Şimdi Ara

EVLİLİK ÜZERİNE SOHBETLER (292. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
16.186
Cevap
394
Favori
926.752
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
398 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 290291292293294
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: danGerfuLL

    Hayata toz pembe gözlerle bakan kadın modeli bir üst mesajda yer almaktadır.

    Yeni nesil kadın modeline geçecek olursak, özetle:

    1) Kadının ailesi daima daha değerlidir.
    2) Kadının arkadaşları, girdiği ortamlar vs daha önemlidir.
    3) Kadının 25 kuruşu erkeğin 2500 TL'sinden daha kıymetlidir.
    4) Dağılım filan yok, işine gelmedi mi yaptığın işlerin yanı sıra şu işlere hiç dokunmuyorsun diye laf sokma vs. var.
    5) Sorun çıkarma stratejileri.

    Bkz. Tecrübe nedir? Hayatta yediğin kazıkların toplamıdır.

    Ne uğraşıyorsun ki bununla? Balmumlu mudur nedir bırak sal kendi haline.
  • kadın değerlidir, erkekte. yani insan değerlidir. ama her insan değil. bence teröristler değersiz. erkeğe rüşt ispat etmeye çalışan kadınla, kadını bastırmaya çalışan erkeği de değersiz buluyorum. tamam belki biliminsanları ya da yardımseverler. ama rüşt ispat gereksinimi, onları gözümde değersizleştiriyor.

    sevgiyi yok etmek için ilişkiyi rasyonelleştirmek lazım. para şöyle harcanacak, birbirine vakit ayrılacak, aileyle şu olacak falan diye planlanırsa çok başarılı bir şekilde karşınızdakinden soğuyabilirsiniz. kadın da erkekte ölçülü olarak fedakarlık etmeli. ölçü ise birbirleri olmalı. birisinin fedakarlığını öteki anlayıp ona adil olmaya çalışmalı. ancak bunların asla lafı bile edilmemeli. karşıdan bunun beklendiği olur olmaz ona hissettirilmemeli." sevgi, ancak böyle yaşayabilir.

    nasıl cahil insanlar düşüncesiz olabiliyorsa, okumuş cahiller da kuralcı olabiliyor. sonuçta ikisi de mutsuz oluyorlar. rahat olmak lazım, olumlu, esprili ve akıllı olmak lazım.




  • Tam tersi, hukmetmeye calisanin sizler oldugunu soyluyorum. Tavirlariniz bariz belli ediyor.



    Dedim ya tanimiyorum ayrica bize bir faydasi olup olmamasi da bizim meselemiz.



    Genelleme İSE yaziyor orada ben genelleme dahi demedim bizzat senin mesajindan alinti genelleme kelimesi. Tecrube diyorum tercihim bu yonde. Tecrubeler ayni dogrultuda olabilir; ancak bu onlarin dogru oldugunu gostermez. Halen bir celiski goremiyorum ben. Senin 3-5 dedigin kadin sayisi da pek az da degil sanirim benzer tecrubelere sahip oldugumuza gore arkadaslarla.



    Dedim ya sussam seninle de anlasiyor olabilirdik.



    Oneri isteyen yok kendine sakla.



    Kimin neyi hak edip etmedigi konusunda yargida bulunmaktan vazgec. Kimin kime uygun oldugunu suradaki iki satirlik tartismadan anlaman da baya dahiyane.



    Eyvallah, kabayimdir.



    Konuyu farkli yonlere cekmenin de pek bir faydasi yok ya neyse. Benden bu gecelik bu kadar.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Herkes hakettiğini bulur.
  • EVLİLİKTE ALTIN KURALLAR (Faydalı bir yazı , bazılarının okuması şart.)


    1- Evlilik Piramidi: Çocuk olmamış bir evlilikte piramidin tepesinde çift vardır. Bir alt basamakta yani ikinci sırada çiftin ailesi yer alır. Üçüncü sırada ise çiftin arkadaşları ve dostları yer alır. Çocuk olunca çift ikinci sıraya iner. Çocuk piramidin tepesine yerleşir. Çiftin ailesi üçüncü sıraya, çiftin arkadaşları ve dostları ise dördüncü sıraya iner. Birinci ve ikinci sırada yer alanların birlikte bulundukları bir ortamda, ikinci sırada yer alan birine, birinci sırada yer alan birinden daha fazla ilgi gösterirseniz, bu çatışma nedenidir. Çünkü evlilik iki ayrı hayatın iki ayrı hayat kalarak tek bir hayat oluşudur ve herkes sırasını bilmelidir.


