Şimdi Ara

Nereden nereye!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
3
Favori
10.001
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
140 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Şimdi arkadaşlar konuyu açmadan hemen birkaç tablo paylaşayım;
    Nereden nereye!
    Nereden nereye!
    Nereden nereye!
    Nereden nereye!



    Bunların haricinde demokrasiye ve medyaya yapılan darbelerle ülkemiz haşmetli liderimiz RTE tarafından tek elleştirilmiştir.Medya tamamen yandaşlaşıp karartmalara ve sansürlemelere devam ediyor.Nasıl mı?Önceden devleti idare eden hükümetler ekonomik krizler baş gösterdiğinde devalüasyon,enflasyon canavarı,faiz,cari açık deyip bütçeyi yönetemediklerini üzerlerine alarak itiraf ederdi ve halk gayet bilinçli bir şekilde hükümet değişikliğine giderdi şimdilerde iste litaratürümüzden kalkmış olan üstteki kelimelerin yerine fırsatçılar,dış mihraklar,Türkiye düşmanları,vatan hainleri gibi son derece duygusal ve kıvrak bir dille oluşturulmuş yalanlar,medyayla birlikte cahil toplumumuza empoze ediliyor ve MALESEF karşılık buluyor dolayısıyla hırsız ve yalancı şahsiyetler bu kifayetsiz vatandaşlar sayesinde dürüst ve güçlü liderler olarak yeniden doğuyor.Peki bu arkadaşlar haklıysa üstteki tablolar neyi anlatmaktadır.Sorun şu ki bu tabloları acaba yorumlayabilirler mi? Acaba geçmişe dönük araştırma yapıp rakamlardaki oynamaları ve dünyadaki gelişen ülkelerdeki kalkınma trendlerini kendi ülkemize uyarlayabilirler mi? Şu an ekonomimizim nasıl olması gerektiği hakkında yorum yapabilirler mi? Amaaan anlasalar ne olur anlamasalar ne olur iş işten geçmiş ben hala arayış peşindeyim oyum akpye !
    Nereden nereye!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi justfaber6 -- 23 Ocak 2019; 20:25:33 >







  • Dünyanın ticaret parası dolar olduğu için El-Ezher'ciğim, DÜNYADA ihracat yapan hemen herkes dolarla ticaret yapıp, dolarla borçlanıp, dolarla kazanıp, borcunu dolarla ödediği için, ABD çok daha rahat bir şekilde borçlanabilir. Borçluluğu sorun teşkil eder ise, faizleri düşürebilir veya para basabilir.

    Bu tarz açıklamalar yaparken, dünyanın egemen kuvvetlerinden örnek vermemek doğru olur. Türkiye orta gelişmişlikte bir ülke. Süper güç de değil. Bölgesel bir güç. Dişimize uygun ülkelerle kıyaslamamız doğru olur. Meksika ile kıyaslanır mesela. Meksika'nın 115 milyon nüfusa 1.1 trilyon dolar ekonomisi var. 300 milyar dolar ihracatı, 297 milyar dolar ithalatı var. Ama buna karşın korkunç bir borçluluğu var. 518 milyar dolar. Ama cari açığı yok.

    Kötü örnek de var: Brezilya. 2 trilyon dolar ekonomiye, 1.6 trilyon dolar borcu var. 217 milyar dolar ihracat, 181 milyar dolar ithalatı var.

    Bizim 815 milyar dolar ekonomiye, 160 milyar dolar ihracat, 200 milyar dolar ithalatımız var. Dış borcumuz da 410 milyar dolar civarında. Cari açığımız var. Yıllardır var. Kapatamıyoruz.

    Borçlanma her zaman problem değildir. Çok haklısın. Borçlanmanın nerede yaşandığına bakmak lazım gelir. Üretici borçlanıyorsa mesela, bu iyi bir şeydir. Yatırım yapıyor demek. Üretecek. Borcunu ödeyecek. Bizde borçlanmaya bakıyoruz, borçluların %67'si tüketici kredisi ve kredi kartı borçluları... Özetle borcumuzun önemli bir kısmı tüketime gitmiş El-Ezher'ciğim... Buna ne diyeceğiz?

    Üretim yapamıyoruz El-Ezher kardeşim. Gerçekleri iyi görelim. Bu konuda particilik yapmanın anlamı yok. Çok daha iyisini yapabilecekti isek veya yapabileceksek, neden vasatı hedefleyelim? Hepbirlikte çalışalım, didinelim, doğru politikalarla üretim odaklı bir ekonomi geliştirme modeli kuralım. Yürüyüp gidelim. Önümüze bakmak için hatalarımızı, eksikliklerimizi iyi tespit etmemiz lazım. Hükümetimizi de, kim olursa olsun, doğru politikaları gütmesi için darlamamız lazım.

