Şimdi Ara

OLDIES! '80 ÖNCESİ UNUTULMAZ YABANCI-TÜRK HAFİF-ANADOLU ROCK ŞARKILAR (36. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.417
Cevap
28
Favori
228.107
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3435363738
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • @Neommy;
    Daha önce koyduğumuz 80 sonrsı şarkıları burada mı bırakıyoruz?

    "Benim 80 sonrasına katkım ancak burası, Oldies epeyce bitmeye yakınlaşınca mümkün olabilir, daha önce değil"

    Neden?
  • 197 , Paul Simon , 50 Ways To Leave Your Lover ;




    1978 , Simon&Garfunkel- JamesTaylor , Wonderful World :

  • 197 , Jose Feliciano , Rain ;





    1979 , Weather Girls , It's Raining Men ;


  • 19 Gene Kelly , Singing in the Rain;





    1953 , Lily Muzikalinden ;Hi-Lili Hi-Lo :



    Julie Andrews bir "Sound of Music" şarkısını Muppet Show da söylüyor ; The Lonely Goathard;




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi narissa -- 19 Haziran 2010; 1:22:12 >
  • @BoraMT;
    1) Cevapları;

    Anlaşalım, benim klavye hızım pek iyi değil ve bazen çok sıkılıyorum yazarken bu yüzden cevaplar arasındaki geçişlerim bazen biraz sert olursa kusuruma bakmayın lütfen!

    Sıradan dinleyici olarak Rolling Stones’daki listedeki şarkıcıların epeycesinin adını bende hiç duymadım. Ama yinede çok alınganlık göstermeyelim bence!
    Listelerde de önemli bir faktörde hazırlayan galiba? Sanırım gelişmiş ülkelerde bunun bir düzeni vardır. Ama önceki sayfalarda yıllar sonrada aklımda kalmış ve belirtmiştim Deep Purple’ın harika şarkısı “ Child In Time “ niçin Türkiyede yavaş listeye girdi ve fazlada kalmadan yavaşça çıktı listeden diye? Oldies, 2. Veya 3. Sayfada olmalı.

    Potemkin Zırhlısı, 1925-30 ların filmi galiba, ama sinema açısından önemi kullanılan teknikler. Bir zamanlar okuduğum birçok eleştiri yazısında ortak bir cümle vardı “ meşhur merdivenleri çıkış sahnesi sonradan onlarca yönetmene ilham kaynağı oldu “ şeklinde. Citizen Kane’in Psikolojik derinliğinin kavranması biraz zaman aldı belkide ve bu filmde de yukardan hareketli kamera gibi yeni teknikler vardı şeklinde biliyorum, ve tabii Potemkin Zırhlısındaki tekniklerinde her yönetmen için olmazsa olmaz olmaları, bu teknikler sıradanlaştıkça Potemkin Zırhlısıda gözden düştü! Godfather’i bende çözemedim, ama Shawshank Redemption artık işin içine iyice seyircinin girdiğinin ve bu sanatların uzmanlarının yerinin değerlendirmelerde küçüldüğünün kanıtı bence. Tabii dinleyici-seyirci topluluğu çok gençleşti ve herşeyin çok hareketliside moda oluyor. Belirttiğiniz gibi gençler çok daha teknikler bize göre ve onların rahat erişebildikleri de sıralamalarda üste çıkıyor.

    Bir şey dikkatimi çekti Oldies için YouTube da şarkı araştırırken, 15-18 yaş grubunun bu tür şarkılara büyük ilgileri; Türklerde gençler arasında ilgi vardı eski şarkılara ama çok az oranda, yabancı gençlerde ise bu ilgi gerçekten muazzamdı. Sanıyorum onların müzik bilgilerinden, eğitimlerinden kaynaklanıyor. Ama günümüz müziğine karşı bu tatminsizlik umarım daha güzel şarkılar yaratılmasının aracı olur.

