Şimdi Ara

25. KARE ! HERKES BİLİNÇLENSİN ARTIK AÇIN GÖZÜNÜZÜ!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
132
Cevap
26
Favori
43.741
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • NOT3: Sadece tvlere değil, etrafınızdaki yapılara bakın. Kültür merkezlerine dikkat edin, insanların toplandıkları yerlere. Bazılarında masonik veya farklı tarikatlerin simgelerini görebilirsinizReklamlar zaten psikoloji laboratuvarlarında hazırlanır. Her saniyesi ile reklamı hazırlayanların vermek istedikleri mesajı azami düzeyde almamız sağlanır.

    İnsanı satan bir düzende bunlar hep olacak. .





    NOT2 : bu konuda ciddi araştırma yapan Kubilay Aktaş beyin videosunu izlemenizi ve çalışmaların takip etmenizi tavsiye ederim, aynı tekniği olumlu konularda kullanıyor. mesela kuranı kerimle ilgili bilinç altı çalışmaları yapıyor
    Buradan ulaşabilirsiniz..

    "Çobanı bulamıyorsanız sürüyü uyandırın"

    Şunu unutmayın siz belki bu işe inanmıyor olabilirsiniz ki akabinde kanıtlar olduğu halde. Kuranda bile geçer az okuyun illa bulursunuz. En kısa örnek ise yeni nesil, ençok onlar bu olaya maruz kalıyorlar. Aile bilinci yoksa altlarında kalıyorlar reklamların , bilinç altına giriyorlar. Bazı kişiler Neden bu yazıları yazıyorsun diyor saçma diyenler var. Birincisi boş adam değilim, Tıp öğrencisiyim 2 seneden beri psikoloji üzerine çok ilgim var . Takıldığım siteler olsun konuştuğum gezdiğim insanlara bunları söylerim. FAKAT bilene değil bilmeyene söylerim. Madem bu konuyu sevmiyoruz girip okumazsınız daha bilmediniğiniz çok şey aslında en güzel örnekleri reklamcılıklarda adamlar boşuna bu işlere para yatırmıyorlar. Bi de belki farkındasınız ve ya değilsiniz bilmiyorum ama Hiç TV ' de Nike ayakkabısının reklamını görmediniz dimi? bu dalga ergenler arasında özentilikle başladı hala devam ediyor bitcek gibide değil. Aksine dalga halen devam ediyor. Onlarında istekleri bu zate Saygılar Mustafa Yüz.Artık normal insan yok. Standart diye bir şey kalmadı. Herkes farkında olmadan manyak psikopat yada deli ve kendini normal sanıyor.
     25. KARE ! HERKES BİLİNÇLENSİN ARTIK AÇIN GÖZÜNÜZÜ!!





    NOT: DÖVÜŞ KLÜBÜ / The Fight Club

    Niçin bu film? Bir kere adına bakarak bunun bir dövüş filmi olduğunu zannetmeyin.

    “Gün gelir sahip olduklarınız, size sahip olmaya başlar!” sloganı ile Modern insanın tüketim merkezli hayat tarzını sorgulayan ve aynı zamanda şizofren (çift-kişilikli) bir şahsiyeti anlatan bir filmdir dövüş kulübü.

    Edward Norton ve Brad Pitt’in başrollerini paylaştığı ve David Fincher’in yönettiği bu film, 2000 yılında Empire Ödülü (İngiltere), 2001’de En iyi DVD, en iyi DVD anlatımı, en iyi DVD özel içerikleri ödülünü almıştı. 2005 yılında Total Film magazin ödüllerinde (UK) “Dünyanın bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi film ödülüne layık görülmüştü.

    Gerçekten çok etkileyici bir filmdir. Moderniteye karşı çıkarak :

    “Gün gelir sahip olduklarınız, size sahip olmaya başlar”
    “Her şeyi kontrol etmeyi bırak ve rahat ol…”
    “Nefret ettiğiniz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyorsunuz.”
    “Seyrettiğiniz reklâmlar yüzünden araba ve kıyafet değiştiriyorsunuz.”
    “Sizler paranız kadar iyisiniz.”
    “Siz işiniz değilsiniz…”
    “Bindiğiniz araba değilsiniz.”
    “Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz” diyordu.
    arkadaşlar çok ilginç daha doğrusu korkutucu bi konu internetten daha fazla araştırabilirsiniz önemli bi konu araştırmaya değer BİLİNÇALTINA YÖNELİK MESAJLAR

    Bilinçaltını etkilemeyi hedefleyen mesajlara “subliminal” adı verilir. Genel olarak “bilinçaltına yönelik gizli mesajlar olarak ifade edebiliriz. Kişinin bilinçaltına ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu bulunuyor.

