Şimdi Ara

Motor Tasarlamak Gerçekten Zor mu? Makine/Mekatronik Mühendisleri/İlgilileri Bakarmısınız (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
85
Cevap
1
Favori
8.778
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BaRiS


    quote:

    Orijinalden alıntı: yigit+

    quote:

    Orijinalden alıntı: BaRiS

    quote:

    Orijinalden alıntı: yigit+

    quote:

    Orijinalden alıntı: BaRiS

    quote:

    Orijinalden alıntı: yigit+

    Geely tata chery kaç sene once çıktı? Ne kadar süper teknoloji? Kaç sene geriden geldiler? Patent olsa nolur.

    Sen de yaparsın bir "gidek" marka araba, ne standardı olursa olsun. Kaç kilo co2 salarsa salsın. 3.dünya ülkelerine satarsın. Türkiyede satarsın. 10-20 sene sonra en kötü bir Hyundai konumuna gelirsin. Bu isler böyle. Koltuktan kalkmadan yola koyulamazsin. Yola çıkmadan sonuca varamazsın.

    Bunların hepsi bizi tutmak icin bahane. Bı halt olmaz bu memlekette.

    Geely'nin ve Chery'nin üretildiği ülkenin nüfusu 1,339,724,852. Yani PRC'nın.

    Toplam GDP'si $11.316 trilyon.

    Tata'nın üretildiği ülkenin nüfusu 1,210,193,422. Yani Hindistan'ın.

    Toplam GDP'si $1.843 trilyon.

    Türkiye'nin nüfusu 73,722,988. Toplam GDP'si $1.116 trillion.

    PRC Dünya GDP sıralamasında 2. Hindistan 4. Türkiye 15.

    Geely, Chery ve Tata ihracatla mı ayakta duruyorlar? Yoksa iç pazara sattıkları araçla mı?

    Yani diyorsun ki, "Ben bir araç üreteceğim. Bu aracı nüfusu 1.2 milyon ve 1.3 milyon olan ülkelerin kendi markalarını iç pazarlarında sattığı gibi ben de aracımı 73 milyonluk nüfuslu ülkemin iç pazarında satarak ayakta kalacağım". Hakikaten mantıklı geliyor mu sana?

    Dünyanın en büyük ekonomilerine değil de, bir de denklerine bakalım. Brezilya, Arjantin gibi. Nüfus olarak da, ekonomi olarak da bize benzer ülkeler. Bana dünyada satılan 2'şer tane Brezilya ve Arjantin tarafından üretilmiş olan araç markası verir misin?

    Bu arada "En kötü Hyundai" dediğin firma 45 yaşında. Sadece Hyundai Motor Company'den bahsediyorum. Marka olarak 65 yıllık geçmişi var.

    Senin kendi markasını, kendi teknolojisini üreten, en komplike üretim yapan markanın kaç yıllık geçmişi var.

    "Üretilemez, yapılamaz" demiyorum. Üretmenin, yapmanın mantığını sorguluyorum sadece.


    2010'da kişi başına düşen "GDP"

    hindistan $1330

    çin $4200

    türkiye $9890

    en kötü dediğim Hyundai kötü demedim. Ford ile arasında 60 seneden fazla fark var ama yine de bu yola çıkıldığında başarı geliyor dedim. Türkiye ile Güney Kore birebir aynı noktadan başladı 1960'ta sanayileşmeye. ithal ikameli sanayi. senin anlayacağın dilde Import Substitution Industrialization. adamlar rekabete açıldı, biz tofaşı tekel yaptık.

    Geely milyonlarca araç satmıyor çinde. türkiyede yerli ve kalitesiz araç yap, yılda 200bin adetten fazla iç pazar talebi olur. Bütün vergileri bilmemneyi koy üzerine, Geely'nin adi arabası bile 20bin liranın üzerinde satılıyor. Yerli malı aynı adilikte araba üretmek zor değil. 3-4bin lira da ucuza verir, MTV desteği, benzin desteği verilirse yılda 200bin adet üzerine orta doğu-kuzey afrika-orta asya ülkelerine satışlarla kısa sürede yıllık 1milyon satış aşılır.

    km'de 15 litre yakan, 50binde bir motor yiyen bir araba yap, benzin 4,38 yerine 3 lira olsun bu aracı kullananlara. rektefiye cart curt bakımı senelik 1000lira olsun en fazla. teşvik ver yani. pazar dinamikleri böyle türkiyede. millet arabası senelerce gitsin tık demesin istiyor ama ucuz olursa sanayiye gitmeye alışkın bu millet. en azından birkaç sene kendi ürettiği arabanın cefasını çeker, 2 yılda EN KÖTÜ BİR HYUNDAI konumuna geliriz.

