Gerçek bir hikaye midir bilemem, ama keşke gerçek olsa diye düşündüğüm bir hikaye…
Vehbi Koç, oğlu Rahmi Koç’a iki mektup verir; ‘birini ben ölünce aç, ikincisini de beni defnettikten sonra açarsın’ der. Vefat ettiğinde Rahmi Bey ilk mektubu açar. Mektupta, ‘Oğlum, senden tek bir isteğim var; beni çoraplarımla gömsünler’.
İmam tüm ısrarlara rağmen bu talebi kabul etmez. Rahmetli Vehbi Koç ister istemez çorapsız defnedilir. Defin işlemi bittikten sonra Rahmi Koç ikinci mektubu açar: ‘Bak oğlum bir çift çorap bile götüremedim’.
Bence kökenleri ne ise ne. Atatürk ne mutlu Türk olana dememiş "Ne mutlu Türküm diyene" demiş. Adamlar bu gün belli bir sanayileşme dalı oluşturup yüzlerce kişiye iş sağlamışlar mı? Sağlamışlar! Daha ne. Elbetteki adamlar kendi maddi çıkarlarını da düşünüp servet yapacaklar. İyi de etmişler. Bana ne kökenlerinden.
quote:
Orijinalden alıntı: turkeytv
Kayyum şart koça
Kuyruk acın ne
Kayyum şart koça
Ulkenin kaymagini yiyen. Sadece zengin holding sahibi bir aile degil. Zamanin ayanlari.
turkeytv
kullanıcısına yanıt
Koçlar cemaate benzemez, biraz sıkar o iş
bu aile hakkında bilgisi olan arkadaşlar mevcut mu ????
Ben kesine yakın bir kaynaktan ermeni bozmaları olduğunu biliyorum aslı gerçeği onlara sormak gerek.Türkiyenin kaymağını yiyen bir sülale...Bu daha 1.si daha neler var neler.
Ailesinin bir bölümü ermenilik mevcut. çok eskiden kalma sanırım.
Sizlere yarın detaylı bilgiler araştıracağım.
Şimdi uykum geldi.
Yarın okullar var zaten
İyi geceler
Koç'un gizli ortağı: Burla Biraderler
Türkiye'nin en büyük şirketlerinden olan Arçelik'te ve Arçelik'in dağıtım ağı Atılım Pazarlama'da önemli bir hisse payına sahip olan Burla Biraderler bundan 500 yıl önce İspanya'dan Osmanlı topraklarına göç eden bir İspanyol Yahudi ailesidir.
Can Kıraç'ın 'Anılarımla Patronum Vehbi Koç' kitabını okurken, kitabın satır aralarında geçen bir soyisim dikkatleri çekiyor; Burla Biraderler. 1960'lı yıllarda Koç'un en büyük rakipleri arasında da olunca hafızamı zorlayarak böylesine güçlü bir aileyi hatırlamaya çalışıyorum. Ama nafile. Türkiye'nin isimleri medyada çıkmayan gizli zenginlerine meraklı iseniz Burla soyadının sizi tahrik etmemesi mümkün değil.
Türkiye'deki kökleşmiş isimlerin yer aldığı 'Kim Kimdir?' kitabına bakıyorum. Ama Burla ailesi ile ilgili hiçbir bilgi kırıntısına rastlayamıyorum. Musevi cemaatine ait aile fertlerinden hiçbirisine ulaşmanın mümkün olmadığını kısa bir süre sonra anlıyorum. Ama içimde bir umut ışığı var: Monik Burla. Burla Biraderler'in torunu, Avni Benardete ile evlendikten sonra kamuoyu daha doğrusu sosyete dünyası onu Benardete soyadı ile biliyor. Fakat Avni Benardete daha sonra genç bir hanımla başlattığı ilişki sebebi ile Monik Benardete'den boşanıyor. Monik ise şu anda bir sebeple Avni Bey'in amcazadesi Ceri Benardete ile beraber. Karışık bir ilişkiler ağı var anlayacağınız. Monik Burla mübalağasız Burla ailesinin piyasa tarafından bilinen tek ismi. Gece hayatında, partilerde ve magazin dergilerinde boy göstermeyi çok sevdiği için biz de bu isme uzaktan da olsa aşina idik tabii..
'Konuşmaya yetkili değilim'
Sosyete dünyasını bilmediğimiz için beni kendisine ulaştıracak cep telefonunu zar zor buluyorum. Bu telefonu veren şahıs, bayan Benardete'nin çok görgülü ve gazetecilere karşı çok anlayışlı olduğunu söylüyor, ümidim de bundan kaynaklanıyor. Fakat telefonda karşıma çıkan ses ilk başlarda hiç de hoş sayılmayacak bir ses tonu ile Burla ailesi ile alâkalı bilgi veremeyeceğini, bu konuda 'yetkili' olmadığını söylüyor. Babası ve amcaları ile alâkalı birkaç masum soru dışında herhangi bir sorumun olmayacağını söylesem de, şirketin konuşmadığı bir konuda kendisinin konuşmasının mümkün olmayacağını söyleyerek özür dileyip telefonu kapatıyor.
Musevi ailelerin bu kadar kıyıda durmalarının elbette özel bir sebebi vardır. Ama yine de değinmeden edemeyeceğim; dünya şeffaflaşmaya gidiyor ve saklı yapılar artık illegaliteyi akla getirir oldu. Masonluk bile belli ölçüde şeffaflaşmaya gitmek zorunda kaldı. Birçok azınlık gibi Burla Biraderler de Türk milletinin üstünden çok büyük paralar kazanmış, otomotivden tekstile pekçok sektörde faaliyette bulunmuş bir aile olarak Türkiye'de çok önemli ticari işlere imza atmış ama kendilerini hep perde arkasında tutmak istemeleri oldukça dikkat çekici.
Rahmi Koç-Monik Burla dostluğu
Burla Ailesi İspanya Yahudilerinden ve Osmanlı topraklarına 1492 yılında göç eden bir aile. Bu sebeble 500. Yıl Vakfı'nın aktif üyeleri arasında Lori Burla da var. Aile şirketleri tekstilden otomotive, büro, kırtasiye malzemelerinden elektrik malzemelerine, oradan rulman ve fotoğraf makinesi pazarlamasına kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor.
Ailenin önemli isimlerinden Monik Burla ile Rahmi Koç arasında çok sıkı bir dostluk ilişkisi var. Monik hanımın verdiği tüm davetlere Koç ailesi tam kadro katılıyor. Ayrıca küçük bir grup her ayın ilk perşembesi basından habersiz bir araya gelerek gurme toplantıları yapıyorlar. Aşağı yukarı 10 ailenin bulunduğu bu süzme toplantılara öğrenebildiğimiz kadarı ile, Rahmi Koç ve Monik Burla'nın dışında Nuri Çolakoğlu, Tezcan Yaramancı, Hakko ailesi, Nursen Gündüz ve ailesi ve Ceri Benardete katılıyor. Bu kısa dedikodudan sonra asıl meseleye girelim.