    2- Emir Cümlesi Kullanmayın: Asla emir cümlesi kullanmayın. Kullandığınız her emir cümlesi partnerinizin bilinç altı korkuları, endişelerini, kaygılarını tekrar bilinçdışı yaşamasına neden olabilir. Ufak bir sorunun nasıl anlamadan büyük bir sorun haline geldiğine tanık olursanız, şaşırmayın, altında mutlaka, gizili bir emir cümlesinin yattığı, bilinçdışı çatışmalar vardır.


    3- Yargılayıcı ve Suçlayıcı Olmayın: Düşüncesiz davranışlar ya da kırıcı sözler ilişkinizi zedeleyebilir. Asla yargılayıcı ve suçlayıcı olmayın ama gerekirse önce kendinizi sonra eşinizi yargılayın. Soru sorun ama sorguya çekmeyin. Eşiniz kızgınken siz sakin olun. Bir sorunla karşılaştığınızda, biriniz ateşken diğeriniz su olun, kimin suçlu olduğunu bulmaya çalışmak yerine sadece çözüme yoğunlaşın ve çözümü konuşun. Unutmayın her fani, ne kadar yumuşak ve sevgi dolu davranılırsa davranılsın, suçlanmaktan hoşlanmaz, eleştirilmekten endişe duyar. Bu yüzden yaptığı işi tam olarak sizin istediğiniz gibi yapamasa da anlayış gösterin ve başarısızlığını yüzüne vurmayın. Örnek olarak; konuşma tarzınızı değiştirin ve “yemek çok kötü olmuş, iyi bir aşçı değilsin” demek yerine “yemeğe koyduğun baharatlar yemeğin tadını değiştirmiş, lezzetini saklamış” deyin.


    4- Rolleri Paylaşın:Evlilikte rollerin paylaşımı ile kastettiğimiz, evlilik içinde kimin üzerine ne gibi vazifelerin düştüğü meselesidir. Ekonomik meselelerde kimin sözü geçecek, ev işlerini kim ne kadar üstlenecek, hangi konularda nasıl karar verilecek, çocuk bakımı, yetiştirme ve terbiyesi kimin sorumluluğunda olacak vb. Geleneksel bir ilişkide, kadın öncelikli olarak evle ve çocuklarla ilgili işleri yürütmekle sorumludur, erkeğin kariyeri genellikle kadınınkinden daha önceliklidir ve karar alma da genellikle erkeğe ait bir sorumluluktur. Eşitlikçi modern bir ilişkide ise; erkek ve kadın, ev, çocuk bakımı ve karar alma sorumluluklarını paylaşırlar. Bu paylaşım esnasında da kendilerine göre bir rol ve görev dağılımı benimserler. Kimi durumlarda ise, eşler arasında rol dağılımı konusunda yaklaşım farklılığı olduğunu görürüz. Bu fark, eşlerin mutlu veya mutsuz olmasını belirler. Mutlu bir evlilikte rollerin paylaşımı çok önemlidir. Ayrıca baskın rolün eşit dağılmış olması da esastır. Ancak arada bir küçük numaralar yaparak rol dağılımında değişiklikler yapabilirisiniz, bu sizin yararınıza olabilir. Her rolün bir kuralı vardır, bu yüzden partnerinizin kurallarını anlayıp, bu durumu lehinize çevirmeye çalışın. Sosyal ve aile içi roller yönünden bakıldığında kadınlar halen besleyen, bakım veren rollerinde olduklarından, aile üyeleri arasında ve çevreyle düzenli ve anlamlı bağların oluşturulmasında önemli görevler üstleniyorlar. Bu durum kadınların ailenin iyilik hali ve bütünlüğü için daha çok özveride bulunmaları anlamına geliyor.


