Şimdi Ara

Harun D. Kızları etkileme sanatı(Gelen mailler)(Güncel)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
185
Cevap
79
Favori
73.462
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar bundan sonra Harun D. nin Kızları etkileme sanatıyla ilgili gelen her maili buraya koyacağımAdam gerçekten çok doğru söylüyor bunları yapıpta etkileyemeyeceğiniz kız sayısı çok az


    Mail grubuna üye olmak içinwww.sosyalbeceriler.com'a girebilirsiniz ben mailleri yine burada paylaşacağım gelen mail üzerine tartışalım şurası doğru şurası yanlış diye

    Öncelikle 26 sayfalık .pdf formatında Çarpıcı Adım Raporu

    http://www.sosyalbeceriler.com/rapor/Carpici%20Adim%20Harun%20D.pdf?utm_source=getresponse&utm_medium=email&utm_content=%5B%5Bfirstname%5D%5D%2C+%C3%87arp%C4%B1c%C4%B1+Ad%C4%B1m+Raporu&utm_campaign=sosyalbecerilercom

    Ve Mailler :

    07 Şubat Pazar

    Merhaba Xxx,

    Biliyorsun raporda önümüzdeki günlerde işine yarayacağını bildiğim bilgileri seninle haftalık emaillarda paylaşacağımdan bahsetmiştim. Bu yazıların herbirinin işine yarayacağından eminim, çünkü bugüne kadar grubumuzun 20 bini aşkın üyesinden bu yönde ciddi sayıda geri bildirimler aldım. Eğer öğrendiklerin hakkında aklına takılan sorular, elde ettiğin başarılar olursa bunları benimle paylaşmaktan çekinme. Doğrusu özellikle başarı hikayeleri bana her hafta bu yazıları yazma şevkini veren şeylerin başında geliyor.

    Evet, tekrardan grubumuza hoşgeldin.

    Şimdi çoğu kişinin yaptığı ve bugünün konusunu oluşturan meseleye gelelim:

    Eğer bir kızın seninle ilgilenmesini ve elde etmek istediği bir erkek olarak görmesini istiyorsan, bu basit ama son derece önemli gerçeği aklından asla çıkarmamalısın: Ondan başkasını gözü görmeyen biri olduğunu ona hissettirirsen seni çantada keklik olarak görecek ve seni ulaşmaya değer biri olarak düşünmeyecektir.

    Bununla bir kızla yakınlaşırken başka kızlarla da flört etmen gerektiğini söylemeye çalışmıyorum. Yapman gereken, sosyal olarak iletişimde olduğun başka kızların da olduğunu, kızların seninle zaman geçirmekten hoşlandıklarını bilmesini sağlamak.

    Böylece iki önemli sonuç ortaya çıkar: Birincisi, karşı cinsle diyaloğunun iyi olduğu ve kadın ruhunu iyi anladığındır. İkinci sonuç, ona muhtaç olmadığın, başka kızlarla beraber olabileceğin ve seni elden kaçırırsa iyi bir fırsatı tepmiş olacağıdır.

    Acemi erkekler genellikle başka hiçbir kızla hiçbir temasının olmadığını, hayatlarındaki tek şeyin “o” olduğunu ve “o”nu kaybederse kahrolacağını söyleyerek, hoşlandıkları kızın gönlünü kazanacaklarını zannederler. “O”nu ne kadar sevdiğini anlarsa mutlaka sevgisine cevap vereceğini düşünürler. Oysa gördüğün gibi, durum bunun tam tersidir. Eğer hayatında ondan daha değerli bir şey yoksa, ona verebileceğin bir şey yok demektir. Eğer hayatında konuşup görüştüğün hiç kız yoksa, kızlarla aran kötü demektir. Kolay elde edilenin değeri yoktur, kaybetme riski hissetmediği birini kazanmak için kimse fazla istekli olmaz.

    Kısacası, kızlarla iletişim içinde olan bir erkek olduğunu göster, yeter.

    Evet bugünkü konumuz bukadar.

    Unutma tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar ,kendine ve kızlara iyi bak

    Harun D.

    10 Şubat 2010 Xxx,bunu yapıyorsan hemen düzelt...‏


    Merhaba Xxx,

    Belki biliyorsundur son zamanlarda yeni bir yapılanma içindeyim ve sık sık sana faydalı olacağını düşündüğüm emaillar göndermeyi ve sorularına eskiye göre daha hızlı cevap dönebilmeyi planlıyorum. Bunun için email kutunu 2-3 günde bir benden gelen emaillar için kontrol etmeyi unutma.

    Bugün hoşlandığın kızla ya da genelde kızlarla iletişiminde beğenilen bir erkek olmanla, “Ay o mu? Boşver onu “ diye hakkında konuşulan biri olman arasındaki farkı yaratan faktörlerden birine değineceğiz.

    Benden yardım talep eden erkeklerde sıklıkla karşılaştığım bu hata, kızlarla iletişimlerinde kendilerini fazlasıyla doğrudan konuşarak ifade etmeye kalkmaları. Örneğin kendi kişiliklerinin iyi yönlerini kızın kendisinin fark etmesini sağlamak yerine, kendinden bahsederek “Ben böyleyim, ben şöyleyim” demek, ya da kıza karşı hissettiklerini onun görmesini sağlamak yerine kelimelerle ifade etmek.

    Bu yaklaşımın bazı durumlarda sessizce oturmaktan bile daha kötü sonuçlar verdiğini söyleyebilirim. Eğer “Ben çok akıllı, çekici ve alçakgönüllü biriyimdir” şeklinde konuşuyorsan, senin aptal, itici ve kendini beğenmiş biri olduğunu düşünmeleri doğaldır.

    Bir konuyu kelimelere döktüğümüzde, onun karşımızdaki kişi tarafından şüpheyle karşılanması ve sorgulanması son derece normal, çünkü biz bir iddiada bulunduk ve o da haklı olup olmadığımıza karar vermek durumunda. Oysa aynı konuyu sözle ifade etmek yerine onun gözlemleyebileceği bir şekilde ortaya koyarsak, artık bizim iddiamız olmaktan çıkar, onun kendi gözlemi olur. Bu durumda kendi gözlemine şüpheyle bakması ve sorgulaması saçmadır. Biz ona bir şey söylemedik, o kendisi bu sonuca vardı.

    Bu şekilde davrandığında, harika özelliklere sahip, bir o kadar da alçakgönüllü biri olabilirsin. Üstelik sözle ifade ettiklerini ispatlaman gerekirken, davranışlarınla ifade ettiklerini ispatlaman gerekmez.

    Bunu nasıl yapacağını bir iki örnekle açıklayayım.

    Diyelim ki, arkadaşlarının senin için önemli olduğunu anlatmak istiyorsun. Sence “Arkadaşlarım benim için önemlidir” demen mi daha etkili olur, yoksa yardımına ihtiyacı olan bir arkadaşın için nasıl fedakarlıkta bulunduğunu görmesi mi?

    Ya da, onun fikirlerine önem verdiğini bilmesini istiyorsun. Sence “Senin fikirlerine önem veriyorum” mu demelisin, yoksa önemli bir seçim aşamasındayken ondan aldığın fikri uygulaman mı daha etkili olur?

    Ya da, diyelim ki çevreye karşı duyarlı birisin. Sence “Ben çevreye karşı duyarlı biriyim” cümlesi mi işe yarar, yoksa Greenpeace için aktif olarak çalıştığını görmesi mi?

    Her türlü kişilik özelliğini onun görmesini sağlayacak ortamlar yaratabilirsin. Ona yönelik duygularını da, mantıklı bir sohbet ediyormuş gibi konuşarak anlatmak yerine, onu önemsediğini, ona değer verdiğini hissettirecek davranışlarla göstermen çok daha etkilidir.

    Unutma, kelimelerle ifade edebileceğin her şey ancak laftır!

    Tabi ki halk arasındaki deyişle “ağzı laf yapan” birisi olabilmen, kendini iyi ifade edebilen ve konuşurken kendini dinletebilen biri olman her zaman önemli bir parça. Ama biz burada bir çok şeyi davranışlarınla göstermenin ne kadar etkili olduğundan bahsediyoruz. Bu parçaların her ikisine hakim olduğunda, önemli olanın karşındaki insanın seni istemesi değil, senin onu isteyip istememen olduğu bir duruma geleceksin.

    Evet bugünkü dersimiz bukadar.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar,kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    13 Şubat 2010 Xxx,kritik...‏

    Merhaba Xxx,

    Umarım son günlerde yazdığım yazılardan keyif alıyorsundur. Bugün de bir önceki email kadar önemli olduğunu düşündüğüm bir konudan bahsedeceğiz.

    Özellikle ilk yakınlaşma sürecinde çoğu kişinin düştüğü bir tuzak var. Bir kızdan hoşlandığında onunla birlikte daha fazla zaman geçirmek istersin. Bu çok doğal, ama araştırmalar bu konuda çok dikkatli davranmamız gerektiğini ortaya koyuyor.

    Burada iki farklı mekanizma var.

    Birincisi: İnsanlar sık görüştükleri kişilere karşı yakınlık hissediyorlar.

    İkincisi: İnsanlar birlikte çok fazla zaman geçirdikleri kişilere karşı ilgi ve meraklarını kaybediyorlar.

    Birinci mekanizma, hoşlandığın kızla sık sık aynı ortamda olman gerektiği sonucunu doğuruyor. Böylece, onun birlikteyken rahat olduğu, kendisini yakın hissettiği biri olabilirsin. Tabii ki birlikte geçirdiğiniz zamanlarda keyifli sohbetler edebiliyor ve doğru hamleleri yapıyor olman şartıyla.

    İkinci mekanizma ise, onun sana “doymasına” izin vermemen gerektiğini gösteriyor. Her zaman için tamamen tüketmediği biri olarak kalmalısın.

    Bu iki mekanizmayı dengelemek için, sık görüşmeyi ama görüşmeleri gereğinden fazla uzun tutmamayı tercih etmelisin. Her zaman için ona sende “keşfedilecek yeni bir şeyler” olduğunu düşünme fırsatı vermelisin. Onunla geçirdiğiniz ortak zamanın dışında da bir “sen” olduğunu fark etmesini ve merak etmesini sağlamalısın.

    Bunun en iyi yolu, gerçekten hayatında başka şeylerle de samimi olarak ilgilenmektir.

    Bunun için şimdi oturup hayatında yapmak istediklerin, yapmayı sevdiğin şeyler ve hedeflerin hakkında düşünmeni istiyorum. Kızla durumun ne olursa olsun bu alanların üzerinde düşünüp çalışmaya başlamalısın. Çünkü hayatta hedefleri, meşguliyetleri olmayan insanların diğer insanlara verecek pek bir şeyi yoktur.

    Bunu zamanında kendi hayatımda da gözlemlemiştim. Bizim durumumuz ne çok iyiydi ne de çok kötüydü. Yine de aylak aylak geziyor olsam da karnımın doyduğu sözde “rahat” bir yaşamım vardı. Bu birçok kişi için güzel bir hayat tarzıymış gibi görünebilir, fakat tam da o zamanlarda günleri boş boş geçen, hayatıyla pek bir şey yapmayan bir kişiydim. Aynı dönemde çok zengin arkadaşlarım da buna benzer bir boşluk içindeydiler.

    Burada ilginç olan şeyse durumu nispeten kötü olan arkadaşlarımın hayata sıkı sıkı sarılıyor ve bir şeyler başarmaya çalışıyor olmalarıydı. Bunun sonucunda onlar, hem kısa sürede daha çok şey elde ettiler hem de kendi ayakları üzerinde durur oldular. Bu olay ilk fark ettiğimde kafamı çok kurcalamıştı ve beni sonunda kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek için tamamen aile desteğinden uzaklaşmaya itti. İlk başlarda zor olsa da bu kararın hayatımı düzene sokmak anlamında verdiğim en önemli kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim.

    Unutma, eğer hayatta sahip olduğun tek şey “o kız” ise, ona verecek bir şeyin yok demektir.

    Bunun için hemen seçtiğin alanlar üzerinde çalışmaya başla.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.


    16 Şubat 2010 Xxx,nasıl onun gözünde değerli olursun?

    Merhaba Xxx,

    Umarım keyiflerin yerindedir. Burada yazdıklarım hakkında aklına takılan bir soru ve uyguladıklarınla ilgili başarı hikayelerin olduğunda benimle paylaşmayı sakın unutma.

    Şimdi gelelim bugünün önemli maddesine,

    Bir insanı nasıl hatırladığımız, o kişiyi en son nasıl gördüğümüzle yakından ilgili.

    Son görüşmenizde birlikte çok iyi zaman geçirdiğin bir arkadaşını düşün. Doğal olarak onunla tekrar görüşmek istersin ve yeniden karşılaştığınızda aynı coşkuyu hissedeceğini düşünürsün. Bir de son görüşmelerinizde çok sıkıldığın bir arkadaşını düşün. Bu durumda onunla tekrar görüşmeye istekli olur muydun?

    Bir kızla birlikte geçirdiğin zamanlarda bu konuya dikkat etmelisin. Hoşlandığın bir kızla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın. Görüşmenizin en keyifli anlarını tüketip, artık sıkıntı ve bıkkınlık dışında hiçbir şey kalmayana kadar onun yanından ayrılmazsın, değil mi?

    Oysa bunun sonucu pek de iyi değildir. Bir sonraki görüşmenizde muhtemelen önceki görüşmenin keyifli anlarını yeniden oluşturmak için zoraki bir çaba sarfedeceksin, sonrasında ise heyecanın tükendiği, sıkıntı ve bıkkınlık anlarına geri döneceksiniz. Bu olay tekrarlandıkça, kızın seni düşündüğünde sıkıntı hissetmesi kaçınılmaz.

    Kızla görüşmenizi bir dizi film gibi düşün. Eğer her bölüm keyifli ve heyecanlı bir şekilde bitiyorsa, sonraki bölümü iple çekersin. Her bölümün bitişi, sonraki bölümden nasıl bir beklentin olacağını belirler.

    Eğer kızın seninle görüşmeyi heyecanla beklemesini istiyorsan, her bölümü en heyecanlı yerinde bitirmesini bilmelisin. Konuşmanızın en keyifli, en heyecanlı yerinde, daha sonra kaldığınız yerden devam etmek üzere kalkıp gitmesini öğrenmelisin.

    Tabi sohbetin en keyifli, heyecanlı yerinde kalkabilmen öncelikle dünyanın en sıkıcı adamı olmamanı ve keyifli sohbet edebiliyor olmanı gerektiriyor. :) Eğer mırıldana mırıldana konuşan, konuştuğu zaman karşındakinin “Bitsin de gidelim” dediği bir iletişimciysen önce bunlar üzerinde çalışmalısın. Neyse ki bugüne kadar yardım ettiğim kişilerde bu sorunu 2 temel parçayı hallederek çok kısa süre içinde çözebildiğimizi gördüm. Bu parçalar Politikacı Tekniğininin kapsamlı versiyonlarında mevcut.

    Yukarıda bahsettiğimiz yüksek notada ortamdan ayrılma konusuna tekrar dönersek, benim bu tekniği buluşum kesinlikle teoriler üzerinden ortaya çıkmadı. Kızların nabzını tutmayı iyi bilen birçok erkeği gözlemledim, hepsi bu tekniği biliyor ve uyguluyorlar. Ben de pratikte bunun ne kadar önemli olduğunu kendi tecrübelerimle gördüm.

    Bunun için artık sen de, başlangıçta zor da gelse, zirvedeyken ortamı terk etmeye alışmalısın. Emin ol, böylece onun gözünde çok daha değerli olacaksın.

    Evet bugünlük de bukadar,

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.


    19 Şubat 2010 Xxx,seni parmağında oynatıyor mu?‏

    Merhaba Xxx,

    Bugün sayısız erkeğin saçlarını beyazlatan, stresten doğru düşünmelerine engel olan ve hatalar yapıp sevdikleri kızı tamamen kaybetmelerine neden olan bir durumdan bahsedeceğiz. Bugünkü yazıyı dikkatle oku, gerekirse printle ve tekrar tekrar okuyarak her zaman kendine hatırlat.

    Kızlar, özellikle biraz oyuncu olan ve sana az çok ilgi duyduğu halde kendisini kolay teslim etmeyenler, seni denemeyi severler. Evet, seni oynatmayı, zorladıklarında nasıl davranacağını görmeyi severler.

    Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, özellikle sana karşı ilgisi fazla olmayan bir kız için geçerli. Bu tip bir kızın seni denemesinin nedeni, öncelikle kendi egosunu tatmin etmektir. Seninle ilgili ciddi planları yoktur, ama önce sana umut verip sonra uzaklaşarak çırpınışını seyretmek ister.

    İkinci durumdaysa, kız seninle gerçekten ilgilenmektedir ve senin ona karşı duygularını anlamak için dener seni. Gene, kendisini geri çektiğinde (ya da bir başkasına yakınlaştığında) senin çırpındığını görmeye can atar. Böylece onun kölesi olacağını bilir.

    Ne yazık ki bu iki durum da erkeğin ezik olduğu bir ilişkiye yöneliktir. Kızın erkeği parmağında oynattığı bir ilişki, erkeğin özsaygısını içermeyen bir ilişkidir. Biz gayet iyi biliyoruz ki, güzel ve dengeli bir ilişki her iki tarafın da özsaygısını barındırmalıdır.

    Bunun için, her iki örnekte de yapacağın şey aynı: Oltaya gelme!

    Bir kız seni deniyorsa, duruşunu hiçbir şekilde değiştirmemelisin. Oyunu kaybetmeyeceğin tek bir formül var ve bu bakış açısını hep korumalısın: Birbirinizden uzaklaşırsanız bu onun kaybı olur. Eğer panikle ya da alınganlıkla davranmak yerine, vazgeçmek istemeyeceği etkileyici bir erkek olduğunu fark ettirme yoluna gidersen, kontrolü kaybetmemiş olursun.

    Biliyorsun, bunun için de ‘Primer Çekicilik Faktörü’ne ve ‘Politikacı Tekniği’ne ihtiyacın olacak.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.


    22 Şubat 2010 Xxx,süpriz...‏

    Merhaba Xxx,

    Bugün benim için güzel bir gün çünkü seninle çok beğeneceğinden emin olduğum bir süprizi paylaşacağım. Ama önce bugünkü konumuzdan bahsedelim, süprize yazının sonunda döneriz.

    Hepimiz biliriz ki, bazı insanlar doğal olarak çekicidir. Çevrelerinde adeta manyetik bir alan oluştururlar. Diğer insanlarda onların yakınında olmak, hatta onlar gibi olmak isteği uyandırırlar.

