Şimdi Ara

MADEMKİ KADERDE VARDI ÖLDÜRENİN SUÇU NEY (7. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
146
Cevap
0
Favori
5.087
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu konu islamiyetin en büyük paradokslarından birisidir.
    Aslında insanları başlarına gelen iyi şeyler için tanrıya şükretmeleri için oluşturulmuş bu kavram başına kötü şeyler gelen insanların veryansın etmemeleri için karmaşık kurgulanmış ve tartışılmasından ve sorgulanmasından kaçınılması için imanın şartlarından sayılmıştır...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.

    kader ve iradeyi karıştırmadan cevaplayabilecek çok fazla kimse çıkmıycak heralde...



    quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.

    kader ve iradeyi karıştırmadan cevaplayabilecek çok fazla kimse çıkmıycak heralde...


    İlk mesajda gelmiş cevap.

    Kafayı bulması kader değil kişinin kendi iradesidir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    Bu konu islamiyetin en büyük paradokslarından birisidir.
    Aslında insanları başlarına gelen iyi şeyler için tanrıya şükretmeleri için oluşturulmuş bu kavram başına kötü şeyler gelen insanların veryansın etmemeleri için karmaşık kurgulanmış ve tartışılmasından ve sorgulanmasından kaçınılması için imanın şartlarından sayılmıştır...


    Cevabı gayet kesin olan birşey nasıl paradoks sayılabilir?
  • Konunun çoğunu okudum. Öncelikle bu konuda mesaj yazan herkese çok teşekkür ediyorum. Çünkü tartıma, kavga-dövüş olmadan uzun bir süredir konu ayakta durmuş. Çok güzel birşey bu.

    Konuya gelirsek.

    Ben kadere inanırım. Ama herşeyimi de kadere bağlamam. Çünkü insanlar kendi kaderini kendi belirler. Herşeye kader diyip kestirip atmadım, atmam da.

    Ama bizler ne yaparsak yapalım bu konun içinden çıkamayız. Konunun sonu yok çünkü. Çok fazla düşünüldüğü zaman, insanın akli dengesini kaybetmesine kadar gider. Ucu, bucağı olmayan şeyler çünkü konuştuklarımız.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: GunayMan

    Konunun çoğunu okudum. Öncelikle bu konuda mesaj yazan herkese çok teşekkür ediyorum. Çünkü tartıma, kavga-dövüş olmadan uzun bir süredir konu ayakta durmuş. Çok güzel birşey bu.

    Konuya gelirsek.

    Ben kadere inanırım. Ama herşeyimi de kadere bağlamam. Çünkü insanlar kendi kaderini kendi belirler. Herşeye kader diyip kestirip atmadım, atmam da.

    Ama bizler ne yaparsak yapalım bu konun içinden çıkamayız. Konunun sonu yok çünkü. Çok fazla düşünüldüğü zaman, insanın akli dengesini kaybetmesine kadar gider. Ucu, bucağı olmayan şeyler çünkü konuştuklarımız.

    Zaten kardeş Allah cc'de emredilen iman ve islamın şartları öyle bir sıraya konmuşki adeta mükemmelliyetlik mevcut

    önce kadere inanacaksın demiyor.
    İMANIN ŞARTLARI
    1- Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak.------------Bunu reddeden diğerleri kökten reddetmiştir
    2- Allah'ın meleklerine inanmak.-------------Önce bizim görmediklerimize inanmamız gerekiyor
    3- Allah'ın kitablarına inanmak.---------------Sonra kitaba inan diyor
    4- Allah'ın peygamberlerine inanmak.-----------Ondan sonrada Allah-Melek ve kitaplara inanırsan peygambere inan diyor
    5- Ahiret gününe inanmak-----Yine devam ediyor ve bu 4 madde sende sorgusuz sualsiz mevcutsa ahirete inan demek istiyor
    6- Kadere, hayır ve şerrin yaratıcısının Allah (Celle Celâlühû) olduğuna inanmak.
    ---------sonrada diyorki kulum bu beşine inandıysan bunada inan çünkü senin faydana diyor.Meleği yaratan ben-kitabı gönderen ben - peygamberleri size doğru yolu göstersin diye gmnderen ben ve ahiretide sizin için hesab günü yapanda benim diyor...Sonrada diyorki Kaderi unutma,herşeyi kadere bağlama,içki içip kaderimde varmış deme,yapamadığın çekemediğin şeylerde Allahı (haşa) ahmede mehmede şikayet etme.Benim emirlerimden dışarı çıkmaki cennetime alayım seni

    İSLAMIN ŞARTLARI
    1- Kelime-i şehadet getirmek.
    2- Namaz kılmak.
    3- Oruç tutmak.
    4- Zekat vermek.
    5- Haccetmek.