    5- İletişim ve Karşılıklı Anlayışa Önem Verin:Yalnızca konuşmak yerine iletişim kurmayı öğrenin. Kaçmak veya vazgeçmek yerine iletişim kurmak için çaba gösterin. Sırlarınızı paylaşın. Karınız anneniz veya kocanız da babanız gibi olmak zorunda değildir. Çocukların yetiştirilmesinde ortak karar verme, ekonomik konularda anlaşma, boş zamanların birlikte geçirilmesi ve cinsellik konularında sık sık duygu ve düşünce alışverişinde bulunun ve uzlaşmanın erdemini öğrenin. Çünkü biraz bükülmek kırılmaktan daha iyidir. Eşinizle onu iğnelemeden, kendi durumunuzdan ve hissettiklerinizden kısaca bahsederek konuşmaktan korkmayın. Bu sayede kuracağınız iletişim ile hoşlanmadığınız durumları ve problemlerinizi anlamasına yardımcı olabilirsiniz. Sinirinin neresi olduğunu bilin ve ona asla basmayın. Tartışmalarda yapıcı olmaya çalışın ve fazla ısrarcı olmayın. Tartışma uzuyorsa başka odaya geçin. Kızgınlık veya küfürlerinizi kendinize saklayın. Asla eşinizi aşağılamayın. Her konuya yorum getirip fikrinizi söylemeyin, bekleyin önce partneriniz fikrini söylesin. Ayrıca her söylediğinizi doğru kabul etmesini de beklemeyin. Unutmayın, herkes gibi siz de yanılabilirsiniz. Partnerinizin fikirlerini beğenmeseniz de dinleyin ve karşılığında kendinizi mutlaka fikir söylemek zorunda hissetmeyin. Olumlu düşünmeye çalışın ve aklınıza gelenleri empati kurarak partnerinize aktarmaya çalışın. Her zaman ille de eşit olmak için çabalamayın. Partnerinizden ne istediğiniz konusunda her zaman açık olun. Örneğin; partnerinizden sarılmasını istiyorsanız, bunu anlamasını beklemeyin, kısa bir cümleyle hemen söyleyin. Yoksa o anın büyüsü kaybolabilir.


    6- Kıyaslamayın: Eşinizi başkalarının eşleri ile asla kıyaslamayın. Bu ciddi bir tartışma ve mutsuzluk nedenidir. Kıyaslama durumunda eş, anlaşılmadığı duygusuna kapılır ve kendisini yalnız hisseder, anlaşılmama duygusu o andaki ruh haline bağlı olarak kızgınlığa ve küskünlüğe de yol açabilir. İnsanlar yaratılıştan gelen özellikler, yetişme şartları gibi pek çok yönden farklılıklara sahiptir. Bu sebeple her birey eşsizdir, kendine hastır. Başarı, yakışıklılık, eşe yardım, hızlı ve girişken olmak gibi pek çok özellik kıyaslanma sebebi olabilir. Bu bazı kadınlarda adeta alışkanlık haline gelmiş davranış kalıplarıdır. Özellikle cinsel konularda kıyaslama ise eşin ruh dünyasında daha derin yaralar açabilir ve daha büyük komplekslere zemin teşkil edebilir. Bu nedenle kıyaslamayın, sadece takdir edin. Zira kıyaslanan eş istediğiniz değişime direnç gösterecektir, başkalarıyla kıyaslamak onu değiştirmeyecektir.


    7- Sevgi, Saygı ve Güven Bağını Kurun:Birbirinizin mahremiyetine saygı gösterin. Dünyayı eşinizin bakış açısından görmeniz şart değil sadece saygı gösterin. Yalan iyi bir evliliğin en kötü düşmanıdır. Asla yalan söylemeyin. Aç, hasta, yorgun, kızgın, yemek sofrasında ve en önemlisi başkalarının yanında tartışma yaratabilecek konulara asla girmeyin. Bu durum var olan sevgi, saygı ve güven bağını zedeleyebilir.


    8- Egosunu İhmal Etmeyin: Evlilikte her şey yolunda giderken beğenilmek ve çekici görünmek çok önemli olmayabilir. Ama sorunlar çıkmaya başladığında egonun tatmin edilmiş olması, sorunların çözümüne yardımcı olabilir. Herkes kendisine aşık olunmasından, güzel sözler duymaktan hoşlanır.


