Şimdi Ara

Osmanlı bu kadar bilgisizliğe rağmen nasıl 600 yıl yaşayabildi? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
75
Cevap
1
Favori
2.750
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Modern çağda bilim teknolojinin ayrılmaz bir parçası olduğu için bir devleti süper güç yapabiliyor. Eskiden mesele öyle değildi çünkü nazari bilimler ile teknik bilimler birbirinden çok ayrıydı. Osmanlı teknolojisine devrim getirebilecek deneysel bir bilim üretemiyor ama bu kültürü ile alakalı. Osmanlı uhrevi bir Ortaçağ devletiydi, kısmi despotik aydınlanma ve bir yeniden yapılanma Japonya'da olduğu - Meiji - gibi Osmanlı'da gerçekleş(e)medi. Avrupa'daki fikri liberalizm deneysel bilimlere daha geniş bir konuşma sahası verdi ama beraberinde birçok sorun da yarattı. Avrupa mutlak monarşi yönetimleri ile bir dünya devi oldu ama bu konuda haklısınız. Avrupa mutlak monarşileri ancak hiçbir zaman tamamen monarşi değildi aristokrasinin varlığı onları hep bir commonwealth veya gerilimli çıkarlar ittifakı yaptı. Nazari ilim altyapısı olarak Osmanlı Aristo'nun seviyesinde bile değildi ne yazık ki. Ortadoğu molla kültürü Aristo'yu dahi dışlayıp yüksek saray kültürünün parçası verimsiz bir metafizik oldu. Avrupa metafiziği hızla moderniteye ve deneysel bilimlere evrilirken Osmanlı kültürel dünyasında hapsoldu.

    Alıntıları Göster
    Kastettiğim Bilimsel-Kültürel ilerlemişliğin bir devleti süper güç yapmaya yetmeyeceği. Bu bugün içinde halen geçerli senin sağlıklı bir şekilde artan kalabalık nüfusun, savaş zamanı bu nüfusu rahatça mobilize edebileceğin Endüstrin ve hem nüfusunu hem de endüstrilerini besleyecek bir ekonomin yoksa süper güç olamazsın. Müreffeh bir devlet olursun, global bir güç olursun ama süper güç olmak çok farklı bir şey. Bugün bunu Sam Amca dışında karşılayabilen yok.

    Osmanlı teknolojisi derken tam olarak neyi kastettin bunu biraz açarsan sevinirim. Eğer kastettiğin “askeri teknoloji” ise bu konuda ortaya çıkan nazariyelerden biraz bahsedeyim. Hem insanların kafasında ki “Osmanlı teknolojide geri kaldığından çöktü” mitine açıklama getirmiş oluruz.

    Ünlü iktisat tarihçisi Carlo Cipolla ve Askeri Kuramcı Geoffrey Parker gibi hocalar başta olmak üzere bazı tarihçiler Osmanlının askeri teknoloji takibinde geri kalmasının nedenini İslami muhafazakârlığın engelleyici rol oynamasına bağlıyorken.Başka bir görüş ise Osmanlıların 16. ve 17. Yüzyıllar arasında hep üçüncü sınıf üretim konumunda yer aldığını, bu yüzden ortada askeri-teknoloji açıdan bir gerileme yaşanmadığını iddia ediyordu.

    Fakat Avrupalı Devletler ve Osmanlı arasında ki envanter kayıtlarının ve silahların metalürjik olarak karşılıklı yapılan kıyasın sonucunda Osmanlının Avrupalı devletlere denk, bazen de üstün olduğu anlaşıldı. Haliyle teknolojinin belirleyici olmadığı bir dönemde bu tip sınıflandırmalar oldukça yanıltıcı olabildiğinden Parker gibi bu iki görüşü savunan tarihçiler bu kültürel-determinist yaklaşımdan vazgeçtiler. Çünkü Teknolojik gelişmenin yavaşlığı ve mevcut teknolojinin basitliğinden dolayı, bu dönemlerde farkı yaratan neden, üretilen silahların niteliğinden çok niceliği idi.

