Şimdi Ara

mekanik dalga

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
241
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • elektromanyetik dalga ismiyle tanıdığımız kablosuz etkileşimler sağlayabilen tekniğin mekanik modelinden bahsediyoruz.
    Belirli bir titreşim, rezonans değeri gibi özellikler kullanılrak ve hatta daha ileri düzeyde başka özellikler incelenerek hiçbir elektriksel faaliyet olmadan mekanik olarak kablosuz iletişimin sağlanabileceğini düşünüyoruz.
    Bir uçağın kablosuz ve elektrik kullanmadan kontrol edilmesi gibi. Bu durumda belki sabotaj riski de kalkar. Çünkü mekanik bulunulan sabit bir konumdan ve gerçek olduğu için taklit edilemez özellikler taşıyabilir. Yani aynı mekanik özellikler taklit edilse bile yer ve zaman taklit edilemeyeceğinden hep birşeyler eksik kalacaktır. Tabi bizim kontrol merkezimizin hemen yanında birileri bizi sabote etmezse...
    Bu sadece kendi uçağımızı kontrol etmek için değil aynı zamanda düşman uçaklarını bertaraf etmek için kullanılabilir.
    Dahası mekanikte aynı mikroçip özelliğindeki mi,ni minnacık çok işlevli devrelerin ortaya çıkması da elektronikteki elektriğin yerine mekanikte mekanik dalga üretimi ve kontrol edilmesi ile mümkün olabilir.
    Elektriğin bir gecikmesi var malum. Mekanik sistemlerin gerçek zamanlı yani her zaman elektronikten hızlı olduğu malmdur. Mesela kömür fırçalı motor yerine kömür fırçaları sökülüp manyetik etkileşimli transistörlü ve ya optik sensörlü sistemler kullanılır ama kömür fırçalı olanlar gibi gerçek zamanı yakalayamazlar. Yine araba motorlarındaki kam şaftının krank pozisyonu ile eşzamanlı olarak sübapları kontrol etmesi gibi. Krank açıyı değiştirdikçe gerekli sübap anında pozisyon almıştır, gecikme olamaz. Bunu elektrikli bir sistemle düşünsek gecikmelere katlanmak zorundayız. Çünkü bi defa elektriğin kendisi bile kabloda gecikmekte.

    Bu tip bir mekanik dalga mekanik rezonanasta belirleyici olan frekans(etki tekrarı), esneklik, sertlik vb özelliklerin iyi anlaşılması ile ortaya çıkacaktır.

    Ayrıca bu mekanik dalganın Dünya üzerine pozisyonlandırılması ile kimi ülkelerin tehdit olarak kullandığı atom bombaları oldukları yerde havaya uçurulabilecektir. Tabi aynı zamanda bu tip bir dalga barutun vb patlayıcının patlamasını da engelleyebilir mi ayrı mesele. Ama en basitinden içlerinde basit mekanizmalar olan füzelerde kullanılan patlayıcılar üzerinde faaliyetler gösterilebilir. Bu patlayıcılar oldukları yerde fırlatılmadan patlatılabileceği gibi etkisiz hale de geitirlebilir.

    Diğer taraftan düşman elektronik kontrollü nükleer denizaltı uçak vb sistemler ele geçirilmelidir. Bunun için sadece "hack"leme tipindeki sızma faaliyeti yetersiz kalacaktır. Dışarıdan bir etki ile (elektronik-mekanikenerjik) elektronik kısım üzerinde faaliyet gösterip aynı zamanda sisteme belki elektriksel müdahale ile sonuca gidilebilir. Mesela mekanik dalga sistem elektroniğinde belirli bir etkiye sebep olurken Nicola Tesla nın birkaç mil öteye elektriği iletmesi gibi bir sistem ile hedefe elektriksel bir sinyal(belirli frekans şifreler vb içeren) yollanıp daahası başka başka kombinasyonlar ile düşman yok edilebilir.