    Bunlardan en çok kullanılanları :

    1. Dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yolları.

    2. Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25. kareler.

    3. Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar.

    Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak (bilinçli) algılananlar değil; bilinçaltı seviyesinde algılanan söz, resim, görüntü ve şekillerden oluşur.

    Bunlardan en çok kullanılan Dijital ses dosyalarına gizlenen ses mesajlardır. Üzerinde oynanabilirliği ve işlenilmesi ve yayılması daha kolay olduğundan MP3 dosyaları gizli mesaj için biçilmiş kaftandır diyebiliriz. Peki, sistem nasıl işliyor?

    İnsan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz.

    Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder.

    Bilinçaltı ve bilinçaltının özelliklerini anlattığımız zaman, ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Ancak şimdi öncelikli olarak bu subliminal mesajların neler olduğunu ve nasıl işlendiğini sizlere göstermemiz gerekiyor.

    8-12 hertz dalga boyundaki subliminal mesaj içeren bir MP3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı beyniniz dinler. Bu esnada kulağınız hiçbir şey duymaz. İnternette ve paylaşım programlarında bilinçaltı mesajları içeren MP3 dosyaları bulunmaktadır. Hatta bu gizli mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkartan yazılımlar dahi vardır.

    25. KARE

    Kişinin bilinçaltına subliminal mesaj göndermenin birçok yolu olduğunu söylemiştik. İşte bunlardan bir diğeri de 25. kare tekniğidir. Peki, nedir bu 25. kare?

    Gördüğümüz bir anlık görüntü, 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşur. Sinema bandında, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır. Saniyeden sonra kare gelir ve bir saniye 24 karedir. Her 24 kare ise bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de "control-track" denilen aralık vardır. İşte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka görüntüler atılarak 25. kare oluşturulur ve bu son kare olan 25inci kare anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25'e çıkar. Kareler 25 olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Genellikle görünmez, daha doğrusu görülür ama bilinçaltında kalır.

    25. karenin temel mantığı da mesajı bilinç-altına göndermek olduğu için, artık dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir. Yani sizler evlerinizde rahat koltuklarınıza oturup herhangi bir televizyon kanalındaki herhangi bir dizi/ film ya da bir belgeseli seyrederken aynı zamanda 25. karelerle bilinçaltınıza gönderilen mesajlara/ telkinlere/ saldırılara maruz kalabiliyorsunuz.

    Göz bunları görmüyor ama saniyenin üç binde biri gibi bir zaman aralığında bu görüntü bilinçaltına ulaşıyor. Bu gizli mesajlar sayesinde, o reklâmı, diziyi, filmi ya da herhangi bir resmi hazırlayan kişi/ yapımcı/ yönetmen kendi hedefine, niyetine ve ideolojisine göre vermek istediği mesajı 25. karelerle bilinçaltına göndermiş oluyor.


    PEKİ, GÖREMEDİĞİMİZ HALDE NASIL ETKİLENİYORUZ BU 25. KARELERDEN?

    Bu adamlar zaten açıktan açığa bu işi yapıyorlar. Filmlerle, reklamlarla her türlü mesajı veriyorlar. Buna rağmen niçin böyle gizli bir kare uyguluyorlar?

    Cevabı çok basit; Çünkü gördüğümüz zaman bu kadar etkili olmuyor. Çünkü kişi, bilinçli bir tercih ile gördüklerini veya duyduklarını ya reddediyor ya da kabul ediyor. Çünkü baştan önüne seçenek olarak getirilmiş oluyor.

    Fakat bu, öyle bir şey ki insan onu görmüyor, duymuyor ve hissedemiyor, yani bizlerin algı frekanslarımızın tamamen altında veya üstünde yer alıyor. Böyle bir şeyi kabul yahut reddetme gibi bir olanağımız var mı? Elbette hayır.

    İşte 25. karenin ve subliminal reklamların temel mantığı budur! Hedefteki kitlenin bilinçli tercih hakkını gasp ederek, onları gizlice zehirlemek!

