Şimdi Ara

Mantıklı müslümanları, yanıldıklarına ikna edece deliller (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
531
Cevap
15
Favori
16.457
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ben bu bölümde atayis oldum. Her şey konu dışında bi evrim konusu gormemle başladı. Evrim ne çok bilmiyom ama evrim yani. Benim için evrim var olan bir şey zaten. Yer çekimi gibi gözümde. Ulan bi baktım insanların %80 evrim ne lan falan diyo inanmıyor. Ben ilk burda gördüm Evrime inanmayan adamlar olduğunu hemen katıldım tartışmaya. Bilmiyom zaten ama cevap vermek için açtım gugulu aradım falan. Neyse işte sonra buraya yöneldim o konudan. Hala Müslümanım ama. Ulan sonra burda bi baktım müslüman olup Evrime inanan yok. Sadece atayizler savunuyor. Bi baktım muslumanlik aslında hiç benim bildiğim gibi değil. Dinozor yok diyenden tut adem 100 metreydi diyene kadar türlü garip adam var. O zamanlar türban tartışması da çok yoğun. Hepsi türban savunucusu falan. Lan dedim ben bu adamlarla aynı dine inanmıyom ki. Adamlar adem 150 metre diyo. Adam dinozor bile yalan diyo. Adam aya çıkılmadı diyo. Adam türban giymemek günah diyo. Adam şeriat en iyi yönetim diyor. Lan dedim bu nası is ben bu adamlarla aynı inanca sahip olamam. Değilim de zaten. Bunların hiçbiri mantıklı değil.
    Ne din hakkında bir şey biliyom ne Allah. Inanıyom ama. Etrafa bir bakıyorum bütün dindarlar garip gurup şeyler savunuyor. Bir tanesi hayat gorusumle uyusmuyor. Bir tanesi bana ahlaki gelmiyor. Dedim herhalde bütün dindarlar böyleyse bu din gerçekten bunu emrediyor. Sonra yavaştan soğudum. Sonra bi atayiz oldum. Sonra Agnostik oldum öyle kaldım.

    Her neyse inanç bir tabu olduğu için en über düşünceli müslümana en açık kanıtı sunan genede fikri değişmez. Çünkü tabular insanın mantıklı düşünme eğilimini yok eder. O yüzden sadece din değil o derece ideoloji bağımlısı olan bir insan da mantıklı düşünmez. Gelenekci bir adam da milliyetçi bir adam da kısaca herhangi bir şeyi tabusu haline getirmiş bir adam mantıklı düşünmez. O yüzden bu tip kisilere hiçbir zaman fikrini degistirebilcegime inandığım için bir şey söylemedim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sabah Yıldızı

    asla hz ömer dinde değişiklik yapamaz bu yetki sadece Allah ve resülündedir resülüde yine Allahın izni ile yapar..eğer feraiz eserlerine bakarsan hz peygamberin ..ilgili linklerdeki dağılama sebeb olan tutumlarını anlatan hadisi şeriflere rastlarsın..dolayısı ile sonradan eklenmiş vb bir durum söz konusu değildir..

    kuranda belirli mirascılar üzerinden "eğer" kaydı ile birbirinden ayrılmış bağımsız dağılımın yapıldığını görürsün..kuranda bahsi geçmeyen dağılım tabloları söz konusu olduğunda avl devreye girer

    peki avl neden var ..yani buna gerek ne !!

    verdiğim linklerden 2. son paragrafını okursan neden gerekli olduğunu ve aklın mantığın bunu gerektirdiğini rahatlıkla anlarsın ..son paragraf unutma !!

    4 eş konusuna sonra dönelim

    şahitlik konusuna gelince " nisa 15. " Allah tek kadına karşı erkekden 4 şahit istiyor

    maide 106 yine Allah 2 şahit istiyor erkek kadın ayırımı yapmadan hatta adil olmak şartı ile gayri müslim 2 şahitde kabul ediliyor ..

    şahitlik konusunu daha derinlemesine araştır mesele sana aktarıldığı gibi değil

    kadının gayri müslim ile neden evlenemediği konusunuda rahatlıkla araştırıp bulabilirsin ..dövme husunda nüzül sebebine bakıver çok şaşırırsın

    mirasda kadınların az pay alması Allahın cinsiyet ayırımı yaptığı anlamına gelmez

    islamda ailenin geçimi konusunda Allah erkeği sorumlu kılmış ve onu hesaba çekecektir..bakmakla yükümlü olduğu birey sayısı kadına kıyasla fazla olduğu için kadına kıyasla fazla pay alır erkek olduğu için değil !!

    siz eşitlik kavramı ile adalet kavramını birbirine karıştırıyorsunuz.. adalet herkese eşit davranmak değil herkese hak ettiğini vermektir..erkek ana baba eş ve çocuk noktasında geçimlerinden sorumlu olduğu için aldığı payda buna paralel olarak fazla olmakta









    Hayır adalet ve eşitlik her durumda sizin bahsettiğiniz gibi olmaz.Mesela çalışan bir kadınla çalışan bir adamın durumu eşittir,eşit yargılamak aynı zamanda adildir.




  • Cinsiyetler somut olarak esit degillerdir ama sahip olduklari haklar yonunden esittirler.