    Ahır zamanda savaş kılıçla olacak. Acaba bu savaşmadan savaş yapmaya yarayan bonmba vb teçhizatı yok edebilir miyiz yaani vesile olabilir miyiz ayrı mesele. Bu konuyu evvelde düşünmüştük.. Ama sonradan Prof. Dr. Necmettin Erbakan ın da bizim daha önceden düşünmüş olduğumuz bu konuya "düşmanın savaş gemisi de sizindir. bu mümkündür" şeklindeki aıklamaları ile değinmişti

    Tüm katılımcıların değerli fikirlerini hürmet ve heyecan ile bekleriz...







  • kablosuz bişeyi meknik olarak nasıl yapacaksınız? teorinizin elle tutulur bir prototipi var mı?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Elle tutulur.... Elle tutulduğu zaman iş bitmiş olacaktır. Şu hali konuşulup ortaya çıkması için bir beyin fırtınası içindir...

    Şu aklıma geldi. Firmalarda sunulan tekliflerin yerinde ve zamanında yapılmışlığını kontrol eden Satın Alma kısımları vardır. ANtrakta mıydı neydi: Satın Almacıların içeriğe bakmadan sırf yüzeysel ve katı olarak zamanlamaya odaklanmasından veryansın eden bi vatandaş karikatürünü yapmış vaziyetin. Firmadan "zaman makinesi" istenmiştir. Firma ise 1 hafta geç getirmiştir makineyi. Satın ALmacı firmanın tepesine binmekte ve sormakta """tam 1 hafta geciktiniz!!!""" Firma soğukkanlı. Tamam hallederiz.... (yani zaman makinesiyle 1 hafta öncesine gider o zaman teslim ederiz) Adam zaman makinesi yapıyor birileri zamanında teslim edilmediğini düşünüyor. O geldi aklıma.
  • Tabi Dünya ortamında arada hava var. İletim için değişik rezonans vaziyetleri araştırılabilir. Havasız da transferi incelenmelidir. Odaklı rezonans yüksek titreşim titreşimdeki rezonanas ve Mekanik Dalga iletimini sağlayan değişik titreşim frekans vb bilgi incelenmelidir.
  • Elektriğin veya elektroniğin işin içinden çıkması için aynı elektrikte 0-1 den günümüz durumana gelmesi için gereken zaman ve donanım gelişimi gerekli bence. Aksi takdirde( mekanik bir titreşim ise bu bahsedilen sistemin birim bileşeni-en temel ve kaba tabiri ile tabi - ) bunun nasıl üretilecegi ve alınan verinin nasıl işlenecegi kısmı muallakta kalır. Elektronigin daha yavaş olma durumu için verilen örnek biraz kötü bir örnek olmuş :) o fırçalı durum elektrikle olduğu için değil aksine biraz daha eski usul bir sisteme dayandığı için öyle. Elektriğin akması veya hızı muazzamdir. Orda fırça kullanılmasının sebebi elektriği bir devreyi tamamlamasi için bir sonraki kısma iletmek. Sürekli dönen bir sistem olduğu için de fırça kullanılıyor. Hani şimdi burda komple temelden anlatım yapamayacağım ama o örnek pek uygun bir örnek değil. Orda hızı düşüren elektrik değil aksine mekanik sistemdir.bahsedilen fırçasız sistemde de yine olay elektrik sisteminden başka birşey değildir. dönüş hareketi için gerekn bir sargı içinden elektrik geçirip, manyetik akı değişimi ile degisken manyetik alan oluşumu bir türlü yapılır diğerinde başka türlü.

    Bu bahsedilen konu hakkında daha açıklayıcı bir makale var mı acaba? İncelemek isteyenler de burdan ulaşmış olur.

    Not : elektrik ve elektronik konusunda zaten yaklaşık 50 yil kadar geriden gidiyoruz. Belki de daha fazla. Yari iletkenlerin üretimine dair bir ilişigimiz zaten yok. Mevcut yaptığımız temel bileşenleri bir araya getirip bunlari var olan diller ile çeşitli işlemleri yapacak şekle getirmek. Hani yeni bir dil bulduğumuz yok, yeni bir yeri iletken , microdenetleyici veya microislemci yaptığımız da yok. Bu durumda öncelikle yol alınması gereken yön bu bence. Bahsedilen mekanik dalga olayı ile ilgili gerçekleştirilmiş örnekler mevcut mudur? Gerçekten elektrik veya elektronikten tamamen bağımsız olması zor gibime geliyor. Sadece mekanik dalga üretmek bir işe yaramaz.bunun işlenmesi nasıl olacak elektrik elektronik olmadan? Hani bu konuda belki anlamadim sistemi. Açıklarsanız sevinirim.