    Bu işi yapanlar insanı ve insanın yaratılışını çok iyi biliyorlar. 1900’lü yıllara kadar uzanan bir geçmişi var bu tür çalışmaların. Psikolog ve psikanalistlerin insanla ilgili uyguladıkları, gözlemledikleri ve deneylerle ortaya koydukları bilgi ve bulgulardan yola çıkarak “İnsanı nasıl etkileyebiliriz” sorusuna cevap aradılar. İlk başta ticari hedefler ve büyük şirketlerin mallarını halka pazarlamanın bir yolu olarak gördüler bu bilinçaltı telkinleri. Daha sonra ise bu taktiği öğrenen her kişi ve her yapımcı kendi niyet, inanç ve ideolojisine göre vermek istediği mesajları bu yolla insanlara zerk etmeye başladılar.

    25. KARE NE ZAMAN VE NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?

    Bilinçaltının bütün görüntü, ses ve resimleri kaydetme özelliği 1900’lü yıllardan beri insanları yönlendirmek için kullanılmaktadır.

    1900’lü yıllarda Knight Dunlap adında Amerikalı bir psikoloji profesörü gözbağcılık gösterisi yaparken bilinç gücüyle algılanmayan “hissedilemez gölgeler” kullanarak aynı uzunluktaki 2 çizgiyi seyircilerin farklı ölçülerde algılamasını sağlamıştı.

    İşte buradan hareketle bilinç-altını hedef alarak mesaj göndermeyi hedefleyen ve adına subliminal mesajlar denen bu tür reklamlar ilk kez 1950'li yıllarda Amerika'da ortaya çıktı.

    James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler hâlinde gözle görülemeyen gizli kareler ve gizli mesajlarda : “patlamış mısır ye” ve “kola iç” sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinçle algılayamadığı hâlde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar neticesinde kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı görüldü.

    Bu şekilde, bilinç-altına yönelmenin reklamın etkinliğini artırmada daha işlevsel olduğu görülmüştür. İşte o gün bugündür uygulanan 25. kareler sadece bir insanı ya da bir topluluğu değil; bütün insanlığı tehdit etmektedir.

    Bir grup psikolog ve yazar bu konunun gündeme geldiği ilk yıllarda bu yöntemin uydurma ve efsane olduğunu ve insanları etkilemeyeceğini söylediler. Ancak, beyin dalgalarını ölçen teknolojilerin gelişmesi ile gizli mesaj içeren reklama beynin daha farklı ve fazla tepki verdiği gözlemlendikten sonra, bu yöntemin etkisi ispatlanmış oldu.

    İşin en ilginç tarafı ise bu konuyu gündeme taşıyan, kitap, tez ve aile eğitim seminerlerinin yok denecek kadar az olmasıdır. Yıllardır uygulanan böyle ciddi ve hayati bir konunun nasıl olup da bütün bir insanlık tarafından henüz bu şekilde yeni yeni öğreniliyor olması düşündürücü olsa gerek.

    ASIL HEDEF ÇOÇUKLAR

    Subliminal teknolojisi maalesef çizgi filmlerde, şarkılarda, reklam panolarında, filmlerde yasal olmayan bir şekilde kullanılıyor. Çocuklara sevgiyi kardeşliği öğütleyen masum zannettiğimiz çizgi filmlerin arasına pornografik resimler, şiddet unsuru içeren görüntüler bu teknolojiyle saklanıyor. Çocuğumuz fark etmeden o görüntüleri beynine konuk ediyor ve şahsiyetinin oluştuğu o en ciddî yaş dilimde (sıfır-yedi yaş arası) bu görüntüler içeride bilinçaltında hapsoluyor. Artık siz siz olun her gördüğünüz ve duyduğunuza çok dikkat edin.

    Özellikle Disney, yaptığı çizgi filmlerde cinsellik temasını yıllardır çocuklarımızın bilinçaltına kazımıştır.


    BU FİLMDE / DİZİDE SANAL REKLAM UYGULANMAKTADIR


    Sizler, televizyonlarınızın karşısında uyumaya devam eden ruhlar, koltuğunuza oturup en sevdiğiniz dizi ya da filmleriniz yayına başlarken : “BU FİLMDE / DİZİDE SANAL REKLÂM UYGULANMAKTADIR” uyarısını görmediğinizi söyleyebilir misiniz?

    Peki, ne demek “Sanal Reklam?”

    Sanayi Bakanlığına göre sanal reklamın tarifi aşağıdaki gibi;

    "Sanal reklam; hukuken kullanımı meşru görüntülerin, canlı veya banttan bilgisayar marifeti ile manipülasyonu ve söz konusu görüntülerde yer alan muhtelif unsurları reklam amacı ile hâlihazırda kullanılan veya ileride geliştirilecek teknolojiler vasıtasıyla oyun sahası ve çevresi üzerine düşürülen tüm görüntüleridir.”

