Şimdi Ara

Oğuz Han Diye bir kişi yaşamışmıdır ?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
1
Favori
846
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • nerdeyse hep destan ve rivayet olarak biliniyor Türklerin atası denilen oğuz han ama nerdeyse hiç bir kanıt yok oğuz hanın yaşadığına dair yada ben mi yanlış mı araştırıyorum bilmiyorum çoğu devlet kurucularının en azından yaşamına dair belgeler var metehan gibi bir rivayete göre ise metehanın oğuzhan olduğu söyleniyor burası ne kadar doğru o da meçhul sizin fikriniz nedir Gerçekten Oğuz han diye biri varmıdır tarihte




  • Zannetmiyorum. Achilles, Kral Arthur, Remus ve Romulus, Sarı İmparator gibi efsanevi bir figür. Eski zamanlarda kurucular zaten hep efsanevi figürlerdir. Bazıları insan bile değil; direkt bir tanrıdır veya tanrı benzeri bir fantastik varlıktır. Tarihi karakterler dahi efsanelerle örülüyken efsanevi karakterlerden tarih çıkarmak imkansıza yakın. Yalnız her efsane bir gerçeklik payı taşır. Oğuz Kağan'nın birleştici adil hükümdar modeli şeklinde karakterize olduğunu ve ismini ve dönemini kaynak kıtlığından dolayı bilmediğimiz bir takım göçebe hükümdarlardan türetildiğini söylemek herhalde yanlış olmaz.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Destan, rivayet olarak biliniyor çünkü öyle.
    Birileri Mete(Maodun/Maodu) Han denen gerçek şahsiyetle Oğuz Kağan denen belki de kurmaca karakteri özdeşleştirdiler ve buna inananlar çıktı. Şunu söyleyeyim Oğuz Kağan destanının bildiğimiz en eski varyantı şu anlık Uygur varyantı ve buradaki olaylar nispeten Mete Han dönemine uygun ama doğar doğmaz kımız isteyen bir bebeğin pek de gerçekçi olmadığını söylemeye gerek yok. Tabii gerçeklerin abartılması, değiştirilmesi de mümkün.
    Hülasası siz efsanelere, destanlara, hikayelere, rivayetlere kulak asın ama sadece kulak asın. Bunlara inanmanın hiçbir anlamı, faydası yok. "Bilmemkim name" namelere bakın ama sadece bakın. Yoksa sonra "Zülkarneyn aslında Mete Han mıydı İskender miydi" gibi boş muhabbetlere düşersiniz. Ben aklettiğimden beri bu destanların, efsanelerin gerçekçiliğine mesafeliyim. Böyle şeylere inandığım zamanlara bakıyorum da şizofreninin birkaç tık altında.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Haydaa, ben 10 dakikadır yazıyorum ama Alianovna Hocam benden erken davranmış :))

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Demek ki sürekli klavyede type ede ede insan hızlanıyor.   

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-AB1E07F87

    Destan, rivayet olarak biliniyor çünkü öyle.
    Birileri Mete(Maodun/Maodu) Han denen gerçek şahsiyetle Oğuz Kağan denen belki de kurmaca karakteri özdeşleştirdiler ve buna inananlar çıktı. Şunu söyleyeyim Oğuz Kağan destanının bildiğimiz en eski varyantı şu anlık Uygur varyantı ve buradaki olaylar nispeten Mete Han dönemine uygun ama doğar doğmaz kımız isteyen bir bebeğin pek de gerçekçi olmadığını söylemeye gerek yok. Tabii gerçeklerin abartılması, değiştirilmesi de mümkün.
    Hülasası siz efsanelere, destanlara, hikayelere, rivayetlere kulak asın ama sadece kulak asın. Bunlara inanmanın hiçbir anlamı, faydası yok. "Bilmemkim name" namelere bakın ama sadece bakın. Yoksa sonra "Zülkarneyn aslında Mete Han mıydı İskender miydi" gibi boş muhabbetlere düşersiniz. Ben aklettiğimden beri bu destanların, efsanelerin gerçekçiliğine mesafeliyim. Böyle şeylere inandığım zamanlara bakıyorum da şizofreninin birkaç tık altında.

    hocam peki bu boyları bozoklar üçoklar gibi neden oğuzla bağdaştırıyorlar onu pek anlamadım bende banada oğuz kağan gerçek gibi gelmiyor ama bu boyların olduğuna dair kanıtlar var





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Koks34

    hocam peki bu boyları bozoklar üçoklar gibi neden oğuzla bağdaştırıyorlar onu pek anlamadım bende banada oğuz kağan gerçek gibi gelmiyor ama bu boyların olduğuna dair kanıtlar var



    Alıntıları Göster

    Şimdiii bildiklerimi söyleyeyim.

    En başta "Oğuz"un anlamının "oklar" olduğunu kabul edenler var. "Ok" da "boy" manasına geliyor. Çok eskiden Türkçede -z çokluk ekinin olduğu iddiası var("göZ" ve "diZ"deki gibi ama daha çok ikili çokluk eki görülüyor). Ok+uz da "oğuz"a(oklar, boylar) dönüşmüş.


    Bir de bizim Oğuznamelerden bildiğimiz Oğuz Han'ın, 24 beyi toplayıp her birine tımar vermesi var. Mete Han diye bildiğimiz Maodun Chanyu'nun da MÖ 200'lerden yine MÖ 170'lere kadar yaşamış, hüküm sürmüş olduğunu da ekleyeyim. Meşhur Oğuz Han Ön Asya'ya seferler etmiş, halbuki Maodun Chanyu'nun buraları fethettiği ne görüldü ne duyuldu.


    Bir de Tangşu denen Çin kaynağına göre İstemi'nin 10 boyu varmış.

    Burada temel olsun diye bilgiler vereyim: İstemi, bildiğin gibi Bumin(Bumın diye de geçer) Kağan'ın kardeşi. Göktürklerde Türk idari geleneğince ülke ikiye ayrılıyor ve doğu kutsal da bulunduğundan ülkenin doğu kısmını kağan, batı kısmınıysa kardeş yönetiyor. Dolayısıyla İstemi de doğuyu yönetiyordu. Daha sonra Bumin Kağan ölüyor ve ülkenin doğusu kaynıyor. Göktürkler doğu-batı diye ikiye bölününce de doğudaki kağanlığın ilk kağanı İstemi oluyor.


    Şimdi tekrar İstemi'nin on boyuna dönelim. Çin kaynağı Tangşu'ya göre İstemi'nin emrinde on boy varmış. Bunu bir kenara koyalım. Çok çok sonraları da yine batıdaki kağanlığın başına Işbara geçip ülkeyi on bölgeye bölmüş ve başlarına da birer şad atamış. Şadlara da kendisine bağlılığının temsili olarak "ok" göndermiş. Sonra bunları ikiye bölmüş. Aralarında tanıdık boylar da var: Çepni, Yazır, Peçenek, Salur (bu isimler aslında Çin harfiyle yazılmış. Kelimeler de bu şekilde okumuş) vs. Sonra ta Uygurlar II. Göktürkleri yıktığında bu on boy Sırderya'ya göçmüşler. Bu sıralarda da sayıları yirmi dörde ulaşmış (Ahmet Bican Ercilasun'un Türk Dili Tarihi kitabından).

    Sonraki zamanlarda da Uygurlar 13.-15. asırlar arasında "pagan Oğuzname" diye bildiğimiz kımızlı yahut şaraplı Oğuz Kağan destanını yazmışlar. Paganistik özellikler taşıdığından en eski Oğuzname diye kabul ediliyor kimilerince.

    Bir de Kaşgarlı Mahmud da 22 boy var diyor. 14. asırda Moğol tarihçisi Reşidüddin'se 24 diyor.

    Hülasası, mesele bayağı giriftli, metastaz. Oğuznamelere dayanıp 24 boy anlayışının ta milattan önce çıkıp günümüze kadar devam etmesi bana pek gerçekçi gelmiyor. Belki de öyledir, belli olmaz :))


    Mesajımı bitirdim, mesajımı tekrar okuyorum da bir sonuca varmamışım :d Hatta ne anlattığımı da anlamadım. Faydam olduysa ne mutlu. Yoksa bir saattir şu mesajı yaza yaza elim parmağım yoruldu .s

    İyi geceler, forumlar dilerim.





  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-41051113B -- 27 Nisan 2021; 12:55:54 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Görünüşe göre hayal ürünü. Nat'ın dediği gibi Romus ve Romulus gibi bir kurucu baba efsanesi olması daha muhtemel. Mete Han ile özdeşleşmesi de soru işareti. Mete Han kendine iktidar yaratmak adına mı Oğuz Kağan efsanesinden motifleri kendi hayatına adapte etti yoksa Mete Han bu efsanenin başlangıcı mı bilmiyoruz.

  • Mitolojide bu tarz figürler arketip (archetype) olarak adlandırılıyor. Yani insan dünyasında varolanın epeyce idealize olarak mitolojiye yansıması. Oğuz Han gerçek değilse de temsil ettiği belirli ölçüde gerçek. Achilles'in de öyle, Remus Romulus'un da. O yüzden tarihsel toplumları yorumlarken efsanelerine de bakıyoruz. Kurucu efsanevi hükümdarın bir çoban olması misal çok şey anlatabilir. Söz konusu toplumun pastoral kökenlerine veya üstündeki kırsal etkilere işaret edebilir. Eski Ahit'te gördüğümüz krallar Davut ve Süleyman mesela son derece zengin ve kudretli Mezopotamya ve Mısır krallarının pastoral İbrani topluluklarının efsanelerine ve dini metinlerine yansımasına benziyor. Lakin, yaşadıysalar dahi, Davut ve Süleyman büyük ihtimalle nispeten güçlü kabile şefleri olmak haricinde saraylarda konaklayan ve her türlü zenginliğe sahip olan krallar değillerdi. Belki de antik İbrani kabilelerinin kentli uyarlıktan savaşla yerleşim gasp etmiş ve bu şekilde kendisini kral ilan etmiş bir takım şeflerini abartılmış bir formda, Mezopotamya krallarına dair olan anlatılarla da karışmış şekilde misal Süleyman tiplemesi altında anlatıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yani ona benzer biri yaşamış olabilir elbette ama" kırk günlükken anne sütünü reddetti, çiğ et ve şarap istedi" durumu pek mümkün değil.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Zannetmiyorum. Achilles, Kral Arthur, Remus ve Romulus, Sarı İmparator gibi efsanevi bir figür. Eski zamanlarda kurucular zaten hep efsanevi figürlerdir. Bazıları insan bile değil; direkt bir tanrıdır veya tanrı benzeri bir fantastik varlıktır. Tarihi karakterler dahi efsanelerle örülüyken efsanevi karakterlerden tarih çıkarmak imkansıza yakın. Yalnız her efsane bir gerçeklik payı taşır. Oğuz Kağan'nın birleştici adil hükümdar modeli şeklinde karakterize olduğunu ve ismini ve dönemini kaynak kıtlığından dolayı bilmediğimiz bir takım göçebe hükümdarlardan türetildiğini söylemek herhalde yanlış olmaz.

    Remus Romulus efsanevi figür mü?


    Etrüksler Remus ve Romulus kardeşleri emziren heykel bile yapmışlardır mö 5.yy'da. Halk arasında bu kahramanlar yaşıyordu zaten. Bunlar en kötü en olmayacak senoryada insan değilse bile zeus mars afrodit vs gibi birer tanrı idiler.





  • Öncelikle oğuz kelimesinin etimolojisi ile başlayalım. Türkologlar, filologlar tarafından farklı görüşler ortaya atılıyor. Oğuz kelimesinin "öküz"le "(oguz osmanlıca sözlük kamusu türki de boğa olarak geçmekte) ilişkilendirilip güçlü, kuvvetli olduğunu söyleyenler bir tarafken başka bir grup ağız (ağuz) kelimesinden türemekte olduğu iddia eder. Uygurca oğuz kağan destanında da ağuz diye yazılmıştır oğuz ifadesi. Fakat güncel literatürde en çok kabul edilen görüş Gyula Nemeth'in ortaya koyduğu "Ok-uz" ifadesidir. Ok bilindiği üzere eski dilde boy karşılığı olarak kullanılmaktadır. Türkçe çoğul eki olan "z" eki de kelimeyi "kabileler" manasına sokmuştur. Yazıtlarda farklı kavimlerden bahsedilirken ok ve oğuz ifadelerinin kullanılması okun bağımsızlık ve hakimiyet sembolü olarak destanlarda motif olarak karşımıza bolca çıkması bu görüşü kuvvetlendirmektedir.


    Şimdi bu bilginin konumuzla alakası ne bunu anlatayım. Boylar anlamında gelen bu Oğuz ifadesinin Türkik halklarda bir destani kahramanın adı olarak kullanılması bu kahramanın boyları birleştirici bir görev üstlenmesi bizi şu görüşe itiyor. Zaman içerisinde aynı dili konuşan halkın kaynaşması sonucu vs. kafalarında bir tasavvur olarak kendi milletlerini derleyen (boyları, kabileleri birleştiren) bir figür ortaya çıkmış. Belki proto-türkik dönem dediğimiz inceleyemediğimiz bir dönemden kalma bir kabile reisinin efsaneleştirilmesi belki bir ilk insan tasavvuru. Fakat şu kesin ki bize yazılı olarak gelen bildiğimiz Oğuz Kağan destanındaki adam gerçek biri değil. Kaynaklarca eşleştirebileceğimiz bir tarihi karşılığı da yok. Remus, Keyümers, Buri vs. gibi bir destani figür


    Şimdi Mete Han bahsine değiniyim bir de. Bize bu destan ilk olarak Uygur döneminden kalma metinlerden gelmekte. Mete'nin var oluşundan 1000 yıl sonra. Sonrasında Raşideddin, Ebul Gazi Bahadır Han, İmami gibi kişilerin yazıya döktüğü destanlar var. Hanname'de bir Özbek hükümdarı olarak tasvir edilen oğuz kağan (ongan kağan) Camiul Tevarih'te bir Cengiz Han misali Çin seferine çıkıyor vs. Toplumlar tarihte gördüğü güçlü kişilerle ilişkilendirip durur böyle destani ögeleri. Alp Er Tunga misali. Mete Han da bize Çin kaynaklarından gelme yarı-efsanevi bir figür. Bu adda birinin yaşadığını bazı askeri faaliyetlerini biliyoruz ama hepsi bu kadar. Dönemin Çin Hanedanlığına ciddi bir darbe vurmuş olmasından ötürü Çin yıllığı Şi-ci'de çocukluk ve gençlik dönemi efsaneleştirilmiş. Babasını öldürme gibi birçok mitolojide gördüğümüz ögelerle süslenmiş yazıya geçirilmiş. Belki de bozkırdaki halklar arasından yaygın olan bu Oğuz Kağan efsanesinin etkilerini de Mete'nin hayatında gördük. Çin kaynaklarınca aktarılan Mete'nin mektubundan vs de görebiliriz bunları. Bu tarz benzerliklerin olması da Mete ile Oğuz figürünün özdeşleştirilmesine yol açmış kısacası. Ama tabi dediğim gibi bilimsel bir karşılığı yok.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aliemre461 -- 4 Mayıs 2021; 17:30:56 >




  • Mete olduğu söyleniyor, Oğuz Han, Mete Han metaforu, Türk destanlarında muhtemelen Oğuz Kağan destanında Meteyi anlatıyorlardı, aynı zamanda Mete'nin kahramanlıklarını...

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.