    Sizin yazının en eğlenceli-öğretici-problemli kısmı bence Nancy Sinatra…Ve benim yorum..
    Tuhaf olan benim HBM ilgim muhtemelen en geç 67-68 lerde başlamış olmalı ve Cher'in bu şarkıyı söylediğini hiç hatırlamıyorum, Cher’in söylediğinden ancak şarkıyı Nancy adıyla Oldies’a koymak için araştırdığımda haberim oldu, en çok 4-5 ay önce. Çocukluğumda Radyodan dinlediklerimde de hep Nancy diye hatırlıyorum.
    Acaba babası Frank’ın gölgesi çok mu büyüktü ki Türkiye'ye kadar uzandı ve diğer şarkıcıları yok etti diye muzırca düşünmeden duramıyorum!
    Siz lütfen mesajınızı silmeyin, bende Nancy Sinatra’nın şarkısından buraya sizin yazıya bir not yollayım, Ve herkes doğrusunu sizin mesajı okuyarak öğrensin.

    Ben kendi hesabıma acaba yine mi yönlendirildik bir şekilde diye düşünmeden edemiyorum bu konuda? Narissa ile ikimizde örneğin muhtemelen 6. Veya 7. Sayfalarda bulunan “No Tears No Lies” şarkısını eskiden söyleyenin “Yasin ve Malik “ adlı Türk ikili olarak hatırlamıştık. Oysa söyleyenler 2 Cezayirli çıkmıştı, Fransada yerleşik.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 10 Mayıs 2012; 18:48:33 >
  • 1969 , Catherine Le Forestier , La Petite Fugue ;





    Maxime Le Forestier , La Petite Fugue ;

  • İki şarkıcı/şair:

    Georges Moustaki
    Yussef Mustacchi 1934’te Iskenderiye, Mısır’da doğdu. 17 yaşında Paris’e gitti ve daha sonra Georges Brassens’e olan hayranlığından dolayı ismini Georges Moustaki olarak değiştirdi. 60 yıllık kariyeri süresince arkadaşlar edindi, şarkı yazdı ve tüm dünyayı dolaştı. Bu süre boyunca yazarlık ve oyunculuk da yaptı.

    1958’de Edith Piaf’in isteği üzerine, onun için şarkılar yazdı. Bunların içinde en mükemmeli "Milord" şarkısıdır. "Irma la Douce"’in yaratıcısı Colette Renard, Yves Montand ve Barbara gibi sanatçılar için de şarkılar yazdı.1966’da Yunanistan’da Melina Mercouri ile tanıştı, ve ilerki yıllarda "Métèque" ve "En Méditerranée"’yi Yunanca’ya çevirdi ve onları Yunan albaylar diktasına karşı direnç şarkıları olarak söyledi. 1966’da Serge Reggiani ile tanıştı. Onun için "Sarah", "Votre fille a vingt ans", "Ma liberté" ve "Ma solitude" gibi unutulmaz şarkılar yazdı. Barbara’nın "La longue dame brune" repertuarı için şarkılar yazdı ve 1968’deki turneleri süresince bu şarkıları düet olarak söylediler. Barbara bir konser öncesinde hastalandığında, sahneyi Moustaki aldı. 1969 Moustaki icin belirleyici bir yıldı. "Le Métèque"i single olarak çıkardı ve çok büyük başarı elde etti. Daha sonra LP’si çıktı ve bir yıl sonra Prix de l'Académie Charles-Cros ödülünü aldı.
    Albert Cossery’in "Mendiants et orgueilleux" kitabından sinemaya uyarlanmış olan filmde rol aldı, Antonio Carlos Jobim’in "Aguas de março"sunu "Eaux de Mars" olarak uyarladı. Georges Brassens’e olan saygısını 1974’teki albümü "Les Amis de Georges" ile dile getirdi.

