Şimdi Ara

Arapçanın bazı özellikleri ve Türkçeyle benzerlikler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
58
Cevap
0
Favori
9.305
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gündemde Arapça konusu var madem, biz de bir şeyler ekleyelim.
    Diğer konu için yazmıştım ama o konunun amacı farklı olduğu için ayrı bir konu açıyorum.


    TÜRKÇE ARAPÇA BENZERLİĞİ

    Arapçanın güzel özellikleri var. Ve yapı bakımından da Türkçeye çok fazla benziyor.

    Arapça SAĞDAN SOLA YAZILIR, SAĞDAN SOLA ANLAŞILIR. (baştan sona)
    Türkçe SOLDAN SAĞA YAZILIR, SAĞDAN SOLA ANLAŞILIR. (sondan başa)

    Türkçede VURGU SONDADIR. (sağda)
    Arapçada VURGU BAŞTADIR. (sağda)

    Bu durumda her ikisindeki vurgu SAĞDA olduğu için görsel yerleşimi üst üste getirdiğinizde birbirini tutar.

    Ayrıca birtakım kelime ek kuralları vs. Türkçedekine çok fazla benzemektedir.


    VURGUNUN BAŞTA OLMASI

    Benim en sevdiğim özelliği ise vurgunun başta olmasıdır.

    Örneğin size Türkçe ve sözlü olarak bir olay anlatayım.

    "Bugün, dışarı çıktığımda, yolda büyük, kahverengi, güzel, sert mi sert, kafasını dışarı uzatmış, yavaşça hareket eden bir kaplumbağa gördüm."

    Sonunu getirmeden ne anlattığımdan haberiniz bile yoktu. Hele altı çizili olan sıfat tamlamasını incelediğimizde sonu gelene kadar bir şey anlamak mümkün değil.
    Sonunda "kamlumbağa" dediğimde az önce saydığım o kadar sıfat aklınızda kaldı mı?

    Ben "büyük, kahverengi" diye başladığımda zihninizde o kadar çok şey dolanıyor ki, toparlamak mümkün değil.
    Türkçenin bu tür birtakım zorlukları dolayısıyla Türklerin zekileştiğini söyleyenler var. (Bkz. Oktay Sinanoğlu)

    Arapçada ise size önce "kaplumbağa" diyorum. Oh ne rahat! Sonra sıfatlarını sayarak devam ediyorum.
    Aslında siz ilk ifademden kaplumbağayı öğrendikten sonra sözümün devamını dinlemek zorunda değilsiniz.

    Sıfat tamlaması dışında cümlenin yerleşimi için de aynı şey geçerli. Size önce "gördüm" diyorum. En sonunda "bugün" ile bitirebilirim.
    Gördüğünüz gibi Türkçe bir metinle üst üste getirirseniz ifadeler birbirini örtüyor.

    Bunun dışında olumsuzluk ifadeleri, hatta soru edatları da baştadır.

    Size en başta "! görmedim ... ... ..." diyorum. Veya "? gördün mü ... ... ..." diye başlıyorum.

    Böylece siz daha ben cümlemi bitirmeden, söylemek istediğim şeyin çoğunu anlayabilirsiniz.

    Arapçada size bir kavram gösterip bunu daha da belirleyerek devam etmekteyim.
    Türkçede ise belirleyebilmeniz için ifadelerimi sondan geriye doğru tekrar düşünmeniz gerekir.







  • Arapçanın öz türkçeyle hiç bir alakası yoktur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WirLieBen

    Arapçanın öz türkçeyle hiç bir alakası yoktur.

    Öyleyse Arapça bildiğinizi varsayıyorum.
  • İki dil arasında benzerlik kurmak, hem de tersini yazarak mümkün değildir. Benzerlik eyleminin tanımını bilmiyor olabilir misiniz acaba? Yazınızda tanımladığınız benzerlik değil ZITLIK!
  • Tabii ki tam olarak benzemez. Bazı etkiler Osmanlı Türkçesinden kaynaklanıyor olabilir.