Burla Biraderler ile Vehbi Koç arasındaki ilişki sadece ticari alanda olmadı. Vehbi Koç'un arkasındaki 'gizli kahraman' olarak bilinen Bernar Nahum'un da Koç Grubu'na Burla Biraderler'den 1944 yılında transfer edildilmesi çok stratejik bir konumlanma örneği. Bernar Nahum biraz zor verdiği bu kararın arkasından hayatının sonuna kadar Vehbi Koç ile beraber oluyor. Şimdi de Nahum'un oğlu Jan Nahum Koç Holding'e ait Tofaş Grubu'nda murahhhas aza olarak görev yapıyor. Nahum, Koç'tan sonra Koç Grubu'ndaki en önemli soyadı. Koç'un özellikle yurtdışı ilişkilerinin arkasında hep Bernar Nahum'un uluslararası seviyede güçlü bağlantıları yatıyor. Elektrik ampulü, taşıt lastikleri, buzdolabı, çamaşır makinesi, Anadol otomobili üretimi gibi başlangıçta çok zor gibi görünen sektörlere girilmesinde Nahum'un hayal gücünün ve uygulama üstünlüğünün payı büyük. Bernar Nahum eğer Burlalarda kalsa idi Koç bu kadar büyüyebilir miydi bilinmez ama doku uyuşmazlığı olmaması halinde Burla ailesinin şimdikinden daha büyük bir noktada olacağı muhakkak.
Arçelik'te Koç-Burla ortaklığı
1960'lı yılların başlarında Vehbi Koç, beyaz eşya sektöründeki talebi karşılamak amacı ile çelik dolap işine girmek istiyordu ama Burla Biraderler de aynı şekilde bu işi yapmaya soyunmuşlar ve bir fabrika arıyorlardı. Bu durum Vehbi Koç'un hiç hoşuna gitmiyor. Piyasanın iki üreticiyi besleyecek kadar gelişmediğini düşünüyor ya da rakip istemiyor. Zaten Burla ailesi ile bazı sektörlerde kıyasıya bir rekabet yaşıyorlar. Bu sefer Koç, Burla Biraderler ile ortak olarak onların piyasa tecrübelerinden yararlanmak istiyor. Ve Burla Biraderler'e ince ve kurnaz zekası ile reddedemeyeceği bir teklif götürüyor. Vehbi Koç, Burla Biraderler ile görüşerek fabrikayı birlikte kurmayı teklif ediyor. Bilgi ve sermaye gücü nedeni ile çoğunluk hisselerine Koç grubu sahip olacaktır. Burla ailesine ise yüzde 20 hisse verilir. Bugün Burla Biraderler'in Arçelik içindeki payları yüzde 2,98'e inmiş durumda. Ama Arçelik Türkiye'nin en büyük özel şirketi ve cirosu 1 milyar 200 milyon dolar seviyesinde. Dolayısı ile yüzde 2,8'lik pay bile bir aileye en üst seviyede yaşam standardı sunacak kadar önemli bir rakama tekabül ediyor. Bugünkü değerlerle yaklaşık 100–150 milyon dolarlık bir pay demek bu.
Hürriyet ve Cumhuriyet bağlantısı
Bir dönem kağıt işinde de Türkiye'de belirleyici bir rol oynamışlar. Hürriyet gazetesi ile Burla ailesi arasında da ispatı bir çırpıda mümkün olmayan bir finans ilişkisi olduğu biliniyor. 150 milyon doların üstünde ciro yapan ve bu açıdan Türkiye'nin en büyük gazetesi olarak bilinen Hürriyet gazetesini destekleyen kurucu kadrolar arasında Burla Ailesi başı çekiyor.
Cumhuriyet gazetesine gelince... Cumhuriyet'in de, kurucusu Yunus Nadi. Mason olan Yunus Nadi, Arnavut kökenli yazar Naci Pelister'in "Türk Matbuatı Yahudilerin Kontrolü Altında" başlıklı bir yazısında bildirdiğine göre aynı zamanda da bir "Karaim Yahudisi". Karaimler, 8. yüzyılda kurulmuş bir Yahudi tarikatı. Bu durumda Cumhuriyet'i bir "tarikatçı gazetesi" olarak tanımlamak mümkün olabilir; tabii İslam değil Yahudi tarikati elbette. Cumhuriyet'in Milli Şef dönemindeki yükselişi ise, iki Yahudi şirketinden aldığı destek sayesinde oldu.
O dönemde Türkiye'deki gazetelerin ilan işleri, "Yahudi şirketi" olan Hoffer'in, kağıt işleri de Burla Biraderler'in elindeydi. Onların tutmayacağı bir gazetenin yükselmesi ve hatta yaşaması zordu. Bu bilgiden hareketle insanın aklına Burla ailesi acaba Karaim tarikatına mı üye diye bir soru gelebiliyor.
Devlet ihalelerinde aktif oldular
Burla Biraderler'in nasıl büyüdüğüne bakıldığında iki şey dikkati çekiyor; dışarıdaki bağlantıları ve içerideki rakipsizlikleri. Cumhuriyetin başlarında bazı ithal malların satılmasında ve devlet ihalelerinde Yahudi ailelerin çok büyük avantajları olmuştu. 1954 yılında Galata'da Üzeyir Garih ile İshak Alaton'un beş bin lira sermaye ile kurdukları Alarko Holding'in bugünkü gücüne ulaşmasında, 1958'de dönemin başbakanı Adnan Menderes'in kendilerine Ankara'da kurulacak olan bir para matbaasının havalandırma tertibatının ihalesini vermesinin önemli rolü olduğunu kimse inkar edemez. Elektrifikasyon ve elektrik malzemelerinin satışı ile piyasaya giren Burla Biraderler'in de gerek devletten aldıkları ihalelerle ve gerekse Türk işadamlarıyla yürüttükleri ortak çalışmalarla kısa zamanda büyük güce ulaştıkları ortada.
Türkiye'nin en eski sanayici ailesi
Burla Birderler'in şirketleri Türkiye'nin en eski ticaret ve sanayi şirketlerinin başında geliyor. Burla Biraderler'in en eski şirketi 1928 yılında kurulan Ottaş Otomotiv ve Taşınmaz Mallar Sanayii. Ottaş bugün Türkiye'nin en eski otomotiv şirketi. Ottaş'ın şu anki yönetim kurulunda şu isimler bulunuyor: Lori Burla, Leon Hahanel, Sara Bornsten, Emil Franko, Nadya Sonman, Robert Sonman ve İvet Burla.
Yine Burla Biraderler'e ait Burla Makine Ticaret ve Sanayi şirketinin yönetiminde de aşağı yukarı aynı isimler var: Lori Burla, Monik Benardete, Terry Sonman, Toni Hananel, Nadya Sonman, Sara Bornsten, İvet Burla, Leon Hananel ve Robert Sonman. 1975 yılında kurulan şirket, tezgah makineleri, yedek parçaları ithalat ve ihracatı alanlarında faaliyet gösteriyor.
Power dergisinde Burla Biraderler ile çıkan bir haberde şu bilgiler yer alıyor: Burla Ailesi Arçelik'in yanı sıra Koç Holding'in beyaz eşya pazarlama şirketi Atılım'da da hisseye sahip. Lori Burla şirket yönetim kurulunda ve başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Atılım'daki hisse payı ise bilgiye kapalı yapıdan dolayı bilinemiyor.
