< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Besiktask34 -- 8 Kasım 2011; 14:52:14 > |
Bildirim
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Besiktask34 -- 8 Kasım 2011; 14:52:14 > |
Arkadaşlar merhaba.
Ankara'da yaşıyorum. Makina mühendisiyim. Temmuz 2016'dan beri Fluence ZE kullanıyorum. Çok isteyerek aldım. Şu ana kadar inişli çıkışlı bir serüven oldu. Bulup alabileceğim en iyi arabayı hem de yaşadığım şehirde bulduğumu düşünerek, 2015 trafiğe çıkışlı, hatasız 24bin kmde ve ilk sahibinden aldım. İlk sahibi Aselsan'da müdür olan bir mühendisti. 1 yıl kullanmış sonra ben aldım. Ben de 1 yıl büyük bir keyifle kullandıktan sonra arabanın motoru arızalandı. Renault Mais Ankara, elektrikli araçlara bakan personelinin izinde olmasından dolayı tam 1 ay arabaya bakamadı. Sonra arabaya baktılar ve motorun değişmesi gerektiğini söylediler. Motoru sipariş ettiler, motor geldi ve değiştiler. sonrasında, tam 1 yıl boyunca arabanın yeniden ruhsatı çıkarılamadı. Sonunda 2018 Haziran ayında arabayı tekrar teslim aldım. Bu süre içerisinde biraz bastırmam neticesinde kullanmam için dizel otomatik bir Fluence tahsis ettiler fakat yaptığım yakıt masrafını karşılamadılar. Arabayı teslim ederken bitmiş olan sigortasını ve bakımını yenilediler. Pil durumunu öğrenmek istedim. Sözlü olarak %85 dediler. Ne pille ne motorla ilgili yazılı bir rapor vermediler. İşte sorun şuydu, şu yapıldı vs gibi hiçbir şekilde bilgi alamıyorsunuz. Arabanın sürüşü gerçekten eşsiz. Yakıt için para harcamanız gerekmiyor. Çevreyi kirletmiyorsunuz. Bunlar mükemmel yanları fakat işin başka yönleri de var. Birincisi Renault bu araba için son derece sınırlı (mecburiyetten) bir destek veriyor. Hiçbir konuda bilgisi olan ve sizinle doğrudan ilgilenen bir personelleri yok. Sorduğunuz sorunun yanıtını alamıyorsunuz. Renault için şu an bir yük gibiyiz denebilir aslında. Diğer husus, motorun ve pilin garantisi dolduktan sonra bir problem çıktığında ne ile karşılaşacağımız belli değil. Yani motor tekrar arızalanırsa ve garanti dolmuşsa ne olacak? Bu motorları Renault için Almanya'da başka bir üretici üretmiş ve "sealed" olarak tabir edilen, müdahale edilemeyen bir paket gibi düşünebiliriz. Yani atıyorum 5 dolarlık çok önemsiz bir parçada bile olsa problem, yine motorunuz komple değişmeli diyecekler büyük ihtimalle ve bunun nasıl bir fiyatla yapılacağı belli değil. Ucuz olmayacaktır. Dışarda bir servise götürüp baktırabileceğiniz birşey de değil. Pil için kira ödemiyorsunuz evet fakat pil yasal olarak size ait de değil. Renault'nun malı. Yani 10 yıllık kullanım süresi ve güvencesi dolduktan sonra Renault pili geri alabilir, sizde kalması için ya da yenileme için para talep edebilir ve bu ücret sanırım 8bin Euro civarında. İyi bir ihtimal ise pili bu süre bitmeden yenileyip sizde bırakması. Bu da size 6-7 yıl daha kullanım sağlayabilir. Arabanın ihtiyaç halinde ücretsiz çekilmesi gibi bir hizmet kesinlikle yok. Yani sözleşmede var tamam fakat o hizmete nasıl ulaşabileceğiniz konusunda kimsenin bir fikri yok. Renault yardımı aradığınızda sizi