    Hyundai 1968'te Ford için üretim yapıyordu. 1975'te Giugaro'ya araba çizdirdi, ingilizlere yaptırdı, japon motoru aldı, Pony diye bir araç yaptı. ilk sattığı ülke kim?

    Ekvator.


    Olayı bir de şu yönden değerlendirelim o zaman.

    Varsayıyorum ki, bütün ekonomik parametreleri yerine oturttun, motoru, şasiyi, şanzımanı vs... her şeyi yaptın. Bu araçların satacak bayi ağının, servisin alokasyonunu gerçekleştirdin. Kalifiye elemanı da yetiştirdin, 2 yılda bir Hyundai konumuna geldin.

    1975 yılı ile 2012 yılı arasında ciddi anlamda çok büyük fark var. Ekonomiye sadece kuramsal açıdan değil, bir de ekonominin en temel faktörü olan insan tercihlerinden bakalım. 1970'li yıllarda ithalat mantığının ne kadar yaygın olduğuna bir bakmak lazım. Kaç çeşit araç satılıyordu, kaç tane marka vardı? Lada, Tofaş vs... Bunun dışında kaç tane farklı marka vardı? İnsanlar Mercedes - BMW - Audi - Volkswagen'i Almanya'dan gelen gurbetçilerde görebiliyordu ancak. O zaman senin dediğin kriterlerde bir araç üretilip piyasaya sunulsaydı gayet başarılı olurdu, dediğin miktarlarda da satardı.

    Ancak şu anda 2012 yılındayız. İnsanlar ticaretin globalizasyonu ve kapital sistem sayesinde paralarının yettiği miktarda istedikleri ürüne ulaşabiliyorlar. Şu anda ülkede kaç tane marka araç satılıyor? 30 - 40? Ya da daha fazla. İnsanlar istedikleri araca ulaşabilmek için aylarca beklemeyi dahi göze alıyorlar. Ve memlekette en ucuz dediğimiz araçların çoğu Euro 5 normlarını karşılıyor, baz da olsa güvenlik ekipmanlarını sunuyor.

    Diyorsun ki, dandik bir araba üretelim, ucuza satalım. Verimli bir motoru olmayan, baz güvenlik kriterlerini sağlamayan bir araç kaç tane satar? Geely, Chery bu ülkede kaç tane satıyor? İnsanlar zaten istedikleri özellikte araca ulaşabiliyorlar. Kaç kişi sadece ucuz diye yerli araç alır?

    Ayrıca, bu aracı 20.000 TL'ye satmak mümkün olmaz, kendimizi kandırmayalım. 0'dan bir araç tasarlamanın maliyeti ne kadar olacak? Adamlar sadece R&D için 9.1 milyar dolar harcıyorlar. Diyelim bütün maliyetleri kıstık, tasarımıdır, osudur, busudur, aracın geliştirme çalışmalarını 1 milyar dolara mal ettik. Sadece geliştirme maliyetini kafa kafaya getirebilmek için 90.000 tane araç satman lazım, eğer tanesi 20.000 TL dersen.

    E daha fabrika kurmadın?
    Ham maddeyi satın almadın?
    Yedek parça - bayii ağını kurmadın?
    Kalifiye eleman yetiştirmedin?

    Bu araç nasıl tutar ben sana söyleyeyim. Ülkeye bütün yabancı araç ithalatını durdurursun. Sadece ve sadece yerli aracı satarsın, anca o zaman tutar. İnsanlar Geely'e, Chery'e ne kadar itibar ediyorsa, senin üreteceğin verimsiz, güvensiz araca o kadar itibar eder.

    Güney Kore ile Türkiye'yi karşılaştırıyorsun ama, adamlar 1970 yılında rekabete açılmışken, memleketimizde 2012 yılında dahi Kamu İktisadi Teşebbüs'lerinin mantığını savunan adam var. Herifler 40 yıl önce global ticaret mantığını kavramaya başlamışlarken, her ne kadar yapanlara çok büyük antipatim de olsa, biz bu sisteme 2000'lerde anca adapte olmaya başladık.

    1975 yılında biz de "Gidek" marka aracı çizip piyasaya sunsaydık, biz de satardık. Global ticaretin öncülerinden olmuş olurduk. Ama zaten bu iş almış başını yürümüş. Üreteceğin dandik aracı yılda 1.000.000 tane satmayı planlamak, bana sadece çok ütopik hayal olarak geliyor, başka bir şey değil.