File Tül Makine ve File Tekstil Sanayii, Burla ailesinin tekstil sektöründeki şirketleri arasında yer alıyor. File Tül'ün yönetim kurulunda Yusuf ve Reyna Burla ve Eddi Anter isimleri var. File Tül Makine her türlü tel örgü, makine ve ipliğiyle mensucat imalatı alanlarında faaliyet gösteriyor. File Tekstil genel bir ticaret şirketi hüviyetinde. Bir başka tekstil şirketi Şen Triko da Yusuf Burla yönetiminde. Burla ailesinin şirketi olan Birol File de Birol Burla tarafından kurulmuş.
devam edeceğiz
Bunlar ecnebi o zaman olm.
quote:
Orjinalden alıntı: Baracuda
Bunlar ecnebi o zaman olm.
aslında tam öyle denmez.
Bazı şeyleri farkettiği için biraz fırıldaklıklar yapmış.
Devletten yardım almadan kimse buralara gelemez ??
Yurtdışındaki dostlarından baya bi beslenmiş diyebiliriz..
TÜRKİYE'NİN EN ZENGİN İLK 100 AİLESİ
1 Koç Ailesi - Koç Holding 2 Sabancı Ailesi - Sabancı Holding 3 Şahenk Ailesi - Doğuş Grubu 4 Doğan Ailesi - Doğan Holding 5 Ülker Ailesi - Ülker Grubu 6 Dinçkök Ailesi - Akkök Grubu 7 Eczacıbaşı Ailesi - Eczacıbaşı Holding 8 Şarık Tara - Enka Holding 9 Kamil Yazıcı - Anadolu Grubu 10 İzzet Özilhan - Anadolu Grubu 11 Asım Kocabıyık - Borusan Holding 12 Konukoğlu Ailesi - Sanko Holding 13 Ahmet N. Zorlu - Zorlu Holding 14 Hüsnü Özyeğin - Fiba Holding 15 Turgay Ciner - Park Grubu 16 Çolakoğlu Ailesi - Çolakoğlu Grubu 17 İhsan Doğramacı - Tepe Grubu 18 Faruk ve Cengiz Yalçın - Makyal İnş. 19 İsak Lodrik - Enboy Tekstil 20 Kadir Has - Has Grubu 21 Ahmet Çalık - Çalık Grubu 22 Yılmaz Soyak - Soyak İnşaat 23 Salih Tatlıcı - Tatlıcı Grubu 24 Kibar Ailesi - Kibar Holding 25 Necati Kurmel - Saray Halı 26 Feyyaz Berker - Tekfen Holding 27 Nihat Gökyiğit - Tekfen Holding 28 Necati Akçağlılar - Tekfen Holding 29 Boyner Ailesi - Boyner Holding 30 Demir Sabancı 31 İdris Yamantürk - Güriş Holding 32 Demir Karamancı - O. Anadolu Teks. 33 Lucien Arkas - Arkas Holding 34 Oğuz Gürsel - Kiska Holding 35 İshak Alaton - Alarko Holding 36 Garih Ailesi - Alarko Holding 37 Kamhi Ailesi - Profilo Holding 38 Çarmıklı Ailesi - Nurol Holding 39 Sudi Özkan - Özkanlar Grubu 40 Zafer Yıldırım - Orjin Grubu 41 Zafer Kurşun - Orjin Grubu 42 İnan Kıraç - Kıraça 43 Selahattin Beyazıt - Bayazıt Grubu 44 Murat Vargı - Turkcell 45 Erol Üçer - Gama İnşaat 46 Ulusoy Ailesi - Ulusoy Holding 47 M. Nazif Günal - MNG Holding 48 Nihat Özdemir - Limak İnşaat 49 Celal Sönmez - Sönmez Holding 50 M. Tahincioğlu - Kent Gıda 51 Ethem Sancak - Hedef Grubu 52 Şükrü Şankaya - Yeşim Tekstil 53 Ünal Aysal - Unimar 54 Selçuk Yaşar - Yaşar Holding 55 Çiftçi Ailesi - Çiftçiler Holding 56 Firuz Kanatlı - Eti Grubu 57 Sadioğlu Ailesi - Banker 58 Recep Yazıcı - Diler Grubu 59 Mermerci Ailesi - Akfil Tekstil 60 Kemal Gülman - Gülman Grubu 61 Aziz Zapsu - Azizler Holding 62 Recep Gencer - Bağfaş 63 Boydak Ailesi - Boydak Grubu 64 Ali ve İsmet Abalıoğlu - Abalıoğlu Holding 65 Kemal Şahin - Şahinler Holding 66 İsfendiyar Zülfikar - Zülfikarlar Grubu 67 Mustafa Baysal - Baysal Tekstil 68 İbrahim Bodur - Kale Grubu 69 Erdoğan Özgörkey - Özgörkey Grubu 70 Ahmet Çetinkaya - Saray Örme 71 Hasan Aslan - Ortadoğu Rulman 72 Ahmet Keleşoğlu - Selçuk Ecza 73 Ertuğrul Kurdoğlu - Ata Holding 74 Nafi Güral - Güral Porselen 75 Yüksel Gamgam - Gamgam Grubu 76 İmam Altınbaş - Altınbaş Holding 77 Molu Ailesi - Karsu Tekstil 78 Eskiyapan Ailesi - Nuh Grubu 79 İlyas Özsüer - Maya İnşaat 80 Nuri Özaltın - Özaltın Grubu 81 Adnan Çebi - Makyol İnşaat 82 İhsan Kalkavan - Kalkavan Deniz. 83 Hüseyin Özdilek - Özdilek Grubu 84 Vitali Hakko - Vakko 85 Hamdi Akın - Akfen 86 Burhan Silahtaroğlu - Silkar Holding 87 Nuri Akın - Akın Tekstil 88 Nevzat Kalkavan - Türkom Grubu 89 Melih Sipahioğlu - Tamek Holding 90 C. Kaptanoğlu - Kaptanoğlu D. 91 Fikret Öztürk - Opet 92 T. Hazinedaroğlu - H. İnşaat 93 Murat Dedeman - Dedeman Holding 94 Ahmet Eren - Eren Grubu 95 Barut Ailesi - Abdi İbrahim İlaç 96 Cemalettin Sarar - Sarar Giyim 97 Bayram Aslan - İçdaş 98 Gürel Ailesi - Sunel Tütüncülük 99 Fikret Evyap - Evyap Grubu 100 Türkan Özsezen - Gripin
Bunların yaşantıların çoğu Digiturk paket yaşantıları mevcuttur.
Yani standart paket gibi nereye gittikleri nerede eğlendikleri bunların hepsi bellidir.
vadaaa : Mustafa Koç (iri cüsseli) ile çok meşhur bir markamız iyi finkirdeşiyorlarmış
benden söylemesi. hepsi paraya tapanların uşağı bunlar.
bu böyle biline. onların dedikleri dışına çıkamayacak kadar zavallı insanlar bunlar
46 numara hemşeriyiz
Hele birde vakıflar üzerinden yaptıkları var ki sormayın gitsin.