ücretli bir çekiciye yönlendiriyor. Ya olur mu böyle böyle benim hakkım var falan diye istediğiniz kadar anlatın. Karşısındaki öyle bir bilgi sahibi değil. Motorum arızalandığında bunu tecrübe ettim. Malesef öyle bir hizmet alamıyorsunuz. Arabanın şarj durumunu görebildiğiniz, klimayı başlatabildiğiniz haberleşme programı 3 yılın ardından çalışmamaya başladı. Renault bu konuda da yardımcı olmadı ve Türkiye'de artık bu hizmetin verilmeme kararının alındığını söyledi. Tabi bu da doğru bir bilgi mi bilmiyorum. Sonuç olarak bu özellik araba ile birlikte bu özellik var diye lanse edilen ve ücretsiz olması gereken bir özellikken ben şu an bu özelliği de kullanamıyor pozisyondayım. Telefondan arabaya erişim sağlayamıyorum. Hiçbir şekilde çözüme ulaştıramadım. Kabullendim. Gelelim menzil konusuna. Şu an kendi yaptığım ölçüme göre pilim %75 kapasitede. Ankara'da şehir içinde yazları 134 km menzili gördüm. Kışın ise çok soğuklarda bu rakamın 60 km'ye kadar düştüğünü gördüm. Bu arada bu rakamlar çok tutarlı bir metodoloji ile hesaplanıyor ve güvenilir. Arabadaki ısıtma, soğutma suyunun pile bağlı bir cihazla ısıtılması sonucu sağlanıyor. Isınan su konvensiyonel arabadaki sistem ile aynı şekilde kabini ısıtıyor farkı yok. Bu ısıtma sistemi metodu menzili ciddi oranda düşüyor. Bu tüm elektrikli araçlarda aynı. Webasto tarzı bir ısıtıcı ile bu durumu bertaraf edebilirsiniz. Bazı kış günleri gerçekten bu ihtiyaç hissediliyor. Yazın 2-3 gün şarj etmediğim oluyor klima kullanımının böyle bir etkisi yok. Şarj süresi şarj istasyonlarında 16 amperle 4 saat civarı. Duvar prizinden 10 amperle şarj ediyor bu da 6 saat civarı sürüyor. Bir cep telefonunun bile 3 saatte şarj olduğunu düşünürseniz makul denilebilir. Tabi ki çok hızlı şarj eden otomobiller var ama bu daha fazla pil stresi demek. Düşük amperle şarj pil sağlığı açısından iyi birşey diyebiliriz. Yani ben arabayı aldığımdan beri pilde hiçbir performans kaybı yaşamadım pratik olarak. Yani ilk aldığımda ne kadar gidiyorsa şimdi de o kadar gidiyor. Toparlamam gerekirse, bir sorun çıkmadığı ve destek alabildiğiniz sürece mükemmel bir deneyim yaşatan, muhteşem bir teknoloji paketlenmiş harika bir araç. Çok verimli, çok ekonomik (100 kmde max 15 kwh tüketiyor bu da 7.5 tl demek), bakım gerektirmiyor, vergi ödenmiyor. Ama ülkemiz maddi koşullarını düşündüğünüzde yatırımınızın çöpe gitme ihtimali de var. Ben arabayı aldığımda fiyatlar çok düşüktü 30küsür bin lira gibi bir fiyata aldım. Ne olursa olsun araba kendini amorti etmek üzere ama günümüzde bu fiyatlar 70-80'ler seviyesine ulaşmış durumda ve arabaların çoğu 2012 çıkışlı yani garantileri bitmiş durumda. Bundan sonra fiyatların yukarı doğru gideceğini düşünmüyorum açıkcası ama belli de olmaz. Okuyanlara faydalı olmuştur umarım. Başka soruları olanlar varsa seve seve yanıtlayabilirim. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-37EC10BB9 -- 13 Ağustos 2013; 21:13:50 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi e_kodak -- 5 Temmuz 2015; 17:04:43 > < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı > |