Şimdi Ara

Nuh Tufanı - Efsane mi Gerçek mi.. (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
151
Cevap
4
Favori
4.195
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sayın torlak,



    Tüm bu araştırmalarınız gelip burda kanıt sunmaya çalışmalarınız her cevaba itiraz etmeniz, ben donanımlıyım halleri hep kendinizi ispatlama ihtiyacınızdan kaynaklandığına inanıyorum.



    Size daha önce kendinizi ispatlama fırsatı verilmediğine inanıyorum. Şu an bu saçmalıklarınızı tüm dünyaya kabul ettirseniz bile bunun sizi tatmin etmeyeceğine inanıyorum. Hatta öne sürdüğünüz bu deli saçmalarının kabul edilmesini içten içe istemediğinize eminim. Çünkü amacınız saçma bir fikri aşılamadan çok kendinizi altedilemez olarak torlatmaya çalışmak gibi görünüyor. Yapılan yolculuk varılan yerden eftaldir misali.



    Öyle internetten bir kaç parağraf kopyalayım birleştireyim kanıt olsun genç dimağlar ateist olsun benim gibi torlatsın, işe yaramaz. Ancak egonu bir süre torlatır.



    Bilimle uğraş, insanlarla uğraşma, insanlığa faydalı olacak hayatı kolaylaştıracak icatlar yap, araştır, geliştir. Mesela git çok az bir enerjiyle yüzen gemi tasarlamaya çalış.



    Yoksa bu gidişle iyice torlatacaksın.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • ol dedi oldu saçmalığına iman meselesi deyip mantığını çöpe atarak inananlara dünyanın geri kalmış toplumunda herzaman rastlarız,bu yüzden şaşırmadım buradaki zırvalamalara,saygı duymamı bekleyenler benim nazarımda saygı duyulmayı hak edecek cevaplar vermeli

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • MadDeveloper M kullanıcısına yanıt
    Bu kadarı ciddi bir karakter zaafiyeti ve belli ki çok mastürbasyon yapmaktan kafayı yemişsin. Seni bloklamadan önce sana bir kıyak yapayım:


    https://www.doktorumonline.net/psikiyatri/doktorlar

    Bloklandın ama sen yine de tedavini ihmal etme.
  • Ayrıca ayetten nasıl olduda geminin kıyamete kadar korunacağının vadedildiğini çıkardınız, sayın torlak ?



    Bak diyanet mealini oku:http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-tefsir-1/ankebut-suresi-29/ayet-15/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1



    Biz de onu (Nûh'u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık. ﴾15﴿



    Yani hadiseyi ibret kıldık diyor, gemiyi kıyamete kadar koruduk yazmiyor.







    Bak Kuran oku:

    http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kamer-suresi-54/ayet-16/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1



    Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MadDeveloper -- 11 Mayıs 2018; 23:40:32 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Adam önce hakaret etti sonra da bloklayıp kendini kısıtladı resmen :)



    Bir bakıma at gözlüğü takmış gibi beni göremeyecek.

    İşte şimdi tam anlamıyla torlatmış oldu kamil.



    Varmı başka kendini kısıtlayacak :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Toplulukların ortak hafızasında böyle bir tufan mevcut.

    Bilim insanları son yıllarda yaptıkları araştırmalarda bu tufanın karadenizin taşması sonucunda meydana geldiğine ulaştılar. Tam olarak ispanlamamış ve teori olarak yer alsada kuvvetle muhtemel bir teori olduğu şüphesiz ve şahsi kanaatimce bu teori gerçektir.
  • Yahu onlarca sayfalık bilimsel bilgi oluşturmuşsunuz ve bunu başka insanlar da bilsin diye paylaşmışsınız. Karşılık olarak yalnızca "Allah üfledi oldu" argümanı sunabilen kafaları ne diye takıyorsunuz. Sallayın gitsin.



    Henüz yazıyı tamamen okuyamadım. Boş bir zamanımda, sakin bir kafayla detaylıca inceleyip yorumlamak dileğindeyim. Biraz daha genişletirseniz bunu bir kitap haline getirmeyi dahi düşünmelisiniz bence.