    “Osmanlılar ile Avrupalı Devlet arasında ki fark teknolojik gerilikten değil bir çeşit yapısal gerilikten kaynaklanmaktadır” der “Gabor Agoston” hoca. Yani Osmanlı kalabalık bir orduyu finanse edebilecek bir ekonomiye sahip olamadığı gibi finans, bürokrasi ve askeri alanlarda işin standardizasyonunu sağlayacak kurumsallaşma hamleleri yapmadığı için Avrupalıların gerisinde kaldı.
    Başta Askeri alan olmak üzere, yapılan yenileşme hareketlerini, hep detaylı bir şekilde incelendiğinde bütün bunların geleneksel düzeni koruyabilmek,devam ettirebilmek için atılmış adımlar olduğu anlaşılıyordu. Evet, bir devrim gerçekleştiremediler ama bu kültür ile alakalı değildi ülkeyi yöneten ailenin ve tayfasının vizyonsuzluğu ile alakalıydı.


    quote:

    Daha özgür yapan nedir sorusunun cevabı insanlarda gizli mesela galileo..Bu ıtalyan bildiğimiz modern fiziğin temellerini attı..Dini dogmalara ağır darbeler indirdi..Böyle bir insanın osmanlı imparatorlugunda çıkmamasının nedeni sorunun asıl cevabı.oysaki osmanlı ekonomisi hiçte kötü değildi bir çok yerden vergi alan ana ticaret yollarını tutan koca bir imparatorluktan değilde orta çağ karanligindaki avrupa dan bol e bi düşünür çıkması konunun ekonomiyle ilgili olmadığını tamamen fikir özgürlüğüyle alakası olduğunu gösteriyor..Evet galileo yargılandı klise tarafından ama bu adam osmanli da ortaya çıksaydı kellesi vurulurdu..osmanli da padişah sadece devletin başı olarak görülmüyordu aynı zamanda dini lider statüsü vardı..Yaratıcı tarafından seçilmiş kişi sayılırdı..Asla ona karşı gelinemezdi..Avrupada daha şeffaf ve güç dengeleri vardı..Bu da insanlar ozgurlesmesini sağlayıp galileo gibi insanları ortaya çıkardı..özgürlüğü tadan insanlar ondan biraz daha istedi devamında fizik deki başarılar geldi sonrasında newton faraday derken avrupa çağ atladı..



    Aynı şeyleri tekrar tekrar söylemeden nasıl daha kolay bir şekilde anlatabilirim acaba?

    Aristokrasiler sonuçta bir baskı gruplarıydılar ve sandığınızın aksine Osmanlıda da baskı grupları vardı. Kuruluş Döneminde Balkanlarda kazanılan topraklar ve bu toprakların savaşçı beylerin ellerine tımar olarak geçmesi, iktisadi olarak güçlü, silahlı ve merkezi otoriteye karşı önemli siyasal odak olarak ortaya çıktılar. Bu Baskı Gruplarına Balkanlarda Tımar elde etmiş Anadolu Türkmen Aristokrasisini, Balkanlarda Gaza faaliyeti yürüten Akıncı Beylerini ve güçlü yerel ailelerden çıkan Merkezi Bürokraside kadrolaşmış Ulema sınıfını örnek verebiliriz. Baskı Gruplarının 14. ve 15. Yüzyılda güçlenip merkezi otorite üzerinde etkisini arttırması ve Feodalleşme eğilimleri karşısında Osmanlı padişahları merkezi otoriteyi güçlendirmek için bir dizi önlemler aldılar. I. Muradın sürekli maaşlı Merkeze bağlı Kapıkulu ordusunu kurması, II. Muradın bu orduya toplumsal kökenlerinden koparılmış devşirmelerin alınmaya başlaması bu önemlerden sadece birkaçıdır.

    Tımarların Yerel Aileler yerine Devşirme Kapıkullarına dağıtılmasıyla hem Aristokrasinin güçlenmesi engellendi hem de çocukları olmayan askerlere dağıtıldığından merkezi otorite güçlendi. Aristokrasi sahip olduğu topraklar özel mülkiyete olanak sağlayan İslam Hukukundan dolayı müsadere edilemezdi yani Şeriatın koruması altındaydı. Bu yüzden padişahlar yeni fethedilen yerlerde İslam hukuku yerine kendi kanunlarını koyabileceği Örfi hukuku uygulamaya başladı. Devşirme Kapıkulları padişahlarca şişirildiler ve vaat edilen tımarlara kavuşabilmek için totaliterliği ve aşırı genişlemeciliği savunan bir odak olarak Aristokrasinin karşısına çıkarıldılar.