    Yani burada kastim fiziksel yon. Hak hurriydtler yonunden esit olmalidirlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 26 Ağustos 2016; 13:46:20 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • montevo kullanıcısına yanıt
    Öyle ama bir ayetin ne zaman geldiği,kime geldiği,neden geldiği,öncesinde ve sonrasında hangi ayetler var vb. konuları bilmeden bir ayeti yorumlamak yanlış manalar verir.Tabi ben bunları müteşabih ayetler için söylüyorum.Kur'an-ı Kerim'de zaten bununla ilgili bilgi verir:

    “Sana bu kitabı indiren O’dur. Kitabın bir kısım âyetleri muhkem olup bunlar onun esasını teşkil ederler. Diğer kısımlar ise müteşabihtirler. Kalplerinde eğrilik olan kimseler onun sadece müteşabihleri ile meşgul olurlar. Bundan maksatları, sırf fitne çıkarmak ve kendi anlayışlarına göre yorumlamaktır. Halbuki onların gerçek mânâlarını yalnız Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar ise, onların mânâlarını anlamaya çalışmakla beraber, asıl maksat ve mânâlarını Allah Tealâ’ya havale edip; ‘Allah’ın maksadı ne ise biz ona inandık. Gerek muhkemi, gerek müteşabihi hepsi Rabbimiz tarafından gönderilmiştir...’ derler. Bunu ancak kamil ve öz akıl sahipleri düşünebilirler... Ve onlar sözlerini şu duayla bitirirler: ‘Ey bizim yüce Rabbimiz! Doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi yanlışa saptırma, yüce katından bize rahmet bağışla. Şüphesiz sonsuz lütuf sahibi olan ancak Sensin.’” (Al-i İmran, 3/7 ve 8)


    Mesela “Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi yurtlarınızdan çıkardıkları gibi siz de onları çıkarın. Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür……” (Bakara,191) ayetini hiçbir şeye bakmadan yorumlarsam ''Ben şu ateisti öldürmeliyim'' derim.Halbuki bu yanlış bir çıkarım ve insanı felakete götürür.Tabi şimdi iki ateist gelir benim bu yorumlama olayını ciddiye alıp gerçekten de insan öldürmeye meyilli olduğumu sanır.Yav he he deyip geçerim.

    Aynı şekilde benim üstteki yazımda ''Ben şu ateisti öldürmeliyim'' cümlesini gören biri benim bir insanı öldürmek istediğim anlar lakin bunu neden yazdığımı ve öncesinde ve sonrasında ne yazdığımı okursa asıl manaya ulaşır.Anlatmak istediğim şey bu.




  • islam inancının yanlış olduğuna dair tonla delil vardır. esas mesela bunları anlatırken müslümanların savunmaya geçmeden gerçekten anlamaya çalışması



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi avcılarınavcısı -- 30 Ağustos 2016; 0:37:27 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron


    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Bir kişiyi şikayet etmesine nasıl ikna edebilirsiniz ?

    Konumuz tekrar açılmıştır. Gerçekleri konuşmamıza engel olamayacaksınız.

    Sasirilacak bir sey yok. Daha gecen hicbir uyari almadan ulke gundeminden aralik ayina kadar uzaklastirildim. Ceza aldim ama hangi mesajdan aldim ortalikta oyle bir mesaj yok. Sordugumda bile hicbir gerekce gostermeyenlerden adalet bekleyecek degilim.

    Kendileri bu foruma sahip oldugu icin ustunlugunu kullaniyorlar. Yinede sikayet ederiz. Oldu oldu olmadi yapacak bir sey yok. O kadar buyutmeye gerek yok. Boyle konularlada zaten islama hicbir zarar veremezsiniz.

    Git hakkını savun o zaman, bu konunun kapanması için hiçbir sebep yoktu , desteğe yazdım ve büyük ihtimal mantıklı bir insana denk geldim,geri açtılar.
    Dininden dönenleri öldürerek susturan bir zihniyete sahipsin, biz konuşup gerçekleri söyleyerek mi zarar veriyoruz?
    Mantıklı bir insansan, şikayet edeceğine, kendi düşünceni savunursun.

    .

    bunlar medeniyet hakkında islamın ne kadar yüce bir medeniyet kurduğundan bahseder, buraya gelir düşünce özgürlüğünü elinden alır, sindirmeye çalışır. klasik islamcı.

    sen en doğrusunu yapıyorsun takma bunları.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi avcılarınavcısı -- 30 Ağustos 2016; 0:02:27 >




  • Katılıyorum.Konu sahibi Müslümanların yanıldıklarına yüzde 100 emin gibi konuşuyor.O kadar eminseniz kabir kapısını kapatın ölümü de öldürün biz de ateyiz olalım.

    Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir? (İnfitar Suresi, 6)

    “Horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle cevap verirler: "Bilakis! İşiniz gece gündüz dolap çevirmekti; bize Allah'ı inkar etmemizi ve ona ortaklar koşmamızı telkin ediyordunuz." Sonunda azabı görünce için için yanarlar. Biz de inkarcıların boyunlarına halkalar geçiririz. Onlar ancak yapıp ettiklerinin karşılığını görürler.” (Sebe, 34/33)


    “0 gün, (dünyada iken) haktan sapmış kişi ellerini ısırarak şöyle diyecek: "Keşke Peygamberle birlikte aynı yolda olsaydım! Eyvah! Keşke falancayı kendime dost edinmeseydim! Meğer bana uyarıcı mesaj geldikten sonra o dost bildiğim kişi bu mesajdan beni saptırmış!" İşte şeytan insanı (böyle) çaresizlik içinde yapayalnız bırakır.” (Furkan, 25/27-29)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi semender96 -- 29 Ağustos 2016; 20:41:34 >




  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    Herneyse, soruya gelirsek.

    Aslında, dinlerden çıkışım ta 14-15 yaşıma dayanıyor. Kitap okuyorum o sıralar. Bir yandan diyalektik materyalizm bir yandan septisizm kafa yapımı değiştiriyor. Daha sonra "yemişim kitabını, kendim düşüneceğim" dedim oturdum düşünmeye başladım.