    Ekşi Sözlük'ten

    "1960’lar fransa’sini kasip kavuran yunanli besteci, sarkici. yunan asilli olan moustaki, babasinin görevi nedeniyle çocuklugunu yunanistan’da degil, misir’da geçirmistir. bünyesinde yunan kültürü ile arap kültürünü yogurmustur. gençliginde ise misirlarda duramamis, ögrenim için de fransa’yi tercih etmistir. sonuç olarak ortaya arap-yunan-fransiz kültürlerinin karisimi bir adam çikmistir ki o kendisini akdenizli olarak tabir ediyor. bir bati-dogu kirmasi da diyebiliriz. daha da iyisi fazlasiyla karizma, fazlasiyla çekici bir adam. fransa’da pek çok ünlü müzisyenle çalismistir, edith piaf gibi. brezilya ‘da piazzola ile çalmistir. gençliginde moustaki hem romantik, hem de solcu bir çizgi izler. ma liberte, sans la nommer( bu parçanin sonunda sürekli devrim diye troçkizan bir tavir alir) isimli parçalari fransiz solcular için mars niteligindedir. çok daha önemli parçalari, ilk ve en önce le meteque ( ki bunun tanju okantarafindan dilimize çok nefis bir biçimde aranjmani yapilmistir; bu aksam çok efkarliyim kalbim neden kan agliyor...diye), ma solitude, il faut voyager, le facteur, il est trop tard, la philosophieen bilinen parçalaridir. moustaki'nin ne kadar büyük bir adam oldugu bestelerinin yaninda müthis sarki sözleriyle de anlasilir, ki mesela le meteque'in esi benzeri yoktur.
    rumelihisari konserleri nedeniyle ülkemize daha önce de gelen moustaki en son 2002 yilinda gelmistir. sisli grand cevahir oteldeki konserinde bir kez daha biz hayranlariyla bulusmus, ne kadar yaslansa da sesinden hiçbir sey kaybetmedigini, hala formda oldugunu göstermistir. ama konser sonrasi kuliste yakindan pek yaslandigi görülmüstür. her neyse biz imzalarimizi aldik, ustayla yakindan bir temasimiz oldu, fotografini çekmemize izin vermeseler de konserden mutlu mesut ayrildik."



    1969 , Georges Moustaki , Le Meteque ;





    Le Meteque
    Avec ma gueule de métèque,de Juif errant, de pâtre grec
    Yunanlı çoban,göçebe yahudi,pis yabancı suratımla

    Et mes cheveux aux quatre vents
    Ve dört bir yana dağılmış saçlarımla

    Avec mes yeux tout délavés qui me donnent l'air de rêver
    Moi qui ne rêve plus souvent
    Genellikle hayal kurmayan bana,
    hayal kuruyormuş havasını veren tamamen rengi atmış gözlerimle


    Avec mes mains de maraudeur,de musicien et de rôdeur
    Qui ont pillé tant de jardins
    Bunca bahçeleri yağma eden serseri,müzisyen,hırsız ellerimle

    Avec ma bouche qui a bu,qui a embrassé et mordu
    Sans jamais assouvir sa faim
    Asla açlığını gidermeden içen,öpen ve ısıran ağzımla

    Avec ma gueule de métèque,de Juif errant, de pâtre grec
    De voleur et de vagabond
    Serseri,hırsız,yunanlı çoban,göçebe yahudi ve pis yabancı suratımla

    Avec ma peau qui s'est frottée au soleil de tous les étés
    Et tout ce qui portait jupon
    Bütün yazların güneşine ve bütün etek giyenlere(kadınlara)sürtünen tenimle

    Avec mon cœur qui a su faire souffrir autant qu'il a souffert
    Sans pour cela faire d'histoires
    Hiç mesele yapmadan, acı çektiği kadar acı çektirmeyi de bilen kalbimle

    Avec mon âme qui n'a plus la moindre chance de salut pour éviter le purgatoire
    Acı çekmekten kaçmak için en küçük kurtuluş şansı kalmayan ruhumla

    Avec ma gueule de métèque de Juif errant, de pâtre grec
    Yunanlı çoban,göçebe yahudi,pis yabancı suratımla


    Et mes cheveux aux quatre vents
    Ve dört bir yana dağılmış saçlarımla

    Je viendrai, ma douce captive
    Geleceğim tatlı kulkölem

    Mon âme sœur, ma source vive
    Ruh kardeşim,hayat kaynağım

    Je viendrai boire tes vingt ans
    Senin yirmi yaşına içmeye geleceğim

    Et je serai prince de sang
    Ve soylu prens olacağım

    Rêveur ou bien adolescent
    Hayalci ya da yeniyetme

    Comme il te plaira de choisir
    Nasıl hoşuna giderse

    Et nous ferons de chaque jour toute une éternité d'amour
    Ve her günü hep sonsuz bir aşka çevireceğiz

    Que nous vivrons à en mourir
    Ölünceye kadar yaşayacığımız.

