Şimdi Ara

NATO mu Avrasya mı? Türkiye Hangisinde Olmalı (anket)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
350
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1

NATO mu Avrasya mı? Türkiye Hangisinde Olmalı (anket)


(En Son Oy Tarihi: 26.6.2020)
Giriş
Mesaj
  • Bence kesinlikle nato

    Kendi insanina duzgun davranmayan rusya cin kuzey kore iran venezuela suriye gibi ülkeler pislik çukurudur

    Nato emperyal kan emici bir olusumda olsa en azindan özde olmasa da sozde insan haklari var

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >



  • Nato’da olmasaydik bi tarafimizi coktan kesmislerdi be Kamil

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Leipold

    Nato’da olmasaydik bi tarafimizi coktan kesmislerdi be Kamil
    Keserler kamil hepimizi keserler

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hiçbirisi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Up

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Putin akıllı adam Nato'nun sözde kaldığını sadece maddi ambargo yediklerini gördü Gürcistan müdahalesinden beri Ukrayna, Suriye şimdi de Libya da boy gösteriyor. Türkiye ile ilişkilerini sıcak tutuyor. Suriye de olanlardan sonra bizde kendi göbeğimizi kendimiz keseceğimizi gördük. Nato'nun güney kanadından çok kuzey kanadına yöneldiği görülebilir. Trump boşuna demiyor Nato da bütün yükü çektiklerini. Nato içinde ki ab kanadı çok büyük oranda avrupa ile ilgileniyor, diğer yerlerde ne oluyor pek umurlarında değil. Bizde bunların güneyini koruyoruz işte, tek başımıza, kısmende abd. Nato'nun yeni bir yapılanmaya gitmesi lazım. Ab ülkeleri oturmaktan popoları büyüdü, toplantı yapmaktan dizleri nasır bağladı. Çin hareketleniyor abd dışında umursayan yok. Bizde şimdi yeri geldi mi Nato kozu yeri geldi mi Rusya kozunu oynuyoruz. Son 10 yılda ki süreç Rusyaya yakınlaşmamıza neden oldu. Bir nevi oraya doğru itildik, Çin ile ticari ilişkileri geliştiriyoruz oraya doğru da itiliyoruz. Rusya ve Çin de güven veren ülkeler değil. Her ikisi taraf içinde önemliyiz. Bizi yanına alan bu coğrafya da 1-0 önde başlar. Tarafsız olmak taraf olmak, orta yolu bulmak bunlar o gün ve şartlarda değişkenlik gösterecek durumlar.





  • Nato'nun içinde kalmaya devam etmeliyiz. Ama:


    1- Milli menfaatlerimize aykırı durumları, politikaları, gizli politikaları(Nato çerçevesinde oluşturulan) asla kabul etmemeliyiz.

    2- Rusya ve Çin ile çıkarlarımız doğrultusunda ilişkiler geliştirmeliyiz. Kucaklarına da oturmamalıyız, ABD istedi diye uçaklarını indirip papaz da olmamalıyız.

    3- Türk kökenli devletlerin ekonomik, kültürel, sportif, bilimsel işbirliklerini süratle artırmalı, bir nevi AB'ye yakın bir İşbirliği Örgütü oluşturmalıyız.

    4-İçinde yaşayan halkta Türk kökenli soydaşlarımızın olduğu ülkelerdeki bu soydaşlarımızla etkileşimimizi artırıp, onaları daha etkin hale getirmeliyiz.(İran-Irak-Suriye-Bulgaristan-eski Yugoslav ülkeleri, Libya, Mısır ve Mağrip ülkeleri)

    5- Osmanlı Coğrafyasında ve etkisinde olan ülkelerin halklarından bize sempati duyan ciddi kesimler var. Bunları örgütlemeli ve kültrel propaganda ile(diziler, filmler, müzik, spor vs) saha da genişletmeliyiz.

    6- Somali, Venezüella örneklerinde olduğu gibi başka kıtalardaki ülkelerle iyi ve gelişmiş ilişkiler kurup, uzaklarda kendimize etki bölgeleri yaratmalıyız.

    7- Karadenize kıyısı olan ülkelerin işbirliğini artırmalıyız. Evet böyle bir örgüt var ama daha etkin olması için ön ayak olmalıyız.

    8- Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin insanlarıyla(Yunanistan dahil Fransa Hariç) bir şekilde benzer kültürel yapılarımız, yakınlıklarımız var. Akdeniz İşbirliğ Örgütü kurulması için ön ayak olup, bunu da global ama özellikle Akdeniz Bölgesi'deki sorunlarda işlevsel kılmalıyız.

    9- İslam İşbirliği Örgütü'nde daha aktif olmalıyız.

    10- Pakistan, Afganistan, Bngladeş, Hindistan'ın içindeki müslüman toplum gibi tarih boyunca yürekleri bizle atan devletler ve Japonya, Güney Kore, Avusturalya, Yeni Zelanda, Endonezya, Malezya gibi farklı ve çeşitli sebeplerle karşılıklı sempatinin olduğu ülkelerle çok iyi ikili ilişkiler kurup bu ilişkileri sürekli geliştirmeliyiz.

    Hepsini bir arada ve eksiksiz yapabilmek imkansız mı? Hayır. Zor mu? Hem de çok zor. Ama dış politika da bir hedef koyma, sabretme, yönetme, etkin olma, uzlaşı sanatıdır. Bütün bu maddeleri yapabilmenin ilk ve temel şartı " güçlü ülke" olmaktır. Ordun, savunman, teknolojin, eğitimin, ekonomin, kültürün güçlü olmalıdır ki bu etkinlikte olasın. Bu mevcut iktidarla mümkün mü? Bence hayır. Ama son 5 senede dış politikada yapılan birçok doğru işler olduğunun da hakkını teslim edip, takdir etmek gerekir. Nasıl ki Suriye konusunun ilk yıllarında herşey berbat yönetilince haklı olarak giydirdiysek, şimdi yazı uzamasın diye girmeyeceğim bir çok konuda da son yıllarda başarılı işler yapıldı dış politikada. Ben bunu biraz da 15 Temmuz olayından sonra devreye derin devlet aklının girmesi ve RTE'nin pabucun pahalaı olduğunu anlayınca onların yörüngesine otumasıyla açıklıyorum. Çünkü dış politikamız 15 temmuz öncesi ve sonrası geceyle gündüz gibi farklı.





  • Mosmanlı gelecek moruq ümmet birliği ile natoyu ve avrasyayı paramparça edeceğiz. Türkiye suriye afganistan libya birliği ile dünya önümüzde diz çökecek

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.