    Yine oldukça yüzeysel bir söylem olmuş bu ben yukarıda Avrupa-Anadolu tarım üretimindeki prodüktivite kıyasını canım sıkıldığından yapmadım, atladığınız en önemli nokta Artık Değeri yaratanla Artık Değere el koyanlar, vergi verenler ile vergi toplayanlar ve Maliye ile Ekonomi arasında farkı bilmemeniz. Merkezi Otoritenin hazinesinin doluluğu tebaasının alım gücünün yüksek olduğu/zengin olduğu anlamına gelmiyor. Denklem basit anlaşılmayacak bir şey yok; Coğrafya dezavantajından dolayı Anadolu köylüsünün eline geçen Artık Değer Avrupalıya göre kat kat daha düşük oldu. Coğrafyanın yapısından dolayı Avrupalı temel tarım ve gıda üretimini (YANİ HAYATTA KALMA) daha az emek ve iş gücü ile yapabilirken, Anadolu köylüsü bunu birilerinin emrine girerek, yarı köle olarak yapmaya mecburdu. Osmanlının üretimde verimliliği(prodüktiviteyi) düşüren ve Deflasyonu körükleyen Orta Çağdan kalma defolu geleneksel ekonomisi; 16. ve 17. Yüzyıldaki yıllarca süren yıpratıcı savaşlar neticesinde iflas etti. Anadolu’nun iktisadi-idari yapısı tamamen çöktü asayiş bozuldu, Celali İsyanları ve onun ardından “Büyük Kaçgun” başladı insanlar bu kaos ortamında canlarını kurtarmak için köylerini yurtlarını terk edip kaçtılar.

    Vaziyet böyleyken bir Anadolu Türkünün “ Tarikat artığı Suhteler ve Devşirme Kapıkulları bana kan kusturuyor ama olsun Sultan Süleyman Viyana’ya dayandı.” deyip DevletBeka31 Edebiyatı yaptığını düşünmüyorsunuz herhâlde. Bilimsel-Sanatsal çalışmalar yapmak Refaha ulaşmış adamın işidir. Can güvenliği olmayan, hayatta kalması için gerekli yiyeceği de bütün enerjicisini harcayarak kendi üretmek zorunda olan kişinin Bilimle Sanatla uğraşması mümkün değildir. Özetle Kıçında ayı bağıran adam Bilim-Sanatla uğraşamaz.

    Galileo ne alaka ? Birde Galileo Orta Çağda yaşamadı. 16. Yüzyılın ikinci yarısında doğup 17. Yüzyılın ikinci çeyreğinde ölen adam nasıl Orta Çağda yaşamış oluyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheAberrant -- 19 Ocak 2020; 0:31:51 >




  • Osmanlı zamanında bilgisiz değildi. Sadece gidişat iyi olmadı. Fatih zamanında pozitif bilimlerin eğitimi verilirken II.Selim'den sonra işler iyi gitmedi.
  • +1



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-67E984F0C -- 9 Ocak 2021; 20:22:33 >
  • bilim ve ilimle yaşanmaz, ordun ve dış siyasetin güçlü ise yaşarsın..bu da ekonomi ile olur..bilimle ilimle bir devletin yaşaması arasında hiçbir paralellik yoktur..
    doğru sonuçlara varabilmeniz için size dayatılan algılarla yaşamamanız gerekiyor, tabi bu biraz da araştırmakla mümkün, 100 yıllık kafamıza geçirilen prangaları yıkmak hiç kolay değil.
  • Koskoca roma imparatorluğu tamamen yıkılmadan önce küçük bir şehir devleti haline gelmişti. Düşün ki bu immparatorluk hala hukuk fakültelerinde hukuki işleri anlatılan bir ülke. Ama ne oldu sonrasında bir şekilde bazı şeylere yetişemedi.

    Buna ister rehavet deyin ister şans. Ama zamanla bütün imparatorluklar aynı şeyi yaşamıştır. Bu belki de hayatın bir oyunu. İnsanlar roma ilk kurulurken son derece hırslı, azimli ve çalışkandı. Sonrasında ise şehir kuşatılırken saçma tartışmalara girecek kadar vurdum duymaz.