    Ahir zaman içinde fazla heveslenmeyin derim. Ahir zamanın ne kadarlık bir zaman dilimi olduğunu ve tam olarak ne zaman başlayıp biteceğini bilmiyoruz. Bence akla öncelikle başka şeyler gelmeli.

    Kendi adıma, projeler dışında gündüz pc başında, akşam telefon elimde uğraşip duruyorum ama elektronik konusunda daha 10 yıllar gerek "birşeyler biliyorum" demem için. Bu yolda ilerlerken de aklıma hiç düşman için kullanmak gelmiyor böyle bir işi. İnsan hayvani doğası sebebiyle zaten güç elde etmeye, ettiğinde zulmetmeye eğilimlidir. Bu nedenle bu tür şeyleri hemen düşmani yenelim konusuna getirmemek daha hayırlı olur bence. Herşey bir yana böyle yeni bir sistemin gelişimi için çok maddi desteğe ihtiyac olur. Sırf arge desteği almak için uyduruk uyduruk yerler gösterip para alan bir sürü firma var. Arge için alinan eleman fiziksel olarak çalışmadığindan mıdır bilmem is verenin zoruna gidiyor para vermek herhalde. Hani ille de eline kürek kazma alıp çalışmayana para verme bilinci yok adamlarda . Resmen asgari ücret ile başlatıyorlar ve dünya kadar şey istiyorlar. Türkiye çapında bir sürü şubesi ve müdürlüğü olan zayıf akım şirketlerinde adamlar bölge müdürlüğünde bir mühendis koyup sunum slaytlarindaki animasyonu bile ona yaptırıyorlar. (bizzat merak edip sormuştum sonumda) hani bu şartlarda bırakın bu bahsettiğiz yeni sistemi, mevcut sistemde bile hala ağır tüketici durumundayız. Düşman için kullanacak biri varsa bunun boz olma ihtimali düşük. Acı ama gerçek. Hayal kurmaya gerek yok ancak vazgeçtiğimiz de yok. İlmi yok etmek için değil var etmek için kullanma taraftarıyım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ghostmanzero -- 30 Mart 2017; 18:5:52 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • elektronik ve mekaniği hız açısından kıyaslarsak;
    mekanik işi bitirdiğinde elektronik bitirmek için yoldadır...
    """hayal kurmak için gerek yok""" demişsiniz.... Herşey hayalle başlar... Bizim yaptıklarımızı düşmanlarımız(rus-abd-avrupa) hayal bile edemediler...
    Ayrıca konu ile ilgili tek makale bu konu. Çünkü fikir bana ait.

    Mesela sadece belirli frekanstaki titreşim ile dönebilen bir mekanizma. Yani anahtarlanması için uygun frekansa ihtiyaç var. Eski kurmalı saatlerin pandülleri gibi devamlı salınım yapan ancak bu salınımı yapması için uygun frekanstaki titreşim gereken bir sistem sadece akla gelen bir fikir..

    TO be continued...!
  • karafetva K kullanıcısına yanıt
    :) konu ilginç. Ancak hala nasıl oluyor da mekanik bir titreşim, elektriksel bir osilasyondan daha hızlı oluyor anlamadım. Yani 3-4ghz lik bir titreşim frekansına sahip mekanik bir sistem örneği verebilirseniz iyi olur. Aksi halde "elektronik ve mekaniği hız açısından kıyaslarsak;

    mekanik işi bitirdiğinde elektronik bitirmek için yoldadır... " birşey ifade etmez. Fiber sistemlerden haberiniz yok galiba. Işık hızını gecmissinjz siz galiba. tebrikler.