    Biz aile şirketi olarak yıllarca ürettik. İhracat yaptık. Sürekli tokat yedik El-Ezher'ciğim. Son durumda, biz fabrika arsamızı sattık. Borçlarımızı kapadık. Fabrikamızı kapıyoruz. 23 işçiyi işten çıkarıyoruz. Denedik, olmadı. Ama yılacak da değiliz. Ama ağzımız da yandı. Burada büyük üretim yapılmayacağını öğrenmiş olduk. Bundan sonra da oyunu ona göre oynayacağız.

    Bu arada, ben işletme mezunuyum. Üzerine Hacettepe'de finans master'ı yaptım. Ben ekonomiden çok anladığımı iddia etmiyorum. Ama bu ülkenin %99.8'inden daha iyi anladığımı söyleyebilirim. Bu alanda bilgisi beni fersah fersah katlayacak binlerce kişi, bilgisi benden bir hayli daha iyi olan belki 30.000 kişi vardır. Toplamı %0.02 ancak eder.

    Türkiye'nin yaşadığı bu süreci bir rollercoaster'a benzetiyorum. Çıkı çıkı çıkı, en tepeye çıkarıyor. Sonra serbest düşüş aşağı, sonra bayağı bir yukarı, sonra gene aşağı. Dön baba dönelim, aynı yere gelelim. Bindiğimiz yerden inelim. Türkiye'de yaşanan hakkında görüşüm budur. Bana koymaz El-Ezher'ciğim. Orta direğe koyar. Dar gelirliye koyar. Bu zaman kaybı ile milyonlarca insanın torununun geleceğinden çalıyoruz. Benim torunumun geleceğinden çalmıyoruz. O hayata 1-0 önde başlıyor... O yüzden siz bilirsiniz gene de, yanlışı söylemezsek yüreğimiz kurusun, seviyoruz ki söylüyoruz El-Ezher'ciğim. Bu güzel ülkenin, bu güzel ülkenin güzel insanlarının iyiliğini istiyoruz da söylüyoruz. Yoksa bulunduğumuz konumda gerçekleri söylemek çıkarıma değil. Aksine, benim aleyhime. Düşünsene, 400 dolara adam çalıştırıyorsun. Üstüne bir de kazancına göre cücük kadar bir maliyetle krallar gibi yaşıyorsun... Sana yetecek kazancı elde etmen çocuk oyuncağı... Kolay hayat yani. Ona rağmen konuşuyoruz, uyarıyoruz.

    Havyar ve şampanya ile...
    Durum böyle gitmez, lastik ne zaman patlayacak, üstelik stepne de sağlam değil. Bir defa kandırılabilirsiniz, bu kabullenilebilir, ancak defalarca kandırılırsanız, siz de bir sorun var demektir. Ekonomi şans değildir, ne kadar oynanırsa oynansın, gerçeğin üstünü örtemezsiniz. Halkın en az %70 fakirlik içinde, sosyal yardım ile karnı doyduğunda, elektrik, su, sağlık vb giderleri karşılandığında yaşadığını sanıyor. Bu durum yaşamaksa, fiziksel olarak yaşıyorsunuz, ama gözündeki perdeyi indirip, beynini çalıştırdığında, sürünerek boşluğa gittiğinin farkına varacaksın... Ben insan olarak ömrümün çoğunu bitirdim, kalan hayatımı ise, çocuğumun, eğer olursa torunlarımın acısını izleyek geçireceğim. Ne büyük acı...Dağ başında köyde, yırtık elbise, delik ayakkabı, yarı aç, yarı tok mide ile umudum vardı, oysa şimdi geleceğe dönük umudum yok...
    Canım çok sıkılıyor bu duruma. Seçimden hemen sonra değil ama haziran temmuz gibi gerçek korkutucu tablonun ortaya çıkacağını belirtiyor otoriteler. Körü körüne destelemek yerine biraz destekleyip biraz da eleştirmek lazım. ama dünya görüşü olmayan, 2 kitap okumamış, hatta kendi kutsal kitabını okumamış adama ülke ekonomisini, iyi niyeti, insanlığı vs anlatmaya çalışıyorsun..
    2002'den baslayalim...


    • Ak parti secimleri kazaninca Turkiye ucacak

    • Tayyip Erdogan basbakan secilince Turkiye ucacak

    • Ak parti mecliste cogunlugu kazaninca Turkiye ucacak

    • Referandum da anayasa kabul edilirse Turkiye ucacak

    • Tayyip Erdogan cumhurbaskani olursa Turkiye ucacak

    • Baskanlik sistemi gelirse Turkiye ucacak

    • Tayyip Erdogan baskan secilirse Turkiye ucacak

    • (17 yil sonra ekonomi iflas etmis, halk perisan olmus) 2023'te Turkiye ucacak...


