Şimdi Ara

Pfizer ve BioNTech'in COVID-19 aşısı için gönüllü denek olan Türk Doçent, aşının yan etkilerini anlattı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
44
Cevap
1
Favori
2.107
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Pfizer ve BioNTech'in COVID-19 aşısı için gönüllü denek olan Türk Doçent, aşının yan etkilerini anlattı



    Amerikan ilaç firması Pfizer ve Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech'in ortak geliştirdikleri COVID-19 aşısının Türkiye'de yürütülen Faz 3 çalışmalarında gönüllü denek olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, deneyimlerini anlattı.



    Ayrıca Bkz.Koronavirüs için geliştirilen tüm aşıların avantajları ve dezavantajları neler?



    Savaşçı, "Türk bilim insanları Uğur hocamız ve Özlem hocamızın buldukları aşı için gönüllü oldum. Birçok formu imzalayarak, saatler süren imza aşaması ve bilgilendirme sonrası aşı uygulandı. Ben her yıl birçok aşı olurum, hayatım boyunca bütün aşıları yaptırdım" sözcüklerini kullandı.



    Aşının ardından ortaya çıkan yan etkilere ilişkin ise "Aşı yerinde ağrı, hafif bir sersemlik, kas ağrısı ve bulantı durumları ortaya çıktı ve aşı yapıldığını anlamış oldum. Çünkü tuzlu su da yapılmış olabiliyor, şans eseri bu. Bu belirtiler 1-2 gün sürdü. 



    Koronavirüs hastalığını geçiren hastaları ve bıraktığı hasarları düşündükçe kesinlikle bu aşıyı yaptırmak gerektiğini düşündüm. Bu yan etkiler hiçbir şeydi onların yanında. Herhangi bir hasar kalmadan, yeni bir teknolojik bir aşı olduğu için mRNA aşısı vücuda herhangi bir şekilde virüs zerk edilmiyor, virüsün genetik kodu çözülüp, bir şekilde kendi vücudunuza balık vermiyor da oltayla size balık avlatma sistemi gibi düşünün. Savunma hücrelerini çoğaltma sistemi ile yapılan bir aşı" şeklinde konuştu.



    Pfizer ve BioNTech'in COVID-19 aşısı için gönüllü denek olan Türk Doçent, aşının yan etkilerini anlattı(Doç.Dr.Ümit  Savaşçı)



    Savaşçı, 21 gün arayla 2 doz aşı yapıldığını belirterek, "Bunun sonucunda antikor seviyesi %95'lere, hatta bazı serilerde %100'e yakın antikor oluştuğu tespit edildi. Bu çok yüksek tabii. Bizim grip aşısında maksimum bağışıklık sistemi iyi olan birisi için %70 civarında bir bağışıklık oluşurken, burada %95 civarında bir bağışıklık çok üst seviyede kaldı. Tabii dünyayı kurtaracak olan hem bizim belirlediğimiz temizlik, mesafe, maske kuralı olduğu gibi özellikle aşı bulunması yaz aylarında bize bir umut ışığı doğurdu. Önümüzdeki 4-5 ay içerisinde bu uygulamalar sonucunda toplumumuzun %60-70'i bağışık hale geldiği sürece artık bizim koronavirüs belasından kurtulacağımızı umut ediyorum" ifadelerini kullandı



    Uygulanan ikinci dozda daha az yan etkinin olduğunu kaydeden Doç. Dr. Savaşçı, "İkinci dozda daha hafif belirtiler oldu, yan etki olarak. Aşı yerinde ağrım oldu, diğer belirtilerim olmadı. 15 gün sonra antikor seviyesine bakılacak, aşının tutup tutmadığını anlamış olacağız. 2 yıl takipli olacağız. Her gün takip sistemine belirtilerimizi giriyoruz, bize bir elektronik cihaz verildi. Her gün ateşimizi ölçüyoruz. Herhangi bir belirti olursa direkt yetkililer ile temasa geçiyoruz. 



    Şu ana kadar kullandığımız ilaçlar aslında daha önceki viral hastalıklarda kullanılan ilaçlardı. Ama birkaç firma özellikle başarılı çalışmalara imza attılar. 1-2 ay içerisinde çok ciddi bu hastalığa direk etkili, bu virüsü tamamen yok edecek ilaçların çıkacağını umutla bekliyoruz, bu tür veriler alıyoruz. Tünelde ışık göründü ama 4-5 ayı çok iyi geçirmeliyiz" diye konuştu.