    Kelime-i şehadeti en sona koymamış
    Namazı başa almamış
    Orucu namazdan önce koymamış
    Hac etmeyi ikinci sıraya almamış

    Çünkü namaz kılıp oruç tutmayan zekat verip haccada gitmez


    Bunu iyi düşünmek gerekli dimi kardeşlerim

    Biz nankörlüğümüzden dolayıgözümüzün önünde cereyan eden şeyleri göremiyoruz
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.


    quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    Bu konu islamiyetin en büyük paradokslarından birisidir.
    Aslında insanları başlarına gelen iyi şeyler için tanrıya şükretmeleri için oluşturulmuş bu kavram başına kötü şeyler gelen insanların veryansın etmemeleri için karmaşık kurgulanmış ve tartışılmasından ve sorgulanmasından kaçınılması için imanın şartlarından sayılmıştır...


    Cevabı gayet kesin olan birşey nasıl paradoks sayılabilir?

    kader var mıdır ? ın cevabı nerede kesn olarak verilmiştir..Kader vardır ve ona inanmazsanız iman etmiş sayılmazsınız diyen kaynak mı ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd


    quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.


    quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    Bu konu islamiyetin en büyük paradokslarından birisidir.
    Aslında insanları başlarına gelen iyi şeyler için tanrıya şükretmeleri için oluşturulmuş bu kavram başına kötü şeyler gelen insanların veryansın etmemeleri için karmaşık kurgulanmış ve tartışılmasından ve sorgulanmasından kaçınılması için imanın şartlarından sayılmıştır...


    Cevabı gayet kesin olan birşey nasıl paradoks sayılabilir?

    kader var mıdır ? ın cevabı nerede kesn olarak verilmiştir..Kader vardır ve ona inanmazsanız iman etmiş sayılmazsınız diyen kaynak mı ?


    Evet o kaynak dediğin kainat kitabı Kuran'ı -Keriim dir.

    Ayrıca bir çok kitaptada izahı var yukarıdaki arkadaşlar linkler vermiş onları tıklayıp okuyun.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    Bu konu islamiyetin en büyük paradokslarından birisidir.
    Aslında insanları başlarına gelen iyi şeyler için tanrıya şükretmeleri için oluşturulmuş bu kavram başına kötü şeyler gelen insanların veryansın etmemeleri için karmaşık kurgulanmış ve tartışılmasından ve sorgulanmasından kaçınılması için imanın şartlarından sayılmıştır...


    paradoks felan yok işte. varlık, varlık süreci ile tanımlı zaten. sen paradoks de diye tanrı kur'an'a bunu kesin bir ifade ile tehditvari bir şekilde koyuyor. birisi gelip
    "Bu konu islamiyetin en büyük paradokslarından birisidir." diyebilsin diye. şu durumu aynı insancıl ilkeyi okuduktan sonraki tersten düşünme mantığı kavramak gerek. hem benim hem senin açından.
  • ben paradoks olduğuna dair fikrimi ve destekleyici fikirlerimi yazdım..Sizi önermemin aksini ispata yönelik önermenizi yapmaya davet ediyorum..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ANDREİ

    "Alın yazısı ve kader" genel olarak yanlış bilinen bir konudur.

    Allah,senin hangi liseyi bitirip,hangi meslekle uğraşacağını,kiminle evleneceğini önceden ayarlamamıştır...

    Sadece hepsini bilir...

    Yani başına kötü birşey geldiği zaman sorumlusu kader değil,sensindir.

    Şirketi iflas eden,eşinden ayrılan...vs gibi olaylarla karşılaşan birçok insan bunu Kader'e bağlar,kaderde varmış der.yanlış olan budur.Bu olaylarla karşı karşıya geldiysen tek sorumlusu yine sensindir.Kader,Allah'ın tüm bunları önceden bilmesinden ibarettir...

    Kader,doğuştan gelen seçemediğin şeyler üzerinde etkilidir.Mesela cinsiyetini,fiziksel özelliklerini seçemezsin.Bunlar Allah tarafından verilmiştir.




    Kader sadece Allah'ın tüm olayları önceden bilmesidir...

    Ne yapacağın sana kalmış;hiçbir baskı,şartlama söz konusu değil.

