Herkese iyi forumlar;
3 yıldır vodafone net kullancısıyım. 09.18.2020 tarihinde arandım taahhüt bitecek yenilemek ister misiniz dediler, aynı fiyat aynı hız olacaksa olur dedim ve 99tllik pakete devam ettim. Buraya kadar her şey normal.
Ekim ayında eylül ayı için 208 tl fatura geldi. 45 tl taahhüt başlangıcı olan 09.18.2020 tarihinden 30.09.2020 tarihi için
150 tl de ayın birinden 18 ine olan kısım için. Meğerse benim kontrat bitmiş bunlar beni 18 gün sonra aramışlar.
Mesaj atmışlar 1 kere sadece başka bilgi yok, internette kesilmiyor tabiki anlayamamıştım.
Neyse vodafonu aradım durumu belirttim, faturaya itiraz ediyorum vs dedi telefondaki tak bir saat sonra mesaj faturada sorun yoktur.
Tekrar aradım yine aynı senaryo
3.de dedim bu fatura düzelmiyorsa ben iptal edicem bir yere aktarıyorum dedi 50 dk bekledim açan yok, kapattım.
Yine aradım dedi ben şimdi aktarıcam bu sefer açacaklar bir hata olmuş, bu sefer 35 dk bekledim açan yok.
Neyse en sonunda teknik desteğe durumu anlatıp sıkıştırınca bana 20 günlük sözleşme için 350 tl cayma bedeli çıkardı.
Sebebi de modem kiralama bedelinin abonelik iptalinde peşin alınması imiş. Yani kullanmadığım bir hizmetin bedelini peşin istiyor.
Oysa btk sitesinde kullanılmayan hizmetin bedeli istenemez gün bazında hesaplanır yazıyor.
Şu an BTK ya durumu şikayet ettim.
Sizlere sorum da şu benden modem kiralama bedelini peşin alma hakları var mıdır? çünkü göz göre göre zorbalık ve açık bir caydırma politikası.
Geçecek arkadaşlara da ilham olsun geçmesinler.
Herkese merhabalar
Uzun zamandır kafamı kurcalayan bu konuyu sizinle paylaşmak istedim. Ön bilgi olsun diye belirtiyorum ilahiyat okudum.
Bu günlerde malum gündem sürekli değişiyor, Ayasofya, Lgbt, açık giyinme vs.
Şimdi Allah der ki: Benim rahmetim denizlerdeki köpüklerden bile fazladır. Ey kulum seninle benim aramdaki hesabı düşünme sen kul ile kul arasındaki hesabı düşün. Çünkü kul ile kul arasındaki hesabı ben affedemem. Bana her şeyle gel kul hakkıyla gelme der. Yani İslam insan haklarına her şeyden daha çok önem veriyor.
Yine Kuran'da zinayı defalarca yasaklar, lanetler ve sakının der. Eşcinselliği ise sadece 1 ayet de yasaklamıştır. Yani demem o ki zina eşcinsellikten daha günah ve lanetlidir.
Fakat bakıyorum müge anlıya, afedersiniz kim kime dum duma bir tane eleştiri yok bu yobaz kesimden. Ama açık giyinen kadın olunca söz konusu yıkılıyor ortalık. O kadın açık giyinirse hesabı Allah'la onun arasında, senin o kadını eleştirmenin hesabı ise direkt o kadınla. Kaldı ki kimseye lanetliler, günahkarlar, cehennemde yanacaklar diyemezsiniz.
Bunlar alalen ve direkt olarak şirktir.
Savaşta bir sahabe yerde öldürmeden hemen önce şahadet getiren bir düşmanı öldürür. Hz Muhammet bunu duyar ve çok sinirlenir.
Sahabeyi çağırır ve neden öldürdüğünü sorar, sahabe de ölüm korkusuyla şahadet getirdi, gerçek değildi der. Hz Muhammet o kadar sinirlenir ki alnındaki damar görünür, "Ne biliyorsun kalbini mi yardın baktın?" der.
Yani birine lanetli, cehennemlik, bunlar kafir demek lamı cimi olmaksızın ŞİRKTİR. Bugün malum zihniyetin dinden sorumlu malum kişisi bile utanmadan sıkılmadan şirk koşmaktadır. Allah'ın hesabını kimse kimseye soramaz.
Ne zaman ki o kişi kul hakkına girer o zaman git hakkını savun.
Çoluğumuz çocuğumuz var diyenlere özel ek:
Kimse sizin çoluğunuz çocuğunuzu umursamıyor, insanlığa faydalı zararsız ve düşünen insanlar yetiştirirseniz zaten onlar doğru yolu bulacaklardır.
Kimse görerek açık giyinmez, ya da eşcinsel olmaz ya da kadın gibi davranmaz. Öyle olsaydı erkeklerin sokakta yoğun olduğu bir coğrafyada olduğumuz için herkesin erkek gibi olması gerekirdi. Ya da iranda herkesin doğuştan eşarpla doğması gerekirdi.
İlk emir oku, ahkam kesenlerin hepsi de okumamış insanlar. Biliyorsan bir yol aç, bilmiyorsan birinin açtığı yoldan yürü ama kimsenin yolunu kapama.
Artık dininizi falancı fişmancı hocadan öğrenmek yerine açıp kitabınızı okuyun.
Türkiye Müslüman bir ülke falan değildir. Müslümanlık adı altında Allaha şirk koşanların ve onu kullanarak geçimini sağlayanların ülkesidir.
Selam ve dua ile.
|
|
|
|
|
|
|