    Eleştirilerin cevabı Strateji önerimde gizli zaten hocam. Teşvikler o anlama geliyor. İthal araç giderek göreceli olarak pahalilasacak. 20,000tlye yılda 200,000 araç satılır, arabası olmayan orta halli insanları da duşunun. Onlar da alacak, yeni müşteri girecek pazara. Yılda 4 milyar lira satis geliri ile bu sektöre küresel bir yatırımcı en az 20 milyar lira gömmeyi gözü kapalı kabul edecektir. Devlet yapmasa bile. Bu sektörde planlama 50 yıllık yapılır. Yatırım bankacılığı tecrubeme dayanarak da söylüyorum. 20 milyar tl yatırım ile 5 yılda süper bir markanız olur. Ve geri dönüşü garanti olur. Zamanla rekabete başlarsın, teşvik kalkar, o zaman tüketici tercihleri devreye girer. Almanyada vosvos ne kadar satıyorsa Türkiye'de de o kadar güçlü olur "gidek".

    İktisadi olarak sorun yok, siyasi olarak sorun var bu ülkede.

    Edit: küresel yatırımcıdan kastım otomotiv şirketi değil, fon yatirimcisidir. Emeklilik fonları vs girer bu ise.

    Hocam dedigin hersey teorik olarak gerceklestirilebilir seyler, ancak pratige baktigin zaman, mutlak komunizm ne kadar mumkunse, dediklerini yapmak o kadar mumkun.

    Dedigin gibi ithal otomobili goreceli olarak daha pahali hale getirmeyi nasil kabul ettirecegiz? En basindan soyledigim gibi, Turkiye'de global ekonominin bir parcasi, hem de labour-intensive production yapisiyla gayet onemli bir parcasi. Ithalati sadece yerli arac satmak icin kisitlamak hem direkt hem indirekt bir cok dezavantaji beraberinde getirir.

    Ekonomik dengelerin onemli bir parametresi de almak ve satmaktir. Mal almadigin ulkeye ne satacaksin? Bunun siyasi yaptirimlari da olacak bir yandan. Mercedes'i, BMW'yi, VW'yi, Opel'i az sattirinca bu isten sadece bu firmalar mi zararli cikacak? Yoksa bu firmalara uretim yapan yedek parca sanayisi, fabrikalarinda calisan isciler vs... de mi negatif etkilenecek?

    Cok uc ornekler vermeye gerek yok. Fransa'nin Ermeni soykirimini kabul etmesi nedeniyle alinacak aksiyonlar karsinda Renault'tan tepki gecikmedi. Uretimi Fas'a kaydiririz dediler, ayari verdiler.

    Sadece yerli arac uretimi icin ithalati azalttigimizi dusunursek, karisalasacagimiz tepkileri tahmin edebiliyor musun? Hadi ithalatci firmalar ve ulkeler tepkilerini koydular, Turkiye ekonomisi bu tepkileri absorbe edebilecek kadar guclu mu?

    Onun cevabını da vermiştim :) siyasi irade olursa turkiye diğer tüm ülkeler gibi her şeyi kaldırır. Açlıktan ölecek halimiz yok, kimse kimseye ambargo uygulayamaz artık. Öteki arabaları göreceli olarak pahalilastirmak icin onlara vergi, zam eklemeye gerek yoook. Yerli oto alandan vergi almazsan, benzini 2 liraya verirsen "göreceli olarak" pahalilasir. Bu da teşvik olur, kota, ithalat vergisi olmaz.

    İstenirse yapılır kısacası. Gercek hayattan köpük seyler değil. Yapmazsan somurulmeye devam edersin. Yaparsan 10 sene zorluk çeker, sonra düze çıkarsın.
    _____________________________




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sinanusta

    artık içten yanmalı motorlar için yapılacak pek bişey kalmadı artık ama malzeme teknolojsinde bazı yenilikler bir takım gelişmelerin öünü açıyor ..biz yeni gelişen sektorü tahmin edip bu yönde ilerle kaydetmeliyiz

    dostum, içten yanmalı motorlar teknolojisinde yapılacak daha çok şey kaldı. en basitinden full elektronik enjeksiyon sistemine geçmek büyük bir devrim olacaktır. konu üzerine detaylı bir yazı şu an yazamıyorum. eğer isterseniz sizleri bilgilendirebilim.
    _____________________________
    5.jandarma eğitim alay komutanlığı Kastamonu - İl Jandarma Komutanlığı Bitlis
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerobaba

    quote:

    Orijinalden alıntı: sinanusta

    artık içten yanmalı motorlar için yapılacak pek bişey kalmadı artık ama malzeme teknolojsinde bazı yenilikler bir takım gelişmelerin öünü açıyor ..biz yeni gelişen sektorü tahmin edip bu yönde ilerle kaydetmeliyiz

    dostum, içten yanmalı motorlar teknolojisinde yapılacak daha çok şey kaldı. en basitinden full elektronik enjeksiyon sistemine geçmek büyük bir devrim olacaktır. konu üzerine detaylı bir yazı şu an yazamıyorum. eğer isterseniz sizleri bilgilendirebilim.