    Kendim düşündükçe şunu farkettim: insan gerçekliğin varolduğunu bile onu en az iki defa yorumlayarak biliyordu. Yani tamam, gerçeklik var. Ancak onun neliği, ne olduğu tamamıyla bir yorumdan ibaret. Dolayısıyla gerçeğin doğru bilgisi olarak hakikat, yoktur. Sadece bakış açıları ve bu bakış açılarının ürettiği yorumlar mevcuttur. Öteki taraftan, doğruluk ve yanlışlık konusunda da ilgim yok olmaya başladı. Çünkü evren o kadar genişti ki, varoluşlar alanı o kadar genişti ki hangi iddiayı ortaya atarsan at o iddiayı doğrudan veya dolaylı olarak doğrulayacak veri elde edebilirsin. Dolayısıyla, doğruluk ve yanlışlık konusunda bir apathe ye yani umursamazlığa ulaştım. Ancak yine de, günlük yaşamda bana yol gösterecek bir doğru ve yanlış kelimesine ihtiyaç duydum. Bende, Nietzsche'nin değerlendirme metodu olan yaşama yararı olup olmamasına göre değerlendirmeyi benimsedim. Dolayısıyla bir şey benim yaşamıma katkı yapıyor, yaşama arzumu arttırıyor ise o şeye doğru demeliydim ve onu savunmalıydım.

    Madem ki hakikat yok, kendini hakikat olarak sunan düşünce sistemleri ne ayak? Apaçık biçimde kendinin hakikat olduğunu iddia eden her şey yalancıdır. Bu sistemlerin evcil hayvanlarından bazıları çıkıp doğruluğunu ortaya koysada bu sistemin zıt olanının evcil hayvanlarıda aynı şeyi yapabiliyor. Dolayısıyla her türlü şekilde bu davranış absürttür. İslamda kendini hakikat olarak sunuyor. O halde yalancı. Desteklesemde veya buna zıt olan herhangi bir dinide desteklesem aynı saçmalığı işlemiş olurum: manevi tatmin için kendimi kandırmış olurum.

    Düşünce sistemlerinin alayı metafiziği hakikat olarak kabul ediyor ve kendini metafizik üzerine kuruyor ve metafizikten besleniyor. Metafiziği hakikat olarak kabul etmek ne demek? Adı üstünde, fiziğin yani olgusal olanın hakikat olmadığını fizik ötesinin yani metafiziğin hakikat olduğnu iddia etmek oluyor. Peki, fizik ötesi gerçekten varmıdır? Yoktur. İnsanın zihninde ki her şey gibi buda bir yorum. Ancak fiziksel yorumlardan bir farkla: temeli olmayan, gök yüzünde, bulutların üstünde bulunan bir yorum. Ancak bir düşünce sistemi sadece bie yorumdan ibaret değildir, neredeyse her şeyi ele alır ve her şeyi teker teker metafiziksel yorumlarla açıklar. Bu ne demektir? Düşünce sistemlerinin inşa ettiği dünya, sanal, gerçek-olmayan bir dünyadır. Bu sadece insan zihni tarafından inşa edilmiş yorumlar bütünlemesidir. Peki, bu yorumlar neyin etrafında inşa edilmiştir? Basit, insanın etrafında. Yani metafiziği hakikat kabul eden bütün düşünce sistemlerinin sanal dünyası insan tarafından insanı merkeze alarak inşa edilmiştir. Taş-topraktan tut tanrıya kadar her şey insan-merkezli yorumlardan oluşmaktadır. Sonuç olarak, metafiziği hakikat kabul eden bütün düşünce sistemleri gerçeğin üzerini örten sanal bir dünya kurarlar/kurmuşlardır ve insanın bedeninin yeryüzünde kafasının gökyüzünde dolaşmasına sebebiyet vermiş, onu yalandan bir dünyanın içinde yaşatmıştır. İslamda metafiziği hakikat kabul eden bir yapıya sahip olduğundan, oda kişiyi sanal bir dünya içine sokar. Oda kişiyi yapay bir dünya ile teselli eder ve sahte bir mutluluk bahşeder.

    Peki, bunların ötesinde, ne yapmalıyım? Yarım saattir anlattığım gibi anti-metafizik bir tutumum var. Dış dünyanın, evrenin bir modelini kurmakla uğraşmıyorum. O halde ne yapıyorum? Her şeyi değerlendirme ölçüme vurarak ne yapacağıma karar veriyorum. O halde sordum: islam, yaşamı desteklermi, yaşama arzusunu arttırırmı? Sahtede olsa mutluluk vermesiyle cevap "evet" gibiydi ancak biraz düşününce cevap "hayır"a döndü. İslam inancı daha öncede anlattığım gibi gerçekliğin, daha doğrusu gerçeklik olarak kabul ettiğim fiziğin üzerini örttüğü ve yadsıdığı için benim fiziği önemsememi engeller. Fiziği önemsememek demek, somut durumu somut tahlil etmeyi engeller. Bundan ötürü tipik bir volkan patlamasını, depremi veya hastalık salgınını tanrının cezası, laneti olarak yorumlamamak için bir engel kalmaz. Kim ne derse desin, İslam, birçok din gibi yanlış bilinçtir.

    Metafizik safsatalar bir tarafa, İslamın yaşama olan kösteğini özel olarak sağlayan şey olan ötedünya inancının ayrıca ele alınması gereklidir. Ölümden sonra kusursuz bir dünyanın varolduğuna inanmanın yaşama etkisi ne olur? Basit. Ölümden sonra ki kusursuz ötedünyayı düşündükçe içinde yaşanılan dünya kusurlu bulunmaya ve önemsizleşmeye başlar. Gelip geçici olarak görülüp küçümsenir ve hatta horgörülür. İçinde yaşadığın dünyayı horgörmek onun içinde yaşamayıda horgörmeye sebebiyet verir. Yaşamayı horgörmeyi, küçümsemeyi ve ölümü arzulamayı salık veren ötedünya inancı apaçık şekilde zararlı bir zihinsel virüstür, hastalıklı bir düşüncedir. Bununda yanında, dünyayı ve yaşamı önemsizleştirdiği için dünyaya ve yaşama anlam, değer katılmasını engeller, olanaksız kılar. Yok edilmesi gerekir, yaşama zararlıdır. Bu hastalıklı düşünceyi benimsemem zararlı olduğundan ötürü İslamın içinde bulunamam.

