Şimdi Ara

ÖLÜRKEN ÖLDÜĞÜMÜZÜ HİSSEDEBİLİR MİYİZ? (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
139
Cevap
2
Favori
53.107
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: entrik4

    tam uykuya dalarken ne hissediyorsan aynısı

    Sabah kalktğımızda gece tam olarak ne zaman uyuya kaldığımızı hatırlayamıyoruz en son ne düşünüyordukta uyuya kaldık vs. sanırsam ölümde öyle olacak öldükten sonra ne zaman öldüğümüzü hatırlayamayacağız.
  • ölmeden önce kişiye bi hissiyat geldiği doğrudur.
  • Bazı insanların kalbi duruyor sonra tekrar atmaya başlıyorya. O zaman Azrail gelmiyor mu

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yaşarken de ölümü hissedebilirsin, ama illegal yollarla..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaotika


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    ölürken tabii ki hissedecek...

    zaten Azrail as emaneti almaya geldiğini her insan görüyor.
    kimine güzel bir surette gelen Azrail as kimine de korkutucu bir şekilde geliyor.




    Ne emaneti? Kim neyi emanet etmiş?
    Siz de karar verin beden mi emanet ruh mu emanet?
    Bir başka topikte bedenimize zarar verme özgürlüğünden konu açılmıştı birisi de dedi ki "bu beden bize emanet ona zarar veremeyiz" ee o zaman toprak olup gidiyor, kurtlar kemiriyor. ne anladım ben bundan.

    Ruh mu emanet? o zaman kimi kime emanet etmiş? kimden neyi alıyor?

    Kişinin başkalarına zarar verme özgürlüğü yoktur buna son derece katılıyorum. Ama madem allah bu bedeni bize emanet ediyor neden "hibe" edemiyor da sonra geri istiyor yoksa allah o kadar sonsuz güce sahip değilmi

    Bomb has been planted mi yaptın?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bence hissederiz. Ornegin soyle olabilir aklimizdan gecenler

    "aah mnskim ölüyorum galiba bu ne bicim acı aah harbi harbi ölüyorum bu ne la aaahh eşhedü en la.."

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ogh

    öleceğini anlayanlar nedense ölmesi muhtemel kişiler, yani yaşam sigortası kabul edilmeyenler.

    keşke öyle bir his olsa da tarafik kazalarında her gün bir sürü alakasız insan ölmese.
    - abi öleceğimi hissediyorum
    - o zaman ne b. yemeye 200 le gidiyorsun kazma, bizi de öldürücen.

    insan öleceğini hissederse neden hastaneye gitmek ister ki?
    ya da ölecem birazdan, yatim bari.
    belki de "ölecem az sonra, kesicem ulan sizi, nasıl olsa ucunda hapis yok!"
    saçmalık,
    zaten ölecek olduğunu biliyor,
    bari acısız olsun diye ilaç filan içmesi, hoca çağırıp mutlu ölmesi daha mantıklı.

    ancak kalbi ya da başka bir organı düzgün çalışmıyorsa, tamir edilmesi için hastaneye gitmek mantıklı,
    ölmemek için yani..

    ölüm hissi çok zayıf bir his olmalı,
    tuvalet hissi ölüm hissinden kuvvetli olmalı,
    insanlar tuvaleti gelince uyanıyor ama ölümü gelince uyanamıyor.
    işemek, ölümden önemli olsa gerek!

    buena,
    haklısın, terapi odası olmuş,
    ufak şüpheleri yok etme ve rahatlama odası,
    "bu dayanaksız garip şeylere tek inanan ben değilim, rahatladım şimdi"


    kb altında çok saçma sapan bir başlık olduğu için kendimi uslup konusunda tutamadım, kusura bakmayın...

    -ölüm muhtemelken hissedilir evet, sapasağlamken ya da durduk yere değil. en basitinden uyanınca bile içimde bi sıkıntı var diyorsak ve genelde sonu tahmin edilir gibi kötü bitiyosa yolun sonuna gelindiği de hissedilebilir bence.
    -ölen o alakasız insanlar belki de ölmesi gereken alakalı insanlardır.
    -belki de hissedilen ölüm hissi psikolojik bi rahatsızlıktır. bizim evet hissedilir dediğimiz şey bi hastalığın belirtisidir belki.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CfgMaster



    Bu videodaki şahsın öldüğü iddia ediliyor.Ölüm anından hemen birkaç kare öncesinde mimiklerinde değişim olup olmadığına bakarak ölüm anından hemen önce bir şeyin hissedilip hissedilmediği belki çıkarılabilir.

    bu amcam suyu içince ölüyor.zehirlenerek.siynurle




  • İnsan ne kadar nankör bi yaratık allahın bizi yoktan var etmesini bile bile hala gücünü sorguluyorsunuz

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Berkssss

    İnsan ne kadar nankör bi yaratık allahın bizi yoktan var etmesini bile bile hala gücünü sorguluyorsunuz

    tek bir şeyi merak ediyorum ; yokran var etmek cümlesinden ne anladıgınızı yazarmısınız ? dogru düzgün tartışmak isterim.
  • tüm ölümler oksijen yetersizliği sonucunda gerçekleşiyormuş ne şekilde olursa olsun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ölü ozan

    YANİİ. HAH ÖLÜYOMM VALLA VS. GİBİ ŞEYLER HİSSEDER MİYİZ?

    uyurken uyduğunuzu hissedermisiniz demek gibi bir soru bu !

    tabi durumdan duruma değişken !
    örneğin kalbi durmasında birden bayılır gibi gider
    yani beyin kontorlü kaybettiği için
    beyin off moduna geçeceği için hissedeceği bir acı kalmaz !

    ama adam karşıdan karşıya geçerken araçın biri çarpar tüm kemikleri kırılır ise
    o zaman iç kanamadan gidene kadar baya bir acı çekmesi olası !