    Benzerlik sorunsa zıtların birliği de diyebilirsiniz :-)
  • Sizin sadece iyi niyetinizde bir benzerlik var, eylemlerin tümü zıt.
  • İki dilin birbirine olan benzerliği denilince farklı beklentilerle girmiştim konuya. Mesela Oktay Sinanoğlu Türkçe-Japonca benzerliğini anlatırken kelime köklerinin benzerliğinden bahsediyor. Bu yazı benzerlikleri değil de benzetmeye çalışmayı aktarmış daha çok. Hele ki "Oh ne rahat!"ı gördüğüm zaman bir garip oldum; iki dilin kıyası yapılırken böyle bir niteleme bence doğru değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sgrafik

    "Bugün, dışarı çıktığımda, yolda büyük, kahverengi, güzel, sert mi sert, kafasını dışarı uzatmış, yavaşça hareket eden bir kaplumbağa gördüm."

    Sonunu getirmeden ne anlattığımdan haberiniz bile yoktu. Hele altı çizili olan sıfat tamlamasını incelediğimizde sonu gelene kadar bir şey anlamak mümkün değil.
    Sonunda "kamlumbağa" dediğimde az önce saydığım o kadar sıfat aklınızda kaldı mı?

    Bunun arapçayla veya japoncayla ilgisi yok sanırım. Bu tamamen bizim dilimizle alakalı. Gene aynı şekilde Türkçe de de

    Bir kablumbağa gördüm ki... diyerek vurguyu başa koyabilirsiniz.

    İngilizce de de bizim ki yerine that getirerek aynı şeyi yapabilirsiniz. İster sıfatları başa koyun ister başa konulan sıfatları özel bir ek veya kelime ile isimden sonraya atın.

    Bu olayın arapça ile ilişkisini anlayamadım yani




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nürnberger

    İki dil arasında benzerlik kurmak, hem de tersini yazarak mümkün değildir. Benzerlik eyleminin tanımını bilmiyor olabilir misiniz acaba? Yazınızda tanımladığınız benzerlik değil ZITLIK!



    Aynen böyle!
  • " The following sounds do not exist in Arabic hence the Arab students are likely to make mistakes in their speech as well as writing. They substitute or borrow them from some other sounds in English:

    Actual sound Borrowed sound Actual word Borrowed word
    V (f) serve surf
    P (b) park bark
    G (j) galaxy jalaksy
    CH (sh) chair share

    Arab speakers attempt to pronounce English words while using the Arabic phonetic methodology and in doing so face severe pronunciation problems. For them ‘stupid’ becomes “istobbid”, and ‘pregnant’ becomes “brignent”.
    “Trying to get students to be like a native speaker is ineffective; "


    " Like any vocalized language English has five vowels a, e, i, o, u, which are clearly spelled out in a text and play an important role, being the most prominent and central sound of a syllable. They help to join letters so that a full sound can be achieved. In Arabic there are no such vowels hence there is no such exact correspondence between the English and Arabic language. As compared to twenty six letters in English alphabets there are twenty nine alphabets in Arabic. All the alphabets in Arabic are consonants. The alphabets ‘alif’,(1) ‘waw’( æ) and ‘ya’( ì) are used as long vowels or diphthongs and they also play the role of weak consonants. However, for the non-Arabs who learn Arabic as a second language the vowel signs have been developed as zabar, ( ) zer, ( ) and pesh ( ) which are not a part of Arabic letters. These vowels are only found in religious texts and are rarely found in newspapers and magazines. The native Arab speakers know them very well even if they are not indicated in writings. "


    Aynen yukarda da söylendiği gibi Türkçe ile bir ilgisi yok Arapça'nın. Üstteki yazıyı İngilizce'yi 2. dil olarak öğrenen Suudi öğrencilerin karşılaştıkları sıkıntıları anlatan akademik düzeyde sayılabilecek bir yazıdan aldım. Türkçe ile Arapçayı karşılaştıran benzer özelliklerde bir yazı bulamadım ne yazık ki ama Türkçede Arap öğrencilerin benzer zorluklarla karşılaşacakları kesin. Arapçada ki problemlerin " yalnızca bir kısmının " neler olduklarını açıkça ortaya koymuş, yazan da bir Pakistanlı ve kendi deneyimlerini anlatıyor, Suudi bastır petrol parasını satın al akademik araştırmayı huyunu iyi bildiğimden tarafsız bir yerde çıkan bu hele Pakistanlı öğretim üyesi deneyimleri bana ilginç geldi.
    Kısaca çevirirsem yazıyı; ( Gogıl çeviri kullanılabilir yazı için )