    Öteki taraftan teist her din gibi İslamda insanı kendi kendime yetemeyen, aciz, yol gösterilmesi gereken bir varlık, binevi tinsel olarak onu bir çocuk kabu eder ve yine tinsel ebeveyn olan tanrının istek ve emirlerine harfiyen uyarak yaşaması gerektiğini ortaya koyar. Ben en baştan beri bana dışarıdan değer dayatan, "yapmalısın" diyen üstün otoritelere ayarım (bunun neyden kaynaklandığını da sonradan öğrendim, ancak fazla kişisel). Dolayısıyla kişiliğim en baştan daha bir tanrıya inanmama izin vermiyor, nasıl İslama inanabilirim ki? Ben en baştan daha, hiçbir şeye değer ve anlam katamayan, kendi başına düşünemeyen, papağan gibi söylenen şeyleri tekrar eden, manevi olarak aciz bir insan olmadığım için herhangi bir teist dine veya tanrıya ihtiyaç duymuyorum, hatta bu din ve tanrı çoğu insanın yaşamını devam ettirmesini sağlarken benim yaşamıma ise köstek oluyor.

    Şuanlık bu kadar aklıma geldi.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • semender96 S kullanıcısına yanıt
    Din konusunda kafayı tamamen bosaltip kurani okumadigimizda dediğin durumlar ortaya çıkıyor. Düz mantığın düz mantiginin düz mantığı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • montevo kullanıcısına yanıt
    Evet dostum önyargısız okumak gerekli lakin müteşabih ayetleri görünce de ''İslamda çelişki var vb.'' şeyler demeyip derinlemesine araştırmak gerekli diye düşünüyorum.
  • Bugün İslamı ölümüne savunanların alternatif evrende,başka bir dinin egemen olduğu toplumda doğduğunu düşünelim.Bugün İslamı gerçek,doğru,çelişkisiz,tutarsız olduğunu söyleyen bu tipler,başka bir dinin egemen olduğu toplumda doğmuş olsaydı,bunların birçoğu müslüman olmayacak,hatta içlerinden İslamı eleştiren,İslam karşıtları çıkacaktı,Hz.Muhammedin peygamberliğini kabul etmeyeceklerdi ve bunlar İslama göre cehenneme gidecekti.Yoksa bunların hakikat dediği şey,nesilden nesile bir kültürel değer olarak aktarılan,mutluluk,huzur veren dini körü körüne savunmak mıdır.Ailesi çocuklarına İslamın gerçek,doğru olduğunu öğretiyor.Çocuk bunda anlam buluyor,boşluğunu bunla dolduruyor,aynı zamanda din denilen olgu ona mutluluk,huzur veriyor.Ama birşeyin sana mutluluk,huzur vermesi onun doğru,tutarlı,gerçek,çelişkisiz olduğunu mu gösterir.Kısacası müslümanlar dinlerin mükemmel,çelişkisiz,tutarlı,mantıklı olduğuna inanıyorlar,bunu kabul etmedikleri an da,mutluluklarını kaybedecekler,boşluğa düşecekler.İslamda huzur,mutluluk kaçıran sorulara vesvese denir mesela.Bu müslümanları rahatsız eder,içlerini daraltır.Müslümanlar bu sıkıntı verici,şüpheye düşüren sorulardan bir an önce kurtulmak ister.Nedeni ise basit vesveseler mutluluk,huzur çalıcıdır.Bir filmin repliğinde diyor ya hani siz gerçeği bilmek değil kandırılmak istiyorsunuz diye.Müslümanlarda gerçeği,doğruluğu aramıyor,mutluluk,huzur verici yalanları hakikat olarak görüyor.
    Kısacası İslam nesilden nesile aktarılan,mutluluk,huzur veren kültürel bir bağımlılıktır.İnsanlara huzur ve mutluluk vermesi,boşluk doldurucu yönünün olması,yaşama anlam vermesi insanların İslamı eleştirmesinin,İslamda ki çelişkileri,İslamda ki tutarsızlıkları görmesinin önünde ki en büyük engeldir.

     Mantıklı müslümanları, yanıldıklarına ikna edece deliller

    Bu bebek İslamın egemen olduğu toplumda doğmuş olsun,30 yaşına geldiğinde de müslüman olsun ve islamı savunsun.
    İslamı savunan bu kişi hristiyanın sonsuza kadar cehennemde yanacağını söyleyecek ve onu kafir olarak görecekti.
     Mantıklı müslümanları, yanıldıklarına ikna edece deliller

    Bu bebekte Hristiyanlığın egemen olduğu toplumda doğmuş olsun,30 yaşına geldiğinde de hala hristiyan olsun ve hristiyanlığı savunsun.
    Bu kişi müslümana göre sonsuza kadar cehennemde yanacak olan bir kafir.

    Alternatif evrenimize geçelim.
     Mantıklı müslümanları, yanıldıklarına ikna edece deliller

    Bu bebek İslamın egemen olduğu toplumda doğmuş olsun,30 yaşına geldiğinde de müslüman olsun ve islamı savunsun.
    İslamı savunan bu kişi hristiyanın sonsuza kadar cehennemde yanacağını söyleyecek ve onu kafir olarak görecekti.
     Mantıklı müslümanları, yanıldıklarına ikna edece deliller

    Bu bebekte Hristiyanlığın egemen olduğu toplumda doğmuş olsun,30 yaşına geldiğinde de hala hristiyan olsun ve hristiyanlığı savunsun.
    Bu kişi müslümana göre sonsuza kadar cehennemde yanacak olan bir kafir.

    Hakikat bunun neresinde ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gök Gürültüsü -- 29 Ağustos 2016; 23:23:51 >




  • semender96 S kullanıcısına yanıt
    Hiçbirşeye 100% emin olamam. Ama islamın yanlış olma derece , 2 = 3 demek kadar yanlıştır. Çünkü mantıksal, bilimsel ve matematiksel olarak yanlıştır.

