Şimdi Ara

Styraporla Mantolamanin Zararlari (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
483
Cevap
14
Favori
59.216
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • mesajımız bulunsun..
  • bakın bu başlıkta sorun hep apartman denen ucube yapı yüzünden çıkmış,evlerimiz müstakil veya en fazla 2-3 katlı olsa ne kadar rahat olurdu.
  • Sayin Tekirdagli Kilimaci,

    sizin yazinizi okuyunca hafifden tebessüm ettim. Soruna nerden bakiyorsunuz ilgimi cekti. Statik tasima sorunu var diye insanimiz
    ince duvar yapiyormus hic aklima gelmemisti.

    Yanlis bina herkes yapiyor ya. Dogru kalin duvarli bina yapan demeki bir yerde yanlis yapiyor denir.

    Binada duvar duvar üzerine gelirse, temeldede saglamsa, 20 katli bina yapsaniz bile sorun olmaz. aksina kalin duvar depreme dayaniklidir. Ince duvar insan üzerine yikilir.
    Kalin duvarin kendisi cok iyi tasiyici vede depreme karsi binayi ayakta tutan elamandir.

    Temelde ise sorun zaten yoktur: Duvarin alti topraga tam yükü verdigi icin kesinlikle olumludur. Bütün yükü kalin duvar topraga daha iyi iletir.
    Genis tabanli araba gibi.

    Ayrica eski camilerin duvarlarina bakin , onlar yüzyillardir ayakta ve kalinliklari 100 cm olanida var.

    Cimonto ve demirsiz yapilan selimiye caminin kube kalinligi 60 cm dir, Ayrica sif tasdandir. Kac yildir sapa saglam ayaktadir.

    umarim sorunuza cevap verebilmisimdir.

    selamlarimla

    www.mimaryuksel.com




  • quote:

    "BASF, Türkiye'deki binalara tasarrufu öğretmeye geliyor


    Tarih: 12 Mayıs 2008 Kaynak: Sabah Yazan: Ebru Erdoğan

    BASF'ın yapı şirketi Luwoge, neopor kullanarak ürettiği evlerle Almanya'da ısınmada yüzde 95'e kadar tasarruf sağladı. Şirket Türkiye pazarına girmek üzere inşaatçılarla görüşecek.

    Dünyada yaşanan global ısınmayla ortaya çıkan enerji sorunu, pek çok şirketi de bu konuda üretim yapmaya zorladı. Dünyanın en büyük kimya şirketi Alman BASF, ürettiği straforu, 'neopor' adıyla daha da geliştirip, şirket çalışanlarının yaşadığı evleri modernize etti. Bu yolla ısınma sistemlerinde sıfır maliyetleri yakalayan BASF, kurduğu Luwoge şirketiyle tüm dünyada 'tasarruflu evler' yapmaya başladı. BASF yöneticileri, bu evleri inşaat şirketlerine anlatmak üzere 26-29 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da olacak. BASF'ın merkezi olan Almanya'nın Ludwigshafen kentinde gazetecilerle bir araya gelen Luwoge Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Matthias Hensel, sıfır maliyetli, 1 litre (yılda metrekare başına 1 litrelik benzin tüketimi yapıyor), 3 litre ve 7 litrelik evler sayesinde maliyetleri düşürdüklerini ifade ederek, "Bu evlerle ortalama 100 metrekarelik bir evi baz aldığımızda Almanya'da yıllık bin 700 Euro olan ısınma maliyetini 85 Euro'ya kadar düşürdük" dedi.

    'Maliyetler Düştü'
    Almanya'da tasarruflu 8 bin ev inşa ettiklerini dile getiren Hensel, Fransa'nın Lille kentinde yapılacak 40 bin ev için danışmanlık yapacaklarını, önümüzdeki dönemde inşaat şirketlerinin talepleri doğrultusunda bu evlerin Türkiye'de de inşa edilmesinde danışmanlık yapmak istediklerini söyledi. İnşaat şirketi yöneticileriyle görüşmek üzere 26-29 Mayıs arasında İstanbul'a geleceklerini dile getiren Hensel, şunları söyledi: "Tasarruflu evlerin inşaat maliyetleri, geçmiş yıllara oranla oldukça düştü. Bugün, 7 litrelik bir evin metrekare fiyatı bin 300 Euro ile bin 500 Euro arasında değişiyor. 3 litre, 1 litre ve sıfır maliyetli evler için bunlara yüzde 10 ek yapmak gerekiyor. Almanya'da bunun yüzde 70'ini işçi maliyetleri oluşturuyor. Türkiye'de bu oranın aşağı çekileceği düşünüldüğünde, maliyetler de düşecek."

    Evin kaloriferi pencereler
    Tasarruflu evlerin yapımıyla ilgili olarak bilgi veren Luwoge Proje Yöneticisi Andre Zaman, duvarlarda 40 santimetre, çatılarda ise 60 santimetre kalınlığında neopor kullanıldığını ifade ederek, bunun yalıtım açısından 5 metrelik kiremite eşit olduğunu söyledi. Evlerde ekstra yalıtım maddeleri kullanıldığına dikkat çeken Zaman, pencerelerdeki üç katlı camla ilgili olarak da şöyle konuştu: "Bu camların en dıştaki birinci katmanı, soğuk ya da sıcak havanın içeri girmesini engellerken üçüncü katmanın üstüne koyduğumuz çok ince metal malzeme sayesinde güneş enerjisi burada toplanıp depolanıyor ve kışın bu ısı, odalara veriliyor. Bu nedenle radyatöre ihtiyaç duyulmuyor. Bu, tüm evlerimizde bulunan bir sistem. Sıfır maliyetli evlerde çatı üstlerinde bir de güneş enerjisi kollektörleri bulunuyor."

    Isınmak için ortalama 3 bin YTL harcıyoruz
    Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği'nin (İZODER) verilerine göre, Türkiye'de 90 metrekarelik bir evin ısınması için yıllık ortalama 3 bin metreküp doğalgaza ihtiyacı var. Bu da doğalgazın bugünkü metreküp fiyatlarına göre, yaklaşık bin 870 YTL (960 Euro) yapıyor. Almanya'daki tasarruf oranı göz önüne alındığında ısınma tüketiminin, Türkiye'de inşa edilecek 7 litre evlerde 660 YTL'ye, 3 litrelik evlerde 275 YTL'ye, 1 litrelik evlerde ise 93 YTL'ye inmesi mümkün olabilecek.

    BASF dünyanın en büyük kimya şirketi
    2007 cirosu: 58 milyar Euro
    Çalışan sayısı: 95 bin 175
    Yıllık Ar-Ge bütçesi: 1.4 milyar Euro
    Fabrika alanı: 10 kilometrekare
    Fabrika içi yol uzunluğu: 115 kilometre
    Fabrika içi ray uzunluğu: 211 kilometre
    Boru hattı: 2 bin kilometre
    Günlük araç sayısı: 21 bin
    Fabrikada yılda tüketilen enerji: 500 milyon Euro"


    kaynakhttp://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=28683









    şöyle bir bilgi buldum izolasyonla ilgili neopar diye bir malzeme üç tanede enteresan link vericem...

    http://www.ankaraisiyalitimfirmalari.com/?&Bid=462223

    http://www.yapiustasi.com.tr/index.php?page=icerik&kat=43&alt_kat=384&icerik=349&temp=2

    http://maveramuhendislik.com.tr/disiyalitimp.php

    bulduğum linklerde kesinlikle

    Neopar’ın su buharı geçirgenliği çok yüksektir. Neopar ısı yalıtım levhası ile yapılmış duvarlarda su buharı yoğruşması gerçekleşmez. diyor

    aklımızda bulunsun araştırma ve incelemeye devam

    asıl benim daha farklı bir fikrim olacak kesin çözüm yavaş yavaş orayada gelicez yorumları gördükçe paylaştıkça



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tekirdağlı-klimacı -- 10 Kasım 2011; 23:35:52 >




  • Sayin Tekirdagli.

    BASF firmasini bende cok iyi taniyorum. Bu firmanin alman malzemesi icin türkiye ye gelnek istemesi normal.
    Bu firmanin gözünü para bütümüs , güclü büyük bir holding.
    Tabiki sabah gazetesine verecegi reklamlarla , kendi reklmini yapmasi normaldir.

    Bizim bu gibi firmalara kesinlikle ihtiyacimiz yok

    saygilarimla

    mimar yüksel Özbey
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Sayin Tekirdagli.

    BASF firmasini bende cok iyi taniyorum. Bu firmanin alman malzemesi icin türkiye ye gelnek istemesi normal.
    Bu firmanin gözünü para bütümüs , güclü büyük bir holding.
    Tabiki sabah gazetesine verecegi reklamlarla , kendi reklmini yapmasi normaldir.

    Bizim bu gibi firmalara kesinlikle ihtiyacimiz yok

    saygilarimla

    mimar yüksel Özbey

    syn:mimar arkadaşım benim dikkat çekmem gereken konu şirket değildi ..

    tabiikide bu şirket kendi reklamını yapacak ben sadece bu konu için değişik malzeme ve alternatifler bulunsun diye yazdım ben inanıyorumki bu bilgiler ileriki zamanlarda okuayanlara çok güzel kaynak olacak zaman geçtikçe katılım arttıkça bilinçli arkadaşlar katıldıkça zenginleşecek ve faydalanmak daha güzel olacak diye düşünüyorum...

    bizler yanlış yapacağız hatalarımız olacak ama bu hatalardan ders alıp doğrusunu bulacağız diye düşünüyorum..








  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tekirdağlı-klimacı

    benim yöntemimde tam olarak budur açıklıyayım hemen hatta örnek linkte vereyim....

    http://www.youtube.com/watch?v=mW-fGwJdqc8

    http://www.youtube.com/watch?v=sUuMl75Z9UY





    http://www.hattuscha.de/turkce/surrekonstruk.htm

    http://www.bogazkale.gov.tr/sur_03.html


    tekirdağlı hocam çözümünüz süper ama keşke mümkün olsa. ama malesef çok zor şimdi yeni bir yasadan bahsediliyor çürük binalar yıkılması ile ilgili oda mümkün olmaz bence popülist bir söylem. bunu zamamnında atatürk becerememiş. şuanki hükümetmi becerecek. keşke becerse insanları fazla mağdur etmeden. herkez razı olur ben şahsen denizi seyretmek şartı ile birkaç seneye kadar benim olacak oturduğum eve denizi görmek şartıyla 25 değilde 10m2 devlete veririm:)) aksi mağduriyettir. hadi kaçsan sonu ölüm diyceksiniz. doğru ama ben inanmıyorum avrupadaki evler gibi sağlam eve yapılcağını. yüksel hocamızın demiş olduğu atatdan kalan sitemlerde sizin önerdiğiniz sistemlerde uygulanması çok zor. yüksel hocada diyor avrupa demek herşeyi doğru demek değil diyor çok doğru.

    ama bunca insan yoğunluğunda bu sistemler nekdar uygulanabilir. söz gelimi şimdi 30-40 katlı binalar var bunlarda uygunsuz durum tespit etti ve yıktı diyelim devletimiz. yüksel hocamızın dediği taş taş üstüne dizilerek 20 kat çıkılır sağlam olur diyor. doğrudur işte görüyoruz eski camilerimizin yüksekliğini. belki 40 katta yapılabilir zemin iyileştirilir kazık çakılır vs. ama bunlar hep uzun süreçler. para kazanmak isteyen adamlar malesef bu zamanlamaya uymaz. zaten başbakanımız desede siyaset olarak algılanmasın dediklerim. niyeti iyide olabilir. kötü olarak düşünürsekte inşaat piyasasını hareketlenrirerek ekonomiyi ayakta tutmakta olabilir niyeti. ben ne sağa ne sola inanırım. şimdi onu eleştirenler zamanında çokmu dürüsttü. her durumda iktidarı eline alan parmağını tabiri caizse ortam olarak yalar. ille yandaşlarına ihale olarak değerlendirmekte şart değil.

    sözgelimi istanbulu yıktılar. çoğu çürük çünkü yeni yapılan yapılar haliyle yine betonarme olacak. yüksel bey diyor 40 cm havalı tuğla kullanılmalı diyor. çok doğru. sadece 25 veya 40 cm perde beton kullnılıyormuş yanılmıyorsam. bir hollandalı türk dostumuz aynen anlatmıştı. üstündeki izolasyon taşyünü ile 60cmyi geçiyor demişti yanlışım olmasın bu sayfada yazılı zaten dediklerim. ordan düzeltmiş olayım. siz iyi niyetinizle 18,5 tuğla demişsiniz sanırım yanıldınız 13lük tuğla kullanılıyor. ben şimdi idda ediyorum yine aynı yöntemle yapılacak yeni bainlar. sadece iskeleti daha güçlü yapacaklar. hepsi o bina çökmeyecek sallanırken tuğlalar patlayacak Allah affetsin çok ölüm olmasada yine ölüm olcak. madem sayın başbakanımız neden kiptaşları kontrol ettirmemiş belediye başkanımızla birlikte. malzeme kaşitesi haricinde ben yapılan izolasyonu gördüm bitmiş halini 3cm hadi 4 olsun gözümün yanılma payıyla yaşlıyız ya gözümüz seçmiyor.. 4cm istanbul için sınırdır. kimdi der eps olcak olursa 5cm olması lazım xps te 4cm yeterlidir derler. bende yalvar yakar azda olsa eğitim değerinde bu işin kökenine indim desem yalan söylememiş olurum ama tabi iddiacı olmam. ama şuan eminim gidip izodere baş vursam yalıtım konusunda tekrar basit bir eğitimle bilirkişi belgemi alırım. tabi burayı okuyup gıcık kapmazlarsa cengiz bey diyor cahil izolasyoncular. biraz ağır olsada haklı çünkü onlar para kazanmak için yeri geldimi yalan söylemekten çekinmiyorlar iyilerini tenzih ederek. bu damlara bilirkişi belgesi verildikten sonra ben hayda hayda alırım diyorum:)) işin esprisi tabiki genede.

    bizim konumuz burada izolasyon ama hepsi birbiryle bağlantılı. hani 2017 ye kadar tüm binalrın izolasyonlu olması mecburiydi.. ben hep kadük kanun diyordum aynan kadüktü ve kadük olacak. işte bizim binaya yapıldı 3cm anlaşmada 4cm dendiği halde:)) millet hala izolasyon yapıldığını sanıyor maxfocus arkadaşımız var kombi bölümünde yazar güzel bir şuan ki yönetmeliğe ait bir döküman işlemiş bakınızhttp://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=35907665 şimdi bizim binadaki işten anlamayan sakinler işi bilse benle taklaşmazlardı. o izolsayonda yapılmaz belki daha iyisi yapılırdı belkide bizim buralar yıkılacak kaçak çünkü:)) ergeç anlayacalar sona diyeceklerki yönetici biz aldattı. e yöneticide zaten işi bilmiyor kim kimi aldattı acaba:)) neyseki defterleri inceletme tehdidi ile ben ucuz kurtardım.. 4/ 1 masrafla. yoksa izolasyon yapılsada yapılmasada bendende para isteniyordu. benim ev izolasyonlu olduğu halde. bizim millet ancak bir birine gelince karşısındakinin hakkını yemeyi biliyor malesef çok acı ama doğru.

    şuanda ne karar alınırsa alınsın devlet tarafından. yine millet hiç birşey bilmeden alınacak. ne olaki özel kanunla fruktoz şurubunun üretimin arttıran bir yönetimden ne beklenir. ha diğer yönetimlermi onlarda aynı kararı alırdı hiç boşa konuşmasınlar hepsini gördük amaç zaten iktidar hırsı. çok kötümser yazdım ama yanlış değil malesef. malesef vatandaşın mahkemeye gitmesinin önü dahi kesildi. en basit dava harçlarına tonlarca zam yapıldı.




  • Sayin Aydemir bey, umarim sagliginiz iyidir.

    Ayrica yazdiklariniza harfiyen katiliyorum. Müsadeniz olursa biraz siyasete girecegim. Nedenide sizin belirtiginiz gibi:
    Sayin basbakanin deprem acisini yasamaktansa, yikip saglam binalar yapacagiz . Bu cümle ilen hdeflenen milyonlarca insanin yürkelerine biraz su sepmek istiyorum.

    Türkiye´deki hizli insaat yapimi bas döndürücü. Yukardaki basbakanin cümleleri ilen, evi saglam bile olsa, ruhsatsiz kacak milyonlarca ev söz konusu.
    Basbakan emir verdi. tamam binalar yikilacak.

    Bina sahipleri sunu bilsinlerki, bu cümle tüm Türkiye yeyi kapsiyamaz. Yada birakin Türkiye yi Istanbulun % 1 bile kapsiyabilecegine ihtimal veremiyorum.

    Binalari kacak olanlari yikalim : Tamam , Kamulastirdik yiktik 10.000 tane bina. hepsi 7 katli apartman. peki: Bu cöpü nerye atacagiz? yeni yapacaksak bunu demiri kac ton tutar? Türkiye deki sadece ínsaat demiri rezevler bu binalari yapmaya yetermi? Cimontamuz, tuglamiz, sivamiz fayansimiz fayans yapistiricimiz varmi?
    Zaten su an patlamis olan insaat yapimi ve ithalatda gerilemiyecegine göre.

    Bence bina sahipleri rahat olsunlar. Hic kimse muhatap olmuyacakmi.? Tabi olacak . Sayin Basbakanin hedefindeki bölgelerbundan kesinlikle nasibini zamanla alacaklardir.
    Aslanlar avlanak icin ceylanlari gözetlerken, yarali, veya korumasiz caylanlar huzursuzlanirlar. Su an yasal problemleri olan bütün bina sahipleri yarali ceylan gibiler.
    Dogru is yapan her zaman rahatdir, icide huzurludur. Yarali ceylanlara allahdan sabirlar diliyorum.

    Aydemir bey yeniden tekrarliyorum. Binalarimizdan , duvarlarimizdan malzemelerimizi sagligimizla beraber caliyorlar. Buna izin vermemeliyiz.

    Birazda teknik bilgi vereyim: En az 40 cm delikli tugladan yapilan binalar en ekonomik en fazla yigma yapi olarak 5 kat yapilir. 5 katdan fazla binalara iskelet yapi ( Betonharme yapi) ekonmik olarak uygun görülür. Ama bu demek degilki, iskelet betondan yapilan binalarin duvarlari kalin olmuyacak diye.
    20-30 katli binalarda kalin duvarli kalin direkli ama kalin kirisli olmuyabilir. Kiris görevini bu kalin tuglalar yüklenir.

    Depremde kirisler kolanlar cökünce bina cöküyor. halbuki kalin duvardan olsalar, duvarlar zaten boydan boya kolon demektir.

    Zaten deprem bölgesindeyiz. Binalarimiz cöküyor. Kimse cikip demiyor kalin duvardan yapalim binalarimizi. Medyatik depremcilerimizde dahi halen sucu zavalli kolon ve krislere veriyoruz. Zaten cimontanun yasida 100 yildir. 60 Yillik binalarin cimontalari coktan cözülmeye baslamistir bile.

    Aydemir bey bana göre Türkiye iskelet yapi sistemini terk etmelidir. Benim önerim depreme izalosyana, gürltü kirliligine, uzun ömürlü binalar icin
    Duvarlari kalin, yigma yapi sistemli , en fazla 5 katli saglikli saglam binalar yapilmali.

    selam ve saygilarmila

    www.mimaryuksel.com




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Sayin Aydemir bey, umarim sagliginiz iyidir.

    Ayrica yazdiklariniza harfiyen katiliyorum. Müsadeniz olursa biraz siyasete girecegim. Nedenide sizin belirtiginiz gibi:
    Sayin basbakanin deprem acisini yasamaktansa, yikip saglam binalar yapacagiz . Bu cümle ilen hdeflenen milyonlarca insanin yürkelerine biraz su sepmek istiyorum.

    Türkiye´deki hizli insaat yapimi bas döndürücü. Yukardaki basbakanin cümleleri ilen, evi saglam bile olsa, ruhsatsiz kacak milyonlarca ev söz konusu.
    Basbakan emir verdi. tamam binalar yikilacak.

    Bina sahipleri sunu bilsinlerki, bu cümle tüm Türkiye yeyi kapsiyamaz. Yada birakin Türkiye yi Istanbulun % 1 bile kapsiyabilecegine ihtimal veremiyorum.

    Binalari kacak olanlari yikalim : Tamam , Kamulastirdik yiktik 10.000 tane bina. hepsi 7 katli apartman. peki: Bu cöpü nerye atacagiz? yeni yapacaksak bunu demiri kac ton tutar? Türkiye deki sadece ínsaat demiri rezevler bu binalari yapmaya yetermi? Cimontamuz, tuglamiz, sivamiz fayansimiz fayans yapistiricimiz varmi?
    Zaten su an patlamis olan insaat yapimi ve ithalatda gerilemiyecegine göre.

    Bence bina sahipleri rahat olsunlar. Hic kimse muhatap olmuyacakmi.? Tabi olacak . Sayin Basbakanin hedefindeki bölgelerbundan kesinlikle nasibini zamanla alacaklardir.
    Aslanlar avlanak icin ceylanlari gözetlerken, yarali, veya korumasiz caylanlar huzursuzlanirlar. Su an yasal problemleri olan bütün bina sahipleri yarali ceylan gibiler.
    Dogru is yapan her zaman rahatdir, icide huzurludur. Yarali ceylanlara allahdan sabirlar diliyorum.

    Aydemir bey yeniden tekrarliyorum. Binalarimizdan , duvarlarimizdan malzemelerimizi sagligimizla beraber caliyorlar. Buna izin vermemeliyiz.

    Birazda teknik bilgi vereyim: En az 40 cm delikli tugladan yapilan binalar en ekonomik en fazla yigma yapi olarak 5 kat yapilir. 5 katdan fazla binalara iskelet yapi ( Betonharme yapi) ekonmik olarak uygun görülür. Ama bu demek degilki, iskelet betondan yapilan binalarin duvarlari kalin olmuyacak diye.
    20-30 katli binalarda kalin duvarli kalin direkli ama kalin kirisli olmuyabilir. Kiris görevini bu kalin tuglalar yüklenir.

    Depremde kirisler kolanlar cökünce bina cöküyor. halbuki kalin duvardan olsalar, duvarlar zaten boydan boya kolon demektir.

    Zaten deprem bölgesindeyiz. Binalarimiz cöküyor. Kimse cikip demiyor kalin duvardan yapalim binalarimizi. Medyatik depremcilerimizde dahi halen sucu zavalli kolon ve krislere veriyoruz. Zaten cimontanun yasida 100 yildir. 60 Yillik binalarin cimontalari coktan cözülmeye baslamistir bile.

    Aydemir bey bana göre Türkiye iskelet yapi sistemini terk etmelidir. Benim önerim depreme izalosyana, gürltü kirliligine, uzun ömürlü binalar icin
    Duvarlari kalin, yigma yapi sistemli , en fazla 5 katli saglikli saglam binalar yapilmali.

    selam ve saygilarmila

    www.mimaryuksel.com

    merhaba yüksel bey, teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. umarım sizin sağlığınızda iyidir cümleyle birlikte. sayın hocam zaten sonuçta siyset yapmıyorumz e bukadarda girelim artık buna siyaset denmez. müsade ne kelime:))

    yüksel hocam bende harfiyyen katılıyorum her konuda görüşlerinize. izolasyondan önce bina durumlarına gelirsek. mutlak yaralı ceylanların olduğu bölgelerden para eden yerler seçilecektir. ve hiç dinlenmiyecektir aynı sistem devam edecektir. bizim bölgede bu alana girecektir. varsın girsin kader kısmet neyse o olur rahat söylüyorum kamulaştırmaya bile güçleri yetmez. ozamana kadarda kim öle kimkala:)) söz gelimi bizim kaçak bölgede, yeni yapılar yapılıyor. bir çoğuda teslim oldu yaşam başladı bile.. bu yapılar, tam nizami sistemle diyim onların deyimine göre. daha alçak ve yine arsasına göre 5 katı geçen yeni yapılar mevcut. sen bölge olarak yıkıcam diyorsun bunları nasıl ayıracaksın ben iki gün sonra görmezmiyim yeni bir inşaata başlandığını.. zaten yanımızdaki binanın yıkımına başlandı hadş sen durdur madem yasa çıkartıcaksın..

    hocam birde başı büyük tepesinde çok devasa devam eden bir bölge var orman arazini katleden boğazın rüzgarını kesen yapılar var. sorsanız derler oralar zaten kel tepeydi derler. cevap hazır e tabi minare kılıf meselesi ve bu yapıları kiptaş. yapıyor. demezlerki zaten zamanında buralar yandıktan sonra ağaçlandırılmamış. ben sayın başbakanımızın uyanık bürokratlar tarafından resmen yönlendirildiğine inanıyorum.

    prof. ahmet ercan hoca. 12 yıl öncesinden yani 99 depreminden beri tvlerde bu yıkım meselelrini yalvar yakar anlatır durur hemde çok basit maliyeti olduğuna dair konuşur ve dinlenmediğini söyler hep. sitesinde bile vardır sanırım. hatta bir kersine tuzla içmelerde bir gölü konut alanı ilan etmeleri yüzünden adamcağız kriz geçirmişti sinirinden.


    hocam keşke demiş olduğunuz şekilde 5 katlı yığma yapılar yapılabilse en önemlisi bence bu durumdur.

    hadi diyelim zor insanımız çok. bari 10 katlı yap ozaman kirişte kullan kalın tuğlada. en azından ömrü tamamlanınca temizlenme maliyetide az olur zamandanda kazanılır. havada kesilmeden hareket eder. anadoludan istanbula girerken adapazarından sonra yağmur şak diye kesilmemiş olur.

    bir türlü izolasyon sorunumuza gelemiyoruz hocam:))


    yarın muhakkak fotosunu çekmeye çalışıcam bir binanın yapımını hocam hemen karşımda 3cm izolasyon bile belli malesef bu memlektte bu durumun oturması çok zaman alacak. birtanede temelle ilgili annemlerin evinin karşısında bir foto var en azından onlarıda ekliyim. elim çok ağır ağır yazmasam tüm forumda yazılarımdan geçilmez. birde düzgün ve konuyu anlaşılır yazmak önemli tabi. yüz yüze konuşmada düzeltme yapmak kolay ama yazarken çok zor. bende selam ve saygılarımı sunuyorum.




  • yüksel bey, bu linkteki durumlar uygulansa sanırım palastik malzemedende baya kurtulmuş oluruz nedersiniz:))

    http://forum.donanimhaber.com/m_54535809/tm.htm
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tekirdağlı-klimacı

    quote:

    "BASF, Türkiye'deki binalara tasarrufu öğretmeye geliyor


    Tarih: 12 Mayıs 2008 Kaynak: Sabah Yazan: Ebru Erdoğan

    BASF'ın yapı şirketi Luwoge, neopor kullanarak ürettiği evlerle Almanya'da ısınmada yüzde 95'e kadar tasarruf sağladı. Şirket Türkiye pazarına girmek üzere inşaatçılarla görüşecek.

    Dünyada yaşanan global ısınmayla ortaya çıkan enerji sorunu, pek çok şirketi de bu konuda üretim yapmaya zorladı. Dünyanın en büyük kimya şirketi Alman BASF, ürettiği straforu, 'neopor' adıyla daha da geliştirip, şirket çalışanlarının yaşadığı evleri modernize etti. Bu yolla ısınma sistemlerinde sıfır maliyetleri yakalayan BASF, kurduğu Luwoge şirketiyle tüm dünyada 'tasarruflu evler' yapmaya başladı. BASF yöneticileri, bu evleri inşaat şirketlerine anlatmak üzere 26-29 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da olacak. BASF'ın merkezi olan Almanya'nın Ludwigshafen kentinde gazetecilerle bir araya gelen Luwoge Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Matthias Hensel, sıfır maliyetli, 1 litre (yılda metrekare başına 1 litrelik benzin tüketimi yapıyor), 3 litre ve 7 litrelik evler sayesinde maliyetleri düşürdüklerini ifade ederek, "Bu evlerle ortalama 100 metrekarelik bir evi baz aldığımızda Almanya'da yıllık bin 700 Euro olan ısınma maliyetini 85 Euro'ya kadar düşürdük" dedi.

    'Maliyetler Düştü'
    Almanya'da tasarruflu 8 bin ev inşa ettiklerini dile getiren Hensel, Fransa'nın Lille kentinde yapılacak 40 bin ev için danışmanlık yapacaklarını, önümüzdeki dönemde inşaat şirketlerinin talepleri doğrultusunda bu evlerin Türkiye'de de inşa edilmesinde danışmanlık yapmak istediklerini söyledi. İnşaat şirketi yöneticileriyle görüşmek üzere 26-29 Mayıs arasında İstanbul'a geleceklerini dile getiren Hensel, şunları söyledi: "Tasarruflu evlerin inşaat maliyetleri, geçmiş yıllara oranla oldukça düştü. Bugün, 7 litrelik bir evin metrekare fiyatı bin 300 Euro ile bin 500 Euro arasında değişiyor. 3 litre, 1 litre ve sıfır maliyetli evler için bunlara yüzde 10 ek yapmak gerekiyor. Almanya'da bunun yüzde 70'ini işçi maliyetleri oluşturuyor. Türkiye'de bu oranın aşağı çekileceği düşünüldüğünde, maliyetler de düşecek."

    Evin kaloriferi pencereler
    Tasarruflu evlerin yapımıyla ilgili olarak bilgi veren Luwoge Proje Yöneticisi Andre Zaman, duvarlarda 40 santimetre, çatılarda ise 60 santimetre kalınlığında neopor kullanıldığını ifade ederek, bunun yalıtım açısından 5 metrelik kiremite eşit olduğunu söyledi. Evlerde ekstra yalıtım maddeleri kullanıldığına dikkat çeken Zaman, pencerelerdeki üç katlı camla ilgili olarak da şöyle konuştu: "Bu camların en dıştaki birinci katmanı, soğuk ya da sıcak havanın içeri girmesini engellerken üçüncü katmanın üstüne koyduğumuz çok ince metal malzeme sayesinde güneş enerjisi burada toplanıp depolanıyor ve kışın bu ısı, odalara veriliyor. Bu nedenle radyatöre ihtiyaç duyulmuyor. Bu, tüm evlerimizde bulunan bir sistem. Sıfır maliyetli evlerde çatı üstlerinde bir de güneş enerjisi kollektörleri bulunuyor."

    Isınmak için ortalama 3 bin YTL harcıyoruz
    Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği'nin (İZODER) verilerine göre, Türkiye'de 90 metrekarelik bir evin ısınması için yıllık ortalama 3 bin metreküp doğalgaza ihtiyacı var. Bu da doğalgazın bugünkü metreküp fiyatlarına göre, yaklaşık bin 870 YTL (960 Euro) yapıyor. Almanya'daki tasarruf oranı göz önüne alındığında ısınma tüketiminin, Türkiye'de inşa edilecek 7 litre evlerde 660 YTL'ye, 3 litrelik evlerde 275 YTL'ye, 1 litrelik evlerde ise 93 YTL'ye inmesi mümkün olabilecek.

    BASF dünyanın en büyük kimya şirketi
    2007 cirosu: 58 milyar Euro
    Çalışan sayısı: 95 bin 175
    Yıllık Ar-Ge bütçesi: 1.4 milyar Euro
    Fabrika alanı: 10 kilometrekare
    Fabrika içi yol uzunluğu: 115 kilometre
    Fabrika içi ray uzunluğu: 211 kilometre
    Boru hattı: 2 bin kilometre
    Günlük araç sayısı: 21 bin
    Fabrikada yılda tüketilen enerji: 500 milyon Euro"


    kaynakhttp://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=28683









    şöyle bir bilgi buldum izolasyonla ilgili neopar diye bir malzeme üç tanede enteresan link vericem...

    http://www.ankaraisiyalitimfirmalari.com/?&Bid=462223

    http://www.yapiustasi.com.tr/index.php?page=icerik&kat=43&alt_kat=384&icerik=349&temp=2

    http://maveramuhendislik.com.tr/disiyalitimp.php

    bulduğum linklerde kesinlikle

    Neopar�ın su buharı geçirgenliği çok yüksektir. Neopar ısı yalıtım levhası ile yapılmış duvarlarda su buharı yoğruşması gerçekleşmez. diyor

    aklımızda bulunsun araştırma ve incelemeye devam

    asıl benim daha farklı bir fikrim olacak kesin çözüm yavaş yavaş orayada gelicez yorumları gördükçe paylaştıkça

    quote:



    http://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=28683

    Evin kaloriferi pencereler
    Tasarruflu evlerin yapımıyla ilgili olarak bilgi veren Luwoge Proje Yöneticisi Andre Zaman, duvarlarda 40 santimetre, çatılarda ise 60 santimetre kalınlığında neopor kullanıldığını ifade ederek, bunun yalıtım açısından 5 metrelik kiremite eşit olduğunu söyledi. Evlerde ekstra yalıtım maddeleri kullanıldığına dikkat çeken Zaman, pencerelerdeki üç katlı camla ilgili olarak da şöyle konuştu: "Bu camların en dıştaki birinci katmanı, soğuk ya da sıcak havanın içeri girmesini engellerken üçüncü katmanın üstüne koyduğumuz çok ince metal malzeme sayesinde güneş enerjisi burada toplanıp depolanıyor ve kışın bu ısı, odalara veriliyor. Bu nedenle radyatöre ihtiyaç duyulmuyor. Bu, tüm evlerimizde bulunan bir sistem. Sıfır maliyetli evlerde çatı üstlerinde bir de güneş enerjisi kollektörleri bulunuyor."


    hocam bu yazı yenilir yututulur değil. ama sitelerine girince bu bilgilere denk gelemedim. şimdi bu firma bize 40cm duvar ve 60cm içatı zolasyonumu yaptırmayı öğretecek keşke. fakat çok zor toplu konutlarda uygulanması. hele camlardan enerji elde edilmesi harika. ama malesef bizim zihniyetimiz bu masrafı yapana kadar 3 tane bina yaparım der geçer.




  • yüksel bey, şu konuyada bakmanız mümkünmü biraz geniş bir benzerini üstte yazdım ama daha çok perlit konusunu hakkında.http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=54562701

    kısa linki:http://www.sivaper.com/
  •  Styraporla Mantolamanin Zararlari


    işte kullanılan tuğla 13cm ve taş çatlasa 3-4cm dansitesi düşük eps mamül. işaretlediğim çatı saçağımı denir bölüme izolasyon yapılmamış ayrıca soru işareti koydum. gidp uyarsan müteahhiti dayak yersin:)) çünkü ben kendi binamda kimseye anlatamadım durumu. hala 3cm izolasyonla izolasyon yapıldı sevincindeler bu yeni bainadada bu bölüme izolasyon yapmayan adam çatı içine hiç izolasyon yapmayacaktır.

     Styraporla Mantolamanin Zararlari


    işet vahşet demiş olduğum kiptaşlar.

     Styraporla Mantolamanin Zararlari


     Styraporla Mantolamanin Zararlari


    süreyyapaşa göğüs hastalıkları hastanesi çamlık alan.

     Styraporla Mantolamanin Zararlari


    yine zamanında belediyecelerce göz yumulmuş bir tepe gülsuyu tepesi şimdi buradaki inasanlara ve bizm buradaki inasanlara boşaltın denirse düşünmek gerekir. ben bu dev bloklarda buaranın halkına verilme olayını düşünemiyorum aidat masrafına yeteceğini sanmam gelirlerimizin. durum çok zor keşke çıkara dayalı olmadan yıkılsa buralar millette mağdur edilmese. ben şahsen deniz manzarama dokunulmasını istemem. ama aynı şartları sağlamazlar.

     Styraporla Mantolamanin Zararlari


    aynı bölgeden bir resim daha yakın bölgeleri tüm resimlerde boyama yaptım. sorunlar sadece bunlarla sınırlı değil arkadaşlar ülkemizde hala insanları kandırmak çok kolay insanlar çok az maddi çıkara mahkum edilmiş. her insanın yaşam hakkı var. adamın durumu iyi değildir eline birkaç kuruş para geçer eksik olan bir ihtiyacını alır o ihtiyaç dahi çevresinde ters karşılanır ama adamın ihtiyacıdır alacak hattat eğlence ihtiyacını bile karşılayacak. insan bu sonuçta. ancak kızılacak durum eğlenceyi devamlı hale getirip fuzuli para harcamsına kızılabilir insanın. ama zihinler yargılandıkça ve hapsedilcikçe özür dilerim ama bize herşey müstehak. ben şahsen insanların dengesizliğndeki suçu dahi önce insanın kendisinde aramam. önce o insana bir bakılmalı..

    şuanki kandırmacada çok affedin asıl yönetimler ayranımız yokken kendimizi avrupa ile aşık atar gösteriyor çeşitli matematik oyunları ile. sonra bu yapıyı yapan mütehhitte çalar. doktorda işini doğru yapmaz. herkez bir birinden bir şekilde geçinmenin yolunu arar. balığın baştan kokması engellenmedikçe. insanların biribirine saygı duymasıda zor. ancak bireylerin zihinlerin çok iyi çalıştırmaları ile bu kesmekeşten uzun sürede çıkabiliriz.. yoksa çıkar adam der ya esasında bunu biz üretiyoruz bütün piyasaya biz veriyoruz tam yerine geldin. sana 35e bırakırım piyasada 90dan aşağı bulamazsın valla. onlarda malı bizden alıyo. sen boşver izolasyonu bizim betonun içinde izolsyon var bunu biz bulduk kimseye söylemiyoz e bu adamda haliyle para kazanacak ne yapsın atana değil attırana bak. hastanelerde doktor kalmadı şimdide aile hekimi sevki olmadan hastaneye gidilmiycekmiş babababak. sonada heryeri yıkıyoruz. kardeşim ozaman bu yapılanları hemen durdur derler adama. işimiz Allaha kalmış durumda. mutlak herzaman Allahın dediği olur ama malesef en son durumda gelmeden Allah tedbirini al diyor bizlere. fakat galiba son durumlara geldik gibi. acaba çomu kötümserim?




  • yüksel bey, tabiri caizse sizi bombardımana tuttum sayın hocam. oldukça tanımlarınıza uyan bir sorun

    http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=54577121

    arkadaşı davet ettim ama gelmeyebilir gelmese bile önemli bir konu. her durum mevcut selamlarımla.
  • 9 köy merhabalar yaklaşık 3 saatdir yüksel beyin ve diğer arkadaşların yazdıklarını okuyorum burada. Konu ile ilgili Yüksel bey ve diğer arkadaşların seviyeli tartışamları muhteşem bende mühendisim ve kendi evimi kendim yaptım(kabası hariç). Nem makinası almak için araştırma yaparken bu konularda buldum kendimi. Diğer forumda anlattığım konuyu direk burda biraz daha detaylı olarak anlatayım belki bir çok arkadaşa fikir ver
    Tam 1 sene önce Ankara Çankaya ilçesine bağlı Ümitköy semtinde müstakil 3 katlı bir yapı satın aldım(bitişik nizam değil) 15 günlük çok derin araştırmalar sonucunda evin yeni projesini yapılacakları detaylı olarak çıkardım. Evin giriş katındaki tüm balkon kısımlarını evin içine kattım bunu yaparken dış duvarları yıktım. Komple 20cm Ytong malzeme ile dış duvarları kapladım açılan üst kısımlarını da komple şıngıl ile kapladım( iç kısmına 8cm lik izocam taş yünü koydum). Sonrada evin tüm dış yüzeyini 6cm lik gri strafor ile kapladım. Rehau marka pencere ile yeni yapılan duvarların pencerelerini de taktıktan sonra Kombi ve petek işine girdim. kombi olarak viessman 30000kcal. ve Demir döküm radyatör paneller kullandım. Hatta tesisat ustasının bana verdiği tüm petek ölçülerini daha ısınayım diye 20cm uzunlarından aldım. En alt katın yarısı kot seviyesinin altında diğer yarısı açık da. Kot seviyesi altında kalan yerlerde herhangi bir rutubet ve nem görmediğimizden oraları direk alçı ve boya yaptık sadece kiler kısmımızı içten rutubet önleyici malzeme ile kaplayıp özel fasarit gibi boyasından attırdık. Çatı kısmında kiremit vardı fazla masrafa girmeyeyeyim diye çatıyı şıngıl yapmadım. sadece çatı aktarması yaparak kiremitlerin yarısını değiştirdim . Çatı betonuna yine komple izocam 8cm taş yünü serdik( ben komple yapıldı diye biliyordum aşağıda nasıl olmadığını anlatacağım). Her şey tüm forumlarda uzlaşılan herkesin önerdiği tüm noktaları gayet güzel bir şekilde yaklaşık 4 ayda komple yaptım. Şubat ortasında doğal gaz onayını da aldıktan sonra evin nemi gitsin diye boş evi yaklaşık 50 derece full bir şekilde 15 gün boyunca ısıttım. üst katta bazı pencereleri açarak da nemin ortamdan uzaklaşmasını sağladım. Mart 2011 de evimize taşındık yaklaşık 5 günlük bir uğraşıdan sonra eve yerleştik. Eve yerleştik ama nem koku yüzünden perişan olduk. yatağa giriyoruz nemden ıpıslak Elbiseler deseniz öyle. Tabi ki herkesin dediğini sizinde söylediğiniz duyar gibiyim. Yazı bekleseydin de alçılar kurusaydı öyle girseydin. İşte malesef ekonomik nedenlerden dolayı taşınmak zorunda kaldık. En alt katta 1 oda köşelerden yeşillenmeye başladı sildik geçti. En üst katta bizim yatak odamızın balkon kapısı ve penceresi ağlıyordu. Komple ıslak ve buğulu. sonra zamanla balkon kapısının kenarları ve üst kısmı yavaş yavaş nokta nokta siyahlaşmaya başladı. kornişin altı siyahlaştı. Tekrar ozonla sildik geçti. Nem ölçme cihazı aldım derece 22 nem %99. Yani 3 hane olsa kesin %110 çıkardı O siyahlaştı biz sildik. Bu böyle hazirana kadar sürdü. hazirandan ekim ayı başına kadar evi komple havalandırdık. rutubetten nemden eser kalmamışdı camlar buğulanmıyor duvarlarda siyahlaşmalar bitmişti. Taki Ekim ayı ortasına kadar. ekim ayında ankaranın soğumasıyla tekrar kombimizi yakmaya başladık Ekim ortasına kadar herşey gayet iyi gitti. Yaklaşık 1 hafta önce En üst kat da yatak odalarının yine balkon kapısı kenarlarında ( pencere kenarladın olmadı) siyahlaşmalar kısaca küflenmeler başladı. Pencere ve balkon kapıları yine ağlamaya başadı. Giriş Katında ve alt katta herhangi bir sıkıntı şu anda yok sadece salon pencerelerinin cam olan alt kısmında 5cm lik bir buğu var çok önemli değil gibi duruyor. Fakat üst kat çok fena Dayanamayıp siyah olan kısımları komple domestos ile bir güzel ozonladım üstüne marshalın küf ve neme dayanıklı gümüş iyonlu boyasını sürdüm. Şu anda bir sorun yok gibi gözüküyor ama hala camlar ağlıyor.

    Bana anlatılan tüm noktalarda neme karşı yalıtım yapınız olmuştu. Yaptım ama kuru memleket olan ankarada nemden başımı alamıyorum. Şunu anladım ben evi komple kutuya almıştım. Evi komple yalıtımlayarak betonun nem alış verişini kesmiştim. PVC pencereler de işin tuzu biberi olmuştu. Verdiğim nefes yıkandığım zaman oluşan buğu yemek pişerken çıkan buhar çamaşır asılırken oluşan nem. Bunları hep evin içine hapsetmiştim ve çıkış yolu bulamıyorlardı. e sonuç olarakda en soğuk noktalara çarparak nemleşiyordu. Havalandırma deneyimime gelince 2 gün önce kapı ve pencereleri açarak 10 dakika yatak odasını havalandırdım. ısı 14 dereceye nem de %65 e düşmüştü. 14 derece olan odanın ısısı yaklaşık 3 saat sonra ancak 19 dereceye geldi ve nemde %70 küsürlere çıktı. Kısaca bu çözüm değildi. Yalıtım yap ev hava almasın sonrada kapıları aç ısınan havada para da dışarı uçsun. Dün akşam bir şey farkettim balkon kapısının yanları ile üstü diğer dışa bakan duvarlara oranla çok çok soğukdu . öyle ki elimi dokunduğumda gerçekden üşütüyordu. Zaten nem de soğuk olan kısımlarda oluşur. Tavanda kararma olan yerlere baktığımda da aynı duruma rastladım köşe kısımlar buz gibi yaklaşık 60 70 cm içeriye dokununca sıcakdı. Bir anlam veremedim Balkon kapısını açarak dış kısıma baktım mantolama vardı yani bir sıkıntı yoktu. Asıl sıkıntı çatıdaydı. Çatıya çıkıp baktığımda bugün tüm çatının tüm köşe kısımları yaklaşık 1 metre boştu. Yani usta o kısımlara taş yünü sermemişti. (Çatı eğiminden ve ahşaplardan dolayı üşenmiş usta) Hemen açılmamış bir taş yününü alarak boş olan kısımlara serdim fakat yetmedi yarın 8 paket daha taş yünü alıp tüm boşlukları kapatacağım ve yapılan yerleri tekrar kaplayacağım.

    Ben şu anda tüm detayları ile size olan bitenleri anlattım. Çatıda yapılan bir hata acaba çatıdaki tüm betonun ısı köprüsünü bozup nem oluşmasının bir nedeni acaba olabilir mi? BU ısı köprüsü balkon kapısının kenarındaki inanılmaz soğu açıklayabilirmi? Tek ümidim şimdi onda. İşin çok ilginç bir başka yönüde çevremdeki diğer yapılarda da yalıtım benimki gibi ama onların evinde öyle bir sorunu gözlerimle gözlemle yemedim? Acaba ben bir yerde hata mı yaptım diye kafamı yiyorum. En sonunda nem alma cihazları araştırmasına kadar gittim. Yüksel bey ne dersiniz benim olayıma:) sizce bir ümit varmı......




  • Saygi deger Ajlano,

    Size bu yaziniz ve burda aylardan beri anlatmak istedigim bu konuda bana vermis oldugunuz destketen dolayi cok tesekür ederdim.
    Sanki su ana kadar bütüm yazdiklarim bir teoriymis, laf kalabaligiymis gibi anliyanlara. Kesin denyimle kanitlanmis bir gercek oldugunu ilk siz belirtiyorsunuz.

    Sizin Mühendis olmaniz, benim teorilerimi kanitlarcasina yazdiginiz bu yazi beni cok mutlu etti.
    Bu yazinizi müsade ederseniz kendi Internetz sitemde ve Facebookda yayinlamak isterim. Umarim izinde verirsiniz?

    Su anda islerimin yoguinlugundan dolayi sizin binaniz ilen ilgili konuyu inzinizle sonra beraber bir cözüm ariyalim.

    Bu yaziniz icin tekrar tesekürler, saygilar


    www.mimaryuksel.com




  • quote:


    quote:

    Orijinalden alıntı: ajlano

    9 köy merhabalar yaklaşık 3 saatdir yüksel beyin ve diğer arkadaşların yazdıklarını okuyorum burada. Konu ile ilgili Yüksel bey ve diğer arkadaşların seviyeli tartışamları muhteşem bende mühendisim ve kendi evimi kendim yaptım(kabası hariç). Nem makinası almak için araştırma yaparken bu konularda buldum kendimi. Diğer forumda anlattığım konuyu direk burda biraz daha detaylı olarak anlatayım belki bir çok arkadaşa fikir ver
    Tam 1 sene önce Ankara Çankaya ilçesine bağlı Ümitköy semtinde müstakil 3 katlı bir yapı satın aldım(bitişik nizam değil) 15 günlük çok derin araştırmalar sonucunda evin yeni projesini yapılacakları detaylı olarak çıkardım. Evin giriş katındaki tüm balkon kısımlarını evin içine kattım bunu yaparken dış duvarları yıktım. Komple 20cm Ytong malzeme ile dış duvarları kapladım açılan üst kısımlarını da komple şıngıl ile kapladım( iç kısmına 8cm lik izocam taş yünü koydum). Sonrada evin tüm dış yüzeyini 6cm lik gri strafor ile kapladım. Rehau marka pencere ile yeni yapılan duvarların pencerelerini de taktıktan sonra Kombi ve petek işine girdim. kombi olarak viessman 30000kcal. ve Demir döküm radyatör paneller kullandım. Hatta tesisat ustasının bana verdiği tüm petek ölçülerini daha ısınayım diye 20cm uzunlarından aldım. En alt katın yarısı kot seviyesinin altında diğer yarısı açık da. Kot seviyesi altında kalan yerlerde herhangi bir rutubet ve nem görmediğimizden oraları direk alçı ve boya yaptık sadece kiler kısmımızı içten rutubet önleyici malzeme ile kaplayıp özel fasarit gibi boyasından attırdık. Çatı kısmında kiremit vardı fazla masrafa girmeyeyeyim diye çatıyı şıngıl yapmadım. sadece çatı aktarması yaparak kiremitlerin yarısını değiştirdim . Çatı betonuna yine komple izocam 8cm taş yünü serdik( ben komple yapıldı diye biliyordum aşağıda nasıl olmadığını anlatacağım). Her şey tüm forumlarda uzlaşılan herkesin önerdiği tüm noktaları gayet güzel bir şekilde yaklaşık 4 ayda komple yaptım. Şubat ortasında doğal gaz onayını da aldıktan sonra evin nemi gitsin diye boş evi yaklaşık 50 derece full bir şekilde 15 gün boyunca ısıttım. üst katta bazı pencereleri açarak da nemin ortamdan uzaklaşmasını sağladım. Mart 2011 de evimize taşındık yaklaşık 5 günlük bir uğraşıdan sonra eve yerleştik. Eve yerleştik ama nem koku yüzünden perişan olduk. yatağa giriyoruz nemden ıpıslak Elbiseler deseniz öyle. Tabi ki herkesin dediğini sizinde söylediğiniz duyar gibiyim. Yazı bekleseydin de alçılar kurusaydı öyle girseydin. İşte malesef ekonomik nedenlerden dolayı taşınmak zorunda kaldık. En alt katta 1 oda köşelerden yeşillenmeye başladı sildik geçti. En üst katta bizim yatak odamızın balkon kapısı ve penceresi ağlıyordu. Komple ıslak ve buğulu. sonra zamanla balkon kapısının kenarları ve üst kısmı yavaş yavaş nokta nokta siyahlaşmaya başladı. kornişin altı siyahlaştı. Tekrar ozonla sildik geçti. Nem ölçme cihazı aldım derece 22 nem %99. Yani 3 hane olsa kesin %110 çıkardı O siyahlaştı biz sildik. Bu böyle hazirana kadar sürdü. hazirandan ekim ayı başına kadar evi komple havalandırdık. rutubetten nemden eser kalmamışdı camlar buğulanmıyor duvarlarda siyahlaşmalar bitmişti. Taki Ekim ayı ortasına kadar. ekim ayında ankaranın soğumasıyla tekrar kombimizi yakmaya başladık Ekim ortasına kadar herşey gayet iyi gitti. Yaklaşık 1 hafta önce En üst kat da yatak odalarının yine balkon kapısı kenarlarında ( pencere kenarladın olmadı) siyahlaşmalar kısaca küflenmeler başladı. Pencere ve balkon kapıları yine ağlamaya başadı. Giriş Katında ve alt katta herhangi bir sıkıntı şu anda yok sadece salon pencerelerinin cam olan alt kısmında 5cm lik bir buğu var çok önemli değil gibi duruyor. Fakat üst kat çok fena Dayanamayıp siyah olan kısımları komple domestos ile bir güzel ozonladım üstüne marshalın küf ve neme dayanıklı gümüş iyonlu boyasını sürdüm. Şu anda bir sorun yok gibi gözüküyor ama hala camlar ağlıyor.

    Bana anlatılan tüm noktalarda neme karşı yalıtım yapınız olmuştu. Yaptım ama kuru memleket olan ankarada nemden başımı alamıyorum. Şunu anladım ben evi komple kutuya almıştım. Evi komple yalıtımlayarak betonun nem alış verişini kesmiştim. PVC pencereler de işin tuzu biberi olmuştu. Verdiğim nefes yıkandığım zaman oluşan buğu yemek pişerken çıkan buhar çamaşır asılırken oluşan nem. Bunları hep evin içine hapsetmiştim ve çıkış yolu bulamıyorlardı. e sonuç olarakda en soğuk noktalara çarparak nemleşiyordu. Havalandırma deneyimime gelince 2 gün önce kapı ve pencereleri açarak 10 dakika yatak odasını havalandırdım. ısı 14 dereceye nem de %65 e düşmüştü. 14 derece olan odanın ısısı yaklaşık 3 saat sonra ancak 19 dereceye geldi ve nemde %70 küsürlere çıktı. Kısaca bu çözüm değildi. Yalıtım yap ev hava almasın sonrada kapıları aç ısınan havada para da dışarı uçsun. Dün akşam bir şey farkettim balkon kapısının yanları ile üstü diğer dışa bakan duvarlara oranla çok çok soğukdu . öyle ki elimi dokunduğumda gerçekden üşütüyordu. Zaten nem de soğuk olan kısımlarda oluşur. Tavanda kararma olan yerlere baktığımda da aynı duruma rastladım köşe kısımlar buz gibi yaklaşık 60 70 cm içeriye dokununca sıcakdı. Bir anlam veremedim Balkon kapısını açarak dış kısıma baktım mantolama vardı yani bir sıkıntı yoktu. Asıl sıkıntı çatıdaydı. Çatıya çıkıp baktığımda bugün tüm çatının tüm köşe kısımları yaklaşık 1 metre boştu. Yani usta o kısımlara taş yünü sermemişti. (Çatı eğiminden ve ahşaplardan dolayı üşenmiş usta) Hemen açılmamış bir taş yününü alarak boş olan kısımlara serdim fakat yetmedi yarın 8 paket daha taş yünü alıp tüm boşlukları kapatacağım ve yapılan yerleri tekrar kaplayacağım.

    Ben şu anda tüm detayları ile size olan bitenleri anlattım. Çatıda yapılan bir hata acaba çatıdaki tüm betonun ısı köprüsünü bozup nem oluşmasının bir nedeni acaba olabilir mi? BU ısı köprüsü balkon kapısının kenarındaki inanılmaz soğu açıklayabilirmi? Tek ümidim şimdi onda. İşin çok ilginç bir başka yönüde çevremdeki diğer yapılarda da yalıtım benimki gibi ama onların evinde öyle bir sorunu gözlerimle gözlemle yemedim? Acaba ben bir yerde hata mı yaptım diye kafamı yiyorum. En sonunda nem alma cihazları araştırmasına kadar gittim. Yüksel bey ne dersiniz benim olayıma:) sizce bir ümit varmı......





    ajlano,

    Problemlerinizin kaynaklari ve cozumleri kendi yazdiklarinizda sakli.

    Yeni binada harclar, sivalar, boyalar kurumak ister. Siz bundan muzdaripsiniz gibi gorunuyor fakat bu gecici bir durum olacak ve ayrica bu probleminizin tek kaynagi olmayabilir. Ikinci ve belkide asil kaynak evinizin dis ortamla hava alisverisinin kesilerek iceride ureyen nemin disariya atilamamasi olmali.

    Kendinizde gozlemlemissiniz, duvarlarda Styropor ve catida tas yunu ile yalitimin iyi oldugu yerlerde yuzeyler cok sogumadigi icin yogusma, nem ve kuf olayi olmamis. Yalitimin daha zayif dolayisiylada yuzeylerin soguk oldugu kapi, pencere dogramasi ve bunlarin olusturdugu isi koprusu nedeniyle soguyan, bunlarin bagli oldugu duvar yuzeylerinde nem ve kuf gozlemissiniz. Bu dogramalari elden geldigince disaridan isi yalitimi ile kaplayabilirseniz buralardaki problemi cozebilir veya azaltabilirsiniz. Pencerelere distan pancur, kepenk gibi uygulamalarda bu yuzeylerde isi dusumu ve yogusum/kuf problemini azaltabilir.

    Bu kadar emek ve para harcadiktan sonra isi yarim birakmayin, sonuna getirin. Eksiginiz binanizin dis ortamla saglikli hava sirkulasyonu yapmasini saglayacak stratejiyi gelistirmemis ve gerekli donanimi kurmamis olmanizdir. Yasadiginiz nem problemi binanizda modern bilgilere dayali olarak projelendirilmis bir havalandirma sistemi olmamasinin yan etkilerinden sadece biridir.

    Pencereleri acinca cok soguk oluyor onun icin havalandirma disinda bir cozum ariyorum demeyin. Oncelikle pencere acarak havalandirma yapmanin ilkel ve yetersiz bir havalandirma yontemi oldugunu bundan daha farkli metodlara gerek oldugunu soyleyeyim. Modern bir havalandirma sisteminde isi degistirici bir unite vardir. Bu unite disari atilan sicak havadaki isiyi, iceri alinmakta olan taze havaya aktarir. Boylece taze hava alisverisi sirasinda isi kaybi yasanmaz. Havalandirma sistemlerinin nasil projelendirildigini arastirmanizi tavsiye ederim.

    Kucuk bir not olarakta sunu eklemek isterim; eger bazi odalari isitmiyorsaniz buradaki sicaklik dusumu sebebiyle istilan odalardan kalkan nem bu odalarda yogusacaktir. bunada dikkat edin.

    Nem alma cihazi cozum olurmu diye dusunuyorsunuz. Nemi alirsiniz fakat tazelenmeyen hava hala sagliksizdir. Tam cozum varken neden kismi cozumle yetinelimki ?

    Kapali ortamlarda kisi basina saatte 30 metrekup taze hava tavsiye ediliyor, hadi 10 metrekup olsun. Olaya birazda bu acidan bakin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cengizumur




    ajlano,

    Problemlerinizin kaynaklari ve cozumleri kendi yazdiklarinizda sakli.

    Yeni binada harclar, sivalar, boyalar kurumak ister. Siz bundan muzdaripsiniz gibi gorunuyor fakat bu gecici bir durum olacak ve ayrica bu probleminizin tek kaynagi olmayabilir. Ikinci ve belkide asil kaynak evinizin dis ortamla hava alisverisinin kesilerek iceride ureyen nemin disariya atilamamasi olmali.

    Kendinizde gozlemlemissiniz, duvarlarda Styropor ve catida tas yunu ile yalitimin iyi oldugu yerlerde yuzeyler cok sogumadigi icin yogusma, nem ve kuf olayi olmamis. Yalitimin daha zayif dolayisiylada yuzeylerin soguk oldugu kapi, pencere dogramasi ve bunlarin olusturdugu isi koprusu nedeniyle soguyan, bunlarin bagli oldugu duvar yuzeylerinde nem ve kuf gozlemissiniz. Bu dogramalari elden geldigince disaridan isi yalitimi ile kaplayabilirseniz buralardaki problemi cozebilir veya azaltabilirsiniz. Pencerelere distan pancur, kepenk gibi uygulamalarda bu yuzeylerde isi dusumu ve yogusum/kuf problemini azaltabilir.

    Bu kadar emek ve para harcadiktan sonra isi yarim birakmayin, sonuna getirin. Eksiginiz binanizin dis ortamla saglikli hava sirkulasyonu yapmasini saglayacak stratejiyi gelistirmemis ve gerekli donanimi kurmamis olmanizdir. Yasadiginiz nem problemi binanizda modern bilgilere dayali olarak projelendirilmis bir havalandirma sistemi olmamasinin yan etkilerinden sadece biridir.

    Pencereleri acinca cok soguk oluyor onun icin havalandirma disinda bir cozum ariyorum demeyin. Oncelikle pencere acarak havalandirma yapmanin ilkel ve yetersiz bir havalandirma yontemi oldugunu bundan daha farkli metodlara gerek oldugunu soyleyeyim. Modern bir havalandirma sisteminde isi degistirici bir unite vardir. Bu unite disari atilan sicak havadaki isiyi, iceri alinmakta olan taze havaya aktarir. Boylece taze hava alisverisi sirasinda isi kaybi yasanmaz. Havalandirma sistemlerinin nasil projelendirildigini arastirmanizi tavsiye ederim.

    Kucuk bir not olarakta sunu eklemek isterim; eger bazi odalari isitmiyorsaniz buradaki sicaklik dusumu sebebiyle istilan odalardan kalkan nem bu odalarda yogusacaktir. bunada dikkat edin.

    Nem alma cihazi cozum olurmu diye dusunuyorsunuz. Nemi alirsiniz fakat tazelenmeyen hava hala sagliksizdir. Tam cozum varken neden kismi cozumle yetinelimki ?

    Kapali ortamlarda kisi basina saatte 30 metrekup taze hava tavsiye ediliyor, hadi 10 metrekup olsun. Olaya birazda bu acidan bakin.











    syn:ajlano benim fikrime göre sorunun kaynağı iyi işçilik yapılmamış izolasyondur ve ilaveten yeterince kurumadan kullanıma açılmış
    syn: cengizumurun bahsini ettiği cihazda tam adı ısı geri kazanım cihazı cihaz içerdeki kirli havayı dışarıya taşırken aynı anda dışarıdan içeriye aldığı taze havayı dışarı atılan sıcak hava ile ısıtma prensibi ile çalışır

    sistemde 2 adet fan bulunur bir tanesi ventilasyon diğeri aspirasyon yani biri emici diğeri egzost fanı ilgili resime göz atarsanız sistem mantığını daha iyi anlıyacaksınız..

    http://makromekanik.com/urunler/ecov.php



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tekirdağlı-klimacı -- 14 Kasım 2011; 19:43:01 >




  • Dikka Dikkat

    Konuya yeni bir boyut getiriyorum


    Binalarda Paltolama

    http://www.kartonpiyer.gen.tr/paltolama
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.