Şimdi Ara

Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
106
Cevap
212
Favori
11.498
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
36 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yaz arkadaşım. iyi dinle

    Not: okuyun lan hepinizin durumu var

    Özet : Dışa dönük, Net düşünen, Düş gücü olan biri, Katılımı teşvik eden bir lider, güvenilir bir uzman... Bu saydığım özellikler General Electric firmasının iş alımlarında aradığı özellikler. hayatınızdaki çekingenlik sorunlarını çözmeden ne sosyal hayatta ne de iş hayatında başarılı olamazsınız, bu yazıyı yazma nedenim de işte budur, kendiniz olmanızı sağlamaya yardımcı olmak. Kendin olmak kolay değildir. Düşünce + Sözler + Davranış 'ınızın bir çizgide olması. Bunun diğer adı ise samimiyettir. kendinizi insanlara yakın hissederek korkmadan iletişim kurmak ama kesinlikle single player modunda oynadığınızı kimseye muhtaç olmadığınızı da bilmek. Yani kalsa da gitse de insanlara ihtiyacın yok, iki durumda da senin için farketmez..

    Hatırlatma: eleştiri meraklısı, hayata jüri olarak gelen tipler de gelsin, başlıyoruz. Onlar olmadan olmaz. Ne aforizmalar ne felsefeler duyacağız bu konunun altında. "paran olacak paraaeeğğ" cılar, "kız arkadaş edin geçer" ciler, " Ne şimdi bu adam mı oldun bunu yazınca lan" cılar, adeta hepsi bir sokrates hepsi bir freud xD Yalnız çok rica ediyorum beni yeter ki iste gerisi teferruatcılarla karıştırmayın. Repimde fark var amerikanlarla. ehehe.

    edit: düşüncelerini değiştirmeden bir yere varamazsın panpa. Eğer sihirli Hap olsaydı hepsini ben içerdim iks de ama bilgi olduğu için paylaşınca azalmıyor. Buraya geliş sebebim ise sizi kurtarmak. (Eveet çok garizmatiğim eveet) Eğer ki direk okuyup bitireceğim derseniz, sadece bilgilenmiş olursunuz. Konuşacak yeni bir şeyleriniz ya da yeni bir bakış açınız olur. Ama asla sahip olmak istediğiniz şeylere sahip olamazsınız. Bu yüzden Yazıyı ağır ağır içselleştirerek okumanız gerekiyor. Eyyorlamam bu kadar.


    Kendini ifade edememek, insanların önünde her zaman bir engeldir. Bu, kendilerine güveni olmamasından kaynaklanıyor. Kendine güvenen insanlar hiçbir ortamda değişmezler. İş yerindeyken olsun, arkadaşlarıyla beraberken olsun her ortamda.. Onların duygu+düşünce+davranışları hep uyumludur, diğer bir deyişle samimiyeti kaybetmezler! Bazıları ortama dahil olmayan insanların özgüvenli olduklarını düşünüyorlar. Bence onlar arasında incinmek istemiyorlar.Öyle ki sen incinmekten korkuyorsun ve bunun içinde önüne bir sürü zihinsel engel çıkarıyorsun. Zaten asıl problem, sorunun kendi dışımızda olduğunu düşünmemizdir. Bu durumda sen kendini değiştirirsen insanlar yeni sana alışmak zorundadırlar. Ya da ben buna inanıyorum.

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

    1. DERS: ALAYA ALINMAK

    Aslında utangaç ve sakin bir mizaca sahip olan insanlar kendileriyle alay edildiğini fark ettiklerinde birdenbire deliye döner, bağırıp çağırmaya başlarlar. Öyle ki bu öfkenin sonu şiddete, hatta cinayete bile varabilir. İncindiğimizde, incinmemize yol açan şeyin ya da kişinin bizi isteyerek incittiğini düşünme eğiliminde oluruz. Heredot’un Tarihten Hikayeler adlı yapıtındaki Cyrus ve Piso gibi adamlar 'sefil bir ruh' taşıyan adamlardı. Bunlar, her an birilerinin kendilerine hakaret etmesini bekliyor gibiydiler. Bunun altında yatansa, alaya alınmalarının faklı nedenlere dayanabileceği korkusuydu. Kendimizi başkalarının kolayca saldırabileceği uygun bir hedef olarak görüyorsak, birinin ya da bir şeyin bize acı çektirmeye kastetmiş olduğunu düşünmemiz çok doğaldır. Öyleyse ilk izlenimlerimizi denetim altına almalı, bunlardan hareketle bir davranışta bulunmamalıyız.

    [Bilge kişi] önüne çıkan her şeyin üzerine hatalı bir yapı inşa etmez.

    Zaten hiç kimse size sistematik olarak işkence edecek kadar sizi düşünmez. Unutun bunu!

    Başkalarının niyetleriyle ilgili kötümser yorumlarımızdan yola çıkarak senaryolar yazmamalıyız. O zaman, gürültü bizi yine rahatsız edecektir belki, ama hiç değilse öfkelendirmeyecektir: Dışarıdaki gürültü patırtı hiç bitmeyebilir, yeter ki içimizden yükselen sesler bize rahatsızlık vermesin.

    Şu tespite bakın. Adam 12'den vurmuş. BU bilgiler hayat kurtarır gençler, atın hafızaya.
     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]
    Dale Carnegie - Etkili İletişim ve Dost Kazanma Sanatı

    Başkaldırıyorum Öyleyse Varım!

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

    Franz Kafa dönüşüm kiabında bir adamdan bahsediyor. sabahleyin kalktığında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buluyor adam kendini ama hala işe gitmeliyim geç kaldım patronuma ne derim felan diyor. Çünkü köle haline gelmiş, okulda iş yerinde sokakta gönüllü bir köle.. siz de kendinizi özgür hissedemiyorsunuz ..bunun için de başkalarından şikayet ediyorsunuz ama kimseyi suçlamayın başkalarının size bir köleymişsiniz gibi davranmalarının sebebi yine sizsiniz. Çünkü; başkalarını hayal kırıklığına uğratmayacak şekilde davranmaya mecbur kalındığında, evet, düşün ki bu bazı kişileri bize karşı çok talepkar olmaya yöneltiyor, sanki onların arzularına boyun eğmek bizim görevimizmiş gibi hissediyorlar. Bu gerçekten de onlara tamamen normal geliyor. Örneğin bir ortamda yapacağın bir davranıştan dolayı sen kendini suçlarsan, arkadaşların seni daha fazla suçlar. BUNUN İÇİN DE BİR SAPKIN OLMALARINA GEREK YOK. Kuşkusuz bilinç dışıdır bu: O ortamda yapacağın şeyin senin için kabul edilebilir olmadığını hissederler, dolayısıyla onlar da kabul edilemez bulur. Tepkiye yol açan sensin. Anlıyor musun? Birçoğunuz özgürlüklerin engelledikleri için başkalarından şikayet ediyor ama aslında tabi olan yine kendileri. Boyun eğerek kendini sunuyor, çünkü kabul görmüş hissetmek için onların beklentilerine cevap vermek zorunda olduğuna inanıyor. Gönüllü bir köle; kendi köle tabiatından dolayı efendilerine öfke duyuyor...

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

    2. DERS: ----- Başkalarının Düşüncelerini Okuyamıyorsam Neden Umursayayım? -----

    Başkalarının fikirlerine aşırı derecede önem vermek, herkeste var olan bir manyaklık. [Arthur Schopenhauer]

    Çocukluğumuzdan beri sürekli başkalarının onay vereceği davranışları sergilemek için programlandık. İyi bir şey yaparsak ödül, kötü bir şey yaparsak ceza şeklinde… Düzenin farkında olun ve birilerinin sürekli sizi programlamaya çalıştığını görün. Bu program sayesinde de onay delisi olur çıkarız. Aslında onay güzeldir ama içten gelen onay güzeldir. Bu yüzen siz Kendi kurallarınızı koyun, kendi değerlerinizi ve inançlarınızı belirleyin. Sonra bu belirlediğiniz yolda ilerledikçe kendinizi onaylayın. “Başkaları ne düşünür?” demek yerine “bu yaptığım bana yakışır mı?” diye düşünün.

    Başkalarından onay beklemek insana başkalarının düşüncelerini tahmin etmeye zorlar. “Ne düşünüyor şu anda, doğru yaptığımı mı düşünüyor, beni sevdi mi, nefret mi etti?” gibi sorular kafanızda dönüp dolaşır.

    Hiç yerde gezinen karıncaların sizin hakkında ne düşündüklerini merak ettiniz mi? Karıncanın bir faydası yok size. Yoldan geçen bir kızın sizin hakkında ne düşündüğünü neden önemsiyorsunuz o zaman? Yol üzeri yüzü kapak yapışabilirsiniz yere. Utanırsınız değil mi? İnsanlar sizi komik durumda gördükleri için mi? Sizinle içten içe dalga geçiyorlar değil mi? Peki kaldırımda duran sokak köpeğine ne demeli? Onun dalga geçmediğini nerden biliyorsunuz? Çünkü köpekten onay almak zorunda değilsiniz ama insanlardan alacaksınız illaki. Bir şeylerin farkına varın! O yolda sizi gören insanlar sadece bir kere görecekler sizi. Bir dahaki sefere gördüklerinde sizi hatırlamayacaklar bile. Sizi bir dahaki gördüklerinde “Ahaa geçen yere yapışan adam değil mi bu? Hadi dalga geçelim peşine takılıp, kuyruğuna teneke bağlayalım!” demeyecekler.

    İnsanların düşünceleri belli filtrelerden geçerek oluşur. Herkes aynı yere bakarlar fakat başka şeyler görürler. Deneyimlerimiz, çevremiz, referans gruplarımız sayesinde filtreler oluştururuz kafamızda. Benim burada yazdıklarım bile sizin için filtredir. Eğer benimserseniz, gerçekleri daha farklı görmeye başlarsınız. Ne kadar üretken bir bakış açısıyla dünyaya bakarsanız sizin için o kadar iyi olacaktır.

    Kötü bir şey olmadan sanki olmuş gibi üzülmeyin. Kötü bir şey gerçekleşsin, beraber üzülelim. Ama ne olacağı belirsin şeylerde sanki kötü olay kesin gerçekleşmiş gibi kısıtlı zamanınızı kahrolarak harcamayın. Aklınıza ilk gelen şeyi söyleyin en azından bir süre için bu antrenmanı yapın. faydasını göreceksiniz.

    Araştırmalar gösterdi ki diğer tüm etkenler özgüvenin sonucuyken ağır hareket etmek hem sebep hem de sonuçtur. Yani hareketleri ve konuşmayı yavaşlatmak özgüveni arttırır.

    Neil Strauss- Oyun kitabından alıntı.
     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]


    Halk Oyu Korkusu Hakkında

    Yaşayış tarzları ve dünya görüşleri, kendileriyle toplumsal bağlar kurdukları ve özellikle
    birlikte yaşadıkları kimselerce iyi karşılanmayan pek az kimse mutlu olabilir. Hemen herkes
    için mutluluğun şartı, çevrenin kendisinden hoşnut olmasıdır. Halk kendi düşüncesine aykırı
    davranandan çok, halkoyundan korkana karşı zorbalık eder. Gelenekçi kimseler, geleneklere
    aykırı davranışlara kızarlar, çünkü bunu kendilerine karşı yapılmış sayarlar. Toplumun
    gelenekleriyle uyuşamayan kimseler alıngan, tedirgin ve huysuz olma eğilimindedir. Çevrenin
    budala, peşin hükümlü ya da insafsız olduğu durumlarda, onunla uyuşmazlık içinde bulunmak
    bir meziyettir. Gençlerin dilekleri, yaşlılarca saygıyla karşılanmak gerekirse de, yaşlı
    arzularının geçlerce saygıyla karşılanması doğru değildir. Deneyimlilerin ileri süreceği
    fikirler, mesleğe yeni başlayanlarca daima saygıyla karşılanmalıdır. Kural olarak, bir insanın
    açlık ve cezaevine düşmeyecek kadar halkoyuna saygı göstermesi gerekir; bundan fazlası,
    zorbalık karşısında gönüllü olarak boyun eğmek demektir ve birçok şekillerde kişinin
    mutluluğunu zedeleyebilir. Ben sadece insanlar doğal olmalı ve anti sosyal olmamak koşulu
    ile içten gelen zevklerine uymalıdır demek istiyorum. Aynı zevk ve düşünceden olan
    insanların birbiriyle bağlantılar kurmasıyla da mutluluk artar. Halkoyu korkusu, her türlü
    korku gibi, ezici ve gelişmeyi engelleyicidir. Mutlu olabilmemiz için, yaşayış tarzımızın derin
    iç tepkilerimizden doğması ve tesadüfen komşu, hatta akrabamız olmuş kimselerin rasgele
    zevk ve isteklerine bağlı olmaması gerekir. Hoşgörürlüğün arttırılması için en iyi yol ise,
    gerçek mutluluğun tadını çıkaran kimselerin çoğaltılması ve böylece en büyük zevkleri insan
    kardeşlerine acı çektirmek olan kişilerin sayıca azaltılmasıdır.

    -----KENDİNİZLE İLETİŞİM -----

    Gözünüzü kapattığınız zaman kendinizi ne şekilde görüyorsunuz? Güçlü ve kendinden emin birisi gibi mi yoksa Pinokyo gibi bir çöp adam mı? Bu görüntü sizin dünyanızı belirleyen en temel görüntüdür. Tüm kararlarınızı bu görüntüye dayanarak verirsiniz ve ona uygun hareket edersiniz. Davranışlarınızı imajınıza uygun seçersiniz bilinçli veya bilinçsiz olarak. Ama bilincinize şunu yerleştirin ki; sizi idare eden şey o küçücük görüntüdür.

    Sahip olduğunuz tek beden ve ruh bunlar ve onlara iyi davranın. hata yapmayı ve eleştiri almayı hatta dışlanmayı gözünüzde büyütmeyin! Eleştirilir miyim acaba?" şeklinde bir yaklaşım, biraz nevrotik bir korkudur ve her nevrotik korku insan yaşamını kısıtlar ve bir çembere alır.

    Boyunu, tipini, kilosunu, saçının rengini, yüzünün şeklini beğenmeyen genç arkadaşlar, kendi bedeninize karşı açtığınız savaşı sona erdirmelisiniz çünkü bedenininz ne korkunç ne de küçük düşürücü; o varoluşunuzun değişmez bir parçası olarak ölene kadar sizinle kalacaktır. Bacaklarınızdan dolayı şükredin, Kim sizi bir ömür boyu merdivenleri sırtında çıkartır? bir ömür boyu sizinle beraber olacak onlar. şu anki ruhunuzu ve bedeninizi değiştirme şansınız yok bu yüzden onlara iyi bakın...

    "En büyük kabalık, insanın kendi varlığını hor görmesidir." Michel de Montaigne

    Devamlı kendini eleştiren eksiklerini kapatıp mükemmel olması gerektiğini düşünen insanlar vardır.. Testi cevap anahtarından kontrol ederken sadece eksileri yazıyor ve onlara odaklanıyorsanız, artılarınız sizin için pek birşey ifade etmiyorsa siz devamlı kendini tenkit ederek gelişeceğinizi zannediyorsunuz demektir. İstekleriniz çok yukarda siz ise çok aşağıdasınız ya hakettiğiniz yerde değilsiniz ya da bakış açınız yanlış... Bu insanın egoist yanından kaynaklanıyor. Kendinizi devamlı eleştirerek kendinize nasıl iyilik yapabilirsiniz? Bu büyük bir çelişki değil mi?

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

    Şunu sakın unutmayın!

    Hem, meselâ, gurur ve kibirde öyle bir ağır bir yük var ki, gururlu adam herkesten hürmet ister; ve istemek sebebiyle insanların soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etmeleri yüzünden, dâimâ azap çeker.

    Evet, hürmet istenilmez, verilir.

    Hem, meselâ, tevâzuda ve enaniyeti terk etmekte öyle lezzetli bir mükâfat var ki, ağır bir yükten ve kendini soğuk beğendirmekten kurtarır. (Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem'a)

    3. DERS: PORNOGRAFİDEN KURTULMA REHBERİ:

    Söylenecek fazla birşey yok. Bırakın!

    http://inci.sozlukspot.com/w/hayat%C4%B1n%C4%B1z%C4%B1-k%C3%B6kten-de%C4%9Fi%C5%9Fterecek-olan-%C5%9Fey/@351986

    4. DERS: CESARET NEDİR, NASIL CESUR OLUNUR
    Farkına varman gereken en önemli nokta, işin özü şu: Cesaret duyguyla değil akılla ilgilidir. Cesaret, duygularının sana kaç dediği noktada kontrolü ele alıp durumu analiz edebilmendir. Ve en önemlisi, cesaret bir alışkanlıktır. Ne kadar yaparsan o kadar perçinlenir. Tıpkı kasların gibi, ne kadar çalışırsan o kadar güçlenir.

