Şimdi Ara

Natüralist Evrim vs Teistik Evrim

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
92
Cevap
2
Favori
2.138
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Natüralizm, doğanın kendi kendine yettiğini doğada bir bilinç olmadığını savunan, doğaüstü şeylerin varolmadığını savunan akımdır. Natüralist evrim bu tanımdan çıkarılabilir. Teistik evrim ise bilinçli bir varlığın yani tanrı'nın canlıları evrim ile yarattığını savunur. Bu iki görüşün felsefi açıdan pek çok tartışıldığı konu var. Ben bu konuda natüralist evrimin olasılıksal olarak teistik evrimden daha yüksek bir ihtimali olduğunu savunacağım.

    Tanrı, mutlak kudretli olduğu için canlıları birçok şekilde yaratabilir. Mesela canlılar bir anda yaratılabilir veya farklı zamanlarda farklı canlılar yaratabilirdi. Natüralizmin elindeki tek açıklama ise evrim teorisidir. Bu argümanı basit bir analoji ile açıklayayım: Siz bir aşçıcısız ve iki çocuğunuz olsun. Evinizde üç çeşit yemek var. Birinci çocuk sadece birinci yemeği seviyor, ikinci çocuğunuz ise üç çeşit yemeği de seviyor, eve geldiğinizde sadece birinci yemeğin yenmiş olduğunu görüyorsunuz. Büyük bir ihtimalle yemeği birinci çocuğunuzun yemesi ihtimalini daha tutarlı bulurdunuz. Burada natüralizm ilk çocuğa teizm ise ikinci çocuğa benzemektedir. Bu argüman natüralist evrimin olasılığını arttırmakta fakat; bize kesinlik vermediği de görülebilen bir şey.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 15 Şubat 2019; 21:9:16 >







  • türeyen ebeveyn şunu yapar. ya kendilerini evlat edinmişlerdir ya da kendilerini haşr etmişlerdir diyelim. esasen ölmek için yeniden doğmuş olduklarını da unutmayalım.

    şimdi 2 boyutlu bir kabule 3. boyutu eklemek istersek ortaya çıkan sonuç bakımından ister haşr ister evlat edinme olsun 3. hal ilk iki hali soyut varlıklara çevirirdi.

    .................

    ben varım ve ne kendimi haşr ettim ne de evlat edindim demek istiyorum. şimdi biriniz dedi ki abi sık kafana sen de kurtul biz de. ancak mesela o kadar basit değil. zira ben varlığıma rağmen olmadığımı ispatla mükellefim.

    ne yaparım? benim dnasal kodumda eril olan salt erilin sonucudur dişil olan erkek çocuk getiremez yazıyor. ben kendimi haşr etmediğimi ya da evlat etmediğimi anlatmak için şunu yapmak zorundayım ki bunu varlık aleminde gösterebileyim.

    ....................

    bi adınla türemeye girip erkek çocuk doğurmasını sağlayıp(teori) sonrada o çocuğun ben olduğumu gösterip(ispat) sonradan o erili öldürüp(3. boyut) ne haşr oldum ne de kendimi evlat edindim diyebilirim.

    bir şeyi 3. boyut ile anmak durumunda kalmışsanız kafama sıkar giderim diyebilmek için ilk iki boyutu da ortadan kaldırmanız gerekir. zira 3. boyut esasında teoremimiz gereği zaten yoktur. benim ölebilemem için doğmam gerekirdi ve zaten ben ölmek için geldim demekteyim.

    .........................

    mesela hz.muhammmed aleyhisselam vardı ve fakat ne olmuş olabilir ki bu zat ben esasen gelmedim demiş olsun?

    3 erkek çocuğu vardı ve bunlar vefat ettiğinde kesinlik taşıyan şey bakımından erkek evlat muhakkak ki erkeğin sonucudur denen sureti beyanla yaşam sayfasından çekildi. yani hz. muhammed aleyhisselam eril çocuğu dünyaya getirme ile kendisinin anne ve babasının doğumu olduğunu, kendisinin ne haşr edildiğini ne de evlat edinildiğini!!!! ve kendisinin de kendisini haşr etmediğini ( 3 erilin vefatı) beyan etmiş oldu.

    ...........................

    kutsal kitaplardaki ruh ya da sonradan gelecek evlat mentalindeki bu tavırların anlaşılması zordur. bu hesaplamalar için dna nın bilgisine vakıf olmak gerekir. 2000 yıl önce bir mendel yoktu. ancak onun hesaplamaları kitapta mevcuda benziyor.