    Olay şu,sadece Allah hepsini önceden bilir,müdahale etmez...

    Yani Allah'ın dilemesiyle o kaza olmadı,olay tamamen sürücünün suçu.Sadece Allah önceden o kazanın orada,o şekilde olacağını önceden biliyordu...





    Arkadaşım öncelikle fikirlerini sunduğun için sana teşekkür ederim.Ancak benim bu konuda sorgulamak istediğim bazı şeyler var.

    Tanrı'nın birşeyi bilmesi demek o şeyin gerçek olması demek değil midir?Yani demek istediğim tanrı eğer benim 1 saat sonra ve ya 10 yıl sonra ne yapacağımı biliyorsa,bu o olayın mutlaka gerçekleşeceği anlamına gelir.Çünkü Tanrı'nın yanılması ve ya hata yapması gibi bir olanak söz konusu değildir.Yani tanrının insanların gelecekte yapacağı hareketleri bilmesi durumunda,insanların iradesi üzerinde bir baskı söz konusudur.Ve yine olaya bu mantıkla baktığımız zaman eğer tanrı benim gelecekte gerçekleştireceğim bir iyilikten ya da kötülükten haberdarsa,ben eylemimi gerçekten kendi irademle mi gerçekleştirmiş oluyorum?

    Eğer ki "Tanrı insanların ne yapacağını biliyor ancak onların iradesine karışmıyor." dersek ortaya bir çelişki hatta bir paradox çıkarmış oluruz.Çünkü Tanrı'nın bilgisi dahilinde olan herşey kesinlik,mutlaklık özelliği taşır.Tanrı'nın benim gelecekteki davranışlarımı bilmesi demek onları belirlemesi demektir.Ve bu durumda benim bütün varoluşum anlamsız bir komediden öteye geçemez.

    Benim fikrime göre kader dediğimiz şey,insanın seçme şansı olmayan(doğacağı aile) gibi mevzulardır.Tanrı'nın da insanların gelecekte ne yapacağını kesin olarak bildiğine inanmıyorum.Şayet kesin olarak biliyorsa bizim varolmamızdaki amaç ne?Sonuçları önceden hesaplanmış,monoton bir düzene göre hareket eden bir makinadan ne farkımız kalır bu durumda.Tanrı eğer bizim eylemlerimizi önceden biliyorsa bizi yaratmasındaki amacı ne?Dünya'da geçirdiğimiz her dakika boşa geçiyor demektir.Hangimizin iyi hangimizin kötü olduğu önceden belli olduğuna göre,bunun yerine direk cennet ya da cehenneme gönderilebilirdik.

    Tanrı eminim insanların davranışları hakkında kusursuza yakın tahminler yürütebiliyordur ama kişilerin yapacakları eylemleri önceden bildiğine ben kendi şahsım adına inanmıyorum.Şayet eğer bilmiş olsaydı bu yaşadığımız hayatın bir sinema filminden ne farkı kalırdı.Oyuncular belli,senaryo belli...
  • Yukarıda kader üzerine olan fikirlerimi elimden geldiğince belirtmeye çalıştım.Ancak konuyu iyice incelediğimde bazı arkadaşların çok güzel fikirlerle benim kader anlayışımın karşısında durduklarını gördüm.
    Bunlardan en çok ilgimi çeken Tanrı'nın zamanın ötesinde yer alması oldu ve düşüncelerimin burada bi açık verdiğini gördüm.

    Bu açığı kapatmaya çalışmak için şöyle bir yorumda bulunacağım:

    Zaman diziliminde bir insanın başından geçecek olayları büyük ölçüde o insanın düşünce ve planları aynı zamanda insan dışı doğanın insan üzerindeki etkileri belirler.Örnek vermek gerekirse , bir insanın gelecekte avukat olmak istediğini var sayalım,bu kişi öncelikle hukuk bölümünü kazanmak zorunda değil mi?Ve bunun içinde oldukça çalışması gerekiyor.Neyse adamımız gün geliyor deliler gibi çalışıyor,kimi gün ise usanıp çalışmayı bırakıyor.Gördüğünüz gibi adamımızın hukuk kariyeri pamuk ipliğine bağlı,adamımızı gelecekteki bir zaman diliminde onun geçmişteki çalışmasına göre avukat olarak görmek ne kadar mümkün ise başka bir meslekte görmekte o kadar mümkün.Yani demek istediğim gelecek sürekli değişiyor ve geleceğimizi değiştiren de yine bizim eylemlerimiz oluyor.Adamımızın hukuğu kazanacak puana ulaştıktan ve tercih formunu doldururken hukuk bölümünü tercihleri arasına almasından bir saniye önce bile kararından vaz geçme şansı var.Yani burdan çıkan sonuç gelecekte bir mutlaklık kavramının olmayaşıdır.Bu fikrimi spielberg'in zamanda yolculuk filmini izleyenler çok daha iyi anlayacaktır.Oradaki doktor ve martin karakterinin geçmişte yarattıkları küçücük değişikliklerin gelecekte yol açtığı değişimleri aklınıza getirin.

