alacaksınız, alın. Ama sorunları çözün” diye yakınıyor.
Doğu Anadolu’ya gidince derin vadilerden, kocaman dağlardan geçiyorsunuz. Kanal İstanbul’a harcanacak paranın çeyreği ile bölge ve Türkiye ihya olabilir."
|
|
|
|
|
|
|
"En faziletli cihat zalim bir idarecinin yanında ona adaleti söylemektir. HZ. MUHAMMED" "Bir insan taraf tutmaya başlar başlamaz, dünyada da o gerçekleri o kadar az görmeye başlar. HEYWOOD BRAUN" “Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pisletmiştir.” Hindistan Atasözü" |
"En faziletli cihat zalim bir idarecinin yanında ona adaleti söylemektir. HZ. MUHAMMED" "Bir insan taraf tutmaya başlar başlamaz, dünyada da o gerçekleri o kadar az görmeye başlar. HEYWOOD BRAUN" Dropbox referal adresim "En faziletli cihat zalim bir idarecinin yanında ona adaleti söylemektir. HZ. MUHAMMED" "Bir insan taraf tutmaya başlar başlamaz, dünyada da o gerçekleri o kadar az görmeye başlar. HEYWOOD BRAUN" “Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pisletmiştir.” Hindistan Atasözü" |