Güzelim ülkemizi durmadan sömürüyorlar. Herkes kulakları gözlerini iyi açsın.
yok ben bilmiyorum ben duymadım ben görmedim demesin. aileyi deşifre edeceğiZ....
Onlar Türkiye’nin en zengin kişi ya da aileleri. Bazıları dünya çapında dereceye giren servetlere sahip. Türkiye’nin en çok merak edilen, en güçlü topluluğunu oluşturuyorlar. Ekonomist, Türkiye'nin en zengin 100 kişi – ailesi belirlendi. İlk 5 sırada sıra
Ekonomi biliminin üzerine kurulduğu temel düşünce, insanların elindeki kaynakların sınırlı, ihtiyaçların ise sonsuz olması. Oysa onlar için neredeyse kaynaklar da sonsuz. Dolayısı ile ekonomi biliminin üzerine inşa edildiği temel, ultra-zenginler tarafından sarsılabiliyor. Onlar için “veya'' yok, “ve'' var. Ferrari ya da Mercedes arasında seçim yapmak zorunda değiller. İkisini de hatta daha fazlasını alabiliyorlar ve alıyorlar da. Farklı kullanımlar için farklı otomobillere sahipler.
Konut sahipliğinde de benzer bir durum söz konusu. Boğaz kıyısında bir yalı sahibi olmak, her zenginin gönlünde yatıyor Türkiye’nin en zengin ailelerini büyük kısmının Boğaz’da bir yalısı mutlaka bulunuyor. Hatta bazı ailelerin birden fazla yalısı olduğu biliniyor.
Ancak yalı arzı artmadığı için talep şehir dışındaki konutlara yönelmiş durumda. En tepedekilerin yalılardan sonraki ilk seçimi Beykoz Konakları gibi çok üst düzey gelir gruplarına hitap eden projeler oluyor.
Bu kişilerin günlük yaşamları ise bir başka merak konusu.
Hello Dergisi Eğlence editörü Ersin Süzer, Türkiye’nin en elit kesiminin İstanbul’daki favori mekanlarını, Reina, Ulus 29, Şamdan, Vogue, Hisar’da İskele, Bebek Balıkçısı ve Anadolu Yakası’nda Serdar Bilgili’nin sahip olduğu A’jia otel ve restoranı olarak sıralıyor.
Tek bir farkla, onlar bu mekanlara kameralar ve kameralar önünde olmak isteyen insanlar evlerine döndükten sonra genellikle de hafta ortası gidiyorlar.
Ersin Süzer, ailelerin yazı çoğunlukla teknede geçirdiklerini işadamlarının ise sıklıkla tekneyi bırakarak kısa sürelerle işlerinin başlarına döndüklerini anlatıyor.
“Rahmi Koç, Mustafa Koç, Cem Boyner, Ömer Dinçkök gibi isimler her yıl Göcek’te buluşurlar. Toplu halde 3 gün – 1 hafta burada kalınır. Ekne davetleri verilir. Sonra herkes kendi yoluna gider. Tekne ile açılırlar. Verdikleri davetlerden hiç kimsenin haberi olmaz. Hiç kimsenin haberi olmadan çok fazla davet verirler. Ve bu davetlere magazin basınının sızmasına imkan yoktur''
FİYATLARI "SONSUZ"
Dünyanın belki de en çok taklit edilen ürünü olan Louis Vuitton, 1854 yılından bu yana şık seyahat sanatının güçlü sembolü olarak tanınıyor. Louis Vuitton, Türkiye’de ilk mağazasını 1996’da Nişantaşı’nda açtığında mağaza önünde kuyruk oluşmuştu. Türkiye’de sadece hazır çanta satmayan Louis Vuitton, özel sipariş de alıyor. Çantaların fiyatları bin 500 dolardan başlarken özel siparişlerin fiyatları tahmin edilemeyecek rakamlara çıkıyor. Fiyatları tanımlayanlar, “1.500 dolardan sonsuza'' terimini kullanmayı tercih ediyor. Üst fiyat limiti sonsuz markalardan birisi de Tiffany& Co. Şirketin yönetim kurulu üyesi Dilek Erten, yeni ürünlerin yılda bir ya da iki kez yapılan çok özel bir defileyle tanıtıldığını söylüyor. Fiyatlarsa 30 bin dolardan başlayıp “sonsuz''a doğru gidiyor!
Türkiye’de de satışı sunulan Nokia’nın kardeş şirketi Vertu cep telefonları da 30 bin euroluk fiyatına rağmen gördüğü ilgiden memnun. El yapımı, safir kristal ekranlı, yakut taşlardan oluşan telefonu, piyasaya çıktığı mayıs ayından bu yana Süzer Holding’in veliahtı Baran Süzer’in de dahil olduğu 100 Türk satın almış.
Şaşalı yaşama bir örnek de, Türkiye’nin önemli ailelerinden birinin özel jetinde baş hostes olarak çalışmış Diana’dan: “Yılın sadece 6 ayı çalışıyordum. Ancak çalıştığım aylarda 24 saat her an çalışmaya hazır oluyordum. Cebimde bir çağrı cihazı vardı. Gece bir anda Milano’da alışverişe gitmek isteyebiliyorlardı. Birkaç kez iş saatleri dışında ünlü ayakkabı mağazalarına ya da dükkanlara gittiğimiz oluyordu. Dükkanın sahibini arayıp dünyanın en ünlü alışveriş merkezlerindeki bazı mağazaları açtırabiliyorlardı.''