    9- Cinsel Hayatınızı Renklendirin:Birbirinizle yeni cinsel konularda açık olun, konuşmaktan korkmayın, utanmayın. Sık sık birbirinize dokunun, öpüşün, el ele tutuşun hatta uzaktan bakışarak flört edin. Cinselliği asla ceza olarak uygulamayın. Yatağınızı ayırmayın. Daima neşeli, bakımlı, pozitif görünün. Yatağa hiçbir zaman küs girmeyin. Kulağına ara sıra açık saçık şeyler fısıldayın.


    10- Eşinizi Değil Kendinizi Değiştirin: Evlilik isteyerek belli özgürlüklerinizden vazgeçmenizi ister. Yaklaşık 3 yıllık bir sürecin sonunda çiftler değişerek gelişme aşamasını atlatmalıdırlar. Bu süre içinde yanlış yapmazsanız doğruyu bulmanız çok kolay olacaktır. Asla partnerinizi değiştirmeye çalışmayın, sadece yorulur ve öfkelenirsiniz. Bunun yerine önce partnerinizin iyi tarafları ön plana çıkarın, davranışlarınızla ona yol gösterin. Davranışlarınızla savaşan iki ordu değil aynı safta yer alan bir çift olduğunuzu hissettirin. Hatta gerekirse kendinizden fedakarlık yapın, kendinizi biraz değiştirip, partnerinizin size yaklaşmasına yardımcı olun. Karşılıksız verin. Bağışlamayı öğrenin. Hatta bazen alttan almanız gerekebilir.


    Son tahlilde; dünyanın neresinde olursak olalım, evlilikte altın kurallar değişmez. Ne kadar modern, ne kadar batılı vs. olunsa da evlilikte altın kuralların dışına çıkıldığında evlilik kurumu yürümez, tökezler.

    Unutmayın, keramet nikâhta değil sonrasındadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-B492E9D5B -- 25 Ekim 2016; 0:24:08 >




  • Yazılanlar büyük oranda doğru ama bunlar sadece eşler arasında değil çoğu başkalarına karşı içinde bizim sorumlu olduğumuz şeyler kıyas meselesi tartışma meselesi vb insanların kendi arasında ki mevzularda da devre ye giriyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Balmumsuz Kadın

    Bana göre buradaki erkeklerin tek yaptığı tanıdıkları 5-10 kadının özelliklerini bütün kadınlara genellemek. Bir de bunların hiçbiri kadına has özellikler değil. Cinsiyet özelliği değil her insanda bulunabilecek KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ.Yani böyle olmayan kadınlar da bulabilirsiniz.



    Aynen

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar herkes bu konuda türk kızları üzerinden yürümüş. Yurt dışında durumlar nasıl?

    Yurt dışı olarak deyince herkesin aklına rus geliyor mantıken. Zaten Avrupalılar bizimle evlenmeyi pek istemiyor.
    Hiç yabancı gelin/damat mevzusu olan var mı anlatsın biraz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • pztsi akşam eşim tekrar kriz geçirdi.1 saat sonra tekrar geçirdi.eve geldikten sonra ağrı kesici aldığı halde başı baya sancılanmaya başladı.bir üst hastaneye gittik.tomografi çekindi.sonuç temiz.koca bi serum bağladılar.sabah 5:30 gibi eve anca geldik.bu işin sonu ne oalcakbilemiyorum.3 yıldır gittiği doktor aklı 1 karış havada sanki marsta yaşıyo.üstüne ,devlette çalıştığı halde muayene parası alıyo.o paraya gider özel hastaneye tedavi olurum.üstelik 6 saat ayakta beklemekten kurtulurum.evet devletteki bu özel doktor için her hastaya aynı saatte randevu verip kafalarına göre alıyorlar.ve doktorun akllı bu sıra niye böyle aynı demeye yetmiyo.ya şirket kurdular yada adam harbiden mamalak.bi doktora böyle diyeceğim aklıma gelmezdi ama insanı sinirden çıldırtıyor.gtelen ahstalarda şikayetçi.hem il dışından geliyorlar hem saatlerce bekliyorlar hem tedavi bi yere gitmiyo.
  • montevo kullanıcısına yanıt
    geçmiş olsun. Allah sağlık ve kolaylık nasip etsin.
    devlette çalışan doktora neden para veriyorsunuz. özel muayene hanesi mi var? bildiğim kadarı ile bu uygulamada yasaklandı.
  • amin.bende anlamış değilim devletin doktoru nasıl parayla muayene ediyo.adam prof olduğu için öyle diyolar ama bi şirket olduğunu düşünüyorum.özel muaynehanesi yok.devletin binasında çalışıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: montevo