    Kaynak:https://www.dha.com.tr/saglikyasam/alman-asisinda-gonullu-docentyan-etkiler-koronavirusun-yaninda-hicbir-sey/haber-1801606







  • biz de mrna aşısı istiyoruz, ama çin'in zayıflatılmış virüs aşısına kaldık gibi bir süre ne yazık ki!

    bu aşı gelene kadar beklemeyi düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi oray -- 5 Aralık 2020; 16:28:40 >
  • uzun vadede ne yapacağı belli olmayan genetik bir aşı da bana güvenli gelmiyor :( İlk GDO'lu ürünler çıktığında sözde "açlığı" bitireceklerdi. Gel gör ki açlık da bitmedi hastalık da. mRNA bana güvenli gelmiyor.
  • hangisi kalıcı bağışıklık kazandıracaksa o aşıyı olalım
  • Uzun vadede kalıcı bağışıklık yapması lazım yoksa bunun önüne zor geçilecek
  • fotifoti kullanıcısına yanıt
    gdo teknolojisi olmasa şuankinin 2-3 katı daha çok açlık yaşanıyor olurdu.
  • fotifoti kullanıcısına yanıt

    Bu konuda herhangi bir araştırmanız ya da çalışmanız var mı ?

  • BumberShoot B kullanıcısına yanıt
    Hastalıkların artışı size ne ifade ediyor ?

    https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/383943


    “Transgenik bitkinin döllerinde, rekombinant DNA’nın stabilitesi ile ilgili olarak; moleküler yapıya, aktarılan genin genomdaki yerine ve aktarımdan sonra genlerin yeniden düzenlenmesine ilişkin bilgilerin yetersiz olması, bu konuda belirsizliğe sebep olmaktadır. “

    bende Nf2 adında bir hastalık var. Genetik :) annemden geliyor ve annemden önce kimsede yok. Nasıl olmuşsa ?! Annemin 22 kromozom defakte olmuş. Bir şeyin genetiğini değiştiğiniz zaman geleceğini değiştiriyorsunuz. Bizim sistemimiz evrim geçiriyor yediği içtiği de ona göre evrimleşmiş. 200 sene önce ne kolesterol vardı ne gluten hassiyeti ne de bugünkü popüler hastalıklar. Size zararsız olacağını düşündüren nedir? Bunların farkına varmak için genetik mühendisi mi olmak lazım :) kaldı ki onlar da bilmiyor. Çünkü kimsede Zaman Makinesi yok. Mümkün mertebe atalık tohum tüketiyorum. Asla marketten ambalajlı gıda yemem. Pahalıya geliyor evet ama hasta olmak daha pahalı




  • Jaeger62 J kullanıcısına yanıt
    Onun yerine 2-3 kattan fazla hastalık yaşanıyor :) açlık aç gözlülükten ve kaynakların orantısız paylaşımından kaynaklanıyor. GDO bize ucuz ürün vermedi . Sağlıklısının fiyatını yükseltti sadece
  • Yaptır aşı yaptır, iyileşirsin, yan etkileri her aşıda vardır canım.. Öldürmez ya, hey Allah’ım Hiçbir ülkeye güvenemezken girişilen aşı alma heveslerini de anlamış değilim. Virüsün bulaştığı yerden aşı almak kadar çaremiz kalmadı demek ki
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fotifoti

    uzun vadede ne yapacağı belli olmayan genetik bir aşı da bana güvenli gelmiyor :( İlk GDO'lu ürünler çıktığında sözde "açlığı" bitireceklerdi. Gel gör ki açlık da bitmedi hastalık da. mRNA bana güvenli gelmiyor.
    Bu yazdıklarınız fazlasıyla iddialı ve bilimsel değil. İsterseniz GDO ne anlama geliyor ve bu türden gıdalar hangileridir, açlığı bitirme noktasında ne fayda sağlar, aşağıda paylaşacağım videodan izleyebilirsiniz. Videonun hazırlanışı için kullanılan bilimsel çalışmaların 10 sayfaya yakın kaynakçasına ise bu adresten ulaşabilirsiniz:
    https://sites.google.com/view/sourcesorganic/

    https://www.youtube.com/watch?v=8PmM6SUn7Es&feature=youtu.be




  • oray kullanıcısına yanıt
    Çin'in aşısı konvansiyonel teknik fakat. Yani bir çok diğer aşı da bu yöntemle üretiliyor.
  • Dünyada hangi ülkeler hangi aşıyı tercih ediyor, keşke bununla ilgili bir çalışma olsa. Mesela en çok merak ettiğim ülke Japonya. Çünkü Japonlar bir işe girmeden önce 10 kere düşünür, 1 kere yapar.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: BumberShoot

    Bu konuda herhangi bir araştırmanız ya da çalışmanız var mı ?

    Kimsenin doğru düzgün araştırması yok ne yazık ki ama teorik olarak konuşuyoruz. İşin sonunda hedef o ama bu bir makina değil. Makina tasarlandığı şeyi yapıyor ama burada organik maddeler ile uğraşıyorsunuz. Organik maddelerin bu işe nasıl vereceği belirsiz. Bu hızlandırılmış aşıları millete dayıyorlar ama önümüzdeki 10 yılda bunların etkilerini göreceğiz.