4 milyar dolar 2005 Aile Şirket 2004 sırası ve üstü sırası 1 Koç Ailesi Koç Holding 1 2 Sabancı Ailesi Sabancı Holding 2
3-4 milyar dolar 3 Şahenk Ailesi Doğuş Grubu 3 4 Doğan Ailesi Doğan Holding 4
2-3 milyar dolar 5 Ülker Ailesi Ülker Grubu - 6 Dinçkök Ailesi Akkök Grubu 5 7 Eczacıbaşı Ailesi Eczacıbaşı Holding 6 8 Şarık Tara Enka Holding 7
1.5–2 milyar dolar 9 Kamil Yazıcı Anadolu Grubu 8 10 İzzet Özilhan Anadolu Grubu 9 11 Asım Kocabıyık Borusan Holding 10 12 Konukoğlu Ailesi Sanko Holding 12 13 Ahmet N. Zorlu Zorlu Holding 25 14 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 17
1-1.5 milyar dolar 15 Turgay Ciner Park Grubu 16 16 Çolakoğlu Ailesi Çolakoğlu Grubu 39 17 İhsan Doğramacı Tepe Grubu 19 18 Faruk – Cengiz Yalçın Makyal İnşaat 20 19 İsak Lodrik Enboy Tekstil 11 20 Kadir Has Has Grubu 21 21 Ahmet Çalık Çalık Grubu 46 22 Yılmaz Soyak Soyak İnşaat 32 23 Salih Tatlıcı Tatlıcı Grubu 15 24 Kibar Ailesi Kibar Holding 50 25 Necati Kurmel Saray Halı 24
750 milyon – 1 milyar dolar 26 Feyyaz Berker Tekfen Holding 26 27 Nihat Gökyiğit Tekfen Holding 27 28 Necati Akçağlılar Tekfan Holding 28 29 Boyner Ailesi Boyner Holding 23 30 Demir Sabancı - - 31 İdris Yamantürk Güriş Holding 30 32 Demir Karamancı O.Anadolu Tekstil 31 33 Lucien Arkas Arkas Holding 42 34 Oğuz Gürsel Kiska Holding 34 35 İshak Alaton Alarko Holding 35 36 Garih Ailesi Alarko Holding 36 37 Kamhi Ailesi Profilo Holding 49 38 Çarmıklı Ailesi Nurol Holding 56 39 Sudi Özkan Özkanlar Grubu 37
500 – 750 milyon dolar 40 Zafer Yıldırım Orjin Grubu 40 41 Zafer Kurşun Orjin grubu 41 42 İnan Kıraç Kıraça 43 43 Selahattin Beyazıt Bayazıt Grubu 18 44 Murat Vargı Turkcell 81 45 Erol Üçer Gama İnşaat 29 46 Ulusoy Ailes
Koç Ailesi, yıllarca baş bayii olarak yedek parçalarını pazarladıktan sonra medya devi olan Aydın Doğan ile ilişkilerini dondurup Sabah Grubu'na yaklaşmaya başladı. Yeni kuşak Koç'ların ürünlerini, Internetten enerji ihalelerine kadar birçok alanda kendilerine rakip olan Doğan Grubu'nun Mil-Pa'sı yerine Sabah Pazarlama aracılığıyla piyasaya sunmak için görüşmelere başladıkları öğrenildi.
Kanal D, CNNTürk televizyonları ile Hürriyet, Milliyet, Doğan Daily News ve Radikal gazetelerinin sahibi Aydın Doğan'ın uzun yıllardır birlikte iş yaptığı Koç Ailesi ile arasının açıldığı öğrenildi. Koç Ailesi uzun yıllardır ortak iş yaptığı Aydın Doğan'ın yerine bir başka medya devi olan Sabah Grubu'na yöneldi. Geçmişte bir çok alanda ihalelere ortak teklif veren, birbirlerinin faaliyet gösterdikleri alanlara girmeyen ve hatta ürünleri ortak pazarlayan Koç Ailesi ile Doğan Grubu'nun şimdilerde birbirlerine rakip olmalarına Aydın Doğan ile yeni kuşak Koçlar arasındaki "anlaşmazlığın" neden olduğu kaydedildi. İki dev arasında 1999 yılı sonlarında başlayan soğukluğun ilk yansımasının, üçüncü faz GSM ihalesinde kendisini gösterdiği ifade edildi. Koç Grubu'nun Amerikan SBC firmasıyla hazırlandığı cep telefonu ihalesinde Doğan Grubu, Sabancı, Doğuş ve İspanyol Telefonica firmalarının oluşturduğu bir konsorsiyumla Koç Ailesi'nin karşısına çıktı. Bunun ardından trilyonluk Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesi ihalesinde Koç Ailesi Doğuş ile birlikte ihaleye girerken Doğan Şirketler Grubu da İş Bankası'nı kendisine ortak olarak seçti. Koç-Doğan çekişmesinin milyonlarca dolarlık Internet pazarında da kendisini gösterdiği bildirildi. Koç Ailesi Koç-Net adı altında bir Internet sağlayıcısı oluşturup bu ürünü Beko bayileri aracılığıyla pazarlarken, Doğan Grubu da kendi Internet şirketini kurmayı tercih etti. Aydın Doğan'ın sahibi olduğu gazete ve televizyonlardaki haber ve reklam ağırlığının da kaybolduğu gözlenen Koç Ailesi'nin, Sabah Grubu ile yakınlaştığı ifade edildi. Son dönemde Sabah Grubu'nun yayın organlarında Koç Ailesi ve Koç Holding ile ilgili haber ve reklamlarda gözle görülür bir artış kaydedildi. Bu gelişmelerin ardından Koç Ailesi ile Sabah Grubu arasında, Koç ürünlerinin Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Milliyet Pazarlama (Mil-Pa) yerine Sabah Pazarlama (Sa-Paz) tarafından satılması konusunda görüşmeler yaptıkları öğrenildi. Koç Ailesi ile ilişkisi Tofaş bayiliği ile başlayan ve bu arabalara ait yedek parçaların satışı, birlikte Magirus fabrikasının kurulması, Unilever ürünlerini pazarlamasıyla gelişip Koç Ailesi'nin Başbayiliğine kadar yükselen Aydın Doğan'ın, Vehbi Koç'un ölümünün ardından yeni kuşak Koç'larla "eski ilişkiyi" yürütemediğini belirttiler. Geçmişte Koç Ailesi ile çok yakın olan Aydın Doğan'ın, basına ilk adımı olan Milliyet'in satın alınmasında Koç Ailesi'nin damadı İnan Kıraç’ın aracılık etmesi, "paranın" Vehbi Koç tarafından ödendiği ve Aydın Doğan'ın arkasındaki mali gücün Koç Ailesi olduğu değerlendirmelerine neden olmuş ancak Aydın Doğan bu iddiaları ısrarla yalanlamıştı.