    amin.bende anlamış değilim devletin doktoru nasıl parayla muayene ediyo.adam prof olduğu için öyle diyolar ama bi şirket olduğunu düşünüyorum.özel muaynehanesi yok.devletin binasında çalışıyor.

    Geçmiş olsun üni hastanelerinde. Proflara muayene olmak için ek ücret ödemeniz gerekir önceden beri olan bir uygulama

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu arada son 112 aramalarımda çok saçma durumalrla karşılaştım.ben 1,5 senedir 112yi arayan adamım.ne hikmetse artık adımı ,hasta yaşını ve 112yi rahatsız etmemem söyleniyor.son gelen ambulansta 2 tane gps vardı ve sokağı bulamadılar.üstelik devlet hastanesinin 300 metre yukarısında olduğumuz halde.genelde bayanlar çıkıyor.bir kere erkek çıktı ve epilepsi der demez adresi istedi başkada bişey demedi.


    @Blue_Knight saol.adam prof mrof ama sanki 3 yaşında bebek gibi tepki veriyor.doktorluk aşkıyla ders mi versin muayeneye gelen hastalara mı baksın yoksa ,ikiside birbirine mi girsin karar verememiş gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi montevo -- 27 Ekim 2016; 7:56:01 >
  • montevo kullanıcısına yanıt
    İlaç kullanmıyor mu eşiniz? Epilepsinin çoğu türü ilaçla kontrol altına alınabilir. Bunca zaman neden kontrol altına alınamadı? Not: Ben de epilepsi hastasıyım.
  • cato16 kullanıcısına yanıt
    evet kullanıyor.1 hafta kadar önce yeşil reçeteli ilacını şak diye kesti.onun etkileri azalmaya başladı.özelilkle bipolar ,duygu gitgeli, durumu bitti.gittiği prof biraz ,nasıl desem...3 yaşındaki bebek gibi.adama diyorum peş peşe kriz geçirmeye başladı.ha öyle mi diyor böyle sakin sakin,çok da şeyimde gibi.kasım ayında özel sağlık sigortası başlıyor ve özel hastanede daha mönce babama teşhis koyan doktora gideceğiz.profun veridği bir iki ilaç çok zararlıymış.özellikle diş eti şişmesi buna bir örnek.ve yeşil reçeteli ilaç ise bağımlı hale getirecek türdenmiş.ki daha önce böyle etkisi olur mu diye sormuştum profa.bu profa çevre ilerden gelen çok var.ünü var ama bize yaramadı galiba.size de geçmiş olsun.
  • montevo kullanıcısına yanıt
    Durum böyleyse bir an önce dokturunuzu değiştirin. Sağlık çok önemli bir şey. Epilepside doktor çok önemli bir faktör. Geçmiş olsun.
  • Burada yazılanlar tam olarak gerçek olsa(evli arkadaşların paylaşımları hariç)şuan bu memlekette 30 yaşın altında bir kişi bile evlenmez yada mthiş bir boşanma furyası olur idi(Yaz ayları ve bu dönemlerde çevremde onlarca 20 li yaşlarında arkadaşım evlendi, nişanlandı) bence inanılmaz ön yargılar ve genellemeler var,bu aşırıya kaçınca tüm geçerliliğini kaybediyor
    Siz doğru olduktan sonra karşınıza gerçekten tüm ön yargılarınızı yıkacak bir kişi çıkıyor tabii bu kişiyi yanınıza almak yada uzaklaştırmak sizin dışa dönüklük, hamle yeteneği gibi özelliklerinize kalmış, sonuçta toplum erkek olarak ilk adımı daima sizin atmanız gerektiğini düşünecektir, bazılarımız gururlu davranıp ben kimsenin ayağına gitmem diyebilir, eğer arkasında durabilecekse kararının ne güzel ama sonra sızlanacaksa yazık