    Televizyonda izlediğimiz pek çok dizide ya da filmde ya marka yerleştirme ya da sanal reklam uygulamaları ile karşılaşıyoruz. Bir dönem gişe rekorları kıran “Kurtlar Vadisi Irak” filmini hatırlayın. Film başlarken “Bu filmde sanal reklam uygulaması yapılmaktadır” uyarısı vardı. Ekranda bir ovada yol alan otomobili izlerken birden bir mimarlık firmasının reklam tabelası ve bir apartman beliriveriyor. Kerpiç evlerin üstüne getirilmek istenmiş ama başarılı olunamadığı için ortalık yerde duran uydu antenleri reklamları ve uyarı tabelalarının altında beliriveren markalar…

    O halde en can alıcı soru şu; niçin sanal reklam? Çünkü bilinçaltına telkin göndermenin en iyi yolu.


    25. kare tekniğinin uygulandığı bir film :

    DÖVÜŞ KLÜBÜ / The Fight Club

    Niçin bu film? Bir kere adına bakarak bunun bir dövüş filmi olduğunu zannetmeyin.

    “Gün gelir sahip olduklarınız, size sahip olmaya başlar!” sloganı ile Modern insanın tüketim merkezli hayat tarzını sorgulayan ve aynı zamanda şizofren (çift-kişilikli) bir şahsiyeti anlatan bir filmdir dövüş kulübü.

    Edward Norton ve Brad Pitt’in başrollerini paylaştığı ve David Fincher’in yönettiği bu film, 2000 yılında Empire Ödülü (İngiltere), 2001’de En iyi DVD, en iyi DVD anlatımı, en iyi DVD özel içerikleri ödülünü almıştı. 2005 yılında Total Film magazin ödüllerinde (UK) “Dünyanın bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi film ödülüne layık görülmüştü.

    Gerçekten çok etkileyici bir filmdir. Moderniteye karşı çıkarak :

    “Gün gelir sahip olduklarınız, size sahip olmaya başlar”
    “Her şeyi kontrol etmeyi bırak ve rahat ol…”
    “Nefret ettiğiniz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyorsunuz.”
    “Seyrettiğiniz reklâmlar yüzünden araba ve kıyafet değiştiriyorsunuz.”
    “Sizler paranız kadar iyisiniz.”
    “Siz işiniz değilsiniz…”
    “Bindiğiniz araba değilsiniz.”
    “Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz” diyordu.



    Şimdi, “Dünyanın bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi film öülü”ne lâyık görülen bu filmdeki 25. kareleri yakalayabilmek ve filmdeki her saniyeyi kare kare izleyebilmek için önce ;

    1. Filmi bilgisayarınıza kaydedin.
    2. Mediaplayer ile izlerken film sahnelerini 1/16 “Slow / yavaş” izleme modunda.
    3. “klcodec” ile izlerken alttaki ok işaretlerinden “Decrease Speed”e üç kez tıklayıp filmi en yavaş haline getirmeniz gerekmektedir. Böylece her saniyeyi yaklaşık 5 saniyede izleyecek ve her kareyi tek-tek yakalayabileceksiniz.

    SONUÇ:

    1. Araştırmalarımızın sonucunda filmin yönetmeninin cinsi sapık (sexomaniac) olduğunu öğrendik.
    2. Filmin (bizim yakalayabildiğimiz) 26 farklı yerinde 25inci kareler kullanılmış.
    3. 25inci Kare tekniği ile elinde sigara olan Brad Pitt resmi filmin çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir.
    4. Yönetmen filmin 2 farklı yerinde 25inci kare tekniği ile erkek cinsel organını yerleştirmiş.
    5. Yine filmin 2 yerinde Çocuk Pornosu bilinç-altına yerleştirilmiş.
    6. Unutmayın 25. karelerin yer aldığı her film gibi bu filmde de normal seyrinde görülmesi gerekenlerin dışında hiçbir şey görülmüyor. Aslında çok şey görülüyor ancak hiç kimse ne gördüğünü bilmiyor.
    7. Uyanmayanlar ve hâlâ 25. karenin varlığına ihtimal vermeyenler, denesin ve görsün diye filmdeki en can alıcı karelerin sadece bir kısmının dakika ve saniyelerini aşağıya sırasıyla yazıyoruz. İsteyen filmdeki tespit ettiğimiz bu dakika ve saniyelerde filmi durdurup kare kare izleyebilir.