    "Bütün canlılar ölümlüdür. "
    Bu acı bir gerçektir.

    Aynı şekilde " 2+2 = 4 " de bir gerçektir.

    Sen gerçekleri değiştirmemizi istiyorsun. Biz gerçeklere inanıyoruz ,fark bu.
    İnanmak için senin tanrından bizi ölümsüz yapmasını istemiyoruz veya 2+2=5 yapmasını. Kendiyle çelişmesin,saçmalamasın yeter .
    Denizlerin karıştığını, yıldızların önce yaratıldığını, dünyanın güneş etraf döndüğünü öğrenmeli ki, biz okuduğumuz zaman bunu insan yazmış demeyelim.
  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    Kur'an'ın bilimsel mucizelerini emimin ki tersten okumuşsunuz ki böyle bir yorum yapıyorsunuz.

    İslam'ın yanlış olduğunu söyleyerek zaten yanıldığımızı söylüyorsunuz o halde ben de ateizmin yanlış olduğunu ve yanıldıklarını söylerim ne değişir?

    Tek fark ölünce ikimiz de gerçeği göreceğiz o zaman anlarız neymiş yanlış olan.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi semender96 -- 29 Ağustos 2016; 23:55:23 >
  • eşit yargılanma eşit şartlarda gerçekleşir ..

    Allah erkeğe kadına yüklemediği sorumluluklar nispetinde fazla pay vermiştir erkek olduğu için değil..erkeğin Allah indinde sorguya çekileceği şeylerden biride ailesinin geçimidir..ki buna anne baba eş çocuklar dahildir ..bakmakla yükümlü olduğu insan sayısı fazla olduğu halde alacağı payın kadına eş tutulması eşitlik değil bizzatihi zülüm olurdu..

    bu örnekden de anlaşılacağı üzere eşitlik her durumunda adalet değildir ..adalet herkese hak ettiğini vermektir..


    torlak :

    enteresan ama köksüz tespitlerin var ..peygamber pisikozu konusu ayrı mesele es geçelim ..şimdi sırası değil

    ama peygamberlik olayını ele alışın cidden çok tutarsız ..

    cebrail a.s mesela neden bize soruyorsun hanginiz gördünüz diye ? bu saçma bir soru değil mi..zira o vahiy meleği ve görülmesi söz konusu ancak vahiy sürecinin içersinde ve zaman diliminde !!

    nasıl bizlerin görmesini bekler vaziyette soru sorabiliyorsun ..

    eğer maksadın hakikati aramak ise tarihi kayıt niteliğindeki hadisi şeriflerde ve kuranda gerek hz peygamberin gerekse sıradan insanlar olan sahabe topluluğunun cebrail a.s gördüğünü sana söyleyebilirim

    hatta hz hamza mesela kabede gece vakti görmüş ve korkudan bayılmıştır sahih nakil.. sadece hz hamza değil yüzlerce sahabe arklı şekillerde kendisini müşahade etmiştir..

    gelelim peygamber idasındaki kimselerin doğruyu söyleyip söylemediklerine ..bi çok kıstas vardır bu konuda ama tetkik ve teyidin gerçekleşeceği en belirgin nokta mucizelerdir..

    kuranda bahsi geçen peygamberlerin tümünde ama özellikle hz peygamberde 100 den fazla mucizevi olayın gerçekleştiği tarihi kayıtlar yoluyla bizlere ulaşmıştır..

    gerçek ile sahtesini ayırmada mucize kavramı bize yol gösterir..günümüzde ortaya çıkan şartlatanların insanları etkileyememesini sebebi MUCİZE gösterememeliridir..!!

    devam edeceğim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    İslam dahil hiç bir dini Allahın gönderdiğine dair tek bir somut kanıt bile yoktur, hepsi kerameti kendinden menkul hikayelerle Allaha bağlanır. Hanginiz Cebraili gördünüz? Gören, gördüğünü ispatlayabilen var mı? Hanginiz vahiy denilen mekanizmanın aslında şizoid bir beynin yarattığı hayalden başka bir şey olmadığına %100 emin olabilir? Geçmişin peygamberleri bugün yaşasa, onları muhtemelen göreceğimiz yer, ağır şizofreni tanısı altında akıl hastaneleri olurdu, yalan mı? Bugün "peygamberim" diye ortaya çıkanlara hangi gözle bakılıyor? Hadi Hz.Muhammed islamiyette son peygamberdi, ondan günümüzde yeni peygamber çıkmıyor diyelim (aslında çıkıyor, akıl hastaleirne giderseniz, kafi miktarda peygamber adayı görebilirsiniz), peki son peygamber olduğu söylenmeyen İsa ve Musanın ardından niye hristiyan ve yahudi aleminde bugün peygamber görmüyoruz? Aslında görüyoruz ama hepsi ya akıl hastanelerine kapatılıyor ya da dolandırıcılıktan hapse...

    Yahudi tarihini incelerseniz, elinizi sallasanız 50 tane peygambere çarptığını görürsünüz. Nerdeyse binlerce peygamber gelip geçmiş, hepi topu 3-5 milyonluk yahudi toplumundan. Peki şimdi niye çıkmıyor bu peygamberler? Merak etmeyin, çıkıyor. Sadece artık onları nerede aramanız gerektiğini biliyorsunuz...

    İsanın zamanında, öncesinde ve ertesinde de onlarca peygamber ortaya çıkmıştı ve bunların bazıları ciddi oranda mürid toplamayı da başarmıştı.

    Tarih sahnesi bir sürü peygamberle doludur, bunların bir kısmı başarmış, çoğu başaramamıştır. Günümüz bilgi toplumunda "peygamberim" demenin geçmişteki kadar inandırıcılığı ve matematiği yoktur. Onun için artık günümüzde peygamber yerine daha çok, mehdi, şeyh, seçilmiş insan vb. gibi sıfatlarla ortaya çıkıyorlar.