    Cesaret korkunun yokluğu değil, korkuyu yenebilmektir.
    Nelson Mandela

    Hayatta elbette karşına gerçek tehlikeler de çıkacak. Fakat gerçek olanla, sadece kafanda kurdukların arasında büyük uçurumlar olabilir mi? Normalde gerçek tehlikelerde tetiklenmesi gereken korku hissin, toplumsal şartlanmalar nedeniyle sanal tehlikeler için de harekete geçiyor olabilir mi? Parasız kalma korkusu, işsiz kalma korkusu, yalnızlık korkusu, arkadaşlarca dışlanma korkusu, aptal durumuna düşme korkusu, başarısızlık korkusu, başarı korkusu, … Bütün bu korkularından sıyrılabilseydin, bunların gerçek olmadığını anlasaydın hayatın nasıl değişirdi? Gerçekleri kendine cesurca itiraf edip mazeret bulmaktan vazgeçseydin yaşamında neler değiştirirdin?

    Cesaret sadece kahramanlara özgü veya sadece savaş ve yangın gibi durumlarda yapılan bir eylem değildir. İşin doğrusu cesaret bir eylem değil bir erdemdir, içgüdülerine karşı koyarak bilinçli kararlarını uygulamanı sağlayan en önemli erdem.

    Korku karşısında temel olarak iki tepki verilir: Kal (ve savaş) veya Kaç (ve kurtul). Tepkiler davranışlara, davranışlar benliğine şekil verir ve bir süre sonra ne yapıyorsan o olursun. Kaç-kurtul tutumu özellikle günümüzde çok popüler, bu yönde teşvik ediliyorsun. Ne kadar iyi kaçıp kurtulursan hayat o kadar kolay geçiyor. Bu davranışı huy ediniyorsun ve her başarılı kaçışında biyolojik ödül mekanizman çalışıyor, bu huyunu güçlendiriyorsun ve hayat standardın haline geliyor. İçinde kal savaş diye gürleyen sesi susturmak için bahaneler üretip onu kandırıyorsun, işini sevmiyorsun ama ne yaparsın ekmek parası, spor yapamazsın çünkü vakit yok, sigarayı bırakamazsın çünkü “çok” zor.

    Gerçek güvenlik etkiden gelir. Kendin ve çevren ne kadar etkin altında olursa, o kadar güvende hissedersin. Bu his, toplumun sunduğu sanal güvenlik duygusundan çok daha değişiktir, içinde korku barındırmaz, gerçektir. Bunu başarabilmek için öncelikle hayata tepkisel değil etkisel bakmalısın. Hayatın sana neler getireceğini boş ver, sen hayattan neler istiyorsun? Gelecek hamleye nasıl karşılık vereceğini düşünme, bir sonraki hamleyi sen yap. Başkalarına Önemli Birisi Olduklarını Hissettiriniz Başkalarına, size nasıl davranılmasını istiyorsanız, öyle davranın. Hepimiz saygı görmek, samimiyetle takdir edilmek isteriz. Hakkımızda güzel sözler söylenilmesinden hoşlanırız. Önemli birisi olduğumuzun farkedilmesinden mutluluk duyarız. Evet, hepimiz önemli birisi değil miyiz? Bu takdir etme uygulamasına başlamanız için Amerika’nın Ankara Büyükelçisi ya da FIFA Başkanı olmayı beklemeyiniz. Herkesin takdir edilmeye ihtiyacı vardır ve takdir etmesini bilmelidir. İşimiz dost kazanmak değil mi? Size zahmet verdiğim için üzgünüm’, ‘Rica ederim’, ‘Lütfen’, ‘Teşekkür ederim’ gibi söylenmesi hiç de zor olmayan cümleler karşınızdaki insana kendisine değer verildiğini düşündüreceği gibi sizin iyi yetişmiş olduğunuzu da gösterir.

    "başkaları ile ilgilenirsen iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin; başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen, iki yılda bile tek dost kazanamazsın." - Dale Carnegie

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

    5. DERS: BELKİ DE EN ÖNEMLİ KISIM

    eger etrafindaki herkesi kontrol altinda tutmaya calisirsan. onlarin seni etkilemesine izin verirsin ve aci cekersin. baska birinin ne yapacagini, ne tepki gosterecegini onceden bilemezsin.

    belli bir seviyeye kadar onlari kararlarinda etkileyebilirsin ama onlari tam olarak asla kontrol edemezsin. bu savasi kaybetmektir. kendini kontrol etmek cok daha kolay ve mantikli bir cozumdur. baskalarinin dramalarina dahil olmamalisin.

    .sicaklik kazanir: sicak ve arkadasca davranmak, gogsune vurup etrafa erkekligini gostererek tarzanlik yapmaktan daha iyi bir stratejidir.

    ugur, o serseri tipin hareketini "merhaba, ben ugur. bu kizi cizgisinde tuttugun icin tesekkurler. tam bir bela o." diyerek, sakaci bi sekilde gecistirebilirdi.

    sonra da simgeye donup "hemen yerimi doldurdun bile demek? ne firlamaymissin sen. bundan sonra sana firlak diyecegim. firlak, gel buraya" falan diyebilirdi.

    yasananlarin hicbiri yuzunden ugur sorumlu tutulamaz. o bi kizdan hosalndi ve onun icin ayaga dikildi. ama ugur sunu bilmeli ki, gururdan cok daha otesi vardir. eger sorun cikarana, saygisizliga ve soruna odaklanirsa, kendisi de saygi gormez. egosunu korumak yerine daha mantikli dusunseydi, oyunu iyi bi sekilde goturup, ortami domine edebilirdi.

    elestirildiğinizde veya "suphe icindeyseniz, omuz silkin"

    evet beyler, bu testlerle basa cikmayi ogrenirken bazen ne yapacaginizi veya ne diyeceginizi sasirdiginiz durumlar gelecektir. bu durumlar icin default bir hareket

    belirleyin. ben genelde omuz silkiyorum *

    plan b'niz bu olsun

    1. sizi bir zorlukla test ediyor.
    2. omuz silkin.
    3. baska bi sey hakkinda konusun.