    06:02= elinde sigara olan Brad Pitt resmi,

    31:07 = cinsel öğeler erkek cinsel organı,

    31:14 = cinsel öğeler,

    46:41 =cinsel öğeler,

    49:09 = cinsel öğeler,

    50:42 ile 50:52 = çocuk pornosu mesajları…

    02:10:39= Film bitiyor binalar yıkılıyor ve yine erkek cinsel organı filmin finali olarak 25. karede yer alıyor.

    Filmin en tuhaf gelen bölümü ise Tayler’ in işi sabun imalatçılığı olmasına rağmen, 30. dakikadan itibaren, Tayler’i anlatırken onun bir sinema yapımcısı olduğunu anlatmasıdır. (Filmin sadece bu 2 dakikalık bölümünde Tayler bir sinema yapımcısıdır)

    Şu ifadeler 30. dakikadan sonra filmde aynen geçmektedir ;

    “Sinema filmleri tek bir makarada olmaz; birkaç makarada olur ve bir kare bittiğinde diğer makaraya geçerken birisinin düğmeye basması gerekir. O an geldiği zaman projektörleri değiştirir ve film devam ettiği için kimse bir şey anlamaz. Çünkü bu iş beraberinde bir çok ilginç olanak da sunuyor. Bütün aile filmlerini kare kare görmüştür. Yani izleyici cesur köpek ile ünlü bir şahsiyeti aynı perdede izlerken neler gördüğünü bilmez. KİMSE GÖRDÜĞÜNÜ BİLMİYOR AMA GÖRÜYOR” der ve sorar: “ACABA KAÇINIZ ONU İŞ BAŞINDA YAKALAYABİLİRSİNİZ?”

    Yani adamlar yaptıkları işi aynı filmin içinde anlatıyorlar!

    REKLAMLARLA BİLİNCİ ÇALINAN İNSANLAR

    İnsan beyninde bilinçaltının tepki verdiği iki önemli olay var : “doğum” ve “ölüm”. Bilinçaltımız bu iki olaya çok daha fazla tepki veriyor. Bu iki mesaja daha duyarlı.

    “Sex” (cinsellik) mesajı doğum ilk örneğinde, “kill” (öldürmek) mesajı da ölüm ilk örneğinde karşılanıyor. Bu semboller verilmek istenen mesajın içine yerleştirildiğinde bilinçaltı bunları öncelikli algılar olarak saklayabiliyor ve sıra kullanıma geldiğinde bu öncelikli depolanan veriler, davranış ve hareketlerimize yön çiziyor.






    25. Kare; Bilinç Altına Gizli Mesaj Yerleştirme

    Gözümüzün saniyede 24 kare algılayabiliyor..
    25. kare ise beynimize yazılıyor. İşte bu sistemin adıda 25. Kare
    Örneğin Siz tvde bir çizgi film izlerken adamlar 25. Kareye "Coca Cola İç" yazısı koyuyorlar ve canınız cola çekmeye başlıyor ..

    Şaka gibi görünsede Rusyada yapılan araştırmalarda bu yöntem uygulandığında
    Cola satışlarının arttığı gözlenmiş..

    'Başka Kanal İzleme, Başka Kanal İzleme, Başka Kanal İzleme'...

    Televizyon yayını kullanılarak insanın bilinçaltına belirli bir sloganı yerleştirmeyi amaçlayan "25'inci kare (25th shot)" tekniğinin Rus TV'leri tarafından yaygın olarak kullanıldığı ve hükümetin buna karşı mücadele başlattığı bildirildi.

    Rusya Basın Bakanı Yardımcısı Valeri Sirojenko'nun açıklamasına göre, "25'inci kare"yi saptamak üzere özel bir detektör geliştirildi ve bu cihaz ile yıl sonuna kadar tüm TV kanallarının sürekli kontrolü sağlanmış olacak.

    İtar-Tass'ın haberine göre, resmi olmayan bilgiler, Rusya TV programlarının 5'te 1'inin, "25'inci kare"yi içerdiğini ortaya koyuyor. İnsan gözünün, TV izlerken saniyede 24 kareyi algılayabildiği, 25'inci karenin ise göz tarafından fark edilmese bile doğrudan beyne etki ettiği belirtiliyor. Uzmanlara göre bu etki, beyni "yüksek derecede ikna edici" olabileceği gibi,
    tahrip edici de olabiliyor. Rusya Basın Bakanlığı, bu etkiyi yayınlarında kullandığı tespit edilen TV kanallarının lisanslarının iptaline dahi gidilebileceği uyarısı yaptı.