    Ayrıca hayal derken şu an itibarıyla Türkiye'nin teknoloji olarak Amerika, Rusya, Japonya gibi ülkelere göre geride olduğunu ve bunun aksini savunmanin hayali olacağını kastettim. Aksini savunacak birinin olduğunu sanmam. Bırakın nükleer bombaları durdurmak nükleer maddeyi enerji üretmek için kullanmak için bile rusya ya mühendis gönderip eğitim alıyoruz. Daha onlar eğitim alıp gelecekler. Burda santral kurulacak. Onlar orayı işletecek. Başlarında yine yabancılar duracak. (Zamanında barajlarda nasıl yine yabancılar durduysa). Elektronik konuşma girmiyim zaten. Hani bu kendi ülkemi ezmek için söyledigim bir şey değil. Durum bu. Ve yazdığıma bakarsanız orda "vazgeçtiğimiz de yok" dedim. Herkes kendi çapında birseyler yapıyor ama ülkede asıl sorun is bulmak ve insan gibi yaşayabilecek şartlara ulaşmak. İs durumunuzu ve yaşınızı bilmiyorum sizin ama mevcut genç jenerasyon işsiz. Yani mevcut durumu kabullenmek gerek. Hani fikir ve hayal iyi hoş da uygulayabilirsiniz de olmalı. Malum hep yoktan enerji var eden cihazlar çıkıyor Türkiye'de. Görüyoruz zaman zaman.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sayıun Ghostman; avrupa rusya abd ile bizi kıyaslamayın. Feci altta kalırlar. Dünyada ilim-bilim namına ne yapıldıysa biz yaptık. Osmanlı Dünya lideriydi. Ama Osmanlıya hücum eden sıfatı beş para etmezler bugünlerimize sebepo oldu.
    Hem bırakalım ilimi bilimi... İnsana ait değerler namına ölümüne yaşamış Tüm Dünyayı karşısına almış EcdaD yeter bize....

    Bu ecdad miras değil Atadan
    Gökler biyas değil EcdaDdan

    Mekanikten titreşim gösterebilir miyim? Hiç düşünmeme gerek yok. Akla gelebilecek tüm frekanslar ancak mekanikte var. Elektronikte mekanikteki imkanlar yok. Elektronikteki frekans ise hem bir kabuldür hem de ayarlanmışa yakın bir değer. Mekanik ise ne isterseniz onu verir.

    Işık elektroniğin malı değil mekanikte de kullanılabilir.

    Arabaların kamşaftı mekaniktir. Neden elektronik valf zamanlaması kullanılamıyor? Hem de o kadar elektroniğe ihtiyaç varken?

    Şu aşikar ki; elektroniğin pratik özelliğinden dolayı mekanik elektronik gibi olamadı. Ama artık mekanikte de devrim zamanı...




  • karafetva K kullanıcısına yanıt
    teşekkürler. İyi çalışmalar diliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • karafetva K kullanıcısına yanıt
    Ecdad olayına gelirsek; kusura bakmayın ama kimse bana Harezmi'yi, İbn Sina'yı, Mimar Sinan'ı vb örnek göstererek yok efendim çok iyiydik bilmemneydik demesin. Türk-Müslüman bilim insanları Antik Yunan eserlerini okuyarak kendini geliştirmiştir. İslamın ilk yıllarında pek çok tarihi kitap Arapçaya çevrilerek kullanılmıştır. Zaten Antik Yunanlılar da kendilerinden önceki Mısır ve Mezepotamya medeniyetlerinin ilminden esinlenmişlerdir. Buna en güzel örnek Doğu ile Batı'nın karıştığı Helenistik Dönem'dir. İşi burdan geriye götürüp Afrika'daki atalarımıza kadar götürebiliriz. Zira kendileri ateş yakmayı keşfederek pek çok teknolojinin de önünü açmışlardır. Ancak gelin görün ki bugün Afrika açlıktan fakirlikten kırılmaktadır. Görüldüğü gibi bilim ve teknoloji hiçbir zaman bir kişi ya da millete mal olmamıştır. Tarih boyunca farklı medeniyetler tarafından geliştirilerek bugüne gelmiştir. Aynı prensip bugün de devam etmektedir. (Bkz. CERN, PubMed vs.)

