Nedir Bu Türk Gençliğinin Çektiği (4. sayfa)

Batıranlar kazandığının hepsinin kendisinin olduğunu zannedenler. Onun bir kısmı gider ,bir kısmı vergi, bir kısmı ensaftan vadeli aldığın mal bedeli. Bunların düşünce sana kalan senin kazancındır. Esnafa, vergi dairesine, bankalara borç takıyor. Adamın sağa sola 500.000 borcu var. Ama takılmasına bakarsan sanki 500.000 borç vermiş gibi. Peşin satan esnaf gibi. Halbuki senin benim paramı ödemiyor. Benim paramla keyif çatıyor. Kul hakkı yemek budur işte. Bana ödemediği borç, sanki kendine benim üzerimden kredilendirmiş gibi. Faizsiz kredi. Öyle arkadaşlar çok. Bana bir dünya borcu var. Yemeğe çıkıyoruz hesabı o ödemeye kalkıyor. Şov kısmında. Ulan senin zaten bana borcun var. Neyin şovunu yapıyorsun. Dürüst, borcuna sadık esnaf bulmak zor. Herkes birbirini dolandırıyor. İnstagramdaki yaşamına baksan trilyoner zannedersin. Halbuki milyon borcu vardır.

Vergi artışları bazen ters teper. Vergi gelirim artacak derken tam tersi düşer. Vatandaş alımı keser. Alış-veriş biterse bereket biter. Ekonominin çarkları dönmez. Enayi olmayan bu vergilerden araç falan almayın. Arz talep meselesi bu. Talep etmezsen. Seve seve o vergiler düşürülür. Halk kendindeki gücü göremiyor. Almayın kardeşim. Bekleyin. Enayi gibi para kaptırmayın. Zaten vergiler çarçur ediliyor. Geçmediğimiz köprüden işletenlere para ödüyoruz. Gitmediğimiz şehir hastanelerine para ödüyoruz.

hocam öyleleri bekarsa nefsine söz geçiremiyor, hızlı para uğruna, kul hakkı falan tanımıyor, hızlı ve haram para peşinde.. evliyse de karısına söz geçiremiyor, hayır diyemiyor, bu sefer de abuk sabuk işler peşine düşüyor... işin de helali, evliliğin de helali lazım... olmadı işsizliğin de helali bekarlığın da helali.. şu anda benim keyfim tıkırında mı değil mi o mu önemli yoksa bu keyif helal mi haram mı o mu önemli kimsenin umurunda değil çünkü iradeyi kaptırmışız bi kere, göz kaymış, sonra tüm varlık kaymış, ölüm varmış yokmuş, hiç....

Zamanında söyledik boşuna üniversite okuyorsunuz size bir şey katmayacak diye, millet konuyu dalgaya aldı şimdi yavaş yavaş anlamaya başlıyorlar. Bu ülkede aileden maddi anlamda durumunuz iyi değilse işiniz yaş. Türkiye'de sizin yaşayacağınız hayat, ailenizin size sunabildiği kadarıdır gerisi istisnadır bu kadar net.

Dışarıda maaşla çalışan insan görünce artık üzülüyorum. Bakış açım bayağı değişti hayata ve insana yönelik. Kendi işinizi gücünüzü kurmaya odaklanmanızı tavsiye ederim.

Açlık sınırının asgari ücretten yüksek olduğu yerde size bol şans. Ayrıca ülkenin %50 gibi bir oranı bu fiyata çalışıyor. kalan %40 memur kesim diyelim geriye kalan %10'da işi iyi olan zengin kesim.

O zaman her seçimde aynı adamları seçip durmayacaksınız. Eğer seçiliyorlarsa Stockholm sendromu var demektir. Ya bu ülkeyi değiştireceksiniz. Ya da ülkeyi terk edeceksiniz. Zor olan ülkeyi değiştirmek. Bu ülkenin bu halinden birey birey herkes suçlu. Herkes ilk önce bir kendisine baksın. Sen nesin ki seni yönetenler ne olsun. Halkı ne ki yönetenleri ne olsun. Bu milletten bu çıkıyor işte. Mal bu. Millet vekilleri, bakanlar, cumhurbaşkanları bu milletten çıkıyor. Demek ki millette iş yok. Kalite düşük. Eğitimsiz, yobaz, medeniyetten, uygarlıktan nasibini alamamış, öfkeli, egosit, ahlaksız, vicdansız bir toplum olduk.

Toplumsal sorunlara, bireysel çözüm üretme şansınız yok. Bu yüzden benim bu ülkeden umudum da yok.