    Osmanlının durumu da böyle bence. İlk başlardaki o hırs, o çalışkanlık son dönemlerde yoktu. Ne teknoloji takip ediliyordu, ne ticari alanlardaki gelişmeler. Romanın yıkılışından çok da farklı değil yani.
  • Celal Bey'e bok yiyen değil mi bu diyen bir üye var ve dediklerine oturduğu yerden sadece googleden bakarak yalan diyor.
    İşte bu tarz insanlar vardı Osmanlı içinde.Yani sadece kendi görüşüne doğru diyen sadece onun olması için padişahın yalaması olan şahıslar vardı.Bilimi her defasında şeytan icadı olarak görenler vardı.Sadece koltuk için çabalayanlar vardı.
    Ve bu her padişah zamanında yenilendi baştan başladı ancak aradan bir yerden bir ses yükseldi ve padişaha ulaştı.Padişah da o sese kulak verdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilgisizlik çok doğru bir tabir gibi gelmiyor bana. Gördüğüm kadarıyla tabi bu düşüncemi bir otorite yada konusunda uzman biri olarak söylemiyorum sıradan vatandaş olarak söylüyorum, toplumumuzun en büyük hastalıklarından biri tarihi ve tarihsel olayları düşünüp yorumlarken bugünün şartlarını kıstas olarak kabul ediyoruz. bu da bizi derin yanılgılara düşürüyor. Osmanlı İmparatorluğunun 600 yıllık tarihini ortaya koyup bilgisizlik diyebilmek için o geçen altı yüz yılın dünyasının bilgi seviyesini da ortaya koymak gerekmiyor mu? Bir kaç hadi bilemeden on veya yüz cahillik denilebilecek olayı örnek alıp 600 yılı yargılamak ki yeniden söylüyorum şu an cahillik gibi görünenler o zamanın şartlarında belki de alimlik olarak da kabul ediliyor olabilir, çok sağlıklı bakış açısı kazandırmayacaktır bize. Bugün yaşadığımız ülkemizin tarihini bundan yüz yıl sonra okuyanlar da bizim yaşadıklarımıza bakıp ne kadar cahil bir halkmış bu diyebilir. Ama günümüz şartlarına göre o kadar cahil olduğumuzu düşünmüyorum :)




  • Osmanlının ilk 300 yılı bu şekilde değil, son 300 yılı bu şekilde. Yani reformlar bile koca imparatorluğu kurtaramadı. Her insanın ölmesi gibi , her imparatorluğun, süper gücün bir gün bitmesi mukadder. Değişmeyen tek şey değişim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-ED4010EAB

    Osmanlının ilk 300 yılı bu şekilde değil, son 300 yılı bu şekilde. Yani reformlar bile koca imparatorluğu kurtaramadı. Her insanın ölmesi gibi , her imparatorluğun, süper gücün bir gün bitmesi mukadder. Değişmeyen tek şey değişim.
    aslında osmanlıyı bitiren kadılar ve yobaz halktır yenilikçi padişahları istemediler en büyük örneği genç osman dır askeri alanda osmanlı kanununlarında Yeniçeri ordusu Yerine Anadolu Türklerinden bir ordu kurmayı Devşirmeleri çıkarmayı(Devşirmeler Osmanlı Devletine Zarar Veriyordu artık) Din adamlarını Devlet işine karıştırmayacak gibi yenilikleri mevcut du

    Halk genç osmanın kanını döktü bu yenilikler yüzünden kendisi zaten İlk kanı dökülen padişahtır

    genç osman büyük bir değişime gidecekti Hani osmanlıyı bitirdi diyorlar ya aslında Osmanlı devletini bitiren yobaz kafalardı halk Hemen genç osmanın yeniliklerinden haberdar olup İdam ettiler gerçekten yazık oldu belkide Laik olmayı o dönem de getirebilcek bir padişahtı kendisi yeniliklerini okumanızı tavsiye ederim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 10 Mayıs 2020; 21:15:46 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Koks34

    aslında osmanlıyı bitiren kadılar ve yobaz halktır yenilikçi padişahları istemediler en büyük örneği genç osman dır askeri alanda osmanlı kanununlarında Yeniçeri ordusu Yerine Anadolu Türklerinden bir ordu kurmayı Devşirmeleri çıkarmayı(Devşirmeler Osmanlı Devletine Zarar Veriyordu artık) Din adamlarını Devlet işine karıştırmayacak gibi yenilikleri mevcut du

    Halk genç osmanın kanını döktü bu yenilikler yüzünden kendisi zaten İlk kanı dökülen padişahtır

    genç osman büyük bir değişime gidecekti Hani osmanlıyı bitirdi diyorlar ya aslında Osmanlı devletini bitiren yobaz kafalardı halk Hemen genç osmanın yeniliklerinden haberdar olup İdam ettiler gerçekten yazık oldu belkide Laik olmayı o dönem de getirebilcek bir padişahtı kendisi yeniliklerini okumanızı tavsiye ederim