    Bizim ecdada döner isek; tabiki de bilme önem verip onu geliştiren tüm atalarımızı saygı ile anıyor ve gurur duyuyorum. Ama iş bununla da bitmiyor. Ulan tarihi inceliyorsun inceliyorsun, bizim Müslümanlar hep aynı b..u yemiş. Halifeler dönemine bakıyorsun bilime önem veriliyor, Emevilere bakıyorsun bilim gelişmeye devam ediyor, ülke büyüyor. Sonra Abbasiler geliyor ülke zengin, para bol hemen koyveriyor kendini. Hiçbir gelişme olmuyor. Osmanlılara geliyosun. Kurulurken iyi, İstanbul'u fethederken gemileri karadan yürütüyosun gavurun ağzı açık kalıyor. Kanuni'ye gelene kadar gelişmeye devam. Kanuni döneminde Mısır'da, İzmit'te ve Kırgızistan'da kanal projeleri tasarlıyorsun. Hazine dolunca gene aynı terane. Başlıyor geri kalmaya. Sonra da diyosun dış mihrak bilmem ne. E avrupa ilerlerken siz naaptınız? Anca rasathane yıkarsınız zaten (Bkz Takiyüddin Rasathanesi). Hata 1 kez yapınca hata. İkincide afedersiniz ama salıklık olur artık. Sonuçta yine aynı noktaya varıyoruz. Ecdad yapmış. Yapmış ama biz üstüne bişey koyamamışız. Zaten sonun da burada. Bunu bir anlasak bütün problemler çözülecek.

    Gelelim mekanik titreşime. Diyosun ki mekanik daha hızlı direk etki-tepki var. Sürekli de kam şaftını örneğini veriyorsun. Hatırlarsanız eski model motorlarda distribitör isimli bir parça bulunurdu. Bu parça kam mili ile birlikte döner ve sıra ile bujileri ateşlerdi. Ancak ateşleme sekansına müdehale edilemezdi. Hatta parçanın senkronizasyonu bozulursa aracın performansı düşer, yakıt tüketimi artardı. Aynı şekilde yakıt pompaları da motor hızına bağlı mekanik düzeneklerle çalışırdı. Bu parçalar yerine bugün elektronik ateşleme ve yakıt püskürtme sistemleri kullanılmakta. Elektronik sistemler ile her bir pistonun yakıt miktarı ve ateşleme zamanları diğerlerinden ayrı olarak, aracın o anki güç ihtiyacına göre ayarlanabilmekte. Bu da bize Eko ya da Sport modu olarak yansımakta. (Ya da egzost muatenesi sırasında hile yapmak için kullanılmakta.) Madem mekanik sistemler daha iyi, neden elektronik sistemler geliştirildi? Neden bu kadar masraf yapıldı? Demek ki o kadar da iyi değil. Bu videoya göz atarsak kam milinin yereşimi, sayısı gibi değişkenlerin piston hızı arttığında oluşturduğu dezavantajları görebiliyoruz. Görüldüğü gibi mekanik sistem yine çuvalladı. Zaten bunun çuvalladığını gören mühendisler onun da elektroniğini yaptı. Bkz: FreeValve

    Hadi bu örnek ekstrem olsun. Başta sorduğumu tekrar soruyorum. Kablosuz iletişimi nasıl mekanik yapabilirsin? Bir cep telefonu nasıl mekanik iletişebilecek? Bu soruların hala cevabı yok. Millet Li-Fi'yi araştırıyor geliştiriyor, biz hala mekanik mi daha hızlı elektronik mi tartışıyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CarnageTR -- 30 Mart 2017; 22:22:23 >




  • Sayın carnage konuyu takipte kalın. Konu lerlerken çok detaylı paylaımlar yer bulacaktır...