    basit, di mi?

    bu ise yarar. cunku omuz silkmek, "evet dedigin seyin bende biraz etkisi oldu ama kendimi aciklamayi dusunmuyorum" demektir. omuz silkme yerine artik soylecegim

    seyleri, yapacagim seyleri gayet iyi biliyorum. ama omuz silkmeyle baslayabilirsiniz. sonradan otomatik gelecektir zaten davranisiniz *
    (gotunden bosalan adam ?, 19.11.2012 23:52)

    ugur bu isi orantisiz bi sekilde goturdu. o yuzden, opme eyleminde batırmıs olabilir. ama ne yani? utanip sinirlenmek yerine gulup, "bu islerde ustalasmak icin biraz daha james bond fimleri izlemem gerekiyor

    herhalde" diyip bi saka yaparak gulebilirdi.

    bu tip durumlardan cikmak icin kendi kendine veya karsindakine gulumsemek her zaman en iyi yontemdir. kendinizi fazla ciddiye almayin. tokezlemek onun hatasi degil, hatasi

    tokezleyince verdigi tepkiydi.


    -- inciden alıntıdır --

    ÖZGÜVEN NEDİR NE DEĞİLDİR

    Özgüven nedir? Duygusal kontroldür.Biri yüzünüze karşı sizi sinirlendirecek şeyler dese veya eleştirse sizi bazı yönlerinizden dolayı onlara düşünceleri paylaştığın için teşekkürler ama pek umrumda değil diyebilmektir. Duygularınız kontrolünü asla bırakmayacaksınız ki karşıdaki insan sizin duygularınızı alt üst etmesin.İnsanların ağzının içine bakmayın aha bana kötü bir laf gelecek diye.. biriyle tartışırken asla bağırmayın kızmayın sakin sakin fikirlerinizi ortaya koyun en önemliside karşı tarafı suçlamayın ne doğrudan nede dolaylı yoldan.. Bu konuyu açıklamak için bir video izlemenizi istiyorum dostlar. adamın sakalına takılmayın acayip samimi ve esprili bir genç . günlük olaylardan örneklerle olaylara nasıl tepki verimemiz lazım işte örnekleri:



    Özgüven eşit değildir sen yaparsın, sen kralsın. iste ve ol! demek değildir. bunu diyen kitapların ana fikrinin arka kapakta sağ alt köşede yazdığını söylemiştik. Gerçek Özgüven kendinizi ve başkalarını olduğu gibi kabul edebilme cesaretidir. "Ben duygularını iyi ifade edebilen biri değilimdir" veya "biraz asabi biriyim biliyorum bu bir zaaf beni idare et:)".. anladınız mı? şimdi size bir gerçek özgüven örneği:

    Üstad sağa sola baktı. Ve bana: “Hafız, yazın var mı?” Ben: “Güzel yazarım efendim” “Öyleyse al şu defteri” dedi ve başladı söylemeye. İşte ilk defa Mirac Bahsi böyle yazıldı. Tek sayfa olarak tam otuzbeş sayfa yazmışım. Üstad da yazdıklarıma baktı. “Yazın güzelmiş” dedi. “Sen bana lâzımsın. Amma ben asabiyim. Herkesle geçinemem, sen tedbirli ol.” Ben de “Efendim, ben de tirkakiyim. Sigara içmeden yapamam. Ne yapacağız?” dedim. Üstad, “O zaman, Besa (arnavut yemini) yapalım. Ben kızınca, sen birşeyler deme. Sen kızınca, gidip sinekleri dağıtırsın” dedi.

    ----- İŞTE BÜTÜN MESELE BU: VARSAYIMLAR -----

    Kendinizi ezik olarak, çirkin olarak, hiçbir işe yaramaz olarak görüyor olabilirsiniz ama bunun böyle olup olmadığı tartışılır.. Kendiniz hakkındaki varsayımınız ne ise ona göre davranışlarınız şekilleniyor. Kimse beni ciddiye almıyor varsayımını yapıyorsanız sesini gittikçe daha az çıkmaya başlıyor sonunda da yok olup gidiyor ve Konuşmaktan yani 'belirsizlik ortamına girmekten kaçınıyorsunuz.' böylece kehanet gerçekleşiyor bir siliğe dönüşüyorsunuz. İşte dünya varsayımlar üzerine kuruludur. Bizim işimiz ise faydalı varsayımlar yapmaktır. Siz yabancı insanlarla konuşmaktan çekiniyorsunuz da Etrafınıza bakın bir, herkes çok mu sosyal? Herkes bir miktar çekiniyor hatta sizden daha çok çekinen insanlar var. o zaman insanları rahatlatın; İnsanlar konuştukça rahatlarlar. fakat konuşmaya başlayınca "Acaba iyi bir imaj uyandırabildim mi benim hakkımda iyi şeyler kurmuştur karşıdaki kafasında" şeklinde bir düşünce yapısına girerseniz korku başlar. Çünkü beklenti içine giriyorsunuz. karşıdakinden birşeyler istiyorsunuz.

    Arkadaşınızdan borç para veya bir iyilik istediğinizi düşünün. Bu zordur çünkü birşeyler istediniz. ve beklenti içine girdiniz isteğiniz de yerine gelmezse gururunuz kırılabilir. Ama vermek rahattır eğer karşındaki verdiğin şeyi almazsa "aman be sen bilirsin" diye düşünüp yoluna devam edebilirsin. Kimse de alınamaz. Bu yüzden insanlara karşılıksız verin. İlk selamı siz verin mesela..