  • geminin üstüne oturduğu dağ konusundan başlamak isterim.

    dağ deyince bu dağın kitap sistematiğindeki yeri önemlidir. tecelli edilince parçalanan, sabit mevkisi olmayan vs. gibi bir kısım husuları da göz önüne almak lazım.

    ...............

    bir şeyin vahiy kökenli olması onun ilhamla değil dış bir güçle hareket ettiğini gösterir. bu açıdan dağımızın ilhama dayalı olmayan vahiysel bir oluşum olduğunu düşünmek lazım. bu bir babanın olma hakkını devrederken rahime de sahip olmaması gibidir.

    şöyle diyelim bir dağ var ve bu bir hayrı tahmil konusunda hak sahibi. bu hayır ne olabilir? kitaptta bu ilahı gören dağ manasında olmalıdır. tecelliyi gören, bunun ağırlığını bilen şey.

    bu görüntüyü aksettirme hakkına sahip olanın bu hakkı devretmesi yani ilahı gören dağın bu tecelliyi anlatma bakımından sen anlat dediği bir anı düşündük. sonra bu anlatışın sahibinin bu durumu anlatırken tahmil edici hususa da sahip olamayacağını gördük.

    ...................

    kısaca dağa dedik ki sen ilahı gördüm dedin ve bu konuda anlatıcı siz olun derken esasen sen bu hayrı tahmil edecek durumda da değildir. teorik olarak parça parçaydın gibi düşünelim.

    bu dağın parçalı olması ada hüviyetinde olması nuhtemeldir.

    .......

    bu yapının ilaha ait bir zaman kadar düşünme süreci mevcut. bu açıdan zamanın insani ölçüye göre belirli olmadığı bir meridyenin söz konusu olması gerekiyor.

    şimdi ada hüviyetinde ve meridyen farkının olması hasebiyle doğu batı arasında zaman farkının kesin olduğu yani insani zamanın değişken olduğunun belirli kılındığı bir bölge olmalı.

    .................

    bu ada yapısında rızık denen şey apaçık zulm göstermeli yani rızkın donuklaştığını buzlaştığını düşünelim.

    bu açıdan genel manada tropik ada gibi düşünürken birden kutupsal bir alandan mesela görönland gibi bir bölgeye denk düşelim.

    ....................

    bir kuyumuz var. ancak bu kuyuda gözetçimiz yok. şöyle diyelim karanlık ve aydınlık konusu müphem bir yerden bahsediyorsak bu kuzey kutup noktasına yakınlık olarka düşünülebilir. hatta şedde gereği bu vurgu değişiklik göstermekte.

    şiddetli bir aydınlık-karanlık döngüsünün olmazlığı denebilir.

    .........................

    toparlarsak bu dağın faraza göronland gibi bir bölge olduğunu kabul edersek hayatiyet konusundaki taşınması gereken canlıların niteliği, mevcut suyun ne olduğu, o bölgedeki yaşamı destekleyecek canlı denen türlerin nerelerden toplandığı, aslolan yaşamın suya tabi bir yaşam olması halinde mesela balıkçılığın zorunlu olduğu yerde geminin içine alınmasa da içinde farzedilen canlılığı ve çeşitliliğini düşünmek lazım.

    .....................

    şöyle diyelim. tufanın bittiği yere bir amazon kurbağasını götürürsek gemide olması ile olmaması arasında fark olmazdı denebilir. amazon kurbağasının olmaması da hayatı etkilemezdi diye düşünmek de mümkündür. dikkat edilirse dünyada şu an için dahi bir amazon kurbağası için tufan devam etmektedir.

    .....................

    veya suyunu tut ve suyunu çek denen süreçte kutupsal bir iklimin işareti de mümkündür. yağan su değildir gibi düşünülebilir.


    KISA BİR EK
    eğer bu dağ kutupsal ise götürülen hayvanların yeme içme ihityacı için götürüldüğünü kaul etmek lazımdır. bu da türleşem amacını yani kökten yok oluşu değil bölgesel ancak sonucu itibariyle tam bir felaketi işaret etmektedir denebilir.

    belki bir ren geyiği için mümkün ancka dana koyun keçi için ölümcül bir yolculuk da denebilecektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 12 Mayıs 2018; 2:1:25 >




  • Aslında takmazdım. Böylelerini daha en başta bloklayıp geçiyorum genelde ama bu defa spontone uzadı. 2-3 mesaj sonra normalde diyalog kesilecekken, bu belden aşağı vurmaya başlayınca uzadı. Soruma cevap veremeyince benim mesajları karıştırmamı diline dolama ucuzluğu gösterdi ve oradan uzadı gitti.