    Ateleme sisteminde elektronik hızlı olduğu için kullanılmıyor. Eektronik az yer ihtiyacı, pratik olması, düük enerji ile çalıması, çok yönlü kontrol ilevleri ile mekanikten önce yer bulabiliyor. Ama bu mekanikten üstün olduğunu göstermez.
    Hız konusunda elektroniğin mekaniğe yetimesi ancak hayalleri süsleyebilir..

    Mekanik solid-katı bağlantısı olmadan iletişim için rezonans hızları değerlendirilmeli. Mesela titreimin rezonanas yaptırıldığı bir çubuk verici (aynı rezonans vb parametredeki) yine aynı özelliklerde titreim yapan ayrı bir çubuk da alıcı olabilir. 1. çubukta titreimin yanı sıra çubuğa kuvvet uygulanarak da 2. çubuğa ne tip etki yaptığı aratırabilir..

    Bu iletişim tarzı ile mekanik ayrı bir boyut kazanacak ve de elektroniğin eksiklikleri giderilecektir. Ayrıca dümanın kahpe sava taktiği olan atom bombaları vs de tarih olacaktır. Takipte kalın...

    avrupa rusya amerika olarak ecdad konusuna hiç girmeyin feci ezilirsiniz.... Dnyanın ilklerinden ilk denizaltıdan ilk füzeden ilk uçağa ilk telsize kadar feci ezilirsiniz. Yok yani ezilme tehlikesi var söylemedi demeyin. antiye alanına girmeyin. Ve de uyduruk propagandalara inanmayın..




  • karafetva K kullanıcısına yanıt
    Zaten takiptayim ve ne çıkacağını çok merak ediyorum.



    İlk denizaltı füze telsiz vs. Yapmadık demiyorum. Ama sonuç? Şu an dünyanın en büyük uçak üreticisi biz miyiz? Denizlatında 1. miyiz? Telsizde lider miyiz? Hiçbirnde bi yere gidemedik. Kendi savaş gemimizi bile daha yeni yaptık. Türkiyenin en büyük beyaz eşya/elektronik üreticisi diye geçinen firma çinden aldığı parşaları Türkiyede ürettiği plastik kasa içine koyup amerika kaynaklı yazılımla yerli telefon diye piyasaya sürüyor. Hadi bugün dış mihrak diyip yırtabiliyoruz. Kanuni zamanında Avrupalılar Mehter Marşından kaçıyordu. O zaman neden daha ileri gidemedik. Neden kendimizi koruyamadık? Nasıl geri kaldık? Bunun altında ezilmiyorsak daha neyin altında eziliriz bilmiyorum.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sayın Carnage evvela taraf konusunda; TürK tarafını tuttuğunuz için teşekkürler...

    Neden gelişemedik sorunsalı hep bu son yüzyıl için konuşuluyor. Yani teknoloji denilince son yıllar akılda. O yıllar TürK ün yedi düvelle boğuştuğu yıllar. Ama gelişememe sebebi savaş değil. İçten içe ööle hainler sokuldu ki. Taa başımıza bile gelen ne idüü belirsizler oldu. Bizi her zaman gavurun altına verdiler her zaman köstyeklediler... Çünkü onlar gavura karşı değil gavurla beraberdiler...

    ismet deyince akla geldi. ismet inönü Meşhur bir olauı var. Bizim bir avuç akıncılar grubu yunan karargahını tepeleyince yunan yok olup komutanları kaçmak üzereyken telsizden telaşla bir ses akıncılar grubunu çağırarak yunanı kurtarmıştır. Telsizdeki ses hiç de yyabancı değil. Oy alamadığı memlekete defaat kere başbakan cumhurbaşkanı olmuş adı ismet kendi nakısmet Tabi şu kadar ki ismet Türk değildir ermeni olduğu biveçhile. Neden gelişemedik? TürKe Türk ü baş etmediler.
    Şimdi bakın o akıncılar grubuna??? Bir avuç asker koca yunan karargahını basar.... Basar da n'olur? yunan köpek gibi kaçar... Ölümüne savaş ölümüne Allah taraftarlığı... İşte TürKü göğe yükseltecek bunlar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi karafetva -- 31 Mart 2017; 16:33:13 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.