    Başka insanlar ne düşünür demekten vazgeçin.Benim hakkımda ne düşünüyorlar demeyi bırakın. Biri size "bence sen tipsizsin" dediğinde; "hayır ne alaka, tipsiz değilim ben, arkadaşlarım beni yakışıklı bulur, " gibi savunma durumuna geçip iyice işi bok etmeyin. Sadece durun, gülümseyin ve "bu konudaki düşünceleri belirttiğin için teşekkür ama pek umrumda değil :)" diye umursamaz şekilde konuyu geçiştirin. Çünkü çekici olan sizsiniz. Siz mahkum sandalyesinde oturan bir sanık olsaydınız kızarıp bozarmakta haklı olabilirdiniz..

    Bazı insanlar, HERŞEYle tartışmaları gerektiğini hissediyor herşeyle. Eğer sen de bu insanlardan biriysen, şunu farket ki bu senin kendine güvensiz ve muhtaç biri olduğuna kesin kanıttır. Haklı dahi olsan senin psikolojin için zararlıdır. Bununla başa çık! Eğer gerçekten biriyle tartışmak istiyorsan bunu eğlenceli bir şekilde yap ciddi olmayan bir yolla

    Bugün kendinizle, çevrenizle ve dünyayla ilgili olumsuz düşünceler düşünmeye başladığınızda bunun farkına varmaya çalışın. Sonra bu olumsuz düşüncenin sebebini bulun. Bunun gibi olumsuz duyguyu yakala, onun saçma olduğunu anla ve olumluya çevirme egzersizini gün boyu yapın. Baktınız hoşunuza gidiyor, kendinize güveniniz artıyor bu egzersizle; o zaman yarın da yapın. Bunu bilinçsiz bir şekilde yapasıya kadar her gün tekrarlayın.

    6. DERS: ----- NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNUN FARKINDA MISIN? -----

    Kendinize aynada şöyle bir bakın. O çarpıcı güzel görüntünün altında, aslında ağlardan yapılı gizli bir düzenek evreni tıkır tıkır işlemektedir. Bu düzenek birbirine kenetli kemiklerden oluşmuş bir çatı, güçlü kaslardan oluşmuş bir ağ, özelleşmiş durumda epeyce bir sıvı ve sizi canlı tutmak için gözden uzak çalışıp duran bir iç organlar ortaklığı içerir. Deri adını verdiğimiz, kendi kendini özelleştirme özelliğine sahip yüksek teknolojili duysal tabaka ise bu düzeneği kusursuz bir biçimde kaplayarak göze hoş görünen güzel bir paket çıkarır ortaya.
    Sonra bir de beynimiz vardır: yaklaşık 1,5 kg ağırlığında, evrende keşfedilmemiş en karmaşık malzeme. Bu organ, kafa içindeki zırhlı haznede yer alan küçük geçitlerden istihbarat toplayarak bütün operasyonu yöneten bir görev kontrol merkezi konumundadır.
    Umutlarımız, düşlerimiz, büyük hedeflerimiz, korkularımız, gülünç güdülerimiz, yüce fikirlerimiz, mizah anlayışımız ve arzularımızın tümü bu tuhaf organın çıktılarıdır. Bu nedenle düşüncelerin fiziksel temeli olmadığı, rüzgârda uçuşan tüylerden pek de farklı sayılmayacakları sezgisine kapılmak kolay olsa da, düşünceler aslında bu esrarengiz, bir buçuk kiloluk görev kontrol merkezinin bütünlüğüne doğrudan bağlıdır.

    Dünyada herşey sanki sizi imtihan etmek için yaratılmıştır. Bazı insanlar vardır ki en ufak bir etkide duyguları alt üst olur. Bunlar zayıf insanlardır, dünyanın onlara karşı oynayacağı oyunlara karşı zayıftırlar. Misal garson ters bir hareket yaptığında hemen yüzleri düşer bunların. Buzda kayıp düşerlerse moralleri bozulur oradan kaçmak isterler, kız arkadaşları onları terk etmek istediklerinde hayattan soğurlar kendilerini içkiye verirler... Bu adamlar kaliteli değillerdir, tecrübe yoksunudurlar ve çekicilik namına hiçbir şeyi taşımazlar karakterlerinde.

    Herşeyi ciddiye almayı bırakın! Misal telefonuma bakmak için mesajların birikmesini beklerim. Mesaj sesi geldiği an telefona zıplayan insanlardan olmayın. Bekleyin biraz. İnsan ciddiye aldığı şeylerin peşinden hızla giderler. O mesaj yüksek ihtimal gereksiz, saçma sapan bir şey içeriyor! Sizin mesaja vereceğiniz cevap da yine aynı gereksizlikte olacak. O zaman neden bu acele. Kalbinizin hızı neden birden değişiyor. Acele etmeyin, bırakın telefonunuzu bir kenara ve bir süre onunla ilgilenmeyin. Meşgul olun biraz, kendinize zaman ayırın. eğer dert edecek, sizi içki masasına atacak bir şeyler arıyorsanız daha hayati meselelerle ilgilenin ki varlığınıza karşı bir saygısızlık yapmamış olun. Varoluş deyince şunları anlatmazsam uyuyamam, varoluş amacını bulamayanlar onu 'bulantı' hissi olarak tarif etmişler. Ben buna inanmıyorum Dostum. Bir kere Dünyanın fokus noktasında sen oturuyorsun. Herşey sana hizmet ediyor, Tek gözünle baksan burnun gözünün önüne gelir ama Allahu Teala 2 göz vermiş birinden gelen görüntü diğeriyle nötrleşir burnunu görmüyorsun. Bir paket sigara al üzerine kibrit hediye etmezler adama.Allah göz vermiş gözünüze görmeyi perçin yapmış ışığın dalga boyunu ayarlamış.Güneşi 149.5 milyon kilometre öteye koymuş.Sana hizmet ediyor.Fakat bir rahmet var.Görebileceğin şeyleri milyonda 5-8 arasında sınırlamış.Herşeyi görsen kafayı sıyırırsın.NE KADAR AZ DÜŞÜNÜYORSUN... 1 gram DNA 700 terabayt bilgi içeriyor. bu 14.000 tane 50 gb'lık blu ray disk demek ki bu da 151kg karşılık gelir. dünya içine yerleştirilmiş resmen. Ne kadar değerli olduğunun farkında mısın? Hz Ali'nin mükemmel bir sözü var.

    derdin kendindendir, bilmiyorsun

    Derman yine sendedir görmüyorsun

    Koskoca alem içine yerleştirilmiş,

    Sen kendini hala küçük birşey zannediyorsun..!