    ...........................

    iki şeye eşit mesafede olanla iki şeyi eşit mesafeye dağıtan arasında 0 başlangıcı kadar mesafe ya da zaman farkı vardır ve bu başlangıç yoktan var edilme anıdır. bu açıdan -1 +1 denen süreçte bir şey iki eşiti oluşturmadığı bir şeyi iki eşit mesafeye saçtığı ya da dağıttığı ölçüde başlangıçtır ve esasen bu nokta yaratılışında başıdır.

    .............................

    evrim konusunda insanın dnasal benzerlikleri ile varılmaya çalışılan sonuçlar bence makul değildir. burada önemli olan varlığın eşit uzaklığına saçılmış olan şeyle toplamımız denen suret olmalıdır. ben primatla toplandığımda 0 denen başlangıcı verebilmeliyim ki buna esasen anti madde denmiş.

    ve fakat işin özünden anladığım şu. bir şey bizi ortadan ikiye bölmüş ve dünya denen yerde diğer yarımız denen şeyle karşılaşmaktayız. buna dna sarmalı denebilir ancak durum biraz farklı. bizim tanımlayamadığımız ve adına evlat dediğimiz şey bizi tam ortamızdan ikiye bölmüş ve sonra kural gereği yakmış olması gerekiyordu.

    yalnız bir nedenden ötürü ortadan ikiye bölündükten sonra bu şey bir başka şeyle ( kadın ve erilin iki parçası gibi düşünün) birleştirilip mitokondri vasıtasıyla yakılmışa benziyor. işte bu durum esnasında erilin içine kadın denen özne de kaynaklanmış gibime geliyor.

    .............................

    sonra da kadın denen nesne yaratılınca tanım denen illet başa bela açmış. erkeğe baktığınızda bu kadın değil demek zorundasınız. tanım kadın denen esasında hiç bir zaman yaratılmamış şeye göredir. bu halde kadın diye tabir ettiğimiz şeyin de esasen erkek çocuğu olması gerekir.

    yani eril denen şey kadın değildir ancak annedir, kadın denen şey zaten kadın olamaz ancak erkek çocuğudur. yaratılışın bu halinde anne ve eril evlat denen tabir ortaya çıkmışa benziyor.

    .....................................

    olayın özünde eril için bu kadın değil derseniz xy ancak dişile bu kadın olamaz derseniz yy demeniz gerekir iken biyoloji kadına xx demektedir.

    benim natural evrimden anladığım şey yaratıcının inkarı değil yaratılışın oluşmaması adına bir talep olduğu yönünde. varlığın ilk anındaki hal yaratıcıyı inkar etmiyor ancak yaratılışı da kabul etmemekte. işte bu hal evrim denen sürece neden oluyor savını ileri sürebiliriz. yani evrim aslında yy olan dişilin her xx gözüktüğü halde mevcuda gelir denebilir.

    .......................................

    yaratıcının insanımsı denen şeyi yaratması her bir 0 noktası adına mümkün değil. yaratıcı asla insanı yaratmış olamaz zira ol denen başlangıcı bilebilir halde iken bir türlü olamayan bir şey var. bu da her xx aslında neden yy olmuyor.

    karışık bir konu bende biyolojiden anlamam esasen. anladığım kadarı ile kadın denen nesnenin aslı olan şeyi görebilme adına genlerinde eksik olan kısımların doldurulması gerekiyor ki bana göre evrim denen süreç varsa bu eksikliği doldurmak için var. kafam karıştı biraz kusura bakmayın.




  • 3.cu ruh hastasida geldi.

    4.cusu az sonra yazacak..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çöp konu. Buradan çıkacak sonuç da çöp.

    Bilim olmadan yapılan felsefe çöptür

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • avcılarınavcısı kullanıcısına yanıt
  • hocam 140 milyon yıllık kaplumbağa, 10 milyon yıllık penguen kafatası fosili var, neyin naturalizmi?
    natürlizm ateizm falan bitti hocam çöktü sene 2019..
    yeni ateistler, klasik ateistler falan sen söylüyorsun, bugün yeni ateist yarın "yepyeni ateist" yani Allah olabilir diyen ateistler olacak.
  • Örneğimizde rasulullahın doğmadığını gördük dersek mesela ehli beyti denen kavramın oluşması durumu da tartışılabilir halde olur.