    Kandırılmaya teşne insanlar olduğu sürece kandırmaya aday insanlar da hep olacaktır. Geçmişten günümüze değişmeyen kaderidir bu insanın...

    Bir yaratıcı olabilir ya da olmayabilir, bilmiyoruz...

    Ancak eğer varsa, bu dinleri ona bağlayan tek bir somut kanıt bile yoktur.

    Kanıt isteyen insanlar dinlerden uzak durur, kanıt istemeyenlerse inanır. Olay budur, fazla deşmeye gerek yok!..

    Alıntılarla bitireyim:
    “İnsan dindar hayvandır.”
    Mark Twain

    “Gelişmiş toplumlar dindar oldukları için değil dine rağmen gelişmiştir.”
    Mark Twain

    “İncil öyle dediği için yüzyıllarca cadı avcılığı yapıldı. Ölen cadıların kanlarıyla hıristiyan dünyası temizlendi, kilise de bunu teşvik etti. Daha sonra birden bire cadı diye birşeyin hiç varolmadığı ve varolamayacağı anlaşıldı. İnsan bu duruma gülse mi ağlasa mı bilemiyor.”
    Mark Twain

    “Din sıradan insanlar için gerçek, aydınlar için yalan, iktidarlar içinse kullanışlıdır.”
    Seneca

    “Bir insanın ahlaki ve etik davranışları diğerlerini anlamasına, eğitimine ve sosyal ilişkilere dayalı olmalıdır, dini dayatmalara gerek yoktur. Zira ölümden sonra ceza korkusu veya ödül iştahı ile hareket eden kişi zavallıdır.”
    Albert Einstein

    “Din, sıradan insanları pasif ve sessiz tutmak için bulunmaz bir kaynaktır.”
    Napoleon Bonapart

    “Olmayan birşeyle, görünmez birşey arasında çok az fark vardır.”
    Delos B. McKow

    “Dünyada bilinen tüm tanrısal inançları inceledim ve hepsi masallara ve mitolojilere dayanıyor.”
    Thomas Jefferson

    “Benim inanmadığım bir dine inananları kafir saymanın rahatlığı beni de kendi dinimi sorgulamaya götürdü.”
    Mark Twain

    “İncilin etkisi okuyan kişinin cahilliği ile doğru orantılıdır.”
    Robert G. Ingersoll

    “Böyle bir tanrı varken, şeytana ne gerek var?”
    Robert M. Price

    “Bedenden bağımsız bir ruh fikri anlamsız ve boştur.”
    Albert Einstein

    Herşeye gücü yeten Tanrı‘nın neden Şeytan’ı yaratmasına ve daha sonra da onunla mücadele edilmesine gerek var ki? Bana göre dinler çelişkilerle dolu ve benim mantığıma aykırı.”
    Gene Roddenberry

    “Kanıt gösterilmeden yapılmış bir iddiayı çürütmek için kanıta ihtiyaç yoktur.”
    Christopher Hitchens

    “Din ve mantık kadar birbiriyle çelişen başka iki şey yoktur.”
    Voltaire

    Din benim saygı duyduğum herşeye esastan karşı çıkıyor – cesaret, açık görüşlülük, dürüstlük, adalet, ve hepsinden fazla, gerçeklere olan bağlılığım.”
    H.L. Mencken

    Bilinmeyen bir şeyi, bilinenlerle açıklamak mantıksal yordamdır. Bilinen bir şeyi, bilinmeyenlerle açıklamak ise teolojik tuhaflıktır.”
    David Brooks

    Öbür dünyalarla uğraşmak aramızdaki kötülükleri düzeltmez, bu dünyaya odaklanmak bize yardımcı olabilir.”
    Walt Whitman

    Din alışkanlığı düşünmekten kaçmanın kolay yoludur.”
    Peter Ustinov

    Kutsal kitapları okuyup anlamayan dindar, okuyup anlayan ateist olur.
    Nikola Tesla

    Akıllara kazınacak derecede mükemmel bir mesaj atmışsınız, tablo yapılıp asılacak cinsten olmuş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Homo Esteticus

    RealW boş insan. Blokla gitsin. Fikri yok zikri yok anca boş boş konuşuyor.

    Herneyse, soruya gelirsek.

    Aslında, dinlerden çıkışım ta 14-15 yaşıma dayanıyor. Kitap okuyorum o sıralar. Bir yandan diyalektik materyalizm bir yandan septisizm kafa yapımı değiştiriyor. Daha sonra "yemişim kitabını, kendim düşüneceğim" dedim oturdum düşünmeye başladım.

    Kendim düşündükçe şunu farkettim: insan gerçekliğin varolduğunu bile onu en az iki defa yorumlayarak biliyordu. Yani tamam, gerçeklik var. Ancak onun neliği, ne olduğu tamamıyla bir yorumdan ibaret. Dolayısıyla gerçeğin doğru bilgisi olarak hakikat, yoktur. Sadece bakış açıları ve bu bakış açılarının ürettiği yorumlar mevcuttur. Öteki taraftan, doğruluk ve yanlışlık konusunda da ilgim yok olmaya başladı. Çünkü evren o kadar genişti ki, varoluşlar alanı o kadar genişti ki hangi iddiayı ortaya atarsan at o iddiayı doğrudan veya dolaylı olarak doğrulayacak veri elde edebilirsin. Dolayısıyla, doğruluk ve yanlışlık konusunda bir apathe ye yani umursamazlığa ulaştım. Ancak yine de, günlük yaşamda bana yol gösterecek bir doğru ve yanlış kelimesine ihtiyaç duydum. Bende, Nietzsche'nin değerlendirme metodu olan yaşama yararı olup olmamasına göre değerlendirmeyi benimsedim. Dolayısıyla bir şey benim yaşamıma katkı yapıyor, yaşama arzumu arttırıyor ise o şeye doğru demeliydim ve onu savunmalıydım.