    Kitap işini düşünebilirim ama daha rafine hale getirmem gerekir. Kitap idealiyle yola çıkmayıp, tümüyle forumu düşünerek kaleme aldığım için bana göre henüz kitap kalibresinde bir içerik oluşmadı. Ama üzerinde çalışmaya ve zaman ayırmaya hevesliyim. Elimde Amazon'dan getirtiğim bir kitap var. Telif hakları kimde öğrenip duruma göre onu çevirmeyi düşünüyorum. Belki onunla birlikte bunu da bir kitap projesi olarak ele alabilirim.
  • yine dağ örneğinden gidersek herşeyi yok etme amaçlı bir olay varsa taşınan canlılığın dahi yok edilmesi esasen akla mugayyir değildir de denecekse bu dağın kutupsal özellik göstermesi daha makul olur.

    düşünün her şeyi yok edecek ve buna yolcuların hepsi şahit olacak. bir fili götüremedim bir gergedanı bir arıyı bulamadım derdine düştüm ki birden tufanın mahiyetini anladım.

    bu tufan gerçekten benim dahi canıma kasteden bir şeymiş dedim.

    ...................

    bu tufanı anlamlı kılan final sahnesi, azap senaryosuna uygun olsun diyorsak kutup gibi beyaz bir zemheriden daha iyi bir son ne olabilir?

    götürülebilen hayvanların eti ve derisi kullanılmış olmalı. belki de et ve deri yani hayvanların katli konusunda bir uyarıda vardı. tabiat bunu yapmak istese zaten yapabilirken insana ciddi bir hatırlatma da var. nebat hayvan benim içinde ancak burada bunlar yoktu ancak ben vardım.
    çok ciddi bir durum söz konusu. insanı ilahi makam katında sarsan apaçık zulmu gösteren bir hal.

    ................

    deniz ve üstünde balıkçılık ya da fok gibi hayvanların avlanması konusunu düşünelim. bir kutup ayısı bile bu konuda başarısız olabiliyorken insanın bu tabiata alışması ve sonuçları korkunç olmuş olabilir.

    eskimo denen kavimlerin ilk yerleşimleri veya ataları bakımından da önemli bir araştırma konusu olmalıdır.

    en nihayetinde tufan gerçek bir tufan olacak ise gemi ya yanardağın eteğine ya da buzdan bir çembere oturmuş olmalı denebilir.




  • Ben en başta söyledim üstadım biri gelir, Kuranda yazıyor ama ol demiştir olmuştur der. Adam oturmuş araştırmış yazmış, siz de gelsenize o zaman, bir araştırmayla. Bence Nuhun gemisini aramasınlar, ol deyince olduran Tanrı, bütün hayvanları ve yiyecekleri kağıttan bir gemiye sığdırmıştır, sonra gemi erimiştir. Bak bu da mantıklı geldi bana.

    Hayır msülümanların oturup bir karar vermesi lazım, Allah ın ol deyince oldurmasından bir sebep-sonuç silsilesi mi anlayacağız, yoksa direk olmasını anlayacağız.
    Çünkü işlerine geldiği gibi cevap veriyorlar da. Sebep sonuç ilişkisine dayanıyorsa, yapılan araştırmaya karşı akılcı bir çalışma ile gelmeleri gerekiyor. Ancak Sunabilecekleri başka argüman yok.
  • 112600 1 kullanıcısına yanıt
    Allah için "yoktan var edendir" deniyor ya, yoktan var olmakta ne gibi bir sebep-sonuç aranabilir zaten değil mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-73A8A7D1E

    Allah için "yoktan var edendir" deniyor ya, yoktan var olmakta ne gibi bir sebep-sonuç aranabilir zaten değil mi?
    Aynen. Ancak sıkıştıkları zaman bu "ol" kelimesinden bunu anlamammız gerektiğini, Allah ın gücü yetmesine rağmen her şeyi sebep-sonuç ilişkisine bağladığını söyleyerek dine bilimsellik katmak isteyen arkadaşlar var.