İşte Sabah-Koç Flörtünün Gün Gün Kronolojisi
12 Şubat 2000 "Koç tüketimle Büyüyor" Haberi 11 Şubat 2000 "KoçNet 'Hacker'lara Karşı Koruyacak" Haberi 10 Şubat 2000 "Mustafa Koç: Yılmamak Lazım" Haberi 8 Şubat 2000 "Koç'un 3. Şeffaflık Toplantısı" Haberi 3 Şubat 2000 "Beko'nun Paris Çıkarması" Haberi 1 Şubat 2000 "Arçelik'e Enerji Tasarrufu Ödülü" Haberi 28 Ocak 2000 "Mercedes-Fiat Flörtü Tofaş Hisselerini Zıplattı" Haberi 27 Ocak 2000 "Koç 33.7 Trilyon Kar Payı Dağıtacak" Haberi 25 Ocak 2000 "Kangurum" ve "Sanayicilik Artık Hamallık Oluyor" Haberleri 24 Ocak 2000 "Türkiye Müthiş Dalga Yakaladı" Manşeti 21 Ocak 2000 "Beko 2000'de Yüzde 5 Büyüyecek" Haberi 19Ocak 2000 "Koç'tan Yüzyılın Emeklilik Sistemi" Haberi 17 Ocak 2000 "Tofaş: 2000 Yılına Hazır Giriyoruz" Haberi 14 Ocak 2000 "Koç % 10 Büyüyecek" Haberi 7 Ocak 2000 "Koçlar Aile Boyu Tatilde" ve "Hakkari'ye Sanal Akmerkez" haberleri 6 Ocak 2000 "Koç'tan Boğaz'a Nazır Seçkinler Kulübü" Haberi 5 Ocak 2000 "ABD'ye Moda Satacak" haberi 25 Aralık 1999 "Migros'u Bir Günde 100 Bin Kişi Gezdi" Haberi 19 Aralık 1999 "Kurtuluş Gıdada" haberi 18 Aralık 1999 "Koç Ailesi Aynı Uçağa Binmez" ve "Migros Yeniyüzyılı Çocuklarla Karşılıyor" haberleri 16 Aralık 1999 "Koç Gibi Karar" Manşeti ve ATV Ana Haber bülteni Rahmi Koç ile canlı bağlantı 11 Aralık 1999 "Başbakanın Yerli Aracı Bana Gurur Verir Ama.." ve "Beko Yardımcı Sanayileriyle Buluştu" haberleri 9 Aralık 1999 "Koç-Ata GAP'ta temel atıyor" haberi 5 Aralık 1999 "Koç'a Kazak Övgüsü" haberi
Koç'tan Sabah'a Milyarlık Reklam Yağmuru
Migros Reklamları 26 Ocak: ½ Sayfa 19 Ocak: ½ Sayfa 12.Ocak: ½ Sayfa 8.Ocak: ½ Sayfa 5 Ocak: ½ Sayfa 30 Aralık: ½ Sayfa 29 Aralık: ½ Sayfa 27 Aralık: Birinci sayfa sür manşet, ½ Sayfa 22 Aralık: ½ Sayfa 21 Aralık: ½ Sayfa 20 Aralık: Birinci Sayfa sür manşet, ½ Sayfa 18 Aralık: ½ Sayfa 17 Aralık: ½ Sayfa 16 Aralık: ½ Sayfa 14 Aralık: ½ Sayfa 13 Aralık: Birinci Sayfa sür manşet, ½ Sayfa 12 Aralık: Tam Sayfa 10 Aralık: ½ Sayfa 09 Aralık: Birinci Sayfa Sür manşet 8 Aralık: ½ Sayfa 7 Aralık: ½ Sayfa 6 Aralık: ½ Sayfa 3 Aralık: ½ Sayfa 2 Aralık: ½ Sayfa
Ford Reklamları 5 Şubat: ¼ Sayfa 30 Ocak: ½ Sayfa 27 Ocak: ¼ Sayfa 23 Ocak: 1/3 Sayfa 20 Ocak: ½ Sayfa 18 Ocak: ¼ Sayfa 17 Ocak: ½ Sayfa 16 Ocak: 1/3 Sayfa 31 Aralık: ½ Sayfa 26 Aralık: ½ Sayfa 19 Aralık: 1/3 Sayfa 14 Aralık: ½ Sayfa 13 Aralık: ¼ Sayfa 9 Aralık: ¼ Sayfa, 1/3 Sayfa 7 Aralık: 1/3 Sayfa 6 Aralık: ½ Sayfa 5 Aralık: 1/3 arka Sayfa 4 Aralık: 1/3 Sayfa 1 Aralık: ½ Sayfa
Kangurum Reklamları 10 Şubat: ½ Sayfa 6 Şubat: ½ Sayfa 3 Şubat: ½ Sayfa 30 Ocak: ½ Sayfa 25 Ocak: ½ Sayfa 24 Ocak: ½ Sayfa 20 Ocak: ½ Sayfa 17 Ocak: ½ Sayfa
Tofaş Reklamları 20 Ocak: ½ Sayfa 16 Ocak: ½ Sayfa 12 Ocak: ½ Sayfa, ½ Sayfa 29 Aralık: ½ Sayfa 26 Aralık: ½ Sayfa 19 Aralık: ¼Sayfa, (İveco), 1/3 Sayfa 17 Aralık: ½ Sayfa 14 Aralık: ¼ Sayfa (İveco) 12 Aralık: 1/3 Sayfa 7 Aralık: ½ Sayfa 6 Aralık: 1/3 Sayfa
Koç Topluluğu'na bağlı Divan, yönetim ve üretim merkezini Ümraniye'de 6 milyon dolar yatırımla gerçekleştirdiği yeni merkezinde topladı. Koç ailesi ve Koç Topluluğu yetkililerinin katılımıyla yapılan törende konuşan Divan Genel Müdürü Kamil Berk, Türkiye'nin beş ilinde 12 Divan pub, 22 pastane ve cafe ile 12 fırınlarının bulunduğunu ve bunların sayılarını artıracaklarını belirtti.
Bisküviye giriyor 2004 cirolarının 85 trilyon lira olacağını kaydeden Berk, endüstriyel yemek alanına da gireceklerini söyledi. Çikolata ve gofret işine girdiklerini hatırlatan Berk, "Bisküvide de bazı ürünleri geliştirmek üzereyiz. Bu yıl pazara sunacağız" dedi. Yurtdışına açılma planını açıklayan Berk, 2005'te Moskova'da Divan lokantası açmayı planladıklarını söyledi. Berk, "Türklerin yoğun olduğu Moskova, Paris, Londra gibi şehirlerde, iş dünyasına yönelik şehir otelciliğinde büyümek, yakın gelecekte hayata geçirmeyi hedeflediğimiz planlar arasında. Ortadoğu'dan gelen yiyecek içecek alanındaki franchise tekliflerini değerlendirme ve seçkin markalara tedarikçi kimliğimiz ile hizmet verme çalışmalarımız sürüyor" dedi.
'Talepte ciddi artış var...' Ümraniye'deki Divan Merkezi Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'un katıldığı törenle açıldı. Törende gazetecilerin sorularını yanıtlayan Koç Topluluğu Ceo'su Bülent Özaydınlı, "Beyaz eşya, kahverengi eşya ve otomotivde ciddi talep artışı söz konusu. Özellikle otomotivde yüzde 100'ün üzerinde bir artış var" diye konuştu.
Nedim Esgin Arçelik’ten Neden Ayrıldı / Adlı haberin detayı . . .
Arçelik eski Genel Müdürü Nedim Esgin, Ekim ayında görevinden ayrılınca bütün gözler Koç Ailesi’ne, Nedim Esgin’e ve Arçelik’e yöneldi. “Acaba Nedim Esgin görevden kendi isteğiyle mi ayrılmıştı yoksa Koç Ailesi mi işine son vermişti?” ikilemi gündeme geldi. Değişen logosu ve Serdar Erener’in çektiği, kahramanı sevimli robot Çelik olan reklamla karşımıza yeni bir imajla çıkan Arçelik, Türkiye’de hâlâ en güvenilir ve akılda kalan marka olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yenilenen Arçelik’te en önemli pay, CEO Nedim Esgin’e çıkarıldı ve robot Çelik’ten sonra ikinci kahraman olarak lanse edildi medyada. Nedim Esgin, görevinden ayrıldıktan sonra basına birçok demeç verirken, bu ayrılış konusunda, Koç Grubu’ndan yalnızca Mustafa Koç, Hıncal Uluç’un Sabah gazetesinde Koç Ailesi’ni eleştiren yazısına karşılık cevap verdi. Hıncal Uluç bu yazının kısa bir kısmını köşesinde yayınladı. Farklı basın kuruluşları bu olayda birbirinden çok da farklı olmayan bir perspektif çizdiler. Çoğunlukla, bildirilen ortak görüş; cesur değişen bir Arçelik’e karşı değişmeyen Koç ilkeleriydi.