    Arapçada olmayan sesler için liste verilmiş, bu sesler yerine Arap öğrenciler uydurdukları sesleri kullanıyorlar ve bu da benim iş yaşamımda sık karşılaştığım saçma sapan bir İngilizce konuşan Arapları açıklıyor. Araplar " vi " sesi için " f " sesini kullanıyorlar ingilizcede ve bu da " serve " veya türkçe olarak " sörv " şeklinde okunurken araplar bunu " sörf " olarak okuyorlar. Bu durum çok uyduruk, yani örneğin Türkçeyi Kürt aksanıyla okuyan milletvekillerimizin Türkçesinden farklı bir durum, işin içine uydurma giriyor kısacası!

    İngilizcede tüm seslendirilen ( veya sesli ) dillerde olduğu gibi ( bizde de var bu tabii ), a,e,i,o,u sesli harfleri var ve bunlar teleffuzda çok önemli rol oynuyorlar, kelimenin tam bir sesle seslendirilmesinde önemli rol oynuyorlar ama Arapça da sesli harf yok! Dolayısıyla İngilizce ve Arapça arasında doğrudan bir ilişkide yok.

    Yukardaki eleştiriler tam olarak Türkçe içinde gerçekler. Arapça da hece diye bir olayın olmamasını, doğru dürüst noktalama bile olmaması gibi sorunları ilave etmiyorum.
    Benzerlik değil tam bir ayrılık söz konusu iki dil arasında!




  • Hayırdır.Tersine bir harf devrimi mi yapacaksınız ülkede.Türkçe varken ne arapça nede diğer dillere itimat ederim.Ama bi sıralama yaparsak arapça en sonda yer alır heralde.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    Hayırdır.Tersine bir harf devrimi mi yapacaksınız ülkede.Türkçe varken ne arapça nede diğer dillere itimat ederim.Ama bi sıralama yaparsak arapça en sonda yer alır heralde.

    Bu konudan gerçekten bunu mu anladınız?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CfgMaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    Hayırdır.Tersine bir harf devrimi mi yapacaksınız ülkede.Türkçe varken ne arapça nede diğer dillere itimat ederim.Ama bi sıralama yaparsak arapça en sonda yer alır heralde.

    Bu konudan gerçekten bunu mu anladınız?

    Bu ülkede şuanda Cumhuriyetin devrimleri ve kurucusu aşağılanıp;bunun yerine Osmanlının ilkel uygulamaları ve yönetimi geri getirilmek isteniyorsa;sosyal hayatın Osmanlı zamanındaki seviyeye dönmesi isteniyorsa evet ben bu konudan bunu anladım.Çünkü konuyu açan şahıs malum..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sgrafik


    "Bugün, dışarı çıktığımda yolda bir kaplumbağa gördüm, büyük, kahverengi, güzel, sert mi sert, kafasını dışarı uzatmış, yavaşça hareket ediyordu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    quote:

    Orijinalden alıntı: CfgMaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    Hayırdır.Tersine bir harf devrimi mi yapacaksınız ülkede.Türkçe varken ne arapça nede diğer dillere itimat ederim.Ama bi sıralama yaparsak arapça en sonda yer alır heralde.

    Bu konudan gerçekten bunu mu anladınız?

    Bu ülkede şuanda Cumhuriyetin devrimleri ve kurucusu aşağılanıp;bunun yerine Osmanlının ilkel uygulamaları ve yönetimi geri getirilmek isteniyorsa;sosyal hayatın Osmanlı zamanındaki seviyeye dönmesi isteniyorsa evet ben bu konudan bunu anladım.Çünkü konuyu açan şahıs malum..