    Alıntıları Göster
    II.Osman, III.Selim, II.Mahmut gibi padişahları elbette biliyorum ama bunlar yeterli değildi. Fransa'ya ihtilal uğradığında, İngiltere'de sanayi devrimi olduğunda, ticaret yolları artık Amerika üzerinden çizildiğinde çok şeyin değişeceği belliydi zaten. Osmanlı istese de bunlara yetişemezdi zaten, fakat Türkiye Cumhuriyetinin öncülü olabilirdi ki öyle de oldu keza. Mustafa Kemal Rousseau, Baudelaire gibi isimleri de okudu Namık Kemal, Tevfik Fikret gibi isimleri de okudu. Yani her şey domino taşı gibi birbirini etkiliyor. Son 300 yılda III.Selim gibi reformist padişahlar geldiği gibi II.Mustafa,I.İbrahim,V.Murad gibi ruhen mükemmel olmayan hafif deyimle gelenekçi, ağır deyimle gerici padişahlar da geldi. Devlet idaresinden ziyade değişik hobilere vakit ayıran uzun süreli yöneten padişahlar da geldi IV.Mehmet(Avcı Mehmet) gibi. Yani padişahların hepsi reformist değildi. Yarısı reformistse, diğer yarısının kafes sistemi nedeniyle ya problemleri vardı ya da gerici bir tutumları da olabiliyordu. Mesela V.Murat ruhsal olarak zor durumdaydı, I.İbrahim gibi saltanatı pek iyi geçmeyen Osmanlı padişahları oldu. III.Selim reform yaptı ama hayatı boyunca yeniçeriler tarafından öldürülmekten korktu. Yani kötü gidişata dur demek isteyenler var mıydı, evet vardı. Peki bunların yaptıkları az biraz reform yeterli oldu mu hayır olmadı.Zaten az biraz reformu da diğerleri ilga etti. O azıcık aydın kesim de Millî Mücadele subaylarının hazırlayıcısı oldu. Tevfik Fikret, Namık Kemal gibi Jön Türkler, Genç Osmanlılar Mustafa Kemali ve Milli Mücadele subaylarını etkiledi.Asıl ciddi yenilikler de ondan sonra oldu. Son olarak Osmanlıda açılan bir rasathane de, ahali tarafından şeytan evi denerek yıkıldı. Matbaa geldiğinde hattatlar ciddi tepkiler gösterdi. Halbuki bundan 700 yıl önce Uygurların ciddi bir matbaa sistemi, Uluğ Bey denilen gök bilimci-Uluğ Bey zicini hazırladı-,Ali Kuşçu denilen gök bilimcimiz Türk dünyasından çıkmıştı. Avrupa son 300 yılda ise Osmanlının gerileyişinin tam tersini yaşadı.




  • İki hafta önce Fatih Sultan Mehmet'in ölüm yıldönümü idi.
    Adam çağ kapatıp çağ açmış, sanki dünya tarihinde bin tane çağ var her önüne gelen çağ kapatıp çağ açıyormuş gibi devletin hiçbir kademesinden bir tebrik bile yok. Ayrıca Hz. Muhammed'in övgüsüne nail olmuş hadi orası dini mevzu ayrı.
    Böyle büyük bir ecdada ataya sahibiz ama bir kutlama bile yok, çok yazık büyük nankörlük.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-ED4010EAB