Hıncal Uluç, Sabah Gazetesi’ndeki köşe yazısında, Nedim Esgin’in değişim ve gelişim merkezli yaşayan bir yönetici olduğunu ve Arçelik’i değiştirerek iki yılda inanılmaz bir atılım yapan kişi olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Nedim Esgin başında bulunduğu Arçelik'i fevkalade değiştirdi. "Değişmez" denen logosundan başlayarak. Robot Çelik ile markayı daha beş yaşından itibaren kafalara yazarak geleceğin milyonlarca potansiyel Arçelik müşterisini yarattı. Dışa açılıma ivme verdi. Hem ihracat, hem de dışarıda fabrika satın alarak. Bunca değişikliği başaran adam niye ayrıldı ki o zaman. . İşte mesele burada. Nedim başında bulunduğu Arçelik'i değiştirdi, ama içinde bulunduğu Koç Holding'i değiştiremedi.”
Bu yazıya karşılık olarak, Mustafa Koç, Uluç’a bir not göndermiş ve Uluç da bu notun bir kısmını kendi köşesinde yayınladı. Mustafa Koç; "Kurumları uzun yaşatan ilkeleridir. Bu kurum 78 sene varlığını ve saygınlığını sürekli büyüyerek devam ettirmişse, o kurumun derinlere kök salmış iş prensipleri, değerleri var demektir. Bunu kimse değiştirmez, değiştiremez. Sisteme uymayanlar ise uygun bir yer arayışına girer ve giderler.” Mustafa Koç, Bu notunda Uluç’un eleştirdiği değişmeme ilkesinden mi yoksa değişmeyen ilkelerden mi bahsetmişti? Acaba Arçelik’te bu ilkelerden biri mi çiğnenmişti ya da bu vazgeçilmeyen ilkeler yapılan hızlı değişimlerde ve yeni şirket alımlarında göz ardı mı edildi?
İşte Rahmi Koç'un bilinmeyen yönleri... bunun birde eski sevgilisi var ki onun için neredeyse hayatına kıyacaktı
Halen tekneyle dünya turu atan Rahmi Koç'un 4 yıl önce satın alıp geçen yıl yerleştiği Boğaz'daki Ostrorog Yalısı için hazırlanan kitapta, ünlü işadamı bilinmeyen yönlerini anlattı..
Rahmi Koç, 2000'de satın aldığı ve 2003'te yerleştiği Ostrorog Yalısı için hazırlanan kitapta, günlük hayatının ilginç detaylarını anlattı. Koç, çocukluk yıllarında, kendisini erken yatmaya zorlayan Hitler hayranı dadısının başucundaki Hitler resminin gözlerinde sinek öldürüp, yapıştırmış. Teknesi ile dünya turuna çıkan Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, çocukluk yıllarında kendisini erken yatırmaya çalışan dadısından, Hitler'in gözünde sinek öldürerek intikam almış.
Koç, 6 Kasım 2000'de satın aldığı ve restore ettirdikten sonra 2003'te yaşamaya başladığı Kandilli Göksu'daki eski Kont Ostrorog Yalısı'nı anlatan Prof. Nurhan Atasoy'un Rahmi Koç Müzesi tarafından yayınlanan 'Kont Ostrorog'dan Rahmi Koç'a. Boğaziçi'nde Bir Yalının Hikayesi' adlı kitabına hayatıyla ilgili ilginç detayları anlattı.
Atasoy, 303 sayfalık kitabının bir bölümünü, Yalı'nın son sahibi Rahmi Koç'un hayat hikayesine ayırdı. Kitapta, Rahmi Koç'un hayatının bilinmeyen yönleri hem kendi ağızından, hem de kardeşleri ve çocuklarının ağzından yer alıyor.
Kitabın bir bölümünde üç kız kardeşi arasında kendisine en yakın yaşa sahip olan Semahat Arsel, Rahmi Koç'un çocukluk döneminde dadıları ile yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor: "Hitler taraftarı dadımızın başucunda kocaman bir portresi vardı. Rahmi bir gün kadına kızdı, Hitler'in gözlerinin üstünde sinek öldürdü, yapıştırdı. Kadın geldi, kıyamet koptu. Rahmi'yi cezalandırmaya kalktı. O da, 'Sen beni yatırıyorsun, ben de senin resmine sinekleri yapıştırıyorum' dedi."
130 AYAKKABI
Prof. Nurhan Atasoy’a giyim zevkini anlatırken, "Marka merakım yoktur" diyen Rahmi Koç, yalnız herşeyin iyisini almaya çalışırım, yani kumaşından herşeyine. Çok, çok 50-60 tane şapkamız var. Geçenlerde söylediler, 130 tane ayakkabım varmış. Sığdıramadık yere göğe ayakkabıları. Ayakkabı satın alırım bol bol. Umumiyetle John Lobb yahut Edward Green alırım. Bunlar meşhur ayakkabıcılardır. Ben İtalyan ayakkabısı değil, daha ziyade İngiliz ayakkabısı severim, yahut İngilizler’in Amerikan dükkanları için yaptıkları ayakkabıları" dedi.
Akşamları yatarken uzun entari giyerim
Nurhan Atasoy'un kitabında sahibi olduğu Edwars adlı mağazadan da bahseden Rahmi Koç, şunları söyledi: "Önce bir tane açtım, sonra birkaç tane daha açtık ama ekonomik krizden sonra bazılarını kapattık. Rumelihisarı'ndaki durur. Orada terzim var. Terziye kumaş getirtirim, o kumaşı diktirtirim. Özel astar getirtiriz, düğmelerini kendimiz seçeriz filan. Yani tam usulünce yaparız. Gömleklerimiz de özel dikilir, hatta birara pişamaları da yaptırıyordum, ama zor oluyor artık. Pijama provasına geliyor adam, ama onunla uğraşacak vaktimiz kalmadı artık. Ben pijamanın pantolonunu giymem uzun entari giyerim, daha rahat ederim. Onun kışlığı, yazlığı vardır. Kışlığı kapalıdır, yazlığın önü açıktır, V yakalıdır."
Uzun yaşarsam 'kazık mı kakacaksın" derler
Rahmi Koç, 'Nasıl hatırlanmak istersiniz?' sorusu üzerine şunları söyledi: "Herhalde iyi bir iz bırakacağız, 'iyi adamdı' diyecekler, ne bileyim. Tabi ne kadar yaşadığınıza da bağlı, çok uzun yaşarsan, 'Birader kazık mı kakacaksın bu dünyaya' diyenler olur. Unutulmamak için müze de kurduk, Koç Holding'le birşeyler yapmaya çalışıyoruz."
Rıhtımında içki içenlere imrenirim
RAHMİ Koç, Nurhan Atasoy'un, "Evinizde nasıl vakit geçirirsiniz" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: "Daha çok BBC'yi ve BBC World'ü seyrederim. Fırsat bulursam bizim kanalları seyrederim. Haberleri, haftasonu da maç seyretmeyi severim. Beşiktaş'ın maçlarını. Öyle saatlerce televizyon karşısında kalacak veya evimde uzun zaman geçirecek vaktim yok. Vallahi çok imrenirim böyle evinde oturan, rıhtımında içki içenlere. Bizim vaktimiz olmuyor."