    7. DERS: ----- VÜCUDUN SÖZLERİNDEN DAHA ETKİLİDİR -----

    YÜZ İFADEMİZ

    Yüzde herhangi bir kasılma yok gözlerinin içi gülüyor ve anlamlı bir şekilde bakan gözler; dudağının kenarıyla gülümseme... Siz de ayna karşısına geçin ve biraz daha derin, anlamlı bakmaya çalışın. Gülerken gözlerinizle gülün, suratınız kendinize güvendiğinizi göstersin. Gülüşünüze dikkat edin, kendinden emin olsun. Siz de biraz pratikle karizmatik bir yüz ifadesine sahip olabilirsiniz. İyi çalışmalar...

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]
     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]
     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]
    --- Alıntıdır ---

    SES TONU

    Çocukluğumuzdan beri sürekli bize sessiz olmamız söyleniyor. Saygı adı altında bizi evcil hayvan gibi eğitiyorlar.

    Okula başladığımızda öğretmenler derste konuştuğunuz için sizi azarlarlar. Söz hakkı almadan konuşmamanızı isterler. Tenefüste çok gürültü çıkardığınızda şikayet edilirsiniz.

    İşte tüm bu sebeplerden ötürü beyniniz gürültü çıkarmanın kötü bir şey olduğunu zanneder. Artık beyniniz sesinizi otomatik olarak kısacaktır. Çünkü sesiniz çok çıkarsa azar işitirsiniz. Susturulursunuz hatta dayak yersiniz.

    Ve buna dur deme zamanı geldi. Şu andan itibaren beyninizin otomatik ayarına güvenmemenizi istiyorum. Biriyle konuşurken aradaki mesafeye göre beyininiz sesinizi ayarlayacaktır. Buna izin vermeyin! Sesinizi kendiniz ayarlayın.

    Derin bir nefes alın ve konuşurken nefesinizi içinizde tutmayın. Mümkün olduğu kadar çok nefes verin. Bu sesinizi gür çıkaracaktır.

    Farklı diyafram egzersizleri var ama ben en kolay ve hergün yapılabilecek seviyede olan bazılarını sizlerle paylaşayım isteyen kullansın:

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]

    Beden Dili Görerek Öğrenilir

    13. Saniyede basketbol topu tutma hareketi diye tabir edilen hareketi yapıyor Hüseyin abimiz. Bu hareketi birşeyler anlatırken çokça kullanmanız size inanılmaz bir katkı sağlayacaktır. beden dilinizi kullanmadan ilkokul müsameresinde şiir okuyacak çocuk gibi davranırsanız herkes sizi dinlerken ilkokulda olduğu gibi sıkılır ve anlattıklarınıza da odaklanmaz. Ben bile sıkılırım. insanların cenazesi olmayın düğünü olun! Kendinize bir beden dili için idol bulun ve onu kopyalayın zamanla kendi vücut diliniz oturmaya başlayacaktır.



    8. DERS: MUTSUZLUĞU YENMEK İSTİYORSANIZ

    * 1- Adaletsizliğe uğramışlık duygusunu abartma. Kendini gözünde fazla büyütme. Başkalarının sana olan ilgisini de. (Bu da müthiş bir tespit! Kurban psikolojisinden kurtul. Kendini çok ciddiye alma, övgülere de çok yüz verme.)

    * 2- Başkalarının hakkında ne düşündüğünü fazla önemseme. (Haklı. Çünkü özellikle dışarıdan gelen övgüleri abartırsan, kendi gerçeğinle ilişkini kopartmış oluyorsun. Kendini olmadığın bir şey zannetmeye başlıyorsun, en kötüsü de bu. Bu, bırak mutlu olmayı, kendine zarar vermeye başladığın an...)

    * 3- Suçluluk ve utanç duygularıyla mücadele et. (Evet, insanı mutsuz eden duygular onlar. Kurtulabilirsen ruhunu önemli ölçüde özgürleştirmiş oluyorsun. Benim mesela bu maddeye çalışmam lazım, bitmez tükenmez suçluluk duygularımdan kurtulmam lazım.)


    * 4- Endişelerini ve korkularını somutlaştır ve “Olabilecek en kötü şey ne?” diye sor kendine. (Bu da insanı iyi hissettiren bir şey. Herkese tavsiye ederim: Stresten ölüyor musun, bir dur ve dedi ki kendine, “Yetiştiremezsem/ yapamazsam/ başaramazsam en kötü ne olur?” İşte bu sorunun cevabı, insanı
    rahatlatıyor. Çünkü “Çok da katlanılmayacak bir şey değilmiş” dedirtiyor...)

    * 5- Kıskançlık değil hayranlık duygusunu geliştir. Kendini başkalarıyla kıyaslama. (Artık neredeyse herkesin tecrübesiyle sabit ki, kıskanmak insanı mutsuz eden bir şey. Kendini başkalarıyla kıyaslamak da öyle. Ne birilerinin senden eksikliği, ne de birilerinin senden fazlalığı seni etkilememeli, etkilerse gücünün doruğuna ulaşamazsın. Başkalarını bırak, kendinle uğraş, kendi kabiliyetlerini arttır.)