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ProjectMan -- 18 Mayıs 2013; 21:34:18 >
  • o zaman sınırsız nano oksijen tüpleri ile ölümsüz olur muyuz ?
  • Bakınız: Sekerat

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Barış*

    quote:

    Orijinalden alıntı: Berkssss

    İnsan ne kadar nankör bi yaratık allahın bizi yoktan var etmesini bile bile hala gücünü sorguluyorsunuz

    tek bir şeyi merak ediyorum ; yokran var etmek cümlesinden ne anladıgınızı yazarmısınız ? dogru düzgün tartışmak isterim.

    Yoktan var etmek derken açıktır.Sen proteinlerin birleşiminde olduk dersin ama onlarıda oluşturan vardır.Yani ne kadar geri gidersek gidelim mutlaka bir ilk vardır..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Ben çok büyük bir kaza geçirdim, kalbim 20 dakikaya yakın atmamış, bilincim kazadan bir hafta sonra açıldı, o günü hatırlamıyorum, sanırım ölseydim herşey benim için bitmiş olacaktı.

    Diğer taraftan, hipotermiye yakalananlar öleceklerini anlayamıyorlar. Özellikle soğuk iklim şartlarına girdiğimiz şu günlerde, sokaklarda uykuya dalan kimsesiz insanların hiçbirşey hissetmeden öldüklerini biliyoruz.



    Sinir hücreleri ( nöronlar ) yaklaşık olarak 4-6 dk oksijensizlik sonucunda hasar almaya başlarlar ve 10 dakikadan sonra geri dönmesi mümkün olmayan hücre kayıpları meydana gelir.
  • Panik atak yasayan kimseler bu durumu daha iyi anlayacaktir.Panik biri olarak olme hissiyatini bir cok kez yasadim bayilmayi olme zannettim o ayri ama o his cok garip.

    Bilincli bir sekilde kendini bayiltmak sanirsam. O an olayinda hissedilir diye dusunuyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Göreceli bir durum bence örneğin uyuduğumuzda bilincimizin yavaş yavaş farkında olmadan kaybolması gibi. Ölüm hakkında şunu söylemek isterim ölüm anında ruhunuz çıkar illa ölüme kalp krizi gibi nedenler sebebiyet vermezler, azrail olgusu bildiğimizden daha farklı olduğunu düşünüyorum bence her insan kendi isteği ile görevi bittiği zaman göçüyor. Bu durumu şu örnekle verebilirim bir iş yerinde görevinizi tamamlarsınız ya emekli olursunuz ya istifa edersiniz ben bu oyunu oynamıyorum diye yada yaptığınız işler beğenilmez istifa ettirilirsiniz. Ruhun olmadığını iddia edenlere ise saygı duyarım ancak bazı şeyleri bilmedikleri için onlar adına üzülmemek elde değil, birisi öldüğünde bunu söyleyen bir takım insanlar mevcuttur ölüm anında ruhun ayrılışını hissetmekteler bu kulaklarına bir çınlama bir ses frekansı olarak geliyor bu frekansa odaklanabilen kişiler kimin öldüğünü bilebiliyorlar. Kulaktan dolma bilgiler değildir bizzat gördüğüm bir olaydır. Benim de başıma kötü bir olay gelmişti yüksek bir yerden düştüm bir kaç dakika boyunca sanırım bilincimi yitirdim şoka girdim daha sonra ölmeyeceğim diye sinirlenerek uyandığımı bilincimi açtığımı hatırlıyorum sonra ayağa kalkarak yürümeye bile başlamıştım ayaklarım pek tutmuyordu ambulans geldi doktorlar gözüme falan baktı bilinci yerinde falan diye konuştuklarını hatırlıyorum içki içmiş gibi sarhoş bir yapıdaydım anladığım kadar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi commodore63 -- 17 Haziran 2013; 19:06:00 >




  • nerden buldunuz hacılar bunu
    oha nerdeyse tam 8 yıl olmuş
  • Bence güzel konu olmuş. Keşke bu kadar gerilere düşmeseymiş.