    Burdan çıkacak sonuç şudur ki; Tanrının insanların eylemlerini gelecekten izlemesi demek insanların iradesi üzerinde bir baskısı olduğu anlamına gelmez.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Yukarıda kader üzerine olan fikirlerimi elimden geldiğince belirtmeye çalıştım.Ancak konuyu iyice incelediğimde bazı arkadaşların çok güzel fikirlerle benim kader anlayışımın karşısında durduklarını gördüm.
    Bunlardan en çok ilgimi çeken Tanrı'nın zamanın ötesinde yer alması oldu ve düşüncelerimin burada bi açık verdiğini gördüm.

    Bu açığı kapatmaya çalışmak için şöyle bir yorumda bulunacağım:

    Zaman diziliminde bir insanın başından geçecek olayları büyük ölçüde o insanın düşünce ve planları aynı zamanda insan dışı doğanın insan üzerindeki etkileri belirler.Örnek vermek gerekirse , bir insanın gelecekte avukat olmak istediğini var sayalım,bu kişi öncelikle hukuk bölümünü kazanmak zorunda değil mi?Ve bunun içinde oldukça çalışması gerekiyor.Neyse adamımız gün geliyor deliler gibi çalışıyor,kimi gün ise usanıp çalışmayı bırakıyor.Gördüğünüz gibi adamımızın hukuk kariyeri pamuk ipliğine bağlı,adamımızı gelecekteki bir zaman diliminde onun geçmişteki çalışmasına göre avukat olarak görmek ne kadar mümkün ise başka bir meslekte görmekte o kadar mümkün.Yani demek istediğim gelecek sürekli değişiyor ve geleceğimizi değiştiren de yine bizim eylemlerimiz oluyor.Adamımızın hukuğu kazanacak puana ulaştıktan ve tercih formunu doldururken hukuk bölümünü tercihleri arasına almasından bir saniye önce bile kararından vaz geçme şansı var.Yani burdan çıkan sonuç gelecekte bir mutlaklık kavramının olmayaşıdır.Bu fikrimi spielberg'in zamanda yolculuk filmini izleyenler çok daha iyi anlayacaktır.Oradaki doktor ve martin karakterinin geçmişte yarattıkları küçücük değişikliklerin gelecekte yol açtığı değişimleri aklınıza getirin.

    Burdan çıkacak sonuç şudur ki; Tanrının insanların eylemlerini gelecekten izlemesi demek insanların iradesi üzerinde bir baskısı olduğu anlamına gelmez.

    tabiki gelmez. zaten bu yüzden insanlar akıl ve mantık verilmiştir. üstelik iradede verilmiştir. ve bunların tamamı geliştirilebilen şeylerdir. ve bunların gelişmesi tamamen insanın kendisine bağlıdır. bunlar Kuranda açıkça belirtilmiştir. yani yularda bazı arkadaşlarında dedği gibi paradoksal hiçbir şey yoktur. Allah'ında insanların kaderini bilmesi daha öncede yazığım gibi onun katında zaman diye birşey olmamasıdır. Zamanı yaratan zaten kendisidir. Zamanı göreceli yapanda kendisidir. İnsanlar kaderlerini kendileri çizerler. Sonuç olarak ortaya bu çıkar.