    * 6- Can sıkıntısı ve heyecan konusunda hayatında denge kur. (Ne sürekli can sıkıntısıyla yaşanır, ne de sürekli heyecan haliyle. En iyisi, bu ikisinin denge durumudur.)

    * 7- Rekabet yarışlarından uzak dur. (Rekabet de insanı mutsuz eder, birini geçmek için uğraşma, sen kendini geçmeye çalış.)

    * 8- Kendini melankoliye kaptırma. (Söylenecek çok fazla şey yok, kaptırma...)

    (“Nobel ödüllü Bertrand Russell, Mutluluk Yolu (The Conquest of Happiness) diye bir kitap yazmış. Kitapta, taa o yıllarda anlatılanlar, internet icat edilince artık kitap okumaya vakti yeteneği isteği olmayanlar için özetlenmiş ve listelenmiş...”)

    -ÖNEMLİ KISA BİLGİLER-

    Her yıldızın kendi yörüngesi vardır ve onunla en yakın komşusu arasında yalnız güçlü bir çekim değil, erişilmez bir uzaklık da bulunur. çekimin gücü uzaklığa oranlar artarsa, iki yıldız kucaklaşmayıp çarpışır ve yok olurlar. bizim de onlar gibi yörüngemiz var ve acıklı bir çarpışmayı önleyebilmek için aramıza erişilmez bir uzaklık koymamız gerekir. saygılı davranmanın tüm sırrı, birbirinden yeterince uzak durabilmektir; saygının bulunmadığı toplumdayaşam ne çekilebilir ne de sürdürülebilir.

    Özgüven sahibi kişi: Biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. Hiç kimse yapamıyorsa, ben yapmalıyım.

    Özgüven yoksunu kişi: Biri yapabiliyorsa ben neden yapayım. Hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım.

    Tavsiye Kitap:

     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]
    Pdf indir:http://e-kitapciyiz.blogspot.com.tr/2013/05/laurent-gounelle-tanr-daima-tebdil-i.html

    Felsefenin tesellisi Özet Pdf buyrun:
    http://www.altinicizdiklerim.com/ozetler/Felsefenin%20Tesellisi%20-%20Alain%20de%20Botton.pdf

    Tavsiye Müzik:



    Tavsiye Dizi:

    http://www.harikadizi1.com/sherlock-1-sezon-1-bolum-720p-tek-parca/

    Özet: Samimi olmanın etkileyici olduğu bilimsel bir bilgidir. DUYGULARINIZ, HAREKETLERİNİZLE AYNI DOĞRULTUDA OLSUN işte o zaman etkileyicilik peşinden gelecektir. Samimi olmadan yapacağınız iyiliktense samimi duygularınızı yansıtarak "hayır" demeniz karşı tarafta daha olumlu etki bırakır. Hatta ilkinden dolayı bilinçaltları içten içe sizden hoşlanmamak için sebepler üretecektir. ne olursa olsun duygularınızı olduğu gibi ifade etmekten çekinmemelisiniz. he lo. hepsi bu kadar. dağılın şimdi
     Ozguven Sahibi Olmanin Yollari [rashid52]



    Buradan benim yuzumden ban yiyen rashid52 yi saygıyla aniyorum. Ve onun miras konusunu yastmayi borc biliyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Aeronautical Engineering -- 3 Eylül 2014; 21:42:12 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Raşid kendi kendine triplere girdi anlamadım he ama bu konu unutulmayacak

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Adamin yazisini niye caldin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Cidden adam kaç tane konu açtı neden siliniyor böyle bir konu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dh adminleri forumun kalkınmasını istemiyor o yüzden siliyorlar.
  • Bunlar boş, insanın içinde olacak derler ya yoksa yoktur.
  • sınırsız mı yedi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A.S.A.P

    Cidden adam kaç tane konu açtı neden siliniyor böyle bir konu?

    Valla bende anlamadım. Rashid niye ban yedi ki güzel muhabbeti olan bi abimdi sever sayardım kendisini
  • İnanmıyorum ya, silindi mi o başlık? Yeter protesto edelim, olmaz böyle.

    Düzeltiyorum, yargısız infaz yapmayalım, hakaret etmeyelim. Evet.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 480mrt -- 3 Eylül 2014; 21:54:02 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 480mrt

    İnanmıyorum ya, silindi mi o başlık? Yeter protesto edelim, olmaz böyle.

    Şu başlığı silen admin her kimse maldır, açık ve net. Adamakıllı bir sebep açıklayana kadar da mal olarak kalacaktır gözümde.

    Hocam 1 değil 2 değil bu konu her sefirinde silindi belki bu 10. Konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • özgüvenimden selamlar fakirler ölsün
  • Derdi neymiş? Cidden kim ilgileniyor burayla, çağıralım açıklasın bi. Cidden sinirlendim.

    @Citizen
  • Her silindiginde tekrar tekrar okurum ve asosyal yasamima geri donerim. Ama Allah ina guzel yazi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • La git bunlari yapana deli, anormal derler, icinden geldigi gibi takilamadigin surece..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Naega- -- 3 Eylül 2014; 21:58:32 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Requiestcat in Pace

    sınırsız mı yedi

    Yok 1 gün çizildi. Yine bu adam bugün, ban yemek için illa küfür mü etmemiz gerekir diye konu açtı. Raşid geldi yine güzel bir laf etti sonuna da şeyine koyduğumun ergenleri diye küfür etti. Efsane adam ya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi atmısın -- 3 Eylül 2014; 22:01:11 >
  • Bu konu silinmemeliydi. Silinmesine sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum.
  • mesaj kalsin burada bir ara bakarim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 10 dakika okudum. yaptıklarımın doğru olduğunu görüp birkaç tavsiye alıp gidiyorum.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.