    Bakanlık kaynaklarına göre, TV'lerde yayımlanan her üç filmden birinde, 25'inci kare şeklinde, promosyon amaçlı bir slogan veya reklam yer alabiliyor. Bu slogan veya reklamlar, "başka kanal izleme" şeklindeki anonslardan, siyasi amaçları hedefleyen sloganlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

    Rusya'nın geliştirdiği detektörün, dünyadaki benzerlerinin dördüncüsü olduğu kaydedildi.

    BUNLAR DA ÇOK İLGİNÇ

    Subliminal diye bir yöntemden bahsediliyor günlerdir. Filmlerin şarkıların arasına gizli mesajlar koyuyorlarmış. Normal algılarımız o mesajı fark etmiyor ama bilinçaltlarımız lapin gibi atlıyormuş bu mesaja. Bu hadiseye subliminal deniyormuş. Beatles üyesi Paul Mc Cartney’in aslından bundan 35 sene evvel trafik kazasında öldüğünü de bu yöntemle öğrenmişler. Beatles’in bir şarkısını tersten çalmışlar, "Paul ise dead" diye bir mesaj çıkmış. (Bu tersten çalma işini de hangi manyak akıl ettiyse artık...) Mesela Led Zeppelin’in ayıla bayıla dinlediğimiz ’Stairway to Heaven’ının içinden "Yaşasın şeytanımız, biz onun için yaşıyoruz" gibi abukluklar çıkıyormuş. Buyur buradan yak! Britney Spears’ın bir şarkısının içinden bile "Ben o kadar da küçük değilim, bana her istediğini yapabilirsin" gibi gayet şehvetengiz mesajlar çıkmış. "


    "Hairway To Steven
    Az once ulusal capta yayin yapan bir televizyonun haber bulteninde Led Zeppelin’in Stairway To Heaven sarkisinin tersten calindiginda seytana ovguler duzen subliminal mesajlar icerdigini anlatan bir haber yayinlandi. Sakin ola cocuklariniza dinletmeyin boyle seyleri diye bangirdiyordu televizyon. Bu deli sacmasini yillar once ben de duymustum ama dogal olarak gulup gecmistim. O gunden bugune gulunclugunden hicbir sey kaybetmemis bu komplo teorisi neyse ki. Fakat zaman icinde bizim gozumuzden kacan seyler olmus. Megerse bu sadece buzdaginin gorunen kismiymis. Butun rock tarihi, aslinda seytanin gizli hukumranligi altinda faaliyet gosteren satilik ruhlar tarafindan yazilmis (Burada kucuk bir dipnot dusup sadece tek bir kisinin ruhunu satmayi beceremedigini, yine de hic olmazsa bizim nezdimizde rock tarihinde guzel bir yere sahip oldugunu belirtmek isterim). Web uzerinde bu konuda derli toplu bir kaynak yine her zamanki gibi Wikipedia’da bulunabiliyor. Judas Priest (ozellikle grup uyelerinin savunmasi) ve deliberate backmasking basligi altinda Pink Floyd orneklerine bir goz atin. Bu bana yetmedi derseniz bu adreste Yoko Ono’nun Lennon’i oldurdugunu nasil itiraf ettigini (Biliyordum! Hemen tutuklayin o kadini!) ya da Pokemon’un televizyonda gosteriminin yasaklanmasinin aslinda ne kadar dogru bir karar oldugunu goreceksiniz. Konuya bilimsel yaklasanlari da gormek mumkun ama hayir "Ben dunyamizi ele gecirmeye calisan bu iblislere karsi bir nefer olmak niyetindeyim" diyorsaniz, ne diyelim, o zaman size Exorcist olmak yakisir."

    SUBLİMİNAL REKLAMCILIK

    Subliminal reklamcılık denen bilinçaltını hedef alan bu tür reklamlar ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler halinde ‘patlamış mısır ye’ ve ‘Kola iç’ sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinciyle algılayamadığı halde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar sayesinde Kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı iddia edildi. Bilinçaltı reklamları Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde yasaklandı.