    Ve kardelen kardeşinde belirttiği gibi sıralamaya dikkat edin. Kader en son sırada yer alır. Yani oncelikle imanın islamın şartlarını yerine getirenlerin zaten kaderin en son sırada olduğunu bilirler. Bir insan Şahadet getirdikten sonra zaten akıl ve mantığını kullanmaya başlamıltır. Sırlamayla en son kader gelir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lordofvarde -- 15 Ağustos 2008; 14:51:44 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    ben paradoks olduğuna dair fikrimi ve destekleyici fikirlerimi yazdım..Sizi önermemin aksini ispata yönelik önermenizi yapmaya davet ediyorum..

    işte bu olmadı,bende yazdım. üstüne azıcık bu eleman ne diyo diye düşüverin. bir fikir atıp gitmedim. garip ya ne dediğimi kimse anlamıyo. acaba bende mi var bişiler?


    varlık ile ilgili bir gerçek verdim orda. ona göre yorum yaptım. savımı tanrı varsa dediğim an çürütemezsiniz. bu işte olay. çünkü mekandaki bir varlık zamana tabi tutuluyosa, zaman süreci boyunca tanımlıdır dedim. uzay-zaman da kütlemiz ile ilerliyoruz(zamanda akıyoruz) işte bu olanlar bellidir.

    bu dediğim benim ilk baştaki referansımca mantıklıdır. yoksa bu referansımız size kabul ettirebilsem, kültür bilim topici kapanırdı.

    siz bakın birde kendi dediğinize

    çok çok destekleyici yorumlamışsınız.bende bir cümle ile sildim hepsini yukarıdaki postumda. nolcak şimdi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: thy majesty


    quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    ben paradoks olduğuna dair fikrimi ve destekleyici fikirlerimi yazdım..Sizi önermemin aksini ispata yönelik önermenizi yapmaya davet ediyorum..

    işte bu olmadı,bende yazdım. üstüne azıcık bu eleman ne diyo diye düşüverin. bir fikir atıp gitmedim. garip ya ne dediğimi kimse anlamıyo. acaba bende mi var bişiler?


    varlık ile ilgili bir gerçek verdim orda. ona göre yorum yaptım. savımı tanrı varsa dediğim an çürütemezsiniz. bu işte olay. çünkü mekandaki bir varlık zamana tabi tutuluyosa, zaman süreci boyunca tanımlıdır dedim. uzay-zaman da kütlemiz ile ilerliyoruz(zamanda akıyoruz) işte bu olanlar bellidir.

    bu dediğim benim ilk baştaki referansımca mantıklıdır. yoksa bu referansımız size kabul ettirebilsem, kültür bilim topici kapanırdı.

    siz bakın birde kendi dediğinize

    çok çok destekleyici yorumlamışsınız.bende bir cümle ile sildim hepsini yukarıdaki postumda. nolcak şimdi?

    o kadar yuvarlak o kadar sadece kendi anlayacağınız şekilde ifade ediyorsunuz ki net anlayamadığımı itiraf etmek zorundayım..savınızı biraz daha açık olarak yazıya dökebilir misiniz ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd


    quote:

    Orjinalden alıntı: thy majesty


    quote:

    Orjinalden alıntı: EngineerInDefenceInd

    ben paradoks olduğuna dair fikrimi ve destekleyici fikirlerimi yazdım..Sizi önermemin aksini ispata yönelik önermenizi yapmaya davet ediyorum..

    işte bu olmadı,bende yazdım. üstüne azıcık bu eleman ne diyo diye düşüverin. bir fikir atıp gitmedim. garip ya ne dediğimi kimse anlamıyo. acaba bende mi var bişiler?


    varlık ile ilgili bir gerçek verdim orda. ona göre yorum yaptım. savımı tanrı varsa dediğim an çürütemezsiniz. bu işte olay. çünkü mekandaki bir varlık zamana tabi tutuluyosa, zaman süreci boyunca tanımlıdır dedim. uzay-zaman da kütlemiz ile ilerliyoruz(zamanda akıyoruz) işte bu olanlar bellidir.

    bu dediğim benim ilk baştaki referansımca mantıklıdır. yoksa bu referansımız size kabul ettirebilsem, kültür bilim topici kapanırdı.

    siz bakın birde kendi dediğinize

    çok çok destekleyici yorumlamışsınız.bende bir cümle ile sildim hepsini yukarıdaki postumda. nolcak şimdi?

    o kadar yuvarlak o kadar sadece kendi anlayacağınız şekilde ifade ediyorsunuz ki net anlayamadığımı itiraf etmek zorundayım..savınızı biraz daha açık olarak yazıya dökebilir misiniz ?