    Bu doğal “karizma”nın önemli bir bölümünü, özgüven oluşturuyor. Kendisine ve kişiliğine güvenen biri, rahat davranışları ve kendisini ortaya koymaktan çekinmemesi ile dikkat çeker. Kendi istediği zaman gelir, kendi istediği zaman konuşur, kendi istediği zaman gider...

    Davranışlarından utanmaz, istediği gibi davranmaktan çekinmez. Nezaket kuralları gereği zorunlu olmadıkça başkalarından izin almaz ve davranışları hakkında başkalarına açıklama yapma ihtiyacı hissetmez. O kendisidir ve bundan dolayı kimseye bir açıklama ya da özür borçlu değildir.

    “Kız tavlama uzmanları”nın hemen hepsi, bu duruşu taklit etmeye çalışırlar. Bizzat tanıştıklarımın çoğu, abartıya kaçarak bencil ve kaba bir davranış şekli sergiliyorlardı, çünkü gerçekten kendine saygın olmadan kolay kolay taklit edilemeyecek bir özellik bu.

    Böyle bir duruşa sahip olmak için kişinin öncelikle kendine bakış açınsını düzeltmesi gerekir. Bu son derece kapsamlı bir konu ve bu konuyu “Çarpıcı Etki”adlı kitabımda detaylı olarak anlattım. Şu anda sadece “davranışların için hiçbir açıklama yapma gereği duymama”nın önemini vurgulamak istiyorum.

    Çocukluğumuzdan itibaren çevremizdeki insanlar bizi kontrol etmeye çalışıyorlar. Onlara göre “yanlış” bir şey yaptığımızda bizi sorguyor ve eleştiriyorlar. Böylece onların uygun görmediği şekilde davranmaktan çekinmeye şartlanıyoruz. Böylece toplum tarafından kişiliğimiz bastırılıyor ve “terbiye ediliyoruz”. Toplum içinde pek çok kişi, kendilerinden istemedikleri bir şey talep edildiğinde bile “hayır” diyemez hale geliyor. Kendi kişiliğini koruyabilen şanslı azınlığa ise gıpta ve hayranlıkla bakıyoruz. Onların “karizma”ları çevresinde pervane olacak kadar silikleşiyoruz.

    Bu durumdan kurtulmak için, en az onlar kadar değerli ve önemli olduğunu fark etmeye başlamalısın. Başkalarına zarar vermediğin sürece istediğin gibi davranma hakkına sahipsin.

    Şimdi, günlük hayatını geçirdiğin ortamları ve karşılaştığın insanları gözünün önüne getir ve bir bak; eğer istediğin gibi davranma özgürlüğün olsaydı ve davranışların için hiçbir açıklama yapma gereği duymasaydın, hayatın nasıl olurdu? Yapmak isteyip de çekindiğin neleri hayata geçirirdin?

    Kimlere “hayır” derdin? Kimlere hak ettikleri cevabı verirdin?

    Bu “davranışların için hiçbir açıklama yapma gereği duymama”, ya da diğer bir deyişle “başkasından izin almadan kendin olabilme”, herkesin sana hayranlıkla bakmasına neden olan temel özelliklerden biridir.

    Bundan sonra, özellikle hoşlandığın kızın yakınlarındayken, her davranışın için bir açıklamaya ihtiyaç duymayan biri olmaya başlamalısın. Başkalarına saygısızlık etmeyen, ama öncelikle kendisine saygı duyan biri olmanın ilk adımlarını atmaya başlamalısın. Eğer “Ben zaten istediğim gibi davranıyorum” diyorsan, bir daha düşün. Böyle diyen pek çok kişinin tarafsızca kendi hayatlarına baktıklarında aslında kendilerini ne kadar bastırdıklarını fark ettiklerini defalarca gördüm.

    Zamanla gerçekten kendisine saygısı tam olan biri olmayı öğrendiğinde, her şey harika olacak.

    Zaten tam olarak bunu yapabilmen için “Sevdiğin Kızı Kazanmanın Adımları”nı ve daha ileri seviyedeki bilgileri içeren “Çarpıcı Etki Seti”ni hazırladım, kendisine saygısı tam bir grup şanslı adamın hayatta istediği kızı elde etmede yaşadığı rahatlığı seninde yaşamanı istiyorum.

    Sana bugünkü süprizim Sevdiğin Kızı Kazanmanın Adımlarıyla ilgili. Bu kitabımı özellikle hoşuna giden bir kız varsa onunla tanışmaktan tut, ne konuşacağını bilmemeye, ya da sana “ben seni arkadaş olarak seviyorum” deyip teklifini reddederse ne yapman gerektiğine kadar tüm sorunlarını çözmek ve hoşlandığın kızla mutlu bir ilişkiye başlayabilmen için yazdım.

    Normalde “Sevdiğin Kızı Kazanmanın Adımları” kredi kartıyla 24.90TL, Posta Çeki gönderisiyle 19.90TL. Sadece önümüzdeki 6 gün içinse kitabı herkesin ulaşabileceği bir fiyata çekmeye karar verdim. Önümüzdeki 6 gün kitabın fiyatı sadece 4.90TL olacak. Bunu yapmamın nedeni, kitaba herhangi bir riske girmeden ulaşman(5 lira!) ve içindeki bilgilerin sana ne kadar faydalı olacaklarını görmen. Neticede bu kitabın hayatında yaratacağı değişikliği fark ettiğinde, diğer kitaplarımdaki ileri seviye bilgileri de öğrenip, sosyal anlamda hayatın tadını çıkarmak konusunda usta birisine dönüşmek isteyeceğini biliyorum. Dolayısıyla bunun sonucunda hem sen hem ben kazanmış olacağız.

    Kitapta öğreneceklerin, kitabın örnek sayfaları ve satın alma bilgisinin olduğu sayfaya

    http://www.sosyalbeceriler.com/adimlarbest.html adresinden hemen ulaşabilirsin.

    Çok yakında kitapta görüşürüz,

    Harun D.

    25 Şubat 2010 Xxx, hakkında ne düşünüyor?‏

    Merhaba Xxx,

    Bugün bir kızın seni istemesinde önemli etkisi olan bir konuya değinmek istiyorum.

    Hafta sonu sinemaya gitmeyi planladığını varsayalım. Doğal olarak gidebileceğin pek çok film olacaktır. Eğer seçeneklerinden birinin, zevkine güvendiğin arkadaşlarının beğendiği bir film olduğunu biliyorsan, o filmi seçme ihtimalin çok yükselir. Hele çevremizdeki herkes o filmden bahsediyorsa, başka bir filme gitmeyi düşünmezsin bile. “Toplumsal Onay” olarak bilininen bu mekanizma, aslında günlük hayatımızın her noktasındaki seçimlerimizi belirleyen en önemli faktörlerden biridir.

    Aynı şey, hoşlandığın kızın seninle ilgilenmesi noktasında da kritik önem taşıyor. Bir kız eğer yakın çevresindeki kızlar senin “etkileyici ve çekici” olduğunu düşünüyorlarsa , seni büyük ihtimalle “etkileyici ve çekici” bulacaktır. Tam tersi, eğer çevresindeki kızlar seni “mıymıy sünepenin teki” olarak görüyorlarsa, kızın senin hakkında olumlu duygular beslemesi hemen hemen imkansızdır.

    Bu gerçeğin ardında iki temel düşünce yer alıyor. Birincisi; “Diğer kızlar onda çekici bir şeyler buluyorlarsa muhtemelen haklıdırlar, onu itici buluyorlarsa da bildikleri bir şeyler mutlaka vardır” düşüncesi. İkincisi; her kız birlikte olduğu erkeğin çevresindekiler tarafından onaylanmasını ve beğenilmesini ister, “O adamda ne buluyorsun allahaşkına” şeklinde tepkiler almaktan rahatsız olur.

    Dolayısıyla bir kızın seni yanında istemesi için, özellikle ona referans olabilecek yakın çevresindeki diğer kızların da seni sevmesinde ve çekici biri olduğunu düşünmeleri önemli. Bunun için Primer Çekicilik Faktörü’nü kullanman gerekiyor. Ayrıca konuşma tekniklerini de çalışmanda yarar var.

    Her zamanki gibi, abartıya kaçmamaya özen göstermelisin; kızın en yakın arkadaşını kendine aşık etmek ya da tavlamaya çalışmak ölümcül bir hata olabilir. Sadece senin hakkında “harika biri, etkileyici ve güçlü bir özgüveni var” demelerini sağlayacaksın.

    Harun D.

    28 Şubat 2010 Xxx,bunu muhtemelen sen de bilmiyorsun...

    Merhaba Xxx,

    Bugünkü yazımız neredeyse kimsenin bilmediği ve doğru şekilde kullanıldığında çok etkili olan bir teknikle ilgili.

    Hepimiz diğer insanların gözündeki imajımızı korumak isteriz. Örneğin biri “sana güveniyorum” diyerek bir sır verdiyse, bu güveni yıkmamak için elimizden geleni yaparız. İşte bu durumu bir kızın senin istediğin gibi davranmasını sağlamak için kullanabilirsin.

    Bir süredir tanıdığın bir kızla birlikteysen, ona bir teklifte bulunmadan önce “Biliyor musun, sen tüm tanıdıklarım arasında insanı yarıyolda bırakmayacağını bildiğim birkaç kişiden birisin” diyebilirsin. Bunu doğal bir konuşmanın içinde geçirmen iyi olur. Böylece ona koruması gereken bir imaj vermiş oldun. Hemen sonraki cümlede bir istekte bulunursan fazla dikkat çekici olur, ama başka bir konuda biraz lafladıktan sonra ondan isteyeceğin herhangi bir şeyi reddetmesi çok zor olacaktır.

    Eğer kızla daha yeni tanıştıysan, “Ankaralı kızlar genelde sıkıcı ve somurtkan oluyorlar, ama sen yeni şeyler yaşamaya açık birine benziyorsun. Eğlenmeyi seversin, değil mi?” diyebilirsin. Eğer onu gerçekten rahatsız edecek bir davranışta bulunmamışsan sana “Hayır, eğlenmeyi sevmem, sıkıcı biriyimdir” deme ihtimali yok. Sonrasında “Hadi arabaya atlayıp Reina’ya gidelim, harika kokteyller yapıyorlar” gibi bir teklifte bulun, tutarlı olmak ve kendisini ispat etmek için teklifini kabul etme ihtimali çok yüksek olacaktır. Tabii gerçekten yapamayacağı bir şey isteyip şansını zorlamaman gerektiğini söylememe gerek yok.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    03 Mart 2010 Xxx, sıradışı bir tanışma nasıl olur?‏

    Merhaba Xxx,

    Şimdi sana kızla tanışma anında kullanabileceğin ve daha ilk anda çarpıcı bir etki bırakmanı sağlayacak çok özel bir teknikten bahsedeceğim. Biliyorsun, normalde biriyle tanışırken karşılıklı olarak isimlerimizi söyler, kısaca el sıkışır ve “memnun oldum” gibi bir şeyler deriz.

    Bu otomatik bir süreçtir ve pek değişmez. Çoğu kişinin bilmediği şeyse bu kısacık önemsiz gibi görünen anın bir-iki değişiklikle sıradışı bir tanışmaya çevrilebileceğidir.

    Tam olarak yapacağın şu: Karşılıklı olarak isimlerinizi söylerken elini uzatıp kızın elini sıkacaksın. Buraya kadar her şey normal. Ama el sıkışma süresinin bittiğini hissettiğin anda kızın elini hemen bırakmak yerine 2-3 saniye kadar daha elini tutmaya devam edeceksin ve bu sırada keyifli bir şekilde gözlerinin içine bakacaksın. Sonra hafifçe gülümseyerek, sakince “memnun oldum” diyeceksin.

    Onun elini yavaşça havada bırakıp gözlerini başka tarafa çevirerek daha enerjik bir konuşma tarzıyla ilgisiz birkaç şey söyleyerek tanışmayı kapatacaksın (yanınızda başka biri varsa kısaca ona dönüp bir şeyler söyleyebilirsin).

    Sıradan bir el sıkışmanın süresi bellidir ve farkında olmasak da aslında hepimiz bunu biliriz. Bu süre boyunca el teması sadece sosyal bir temastır. Bu süre dolduktan sonraki birkaç saniye devam ettirdiğin el teması ise artık sosyal bir temas olmaktan çıkar ve özel bir temas olmaya başlar. Gözlerinin içine bakman özgüvenini gösterir ve teması daha da özel kılar. “Memnun oldum” derkenki sakin ses tonun da aynı etkiyi güçlendirir. Tüm bunların dikkat çekecek derecede abatılı olmaması çok önemli, yoksa kasıtlı ve tuhaf bir hamle olarak algılanabilir. Sonrasında göz temasını kırarak sıradan bir konuşmaya geçmen de, kızın aslında her şeyin normal olduğunu, aranızdaki özel temasın kendi algısından başka bir şey olmadığını düşünmesini sağlar. Onu etkiledin bile!...

    Sonrasında tekrar onunla göz teması kurarak konuşmaya devam edebilirsin.

    Bu tekniği gerektiğinde en iyi şekilde kullanabilmek için tek başınayken biraz prova etmeni öneririm. Ne kadar etkili olduğunu sen de hissedeceksin. Emin ol, bu tekniği bilen dünyadaki birkaç kişiden birisin...

    Eğer bugün öğrendiğine benzer teknikler, sevdiğin kızın sevgine karşılık vermesini sağlayacak adımlar ve kızların hoşlandığı kişiye dönüşmeni sağlayacak egzersizlerin olduğu kaynaklarıma ulaşmak istersenwww.sosyalbeceriler.com/kaynaklar.html adresine gitmeni öneririm.

    Harun D.

    06 Mart 2010 Merhaba Xxx,seni hatırlamasını sağlıyor musun?‏


    Bir kızın aklında yer etmek, yanında değilken de seni düşünmesini sağlamak için yapabileceğin basit şeylerden biri de, ona seni hatırlatacak bir şey vermektir.

    Aslında bu teknik, iş dünyasında yoğun olarak kullanılıyor. Firmaların bayram ve yılbaşı gibi günleri bahane ederek müşterilerine gönderdikleri eşantiyonlar, genellikle onu alan kişilerin sürekli olarak gözlerinin önünde bulunduracakları ve sık kullanacakları bir obje olarak seçilirler. Güzel bir kalem, masa üstünde yer alacak bir kalemlik ya da bir takvim, bir bardak, hesap makinesi, mousepad, pratik bir su ısıtıcı veya aynı amaca hizmet edebilecek herhangi bir şey.

    Tabii ki bu objenin üzerinde firma logosu bulunuyor, böylece eşantiyonu kullanan kişi sürekli olarak firmayı hatırlayacak.

    İş dünyasındaki en basit hatırlatma objesi kartvizitlerdir. Birlikte iş yapmanın iyi olacağı fikrini oluşturup kartvizitini verdiğinde, kişinin cüzdanına kendini hatırlatacak bir şey koymuş olursun.

    Kız-erkek ilişkilerinde de hatırlatıcıların önemli yeri vardır; hediye edilen yüzükler, kolyeler vs taraflar ayrı yerlerdeyken de birbirlerini akıllarından çıkarmamalarını sağlamaya yöneliktir.

    İşin güzel tarafı, bir kıza kendini hatırlatmak için ille de yüzük ya da kolye hediye etmen gerekmez. Zaten daha yeni yakınlaşmakta olduğun ve aranızda adı konmuş bir ilişki olmayan bir kıza yüzük vermen muhtemelen ortalığı karıştırırdı.

    Diyelim ki bir arkadaş ortamında bir nedenle kalemini kullandı. Yapacağın şey, önemsemez ve anlam yüklemez bir şekilde “Sende kalsın, aynısından bir tane daha var” diyerek başka bir şeyle ilgilenmeye başlamak. Ya da cebinde hazır bulundurduğu örme bilekliği masaya koyup “Bir ara el ürünlerine sarmıştım. Nasıl sence?” de, en azından nezaket gereği hoş bir şeyler söyleyecektir, “Bu elimdeki sonuncusu, hepsini dağıttım. Hediyem olsun, beni hatırlarsın” gibi bir şeyler söyleyerek ona ver.

    Tüm yapman gereken ona vermenin doğal olacağı bir şeyler bulundurmak ve fırsat yaratmak. Bunun için yaratıcılığını kullan ve ona seni hatırlatacak ne verebileceğini düşünmeye başla. Seçeceğin obje için kriterlerin:

    1- Çok anlamlı bir hediye olmasın, yoksa özel bir ilişki baskısı oluşturur.2- Kolayca taşınabilsin ve kullanması keyifli olsun.

    3- Uzun ömürlü olması iyi olur.

    4- Sıradan olmasın, karakteristik bir özelliği olmasına dikkat et.

    5- Aynısından başkalarında olmasın.

    6- Onun tarzına aykırı, kullanmayacağı bir obje seçme.

    7- Vereceğin objeyi kafasında seninle eşleştireceği bir ortam oluştur.

    8- Reddetmeyeceği bir şekilde davran ve rahat bir tavırla ver.

    Bu kriterlerden 1 numaralı olan hariç adı konmuş bir ilişki için de aynen geçerlidir.

    Bugünkü tekniği daha önceki günlerde öğrendiğin tekniklerle kullanırsan daha da etkili olacaklardır.

    Bu arada eğer sen de sevdiğin kızdan sevgine karşılık alamadığın için bana email gönderen kişilerden biriysen “Sevdiğin Kızı geri Kazanmanın Adımları”na hemen göz atmanı öneririm. Bir çok kişi kitaptaki formülü uygulayarak aşık oldukları ve “Arkadaş Kalalım” diyen kızın kendilerinden hoşlanmasını ve beraber olmak istemesini sağladılar.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    09 Mart 2010 Merhaba Xxx,takma ismi ne?

    Merhaba Xxx,

    Bugün gayet basit ama etkili bir teknikten bahsetmek istiyorum.

    Arkadaş ya da sevgili, birbirine yakın olan insanların takma isimlerle birbirlerine hitap etmeleri sık karşılaşılan bir durumdur. Takma isim kullanmaları, aralarında samimi bir ilişki olduğunu ve paylaştıkları ortak bir geçmişe sahip olduklarını gösterir.