    Bilinçaltı reklamları üzerine araştırmalar yapan Metin Çelik, bize bilinçaltı reklamlarında, izleyen kişinin, görmediği görüntüler, duymadığı sesler tarafında nasıl olup da yönlendirildiğini bilimsel verileriyle anlattı. Bilinçaltı reklamlarının gücünü, ürünün satışını nasıl etkilediğini örnekleriyle ortaya koydu. İnanılması zor, hadi canım dedirtecek iddialarda bulundu.

    Bilinçaltı dediğimiz şey, bilincin binde 999’unu oluşturuyor. Yani siz şu anda beni binde 1 seviyesinde görüyorsunuz.

    Nasıl yani?

    Şöyle: Gözün fovea hareketleri sizin şu anda görmediğiniz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bu söylediklerim bilimsel verilerdir. Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde 10 tane deterjan arasından 1 tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç yüzeyine çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu.

    Yani biz görmediğimizi zannettiğimiz şeyleri aslında görüyoruz.

    Evet. Mesela hemen şimdi bir test yapalım. Eviniz de kaç pencere var?

    Bir saniye…. 5 pencere var.

    Bu cevabı vermek için sol üst köşeye bakarak düşündünüz.

    Öyle mi? Olabilir; sağa da bakabilirdim yahut önüme de.

    Belki. Ama bunu siz de deneyebilirsiniz. Kime sorarsanız sorun sol üst köşeye bakarak düşünecek ve cevap verecektir.

    CANINIZIN NEDEN ZARARLI ŞEYLER ÇEKİYOR HİÇ Mİ MERAK ETMİYORSUNUZ ARAŞTIRIN BİR SÜRÜ SAYFALAR VAR REKLAM OLUR DİYE VEREMİYORUM ARAŞTIRININ DÜŞÜNÜN !



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tıp -- 18 Mart 2012; 16:07:12 >







  • hatırlarsın joe, burada bir laf vardır : özet geç

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşekkürler.
  • İyi paylasim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • YENİ NESİL REKLAMLARA ÖZENEREK GEÇİRİYOR KENDİNİ
  • ilginç
  • Bu konuyla ilgili üniversite de seminere gitmiştim 1-2 hafta önce. Daha önceden de duymuşluğum vardı ama seminerde dinleyince gerçekte ne kadar tehlikeli birşey olduğunu anladım. Bu konuyla ilgili çok çarpıcı bir video izletmişlerdi. Bulabilirsem paylaşırım burada.
  • 25. kare yasaklanmamış mıydı ?
  • ben de denk geldim 'bilinç altı mesajıları' meselesine, aslında nette gezinirken 'gökçen illuminati' mesajları diye bir videoya denk geldim videyodan seyrettim baya bi çetrefilli mesajlar vardı da anlamadığım kısım reverse tekniğinde şarkının nasıl geri alındığı oldu. sanki sözler parça parça kesiliyormuş gibi bir durum var..
    şimdi bunlara fazla takarsak sıyırtacaz gibime geliyor. gerçek ise bu olaylar; durum sıyırtmamızdan daha vahim gibi D:
  • insulin degeri diye birşey var ?
    glesemin degeri..

    25.kare bana palavradan başka birşey gelmiyor.
    hele hele cizgi filmler'den sex dayatması yada satanizm propagandası sacmalıgını saymıyorum bile..

    türk ırkı nesillerdir amerikan yapımı cizgi filmler ve cocuk dizileriyle büyüdü.
    fakat bahsedilen şeylerin hiç biri olmadı..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: siyah16

    Bu konuyla ilgili üniversite de seminere gitmiştim 1-2 hafta önce. Daha önceden de duymuşluğum vardı ama seminerde dinleyince gerçekte ne kadar tehlikeli birşey olduğunu anladım. Bu konuyla ilgili çok çarpıcı bir video izletmişlerdi. Bulabilirsem paylaşırım burada.

    Artık normal insan yok. Standart diye bir şey kalmadı. Herkes farkında olmadan manyak psikopat yada deli ve kendini normal sanıyor.
  • Gerçekler acıdır.

    Ciddiyim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: momechikafute

    insulin degeri diye birşey var ?
    glesemin degeri..

    25.kare bana palavradan başka birşey gelmiyor.
    hele hele cizgi filmler'den sex dayatması yada satanizm propagandası sacmalıgını saymıyorum bile..

    türk ırkı nesillerdir amerikan yapımı cizgi filmler ve cocuk dizileriyle büyüdü.
    fakat bahsedilen şeylerin hiç biri olmadı..


    hiç biri olmadı mı?şu anki durumumuzda belki etkisi vardır bu 25. karenin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: samibatu

    Gerçekler acıdır.