    Madem ki hakikat yok, kendini hakikat olarak sunan düşünce sistemleri ne ayak? Apaçık biçimde kendinin hakikat olduğunu iddia eden her şey yalancıdır. Bu sistemlerin evcil hayvanlarından bazıları çıkıp doğruluğunu ortaya koysada bu sistemin zıt olanının evcil hayvanlarıda aynı şeyi yapabiliyor. Dolayısıyla her türlü şekilde bu davranış absürttür. İslamda kendini hakikat olarak sunuyor. O halde yalancı. Desteklesemde veya buna zıt olan herhangi bir dinide desteklesem aynı saçmalığı işlemiş olurum: manevi tatmin için kendimi kandırmış olurum.

    Düşünce sistemlerinin alayı metafiziği hakikat olarak kabul ediyor ve kendini metafizik üzerine kuruyor ve metafizikten besleniyor. Metafiziği hakikat olarak kabul etmek ne demek? Adı üstünde, fiziğin yani olgusal olanın hakikat olmadığını fizik ötesinin yani metafiziğin hakikat olduğnu iddia etmek oluyor. Peki, fizik ötesi gerçekten varmıdır? Yoktur. İnsanın zihninde ki her şey gibi buda bir yorum. Ancak fiziksel yorumlardan bir farkla: temeli olmayan, gök yüzünde, bulutların üstünde bulunan bir yorum. Ancak bir düşünce sistemi sadece bie yorumdan ibaret değildir, neredeyse her şeyi ele alır ve her şeyi teker teker metafiziksel yorumlarla açıklar. Bu ne demektir? Düşünce sistemlerinin inşa ettiği dünya, sanal, gerçek-olmayan bir dünyadır. Bu sadece insan zihni tarafından inşa edilmiş yorumlar bütünlemesidir. Peki, bu yorumlar neyin etrafında inşa edilmiştir? Basit, insanın etrafında. Yani metafiziği hakikat kabul eden bütün düşünce sistemlerinin sanal dünyası insan tarafından insanı merkeze alarak inşa edilmiştir. Taş-topraktan tut tanrıya kadar her şey insan-merkezli yorumlardan oluşmaktadır. Sonuç olarak, metafiziği hakikat kabul eden bütün düşünce sistemleri gerçeğin üzerini örten sanal bir dünya kurarlar/kurmuşlardır ve insanın bedeninin yeryüzünde kafasının gökyüzünde dolaşmasına sebebiyet vermiş, onu yalandan bir dünyanın içinde yaşatmıştır. İslamda metafiziği hakikat kabul eden bir yapıya sahip olduğundan, oda kişiyi sanal bir dünya içine sokar. Oda kişiyi yapay bir dünya ile teselli eder ve sahte bir mutluluk bahşeder.

    Peki, bunların ötesinde, ne yapmalıyım? Yarım saattir anlattığım gibi anti-metafizik bir tutumum var. Dış dünyanın, evrenin bir modelini kurmakla uğraşmıyorum. O halde ne yapıyorum? Her şeyi değerlendirme ölçüme vurarak ne yapacağıma karar veriyorum. O halde sordum: islam, yaşamı desteklermi, yaşama arzusunu arttırırmı? Sahtede olsa mutluluk vermesiyle cevap "evet" gibiydi ancak biraz düşününce cevap "hayır"a döndü. İslam inancı daha öncede anlattığım gibi gerçekliğin, daha doğrusu gerçeklik olarak kabul ettiğim fiziğin üzerini örttüğü ve yadsıdığı için benim fiziği önemsememi engeller. Fiziği önemsememek demek, somut durumu somut tahlil etmeyi engeller. Bundan ötürü tipik bir volkan patlamasını, depremi veya hastalık salgınını tanrının cezası, laneti olarak yorumlamamak için bir engel kalmaz. Kim ne derse desin, İslam, birçok din gibi yanlış bilinçtir.

    Metafizik safsatalar bir tarafa, İslamın yaşama olan kösteğini özel olarak sağlayan şey olan ötedünya inancının ayrıca ele alınması gereklidir. Ölümden sonra kusursuz bir dünyanın varolduğuna inanmanın yaşama etkisi ne olur? Basit. Ölümden sonra ki kusursuz ötedünyayı düşündükçe içinde yaşanılan dünya kusurlu bulunmaya ve önemsizleşmeye başlar. Gelip geçici olarak görülüp küçümsenir ve hatta horgörülür. İçinde yaşadığın dünyayı horgörmek onun içinde yaşamayıda horgörmeye sebebiyet verir. Yaşamayı horgörmeyi, küçümsemeyi ve ölümü arzulamayı salık veren ötedünya inancı apaçık şekilde zararlı bir zihinsel virüstür, hastalıklı bir düşüncedir. Bununda yanında, dünyayı ve yaşamı önemsizleştirdiği için dünyaya ve yaşama anlam, değer katılmasını engeller, olanaksız kılar. Yok edilmesi gerekir, yaşama zararlıdır. Bu hastalıklı düşünceyi benimsemem zararlı olduğundan ötürü İslamın içinde bulunamam.

    Öteki taraftan teist her din gibi İslamda insanı kendi kendime yetemeyen, aciz, yol gösterilmesi gereken bir varlık, binevi tinsel olarak onu bir çocuk kabu eder ve yine tinsel ebeveyn olan tanrının istek ve emirlerine harfiyen uyarak yaşaması gerektiğini ortaya koyar. Ben en baştan beri bana dışarıdan değer dayatan, "yapmalısın" diyen üstün otoritelere ayarım (bunun neyden kaynaklandığını da sonradan öğrendim, ancak fazla kişisel). Dolayısıyla kişiliğim en baştan daha bir tanrıya inanmama izin vermiyor, nasıl İslama inanabilirim ki? Ben en baştan daha, hiçbir şeye değer ve anlam katamayan, kendi başına düşünemeyen, papağan gibi söylenen şeyleri tekrar eden, manevi olarak aciz bir insan olmadığım için herhangi bir teist dine veya tanrıya ihtiyaç duymuyorum, hatta bu din ve tanrı çoğu insanın yaşamını devam ettirmesini sağlarken benim yaşamıma ise köstek oluyor.