    Bu durumda, “Tüh be, benim o kızla ortak bir geçmişim yok. Onunla takma isim kullanacak kadar samimi olmak isterdim, ama ne yazık ki o kadar yakın değiliz” diyebilirsin. Ya da daha çok işe yarayacak bir şey yapmak istersen, yazdıklarımı dikkatle okuyup uygulayabilirsin:

    Bir kıza isim takmak için ille de onunla yıllar geçirmen gerekmez. Aslında ben çoğu zaman, ilgimi çeken bir kızla tanıştığımda daha ilk görüşmede ona bir isim takmayı tercih ederim. Böylece daha ilk görüşmede “aramızda” başkalarının karışmadığı “özel” bir iletişim kanalı açılmış oluyor.

    Tabii bir kıza isim takarken dikkat etmen gereken bazı şeyler var:

    Birinci kural; onu rencide etmeyecek ve topluluk içinde rahatsız olmasına neden olmayacak bir isim bulmalısın. Burada tamamen “efendi” bir isim seçmen gerektiğini söylemiyorum, aslında seçtiğin isimle kıza biraz “takılman”, onu hafif de olsa bir tepki vermeye zorlaman daha iyi sonuç veriyor. İdeali, aranızdaki etkileşimin izin verdiği sınırlarda bir isim kullanmaktır. Ben sevimli ve sempatik isimler kullanmayı tercih ediyorum, bu tarz isimler kızın kendisini daha sevimli ve sempatik hissetmesine ve dolayısıyla öyle davranmasına neden oluyor.

    Diğer bir kural, bu ismin onun ayırdedici özelliklerinden birini vurgulamasıdır. Seçtiğin ismin kendisini tanımladığı konusunda bir şüphesi olmamalı, “Bana neden böyle hitap ediyor ki, bu isim Hande’ye daha çok yakışırdı” diye düşünmemeli.

    Bir diğer kural, ismi ilk kez kullanmadan önce neden o ismi taktığını anlaşılır kılacak bir konuşma geçmesi iyi olur. Damdan düşer gibi takma isim kullanmaya başlama, konuştuğunuz bir konudan isim çıkar. Böylece gerçekten size özel, paylaşılmış bir geçmişle bağlantılı olur.

    Dikkat etmen gereken bir diğer nokta, ismi ilk kez kullanırken keyifli ve eğlenceli bir havada olmanızdır. Bu hem kendisine isim takmana tepki göstermesi riskini ortadan kaldırır, hem de sonrasında kullandığında hoş şeyler çağrıştırır.

    Son kural, ismi sahiplenerek yaymaktır. Yani artık onun takma ismini her karşılaşmanızda kullanmaya ve çevresindekilerin de bunun aranızda özel bir şey olduğunu bilmelerini sağlamaya başlamalısın. Böylece başkaları da aranızdaki ilişkiye karışamayacaklarını düşünürler.

    Birkaç örnek vereyim: Kızın tipine göre çilli, tavşan kız, pıtırcık, cimcime... Davranışlarına göre uykucu, hanımağa, tatlı cadı, kelebek... gibi.

    Artık sen de isim takmaya hazırsın. Kızla sohbet et, dikkatini onu tanımlayacak sempatik özelliklerine ver ve yaratıcılığını kullan... Bu kadar basit.

    Eğer bugün öğrendiğine benzer teknikler, sevdiğin kızın sevgine karşılık vermesini sağlayacak adımlar ve kızların hoşlandığı kişiye dönüşmeni sağlayacak egzersizlerin olduğu kaynaklarıma ulaşmak istersenwww.sosyalbeceriler.com/kaynaklar.html adresine gitmeni öneririm.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    12 Mart 2010 Merhaba Xxx, ona kendin hakkında hangi mesajı veriyorsun?‏

    Merhaba Xxx,

    Bugün özellikle bir kızla ilk yakınlaşma sürecinde etkili bir teknikten bahsetmek istiyorum. Son derece basit olmasına rağmen, doğru uygulandığında kolay ve hızlı sonuç veren bir teknik bu. Yalnız bu tekniği uygulayabilmen için yakın bir arkadaşının yardımına ihtiyacın olacak.

    Hoşlandığın kızın da bulunduğu bir ortamdasın, tabii ki arkadaşın da yanında. Diyelim ki kızın “maceracı” tiplerden hoşlandığını biliyorsunuz. Muhabbetin uygun bir yerinde arkadaşın rahat ve eğlenceli bir şekilde “Kabul etmeliyim ki X (senin adın) hayatımda tanıdığım en çılgın insan, onunla birlikte olduğun her an yeni sürprizlere hazır olmalısın, ama Allah için, ayakkabı seçimi berbat. Şu ayağındakilere bir baksana, sahilde gezmeye çıkmış sanki” gibi bir şey diyor. Sen de gülümseyerek “Her an sahile gidebilirim de, hazırlıklı olmak gerek” diyerek cevap veriyorsun.

    Şimdi bu kısa diyalog süresinde olup biteni bir inceleyelim:

    1- Arkadaşın kıza senin son derece maceracı biri olduğun mesajını verdi.

    2- Kızın aklına seninle birlikte olarak sürprizlerle dolu bir hayat yaşama fikrini soktu.

    3- Ayakkabı seçimine takılarak seni övüyor gibi görünmekten kurtuldu, aslında seninle ilgili bir eleştiri yapmak amacıyla konuşuyor havası yarattı. Bu noktada kız onun senin maceracı kişiliğin hakkındaki iddiasını sorgulamak yerine ayakkabı seçiminle ilgilenmek durumunda.

    4- Verdiğin yanıtla sürprizlerle dolu bir tarzın olduğu fikrini besledin.

    5- Eğlenceli bir konuşma ortamı yarattınız.

    6- Eleştirilere karşı alıngan olmayan bir karakterin olduğunun ipuçlarını verdin.

    Bu senaryoyu uygularken gerçekten çirkin ayakkabılar giymemen gerektiğini söylememe gerek yok herhalde.

    Tabi bu sadece BİR örnekti. Vermek istediğin mesajları önceden düşündüğün sürece kıza bir çok başka mesaj daha verebilirsin. Mesela ilk yurt dışında yaşamaya başladığım zamanlar yeni bir kızla tanıştığımda arkadaşlarım “Harun serserinin biri. Zaten Türkiye’de de modellik yapıyor derlerdi” Hehe. Tabi bu biraz abartı bir söyleyiş biçimiydi ama kızlar model olduğumu duyduklarında genel olarak bana farklı yaklaşıyorlardı. Yanında güvenip bu konuları açabildiğin bir arkadaşın olduğu sürece bu gayet etkili bir tekniktir. Uygula ve gör :).

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.


    14 Mart 2010 Merhaba Xxx, davranışlarınla onu kendinden uzaklaştırıyor musun?

    Merhaba Xxx,

    Sosyal ilişkilerde önemli bir kural vardır: Karşılıklılık kuralı. Bugün bu kuraldan biraz bahsedeceğiz.

    Eğer biri bizim hiçbir önerimizi kabul etmiyorsa, tüm ikramlarımızı geri çeviriyosa, biz de onun tekliflerine karşı isteksiz oluruz. Teklif ettiğimiz bir şeyi kabul eden biriyle ise aramızda karşılıklı bir iyi niyet ve alış-veriş kapısı açılır. Bu kuralı destekleyen bir de nezaket kuralı vardır: Sunulan bir şeyi geri çevirmek kabalık olarak algılanır. Örneğin misafirlikte sana ikram edilenleri reddetmek, ev sahibine karşı kabalık olarak görülür.

    Bu basit gerçek, sunulan bir şeyi reddedersek iyi niyet kapısının kapalı kalmasına neden olacağımız sonucunu doğuruyor ki, pratikte de bunu çok rahat gözlemleyebilirsin. Yeni tanıştığın birinin tüm teklif ve ikramlarını reddet, yeni tanıştığın başka birinin tekliflerine karşı ise daha olumlu karşılık ver. Sonuçta birinci kişinin sana karşı daha soğuk davranmaya başladığını, ikinci kişininse sana daha da yaklaştığını göreceksin. Ben bunları zamanında bir çok kez test ettim ve her seferinde aynı sonuca ulaştım.

    Bu durumda, hoşlandığın kız eğer sana bir ikramda bulunuyorsa, örneğin elindeki açık bir paket bisküviyi sana doğru uzatıyorsa, reddetme, mutlaka bir-iki bisküvi al. Eğer bir yere gitmeyi öneriyorsa, kabul et. Bu senin sosyal olarak etkileşimde olmanı sağlamanın ötesinde, onunla aynı zevkleri ve bakış açılarını paylaştığını, yani ortak yönleriniz olduğunu gösterecektir.

    Dikkat etmen gereken şey, bu davranışı abartmamaktır. Verilen her şeyi alıp her öneriyi kabul edersen, kendi karakterini ortaya koyamayan koyun modeli değersiz ve kişiliksiz biri olarak algılanırsın.

    Tabi bu hayata pozitif bakan mutlu biri olman konusuyla da birleşiyor. Herşeye “Hayır hayır istemem. Yok almıyım. Kalsın” bakış açısıyla yaklaşan birinin yanında çok fazla insan takılmak istemez. Dolayısıyla tekliflere açık olman karşı tarafın seni olumlu gözlerle görmesine de neden olur.

    Bugünkü tekniği kısaca toparlamak gerekirse: Özellikle ilk yakınlaşma sürecinde her dediğine evet dememek kaydıyla kızın tekliflerine olumlu yaklaş.


    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    18 Mart 2010 Merhaba Xxx, parantez tekniği...‏

    Merhaba Xxx,

    Şimdi sana terapi ve bireysel danışmanlık uygulamalarında “Parantez Tekniği” adıyla bilinen bir teknik öğreteceğim.

    Bu teknik aslında çok daha karmaşık olan bir tekniğin basit hali.

    Yapacağın şey çok basit. Bir kızla konuşuyorsun. Laf lafı açıyor ve sonunda ayrılık vakti geliyor.

    Şimdi yapacağın, konuşmanın en başında ilk açtığın konuya geri dönerek konuşmayı bağlamak. Diyelim ki, konuşmanın başında karşındaki kızın matematik dersleri verdiğini öğrendin. Konuşmayı bitirmeye karar verdiğinde “Neyse... O zaman, matematikte özel hoca aradığmda ilk olarak seni arıycam. Numaran neydi?” diyorsun.

    Bu tekniği kullanmaya başladığında, tüm konuşmanızın anlamlı bir şekilde bağlandığını ve konuşmayı yönetenin sen olduğunu fark edeceksin.

    Özellikle bir kızla ilk tanıştığında konuşmayı bu şekilde bağlaman kızın kafasında, alışverişte yardım ettiğim çocuk, ayakkabı seçimime takılan çocuk gibi kategorilerde yer almanı sağlar ve bu da onun üzerinde her gün sohbet ettiği sıradan adamlardan farklı bir etki bırakmana yardımcı olur.

    İleride, bu tekniğin çok daha kapsamlı halini de öğreteceğim, ama şimdilik bu basit halini oturtmaya bak.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.


    21 Mart 2010 Merhaba Xxx, sana hayranlıkla bakmasını nasıl sağlarsın?‏

    Merhaba Xxx,

    Çoğumuz etkilemek istediğimiz bir kızın yanındayken genellikle “karizmayı çizdirmemek” için her durumda “kuyruğu dik tutmaya” çalışırız. Hatalarımızı kabul etmek istemeyiz, çünkü bunun bizi zayıf göstereceğini ve kızın bizden uzaklaşmasına neden olacağını düşünürüz.

    Genel olarak doğru olmakla birlikte, bu yaklaşımın tamamen geçerli olmadığını gösteren araştırmalar var.

    Saygı ve hayranlık duyduğun birini düşün. Onun sürekli çuvalladığını ve hata üstüne hata yaptığını görürsen elbette ki ona olan ilgin söner ve onu küçük görmeye başlarsın. Bu nedenle çevrelerindeki insanları etkileri altında bırakan insanlar sürekli yanılan ve özür dilemek zorunda kalan kişiler olarak algılanmaktan kaçınırlar. Ama ya bu “karizmayı koruma” olayını abartırlarsa?

    Şimdi hayranlık duyduğun kişiyi düşün. Onun nadiren de olsa hata yaptığını, ama hata yaptığı zamanlarda hatasını kabul etmek yerine inkar ettiğini, başkalarını suçladığını, yalan söylediğini veya hatasını bir türlü anlayamadığını hayal et. Bu durumda da senin gözünde eski saygınlığını yitirmeye başlar. Benzer olaylar tekrarlandıkça ondan uzaklaşmaya ve hatta ona karşı negatif duygular beslemeye başlarsın.

    Araştırmalar, ara sıra yaptıkları sakarlık ya da hatayı kabul eden insanların çok daha kendiyle barışık, alçakgönüllü ve saygıdeğer algılandıklarını gösteriyor.

    Çıkaracağımız sonuç belli: Sürekli hatalı görünmek kadar sürekli karizma yapmak ve kusursuz imajı vermeye çalışmak da ters tepiyor ve antipatik görünmeye neden oluyor. Dolayısıyla ara sıra, yaptığın bir hatayı geniş yüreklilikle kabul et ve bundan gocunmadığını göster. Kızın gözündeki çekiciliğini artırmak için kolay bir yol, değil mi? Tabii bugüne kadar karizman genel olarak yerlerde süründüyse başka...

    Bu yazıda bahsettiğim özelliği sadece kızlarla değil hayatının diğer alanlarında da oturtmaya başlarsan çok daha saygı duyulan ve gıpta ile bakılan birisine dönüştüğünü göreceksin.

    Bugünlük de bukadar...

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    24 Mart 2010 Merhaba Xxx, seni düşününce heyecanlanmasını nasıl sağlarsın?‏‏

    Merhaba Xxx,

    Bugün ilk öğrendiğimde beni epeyce şaşırtan birşeyi seninle paylaşacağım:

    Bir kızla ilk karşılaştığı yer o kızla neler yaşayacağın konusunda büyük etkiye sahip. Kontrol edilmesi her zaman o kadar kolay olmasa da, karşılaşacağınız yeri seçebilirsen, daha ilk baştan kızın senden etkilenmesini sağlayabilirsin. Nasıl mı? Bunu anlamak için ardında yatan mekanizmayı biraz aydınlatmamız gerekiyor.

    Bir kızın senin hakkında hissettikleri aslında senin yanındayken kendini nasıl hissettiği ile ilgilidir. Yani senin yanındayken sıkılıyorsa seni sıkıcı bulacak, senin yanındayken eğleniyorsa senin eğlenceli olduğunu düşünecektir. Bir adım daha ileri gidersek, eğer seninle birlikteyken heyecan duyuyorsa, seni heyecan verici biri olarak görecektir.

    Yapılan araştırmalara göre, duygusal olarak uyarılmış olduğumuz ortamlarda tanıştığımız kişilerden etkilenmeye daha açığız. Yani yüksek bir köprüde, macera dolu bir tatilde, bir konserde ya da güçlü duygular yaşatacak benzer başka ortamlarda tanışan çiftlerin aralarında çok daha yoğun bir etkileşim oluyor ve bir ilişki yaşama olasılıkları artıyor.

    Keşke şansın olsa da hoşlandığın kızla kendi seçtiğin heyecan verici bir ortamda tanışma fırsatı yakalayabilsen... Bu harika olurdu, ama ne yazık ki çoğu kez bir kızla ilk nerede tanışacağımızı seçme şansımız olmuyor. Sen de muhtemelen zaten tanışmış olduğun bir kızdan hoşlanıyorsun ve onunla tekrar tanışman mümkün değil.

    Evet, ilk tanışmanın nasıl bir ortamda gerçekleştiği önemli, ama umudunu kaybetme, bundan sonrasında da yapabileceklerin var.

    Bundan sonra hoşlandığın kızla birlikte heyecan verici ortamlarda görüşmeye çalış. Özellikle eğer ilişkiniz yeni başlıyorsa, onu mutlaka heyecan verici ve sıradışı bir yere davet et. Eğer heyecan ve coşku yaşamasını sağlayabilirsen, seni yaşadığı tüm güzel duygularla eşleştirecektir. Hele bu ilk buluşmanızsa, seni aklından çıkaramayacağı bir tecrübe yaşatmış olacaksın.

    Bu anlattıklarım istisnası olmayan kurallar değildir ama beğendiğin kızla beraber olmanız ya da uzun yıllar boyunca ona uzaktan bakıp iç çekmen arasındaki farkı yaratabilir. Onun için aklının bir köşesinde bulunsun ve zamanı geldiğinde uygula.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.


    26 Mart 2010 Merhaba Xxx, ona kendisini özel hissettiriyor musun?‏

    Merhaba Xxx,

    Herkes kendisini toplum içinde özel hissetmek ister. Başkaları tarafından önemsenmek ve ilgilenilmek ister. Önemsendiğimizi ve özel olduğumuzu hissettiren kişilere karşı iyi duygular besleriz.

    Sosyal ortamlarda bu kuralın en sık karşımıza çıkan örneği bir kişiye adıyla hitap etme konusu.

    Yeni tanıştığın biri sana adınla hitap ediyorsa, sonraki karşılaşmanızda da adını hatırlayıp kullanıyorsa, seni önemsediğini hissedersin ve aynı şekilde karşılık verme istekliliği duyarsın. Tam tersi, eğer bir süredir tanıdığın biri bir türlü adını öğrenemediyse, onun gözünde bir değerin olmadığını düşünür ve onunla daha az görüşmek istersin.

    Bir kızla tanıştığında da, onun adına dikkat eder ve konuşmanız süresince ara sıra kullanırsan, aranızda daha güçlü bir iletişim ve daha iyi bir ilişki oluşmaya başlar.

    Adımız, çocukluğumuzdan itibaren tepki vermeye şartlandığımız en özel şeydir. Usta eğitimciler sınıfta dikkati dağılan ve konuyu takip etmeyen öğrencileri sadece adlarını kullanarak tekrar konuya çekebileceklerini bilirler. Benzer şekilde, bir kişiye adıyla hitap ederek konuşmak, onun ilgisini canlı tutmak için son derece etkili bir yoldur.

    Bir kızın adını sadece onunla konuşurken kullanmak zorunda değilsin. Onun da bulunduğu bir topluluk içinde de ara sıra diğer kişilere onunla ilgili bir şeyler söyleyerek kızın ilgisini kendi üzerine çekebilirsin.

    Bu önemli bir konu, fakat kızın senden etkilenmesi için tek başına yeterli olmayacağını unutma. Kızın senden hoşlanması için gerekli adımları öğren ve uygula, bu arada ona adıyla hitap etmeyi de ihmal etme.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    30 Mart 2010 Merhaba Xxx, gerçekten önemli bir teknik...‏

    Merhaba Xxx,

    Umarım yazılardan hem keyif alıyor hem de faydalanıyorsundur. Bugün en az diğerleri kadar önemli bir konudan bahsedeceğiz.