    Bu konuda bir bilimsel bilgi birikimine sahip değilim ama, hormonal sistem, metabolizma, vücuttaki değişimler, insanı ölüme hazırlıyor gibi. Yani zihnen ona alışıp kabulleniyorsun. Ölüm anında herkes acı çekecektir elbet, biliyorum, bilmediğimiz birşeyden korkuyoruz. Sonunu bildiğimiz ama sonrasını bilmediğimiz bir şey. Pamuğu tıkayıp sarıyorlar, gömüyorlar, yahut yakıyorlar. Belki de yem oluyoruz. Ama yine de, bütün hayatını ölüm korkusuyla yaşayıp, hiçbir şey yapmadan yatarak ölümü beklemek, yaşamın özüne aykırı. Ölü demek, yaşamayan demek. Biz ise yaşıyoruz, yani ölene kadar birşeyler yapabiliriz.

    Ayrıca ben bir ateist olarak söylemek isterim ki: ölüm korkusundan korkmak, ölümün kendisinden korkmaktan daha abez değil. Evet hayata odaklanmalı ama, bir yanda sonu olan, manasız, daha doğrusu manası sadece bizim tarafımızdan belirlenen bir hayatın, acılı şekilde bitmesi gerçeği de var.

    Aklıma, kıt beynimle çocukken işkence ettiğim karıncalar sinekler geliyor mesela. Hayvanlarla ilgili belgesellerdeki vahşet aklıma geliyor. Bazı hayvanların, avlarını canlı canlı yemeleri gözümün önüne geliyor. Savaşlar ve katliamlar, geçmişte yaşamış milyarlarca insan! Hepsinin birer adları, aileleri, hikayeleri, kendi kişilikleri vardı. Onar Yüzer Biner Onbiner öldüler hepsi bir anda. Silinip gittiler. Bazıları acı içinde öldü, bazıları uyuyup bir daha uyanmadılar.

    Ben yaşlanıp muhtaç yaşamayı istemeyen biri olarak, hala nasıl ölmek istediğime karar veremedim. Hoş intihara kalkışmadıkça, bu bizim elimizde olan bir şey değil pek.

    O kadar müzik, o kadar oyun ve kitap, o kadar sima, annem babam ve canımdan çok sevdiğim anneannem. Kardeşim sonra, şarkılarıyla büyüdüğümüz Ahmet Kaya, Kazım Koyuncu, Zeki Müren, bize anadolu müziğini farklı şekilde tattıran pentagram, şebnem ferah, erkin koray, 80'ler. Çocukluğumun filmleri yüzüklerin efendisi, harry potter, winnie the pooh, tom and jerry, karayip korsanları.

    Düşünüyorum, bunların hangi biri aklıma gelir? Hani bir film şeridi çekilirmişçesine derler ya, hep o hissi merak etmişimdir. Hoş, eğer ölümden sonra bir yaşam yoksa, (ki olması ihtimal dahilinde değil, benim fikrime göre, aksine inanasım gelmiyor) o zaman bütün bu birikim boşa gitmiştir ve daha niceleri.

    Şimdi ben bir kitap yazsam, düşüncelerimi anlatsam dünyaya, şu an sizlere burada bir forum köşesinde yazdığım gibi, gerçekte ne manası var? Bir manası yok. Manayı biz yaratıyoruz. İşte bu yüzdendir ki pek çok ateist Tanrı yoksa, yaşamın bir anlamı yoktur diye düşünür. Çoğuna göre doğru düşüncedir, bana göre ise yanlış olmayan bir düşünce.

    İnançlı olduğum zamanları düşünüyorum da, bazen kandırılmak insanı rahatlatıyor. Heleki neyle karşı karşıya olduğunu bilmediğin bir durumda, hep kendini avutmak ve kaçınılmaz olana hazırlanmak zorundasın. Beni, kafayı yemekten alıkoyan tek düşünce, herşeyin bir sonunun olması. Herkes ölmüş ben kazık mı çakacağım dünyaya?

    Doğaya olan saygı anlayışım çok değişti bu aralar. Artık doğadan korkar oldum. Doğadaki yalnız bir ceylanın o ürkek kalbini taşıyorum sanki yüreğimde, 20 yaşında, gençliğimi yaşayamıyorum. Panik atak ve anksiyete yok, sadece bazı takıntılarım var. Özellikle felsefi.

    Dünyaya hiç gelmemiş olmayı dilerdim.

    Daha da korktuğum tekrar tekrar ölmek. Tekrar tekrar bilince kavuşup, tekrar tekrar ölmek. Çünkü sonsuza dek uyumak imkansız. Evren varolmadan önce zaman yoktu, sonra birden varoldu, dünya meydana geldi ve bizler ortaya çıktık. Bu evren yokolunca başka evren oluşup benzer döngünün tekrarlanmayacağı ne malum?

    Sahip olduğumuz bilinci öldüremeyiz. Yahut bu tözü. Belki de töz yoktur, nasıl şu an 7 milyar insan, birbirinden farklı bilinçlere sahipse, bir 7 milyar insan daha farklı bilinçle meydana gelebilir. Bu sonsuz bir kombinasyondur. Hal böyle olunca, ruhun varlığına inanmak çok zor ve aşırı gerçek dışı.

    Söyleyeceklerim bu kadar. iyi hayatlar yine de. Geldik bir kere, kurtuluş yok. Hiçbirimiz sağ çıkamayacağız bu hayattan.




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.