Forumda görüyorum, sürekli eskiye bi .ok atmalar falan, kendimden örnek vermek istedim.
Annem vasıfsız işçi, babamda devlet memuru idi. 195X doğumlular. Ben ve abim, 1980'lerde ilkokula başlayana kadar, annemin çalıştığı fabrikada, kreşte büyüdük. Annemin aldığı maaş, devlet memurundan fazla idi, ayrıca çok ciddi bir erzak yardımı yapılır, biz gelen erzakları bazen amcamlara falan verirdik. Ayrıca annemden kesilen maaş ile şirket ev yaptı ve anneme verdi.
Şu anda, herhangi bir özel sektörün, çocuklarınızı (sayı sınırlaması olmadan) kreşte büyüttüğünü. Çocuk başına en az 2.500 TL maliyeti var bu işin. Ayrıca fabrikanın hemen yanındaydı kreş, nasıl alıcam, nasıl bırakıcam derdi yok. Sabah annemle kalkar, işe gider gibi, fabrika servisine biner, o fabrikaya biz kreşe, akşam da birlikte dönerdik. Tekrar ediyorum, annem ilkokul mezunu, vasıfsız bir işçi. 1980'ler. Çalışanların çok ciddi hakları var.
İKİNCİ ÖRNEK KENDİMDEN: İş hayatına 2005'de atıldığımda, asgari ücretin 4 katı kadar maaşla işe başladım. Şehir dışında çalıştım, kira + faturalar + ev eşya taksitleri + kyk kredilerini ödedikten sonra, her hafta sonu şehrime gelip sosyaleşşiyordum, yine de para bitmiyordu ve biriktirdiğim para ile abimlere yardım ediyordum ve 4. senemde 3. yaşında bir Renault Clio aldım . (2009 yılında, 2006 model 14.000 TL'ye falan, ki o zaman maaşım 3-4bin TL idi, yani 4 aylık maaşımla 3 yaşında orta segment bir araba alıyordum. Bugün böyle bir araba 120-130 Bin TL, yani maaşım araba satın alma üzerinden bakarsak 30-40K TL imiş). Daha da önemlisi, çalışma hayatımın 5. yılında da, ev aldım. Şu anda o evi, sittin sene alamaz herhangi bir beyaz yaka çalışan. 2008-2009 yıllarında çeyrek altın sanırım 50 TL civarında idi, Maaşım 3-4Bin TL idi. Düşünün müdür falan değilim. Düz uzman/beyaz yaka. O zamanın parası ile ayda 50-70 tane çeyrek altın alıyordum sanırım.
Bunlar neden anlatıyorum? Benim iş hayatına başladığım zaman, çocuğuma şirketimin bakması hayal idi, ama kazandığınız para ile güzel hayat sağlıyordunuz. Ama şimdi iş hayatına başlayanlar için söylüyorum, bırakın çocuğuna bakması, evlenmesi hatta insanca yaşaması hayal. Ayda 10.000 TL'den az geliri olan bir insanın (bakın aile demiyorum), insanca yaşıyorum, istediğimi yapıyorum falan demesi (kusura bakmayın ama) ya yanlıştır ya da yalandır.
Bugün kaliteli ve sağlıklı gıda o kadar çok pahalı ki, normal bir insanın sğalıklı/kaliteli/güvenli bir gıdaya ulaşması ve her gün ihtiyacı olan kaloriyi alması, et, balık, süt, peynir v.s. istediğini tüketmesi herhalde kişi başı en az 1.500 - 2.000 TL. 4 kişilik bir ailenin gerçek gıda/mutfak masrafı en az 3-4K TL. Ha et-balık yemezseniz, ne idiği belirsiz yumurta alırsanız, her şeyin en kötüsünü, en bayatını, alırsanız 1.000 TL de tutar. Ama bugün gerçek peynir 60 TL, gerçek zeytinyağı 30 TL, gerçek yumurta 2 TL ise, düşünmemiz lazım.
Ben olayı siyasete çekmek istemiyorum. 2005 yılında da şu anki hükümet vardı. Ama anlayış farklı. 2010'lardan sonra ülkede, eğitime, kaliteye, vasıflı olana, yani liyakata önem verilmedi. Sonuç bu. Artık gençler iş bulsa da mutlu olamayacaklar. Sürekli borç içinde büyüyecekler. Bırakın en iyi okulları, en iyi arabaları , en iyi evleri, standart bir arabaya bile binemeyecekler 2000 model Fiat Uno ile mutlu olmaya çalışacaklar.
Eski Türkiye diye kötülüyorsunuz bazen ama samimi söylemek istiyorum. Bence 1990-2005 arası dönem , altın dönemmiş. O zamanki sorunlar, şu anki sorunların yanında hiç kalır. Bakın dediğim gibi, annem (vasıfsız işçi), özel sektörde, çocuklarına (bizlere) şirket bakmış. Şimdi bana bu şekilde bir şirket gösterin lütfen. Ya da kaç tane var?