    Diyelim ki yeni tanıştığın bir kızdan hoşlandın. Eğer temel iletişim becerilerini biliyor ve kullanıyorsan, keyifli bir tanışma ortamı yaratmış olduğunu varsayabiliriz. Peki, o kızla tekrar karşılaştığında ya da telefonla ilk konuşmanızda nelere dikkat etmelisin?

    İkinci karşılaşma genellikle ilk tanışmadaki etkinin rastlantı mı yoksa gerçek mi olduğunun netleştiği ortamdır. Yani kız ilk tanışmada senin hakkında edindiği izlenimin doğru olup olmadığını görür. İlk tanışmada özellikle iyi bir etki bıraktıysan, ikinci görüşmede bu etkiyi sürdürmen gerekir.

    Bunun için şimdi sana çok basit bir teknik anlatacağım. Yapacağın şey ilk tanışma sürecinde aranızda geçen en etkileyici, eğlenceli, esprili konuyu aklına not etmek. Eğer başkalarının bilmediği ortak bir ilgi alanı keşfettiyseniz bu olabilir. Ya da yaptığın bir espriye çok güldüyse bunu kullanabilirsin.

    İlk karşılaşmanız sonrasında ayrılır ayrılmaz daha sonra hatırlatıcı olarak kullanmak üzere o konuşmanın en işe yarar kısmını seç; bu daha sonra seni nasıl hatırlamasını istediğini gösteren bölüm. Sonrasında, onunla ikinci karşılaşmanızda, telefon konuşmanızda ya da mesajlaşmanızda bu hatırlatıcı ile giriş yapacaksın.

    Örneğin ilk konuşmanızda ikinizin de Atina’ya gitmeyi çok istediğiniz ortaya çıktı. İkinci karşılaşmanızda “Atina’dan geliyorum... İnanılmaz keyifli bir tatildi. Sana kart yazacaktım, ama kıyamadım... Şaka, şaka. Hala birinin birlikte Atina’ya gitmeyi teklif etmesini bekliyorum” gibi bir şeyler söyleyerek ortak noktanızı hatırlatabilirsin. Diyelim ki ilk konuşmanızda aranızda “göle maya çalmak”la ilgili bir espri geçti ve çok güldünüz. İkinci karşılaşmada “Ben kaşığı getirdim, yoğurt getirmeyi unutmadın umarım” gibi bir şey diyebilirsin. Ya da ilk önceki konuşmanızda ikinizi de etkileyen bir müzikalden bahsettiyseniz, ikinci karşılaşmanızda “Seninle konuştuğumuzdan beri her gün o CD’yi dinliyorum. Tüylerim diken diken oluyor” diyerek o konuyu hatırlatabilirsin. Böyle bir hatırlatma, senin de onunla yaptığınız konuşmayı unutmadığını gösteriyor.

    Eğer bir kızla tanıştıktan sonraki ilk temasınız telefonla ya da internet üzerinden olacaksa, bu hatırlatma hamlesi çok daha önemli. Yabancılık çekmeden, tutuk bir iletişim kurma çabası olmadan hızlı bir şekilde adapte olmayı sağlıyor.

    Bu şekilde bir hatırlatıcı kullandığında, önceki konuşmada kat ettiğiniz yolu iki yabancı gibi yeniden kat etmeniz gerekmiyor. İlk konuşmanızda onun üzerinde yarattığın etkiyi hızlı bir şekilde yeniden oluşturmuş oluryorsun. Bu şekilde girişler “Merhaba, nasılsın?”dan çok daha etkilidirler, çünkü karşı tarafla oluşturduğun bağı kaldığın yerden devam ettirmene olanak sağlarlar.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Harun D.

    Arkadaşlar 6 MART 2010 'dan itibaren yazılanlar 25 Ağustos 2011 günü güncellenmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi skyfor -- 25 Ağustos 2011; 23:38:24 >







  • Mail grubuna üye olmak içinwww.sosyalbeceriler.com'a girebilirsiniz ben mailleri yine burada paylaşacağım gelen mail üzerine tartışalım şurası doğru şurası yanlış diye
  • ben kitaplarınıda aldım okudum uyguladım %100 sonuç verdiğini söyleyebilirim :) sadece kızlar konusuda değil hayata bakış açınızı kendinize güveninizi vs herseyinizi değiştiriyo.www.sosyalbeceriler.com girin üye olun pişman olmazsınız...
  • Buyrun arkadaşlar şimdiye kadar harun d. den aldığım tüm mailleri yayınlıyorum

    Merhaba,
    Şimdi çoğu kişinin yaptığı ve bugünün konusunu oluşturan meseleye gelelim:

    Eğer bir kızın seninle ilgilenmesini ve elde etmek istediği bir erkek olarak görmesini istiyorsan, bu basit ama son derece önemli gerçeği aklından asla çıkarmamalısın: Ondan başkasını gözü görmeyen biri olduğunu ona hissettirirsen seni çantada keklik olarak görecek ve seni ulaşmaya değer biri olarak düşünmeyecektir.

    Bununla bir kızla yakınlaşırken başka kızlarla da flört etmen gerektiğini söylemeye çalışmıyorum. Yapman gereken, sosyal olarak iletişimde olduğun başka kızların da olduğunu, kızların seninle zaman geçirmekten hoşlandıklarını bilmesini sağlamak.

    Böylece iki önemli sonuç ortaya çıkar: Birincisi, karşı cinsle diyaloğunun iyi olduğu ve kadın ruhunu iyi anladığındır. İkinci sonuç, ona muhtaç olmadığın, başka kızlarla beraber olabileceğin ve seni elden kaçırırsa iyi bir fırsatı tepmiş olacağıdır.

    Acemi erkekler genellikle başka hiçbir kızla hiçbir temasının olmadığını, hayatlarındaki tek şeyin “o” olduğunu ve “o”nu kaybederse kahrolacağını söyleyerek, hoşlandıkları kızın gönlünü kazanacaklarını zannederler. “O”nu ne kadar sevdiğini anlarsa mutlaka sevgisine cevap vereceğini düşünürler. Oysa gördüğün gibi, durum bunun tam tersidir. Eğer hayatında ondan daha değerli bir şey yoksa, ona verebileceğin bir şey yok demektir. Eğer hayatında konuşup görüştüğün hiç kız yoksa, kızlarla aran kötü demektir. Kolay elde edilenin değeri yoktur, kaybetme riski hissetmediği birini kazanmak için kimse fazla istekli olmaz.

    Kısacası, kızlarla iletişim içinde olan bir erkek olduğunu göster, yeter.


    Merhaba,

    Belki biliyorsundur son zamanlarda yeni bir yapılanma içindeyim ve sık sık sana faydalı olacağını düşündüğüm emaillar göndermeyi ve sorularına eskiye göre daha hızlı cevap dönebilmeyi planlıyorum. Bunun için email kutunu 2-3 günde bir benden gelen emaillar için kontrol etmeyi unutma.

    Bugün hoşlandığın kızla ya da genelde kızlarla iletişiminde beğenilen bir erkek olmanla, “Ay o mu? Boşver onu “ diye hakkında konuşulan biri olman arasındaki farkı yaratan faktörlerden birine değineceğiz.

    Benden yardım talep eden erkeklerde sıklıkla karşılaştığım bu hata, kızlarla iletişimlerinde kendilerini fazlasıyla doğrudan konuşarak ifade etmeye kalkmaları. Örneğin kendi kişiliklerinin iyi yönlerini kızın kendisinin fark etmesini sağlamak yerine, kendinden bahsederek “Ben böyleyim, ben şöyleyim” demek, ya da kıza karşı hissettiklerini onun görmesini sağlamak yerine kelimelerle ifade etmek.

    Bu yaklaşımın bazı durumlarda sessizce oturmaktan bile daha kötü sonuçlar verdiğini söyleyebilirim. Eğer “Ben çok akıllı, çekici ve alçakgönüllü biriyimdir” şeklinde konuşuyorsan, senin aptal, itici ve kendini beğenmiş biri olduğunu düşünmeleri doğaldır.

    Bir konuyu kelimelere döktüğümüzde, onun karşımızdaki kişi tarafından şüpheyle karşılanması ve sorgulanması son derece normal, çünkü biz bir iddiada bulunduk ve o da haklı olup olmadığımıza karar vermek durumunda. Oysa aynı konuyu sözle ifade etmek yerine onun gözlemleyebileceği bir şekilde ortaya koyarsak, artık bizim iddiamız olmaktan çıkar, onun kendi gözlemi olur. Bu durumda kendi gözlemine şüpheyle bakması ve sorgulaması saçmadır. Biz ona bir şey söylemedik, o kendisi bu sonuca vardı.

    Bu şekilde davrandığında, harika özelliklere sahip, bir o kadar da alçakgönüllü biri olabilirsin. Üstelik sözle ifade ettiklerini ispatlaman gerekirken, davranışlarınla ifade ettiklerini ispatlaman gerekmez.

    Bunu nasıl yapacağını bir iki örnekle açıklayayım.

    Diyelim ki, arkadaşlarının senin için önemli olduğunu anlatmak istiyorsun. Sence “Arkadaşlarım benim için önemlidir” demen mi daha etkili olur, yoksa yardımına ihtiyacı olan bir arkadaşın için nasıl fedakarlıkta bulunduğunu görmesi mi?
    Ya da, onun fikirlerine önem verdiğini bilmesini istiyorsun. Sence “Senin fikirlerine önem veriyorum” mu demelisin, yoksa önemli bir seçim aşamasındayken ondan aldığın fikri uygulaman mı daha etkili olur?

    Ya da, diyelim ki çevreye karşı duyarlı birisin. Sence “Ben çevreye karşı duyarlı biriyim” cümlesi mi işe yarar, yoksa Greenpeace için aktif olarak çalıştığını görmesi mi?
    Her türlü kişilik özelliğini onun görmesini sağlayacak ortamlar yaratabilirsin. Ona yönelik duygularını da, mantıklı bir sohbet ediyormuş gibi konuşarak anlatmak yerine, onu önemsediğini, ona değer verdiğini hissettirecek davranışlarla göstermen çok daha etkilidir.

    Unutma, kelimelerle ifade edebileceğin her şey ancak laftır!

    Tabi ki halk arasındaki deyişle “ağzı laf yapan” birisi olabilmen, kendini iyi ifade edebilen ve konuşurken kendini dinletebilen biri olman her zaman önemli bir parça. Ama biz burada bir çok şeyi davranışlarınla göstermenin ne kadar etkili olduğundan bahsediyoruz. Bu parçaların her ikisine hakim olduğunda, önemli olanın karşındaki insanın seni istemesi değil, senin onu isteyip istememen olduğu bir duruma geleceksin.

    Evet bugünkü dersimiz bukadar.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar,kendine ve kızlara iyi bak.



    merhaba

    Umarım son günlerde yazdığım yazılardan keyif alıyorsundur. Bugün de bir önceki email kadar önemli olduğunu düşündüğüm bir konudan bahsedeceğiz.

    Özellikle ilk yakınlaşma sürecinde çoğu kişinin düştüğü bir tuzak var. Bir kızdan hoşlandığında onunla birlikte daha fazla zaman geçirmek istersin. Bu çok doğal, ama araştırmalar bu konuda çok dikkatli davranmamız gerektiğini ortaya koyuyor.

    Burada iki farklı mekanizma var.

    Birincisi: İnsanlar sık görüştükleri kişilere karşı yakınlık hissediyorlar.
    İkincisi: İnsanlar birlikte çok fazla zaman geçirdikleri kişilere karşı ilgi ve meraklarını kaybediyorlar.

    Birinci mekanizma, hoşlandığın kızla sık sık aynı ortamda olman gerektiği sonucunu doğuruyor. Böylece, onun birlikteyken rahat olduğu, kendisini yakın hissettiği biri olabilirsin. Tabii ki birlikte geçirdiğiniz zamanlarda keyifli sohbetler edebiliyor ve doğru hamleleri yapıyor olman şartıyla.

    İkinci mekanizma ise, onun sana “doymasına” izin vermemen gerektiğini gösteriyor. Her zaman için tamamen tüketmediği biri olarak kalmalısın.

    Bu iki mekanizmayı dengelemek için, sık görüşmeyi ama görüşmeleri gereğinden fazla uzun tutmamayı tercih etmelisin. Her zaman için ona sende “keşfedilecek yeni bir şeyler” olduğunu düşünme fırsatı vermelisin. Onunla geçirdiğiniz ortak zamanın dışında da bir “sen” olduğunu fark etmesini ve merak etmesini sağlamalısın.

    Bunun en iyi yolu, gerçekten hayatında başka şeylerle de samimi olarak ilgilenmektir.
    Bunun için şimdi oturup hayatında yapmak istediklerin, yapmayı sevdiğin şeyler ve hedeflerin hakkında düşünmeni istiyorum. Kızla durumun ne olursa olsun bu alanların üzerinde düşünüp çalışmaya başlamalısın. Çünkü hayatta hedefleri, meşguliyetleri olmayan insanların diğer insanlara verecek pek bir şeyi yoktur.

    Bunu zamanında kendi hayatımda da gözlemlemiştim. Bizim durumumuz ne çok iyiydi ne de çok kötüydü. Yine de aylak aylak geziyor olsam da karnımın doyduğu sözde “rahat” bir yaşamım vardı. Bu birçok kişi için güzel bir hayat tarzıymış gibi görünebilir, fakat tam da o zamanlarda günleri boş boş geçen, hayatıyla pek bir şey yapmayan bir kişiydim. Aynı dönemde çok zengin arkadaşlarım da buna benzer bir boşluk içindeydiler.

    Burada ilginç olan şeyse durumu nispeten kötü olan arkadaşlarımın hayata sıkı sıkı sarılıyor ve bir şeyler başarmaya çalışıyor olmalarıydı. Bunun sonucunda onlar, hem kısa sürede daha çok şey elde ettiler hem de kendi ayakları üzerinde durur oldular. Bu olay ilk fark ettiğimde kafamı çok kurcalamıştı ve beni sonunda kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek için tamamen aile desteğinden uzaklaşmaya itti. İlk başlarda zor olsa da bu kararın hayatımı düzene sokmak anlamında verdiğim en önemli kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim.
    Unutma, eğer hayatta sahip olduğun tek şey “o kız” ise, ona verecek bir şeyin yok demektir.
    Bunun için hemen seçtiğin alanlar üzerinde çalışmaya başla.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...


    Merhaba

    Umarım keyiflerin yerindedir. Burada yazdıklarım hakkında aklına takılan bir soru ve uyguladıklarınla ilgili başarı hikayelerin olduğunda benimle paylaşmayı sakın unutma.

    Şimdi gelelim bugünün önemli maddesine,

    Bir insanı nasıl hatırladığımız, o kişiyi en son nasıl gördüğümüzle yakından ilgili.
    Son görüşmenizde birlikte çok iyi zaman geçirdiğin bir arkadaşını düşün. Doğal olarak onunla tekrar görüşmek istersin ve yeniden karşılaştığınızda aynı coşkuyu hissedeceğini düşünürsün. Bir de son görüşmelerinizde çok sıkıldığın bir arkadaşını düşün. Bu durumda onunla tekrar görüşmeye istekli olur muydun?

    Bir kızla birlikte geçirdiğin zamanlarda bu konuya dikkat etmelisin. Hoşlandığın bir kızla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın. Görüşmenizin en keyifli anlarını tüketip, artık sıkıntı ve bıkkınlık dışında hiçbir şey kalmayana kadar onun yanından ayrılmazsın, değil mi?

    Oysa bunun sonucu pek de iyi değildir. Bir sonraki görüşmenizde muhtemelen önceki görüşmenin keyifli anlarını yeniden oluşturmak için zoraki bir çaba sarfedeceksin, sonrasında ise heyecanın tükendiği, sıkıntı ve bıkkınlık anlarına geri döneceksiniz. Bu olay tekrarlandıkça, kızın seni düşündüğünde sıkıntı hissetmesi kaçınılmaz.

    Kızla görüşmenizi bir dizi film gibi düşün. Eğer her bölüm keyifli ve heyecanlı bir şekilde bitiyorsa, sonraki bölümü iple çekersin. Her bölümün bitişi, sonraki bölümden nasıl bir beklentin olacağını belirler.

    Eğer kızın seninle görüşmeyi heyecanla beklemesini istiyorsan, her bölümü en heyecanlı yerinde bitirmesini bilmelisin. Konuşmanızın en keyifli, en heyecanlı yerinde, daha sonra kaldığınız yerden devam etmek üzere kalkıp gitmesini öğrenmelisin.

    Tabi sohbetin en keyifli, heyecanlı yerinde kalkabilmen öncelikle dünyanın en sıkıcı adamı olmamanı ve keyifli sohbet edebiliyor olmanı gerektiriyor. :) Eğer mırıldana mırıldana konuşan, konuştuğu zaman karşındakinin “Bitsin de gidelim” dediği bir iletişimciysen önce bunlar üzerinde çalışmalısın. Neyse ki bugüne kadar yardım ettiğim kişilerde bu sorunu 2 temel parçayı hallederek çok kısa süre içinde çözebildiğimizi gördüm. Bu parçalar Politikacı Tekniğininin kapsamlı versiyonlarında mevcut.

    Yukarıda bahsettiğimiz yüksek notada ortamdan ayrılma konusuna tekrar dönersek, benim bu tekniği buluşum kesinlikle teoriler üzerinden ortaya çıkmadı. Kızların nabzını tutmayı iyi bilen birçok erkeği gözlemledim, hepsi bu tekniği biliyor ve uyguluyorlar. Ben de pratikte bunun ne kadar önemli olduğunu kendi tecrübelerimle gördüm.

    Bunun için artık sen de, başlangıçta zor da gelse, zirvedeyken ortamı terk etmeye alışmalısın. Emin ol, böylece onun gözünde çok daha değerli olacaksın.

    Evet bugünlük de bukadar,
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...


    Merhaba

    Bugün sayısız erkeğin saçlarını beyazlatan, stresten doğru düşünmelerine engel olan ve hatalar yapıp sevdikleri kızı tamamen kaybetmelerine neden olan bir durumdan bahsedeceğiz. Bugünkü yazıyı dikkatle oku, gerekirse printle ve tekrar tekrar okuyarak her zaman kendine hatırlat.
     
    Kızlar, özellikle biraz oyuncu olan ve sana az çok ilgi duyduğu halde kendisini kolay teslim etmeyenler, seni denemeyi severler. Evet, seni oynatmayı, zorladıklarında nasıl davranacağını görmeyi severler.
     
    Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, özellikle sana karşı ilgisi fazla olmayan bir kız için geçerli. Bu tip bir kızın seni denemesinin nedeni, öncelikle kendi egosunu tatmin etmektir. Seninle ilgili ciddi planları yoktur, ama önce sana umut verip sonra uzaklaşarak çırpınışını seyretmek ister.
     
    İkinci durumdaysa, kız seninle gerçekten ilgilenmektedir ve senin ona karşı duygularını anlamak için dener seni. Gene, kendisini geri çektiğinde (ya da bir başkasına yakınlaştığında) senin çırpındığını görmeye can atar. Böylece onun kölesi olacağını bilir.
     
    Ne yazık ki bu iki durum da erkeğin ezik olduğu bir ilişkiye yöneliktir. Kızın erkeği parmağında oynattığı bir ilişki, erkeğin özsaygısını içermeyen bir ilişkidir. Biz gayet iyi biliyoruz ki, güzel ve dengeli bir ilişki her iki tarafın da özsaygısını barındırmalıdır.
     
    Bunun için, her iki örnekte de yapacağın şey aynı: Oltaya gelme!
     
    Bir kız seni deniyorsa, duruşunu hiçbir şekilde değiştirmemelisin. Oyunu kaybetmeyeceğin tek bir formül var ve bu bakış açısını hep korumalısın: Birbirinizden uzaklaşırsanız bu onun kaybı olur. Eğer panikle ya da alınganlıkla davranmak yerine, vazgeçmek istemeyeceği etkileyici bir erkek olduğunu fark ettirme yoluna gidersen, kontrolü kaybetmemiş olursun.
     
    Biliyorsun, bunun için de ‘Primer Çekicilik Faktörü’ne ve ‘Politikacı Tekniği’ne ihtiyacın olacak.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...



    Merhaba ,
     
    Bugünkü yazımız neredeyse kimsenin bilmediği ve doğru şekilde kullanıldığında çok etkili olan bir teknikle ilgili.
     
    Hepimiz diğer insanların gözündeki imajımızı korumak isteriz. Örneğin biri “sana güveniyorum” diyerek bir sır verdiyse, bu güveni yıkmamak için elimizden geleni yaparız. İşte bu durumu bir kızın senin istediğin gibi davranmasını sağlamak için kullanabilirsin.
     
    Bir süredir tanıdığın bir kızla birlikteysen, ona bir teklifte bulunmadan önce “Biliyor musun, sen tüm tanıdıklarım arasında insanı yarıyolda bırakmayacağını bildiğim birkaç kişiden birisin” diyebilirsin. Bunu doğal bir konuşmanın içinde geçirmen iyi olur. Böylece ona koruması gereken bir imaj vermiş oldun. Hemen sonraki cümlede bir istekte bulunursan fazla dikkat çekici olur, ama başka bir konuda biraz lafladıktan sonra ondan isteyeceğin herhangi bir şeyi reddetmesi çok zor olacaktır.
     
    Eğer kızla daha yeni tanıştıysan, “Ankaralı kızlar genelde sıkıcı ve somurtkan oluyorlar, ama sen yeni şeyler yaşamaya açık birine benziyorsun. Eğlenmeyi seversin, değil mi?” diyebilirsin. Eğer onu gerçekten rahatsız edecek bir davranışta bulunmamışsan sana “Hayır, eğlenmeyi sevmem, sıkıcı biriyimdir” deme ihtimali yok. Sonrasında “Hadi arabaya atlayıp Reina’ya gidelim, harika kokteyller yapıyorlar” gibi bir teklifte bulun, tutarlı olmak ve kendisini ispat etmek için teklifini kabul etme ihtimali çok yüksek olacaktır. Tabii gerçekten yapamayacağı bir şey isteyip şansını zorlamaman gerektiğini söylememe gerek yok.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...
    Harun D.

    Merhaba
     
    Şimdi sana kızla tanışma anında kullanabileceğin ve daha ilk anda çarpıcı bir etki bırakmanı sağlayacak çok özel bir teknikten bahsedeceğim. Biliyorsun, normalde biriyle tanışırken karşılıklı olarak isimlerimizi söyler, kısaca el sıkışır ve “memnun oldum” gibi bir şeyler deriz.
     
    Bu otomatik bir süreçtir ve pek değişmez. Çoğu kişinin bilmediği şeyse bu kısacık önemsiz gibi görünen anın bir-iki değişiklikle sıradışı bir tanışmaya çevrilebileceğidir.
     
    Tam olarak yapacağın şu: Karşılıklı olarak isimlerinizi söylerken elini uzatıp kızın elini sıkacaksın. Buraya kadar her şey normal. Ama el sıkışma süresinin bittiğini hissettiğin anda kızın elini hemen bırakmak yerine 2-3 saniye kadar daha elini tutmaya devam edeceksin ve bu sırada keyifli bir şekilde gözlerinin içine bakacaksın. Sonra hafifçe gülümseyerek, sakince “memnun oldum” diyeceksin.
     
    Onun elini yavaşça havada bırakıp gözlerini başka tarafa çevirerek daha enerjik bir konuşma tarzıyla ilgisiz birkaç şey söyleyerek tanışmayı kapatacaksın (yanınızda başka biri varsa kısaca ona dönüp bir şeyler söyleyebilirsin).
     
    Sıradan bir el sıkışmanın süresi bellidir ve farkında olmasak da aslında hepimiz bunu biliriz. Bu süre boyunca el teması sadece sosyal bir temastır. Bu süre dolduktan sonraki birkaç saniye devam ettirdiğin el teması ise artık sosyal bir temas olmaktan çıkar ve özel bir temas olmaya başlar. Gözlerinin içine bakman özgüvenini gösterir ve teması daha da özel kılar. “Memnun oldum” derkenki sakin ses tonun da aynı etkiyi güçlendirir. Tüm bunların dikkat çekecek derecede abartılı olmaması çok önemli, yoksa kasıtlı ve tuhaf bir hamle olarak algılanabilir. Sonrasında göz temasını kırarak sıradan bir konuşmaya geçmen de, kızın aslında her şeyin normal olduğunu, aranızdaki özel temasın kendi algısından başka bir şey olmadığını düşünmesini sağlar. Onu etkiledin bile!...
     
    Sonrasında tekrar onunla göz teması kurarak konuşmaya devam edebilirsin.
     
    Bu tekniği gerektiğinde en iyi şekilde kullanabilmek için tek başınayken biraz prova etmeni öneririm. Ne kadar etkili olduğunu sen de hissedeceksin. Emin ol, bu tekniği bilen dünyadaki birkaç kişiden birisin...
     
    Eğer bugün öğrendiğine benzer teknikler, sevdiğin kızın sevgine karşılık vermesini sağlayacak adımlar ve kızların hoşlandığı kişiye dönüşmeni sağlayacak egzersizlerin olduğu kaynaklarıma ulaşmak istersen adresine gitmeni öneririm.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!


     
    Merhaba ,
     
    Bugün bir kızın seni istemesinde önemli etkisi olan bir konuya değinmek istiyorum.
     
    Hafta sonu sinemaya gitmeyi planladığını varsayalım. Doğal olarak gidebileceğin pek çok film olacaktır. Eğer seçeneklerinden birinin, zevkine güvendiğin arkadaşlarının beğendiği bir film olduğunu biliyorsan, o filmi seçme ihtimalin çok yükselir. Hele çevremizdeki herkes o filmden bahsediyorsa, başka bir filme gitmeyi düşünmezsin bile. “Toplumsal Onay” olarak bilininen bu mekanizma, aslında günlük hayatımızın her noktasındaki seçimlerimizi belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
     
    Aynı şey, hoşlandığın kızın seninle ilgilenmesi noktasında da kritik önem taşıyor. Bir kız eğer yakın çevresindeki kızlar senin “etkileyici ve çekici” olduğunu düşünüyorlarsa , seni büyük ihtimalle “etkileyici ve çekici” bulacaktır. Tam tersi, eğer çevresindeki kızlar seni “mıymıy sünepenin teki” olarak görüyorlarsa, kızın senin hakkında olumlu duygular beslemesi hemen hemen imkansızdır.
     
    Bu gerçeğin ardında iki temel düşünce yer alıyor. Birincisi; “Diğer kızlar onda çekici bir şeyler buluyorlarsa muhtemelen haklıdırlar, onu itici buluyorlarsa da bildikleri bir şeyler mutlaka vardır” düşüncesi. İkincisi; her kız birlikte olduğu erkeğin çevresindekiler tarafından onaylanmasını ve beğenilmesini ister, “O adamda ne buluyorsun ALLAHaşkına” şeklinde tepkiler almaktan rahatsız olur.
     
    Dolayısıyla bir kızın seni yanında istemesi için, özellikle ona referans olabilecek yakın çevresindeki diğer kızların da seni sevmesinde ve çekici biri olduğunu düşünmeleri önemli. Bunun için Primer Çekicilik Faktörü’nü kullanman gerekiyor. Ayrıca konuşma tekniklerini de çalışmanda yarar var.
     
    Her zamanki gibi, abartıya kaçmamaya özen göstermelisin; kızın en yakın arkadaşını kendine aşık etmek ya da tavlamaya çalışmak ölümcül bir hata olabilir. Sadece senin hakkında “harika biri, etkileyici ve güçlü bir özgüveni var” demelerini sağlayacaksın.
     
    Kitapta öğreneceklerin, kitabın örnek sayfaları ve satın alma bilgisinin olduğu sayfaya
    adresinden hemen ulaşabilirsin.


    Merhaba ,
     
    Bir kızın aklında yer etmek, yanında değilken de seni düşünmesini sağlamak için yapabileceğin basit şeylerden biri de, ona seni hatırlatacak bir şey vermektir.
     
    Aslında bu teknik, iş dünyasında yoğun olarak kullanılıyor. Firmaların bayram ve yılbaşı gibi günleri bahane ederek müşterilerine gönderdikleri eşantiyonlar, genellikle onu alan kişilerin sürekli olarak gözlerinin önünde bulunduracakları ve sık kullanacakları bir obje olarak seçilirler. Güzel bir kalem, masa üstünde yer alacak bir kalemlik ya da bir takvim, bir bardak, hesap makinesi, mousepad, pratik bir su ısıtıcı veya aynı amaca hizmet edebilecek herhangi bir şey.
     
    Tabii ki bu objenin üzerinde firma logosu bulunuyor, böylece eşantiyonu kullanan kişi sürekli olarak firmayı hatırlayacak.
     
    İş dünyasındaki en basit hatırlatma objesi kartvizitlerdir. Birlikte iş yapmanın iyi olacağı fikrini oluşturup kartvizitini verdiğinde, kişinin cüzdanına kendini hatırlatacak bir şey koymuş olursun.
    Kız-erkek ilişkilerinde de hatırlatıcıların önemli yeri vardır; hediye edilen yüzükler, kolyeler vs taraflar ayrı yerlerdeyken de birbirlerini akıllarından çıkarmamalarını sağlamaya yöneliktir.
    İşin güzel tarafı, bir kıza kendini hatırlatmak için ille de yüzük ya da kolye hediye etmen gerekmez. Zaten daha yeni yakınlaşmakta olduğun ve aranızda adı konmuş bir ilişki olmayan bir kıza yüzük vermen muhtemelen ortalığı karıştırırdı.
     
    Diyelim ki bir arkadaş ortamında bir nedenle kalemini kullandı. Yapacağın şey, önemsemez ve anlam yüklemez bir şekilde “Sende kalsın, aynısından bir tane daha var” diyerek başka bir şeyle ilgilenmeye başlamak. Ya da cebinde hazır bulundurduğu örme bilekliği masaya koyup “Bir ara el ürünlerine sarmıştım. Nasıl sence?” de, en azından nezaket gereği hoş bir şeyler söyleyecektir, “Bu elimdeki sonuncusu, hepsini dağıttım. Hediyem olsun, beni hatırlarsın” gibi bir şeyler söyleyerek ona ver.
     
    Tüm yapman gereken ona vermenin doğal olacağı bir şeyler bulundurmak ve fırsat yaratmak. Bunun için yaratıcılığını kullan ve ona seni hatırlatacak ne verebileceğini düşünmeye başla. Seçeceğin obje için kriterlerin:
     
    1- Çok anlamlı bir hediye olmasın, yoksa özel bir ilişki baskısı oluşturur.2- Kolayca taşınabilsin ve kullanması keyifli olsun.
    3- Uzun ömürlü olması iyi olur.
    4- Sıradan olmasın, karakteristik bir özelliği olmasına dikkat et.
    5- Aynısından başkalarında olmasın.
    6- Onun tarzına aykırı, kullanmayacağı bir obje seçme.
    7- Vereceğin objeyi kafasında seninle eşleştireceği bir ortam oluştur.
    8- Reddetmeyeceği bir şekilde davran ve rahat bir tavırla ver.

    Bu kriterlerden 1 numaralı olan hariç adı konmuş bir ilişki için de aynen geçerlidir.
    Bugünkü tekniği daha önceki günlerde öğrendiğin tekniklerle kullanırsan daha da etkili olacaklardır.

    Bu arada eğer sen de sevdiğin kızdan sevgine karşılık alamadığın için bana email gönderen kişilerden biriysen “Sevdiğin Kızı geri Kazanmanın Adımları”na hemen göz atmanı öneririm. Bir çok kişi kitaptaki formülü uygulayarak aşık oldukları ve “Arkadaş Kalalım” diyen kızın kendilerinden hoşlanmasını ve beraber olmak istemesini sağladılar.

    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!

    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Merhaba ,
     
    Bugün gayet basit ama etkili bir teknikten bahsetmek istiyorum.
     
    Arkadaş ya da sevgili, birbirine yakın olan insanların takma isimlerle birbirlerine hitap etmeleri sık karşılaşılan bir durumdur. Takma isim kullanmaları, aralarında samimi bir ilişki olduğunu ve paylaştıkları ortak bir geçmişe sahip olduklarını gösterir.
     
    Bu durumda, “Tüh be, benim o kızla ortak bir geçmişim yok. Onunla takma isim kullanacak kadar samimi olmak isterdim, ama ne yazık ki o kadar yakın değiliz” diyebilirsin. Ya da daha çok işe yarayacak bir şey yapmak istersen, yazdıklarımı dikkatle okuyup uygulayabilirsin:
     
    Bir kıza isim takmak için ille de onunla yıllar geçirmen gerekmez. Aslında ben çoğu zaman, ilgimi çeken bir kızla tanıştığımda daha ilk görüşmede ona bir isim takmayı tercih ederim. Böylece daha ilk görüşmede “aramızda” başkalarının karışmadığı “özel” bir iletişim kanalı açılmış oluyor.
     
    Tabii bir kıza isim takarken dikkat etmen gereken bazı şeyler var:
     
    Birinci kural; onu rencide etmeyecek ve topluluk içinde rahatsız olmasına neden olmayacak bir isim bulmalısın. Burada tamamen “efendi” bir isim seçmen gerektiğini söylemiyorum, aslında seçtiğin isimle kıza biraz “takılman”, onu hafif de olsa bir tepki vermeye zorlaman daha iyi sonuç veriyor. İdeali, aranızdaki etkileşimin izin verdiği sınırlarda bir isim kullanmaktır. Ben sevimli ve sempatik isimler kullanmayı tercih ediyorum, bu tarz isimler kızın kendisini daha sevimli ve sempatik hissetmesine ve dolayısıyla öyle davranmasına neden oluyor.
     
    Diğer bir kural, bu ismin onun ayırdedici özelliklerinden birini vurgulamasıdır. Seçtiğin ismin kendisini tanımladığı konusunda bir şüphesi olmamalı, “Bana neden böyle hitap ediyor ki, bu isim Hande’ye daha çok yakışırdı” diye düşünmemeli.
     
    Bir diğer kural, ismi ilk kez kullanmadan önce neden o ismi taktığını anlaşılır kılacak bir konuşma geçmesi iyi olur. Damdan düşer gibi takma isim kullanmaya başlama, konuştuğunuz bir konudan isim çıkar. Böylece gerçekten size özel, paylaşılmış bir geçmişle bağlantılı olur.
    Dikkat etmen gereken bir diğer nokta, ismi ilk kez kullanırken keyifli ve eğlenceli bir havada olmanızdır. Bu hem kendisine isim takmana tepki göstermesi riskini ortadan kaldırır, hem de sonrasında kullandığında hoş şeyler çağrıştırır.
     
    Son kural, ismi sahiplenerek yaymaktır. Yani artık onun takma ismini her karşılaşmanızda kullanmaya ve çevresindekilerin de bunun aranızda özel bir şey olduğunu bilmelerini sağlamaya başlamalısın. Böylece başkaları da aranızdaki ilişkiye karışamayacaklarını düşünürler.
    Birkaç örnek vereyim: Kızın tipine göre çilli, tavşan kız, pıtırcık, cimcime... Davranışlarına göre uykucu, hanımağa, tatlı cadı, kelebek... gibi.
     
    Artık sen de isim takmaya hazırsın. Kızla sohbet et, dikkatini onu tanımlayacak sempatik özelliklerine ver ve yaratıcılığını kullan... Bu kadar basit.
    Eğer bugün öğrendiğine benzer teknikler, sevdiğin kızın sevgine karşılık vermesini sağlayacak adımlar ve kızların hoşlandığı kişiye dönüşmeni sağlayacak egzersizlerin olduğu kaynaklarıma ulaşmak istersen adresine gitmeni öneririm.
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Merhaba,
     
    Sosyal ilişkilerde önemli bir kural vardır: Karşılıklılık kuralı. Bugün bu kuraldan biraz bahsedeceğiz.
     
    Eğer biri bizim hiçbir önerimizi kabul etmiyorsa, tüm ikramlarımızı geri çeviriyosa, biz de onun tekliflerine karşı isteksiz oluruz. Teklif ettiğimiz bir şeyi kabul eden biriyle ise aramızda karşılıklı bir iyi niyet ve alış-veriş kapısı açılır. Bu kuralı destekleyen bir de nezaket kuralı vardır: Sunulan bir şeyi geri çevirmek kabalık olarak algılanır. Örneğin misafirlikte sana ikram edilenleri reddetmek, ev sahibine karşı kabalık olarak görülür.
     
    Bu basit gerçek, sunulan bir şeyi reddedersek iyi niyet kapısının kapalı kalmasına neden olacağımız sonucunu doğuruyor ki, pratikte de bunu çok rahat gözlemleyebilirsin. Yeni tanıştığın birinin tüm teklif ve ikramlarını reddet, yeni tanıştığın başka birinin tekliflerine karşı ise daha olumlu karşılık ver. Sonuçta birinci kişinin sana karşı daha soğuk davranmaya başladığını, ikinci kişininse sana daha da yaklaştığını göreceksin. Ben bunları zamanında bir çok kez test ettim ve her seferinde aynı sonuca ulaştım.
     