  • Jaeger62 J kullanıcısına yanıt
    Nedir bilimsel dayanağınız? Yapılmış bir çalışma okudunuz mu?
  • Öncelikle bu deney çift taraflı kör deney. Aşı deneyini yürütenler bile kime plesebo kime gerçek aşı verildiğini bilmiyorken aşı olan kişi bir Dr. olarak nasıl açıklama yapıyor anlamıyorum. Eğer sonuçlarda kendisine neyin verildiği açıklandıysa ona bir şey diyemem.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan

    Bu yazdıklarınız fazlasıyla iddialı ve bilimsel değil. İsterseniz GDO ne anlama geliyor ve bu türden gıdalar hangileridir, açlığı bitirme noktasında ne fayda sağlar, aşağıda paylaşacağım videodan izleyebilirsiniz. Videonun hazırlanışı için kullanılan bilimsel çalışmaların 10 sayfaya yakın kaynakçasına ise bu adresten ulaşabilirsiniz:
    https://sites.google.com/view/sourcesorganic/

    https://www.youtube.com/watch?v=8PmM6SUn7Es&feature=youtu.be

    Attığım yayını beğenmedin mi :)


    Bilim put haline getirmeyin. Bilim dediğimiz şey dün "yağlı yeme kalbe zarar" derken bugün "yağlı ye esansiyel yağ şart" diyor. Dün yumurta kötüydü bugün iyi, Margarin iyiydi bugün kötü. Antibiyotik dün mucizeydi bugün anladık ki hayatımızı karartmış. Bilim para ile yapılıyor. Basarlar parayı falan madde antibiyotiktir iyidir dedirtirler ama yan etkilerini araştırtmazlar. Çünkü onun için para ödenmez.Çoğu da zaten bir günde ortaya çıkacak şeyler değil. Ya şişelerce gaviscon içtik. daha yeni yasaklandı. O kadar alüminyum ne oldu acaba? https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/24001.pdf


    Ben 5 yaşımda 19 penisilin yedim. Sonuç olarak bademciklerimi de aldılar. Bugün 40 yaşımda halen florayı düzeltmekle uğraşıyorum. 15 e yakın ameliyat oldu gelen -giden antibiyotik dayadı. Yani beni nf2 değil de onunla beraber gelen bilinçsiz tedaviler mahvetti desek yeridir. Dolayısıyla bilimden bahsederken tecrübelerimiz daha belirleyici oluyor. Adam sağlıklı demiş benim sağlığım bozulmuşsa süttür git derim o doktora da bilim vatandaşına da.


    GDO için de söylediğim gibi yeterli veri yok ve olamaz da. Belki 2-3 nesil sonra anlaşılacak. Ben gdo'dan olabildiğince kaçıyorum .Çünkü gdo standartlarıa da uyulduğunu sanmıyorum. (belli modifiye yüzdesi üzeri yasak). Almanyaya gittim, fransaya gittim burada ve orada satılan aynı marka gıdaların içeriklerine baktım.Çikolatadan, kolaya, bebek mamasına hepsi farklı. Bu da bizim ayrı problemimiz. Kuzenime ilaç götürdüm, çünkü başı ağrıdığında, doktor ona "su iç" demiş. Bizde olsa doktoru döverler :)


    Elimizde kesin sonuçları olan durumlara odaklanmayı tercih ediyorum. Şeker zararlı net!






    Kendi üzerinde deneyip görebilirsin. Antibiyotik zararlı, mutlaka probiyotik destekle kullanmalı. Fermente yemeli yoksa uzun vadede önce florayı sonra bağırsak geçirgenliğini bozuyor. Benim gibi ibs ile boğuşup durursun.Her zararlı madde de sisteme karışır vücuttan atılamaz. Hastalıklar artıyor bir sebebi olmalı değil mi? belki bir kaç tane...


    Biz her şeyi "bilimsel" olarak takip ettiğimiz için insanımız 60'ında çöküyor. Gavurun yaşlısı dünya turu atıyor.


    Mesele uzun yaşamak değil sağlıklı yaşlanmak. Gıdada Geleneksel olan iyidir.


    Her şeyi mevsiminde az yiyin. Hasta falan olmazsınız.





  • .




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ChangeOrBeCrushed -- 17 Ocak 2021; 14:11:22 >
  • 435 4 kullanıcısına yanıt

    Yapılmış çalışmaların bir kısmını okudum kendi ilgim gereği. Ancak basitçe bir mantık yürütüp;

    Hayvan yemlerinin bile şuan neredeyse tamamı gdolu ürünlerden oluştuğunu düşünürsek neredeyse etrafımızdaki her besinin fiyatına doğrudan etkisi olduğunu görürüz.

  • fotifoti kullanıcısına yanıt

    İnsanın tüketimine izin verilmiş herhangi bir gdolu ürünün, yine insanlarda "herhangi bir hastalığa sebep olduğuna" dair tek bir bilimsel araştırma kaynağı verir misiniz?


    Bakın düşünülen veya inanılan şeyi veya kesin olmayan araştırma sonuçlarını sormuyorum. Size bilimsel bir gerçeklik olan araştırmaları soruyorum.

    Bugüne kadar hiçbir gdolu ürünün dozajında tüketimi dahilinde insanlarda sorunsuz sindirildiğine karşı görüş birliği varken "Hüloğğ bizi hasta ediyorlar" demek ne kadar doğru?

  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.