    Bugün bir haber okudum İzmir de 26 yaşında bir erkek ile 21 yaşında bir kadın evleniyor, düğün bitip evlerine gittikleri sırada arabada kadın fenalaşıyor derken hastanede kadının 5 aylık hamile olduğu ortaya çıkıyor . Başka bir haberde 1 yılı doldurmamış bir evlilikte adam eşini aldatıyor sonra olaylar gelişiyor bla bla. Ee o zaman kimse kimseye güvenmesin herşeyn altından bir şeyler çıkarabiliriz? Ben bu haberlerdeki insanlar ile aynı olaylara karışabilirim diyebilir mi herkes? Ben sanmıyorum. Evet kuşku, şüphe hatta ön yargı mutlaka hayatımızda olacak ve olmalı da lakin dozunu iyi ayarlamak lazım. Aile ve toplum kodlarına öyle sağlam yazılmış ki şu işler insanlar ilahi bir boyuta çıkarmış 25 yaşında bekar olan ben öldüm bittim diyor, halbuki dünyanın sonu değil, hiç bir şey bitmiş de değil aslında memleketteki bu çarpıklığın varoluşu sürpriz değil ancak böyle olmamalı insanları teker teker ele almak lazım başka yaşanmışlık ve hikayelere göre değil.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Arkadaşlar Merhaba. yaşım 30 üstü hiç evlenmeyi düşünmedim. hep soğuktum.
    Keşke buraya yazmasaydım ama yaklaşık 4 senedir tanıdığım bir kız vardı. son sene aramızda sonu evlilikle bitecek duygusal ilişki başladı. Her zaman evliliğe karşıydım çevremin annemin tanıştırmak istedikleri kızları hiç önemsemedim. Aklımda hep bu arkadaşım vardı. Neyse gel zaman git zaman. Ben ailemi ikna ettim kızda ailesine haber etmiş bir pazar günü çıktık gittik ailesi ile tanışmaya. Babam inat etti ben gelmem siz görücüye gidiyorsunuz diye. Benim ısrarlarıma rağmen gelmedi. Neyse ben annem ve abim gittik. kız arkadaşım hemen sordu neden baban gelmedi diye. Annem ailesini beğenmedi. sülalesinde engelli biri varmış diye. (ailesinde değil) bizimkisi anladı ters giden bir şeylerin olduğunu bende annem istemiyor dedim ama ben istiyorum dedim. Ablamda daha önceden kızı tanıyormuş o da onun giyimini beğenmemiş. ablamın bana attığı mesajlarıda gördü bizimkisi tam soğudu. Ne yazık ki ailemin tavrı nedeniyle bizimkisi ile yollarımız ayrıldı. Bana dedi ben evlenmeyi hiç düşünmedim aklıma sen soktun. Bu saatten sonra ne senle nede başkasıyla evlenmem. olaylar bu yönde ben aşırı pısırık davrandım aileme karşı sevdiğim kızı yeterince savunamadım. üç katlı bir evimiz var en alta ben annem ve babam oturuyoruz. 2. kat dayalı döşeli oturan yok. 3. kat inşaat halinde. Bizim ailemiz biraz eski kafalıdır. Ben ailemden asla ayrılamam. Bu zamanda da ev içine girecek kız yok gibi az zaten. Ailem daha bilmiyor ayrıldığımızı annem bana diyorki halen ayrılmadın mı kızla sana başka kız bakalım diyor. Evet ne yazık ki 30 yaşın üstündeki adama çocuk gibi davranılıyor. Abilerim kardeşlerim evlenince son 4 senedir annem ve babamla kalıyorum. ama yeminim var bir gün çocuğum olursa 18'inde evden atacam zorluk görsün öğrensin diye. Çok uğraştığım emek verdiğim ve istediğim bir ilişki ne yazık ki yanlış adımlar yüzünden son buldu. Bu saaten sonra kız bana dönmez zaten. kim isterki pısırık biriyle yaşamayı. bunuda buraya hem içim ferahlasın diye hemde belki okuyan benim gibi mal vardır aklını başına alsın diye yazıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: s_mail