    Bu durumda, hoşlandığın kız eğer sana bir ikramda bulunuyorsa, örneğin elindeki açık bir paket bisküviyi sana doğru uzatıyorsa, reddetme, mutlaka bir-iki bisküvi al. Eğer bir yere gitmeyi öneriyorsa, kabul et. Bu senin sosyal olarak etkileşimde olmanı sağlamanın ötesinde, onunla aynı zevkleri ve bakış açılarını paylaştığını, yani ortak yönleriniz olduğunu gösterecektir.
     
    Dikkat etmen gereken şey, bu davranışı abartmamaktır. Verilen her şeyi alıp her öneriyi kabul edersen, kendi karakterini ortaya koyamayan koyun modeli değersiz ve kişiliksiz biri olarak algılanırsın.
     
    Tabi bu hayata pozitif bakan mutlu biri olman konusuyla da birleşiyor. Herşeye “Hayır hayır istemem. Yok almıyım. Kalsın” bakış açısıyla yaklaşan birinin yanında çok fazla insan takılmak istemez. Dolayısıyla tekliflere açık olman karşı tarafın seni olumlu gözlerle görmesine de neden olur.
     
    Bugünkü tekniği kısaca toparlamak gerekirse: Özellikle ilk yakınlaşma sürecinde her dediğine evet dememek kaydıyla kızın tekliflerine olumlu yaklaş.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Merhaba ,
     
    Şimdi sana terapi ve bireysel danışmanlık uygulamalarında “Parantez Tekniği” adıyla bilinen bir teknik öğreteceğim.
     
    Bu teknik aslında çok daha karmaşık olan bir tekniğin basit hali.
     
    Yapacağın şey çok basit. Bir kızla konuşuyorsun. Laf lafı açıyor ve sonunda ayrılık vakti geliyor.
     
    Şimdi yapacağın, konuşmanın en başında ilk açtığın konuya geri dönerek konuşmayı bağlamak. Diyelim ki, konuşmanın başında karşındaki kızın matematik dersleri verdiğini öğrendin. Konuşmayı bitirmeye karar verdiğinde “Neyse... O zaman, matematikte özel hoca aradığmda ilk olarak seni arıycam. Numaran neydi?” diyorsun.
     
    Bu tekniği kullanmaya başladığında, tüm konuşmanızın anlamlı bir şekilde bağlandığını ve konuşmayı yönetenin sen olduğunu fark edeceksin.
     
    Özellikle bir kızla ilk tanıştığında konuşmayı bu şekilde bağlaman kızın kafasında, alışverişte yardım ettiğim çocuk, ayakkabı seçimime takılan çocuk gibi kategorilerde yer almanı sağlar ve bu da onun üzerinde her gün sohbet ettiği sıradan adamlardan farklı bir etki bırakmana yardımcı olur.
     
    İleride, bu tekniğin çok daha kapsamlı halini de öğreteceğim, ama şimdilik bu basit halini oturtmaya bak.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Merhaba ,
     
    Çoğumuz etkilemek istediğimiz bir kızın yanındayken genellikle “karizmayı çizdirmemek” için her durumda “kuyruğu dik tutmaya” çalışırız. Hatalarımızı kabul etmek istemeyiz, çünkü bunun bizi zayıf göstereceğini ve kızın bizden uzaklaşmasına neden olacağını düşünürüz.
     
    Genel olarak doğru olmakla birlikte, bu yaklaşımın tamamen geçerli olmadığını gösteren araştırmalar var.
    Saygı ve hayranlık duyduğun birini düşün. Onun sürekli çuvalladığını ve hata üstüne hata yaptığını görürsen elbette ki ona olan ilgin söner ve onu küçük görmeye başlarsın. Bu nedenle çevrelerindeki insanları etkileri altında bırakan insanlar sürekli yanılan ve özür dilemek zorunda kalan kişiler olarak algılanmaktan kaçınırlar. Ama ya bu “karizmayı koruma” olayını abartırlarsa?
     
    Şimdi hayranlık duyduğun kişiyi düşün. Onun nadiren de olsa hata yaptığını, ama hata yaptığı zamanlarda hatasını kabul etmek yerine inkar ettiğini, başkalarını suçladığını, yalan söylediğini veya hatasını bir türlü anlayamadığını hayal et. Bu durumda da senin gözünde eski saygınlığını yitirmeye başlar. Benzer olaylar tekrarlandıkça ondan uzaklaşmaya ve hatta ona karşı negatif duygular beslemeye başlarsın.

    Araştırmalar, ara sıra yaptıkları sakarlık ya da hatayı kabul eden insanların çok daha kendiyle barışık, alçakgönüllü ve saygıdeğer algılandıklarını gösteriyor.
     
    Çıkaracağımız sonuç belli: Sürekli hatalı görünmek kadar sürekli karizma yapmak ve kusursuz imajı vermeye çalışmak da ters tepiyor ve antipatik görünmeye neden oluyor. Dolayısıyla ara sıra, yaptığın bir hatayı geniş yüreklilikle kabul et ve bundan gocunmadığını göster. Kızın gözündeki çekiciliğini artırmak için kolay bir yol, değil mi? Tabii bugüne kadar karizman genel olarak yerlerde süründüyse başka...
     
    Bu yazıda bahsettiğim özelliği sadece kızlarla değil hayatının diğer alanlarında da oturtmaya başlarsan çok daha saygı duyulan ve gıpta ile bakılan birisine dönüştüğünü göreceksin.
     
    Bugünlük de bukadar...
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...

    Merhaba ,
     
    Bugün ilk öğrendiğimde beni epeyce şaşırtan birşeyi seninle paylaşacağım:
     
    Bir kızla ilk karşılaştığı yer o kızla neler yaşayacağın konusunda büyük etkiye sahip. Kontrol edilmesi her zaman o kadar kolay olmasa da, karşılaşacağınız yeri seçebilirsen, daha ilk baştan kızın senden etkilenmesini sağlayabilirsin. Nasıl mı? Bunu anlamak için ardında yatan mekanizmayı biraz aydınlatmamız gerekiyor.
     
    Bir kızın senin hakkında hissettikleri aslında senin yanındayken kendini nasıl hissettiği ile ilgilidir. Yani senin yanındayken sıkılıyorsa seni sıkıcı bulacak, senin yanındayken eğleniyorsa senin eğlenceli olduğunu düşünecektir. Bir adım daha ileri gidersek, eğer seninle birlikteyken heyecan duyuyorsa, seni heyecan verici biri olarak görecektir.

    Yapılan araştırmalara göre, duygusal olarak uyarılmış olduğumuz ortamlarda tanıştığımız kişilerden etkilenmeye daha açığız. Yani yüksek bir köprüde, macera dolu bir tatilde, bir konserde ya da güçlü duygular yaşatacak  benzer başka ortamlarda tanışan çiftlerin aralarında çok daha yoğun bir etkileşim oluyor ve bir ilişki yaşama olasılıkları artıyor.
     
    Keşke şansın olsa da hoşlandığın kızla kendi seçtiğin heyecan verici bir ortamda tanışma fırsatı yakalayabilsen... Bu harika olurdu, ama ne yazık ki çoğu kez bir kızla ilk nerede tanışacağımızı seçme şansımız olmuyor. Sen de muhtemelen zaten tanışmış olduğun bir kızdan hoşlanıyorsun ve onunla tekrar tanışman mümkün değil.
     
    Evet, ilk tanışmanın nasıl bir ortamda gerçekleştiği önemli, ama umudunu kaybetme, bundan sonrasında da yapabileceklerin var.
     
    Bundan sonra hoşlandığın kızla birlikte heyecan verici ortamlarda görüşmeye çalış. Özellikle eğer ilişkiniz yeni başlıyorsa, onu mutlaka heyecan verici ve sıradışı bir yere davet et. Eğer heyecan ve coşku yaşamasını sağlayabilirsen, seni yaşadığı tüm güzel duygularla eşleştirecektir. Hele bu ilk buluşmanızsa, seni aklından çıkaramayacağı bir tecrübe yaşatmış olacaksın.
     
    Bu anlattıklarım istisnası olmayan kurallar değildir ama beğendiğin kızla beraber olmanız ya da uzun yıllar boyunca ona uzaktan bakıp iç çekmen arasındaki farkı yaratabilir. Onun için aklının bir köşesinde bulunsun ve zamanı geldiğinde uygula.
     
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...


    Merhaba ,
     
    Umarım yazılardan hem keyif alıyor hem de faydalanıyorsundur. Bugün en az diğerleri kadar önemli bir konudan bahsedeceğiz.
     
    Diyelim ki yeni tanıştığın bir kızdan hoşlandın. Eğer temel iletişim becerilerini biliyor ve kullanıyorsan, keyifli bir tanışma ortamı yaratmış olduğunu varsayabiliriz. Peki, o kızla tekrar karşılaştığında ya da telefonla ilk konuşmanızda nelere dikkat etmelisin?
     
    İkinci karşılaşma genellikle ilk tanışmadaki etkinin rastlantı mı yoksa gerçek mi olduğunun netleştiği ortamdır. Yani kız ilk tanışmada senin hakkında edindiği izlenimin doğru olup olmadığını görür. İlk tanışmada özellikle iyi bir etki bıraktıysan, ikinci görüşmede bu etkiyi sürdürmen gerekir.
     
    Bunun için şimdi sana çok basit bir teknik anlatacağım. Yapacağın şey ilk tanışma sürecinde aranızda geçen en etkileyici, eğlenceli, esprili konuyu aklına not etmek. Eğer başkalarının bilmediği ortak bir ilgi alanı keşfettiyseniz bu olabilir. Ya da yaptığın bir espriye çok güldüyse bunu kullanabilirsin.
     
    İlk karşılaşmanız sonrasında ayrılır ayrılmaz daha sonra hatırlatıcı olarak kullanmak üzere o konuşmanın en işe yarar kısmını seç; bu daha sonra seni nasıl hatırlamasını istediğini gösteren bölüm. Sonrasında, onunla ikinci karşılaşmanızda, telefon konuşmanızda ya da mesajlaşmanızda bu hatırlatıcı ile giriş yapacaksın.
     
    Örneğin ilk konuşmanızda ikinizin de Atina’ya gitmeyi çok istediğiniz ortaya çıktı. İkinci karşılaşmanızda “Atina’dan geliyorum... İnanılmaz keyifli bir tatildi. Sana kart yazacaktım, ama kıyamadım... Şaka, şaka. Hala birinin birlikte Atina’ya gitmeyi teklif etmesini bekliyorum” gibi bir şeyler söyleyerek ortak noktanızı hatırlatabilirsin. Diyelim ki ilk konuşmanızda aranızda “göle maya çalmak”la ilgili bir espri geçti ve çok güldünüz. İkinci karşılaşmada “Ben kaşığı getirdim, yoğurt getirmeyi unutmadın umarım” gibi bir şey diyebilirsin. Ya da ilk önceki konuşmanızda ikinizi de etkileyen bir müzikalden bahsettiyseniz, ikinci karşılaşmanızda “Seninle konuştuğumuzdan beri her gün o CD’yi dinliyorum. Tüylerim diken diken oluyor” diyerek o konuyu hatırlatabilirsin. Böyle bir hatırlatma, senin de onunla yaptığınız konuşmayı unutmadığını gösteriyor.
     
    Eğer bir kızla tanıştıktan sonraki ilk temasınız telefonla ya da internet üzerinden olacaksa, bu hatırlatma hamlesi çok daha önemli. Yabancılık çekmeden, tutuk bir iletişim kurma çabası olmadan hızlı bir şekilde adapte olmayı sağlıyor.
     
    Bu şekilde bir hatırlatıcı kullandığında, önceki konuşmada kat ettiğiniz yolu iki yabancı gibi yeniden kat etmeniz gerekmiyor. İlk konuşmanızda onun üzerinde yarattığın etkiyi hızlı bir şekilde yeniden oluşturmuş oluryorsun. Bu şekilde girişler “Merhaba, nasılsın?”dan çok daha etkilidirler, çünkü karşı tarafla oluşturduğun bağı kaldığın yerden devam ettirmene olanak sağlarlar.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...
    Harun D.


    Merhaba ,
     
    Herkes kendisini toplum içinde özel hissetmek ister. Başkaları tarafından önemsenmek ve ilgilenilmek ister. Önemsendiğimizi ve özel olduğumuzu hissettiren kişilere karşı iyi duygular besleriz.
     
    Sosyal ortamlarda bu kuralın en sık karşımıza çıkan örneği bir kişiye adıyla hitap etme konusu.
     
    Yeni tanıştığın biri sana adınla hitap ediyorsa, sonraki karşılaşmanızda da adını hatırlayıp kullanıyorsa, seni önemsediğini hissedersin ve aynı şekilde karşılık verme istekliliği duyarsın. Tam tersi, eğer bir süredir tanıdığın biri bir türlü adını öğrenemediyse, onun gözünde bir değerin olmadığını düşünür ve onunla daha az görüşmek istersin.
     
    Bir kızla tanıştığında da, onun adına dikkat eder ve konuşmanız süresince ara sıra kullanırsan, aranızda daha güçlü bir iletişim ve daha iyi bir ilişki oluşmaya başlar.
     
    Adımız, çocukluğumuzdan itibaren tepki vermeye şartlandığımız en özel şeydir. Usta eğitimciler sınıfta dikkati dağılan ve konuyu takip etmeyen öğrencileri sadece adlarını kullanarak tekrar konuya çekebileceklerini bilirler. Benzer şekilde, bir kişiye adıyla hitap ederek konuşmak, onun ilgisini canlı tutmak için son derece etkili bir yoldur.
     
    Bir kızın adını sadece onunla konuşurken kullanmak zorunda değilsin. Onun da bulunduğu bir topluluk içinde de ara sıra diğer kişilere onunla ilgili bir şeyler söyleyerek kızın ilgisini kendi üzerine çekebilirsin.

    Bu önemli bir konu, fakat kızın senden etkilenmesi için tek başına yeterli olmayacağını unutma. Kızın senden hoşlanması için gerekli adımları öğren ve uygula, bu arada ona adıyla hitap etmeyi de ihmal etme.
     
    Her zamanki gibi tüm sorularını sitemize kullanıcı adın ve şifren ile giriş yaparak Forum bölümünden sorabilirsin. Tabii ki başarı hikayelerin de varsa bunları herkesle paylaşmak ve onlara da ilham vermekten sakın kaçınma!
     
    Bir sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak...
    Harun D.
     
    www.sosyalbeceriler.com




  • evet arkadaşlar banka havalesi yok sadece ptt havalesi ve kredi kartı ile ödeme var, harun d yi tanımak istiyorsanhttp://www.sosyalbeceriler.com/lokal/ işte sitesi gir ve güzelce yazılanları oku dostum memnun kalıcaksın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: knotaqram34

    Adama para gönderince o da bize bunların pdf formatını mı göneriyor? Sitesine baktıgımda hep kısa kısa acıklamıs herseyi. Tam metinleri parayla satıyor.

    Almaya gerek var mı? İşe yarıyor mu?

    Ek: Bunlar kızla çıkmadan önce yapılması gerekenlere benziyo. Ben hepsini uyguladım3 aylık konusmanın ardından kız bana mesaj bile attı ''seni seviyorum'' diye. Ben de seni seviyorum dedim. Ve cıkmaya basladık.

    Bundan sonra ben kızı hayatımın merkezine koydum,alttan aldım,üstüne düstüm. Ve ayrıldık. Ayrıldıktan sonra da onu unutmak istedigim için her attıgı mesaja cevap atmadım,tersledim,soguk davrandım.

    Kız artık benden tamamen sogudu ve nefret bile ediyo olabilir.

    Şimdi benim yaptıgım bu davranıs dogru mu? Çünkü Harun D. diyor ki onunla arkadas olarak kalmaya devam edin,ısrar etmeyin. Ama ben bu kızla 4 ay cıktım. Birşeyler yasadık. Asık oldum. Şimdi kalkıp da bu kızla arkadas kalamam ki en mantıklısı kızı hayatımdan tamamen cıkarmak,unutmak degil mi?


    neden arkadaş kalmayasın ki ?http://www.uzmantv.com/eski-sevgili-ile-arkadas-kalinmali-mi




  • Beyler sizin için bir fırsat.

    "Sevdiğin Kızı geri Kazanmanın Adımları" 4.90 lira 2 gün kaldı.

    http://www.sosyalbeceriler.com/adimlarbest.html

    Üstelik bu kitabı satan alan kişi 7 gün içinde tüm kitap setini 25 liaraya satın alabiliyor.
  • http://www.hurriyetport.com/news/123/ARTICLE/24360/2010-09-30.html

    şunu da okuyun arkadaşlar faydalı olabilir...saba tümer (bayan gak guk - nefret ediyorum gülmesinden bu yaratığın) e de çıkmıştı bu adam..
  • Bıraz arastırma sonunda polıtıkacı teknıgını ve cok daha fazlasını buldum.Bu yazı kısısel gelısım ıcın oldukca faydalı.Bastan sona okumanızı tavsıye ederım





    Bu sayfadaki yazılar Harun D.'nin grup üyelerine gönderdiği maillerden derlenmiştir.

    Bu Olayın Suçlusu Sen Misin?

    Bir Kızı Etkileyen Asıl Şeyler

    Konuşma Sıkıntısı Çekmemek İçin...

    Sen de Bu Hataları Yapıyor Musun?

    Bir Sene Daha Çöpe Gidecek...

    Niye İstemiyorlar?

    Gözden Kaçan Bir Detay

    Ben Niçin Çok Değerliyim?

    Sadece Arkadaş...

    "Başarılı" Erkeklerin Ortak Özellikleri

    Kızlarla Tanışmaya Hazırlan

    Bu Olayın Suçlusu Sen Misin?

    Görüşmeyeli nerdeyse bir hafta oldu. Bu hafta içinde sana yazmak istedim ama tahmin edebileceğin gibi emaillar aldı başını gitti (1327 tane email şu anda yanıtlamam için bekliyor) ve işin kötüsü bu 1327 kişi muhtemelen onların sorusunu cevaplamadığımı düşünüyor. Açıkçası bu kadar ilgiye alışık değilim ve bu duruma tam olarak nasıl çözüm üreteceğimi bilmiyorum. Ama bana sorularını yollayan herkes grubumuzun bir parçası olduğu için emaillarına cevap da atmak istiyorum. Ayrıca bir çok soru birbirine benziyor. Buradan yola çıkarak bir şeyler düşündüm ve büyük ihtimalle gelecek haftaya bu konuyla alakalı bir çözüm üreteceğim.