Hayvanları severim ama koynuma almam
KİTABIN yazarı Nurhan Atasoy, Rahmi Koç'un 'Hangi hayvanı seversiniz' sorusuna, hemen 'at' yanıtını verdiğini söylüyor. Koç, kitapta, hayvanlarla olan ilişkilerini şu cümlelerle anlatıyor: "Köpek severim, kedi hiç sevmezdim, sevmeye yeni alıştık. Kedi sevmeye beni Suzi alıştırdı. Evde bembeyaz bir çift kedim var, Pamuk ve Yumak diye. Bahçede bir tane Husky var, bir gözü başka, bir gözü başka, çakır. İnsanın üstüne atlar daima. Köpekleri severim, bütün hayvanları severim ama öyle koynuma almaya pek gelemem, orada mesafeliyiz."
Koç Ailesi'nin kökü Hacı Bayram-ı Veli'ye gidiyor
NURHAN Atasoy'un kitabında, Fuat Bayramoğlu tarafından hazırlanan ve 1984 yılında Faruk Erengül tarafından düzenlenen bir de soy ağacı gravürü yeralıyor. Hazreti Sultan Hacı Bayram-ı Veli Aile Seceresi başlıklı soy ağacı gravürüne göre, Koç Ailesi'nin soy ağacı 1352-1429 yılları arasında yaşayan Hacı Bayram-ı Veli'ye dayanıyor.
Tarihi ve yaşı tam olarak bilinmeyen yalı
KANDİLLİ'deki neo-klasik espri ile inşaa edilen Kont Ostrorog Yalısı, Boğaziçi'nde tarihçesi en az bilinen yalılar arasında. Yalının yapım tarihi ve tarihsel gelişimi konusunda çok sayıda farklı şey söyleniyor. Kimine göre 140-150 kimine göre ise 190 yaşında olan 684 metrekare yüzölçümüne sahip Yalı'nın 19'uncu yüzyılın başlarında inşa edildiği tahmin ediliyor. Yalı ile ilgili bilgilerden bazıları şöyle:
1872'de Hariciye Nazırlığı yapan, daha sonra Ayan Reisi olan Server Paşa uzun yıllar burada oturdu. Yalı, 1904 yılında, Polonya asıllı Kont Leon Ostrorog'a geçti... Ostrorog, Osmanlı Hükümeti'nin daveti üzerine gelmişti... Çalışma hayatı mevzuatını hazırladı... İslam hukuku uzmanıydı. Türkiye aşığıydı.
Jean Ostrorog'un 1975 yılı Eylül ayında verdiği bilgi: "Yalı 125-150 senelik kadar. Aşker Ali Paşa'nın vapur iskelesinden sonra büyük bir yalısı vardı. Babam (Ostrorog) yalıyı 71 sene evvel De Savmares isimli bir İngiliz'den satın aldı."
Jean Ostrorog'un ölümünden sonra, 26 Ocak 1978 günü onüç senelik eşi İşka Yalı'nın 190 senelik olduğunu söyledi. Bahçedeki selsebil ve sütun çeşme de bu yaşlarda.
Yalı denizden bakıldığında, yanyana birleştirilmiş iki yalı gibi gözükür. Bu iki bölümden birinin adı Selámlık (küçükyalı) diğerinin adı ise Harem (büyükyalı).
Yalı'nın altında kayıkhane/pisin girişi bulunuyor.
Sofa pencereleri oda pencerelerine göre daha büyük ve farklı. Evin iç mimarisi geç ampir üslubunda; dekorasyonu olduğu gibi korundu. Duvarlarında "Selimi" denilen ince alçı kabartmaların hemen tümü olduğu gibi korundu.
Yaşam tarzını beğendiği Kont'un yalısını aldı
2003 yılının ağustos ayında İstanbul'da Kont Ostrorog Yalısı olarak bilinen Kandilli'deki yalıyı satın alarak yerleşen Rahmi Koç'un bu yalıya olan ilgisini, oğlu Ömer Koç şöyle anlatıyor: "Ostrorog Yalısı'nı öteden beri çok beğenirdi. Rahmetli sahibi Kont Jean Ostrorog ve zevcesi İşka Ostrorog ile özel bir dostluğu vardı. Onları insan olarak takdir ettiği gibi yaşam tarzlarını da yalıyı döşeyiş tarzlarını da çok beğenir ve severdi. Kısmet babamın tarihi Ostrorog Yalısı'nın sahibi olmasıymış. Yalıyı Ostrorog'un kızından satın aldı."
Din dersine mayo ile girdi
SEMAHAT Arsel, Rahmi Koç'un çocukluk çağındaki anılarını anlatırken, kendileri için tutulan bir din hocası ile yaşadıklarını da şöyle aktardı:
"Büyükdere'deyken bize din hocası tutuldu. Rahmi, bir iki geldi, sonra sıkıldı, denize girmek varken ders yapmak istemiyor. Ders sırasında Rahmi yanımızdan mayoyla gelip geçerken, hoca anlamamıştı, o kadar tahmin etmiyor ki onun olduğunu. Biz de buna pek gülerdik. Bir kere derse mayoyla geldi, hoca da kızdı. Rahmi başladı dersleri kaytarmaya. Birkaç kere daha yayoyla gelince, hoca artık gel diye ısrar etmedi."
Rahmi Bey'in uzun saç ve sakala alerjisi var
BÜYÜK oğlu Mustafa Koç, babası Rahmi Koç'u anlatırken, "Gençliğimizde bizim giyim kuşamımıza karışmazdı. Zaten biz de çok uçlarda bir şey yapmamıştık" diyor. Mustafa Koç, babasının uzun saç ve sakal konusundaki hassasiyetini ise şöyle anlattı: "Bir ara benim saçlarım uzundu okuldayken, o zaman 'Şu saçlarını kessen' derdi. Uzun saç ve sakala alerjisi vardır. Çoğu insanı yeri geldiğinde ciddi şekilde uyardığını görmüşümdür."
Pazarlık etmeye bayılır
ALİ Koç, babası Rahmi Koç'u tanımlarken 'kimseye kötülük etmez, ettirmez. Kin tutmaz" diyor. Ali Koç'a göre babasının bir diğer önemli özelliği de pazarlığı sevmesi. Ali Koç babasının bu huyunu da, "Pazarlık etmeye bayılır. Kendini tatmin için yapar. On dolar için de 10 bin dolar için de aynısını yapar" sözleriyle anlatıyor.
Güzel fıkra anlatır karikatür çizer
ALİ Koç, babasının bilinmeyen bir yönünü de aktarıyor. Rahmi Koç'un çok güzel fıkra anlattığını ve bu konuda müthiş bir kapasitesinin bulunduğunu söyleyen Ali Koç, şöyle devam ediyor: "Toplantılarda herkesin karikatürünü yapar. Toplantı bitince en az beş altı kişiye karikatürlerini dağıtır, eli kuvvetlidir."