    Ciddiyim.

    kardeşim anlayan anlar anlamayan zaten umursamaz inş yeni neslimiz daha fazla baskılara maruz kalmaz
  • amerikada yasaklandı diye biliyorum ama ülkemizde ne alemde bilgim yok, yasak değilse siyasette kullanılmış olabilir...
  • Her ay açılan konu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _deadmaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: momechikafute

    insulin degeri diye birşey var ?
    glesemin degeri..

    25.kare bana palavradan başka birşey gelmiyor.
    hele hele cizgi filmler'den sex dayatması yada satanizm propagandası sacmalıgını saymıyorum bile..

    türk ırkı nesillerdir amerikan yapımı cizgi filmler ve cocuk dizileriyle büyüdü.
    fakat bahsedilen şeylerin hiç biri olmadı..


    hiç biri olmadı mı?şu anki durumumuzda belki etkisi vardır bu 25. karenin.

    Dostum sen biri hiç olmadı diyorsan 25. kare altınısını getim direkt içine girmişsin. durumlar vahim KİMSE DÜŞÜNEMİYORUM ÖLÇÜP TARTAMIYORUZ FİKİR ÜRETEMİYOR OF OFFF YEMİN EDERİMKİ EVİMDE TV YOK AÇMIYORUZ KİTAP OKURUZ FİKİRLER ÜRETİRİZ NEDEN BAŞKASI YAPMAIN




  • Maymunlarla ilgili olan resim ilginç.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nein

    quote:

    Orijinalden alıntı: _deadmaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: momechikafute

    insulin degeri diye birşey var ?
    glesemin degeri..

    25.kare bana palavradan başka birşey gelmiyor.
    hele hele cizgi filmler'den sex dayatması yada satanizm propagandası sacmalıgını saymıyorum bile..

    türk ırkı nesillerdir amerikan yapımı cizgi filmler ve cocuk dizileriyle büyüdü.
    fakat bahsedilen şeylerin hiç biri olmadı..


    hiç biri olmadı mı?şu anki durumumuzda belki etkisi vardır bu 25. karenin.

    Dostum sen biri hiç olmadı diyorsan 25. kare altınısını getim direkt içine girmişsin. durumlar vahim KİMSE DÜŞÜNEMİYORUM ÖLÇÜP TARTAMIYORUZ FİKİR ÜRETEMİYOR OF OFFF YEMİN EDERİMKİ EVİMDE TV YOK AÇMIYORUZ KİTAP OKURUZ FİKİRLER ÜRETİRİZ NEDEN BAŞKASI YAPMAIN

    ben hiçbiri olmadı demiyorum ki.aksine subliminal mesajın bilincimizi etkilediği düşüncesindeyim.ben üstteki üyeye neden inanmadığını sordum

    ekleme:daha çarpıcı örnekler bekliyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi H.E -- 17 Mart 2012; 1:29:19 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _deadmaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nein

    quote:

    Orijinalden alıntı: _deadmaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: momechikafute

    insulin degeri diye birşey var ?
    glesemin degeri..

    25.kare bana palavradan başka birşey gelmiyor.
    hele hele cizgi filmler'den sex dayatması yada satanizm propagandası sacmalıgını saymıyorum bile..

    türk ırkı nesillerdir amerikan yapımı cizgi filmler ve cocuk dizileriyle büyüdü.
    fakat bahsedilen şeylerin hiç biri olmadı..


    hiç biri olmadı mı?şu anki durumumuzda belki etkisi vardır bu 25. karenin.

    Dostum sen biri hiç olmadı diyorsan 25. kare altınısını getim direkt içine girmişsin. durumlar vahim KİMSE DÜŞÜNEMİYORUM ÖLÇÜP TARTAMIYORUZ FİKİR ÜRETEMİYOR OF OFFF YEMİN EDERİMKİ EVİMDE TV YOK AÇMIYORUZ KİTAP OKURUZ FİKİRLER ÜRETİRİZ NEDEN BAŞKASI YAPMAIN

    ben hiçbiri olmadı demiyorum ki.aksine subliminal mesajın bilincimizi etkilediği düşüncesindeyim.ben üstteki üyeye neden inanmadığını sordum

    ekleme:daha çarpıcı örnekler bekliyorum

    bu sayfaya bakarak daha çok şey öğrenebilirsiniz. ama şunu unutmayın bunun altında da tabiikide gizli örgüt var

    facebook sayfas 25. kare tıkla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tıp -- 17 Mart 2012; 1:31:34 >




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.