    ______________________________________________________________________________________________________________________________
    JACQUES BREL
    Ekşi Sözlük'ten:
    "aslında belçikalı olduğu halde fransız sanılan şarkıcı.zengin bir aileden gelir ve iyi bir eğitim almıştır.kendisi için planlanan gelecek babasının işinin başına geçmektir.brel karısını,kızını ve bu aptal planı arkasında bırakıp fransa'ya gider.uzun süre müzik yapmaya uğrasarak sürünür.sonunda başarıyı yakalar.başlarda yalnızca gitarıyla şarkılar söyleyen bir adamken zamanla başarılı orkestrasyonlarla şarkılarını kuvvetlendirmeye başlar.müziğinde her zaman en önde duran unsur kuvvetli sesidir.tek kelime fransızca bilmeyenlere bile şarkılarını ulaştıran,sesinin sözleri değil duyguları anlatmasıdır.ilginç bir özelliği de konserlerinde bir şarkıyı asla iki defa söylememesidir,bis yapmayı sevmez ama dinleyicisine karşı her zaman saygılıdır.içinden geldiği burjuva hayatından iğrenir ve bunu şarkılarına yansıtmaktan çekinmez.grand jacques'ta kendisiyle dalga geçmekten dahi çekinmez.bu izolasyon ve gizlenme çağında fazlasıyla kişisel şarkılar yazmıştır.mutlaka dinlenmesi gereken şarkıları ne me quitte pas,grand jacques,ces gens-la,orly ve amsterdamdır."yetenek,birşeyi yapmak istemektir." demiştir."

    “Bir insanın yaşamında iki önemli tarih vardır: Doğumu ve ölümü. İkisi arasında yaptığımız şeyler çok da önemli değildir” der.



    1959 , Jacques Brel , Ne Me Quitte Pas ;




    BENİ TERKETME

    Beni terketme
    Unutmak gerekir
    Her şey unutulabilir
    Kaçıp gitmiş her şey
    Anlaşmazlıklarla geçen günler
    Ve yitik zaman unutulabilir
    O saatlerin
    Arada sırada
    Kimi niçin darbeleriyle
    Mutluluğun yüreğini
    Nasıl da vurduğu unutulabilir
    Beni terketme Beni terketme Beni terketme Terketme beni
    Yağmurun yağmadığı
    Ülkelerden getirdiğim
    Birkaç yağmur incisi
    Sunacağım ben sana
    Toprağı kazacağım
    Ölümümüm ardından
    Altınla ve ışıkla
    Örtebilmek için bedenini
    Senin kraliçe olacağın
    Aşkın kral olacağı
    Aşkın yasa olacağı
    Bir krallık yaratacağım
    Beni terketme Beni terketme Beni terketme Terketme beni
    Beni terketme
    Sana ipe sapa gelmez
    Anlayacağın
    Kelimeler keşfedeceğim
    Yüreklerinin aşkla tutuştuğunu
    İki kez gören o
    Aşıklardan bahsedeceğim sana
    Kavuşamadığı
    İçin ölen
    O kralın
    Hikayesini
    Sana anlatacağım
    Beni terketme Beni terketmeBeni terketme Terketme beni
    Sık sık görülmüştür
    Çok yaşlandığı sanılan
    Eski bir volkanın
    Yeniden ateş püskürttüğü
    Olabilecek hasatların
    En verimlisinde bile
    Artık buğday vermeyen
    Yanık tarlalardır
    Sanki oraları
    Ve gece geldiğinde
    Girmez mi hiç gerdeğe
    Kırmızıyla siyah
    Gökyüzü aydınlansın diye
    Beni terketme Beni terketme Beni terketme Terketme beni
    Beni terketme
    Ağlamayacağım artık
    Daha konuşmayacağım
    İşte bak şuraya gizleneceğim
    İzleyebilmek için
    Dans ediş ve gülüşünü
    İşitebilmek için
    Gülüşünü ve şarkı söyleyişini
    Gölgenin gölgesi
    Elinin gölgesi
    Köpeğinin gölgesi
    Olmama izin ver yeter
    Beni terketme Beni terketme Beni terketme Terketme beni