    Şimdi sana geçenlerde şahit olduğum bir olaydan bahsedeyim.

    Bir kafede yakın bir arkadaşımı bekliyordum. Gelmesi yarım saat gecikince biraz etraftaki insanları gözlemlemeye karar verdim. Aslında bir sürü ilginç kişi gördüm ama en çok dikkatimi çeken aynı masada oturan bir kızla çocuktu. Bu ikisinin benim ilgimi çekmelerinin nedeni ilk buluşmaları olmasıydı.

    İlk buluşmaları olduğunu nerden biliyordun dersen, cevap çok basit: Kızın yüzünde sıkılmaya başlamış, hafif hayal kırılığına uğramış sessiz bir ifade, çocuğun yüzündeyse panik havası hakimdi. Belli ki ne yapacağından, hangi kelimeleri seçmesi gerektiğinden hiç emin değildi ve kızın da sessizleşmesi onu iyice strese sokmuştu. Bir iki kere daha bir şeyler anlatmaya çalıştı ama dışarıdan bakıldığında bunları kızı kaybetmemek için panicle anlattığı belliydi. Dolayısıyla kız da sahte bir gülüşle ona tepki verip sonra da pek konuşmadı.

    Bu olayı görünce aklıma birden yıllar önceki tutuk, utangaç ve kızlarla konuşurken eli ayağı titreyen Harun geldi.

    Aslına bakarsan ben bu adam kadar dahi rahat değildim.

    HATTA UZAKTAN YAKINDAN ALAKAM YOKTU...

    Çünkü ben kız erkek farketmeden herkesle konuşurken eli ayağı birbirine giren, panikleyen, saçma sapan bir şeyler söyleyen, sesinin çok yüksek çıkmasından korkan(ve daha niceleri) biriydim.

    Hafta içlerim okul, ev, tv, uyku, okul şeklinde geçerdi. Haftasonları da pek arkadaşım olmadığı için genelde evde bir başıma otururdum. Tabii ki her insan gibi ben de hoşlandığım bir kız bulabilmek ve onunla beraber olabilmek istiyordum. Hatta doğrusunu söylemek gerekirse, böyle bir kız da vardı. Adı Melis’ti. Benim gibi utangaç biri için inanılmaz zor olsa da ona açılıp onu sevdiğimi söylemiştim. Ne yazık ki sonucu fiyasko olmuştu. Melis cevap olarak beni sadece arkadaş olarak gördüğünü sevgili olarak göremediğini bana karşı birşey hissetmediğini söylemişti. Bu laflara rağmen ona aşkımdan dolayı uzunca bir süre onun yanında en iyi arkadaşı olarak bulunmaya devam etmiştim.

    Sonunda günün birinde bana geldi ve ne dese beğenirsin: Büyük sınıflardan çocuğun birinden hoşlanıyormuş. Doğal olarak beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

    Maalesef kabusum da gerçek oldu. Melis bu çocukla çıkmaya başladı. Bilmiyorum yaşadın mı ama, bir kıza sırılsıklam aşık olup, onun başkasıyla elele dolaştığına şahit olmak ve buna rağmen iyi arkadaş diye bir kategoride sıkışıp kalmak inanılmaz acı verici ve zor bir şeydir. İşin en berbat tarafı yapabileceğim hiçbir şeyin olmamasıydı.

    BU OLAYDAN SONRA UZUN BİR SÜRE KENDİMİ EVE KAPADIM.

    Haftasonları tek başıma evde oturur, televizyonu ya da bilgisayarı açıp içimdeki bitmek bilmeyen sıkıntı ve çaresizlikten kaçmak için akşama kadar onlarla oyalanırdım.

    Dışarı çıktığım nadir zamanlarda etrafımdaki elele dolaşan mutlu çiftleri görür iç çekerdim. Hatta bazen garip garip adamların yanında melek gibi kızları görüp acıma acı kattığım da olurdu. Nasıl oluyor da, ben yanlızlık ve acı içinde kıvranırken bazı adamlar hoşlandığı (hatta bazen hoşlanmadığı) kızı kendine bağlamayı başarıyordu? Herhalde başka hiçbir soruyu bu sorudan fazla sormamışımdır kendime. Ve tabii ki bir de "Benim neyim eksik? Ben niye böyleyim?" diye soruyordum.

    Doğrusu bütün olanlar için kendimi suçluyordum. Değersiz, işe yaramazın biri olduğuma inanıyordum.

    Şimdi bakınca şunu çok net görüyorum: Olanların hiçbiri benim suçum değildi!

    Bana kızlar konusunda kimse bir şey öğretmemişti ki... Yardım istediğim insanlar bana

    - "Kendin ol yeter"

    - "Kıza ne kadar değer verdiğini göster, onu şaşırt"

    - "Kıza duygularını aç"

    - "Bir şey yapma, olacağı varsa zaten kendiliğinden olur, yoksa olmaz"

    gibi öneriler veriyorlardı. Ne yazık ki bu önerilerin hiçbiri işe yaramıyordu, çünkü aslında ne yapılması gerektiğinden diğer insanların da haberi yoktu (hepsini deneyip ilk elden sonuçlarını görmüştüm).

    İşte bunun için bu konuyu kendim çözmem gerektiğine karar verdim. Maalsef burada teknik bir hata yaptım. Gidip dünyada kız tavlama, baştan çıkarma, iletişim, kişisel gelişim vs. gibi konularla ilgili ne varsa toplamaya ve bulabildiğim her kaynaktan okuyup öğrenmeye başladım. Şimdiki aklımla bakınca bu aslında pek de akıllıca bir şey değilmiş, çünkü çoğu kitabı yazanlar da bu konulara hakim değil.

    Bu süreç birkaç yıl sürdü, fakat ne yazık ki sonuçta gelebildiğim nokta yukarıdaki arkadaşın durumundan pek farklı değildi. Yani bir kızla sohbet edebiliyordum, ama hoşlandığım kızla iletişimimde yine ne yapacağımdan habersizdim ve eğer ki bir buluşma ayarlarsak orada olayı berbat etme konusunda inanılmaz bir başarı grafiğim vardı.

    Artık daha sosyal bir hayatım vardı, ama konu kızlara gelince maalesef yine kaybedenler kulübündeydim.

    TA Kİ ONUNLA TANIŞANA KADAR...

    Amerika'ya geldiğim ilk yıl, soğuk bir kış günü ders çalışmak için bir kafede oturuyordum. Derken içeri bir adam girdi. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum, ama kapıdan girdiği andan itibaren ben dahil herkesin gözü üzerine kaymıştı. İşin ilginci bu adam yakışıklı veya iyi giyimli bir tip kesinlikle değildi. Hatta genç bile değildi! Fakat onda ilginç bir şey vardı. Zaten masaya oturup gelen garson kızla konuşmaya başladığı anda bu daha da netleşti. Kız kendini tutamadan gülüyordu ve ikisi keyifli bir sohbet etmeye başlamışlardı. Tabii bu kafedeki diğer kızlar da adamımızı göz hapsine almıştı. Doğal olarak afalladım. Ne oluyor burada dedim :).

    Ama sonra fark ettim.

    Bu adam kızlarla nasıl konuşacağına ne yapması gerektiğine inanılmaz hakimdi ve herkesden farklı bir hali vardı. Herhalde ne yaptığımı tahmin edebiliyorsundur. Bu fırsatı kaçıramazdım :). Yanına gittim ve gülerek “Burada neler oluyor?” diye sordum. İşin ilginci, beklediğimden çok daha dost canlısı biri çıktı ve bana aslında kendisinin de zamanında çok utangaç biri olduğundan ve tek yapmam gerekenin “her erkeğin doğası gereği içinde olan, kızları sana çekecek gücü uyandırmak” olduğunu söyledi ve ekledi:

    “Maalesef her gün zihnine dışarıdan o kadar yanlış bilgiler sunuluyor ki, içindeki çekici kişilik bu gürültünün içinde kaybolup gidiyor. Onun için senin ihtiyacın senden saklanan bazı önemli bilgileri öğrenip bu enerjiyi ortaya çıkarmak.”

    Sonra bana önemli bir şey anlattı.

    “Bir akarsu düşün. Akarsunun gücü sınırsızdır ve bitmek tükenmek bilmez. Karşısına dağı bile koysan akarsu zamanla bunu aşındıracak güce sahiptir. Fakat insanlar akarsunun enerjisinden faydalanmak için, önüne bir baraj inşa ederler ve onun bu sınırsız gücünü duvarlar arasına hapsederek, enerjisinden faydalanıp onu durağanlaştırırlar. İşte senin durumun da bu. Eğer bu enerji dışındaki şeylere odaklanırsan bu, aynı akarsu gibi kullanılmana ve potansiyelinin yok olmasına neden olur.

    Eğer bu işi öğrenmek istiyorsan al sana kartım. Beni ara. Vaktim olduğu zaman beraber dışarı çıkarız.”

    BÖYLECE HAYATIMIN EN BÜYÜK MACERASI BAŞLAMIŞ OLDU.

    Jack’le neredeyse haftanın her günü dışarı çıkmaya başladık. Kızların olduğu ortamlara gidiyorduk ve Jack kızlarla sohbet etmeye başlıyordu. Sonra beni yanlarına davet ediyordu ve ben de sohbete katılıyordum.

    Zaman geçtikçe bana kızlarla nasıl konuşmaya başlayabileceğimi ve onlarla beraberken ne yapmam gerektiğini de öğretmeye başladı. Tabii ki her şey bir yana ben sadece onunla beraber olmaktan çok şey öğreniyordum. Bir kere bahsettiği bu enerjiyi nasıl ortaya çıkartacağımı anlamaya başlamıştım. Herhalde öğrendiğim en önemli şeylerden biri de buydu, çünkü bu enerji sadece kızlarla alakalı değildi, bu hayatımın genelinde de kendimi çok daha değerli ve özel hissetmemi sağlamıştı.

    İşte Jack’le başlayan bu tanışma anı ve sonrası... Hayatım bu andan sonra değişmeye başladı desem yeridir. Açıkçası eğer birebir yaşamasam benim gibi birinin böyle bir değişim geçirebileceğine hayatta inanmazdım, çünkü ne etrafımdaki duvarlardan ne de içimdeki potansiyelden haberdardım.

    Tam olarak bunun için yukarıda bahsettiğim kafedeki adamı gördüğümde ciddi anlamda üzüldüm. Tabii ki o bunları bilmiyor ve muhtemelen durumu ona sorsak bize diyeceği şey “Sadece kendim olmaya çalışıyorum ve kızı çok seviyorum, bunu anlamasını istiyorum,” ama biliyoruz ki aslında sorun da tam olarak bu. Bu adam da diğerleri gibi barajın farkında değil. Suç onda değil. Bugüne kadar eğer sen de böyle düşündüysen şunu bil:

    SUÇ SENDE DEĞİL.

    Bugün sana yeni bir teknik vermektense bence çok daha önemli olacağını düşündüğüm bir ödev vermek istiyorum. Bu ödev için bir hafta boyunca,

    İzlediğin dizilerde sevdiği erkeğin peşinden koşan kızı farket.

    Sokakta yürürken gördüğün saçı başı yapılı kızlara bak ve kendine sor: “Ne için? Kim için?"

    Eğer sabah bir kuaförün önünden geçiyorsan içeride saçını yaptıran kızlara bak (sabahın köründe bu kadar insanı kuaförde görünce şaşıracaksın).

    Yakın çevrendeki kızların “O erkek çok yakışıklı”, “Bu çocuk çok hoş” laflarına kulak ver.

    Ve fark et. Şu anda durumun ne olursa olsun, unutma ki kızlar her zaman olduğu gibi erkekleri istemeye,onlar için hazırlanmaya, onları etkilemek için çabalamaya devam ediyorlar. Senin yapman gereken seni etkilemelerine izin vermek. Tabii ki bunun için kızların etkilemek istediği kişiye dönüşmen çok önemli.

    Ama eğer bir kıza kendini tamamen teslim edersen, ona sana istediği an sahip olabileceği izlenimini verirsen, aşırı kolay elde edilebilir olursan, insan doğası gereği değersiz olursun. Düşün, eğer herkesin evinin bahçesinden elmas çıksa elmas bu kadar değerli olur muydu? İnsanoğlu sahip olamadığını ister. Bu onun doğasının bir parçasıdır ve kızlar da insan olduğuna göre onlar için de durum farklı değil. Sana önerim bundan sonra kızlara senden hoşlanma, etkilenme ve seni etkileme fırsatını vermen. İşte bunun için bu paragrafı kendine tekrar tekrar hatırlatmalısın. Hatta gerekiyorsa bunları bir kağıda yaz ve cüzdanının içine koy ki her fırsatta hatırlama fırsatı bulasın.

    Böylece bu yazının sonuna gelmiş olduk...

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Bir Kızı Etkileyen Asıl Şeyler

    Bugüne kadarki yazılarımdan umarım keyif almışsındır. Bu yazıma kadarki amacım sana email yoluyla olabildiği kadar yeni bir bakış açısı kazandırmaktı. Grubumuzdan aldığım tepkilere göre bu şu ana kadar gerçekten işe yarıyor. Eğer sen de bana mesaj atıp başarılarını ya da aklına takılan soruları sorduysan sana teşekkür ederim, bunlar gerçekten çok işime yarıyor.

    Bu hafta biraz daha farklı olarak, sahaya indiğinde, yani bir kızın yanındayken nasıl olman gerektiğinden bahsetmek istiyorum. Bu kısmın çoğu kişinin zihninde en önemli noktalardan biri olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası bana sorarsan ben bakış açının değişmesine ve kendiliğinden kızların peşinde olduğu adama dönüşmene daha çok önem veriyorum, çünkü kendim dönüşümü böyle yaşadım.

    Biliyorsun, çoğu kişi kızlarla başarılı olmak için ne kadar yakışıklı olduğunun, ne kadar iyi giyindiğinin, ne kadar çok paran olduğunun, arabanın ne kadar güzel olduğunun, mesleğinin, yaşadığın yerin vs vs. en önemli faktörler olduğuna inanıyor.

    Doğrusu bu düşünceyi çok iyi anlıyorum.

    ÇÜNKÜ UZUN BİR SÜRE BEN DE AYNI ŞEYE İNANIYORDUM.

    Hatta arkadaşlarımla konuşurduk, “Audi’n varsa şu kız senin”, “BMW’en varsa daha güzel olan şu kız senin” diye.

    Ben bugün sana bundan daha farklı bir düşünce önereceğim.

    Bugüne kadar ki gözlem ve araştırmalarımda gördüm ki yukarıda saydıklarımın hiçbiri bir kızın seni tutkulu bir şekilde istemesine neden olan unsurlar değil... Eğer öyle olsaydı, paralı bir adamla evlenen her kız ona sırılsıklam aşık olurdu. Ama biz etrafımıza baktığında bir adamı sevmeden sadece parası var diye evlenen, sonra da genç bıçkın sevgilisiyle bu paraları yiyen bir sürü kadın görebiliriz. Neden? Çünkü bunlar, bir kızın sana baktığında “bu çocuk iyi okumuş, zengin, iyi bir arabası var ve de yakışıklı” mantığıyla “onunla çıkarsam bana iyi hayat yaşatır” dediği şeyler. Bunlar bir kızın sana kendini kaptırıp gitmesine, sana karşı duygularına hakim olamamasına neden olan "dürtü"lerle uzaktan yakından alakalı değil.

    Bunu sana bir örnekle anlatmak istiyorum. Çoğu erkek bir kızla çıkabiliyor olmanın tek yolunun ondan ne kadar hoşlandığını ona belli etmek ya da kızı kendiyle çıkmaya ikna etmek olduğunu düşünür.

    Şimdi bir düşünelim. Diyelim ki kapına bir satıcı geldi ve sana bir mutfak robotu satmak istiyor. Sen diyorsun ki “Yok teşekkür ederim. Mutfak robotuna ihtiyacım yok.” Tabii ki o anda satıcı seni ikna etmek için çabalamaya başlıyor. Peki bu çabalaması acaba hiç fayda sağlıyor mu? Tabii ki hayır. Hatta biraz daha üstelerse “İhtiyacım yok kardeşim! Hadi yallah!” diyip kapıyı suratına bile kapatabilirsin.

    Bir de şöyle düşün. Bu mutfak robotunu sen televizyonda birkaç kez görmüş ve ufak ufak “Bu mutfak robotu güzelmiş. Ben de bir tane istiyorum” diye düşünmeye başlamış olsaydın... O zaman değil bu satıcının seni ikna etmesi, kapına bile gelmesine gerek kalmayacaktı. Robotu almak için sen dükkana gidecektin ve paranı kendi ellerine teslim etmene rağmen bu yeni güzel alete sahip olduğun için mutlu olacaktın. İnsanların Iphone ve Playstation 3 çıktığında nasıl kuyruğa girdiklerini hatırla. Çünkü onlar bu aletlere sahip olmak için yanıp tutuşuyorlardı.

    Kızlar için de durum aynı. Eğer onun en derindeki içgüdülerini harekete geçirecek şekilde hareket edersen seni istemekten kendini alıkoyamayacaktır. Ve bu çekimi sağlamak kesinlikle para, pul veya görüntünle alakalı değil.

    BURADA DAHA İÇGÜDÜSEL, HAYVANSAL BİR ÇEKİMDEN BAHSEDİYORUZ.

    Peki nedir bir kızın sana bir mıknatıs gibi çekilmesine neden olan şeyler?

    Bu çekimi yaratabilmek için bir kızın bu çekimi yaşamak için nelere ihtiyaç duyduğunu anlaman gerekir.

    Bu parçaların önemli bazıları:

    - Kendinden emin ve memnun bir kişilik

    - Özgüven

    - Kızın senin yanındayken kendini güvende hissetmesini sağlayabilecek, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı kızı koruyabilecek bir erkek olman (burada her önüne gelenle kavga etmeye çalışan büyümemiş bir çocuk olmaktan bahsetmiyorum).

    - Yanında bir sürü farklı duyguyu yaşıyor olması (mutluluk, heyecan, macera, üzüntü, eğlence, korku, tutku, şevk, vs vs).