    Lütfen önyargılarınızla hareket etmeyiniz. Konuda bahsedilen hiçbir şey "Cumhuriyetin devrimleri ve kurucusunun aşağılanması", "Osmanlının ilkel uygulamaları ve yönetimi geri getirilmek istenmesi" ve "sosyal hayatın Osmanlı zamanındaki seviyeye dönmesi istenmesi" konularını içerisinde barındırmıyor.

    @sgrafik bence, fark ettiği benzerlikleri bizimle paylaşmak istemiş.




  • Arapları sevmediği için dillerini yerden yere vuranı mı ararsın ne ararsan var. Bence sakin olun beyler...

    Yazdıklarımda kıyaslar özneldir. Dileyen bilgi olarak faydalanmaya çalışır, dileyen de siyasi görüşünü karşılık olarak belirtmiştir tabi.

    Rahatlık kısmı kinayedir. Dilin bütünü kıyaslanamaz. Ama öğrenme aşamasında bazı kısımları zevklidir. Her dilde olduğu gibi.
    Sonuçta bu dili öğrenmek isteyen Türklerin bazı yönlerden zorlanmayacaklarını söylüyorum.
    Ha, siz çıkıp da zorlandıkları yerlere vurgu yaparak bu fikri hiçe saymaya da çalışabilirsiniz tabi.

    Muhtemelen Arapça bilen bazı arkadaşlar bu iki dilin ne kadar çok benzemediğini ortaya koyabilmişler ki,
    bu forumda az da olsa Arapça öğrenmiş epey insan olduğunu görüyorum.
  • Forumda henüz işlenmemiş(?)iki konu var;MEB,okulları dönüştürüyor.Üniversitelerde başlattıkları yeni bir "çalışma" işin cabası.90'ların başında işareti verilmişti!Bu konular forumda işlenebilir mi bilemem fakat Suriye şu,bu derken siyasi proje tam gaz yürüyor.

    Kısaca:KeiSerSoZe,bilineni ve görüneni açık bir dille yazmış!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi erom? -- 8 Temmuz 2012; 16:11:08 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    quote:

    Orijinalden alıntı: CfgMaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    Hayırdır.Tersine bir harf devrimi mi yapacaksınız ülkede.Türkçe varken ne arapça nede diğer dillere itimat ederim.Ama bi sıralama yaparsak arapça en sonda yer alır heralde.

    Bu konudan gerçekten bunu mu anladınız?

    Bu ülkede şuanda Cumhuriyetin devrimleri ve kurucusu aşağılanıp;bunun yerine Osmanlının ilkel uygulamaları ve yönetimi geri getirilmek isteniyorsa;sosyal hayatın Osmanlı zamanındaki seviyeye dönmesi isteniyorsa evet ben bu konudan bunu anladım.Çünkü konuyu açan şahıs malum..

    Senin de ne olduğunu herkes biliyor o yüzden yazma nedeniniz malum...




  • Alfabe ve dil gibi araçsal bir konuya bile idelojik bakan , dilelr arasında hiyerarşi ilişkisi kuran bir zihin ancak Kemalizm gibi referansları 19ncu yüzyıla ait ötekileştirici ve faşist bir idelojinin ürünü olabilirdi.. Eskisini bırakıp latin alfabesine dönmek ile cidden gerilikten kurtulduğunu sananlar var bu memlekette, böylesi ancak eğitimle olabilir .. Eğitimin "milli" si olunca böyle bir sonuç kaçınılmaz tabi....

    Bir dili yermek yada yüceltmek sizi vatansever yapmaz beyler, sizi ancak iyiliği, erdemi ve güzel ahlakı yüceltmek vatansever ve iyi insan yapar..
  • Ben iki dil arasında ilk mesajda belirtildiği gibi bir benzerliğin kurulabilmesine şaşırıyorum. Benzerlik denilen şeyler ters orantı gibi bir şey. Ayrıca Osmanlı Türkçesi denilmesine de şaşırıyorum. Sözcüklerin büyük bölümü Arapça ve Farsça ancak dile Türkçe deniyor, ilginç!
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.