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi narissa -- 19 Haziran 2010; 15:46:55 >
  • Bir başka şair/şarkıcı:Leo Ferre

    Ekşi Sözlükten:

    "68'in quartier latin meydanini en guzel anlatan fransiz anarşist, şair, muzisyen kisi. leo'yu anlatmak icin leo gibi kelimeler bulmak gerekir, dili anlamak, dili kullanmak ve akla ruha hitap etmek ardına da muazzam kompose edilmis bir muzik kondurmak gerekir."

    "fransa barikatlar gecesinde, 10 mayıs 1968'de "anarşistler"i yazdı, üzerinde siyah gömleği vardı. "silahlar ve kelimeler aynı şeylerdir, ikisi de gebertir."

    "herşeye direnmiş, eyvallahı olmayan muhalif, anarşist, şair, besteci, şef, sigara tiryakisi fransız müzisyen. onu farklı kılan yanı sınırsız anarşizmi. tüm deliliği ile sizi soyut bir dünyada mavi çimlerin üzerine uzandırır, yeşil gökyüzüne baktırır. kimi zaman ispanya iç savaşı içinde bir devrimci kimi zaman da paris’te bir sokakta onca kalabalığın içindeki yanlız bir adam olursunuz."

    "sıradışı bir gözlem yeteneği yazdığı bir çok şarkıda okunabilir. ferre’nin müzisyen kimliği kadar şair kimliği de her daim ön plandadır. yetmez, baudelaire, verlaine, rimbaud, apollinaire ve aragon gibi dönemlerinin önemli isimlerinin dizelerini kendi yazdığı müzikler ile seslendirir."

    "kendine gore kotu tohum (bkz: la mauvaise graine) baudelaire kadar romantik rimbaud kadar anar$ist vardigi son noktada (bkz: il n y a plus rien) sevginin ozani."



    1972 , Léo Ferré , Avec le Temps ;




    zamanla
    zamanla,
    geçer, her şey geçip gider, zamanla
    unuturuz yüzü ve sesi unuturuz
    kalp daha da yenilince, gitmek dert olmaz
    aramak daha uzağı, peşini bırakmak gerekir ve bu çok iyidir
    zamanla

    geçer, her şey geçip gider, zamanla,
    taptığımız öteki, yağmur altında aradığımız
    bir bakışının etrafında köle olduğumuz öteki
    arasında satırların , kelimelerin
    ve altında, bu gece çekip gidecek boyalı bir yeminin
    her şey görünmez olur, zamanla

    zamanla

    geçer, her şey geçip gider zamanla
    en güzel anılar gibi, dilinden düşmeyenlerden birisidir
    galeri farfouille’de ,ölüler kısmında
    cumartesi gecesi şefkat alıp başını yapayalnız gittiğinde
    zamanla

    geçer, her şey geçip gider zamanla
    bir rom için, bir hiç için inandığımız öteki
    rüzgar ve mücevherler verdiğimiz öteki
    birkaç aşağılık şey uğruna ruhunu satan için
    neyin karşısında çabalıyorduk, çabalayan köpekler gibi
    geçer, her şey iyi olur zamanla

    zamanla
    geçer, her şey geçip gider zamanla
    unuturuz tutkuları ve sesleri unuturuz
    size yoksul insanların sözcüklerini en düşük sesle söyleyenleri
    fazla gecikmeyen, her seyden önemlisi fark etmeyen soğuğu
    zamanla

    geçer, her şey geçip gider zamanla
    ve çatlamak üzere olan atlar gibi beyazlamış hissederiz
    ve kaderin yatağında buz tutmuş gibi hissederiz
    ve belki yapayalnız ama kederli hissederiz
    ve kayıp yıllarla yanıldığımızı hissederiz
    demek ki gerçekten
    sevilmeyiz artık, zamanla
  • 1967 , Jacques Brel , La Chanson des Vieux Amants :



  • Narissa gitmişe benziyor, verdiği aradan sonra dönüşünü ve güzel gitar ve şiir sayfasını karıştırmak istemedim, bekledim! 2. sayfaya koyduğum Brel şiirlerine bu sayfadan bahseden bir ek yapacağım.
    BoraMT de haftasonu temizliği yapmış, birazda ben yaptım ve 13. sayfaya geçip sonrada geri döndük.
    Narissa anımsattı, bende devam edeyim; Sanırım Feliciano çok daha fazla ilgiyi hak eder.

