Şimdi Ara

Plazma evren modeli (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
35
Cevap
0
Favori
815
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Bu görüş evrenin geçmişini nasıl açıklıyor ?
  • Çünkü —Wiki'ye göre— astronomik gözlemlerimizle uyumlu olmadığından kabul edilmiyormuş, ve yine aynı Wiki linkinde 2014 yılı itibariyle astronomların bir çoğunun bu modeli reddetiğini söylüyor.

    Daha sonra 'Principle of Physical Cosmology by Phillip James Edwin Peebles' kitabında bu modelin bazı şeyleri öngöremediğini gösterdi. Mesela şu sorular nasıl bir cevap var?

    Plazma kozmolojisi Hubbe Yasasını neden öngöremiyor? Hubble Yasası ile ilgili açıklaması nedir?

    Plazma kozmolojisinin kozmik mikrodalga arkaplan ışıması ile ilgili açıklaması nedir? Neden olduğu öngörülemiyor?

    'Hafif elementlerin bolluğu' diye çevirebileceğimiz ifadeyi yine niye öngörememiş?


    Ve yine sanırım, buna göre madde ve antimaddenin birbirini imha etmesi sonucu, yüksek enerjili fotonların çıkması gerekiyor, fakat çıkan yüksek enerjili fotonlar, modelde öngörülen kadar fazla değil. Bunun nedeni nedir?


    Ve yine görebildiğim —veya göremediğim— kadarıyla bu modeli destekleyen çok fazla bir kaynak, araştırma yok, olanlar da 'peer-reviewed' değil.




  • Huddleston kullanıcısına yanıt
    Big bangin iki temel direği vardır. Kırmızıya kayma dediğimiz olay ve kozmik Mikrodalga arka plan ışıması. Plazma evren modeli ikisinide farklı bir biçimde açıklıyor. Kırmızıya kayma big bangin en temel direği bunun galaksilerin uzaklaştığını gösterdiğini iddia ediyor hipotez. Plazma kozmolojiye göreyse bunun nedeni wolf etkisi denen bir olay ve galaksilerin uzaklaşması kadar doğru açıklıyor kırmızıya kaymayı. Googlea wolf effect yazarsanız birçok sonuç çıkar türkçe yazdım 1 tane bile sonuç bulamadım özetle anlatmak gerekirse bu kırmızıya kayma fenomeni sadece optik bir olay. Ayrıca biz uzaklaşmayı gözlemlemiyoruz sadece kırmızıya kaymayı gözlemliyoruz buda genelde bilinmeyen bişey.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hümiyettin

    Bu görüş evrenin geçmişini nasıl açıklıyor ?

    Sonsuz uzayda sonsuz enerji vardır. Bu enerji zamanla yoğunlaşarak(higgs alanı) plazmayı oluşturuyor. Plazma ise elektromanyetik kuvvet aracılığıyla ve kütleçekimininde etkisiyle zamanla galaksileri vs oluşturuyor(teoriye göre bir evren adasının oluşma süreci yaklaşık 2 trilyon yıl) big bangten önemli farklarından biride bu çok daha uzun zamanlar öngörüyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hafif elementlerin bolluğu? Kozmik mikrodalga arka plan ışıması? Wolf Effect dediğiniz şey ile ilgili de internetete elle tutulur bir bilgi bulamadım maalesef. Wiki sayfası var, kısa, ve yapılan referansların hepsi neredeyse bir yazara ait.


    Neyse, Wolf Effect ile ilgili şöyle soru var o zaman:

    Wolf Effect'e göre hem redshift hem blueshift oluşturuluyormuş. Yaklaşık 100.000 kadar Quasar varmış Sloan Digital Sky Survey'e göre. Bu Quasarların hepsinin redshifted olması, hiçbirinin blueshifted olmamasının nedeni ne?

    Eğer scattered ve unscattered ışığın karışımı olan bir spektrum olsa nasıl gözükürdü Wolf Effect'e göre?



    Bu soruların hepsi alıntı, daha 1-2 soru ve sorun daha vardı Wolf'un açıklayamadığı.

    Şimdi asıl sorum şu:

    Plazma modelini, Wolf Effect dediğimiz olgunun öngördüğü her şey şuanki gözlemlerimizle paralel mi? Bunlar üzerine herhangi bir peer-reviewed kaynak var mı? Yoksa sadece Wiki makalesi ve 3-5 fizikçinin spekülasyonundan mı ibaret?




  • Huddleston kullanıcısına yanıt
    Kozmik arka plan ışımasının yıldızların uzay boşluğunu Isıtmasıyla oluştuğunu öngörüyor teori. Hafif elementlerin bolluğu ise plazma evrene göre bir sorun değil çünkü bulunduğumuz evren adası genç olabilir(yaklaşık 2 trilyon yaşında) Wolf etkisi hakkında sorduklarınızın cevabınıda bilmiyorum ama araştırıcam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Huddleston kullanıcısına yanıt
    Ayrıca, yine önemli bulduğum için burada belirtmek istediğim birbaşka nokta, evrendeki tüm galaksilerde gözlenen kızıla kaymanın Doppler etkisinden değil, Compton etkisinden kaynaklandığını iddia eden uzmanlar da var. Bilindiği gibi, Doppler etkisi, bizden uzaklaşan veya yaklaşan bir dalga kaynağının ürettiği dalgaların dalga boyundaki kaymayı ifade ediyor. Kızıla kayma uzaklaşma, mora kayma yaklaşma anlamına geliyor. Tüm galaksilerin ise kızıla kaydığı tespit edildiğinden, tüm evrenin her an genişlediği düşünülüyor. Bu etki, konsantre elektronların içinden geçen ışığın bu elektronlara enerji kaybetmesi anlamına geliyor ve bu etki de kızıla kayma üretiyor. Galaksiler arasındaki boşluk eğer serbest elektronlar ve pozitronlarla doluysa, bu boşluk içinden geçen ışığın kızıla kayma göstereceği de tespit edilmiş. Bu durumda, ışık böyle bir ortamda ne kadar uzun süre seyahat ederse kızıla kayması da o kadar yüksek olacağından, bu durum galaksiler ne kadar uzaksa kızıla kaymalarının da o kadar fazla olduğunu söyleyen o gözlemleri de açıklamış olur. Kuasarların ise, kendi bünyelerinde yer alan bulanık bir atmosfer içinde bulunan serbest elektronların sebep olduğu Compton etkisinden dolayı çok daha yüksek bir kızıla kayma gösteriyor olabileceğini düşünüyorlar.

    Bunlar 3-5 fizikçinin yarattığı spekülasyon değil bilimsel olarak kanıtlanmış etkiler ama şuanda plazma evreni savunan pek fizikçi yok o ayrı konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 'Sonsuz' ifadesi durağan bir hali ifade etmez. Sonsuz varış noktası olmayan, sürekli eklenerek devam eden tek yönlü sürece denir. Geçmişin sonsuz olduğunu kabul edersek enerjinin sonsuzdan gelmesi gerekir. Enerjinin sonsuzdan gelmesi için sonsuzun en uç noktasını almamız gerekir ama sonsuzun en uç noktasını almak sonsuza aykırıdır.

    Büyük Patlama kuramı ile yaşlı yıldızların beklenildiği gibi helyum ve hidrojen ağırlıklı olduğu görülüyor. Günümüzde de evrenin çoğunluğu bu elementlerden oluşuyor. Evrenin bir başlangıç noktası olduğuna ve genişlediğine bir delildir. Evrenin genişlemesi konusunda da uzaktaki yıldızlardan gelen ışık dediğiniz gibi bozulma olabilir ama en yakınımızdaki gök cismi olan Ay, her yıl Dünya'dan yaklaşık 4 cm uzaklaşıyor.





    ''İyi bir teoriden beklenen öngörülerde bulunma gücü Big Bang’de en mükemmel şekilde vardır. Evrendeki maddenin aşamalı gelişimini anlatan “İlk Üç Dakika” kitabının (bu konunun belki de en ünlü kitabı) yazarı Steven Weinberg anlatımlarına şöyle bir giriş yapmaktadır: “Artık evrimin ilk üç dakika içerisindeki kozmik akışını izlemeye hazırız. Olaylar önceleri, sonraya göre çok daha hızlı aktığı için olağan bir filmdeki gibi, resimleri eşit zaman aralıklarına dizilmiş göstermek
    yararlı olmayabilir. Bunun yerine filmimizin hızını evrenin sıcaklığının düşmesine uyacak şekilde ayarlayacağız; her seferinde sıcaklığın üçe bölümü kadar düşüş oldukça kamerayı durdurup bir resim çekeceğiz.” Weinberg altı film karesiyle bu aşamaları anlatır. Big Bang’in matematiksel modelinin bir sonucu olan öngörüde bulunma gücünü gösterebilmek için bu altı kareyi kısaca özetleyerek aktaracağım:

    Birinci Film Karesi: Evrenin sıcaklığı 100 milyar Kelvin’dir. Evren, madde ve ışınımdan oluşmuş ayrılmaz bir çorba gibidir. Bu çorba içinde her bir parçacık diğer parçacıklarla çok hızlı bir şekilde çarpışır. Birinci film karesinde çok az sayıda çekirdek parçacığı vardır. Yaklaşık olarak her bir milyar fotona ya da elektrona, ya da nötrinoya karşılık bir proton, ya da bir nötron. Bu film karesinin alındığı zaman ölçüsünün, saniyenin yüzde biri kadar olduğunu hatırlatmakta fayda
    vardır.

    İkinci Film Karesi: Evrenin sıcaklığı 30 milyar Kelvin’e düşer. Birinci film karesinden beri 0.11 saniye geçmiştir. Az sayıdaki çekirdek parçacıkları hala çekirdekleri oluşturmak üzere bağlanmamışlardır. Çekirdek parçacıklarının dengesi yüzde 38 nötron ve yüzde 62 proton şeklinde bir kayma göstermiştir.

    Üçüncü Film Karesi: Evrenin sıcaklığı 10 milyar Kelvin’e düşer. Birinci kareden beri 1.09 saniye geçmiştir. Evren hala nötronların atom çekirdeklerini oluşturmak üzere bağlanmalarına meydan vermeyecek kadar çok sıcaktır. Azalan sıcaklık nedeniyle, proton ve nötron dengesinden yüzde 24 nötron ve yüzde 76 proton olmak üzere bir kayma olmuştur. Dördüncü Film Karesi: Evrenin sıcaklığı 3 milyar Kelvin’e düşer. İlk kareden beri 13.82 saniye geçmiştir. Nötronlar öncesinden çok daha yavaş olmakla birlikte hala protonlara dönüşmektedirler, şimdi denge yüzde 17 nötron ve yüzde 83 protondur. Evren, artık helyum gibi çeşitli kararlı çekirdeklerin oluşmasına yetecek kadar soğuktur, fakat bu hemen gerçekleşmez.

    Beşinci Film Karesi: Evrenin sıcaklığı 1 milyar Kelvin’e düşer. Beşinci kareden kısa bir zaman sonra çarpıcı bir olay olur. Sıcaklık, döteryum (hidrojen elementinin izotopu) çekirdeklerinin artık parçalanmadığı bir noktaya düşer. Ne var ki, helyumdan daha ağır çekirdekler sezilir sayıda oluşamazlar. İlk kareden bu yana 3 dakika 46 saniye geçer (Bu noktada Weinberg, 46 saniye için okuyucudan özür diler. Kitabın ismini 3 dakika 46 saniye koysaydı kulağa hoş gelmeyeceğini
    vurgular).

    Altıncı Film Karesi: Beşinci karede arzulanan noktaya ulaşılmıştır, temel elementler artık oluşmuştur. Fakat ne olacağını göstermek için Weinberg filmi bir kare ileriye götürür. Bu karede sıcaklık 300 milyon Kelvin’dir. İlk kareden beri 34 dakika 40 saniye geçmiştir. Çekirdek parçacıkları artık helyum veya hidrojen şeklinde bağlıdır (bir önceki bölümde bu konuya değindik). Fakat evren hala o kadar sıcaktır ki henüz kararlı atomlar oluşamamaktadır. ''




  • Savunan pek fizikçi yok çünkü şuan ki gözlemlerimizle uyumlu değilmiş. Zaten bahsettiğim gibi bu fikri savunan herhangi bir makaleye de bugünlerde rastlamak oldukça güç.
  • Silinsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hümiyettin -- 5 Şubat 2015; 20:15:07 >
  • Huddleston kullanıcısına yanıt
    Bu teoridede big bang gibi eksikler var malesef. Aslında çok yaklaştık diye düşünüyorum ama burnumuzun ucundaki bir gerçeği atlıyoruz gibi, onu farkedincede çok şaşıracağız bunumu göremedik diye.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Big bang in gözlemlerimizle uyumlu olması dışında dini inançlarla da uyumlu olması, kabul edilmesini kolaylaştırıyor olabilir.
  • Sonsuzluğun da bir sonu olamaz mı ? Neye göre sonsuz deniliyor,zamana göre mi ? Uzayın genişlemesine göre mi ?
    Zamana göre de uzayın genişlemesine göre de sonsuzluk ise zaman ve uzayın genişlemesi zaten Big-bang'dan itibaren başlamadı mı,yani bir başlangıcı var,başlangıcı olan her şeyin de bir sonu olmalıdır. Alfa-Omega gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: İlluminatideİmam

    Sonsuzluğun da bir sonu olamaz mı ? Neye göre sonsuz deniliyor,zamana göre mi ? Uzayın genişlemesine göre mi ?
    Zamana göre de uzayın genişlemesine göre de sonsuzluk ise zaman ve uzayın genişlemesi zaten Big-bang'dan itibaren başlamadı mı,yani bir başlangıcı var,başlangıcı olan her şeyin de bir sonu olmalıdır. Alfa-Omega gibi.


    Zaman ve mekan gibi kavramlar maddenin varlığıyla söz konusu olur. Yani evrende yukarı aşağı alt üst gibi kavramlar olmadığı gibi zaman diyede bir kavram yoktur gerçekte. Bunlar sadece bizim belirlediğimiz parametreler. Teori enerjinin sonsuz olduğunu savunuyor madde enerji eşitliğindende madde oluşuyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.