|
Bildirim
Oturup kalkıp Space X/Musk'a dua etsinler Boeing rezaletini herkes gördü Space X olmasa Rusların kapısında yatıp kalkmaya devam ederler.
|
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lterlemez -- 10 Haziran 2025; 11:30:31 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serdarcenk -- 10 Haziran 2025; 11:50:01 > |
ABD aşırı kapitalist, aşırı derecede özel sektör sermayesi odaklı bir ülke, onlarda özel sektör dominasyonunun ama özellikle havacılık, uzay gibi elit sektörlerde monopol veya oligopol büyük sermayedar şeklinde özel sektör dominasyonunun en aşırı boyutlarından birisi var (o sebeple pek çok gözlemci kendisi zaten yozlaşık iş adamı Trump'ın başkanlığıyla da beraber ABD'yi artık tam teşekküllü plütokrasi, şirketokrasi, zenginler oligarşisi olarak niteliyor). Kısaca özelleştirmenin ölçeğini ve etkilerini değerlendirirken bunu da göz önüne almak gerek. Hatta ABD'yi otokrasiye kaymakla niteleyenlerin esas vurgulaması gereken nokta Amerika'daki faşizanlaşma ve iktidardaki aşırı sağın oradaki gerçek yönetim şekli olan plütokrasiye paravan yapıldığı. ABD'deki politik baskılar ve karmaşalar oradaki zenginler rejimi ve zenginlerin kavgasını perdeliyor. O sebeple orada kasten kutuplaşma ve otoriteryenizm pompalanıyor; bir dikkat dağıtıcı (distraction) ve tehditkar aşırılıkları su yüzüne çıkarıcı ve absorbe edici olarak. ABD'nin plütokrasiye evrilmesi esasında şaşırtıcı değil. Kültürüne, geleneklerine, tarihine uyuyor. Ancak ABD'nin Avrupalı bir tarafı da var: Sosyal, devrimci, hakikatçi, ilerlemeci. Oradaki zenginlerin ve onlarla sarmaş dolaş politik elitlerin müesses nizamının unsurları bunların akışını - plütokratik mevcut rejimin siyasi ve sosyal akımlarla çökmesini önlemek için - yönlendirme derdindeler. Aksi takdirde ABD - özellikle Çin'in de meydan okumasıyla beraber - mevcut düzenin büyüklerinin aleyhinde metamorfoza uğrar (bir yandan da ABD'nin Çin ile mücadele edebilmesi için militarizm ve sert güç odaklı plütokrasisini kıran böyle bir değişim yaşaması gerektiğini, aksi takdirde hegemonyasına karşı yükselen Çin ve çok kutuplu dünya karşısında şansı olmadığını düşünüyorum). Dediklerimi toparlarsam, bağlı olduğu ve karşılıklı etkileşerek beraber işlediği küresel bağlam kadar spesifik/yerel bağlam okumasının da çok önemli olduğunu düşünüyorum: ABD ile ilgili bir mesele hakkında yorum yapılacaksa ABD'yi tanımak gerek. Bu Çin, Avrupa, Rusya, Türkiye vb için de aynen geçerli. Her ülkenin, mekanın, bloğun özgün bir bağlamı ve kendi dinamikleri var. Sadece "özel sektöre" vurgu yaparsak bunları kaçırabiliriz. Özel sektör ve özelleştirme dünyanın her yerinde var ama bunların operasyonalizasyonunda coğrafyadan coğrafyaya çeşitlenen muazzam bir varyasyon da var. Dünya bir neo-liberalizasyon sürecinden geçti ama her ülke bu süreçten aynı şekilde geçmedi veya neo-liberalizasyona her yerde kusursuz veya aynı şekilde riayet edilmedi. |
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
Tamam, özel sermaye odaklı bir ülke ama bazı şeylerinde devletin elinde kalması gerektiğini fark edemeyecek kadar da kör değiller, en azından ara kademeler kör değildir. |