    evet, biraz anlaşılma sorunum var. nasıl daha açık olucam bilmiyorum


    demek istediğim biz maddi varlıklarız,bizi bu halimizde ele alırken, bizim zaman içerisindeki sürecimizde sözkonusudur. 4. boyut zaman demişti einstein amcamız.3 boyutlu değilde 4 boyutlu bir algılama mekanizmamız olsa, bizim geçmiş ve geleceklerimizi de algılardık. yani bizim eksikliğimiz var burada.sonuçta böyle bir süreç söz konusu yani(ve tanımlı). uzay- zaman kendi içerisinde bir mekan. bizim zaman içerisindeki değişimimiz de bir mekanda gerçekleşebilir.
    not:tanrının aynı zamanda tanımlayıcı olduğunu düşünüyorum. yani siz derseniz ne alaka ? diye. tanrı benim zihnimde her şeydir. ve iç içe parametrelerce tam olarak çözümlenemeyecek sistemde bir evren yaratmıştır.
    kendi içimizde bağımsızken, birer varlık olarak sıradan ve tanımlı olduğumuzu düşünüyorum. tanrı açısından(tabiki öyle olucak)
    hepimiz tanrıyı var olarak ele alırsak, dediğim gibi kültür bilimi kapatırız o zaman

    fazla din felsefesi yapmayı sevmem, ama değinesim geldi; din daha iyi kendisini nasıl ifade eder acaba?
    ne desin yani tanrı kitabında? kaderi bizim gibi felsefi(ayar almaya müsait) açıklasın mı? ya da öyle bir kitap göndersinde herkes inansın mı? ne desin, dogmatik olacağını bildiği insanlığa kitapta, cehennemden korkmayın mı desin? ya da en iyisini ateist bırakmayacak derecede mi göstersin. ne saçma olurdu demi?
  • ben bu kader konusunu uzun zamandır düşünüyordum..cevap bulamıyordum, bu konuyu kim açmış ise Allah razı olsun..

    birçok hocaya sordum ama beni tatmin eden hiçbir yanıt alamadım ( insanın aklı ermez şeklinde açıklama yaptı çoğu ) ..peki aklı ermez ise Amentü duasında aklımızn ermediği şeye nasıl inanacağız diye de sorcaktım ama cevap alamayacağımı bildiğim için sormadım..

    ben özellikle camilerdeki din adamlarımızın bilgisinin yetersiz olduğunu ve kendilerini geliştirmediğini düşünüyorum..şurda özellikle konuya ilk mesaj gönderen insanlardan bu konuda çok bilgi aldım ve kafamdaki birçok soruma cevap buldum teşekkür ederim.
  • Kader konusunda bu sayfada güzel bilgiler mevcut, bakabilirsiniz.
  • aklıma bişi takıldı..

    diyoruz ki Allah bizim hür irademizle ne yapacağımızı biliyor ve müdahale etmiyor dedik..

    bana pek müdahale etmiyor gibi gelmiyor..çünkü dua diye bişi var islamiyette.."dua edin kabul edeyim" buyuruyor yüce Allah..bu da müdahale edebileceğini gösteriyor değil mi sizcede ?

    aslında sizce diyorum ama islamiyette sizce bizce yok, tek bir kurallar bütünü - tek bir olacak olan şey var..lütfen bu konuda bilgili araştırmış arkadaşlar cevap verirse daha çok sevinirim..

    teşekkürler..
  • bu konuda araştırmam yok, ama kasarsam bi açıklama bulabilirim. tabi din bilgisi bu konuda iyi olan birisi konuşsun bencede
  • quote:

    Orjinalden alıntı: soho

    aklıma bişi takıldı..

    diyoruz ki Allah bizim hür irademizle ne yapacağımızı biliyor ve müdahale etmiyor dedik..

    bana pek müdahale etmiyor gibi gelmiyor..çünkü dua diye bişi var islamiyette.."dua edin kabul edeyim" buyuruyor yüce Allah..bu da müdahale edebileceğini gösteriyor değil mi sizcede ?

    aslında sizce diyorum ama islamiyette sizce bizce yok, tek bir kurallar bütünü - tek bir olacak olan şey var..lütfen bu konuda bilgili araştırmış arkadaşlar cevap verirse daha çok sevinirim..

    teşekkürler..


    Benim zamanımda öğretmenin kanaat not hakkı vardı.Yani eğer öğrenci derseten kalıyor ise öğrencinin ders içinde tutum davranışı,çalışması,dersi kavraması ÖĞRETMENİNE SAYGI gibi husularda iyi olan öğrenci,iyi çalışıyor ama bir türlü başaramıyor ise öğrenciye sözlü notunda iyi verir,geçirirdi.Yada çok çalışkan derslerinden geçiyor ise öğrencinin teşşekür takdir alması için ekstra not verirdi.Duayı buna benzetebilirsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi EXCELANCEE28 -- 18 Ağustos 2008; 1:26:17 >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.