    İslam dünyasının hali de bi nebze anlaşılır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Rasulullahı aleyhisselam anlamak denen şey önemli. Bu zatla sohbet yapmış olabilir miyiz? Evrimci olarak mümkün.

    Peki inanan olarak yaptık mı?

    Bu sorular din ve onun peşinden gidenlerin hallerinin (başka olsa bulurdum herhalde) tek açıklaması olabilir.

    ........

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Evrimsel biyolojiye giriş yap derim sana bilimde evrime dair kuşku yok. Dediğin şeyler ise Adnan Oktar iddiaları sadece. Ateizm çöktü mü? Din felsefesi alanında teizme rakip olan en iyi görüş ateizm. Yeni ateizm ve klasik ateizm tanrı konusunda bir fark yaratmıyor ki. Sadece biri dine saldırgan biri anlayışlı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 16 Şubat 2019; 0:24:55 >
  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Dalga mı geçiyorsun?Philpapers anketine göre felsefeciler arasında ateizm oranı %72.8 o beklediğin türden bir ateistlerin çıkma olasılığı çok düşük.Hassas ayar argümanı gibi(bence en güçlü argüman)bir argümanı bile başarısız buluyorlar.O yüzden dediğiniz çok zor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Physic000 -- 16 Şubat 2019; 0:29:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Evrimsel biyolojiye giriş yap derim sana bilimde evrime dair kuşku yok. Dediğin şeyler ise Adnan Oktar iddiaları sadece. Ateizm çöktü mü? Din felsefesi alanında teizme rakip olan en iyi görüş ateizm. Yeni ateizm ve klasik ateizm tanrı konusunda bir fark yaratmıyor ki. Sadece biri dine saldırgan biri anlayışlı.
    milyonlarca canlı var hepsinin evrimi açıklanamıyor, mesela kör saatçi'yi okudunuz mu dawkins'in?

    ateizm elbette çöktü, bigbang madde zaman her zaman vardı diyen ateizmi bitirdi daha neyin inadı?
    yeni ateizm klasik ateizm, biri saldırgan biri anlayışlı, yarın da yepyeni ateist çıkacak Allah olabilir diyecek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mr.jk -- 16 Şubat 2019; 0:35:38 >
  • Physic000 P kullanıcısına yanıt
    Din felsefi alanında teistler %72.8 civarı ateistler %19 evrensel filozoflar arasında ateizm oranı yüksek karıştırdın sanırım.
  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Ateizm her zaman madde vardı demiyor daha doğrusu her ateist demiyor evrenin başlangıcı konusu kesin değil şu an. Her şeyden önce başlangıçlı olmanın Tanrı'yı gerektirdiği aslında bu alıntıdaki kadar açık bir şey değil. Sanırım Marx demiş buna benzer bir şeyi ama onun zamanının materyalizm algısıyla şimdiki arasında dağlar kadar fark var. Benzer şekilde evrenin başlangıçsız olması da tek başına Tanrı'nın varlığını çürütecek bir şey değil. Hatta Orta Çağ'da ve Antik Çağ'da evrenin başlangıçsız olduğunu düşünüp yine de Tanrı'ya inanan bir sürü filozof var.

    Big Bang tek başına başlangıç var mı yok mu bir şey demez. Sadece evrenimizin evriminin tek bir noktadan başladığını belirtir. Başlangıcı göstermek için Big Bang'den "öncesiyle" ilgili bir kurama başvurmak lazım. Böyle bazı kuramlara göre başlangıç, bazılarına göreyse değil. Ama varsayalım ki zamanın başlangıcı var, zamansız Tanrı ile ilgili eleştirilerin çoğu buna dayanmıyor ki? En yaygın eleştiri zamansız bir Tanrı'nın evrenle nasıl etkileşime geçeceği, hatta evreni nasıl yaratabileceği ile ilgilidir. Bunlardan ikincisi bırak zamanın başlangıcı olmasıyla çürümeyi, zamanın başlangıcı olmasını gerektiren bir eleştiri sayılır.