    Sorun bilimin geliştikçe dinlerin alanının daralması, metafizik ögelere dayanınca bilim çürütüyor, bilime dayanınca metafizik ögeler havada kalıyor. Olay bu.
  • 112600 1 kullanıcısına yanıt
    Evet hocam, günümüz dünyası sadece kutup ayılarının, pandaların değil; dinlerin de rahat yaşayabilecekleri bir ortam olmaktan gitgide uzaklaşıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 112600

    Aynen. Ancak sıkıştıkları zaman bu "ol" kelimesinden bunu anlamammız gerektiğini, Allah ın gücü yetmesine rağmen her şeyi sebep-sonuç ilişkisine bağladığını söyleyerek dine bilimsellik katmak isteyen arkadaşlar var.

    Sorun bilimin geliştikçe dinlerin alanının daralması, metafizik ögelere dayanınca bilim çürütüyor, bilime dayanınca metafizik ögeler havada kalıyor. Olay bu.

    Alıntıları Göster
    Kışkırtmak için "sıkıştıkları zaman" demiş, çünkü tartışma devam etsin ister ateist. Tartışmanın sürekliliğinden beslenir. Ateistin amacı imana gelmek değildir. İnançsızlığın verdigi rahatsızlığın üzerini bu şekilde sürekli örtmektir. Sürekli sorup verilen hiçbir cevabi kabul etmeyip kısır döngüyü devam ettirmektir. Bir tür terapi uyguluyorlar.







    Bilim geliştikçe islamın alanı daralmaz. Bilim gelişmez sabit bir kavramdır, teknoloji gelişir. Teknoloji de insan hayatını kolaylaştırır. Bin yıl sonra tost makinası nasıl çalışırsa çalışsın yiyecekleri şey yine tost olacak. Sen ben yiyemeyeceğiz göremeyeceğiz. 100 yıl sonra şuan yaşayan 8 milyar kişi ölmüş olacak hehe.



    Bilimin birşeyi çürüttüğü yok. Mesele inanç meselesi. Okuduk iman ettik. Çok basit. Torlatmanız çok manasız.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 112600

    Ben en başta söyledim üstadım biri gelir, Kuranda yazıyor ama ol demiştir olmuştur der. Adam oturmuş araştırmış yazmış, siz de gelsenize o zaman, bir araştırmayla. Bence Nuhun gemisini aramasınlar, ol deyince olduran Tanrı, bütün hayvanları ve yiyecekleri kağıttan bir gemiye sığdırmıştır, sonra gemi erimiştir. Bak bu da mantıklı geldi bana.

    Hayır msülümanların oturup bir karar vermesi lazım, Allah ın ol deyince oldurmasından bir sebep-sonuç silsilesi mi anlayacağız, yoksa direk olmasını anlayacağız.
    Çünkü işlerine geldiği gibi cevap veriyorlar da. Sebep sonuç ilişkisine dayanıyorsa, yapılan araştırmaya karşı akılcı bir çalışma ile gelmeleri gerekiyor. Ancak Sunabilecekleri başka argüman yok.
    Haklısınız. Ortada cevapsız, saçma sapan bir döngüsellik var.

    Yalnız adam yukarıda "bilim gelişmez sabit bir kavramdır" yazmış. Hala gülüyorum




  • Bilim kavramının kendisini kastetmiştim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kuran'a aklını zakasını Allah'ın verdiği muhakeme yeteneğini kullanmadan bakanlara bir şey anlatmak mümkün değildir

    Kitapları ALLAH gönderdi diye inanırlar ama içeriğinin ALLAH ın büyüklüğü ile uyuşup uyuşmadığını düşünmezler

    Onlara öyle söylenmiş..

    Bir gün biri çıkmış ALLAH Beni elçi seçti demiş 1500 yıl evvel...
    ben gök yüzüne uçtum onunla konuştum demiş...
    emirlerini meleğini gönderip kulağıma fısıldıyor demiş...

    Ne gören var ne duyan.. sadece bir beyan.. hepsi bu..

    o zaman bile toplumun büyük kısmı inanmamış zaten..