    Senin gibi birinden alabilecegim hicbir cevap yok
    Bedduam ile...
  • Yararlı konu. Görmezden gelecek troller ama olsun.
  • her doğan bebek, borçlu doğuyor.
  • Onlar şimdi kitaba takmışlar kafayı, gelmezler buraya.
    Hoş sanki geliyorlardı da önceden.
  • Yukarı çıksın konu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • #15YearChallenge




    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yol yaptı köprü yaptı daha ne olsun, at arabasıyla o güzelim yolları kullanacağız

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İktisatdan anlamayanlar gelmişler



    Dış borcun yükseliyor olması,ekonominin geliştiğine işarettir



    Gelişmekte olan bir ülkelerde bu hep böyledir



    ABD dış borcu en fazla ülkedir



    Dua ile

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Amerika Dolar basma ile kendi kıçını kurtarma şansı var. Neden Amerika ile mukayese ediyorsun ki.
    ÜStelik dünyanın en büyük üreticilerindendir hem de katma değperli ürünler üretir.

    Sen ise üretmeden tüketime dayalı ithalat ile dış ticaretini açık pozisyonda tutuyorsun.
    Üstelik ihracatının ciddi bir kısmının girdisi ithal ürün (hammadde, yarı mamul vs.)

    Savunulucak birşey yok, evet ülkede gelir oranı ciddi artış gösterdi ama bu tabana yayılmadı.
    Adil dağılımlı gelir oranı olsa dediğin birnebze kabul edilebilir ama ranta dayalı gelir olunca ve bu üst
    gelir grubunda dağılınca, malesef çanlar böyle çalar işte.
  • realgs kullanıcısına yanıt
    adam üfürmeyle ekonomiyi düzeltirim diyor

    selam ve dua ile
  • Birilerinin aklıbaşına gelince. Bu hale gelMEMEMEliydik deyişini duyargibi oluyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Keşke ülkemizdeki insanların yarısı sadece yarısı senin araştırıdıgın gibi araştırıcı ve her deneni kemiksiz yutmasa güzel konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gayet başarılı oranlar ama bu ülke de 129 milyar dolar borç iken 280 milyar dolar kasaya sahipken bugün 458 milyar dolar borç varken kasanın 863 milyar dolar olduğunu düşünerek yola çıkamıyorsa millet o muhalefet kesime çok şey anlatmaya gerek yok. Şunu aklınıza yazın kendi evinize bakın 3000 tl maaş alan biri kendine 3000 tl ye göre borç açar 10000 tl maaşı olan adamında 10000 tl ye göre borcu olur ne arkadaşlarım var 6 7 k maaş alıyor her ay sonu 1 k kenara zor atıyorum diyor çünkü ona göre poposuna güveniyor. Misal Astra j kasaya biniyor ama başka bir arkadaşımda 3 k maaş alıyor doblo bakıyor ve alıyor kendine. Gelire göre gider olur aldığın maaşın bir önemi yok 10000 tl maaş alan insanda istanbul 'da dap mış nida mıymış fuzul yapı imiş gibi yapılardan evler bakarlar. O yüzden bir kesimin anlayamacağı şeyler bunlar anlasalar idi bugün ülkeyi onlar yönetiyor olurlardı. :) Batırmazlardı. :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ComradeMRX

    her doğan bebek, borçlu doğuyor.
    son çocuğum 28bin dolar borç ile doğdu. Şimdi mesele şu bu 28 bin dolar bende olmadığına göre kimde?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Durum böyle gitmez, lastik ne zaman patlayacak, üstelik stepne de sağlam değil. Bir defa kandırılabilirsiniz, bu kabullenilebilir, ancak defalarca kandırılırsanız, siz de bir sorun var demektir. Ekonomi şans değildir, ne kadar oynanırsa oynansın, gerçeğin üstünü örtemezsiniz. Halkın en az %70 fakirlik içinde, sosyal yardım ile karnı doyduğunda, elektrik, su, sağlık vb giderleri karşılandığında yaşadığını sanıyor. Bu durum yaşamaksa, fiziksel olarak yaşıyorsunuz, ama gözündeki perdeyi indirip, beynini çalıştırdığında, sürünerek boşluğa gittiğinin farkına varacaksın... Ben insan olarak ömrümün çoğunu bitirdim, kalan hayatımı ise, çocuğumun, eğer olursa torunlarımın acısını izleyek geçireceğim. Ne büyük acı...Dağ başında köyde, yırtık elbise, delik ayakkabı, yarı aç, yarı tok mide ile umudum vardı, oysa şimdi geleceğe dönük umudum yok...
  • Mesajım bulunsun

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Er

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • TSuNaMi_ kullanıcısına yanıt
    Onu anlamak için 4 tane çocuk yapmayın da hocam.
  • Kaynak isteyen olursa ;https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?/evds/serieMarket verebilirsin, konuyu açan.

    Bu aktroller'e göre her şey günlük gülistanlık ama bizim de içinde olduğumuz gemi batıyor.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.