    Arkadaşlar Merhaba. yaşım 30 üstü hiç evlenmeyi düşünmedim. hep soğuktum.
    Keşke buraya yazmasaydım ama yaklaşık 4 senedir tanıdığım bir kız vardı. son sene aramızda sonu evlilikle bitecek duygusal ilişki başladı. Her zaman evliliğe karşıydım çevremin annemin tanıştırmak istedikleri kızları hiç önemsemedim. Aklımda hep bu arkadaşım vardı. Neyse gel zaman git zaman. Ben ailemi ikna ettim kızda ailesine haber etmiş bir pazar günü çıktık gittik ailesi ile tanışmaya. Babam inat etti ben gelmem siz görücüye gidiyorsunuz diye. Benim ısrarlarıma rağmen gelmedi. Neyse ben annem ve abim gittik. kız arkadaşım hemen sordu neden baban gelmedi diye. Annem ailesini beğenmedi. sülalesinde engelli biri varmış diye. (ailesinde değil) bizimkisi anladı ters giden bir şeylerin olduğunu bende annem istemiyor dedim ama ben istiyorum dedim. Ablamda daha önceden kızı tanıyormuş o da onun giyimini beğenmemiş. ablamın bana attığı mesajlarıda gördü bizimkisi tam soğudu. Ne yazık ki ailemin tavrı nedeniyle bizimkisi ile yollarımız ayrıldı. Bana dedi ben evlenmeyi hiç düşünmedim aklıma sen soktun. Bu saatten sonra ne senle nede başkasıyla evlenmem. olaylar bu yönde ben aşırı pısırık davrandım aileme karşı sevdiğim kızı yeterince savunamadım. üç katlı bir evimiz var en alta ben annem ve babam oturuyoruz. 2. kat dayalı döşeli oturan yok. 3. kat inşaat halinde. Bizim ailemiz biraz eski kafalıdır. Ben ailemden asla ayrılamam. Bu zamanda da ev içine girecek kız yok gibi az zaten. Ailem daha bilmiyor ayrıldığımızı annem bana diyorki halen ayrılmadın mı kızla sana başka kız bakalım diyor. Evet ne yazık ki 30 yaşın üstündeki adama çocuk gibi davranılıyor. Abilerim kardeşlerim evlenince son 4 senedir annem ve babamla kalıyorum. ama yeminim var bir gün çocuğum olursa 18'inde evden atacam zorluk görsün öğrensin diye. Çok uğraştığım emek verdiğim ve istediğim bir ilişki ne yazık ki yanlış adımlar yüzünden son buldu. Bu saaten sonra kız bana dönmez zaten. kim isterki pısırık biriyle yaşamayı. bunuda buraya hem içim ferahlasın diye hemde belki okuyan benim gibi mal vardır aklını başına alsın diye yazıyorum.


    Ben bu hayatta bir kere sevdim herşeyim dedim....Nişanlandım hatta kendi ailem güle oynaya gitti istemeye kızın ailesi beni başta hiç istemedi neden istemediler hiç bilmiyorum...O kızı benden ağlatarak ayırdılar...Ben o kız için ailemi herkesi bırak Dünya'yı karşıma alırdım...O benden ayrılmasa yanımda olsa kimse umrumda olmazdı buna ailemde dahil...Çok sevdim nişanlandığımız o günü hiç unutamıyorum hala geçmişin bir yarası olarak kaldı...Bugün senin yazını okuyunca ayrıldığım daha doğrusu benden kopardıkları nişanlımın son fotoğrafına baktım Eski o gülen kızdan hayat dolu kızdan eser kalmamış yüzü hiç gülmüyor fotoğraflarda üzgün o kadar mutsuz ki bir an tanıyamadım bu o mu dedim....Hoş benimde halim ondan hiç farklı değil...Yaşım 31 ve biliyorum ki bir daha onu sevdiğim gibi kimseyi sevip onun gözlerine baktığım gibi kimseye bakmayacağım...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bunicktamyirmidörtharfli

    quote:

    Orijinalden alıntı: s_mail

    Arkadaşlar Merhaba. yaşım 30 üstü hiç evlenmeyi düşünmedim. hep soğuktum.
    Keşke buraya yazmasaydım ama yaklaşık 4 senedir tanıdığım bir kız vardı. son sene aramızda sonu evlilikle bitecek duygusal ilişki başladı. Her zaman evliliğe karşıydım çevremin annemin tanıştırmak istedikleri kızları hiç önemsemedim. Aklımda hep bu arkadaşım vardı. Neyse gel zaman git zaman. Ben ailemi ikna ettim kızda ailesine haber etmiş bir pazar günü çıktık gittik ailesi ile tanışmaya. Babam inat etti ben gelmem siz görücüye gidiyorsunuz diye. Benim ısrarlarıma rağmen gelmedi. Neyse ben annem ve abim gittik. kız arkadaşım hemen sordu neden baban gelmedi diye. Annem ailesini beğenmedi. sülalesinde engelli biri varmış diye. (ailesinde değil) bizimkisi anladı ters giden bir şeylerin olduğunu bende annem istemiyor dedim ama ben istiyorum dedim. Ablamda daha önceden kızı tanıyormuş o da onun giyimini beğenmemiş. ablamın bana attığı mesajlarıda gördü bizimkisi tam soğudu. Ne yazık ki ailemin tavrı nedeniyle bizimkisi ile yollarımız ayrıldı. Bana dedi ben evlenmeyi hiç düşünmedim aklıma sen soktun. Bu saatten sonra ne senle nede başkasıyla evlenmem. olaylar bu yönde ben aşırı pısırık davrandım aileme karşı sevdiğim kızı yeterince savunamadım. üç katlı bir evimiz var en alta ben annem ve babam oturuyoruz. 2. kat dayalı döşeli oturan yok. 3. kat inşaat halinde. Bizim ailemiz biraz eski kafalıdır. Ben ailemden asla ayrılamam. Bu zamanda da ev içine girecek kız yok gibi az zaten. Ailem daha bilmiyor ayrıldığımızı annem bana diyorki halen ayrılmadın mı kızla sana başka kız bakalım diyor. Evet ne yazık ki 30 yaşın üstündeki adama çocuk gibi davranılıyor. Abilerim kardeşlerim evlenince son 4 senedir annem ve babamla kalıyorum. ama yeminim var bir gün çocuğum olursa 18'inde evden atacam zorluk görsün öğrensin diye. Çok uğraştığım emek verdiğim ve istediğim bir ilişki ne yazık ki yanlış adımlar yüzünden son buldu. Bu saaten sonra kız bana dönmez zaten. kim isterki pısırık biriyle yaşamayı. bunuda buraya hem içim ferahlasın diye hemde belki okuyan benim gibi mal vardır aklını başına alsın diye yazıyorum.


    Ben bu hayatta bir kere sevdim herşeyim dedim....Nişanlandım hatta kendi ailem güle oynaya gitti istemeye kızın ailesi beni başta hiç istemedi neden istemediler hiç bilmiyorum...O kızı benden ağlatarak ayırdılar...Ben o kız için ailemi herkesi bırak Dünya'yı karşıma alırdım...O benden ayrılmasa yanımda olsa kimse umrumda olmazdı buna ailemde dahil...Çok sevdim nişanlandığımız o günü hiç unutamıyorum hala geçmişin bir yarası olarak kaldı...Bugün senin yazını okuyunca ayrıldığım daha doğrusu benden kopardıkları nişanlımın son fotoğrafına baktım Eski o gülen kızdan hayat dolu kızdan eser kalmamış yüzü hiç gülmüyor fotoğraflarda üzgün o kadar mutsuz ki bir an tanıyamadım bu o mu dedim....Hoş benimde halim ondan hiç farklı değil...Yaşım 31 ve biliyorum ki bir daha onu sevdiğim gibi kimseyi sevip onun gözlerine baktığım gibi kimseye bakmayacağım...

    Hocam çok üzüldüm. Ne yazık ki ülkemizde yeni yuva kurmak isteyenlere ellerinden geldiği kadar engel çıkarıyorlar gerek adet diye gereksede maddi manevi...




  • 
Sayfa: önceki 290291292293294
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.