    Cehennem ile azap ile korkutmuş... zayıflıklarından faydalanmış inananlara bol bol kadın helal kılmış ama bu arada kendisine sınırsız kadını helal kılmış akrabaları dahil

    6 yaşında kızla evlenmiş.. kimse ne oluyor ya diyememiş.. evlatlığının karısı kendi öz hala kızını eşinden ayırıp kendisine eş olarak almış bakmış millet laf ediyor ALLAH ı alet etmiş ayet geldi demiş.. artık sizde evlatlarınız karılarından boşanırsa gelinlerinizle evlenmeniz helal dir diye ağızlarına bal çalmış

    bu gün kutsal emanet gibi inanılan kitap ve emirlerin Muhammed tarafından yazıldığını daha o tarihlerde çocuk yaşta olan en gözde karısı Aişe bile biliyordu..

    Gelen bir ayet üzerine demişti ki;

    “Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum.”

    Yani AİŞE Muhammed e "senin Tanrın hep senin arzularını hemen yerine getiriyor demiştir.."

    Senin Tanrın!!!

    O bile kitaba inanmıyordu... zaten Muhammed öldükten sonra ALİ ile birbirlerine girdiler CEMEL olayı.. her iki taraftan toplam 15bin müslüman öldü...

    İslam öncesi putperestlerin yaptığı tüm ibadetler aynen islamiyette devam ediyor

    en bilinen putperestlikte devir alınan ritüel ise Hacer-i Esved taşına tapınma..
    tavaf esnasında kabenin köşesinde bulunan meteor taşını öpmek okşamak için birbirinin üzerine çıkan insanlar...

    Halifeliği döneminde Ömer b. Hattab, Kara Taş’ı öpme geleneğini sürdürmenin pek uygun olmadığı görüşündeydi; çünkü, henüz putperestlikten yeni kurtulmuş Arap toplumunun Kara Taş’a tapmayı Arap putperestliğinin bir kalıntısı bileceğinden ve muhtemelen eski zihniyete döneceğinden korkmaktaydı. O kadar ki, bir kez Hacer-i Esved’i öpüp okşadığı sırada şöyle demiştir:
    “Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve menfaati olmayan bir taş parcasısın! Eğer Resulullah’ın seni öpüp okşadığını görmeseydim, asla seni öpüp okşamazdim...


    Hani putperestlik kalkmıştı.. hani ALLAH a inanılıyordu?

    İslamiyet ALLAH a değil öncelikle Muhammed ve Kitaba inanmayı emreder.
    düşünmeden tartışmadan katıksız biat..

    Ben yukarıda Sadece ALLAH a inandığımı ama kitaplara inanmadığımı söylediğimde bir arkadaş bana seninkisi çarpık inanç demişti

    İşte islamiyet budur..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Semih72 -- 14 Mayıs 2018; 11:7:8 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    Haklısınız. Ortada cevapsız, saçma sapan bir döngüsellik var.

    Yalnız adam yukarıda "bilim gelişmez sabit bir kavramdır" yazmış. Hala gülüyorum

    Alıntıları Göster
    Sakin ola üstat biraz. Gene ban yemişsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MadDeveloper

    Kışkırtmak için "sıkıştıkları zaman" demiş, çünkü tartışma devam etsin ister ateist. Tartışmanın sürekliliğinden beslenir. Ateistin amacı imana gelmek değildir. İnançsızlığın verdigi rahatsızlığın üzerini bu şekilde sürekli örtmektir. Sürekli sorup verilen hiçbir cevabi kabul etmeyip kısır döngüyü devam ettirmektir. Bir tür terapi uyguluyorlar.







    Bilim geliştikçe islamın alanı daralmaz. Bilim gelişmez sabit bir kavramdır, teknoloji gelişir. Teknoloji de insan hayatını kolaylaştırır. Bin yıl sonra tost makinası nasıl çalışırsa çalışsın yiyecekleri şey yine tost olacak. Sen ben yiyemeyeceğiz göremeyeceğiz. 100 yıl sonra şuan yaşayan 8 milyar kişi ölmüş olacak hehe.



    Bilimin birşeyi çürüttüğü yok. Mesele inanç meselesi. Okuduk iman ettik. Çok basit. Torlatmanız çok manasız.

    Alıntıları Göster
    bilim gelişmez sabit bir kavramdır



    işkembedenmi yazıyon ,yoksam bizimlen eğleniyonmu aanamadım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.