    Jose Feliciano, Gipsy;



    1971, Jose Feliciano, Feliz Navidad; Bizde pek tanınmadı ama en tanınmış Christmas şarkılarından birisidir;

  • @Neommy; pardon!yine atlamışım,"Ne Me Quitte Pas"ı tekrar koymuşum...Ben şarkıyı ve çeviriyi sileyim,ama önce sizinkine c/p yapın çeviriyi isterseniz..

    Bu şimdi koyacağım şarkı kuralları ihlal eder mi acaba?1971 kaydı yok youtube da bu cover 1997 tarihli !

    Jose Feliciano , Nature Boy ;

  • 1967, Jose Feliciano, Light My Fire; Doors şarkısı.



    1968, Jose Feliciano, The Windmills Of Your Mind; Thomas Crown Affair, film müziği, Steve McQueen-Faye Dunaway ve satranç! Aklının Yeldeğirmenleri, Michel Legrand Fransızca asılda bulunabilir YouTube'dan, "Les moulins de mon coeur", kimileri Frida Boccara'yı da sevebilirler.



    196., Elaine Paige, In The windmills Of Your Mind;




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 19 Haziran 2010; 20:46:09 >
  • 1976, Jose Feliciano, Love Comes From The Most Unexpected Places; YTube yorumcusu kaçırmamış fırsatı, "YouTube'dan" demiş!



    1976, jose Feliciano, Amor Gitano;




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 5 Ağustos 2010; 20:53:11 >
  • 1969, Jose Feliciano, MacKenna's Gold; Feliciano'yu 1.50'ye kadar bekleyin lütfen. Ol' Turkey Buzzard, MacKenna'nın Altınları kovboy filmi şarkısı, Kovboy filmleri için çok aramıştım şarkıyı ve bulamamıştım. Yukardaki şarkının söylediği gibi YouTube'dan çıktı karşıma!



    1971, Jose Feliciano, Que Sera;

  • Bu arada, muhtemelen en geç yarın 10.000 ziyaretçiyi geçeceğiz!
    10.000 üstü ziyaretçisi olan Müzik bölümündeki adedi fazla olmayan sayfalardan birisi olacağız!
    Katkıda bulunan çok sayıda arkadaşa şimdiden çok teşekkürler! 50-100-250-500 binlerdeki kutlamalarda da buluşuruz!
    Alttaki de bugünün şarkısı olsun!

    1959, Carmina Cabrera & Francis Goya , Orfeo Negro (Siyah Orfe); Asıl filmin audio kalitesi çok kötü, yüzlerce coverı bulunabilir YouTube'da bu çok güzel şarkının! Romeo Juliet'te dahi var.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 19 Haziran 2010; 22:29:31 >
  • 1971, Ocean, Put Your Hand In The Hand;




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 20 Haziran 2010; 9:10:56 >
  • Carole King’in harika şarkısı arkadaşlık ve dostluk üzerine yazılmış en güzel şarkı bence!

    1) 1967, La Bambola, Patty Pravo


    2) You’ve got a friend, Carole King
  • 1972, Argent, Hold Your Head Up;



    1972, Argent, Tragedy;

  • Dünkü kayıplardan sonra bugünkü hüzünlü bir babalar günü,ama yine de
    bütün babalara..........

    1960(1938 Cole Porter) , Marilyn Monroe , My Heart Belongs to Daddy ;



    1972(Nino Rota), The Godfather Soundtrack Main Theme ;

  • 1960, Percy Faith Orkestrası, Theme From A Summer Place;



    1960, Dinah Washington, What Difference A Day Makes;

  • 
Sayfa: önceki 3435363738
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.