    Maliyet çok artıyor ama o zaman. Bahsettiğiniz sistemin yapılabilmesi için hassas işçilik lazım çünkü.
    _____________________________




  • Böyle bir konu açmayı düşünürken iyi ki aratmışım.
    Kimyasal bir şeyden bahsetmiyoruz. Mevcut bir motoru en ufak parçalarına kadar inceleyebiliyoruz, tamir de edebiliyoruz, parça da üretebiliyoruz. Hiç bir şey yapamıyorsan kopyala, benzerini yap daha sonra kendi dokunuşlarını yaparsın.
    Gerek otomobil motoru veya savunma sanayimizde bir şey yapıldığında hemen "ama motoru ithal yeaa, ama yazılımı yerli değil hehe" diye mesajlar okuyoruz.
    Gerçekten çok mu zor motor üretmek ? Çalışkan bir millet olmadığımızı biliyorum, öyle bir motor yapalım ki çığır açalım da demiyorum ama en azından sıradan bir motor yapmayı da becerebilmek lazım.
    _____________________________
    BMW 320i First edition M Sport
  • Konuya uzun ve güzel bir cevap hazırlamıştım, göndere tıklamadan yanlışlıkla sekmeyi kapatında gitti tüm mesaj. :( Yazdıklarımı özetle belirteyim.



    Kendim makina mühendisiyim ve üniversiteye ilk başladığım yıllarda bu konuyu otomobillere olan merakım nedeni ile araştırmıştım. O zamanlarda karşıma çıkan sonuçlar bugün de geçerlidir diye düşünüyorum.



    Bizim kendi motorumuzu yapabilmek için yeteri kadar bilgimiz mevcut ve sizlerinde dediği gibi kopya çekebileceğimiz bir sürü örnekte mevcut. Ama en nihayetinde bizim bir üretim tesisine ihtiyacımız var. Motor bir blok 4 piston 2 hortum vs gibi değilde civatasına kadar hesaplarsan yüzlerce parçadan oluşur. Bunların hepsi için üretim tesisi kuracak halin yok. Bir çoğu dışarıdan temin edilecek. Tabi bu temin edilecek ürümnlerin belgeleri, testleri, sertifikasyon süreçlerinin tamanlanıp tamamlanmadığı gibi detayları hesaba katmıyorum. Sizlerinde bildiği gibi devlet fabrika kurmaz, kursa da memur zihniyeti ile o fabrikadan hayır gelmez. Devlet teşvik verir, vergi muafiyeti verir, hibe verir, kredi desteği verir vs vs vs. İş adamları da yatırım yapar, fabrika kurar, parasını kazanır. İş adamının gözünden olaylara bakalım. Arsa, makina, tesis, personel, AR-GE, yan sanayi anlaşmaları, vs bir sürü kalem var para harcanaması gereken ve bu kalemlerin hepsi büyük paralar. Herşey yolunda gitti, hepsini yaptı motoru geliştirdi. Bu motoru nereye kaç tane satacak? Yapılan yatırımlar kaç yılda kendini amorti edecekte kara geçirecek? Bu adamlar ne kadar zengin, ne kadar Türk olurlarsa olsunlar en nihayetinde iş adamıdırlar. Bunlar yıllardır geçerli olan sebepler. Şimdi dünya dizel motoru bırakıyor, mazdadan başka benzinli motorlara ciddi ARGE yatırımları yapan firmada yok. Herkes elektrikli motorlar için çalışıyor. Bizde bu fırsatı gördük ortaya bişeyler çıkarmaya çalışcaz.



    Yani kısacacı bu saatten sonra dışarıdan motoru getirip üstüne kar koyup satmak varken adam o kadar parasını sonucunun ne olacağını bilmediği işe bağlamaz.



    Bizim zenginlerimizin hepsi kısa vadede çok kar mantığıyla çalışırlar ve gerçektende istisnasız hepsi açgözlü ve doyumsuzdur. İçinde birazcık milli duygular olan, bu iştende az kar edeyim ama bizimde otomobilimiz olsun diyen adam olsaydı, SAAB, Volvo, Audi vs gibi ne firmalar gitti. 10-15 yıl sonra dünyada hepsi Türk markası olarak bilinirdi. Zamanında şu saydığım 3 markanın satın alındığını, Türkiye'ye fabrika kurularak A3 sedanı, Saab 9-3 ü, Volvo S60 gibi arabaları ürettiğimizi ve ülkemizden ihraç ettiğimizi düşünsenize. Ama noldu bizimkiler italyanlarla olan ilişkilerimiz bozulur, yok tofaş ın işleri gider yok bizim pazarda yatırımları durdururlar bilmem ne diye hepsini es geçtiler.



    Özetle, bu ülkede motor yapabilecek adamları bulursun ama yaptırabilecek adamı bulamazsın.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun! Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.