    II.Osman, III.Selim, II.Mahmut gibi padişahları elbette biliyorum ama bunlar yeterli değildi. Fransa'ya ihtilal uğradığında, İngiltere'de sanayi devrimi olduğunda, ticaret yolları artık Amerika üzerinden çizildiğinde çok şeyin değişeceği belliydi zaten. Osmanlı istese de bunlara yetişemezdi zaten, fakat Türkiye Cumhuriyetinin öncülü olabilirdi ki öyle de oldu keza. Mustafa Kemal Rousseau, Baudelaire gibi isimleri de okudu Namık Kemal, Tevfik Fikret gibi isimleri de okudu. Yani her şey domino taşı gibi birbirini etkiliyor. Son 300 yılda III.Selim gibi reformist padişahlar geldiği gibi II.Mustafa,I.İbrahim,V.Murad gibi ruhen mükemmel olmayan hafif deyimle gelenekçi, ağır deyimle gerici padişahlar da geldi. Devlet idaresinden ziyade değişik hobilere vakit ayıran uzun süreli yöneten padişahlar da geldi IV.Mehmet(Avcı Mehmet) gibi. Yani padişahların hepsi reformist değildi. Yarısı reformistse, diğer yarısının kafes sistemi nedeniyle ya problemleri vardı ya da gerici bir tutumları da olabiliyordu. Mesela V.Murat ruhsal olarak zor durumdaydı, I.İbrahim gibi saltanatı pek iyi geçmeyen Osmanlı padişahları oldu. III.Selim reform yaptı ama hayatı boyunca yeniçeriler tarafından öldürülmekten korktu. Yani kötü gidişata dur demek isteyenler var mıydı, evet vardı. Peki bunların yaptıkları az biraz reform yeterli oldu mu hayır olmadı.Zaten az biraz reformu da diğerleri ilga etti. O azıcık aydın kesim de Millî Mücadele subaylarının hazırlayıcısı oldu. Tevfik Fikret, Namık Kemal gibi Jön Türkler, Genç Osmanlılar Mustafa Kemali ve Milli Mücadele subaylarını etkiledi.Asıl ciddi yenilikler de ondan sonra oldu. Son olarak Osmanlıda açılan bir rasathane de, ahali tarafından şeytan evi denerek yıkıldı. Matbaa geldiğinde hattatlar ciddi tepkiler gösterdi. Halbuki bundan 700 yıl önce Uygurların ciddi bir matbaa sistemi, Uluğ Bey denilen gök bilimci-Uluğ Bey zicini hazırladı-,Ali Kuşçu denilen gök bilimcimiz Türk dünyasından çıkmıştı. Avrupa son 300 yılda ise Osmanlının gerileyişinin tam tersini yaşadı.

    Alıntıları Göster
    hocam nasıl yeterli değildi Genç osman o dönemin Atatürküydü resmen Cumhuriyet haricinde Atatürkün yaptıklarını osmanlı zamanında kanunlara dökmek üzereydi hem yaşından dolayı hemde arkasında kimse durmadığı için Halk ve Kadılar da yobaz olduğu için Kadılarında hükmü ile katlettiler Dediğim gibi Genç osman Osmanlı Devletinin Atatürküydü

    Bana göre osmanlıyı bitiren Ne başka ülkeler ne haçlılar Kesinlikle Osmanlıyı Bitiren yobaz halktır günümüzde'de mevcutlar zaten Bu sefer de cumhuriyeti bitirmeye çalışıyorlar Düşmanı dışarda değil içeride arayacaksın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 14 Mayıs 2020; 22:59:53 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Koks34

    hocam nasıl yeterli değildi Genç osman o dönemin Atatürküydü resmen Cumhuriyet haricinde Atatürkün yaptıklarını osmanlı zamanında kanunlara dökmek üzereydi hem yaşından dolayı hemde arkasında kimse durmadığı için Halk ve Kadılar da yobaz olduğu için Kadılarında hükmü ile katlettiler Dediğim gibi Genç osman Osmanlı Devletinin Atatürküydü

    Bana göre osmanlıyı bitiren Ne başka ülkeler ne haçlılar Kesinlikle Osmanlıyı Bitiren yobaz halktır günümüzde'de mevcutlar zaten Bu sefer de cumhuriyeti bitirmeye çalışıyorlar Düşmanı dışarda değil içeride arayacaksın

    Alıntıları Göster
    Etkenler doğru da hocam, yeterli olsaydı yıkılmazdı. Genç Osman'ı ben de sever, saygı duyarım bu arada. Fakat en sevdiğim Çelebi Mehmet'tir. Gerilemede ise II.Mahmut ciddi atılımlar yaptı. Ama bence en büyük atılım İnkılap tarihi döneminde oldu.




  • Osmanli imparatorlugu okumadigi icin gelisemedi. Kanuni den sonra ztn isler degisiyor . 1500 yilinda mesela venedik de 13 yasina gelen bir cocuk 3 tane kitap okurken osmanli da boyle bir oran dahi yoktu. Avrupa teknolojiyi gelistirip osmanliyi bu konuda geriye birakmasi ile zaten basliyor gerileme. O zamanlar osmanli da medreseler mevcut o da dinle ilgili dersler veriyor. Cok cok az bir nufus okuma yazma biliyor. Osmanli bir de ticaret yollari agina guvenrek ekonomisinin saglam kalacgini dusunuyor avrupa ona muhtac . Anadolu da gececek malzemeler. Avrupa da ispanya inglitre portekiz ve hollanda kesiflere baslayinca osmanli agindaki ticaret yollarinin zayiflamasi bile cokuse sebep oluyor . Neden cok osmanli kapitalizm e ayak uydurmuyr . Uydurmus olsa işler fena degisirdi.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.