  • bu teistlik ateistlik takım tutar gibi bir olaya dönüşmüş durumda, bunun felsefecisi de aynı filozofu da aynı bilimdamı da aynı..bunlar da senin benim gibi insan, burdaki ateist adam einstein olsa da ateistliği savunacak, burdaki teist adam einstein olsa da teistliği savunacak..en büyük beşiktaş en büyük fener demekten farklı bir durumda değil bu durum.

    o yüzden o oranlar hiçbişey ifade etmiyor.
  • Biliyorum arkdaşın yazdığına göre dedim ben

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Oran tabii ki tek başına ateizmin doğru olduğunu göstermez fakat "büyük patlama var o yüzden tanrı var eheheh"gibi basit değil bu konular

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Ateizm her zaman madde vardı demiyor daha doğrusu her ateist demiyor evrenin başlangıcı konusu kesin değil şu an. Her şeyden önce başlangıçlı olmanın Tanrı'yı gerektirdiği aslında bu alıntıdaki kadar açık bir şey değil. Sanırım Marx demiş buna benzer bir şeyi ama onun zamanının materyalizm algısıyla şimdiki arasında dağlar kadar fark var. Benzer şekilde evrenin başlangıçsız olması da tek başına Tanrı'nın varlığını çürütecek bir şey değil. Hatta Orta Çağ'da ve Antik Çağ'da evrenin başlangıçsız olduğunu düşünüp yine de Tanrı'ya inanan bir sürü filozof var.

    Big Bang tek başına başlangıç var mı yok mu bir şey demez. Sadece evrenimizin evriminin tek bir noktadan başladığını belirtir. Başlangıcı göstermek için Big Bang'den "öncesiyle" ilgili bir kurama başvurmak lazım. Böyle bazı kuramlara göre başlangıç, bazılarına göreyse değil. Ama varsayalım ki zamanın başlangıcı var, zamansız Tanrı ile ilgili eleştirilerin çoğu buna dayanmıyor ki? En yaygın eleştiri zamansız bir Tanrı'nın evrenle nasıl etkileşime geçeceği, hatta evreni nasıl yaratabileceği ile ilgilidir. Bunlardan ikincisi bırak zamanın başlangıcı olmasıyla çürümeyi, zamanın başlangıcı olmasını gerektiren bir eleştiri sayılır.
    ben size dawkins'in kör saatçi kitabını okudunuz mu diye sordum, çok şey yazmışsınız ama bunun cevabını unuttunuz herhalde.

    kör saatçi'de gözün evrimi insana hayal ettirerek anlatıyor dawkins efendi, neden? çünkü evrime göre gözün nasıl oluştuğuna ilişkin bir cevap yok, hayal ettiriyor insana, böyle bir anlatımın neyine inanıyorsunuz? bu nasıl evrim, bu evrim değil bildiğin masal.

    ayrıca ateşböceğinin neden ışık çıkarttığını anlatmış, o da aynı..efendim düşmanlarına karşı ışık çıkartmış, al sana evrim..

    ateizme gelince..

    bir defa ateizmin madde her zaman vardı demesi gerekir, neden, çünkü eğer madde her zaman yoksa sonradan oluştuysa bunun mutlaka bir Yaratıcıyı refer etmesi gerekiyor..madde her zaman yok..ee o zaman maddeyi kim yarattı? sorusunu doğurur buna da ateizm denmez.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Physic000

    Oran tabii ki tek başına ateizmin doğru olduğunu göstermez fakat "büyük patlama var o yüzden tanrı var eheheh"gibi basit değil bu konular
    neden basit değilmiş?
    iki tarafın da iddası ortada..madde zaman yoktu, bigbang ile ortaya çıktı.
    hani nerde kaldı ateizm? ortada bir yaratılmışlık var mı var, kim yarattı maddeyi zamanı o halde?
  • kör saatçi eski bir kitaptır, bu kitap için eleştiri de şöyle;
    efendim eski bir kitap olduğu için gözün evrimi o zamanlar bilinmiyormuş..ee o zaman dawkins efendi bilinmeyen bir evrime nasıl inanmış?

    ben ne demiştim, bir insan bilimdamı da olsa, filozof da olsa, bakkal da olsa inanç konusunda herkes fanatik futbol taraftarı kimliğine bürünüyor, işte böyle adamın sıfatı bilimadamı ama o tarihlerde açıklanmamış bir organın evrimine kendine ve okuyucularına masal anlatarak inandırmaya çalışıyor, tam bir şizofrenlik belirtisi.

    şimdi ben bu adamın nesine inanacağım söyleyin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mr.jk -- 16 Şubat 2019; 1:5:26 >
  • İnanmayacaksın ingilizce bilmiyorsan öğrenip birincil kaynaklara bakacaksın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.