    Şuanlık bu kadar aklıma geldi.

    Bir yaratıcıya ihtiyaç duymamamız olmadığını göstermez. Ancak bir yaratıcı varsa, bizi bizzat kendisine muhtaç yaratması için bir sebep yoktur. Yani ihtiyaç duymadığımız bir yaratıcı fikri daha mantıklıdır. Onun için dinlerin duaları ve dilekleri saçmadır, madem dua etmemizi istiyorsun ve ne zaman dua edeceğimizi biliyorsun, bizi zaten isteklerimize sahip yarat, kendi kendimize yeten bir canlı olalım.

    Virüs, yaşamak için kendini kopyalayan, barınağa muhtaç şeydir.
    Biyolojik virüsleri hepimiz biliyoruz,
    Siber virüsleri de birçoğumuz biliyoruz,
    Ancak düşünsel virüsleri çoğumuz bilmez, bunlar beynimizde barınır, nesilden nesile, insandan insana kendini kopyalar.
    Bunlar ne RNAdan, nede KODdan oluşur. IDEA'lardan oluşur. Bunların bir çoğunun temelinde, metafizik vardır.






  • Olamadım, bir çok kişi gibi evlatlık meselesine bende takıldım, arada kaldım, sonra Arapların aile yaşamını biraz inceledim, kız çocuklarının yaşının hala adet döneminden itibaren hesaplandığını farkettim.

    Olamadım, Camiden çıkıp kalabalığa karıştığımda bir seyyar kitapçıya rastladım, içinde bir miktar para olan İncil dağıtıyordu, parayı verip İncili alıp yaşadığım şehirdeki bir kiliseye girdim, gözlemledim, birazını orada okudum, sonra Türkçeye çevrilmiş diğer İncilleride okudum. Bir merak sardı, Pagan dini ile ilgili kitapları topladım, okudum, ardından Yahudilik, Zerdüştlük vs vs ile ilgili bulabildiğim kaynakları okudum, şaşırdım. Çünkü benzerlikler yanında aşırı uç farklılıklarda vardı.

    Sonra İslamiyeti kendi merceğim altında biraz daha inceledim. Mehzeplere baktım, bu kadar mehzep niye var dedim, "Eşarilik" e takıldım, hala çıkamadım, bunca ayrışma, bunca bloklaşma, bunca kavga, hala devam neden devam eder biat niye var diye düşündüm, insanların kolay yanıtları şeçtiğini farkettim, evlatlık meselesi gibi, var olan cahilliğime bir yeni kapı daha açıp farketmesem hala.... neyse cahilliğimden ateist olamadım, az yardım edin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: semender96

    Kur'an'ın bilimsel mucizelerini emimin ki tersten okumuşsunuz ki böyle bir yorum yapıyorsunuz.

    İslam'ın yanlış olduğunu söyleyerek zaten yanıldığımızı söylüyorsunuz o halde ben de ateizmin yanlış olduğunu ve yanıldıklarını söylerim ne değişir?

    Tek fark ölünce ikimiz de gerçeği göreceğiz o zaman anlarız neymiş yanlış olan.

    Kimsenin ölünce, gerçeği göreceği yok.
    Gerçekleri görmek için ölmeden önce gözümüzü açıp aklımızı kullanmalıyız.

    Kurandaki mucize iddaalarını biliyorum, bende bir zamanlar müslümandım. O iddaaların asılsız olduğunu da biliyorum. Arapça lastik gibi bir dil. Ancak bilimle çelişen yerleri hiç esnetilmiyor , maalesef. Kuranı kim yazdıysa, tutturamamış. Attığı yerler, zaten önceden uydurulmuş, antik yunana,ortadoğuya ve hindistana dayanan şeyler. Pek özgün bir kitapta değildir, kendisi.




  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    Siz Allahın kelamını kabul etmiyorsun hiç beşer kelamını kabul eder misiniz?o halde ne desem boş ben de sizin dediklerini kabul etmiyorum ne değişti? Madem ölünce bir şeyi görmeyecez Tanrıyı öldürdünüz gibi ölümü de öldürun de biz de ateyiz olalım

    Aynen dediğin gibi Muhammed çok zeki adamdı eski kitaplsrdan baktı yazdı ve o devirde yaşayan kimse de çıkıp demedi sen hayırdır başka yerden bakıp söylüyorsun diye Ebu Cehil aristokrat yani o devrin bilimadami gibi bir şey o bile Muhammedin en azılı düşmanı iken böyle bir iddia dahi bulunamamisken hadi onu geçtim bugüne kadar gelen hiçbir islam alimi böyle bir şeyi görmemişken siz çok zekimiysinjz gibi böyle bir iddiada bulunuyorsunuz. Madem Muhammedden dahi zekisiniz ve onun yazarken yaptığı hataları buldunuz tebbet suresinde zeki dediğiniz Muhammed bir kafirin iman etmeyeceğine dair iddiaha giriyor ve o kafir iki lafıyla islam davasını curutecekken iman etmeden yıllarca yaşayıp ölüyor ve ne hikmetse çok zeki dediğiniz Muhammed koskoca davayı bir adamın dudakları arasına getiriykr madem siz de zekisiniz benim için de bögle bir iddiada bulunsanjza eski kitaplara da bakabilirsiniz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • semender96 S kullanıcısına yanıt
    Kimi çeviriler diğerlerine göre baya değişik bi manada yada tamamen anlamsız şekilde çevriliyor. Kimi ayetler bilgi sahibine hitap ediyor. Ama büyük oranda gelenek ceviriye etki ediyor. Bu alimler manyak adamlar. Özellikle şeyin atın ayağından sıçrayan çamurla cennete gidilecegoni söylemleri beni benden aldı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.