    - Kızın yaşamayı hayal ettiği hayatı yaşıyor olman (ya da en azından dışarı böyle bir imaj vermen)

    İşte bu ve bunlar gibi bazı kilit noktaları karşındaki kıza karakterinle yansıtabilmeye başlarsan, karşındaki kızı ikna etmene ya da ona ondan hoşlandığını defalarca söyleyip ondan bir tepki beklemene gerek kalmaz; çünkü kızın içinde bahsettiğimiz dürtüleri harekete geçirmiş olursun. Bunlar kolay kolay karşı konulabilecek şeyler değildir, çünkü insanların doğası gereği içlerindedirler. Biz erkekler olarak Pamela Anderson’I bikinisiyle gördüğümüzde nasıl içimizde bir çekim hissediyorsak, yukarıda saydığım özellikleri kızlar bir erkekte gördüklerinde aynı şekilde bir çekim hissetmeye başlarlar.

    Erkek gözüyle bunu daha iyi anlayabilmen için sana bir örnek vermek istiyorum.

    Diyelim ki bugün şanslı günün, şu anda önünde bir Ferrari duruyor ve anahtarını da eline verdiler. Şimdi sence bu Ferrari’nin onu kullanmaya başlaman için sana kendini beğendirmesine ya da ikna etmesine gerek var mı?

    Burada bahsettiğim de aynı mantık. Amaç kendini Ferrari gibi hissetmeni ve bir kızın gözünde Ferrari’ye dönüşebilmeni sağlamak. Çünkü o zaman “hadi gel arabaya gel gel lütfeeeeeen geeeel” diye kızı ikna etmekle uğraşmak zorunda olmayacaksın. Anahtarı uzatacaksın ve o da koşarak gelip anahtarı kapacak. Şimdilik bu kadar teori yeter. Şimdi sana kızın yanındayken bu imajı yansıtmaya başlayabilmen için birkaç adım vermek istiyorum.

    İlk adımımız kızdan herhangi bir şekilde hoşlandığımızı veya onunla bir şey yaşamak istediğimizi ona belli etmeyi kesmek. Yani sohbetlerinde kızın her dediğine gülmek, ”evet evet” demek, gözlerine manalı manalı bakmak yerine kızla sanki aranızda hiçbir şeyin olmasını istemiyormuşun gibi konuşmaya başlamak. Bunun kızın üzerinde yaratacağı etki, “Yanıma her yaklaşan erkek benden bir şey bekliyor, bir amaçla yanıma geliyor. Bu adamsa bana hiçbir şey belli etmedi. Niye? Beni beğenmedi mi? Niye beğenmedi?” diye düşünmesi ve seni merak etmeye başlamasıdır.

    BU SENİ EN BAŞTAN DİĞERLERİNDEN AYIRACAK BİR PARÇA…

    Daha sonra bir başka önemli adım atacağız: Kızla konuşurken, sanki kız zaten sana aşıkmış ve seni istiyormuş gibi davranmaya başlamak. Bunu öylesine olsa bile sorgusuz sualsiz kabul edersen ve öyleymiş gibi davranmaya başlarsan, bil bakalım ne oluyor? Kız da senin bu düşüncene uygun hareket etmeye başlıyor. Bunun nedeni, böyle düşünmeye başladığında, vücut dilin ve konuşmalarınla karşı tarafa tamamen farklı bir mesaj veriyor olman. Bunlar Primer Çekicilikle de birleşen şeyler.

    Tabii ki bu sadece bir başlangıç. Yukarıda bahsettiğim anahtar noktaları ve bazı diğer kilit noktaları öğrenip karakterine işlemeye başladığında, girdiğin ortamlarda kapıdan adımını attığın anda fark edilen ve dikkat çeken birine dönüşeceksin.

    Önümüzdeki günlerde bunları uygulayıp bana durumundan haber verirsen sevinirim. Bu arada sana daha iyi yardımcı olabilmem için eğer soruların varsa bana sormaktan çekinme. Biliyorum grubumuz büyük ve sorulara taker teker cevap verebilmem neredeyse imkansız, ama mesela bu yazıyı, bir üyemizin bana sorduğu sorudan yola çıkarak yazdım. Onun için aklına takılanları bana sor.

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Konuşma Sıkıntısı Çekmemek İçin...

    Biliyorsun bir sonraki yazımda kızlarla konuşurken konu bulmaktan bahsedeceğimi söylemiştim. Zaten kızlarla tanışmayla ilgili bir önceki yazımı gönderdiğim andan itibaren bu haftaki yazımı ne zaman yazacağım hakkında bir sürü email almaya başladım. Maalesef her gün o kadar çok email alıyorum ki bunlarla başedeceğim derken yazıları yazmaya vaktim kalmıyor. Bazen aldığım email sayısı günde 150’yi buluyor.

    Lütfen kendini benim yerime bir koy. Bu kadar emaila gerçekten işe yarayan cevaplar vermek istiyorum ve bu ciddi vaktimi alıyor.

    Eğer sen de bana soru veya başarı hikayesini göndermiş ama henüz cevap alamamış kişilerdensen, öncelikle senden özür diliyorum. Emailların her birini tek tek yanıtlamaya çalışıyorum ve benzer olan sorular için önümüzdeki günlerde yeni yazılar yazmaya çalışacağım.

    Aslına bakarsan bütün bu öğretme meselesi günün birinde en yakın arkadaşımın gelip benden yardım istemesiyle başladı.

    O dönemde çok hoşlandığı bir kız vardı ve bu kızı elde etmek için insan kapasitesinin sınırlarını zorlamasına rağmen (bir ağzıyla kuş tutmadığı kalmıştı; bu kız için yazılmış sağlam bir kaç şiiri bile var, öyle söyliyeyim) kız ona sevgili gözüyle bakamadığını, aslında çok hoş bir çocuk olduğunu ama bir şey yaşayıp bu güzel arkadaşlığı bozamayacağını söylüyordu.

    UZUN LAFIN KISASI

    Arkadaşımın kızı geri kazanmasına, hatta rolleri değiştirip kızın onun peşinden gelmesini sağlamasına yardım ettim.

    İşte ondan sonra olan oldu...

    Ona öğrettiklerimden başka kimseye bahsetmemesini tembihlemiştim, ama o ne yaptı? Evet, sırları birilerine anlattı. Kızlarla arasının değiştiğini gören arkadaşları bastırınca dayanamamış ve söylemek zorunda kalmışmış...

    Tahmin edebileceğin gibi bir anda bir çok yeni arkadaşım ve akrabam olmaya başladı :).

    Derken bu arkadaşlara da bir şeyler öğrettim. Bir de baktım ki onların arkadaşları da kapıdalar. Bir yerden sonra gelen kişi sayısı o kadar arttı ki, hayatımı tamamen buna adamaktan kurtulup tekrar kendi hayatıma dönebilmek için bir kitap yazmak zorunda kaldım.

    Bu kitap sadece tanıdıklarım içindi. Tabii bu da email kutumda hiç tanımadığım birinden “Kitabı ben de alabilir miyim?” diyen ilk mailı aldığımda değişti. Sonucunda bugüne kadar geldik.

    Herneyse, biz bugünkü konumuza dönelim: Yani kızlarla konuşurken nasıl konu bulabileceğine. Sana şu ana kadar Primer Çekicilik Faktörü’nden, konuşmalarına duygu katmaktan ve kızlarla tanışmayla ilgili egzersizlerimden birinden bahsettim. Şimdi kızlarla konuşurken konu bulmana yarayacak olan bir egzersiz vereceğim.

    BİZ BUNA “POLİTİKACI TEKNİĞİ” DİYORUZ.

    Çünkü bugüne kadar öğrettiğim kişilere muhabbeti istediği yöne çekme ve anlamlı anlamsız her konuda durmadan konuşma becerisini kazandırdı.

    Öncelikle bu teknik Primer Çekicilik Faktörü’nü ve Duyguları Hareketlendirme becerisini kullanıyorsan kat be kat daha etkili olacaktır, bunu söyleyeyim.

    Tekniği uygulamak için eline bir dergi ya da herhangi bir kitap almanı istiyorum. Şimdi bu kitabın rastgele bir sayfasını aç ve parmağını rastgele bir kelimenin üstüne koy. Evet, hakkında bir şeyler anlatacağın kelime karşında duruyor.

    Yapacağın şey şu: Kimsenin seni rahatsız edemeyeceği bir odaya git ve bu kelime ile ilgili aklına gelen herhangi bir olayı 1 dakika boyunca anlat. Anlattığın hikayenin gerçek olup olmaması önemli değil.

    Diyelim ki kelime “tavşan”. Geçen yıl Bodrum’da tatil yaparken karşına çıkan ve hayatında gördüğün en uzun kulakları olan tavşan hakkında bir şeyler anlatabilirsin, ya da 2 sene önce yüzüne masum masum baktığı için aldığın tavşanın nasıl evdeki her şeyi kemirdiğinden bahsedebilirsin. Fark ettiysen ben bunları şu anda uydurdum.

    Dediğim gibi, ne anlattığının çok önemi yok. Tek bir kural var: Ne kadar saçma ve garip geliyorsa gelsin 1 dakika boyunca uydurduğun bu olayı anlatmaya devam edeceksin…

    Belki yaratacağı etkiyi şimdiden fark edemiyorsun, ama bir kaç farklı kelime ile denemeler yaptıktan sonra göreceksin ki rastgele bir kelime üzerine konuşurken bile bülbül gibi şakıyor ve bir politikacı edasıyla ilginç hikayeler anlatıyorsun. Bunun daha ileri varyasyonları da var tabii, ama şimdilik sen bunu bil yeter.

    Bu tekniği 1 hafta boyunca günde 5'er dakikadan (yani 5 kelime için) uygula. Bir şeyler anlatma becerinin (tamamen uyduruk hikayeler olsa bile) hızla geliştiğini ve insanları dinletebildiğini göreceksin.

    Tabii ki bir sonraki adım önce bu yeni becerini en yakınlarınla konuşurken kullanmaya başlamak. Yani arkadaşların, ailen, kız arkadaşların... Ardından tüm kızlarla konuşurken bu becerinden faydalanmaya başlayacaksın.

    Politikacı Tekniğini hemen uygulamaya başla… Ve başarı hikayelerini bana göndermeyi unutma.

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...



    ___________________________________________________________________________________________

    Sen de Bu Hataları Yapıyor Musun?

    Eğer sen de kitaba ulaşanlardan biriysen en kısa zamanda BAŞARI HİKAYELERİNİ bekliyorum. Grubumuzdan birinin değişik bir başarı hikayesini seni de motive etmesi için kendi ağzından aktarmak istiyorum. Bazı kısımları okurken “Ya, neden böyle yaptın, gerek yoktu” dediysem de, onun açısından bakınca niçin öyle hareket ettiğini anlıyorum. Onun yaşadıklarının benzerini bir zamanlar ben de yaşamıştım çünkü. Neyse, daha fazla bekletmeden bu keyifli başarı hikayesine geçelim :).

    “merhaba harun hocam. size flört ettiğim bir kızdan bahsetmiştim(kitabinizi temin etmeden önce olan bir hikaye) bu kızla bi süre flört ettik daha sonra yavaş yavaş bana olan ilgisi azalmaya başladı hatta varlığımı bile hissetmez hale geldi, çıkma teklifi etmiştim sessiz kalmak istediğini söyledi ne evet ne hayır zaten canımı sıkanda bu olmuştu,bana bir cevap vermeden hayatına başka biri girdi ve çıkmaya başladılar...velhasılkelam çarpıcı etki ve çekici erkeğin giyim rehberi adlı kitaplarınızı alınca. yapmış olduğum hataları fark ettim.OKUDUM OKUDUM UYGULADIM HEM TEORİDE HEP PRATİKTE KENDİMİ SINADIM. bir süre sonra kitapta profilini çizdiğiniz erkeğe dönüştüm. ve ne oldu bu kızla aynı ortamı paylaşıyorum hemde 12 saat. oyle farklı biri olarak karşısına çıktımki aklını başından aldım benimle konuşurken gözlerinin içi parlıyodu ve erkek arkadaşını unutuyodu hatta yanında bir çanta gibi kalıyodu çocuk(bu çocukta boylu poslu yakışıklı bi delikanlı) ve sadece benle dialoğa geçiyodu çünkü muhhabbeti ben yönlendiriyodum....KONUŞTUM KONUŞTUM DOLAYLI YOLLARDAN KUR YAPTIM AKLINI BAŞINDAN ALDIM, ve benim için bir süre sonra erkek arkadaşından ayrıldı. gene bir süre gezdik dolaştık , amacım ona bir ders vermek ti ve bunu başardım anlıcanız benden vazgeçtiği için o kadar pişmanki bin pişman . bende daha çok umut verdim onunla ilgileniyomuş gibi gözüktüm ve başkalarıylada beraber olabilirim havası verdim beni elde etme isteği artık hareketlerine ve söylemlerine yansımıştı . ve günün birinde manken gibi bir kızla beni kolkola görünce şaşkınlıktan küçük dilini yuttu. nerdeyse ağlıyodu.Normalde bunu yapmazdım, ben aslında özünde merhametli biriyim yapma amacım ise benim duygularımı hiçe saydığı için bende onunkileri hiçe saydım kısasa kısas yani,en azından hayır diyebilirdi....SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HARUN HOCAM...ve kitabinizi ilk alan 200 kişi arasında olduğum için bana bir vaatte bulunmuştunuz çekici erkeğin giyim rehberi , kızlarla konuşma kılavuzu , ve arkadaşlarınızla yapmış olduğunuz röpörtajları içeren kitapları vericektiniz... bunlardan giyim rehberi elime ulaştı ancak ben diğerlerinide büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum acaba elime ne zaman geçer bilgiye açlığım var hocam....ARTIK KAYBEDENLER KLÜBÜNDEN ÇIKTIM VE KOMBİNEMİDE YIRTTIM ;)).....cevabınızı bekliyorum...başarılar ”

    Umarım bu başarı hikayesinden sen de benim aldığım kadar keyif almışsındır. Burada bir konuya dikkatini çekmek istiyorum. “Yanlışlarımı fark ettim ve düzeltmeye başladım” diyor arkadaşımız. Gerçekten de yanlışlarını anlamadığın ve doğru adımları atmadığın sürece istediğin kızı hayatına katabilmen ve onunda senden hoşlanmasını sağlayabilmen sonsuza dek bir hayal olarak kalabilir. Peki bu yanlışlardan önemli olanları neler? Şimdi bunlara biraz bakalım.

    KIZDAN “HAYIR” CEVABI ALIYORKEN (YA DA KIZ HAYIR DA EVET DE DEMIYORSA) ISRARA DEVAM ETMEK

    Böyle bir durumda yapabileceğin en iyi şey, durumu kabullenmen, kıza baskıyı kesmen ve başka bir yöne yönlenmendir. Sokakta zorla mendil satmaya çalışan tipleri düşün. “Abi lütfen al abi lütfen lütfen lütfen” dediklerinde bu senin alma ihtimalini mi arttırıyor, yoksa sinirlerini gitgide daha mı bozuyor? Kız konusunda da mantık aynı…

    Eğer kız sana “hayır” diyorken üstüne üstüne gidersen sonuç senden bıkmaya başlaması ve daha da ileri safalarda tiksinmesi olur.

    Bunun için böyle durumlarda ilk hamle olarak, durumu kabul etmeli, ona artık senin de arkadaş kalmanızı istediğini söylemeli ve başka kızlara yönelmelisin. Her ne kadar kızla bütün şanslarını bitiriyormuşun gibi görünse de aslında kızla bir araya gelmek için yapabileceğin en iyi şey budur.

    BİR KIZA, DAHA HAKETMEDEN AŞIRI DEĞER VERMEK

    Karşındaki kim olursa olsun, ona haketmediği hiçbir şeyi vermemelisin. Babamın bununla ilgili bir sözü vardır: “Eğer bir adamın bir bardak çaylık değeri varsa ona bir bardak çay vereceksin. Hak ettiğinden fazlasını ya da azını verirsen sonradan pişman olursun.”

    Gerçekten de bu söz hayatın her alanında olduğu gibi kızlar alanında da önemlidir.

    Bunu harekete geçirmek için ilk yapman gereken şey insanları sadece ve sadece karakterleri üzerinden değerlendirmendir. Bir insanı, sahip olduğu para, bilgi birikimi, boyu posu, güzelliği, masum görünüşü vs vs gibi detaylarla değerlendirdiğin sürece onun karakterinin gerçekte nasıl olduğunu kaçırma ihtimalin yüksektir, çünkü böyle bakman ona aşırı değer vermene ve onu yanlış değerlendirmene neden olur.

    Bu nedenle bu önemli konunun her zaman bilincinde olmalı ve kızlarla diyaloglarında “Tamam bu kız iyi güzel hoş da, acaba karakteri nasıl? Dürüst birisi mi? Uzun vadede benim karakterime uyar mı? Böyle karakterde bir kızı yanımda ister miyim, yoksa bu kızı sırf görüntüsünden dolayı mı göklere çıkarıyorum? Kızdan hoşlanmayan biri dışarıdan bu kıza baksa acaba benim kadar toz pembe görür mü yaptığı her şeyi?” gibi sorular sormalısın.

    Bir diğer sorun,

    YENİ TANIŞTIĞIN KIZLA HEMEN BÜYÜK BİR BEKLENTİ İÇİNE GİRMEKTİR.

    Eğer kız sırf çok güzel ya da sana bakıyor ve gülümsüyor diye onunla birlikte olman gerektiğine karar verirsen daha başlamadan ona aşırı değer yükledin diyebiliriz. Neden mi? Çünkü onu daha tanımadan onunla çıkmak istiyorsun. Bu kızla iletişimlerinde aşırı istekli görünmene neden olacak ve sonunda kızın seni ilk gördüğündeki kadar beğenmemeye başlamasıyla sonuçlanacaktır. Böyle yaptığında onu aşırı fazla istediğin için onun da seni istemesine fırsat tanımamış olursun.

    Aslında kızlarla ilişkini ıslak bir sabunu elinde tutmaya benzetebiliriz. Eğer sabunu çok sıkarsan sabun elinden fırlayıp gider. Onun için sabunu tutmalısın, ama onu elinden kaçıracak kadar sıkı değil.

    Evet, bugünlük bu 3 yanlıştan bahsetsek yeter, çünkü eğer harekete geçip sadece bunları düzeltsen bile kızlarla ilişkilerinde ciddi bir değişim görebilirsin.

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Bir Sene Daha Çöpe Gidecek...

    Evet, bugün eskiyen bir yılın daha son günü. Yarın 2009'a uyanıyor olacağız.

    Her sene olduğu gibi bu sene de mutluluğu yakalayanlar, mutsuz olsa da bir şey yapmayanlar, zengin olanlar, fakirlikle boğuşanlar, yeni doğanlar, hayatlarını zamansızca kaybedenler, başarıyı yakalayanlar, ikincilikle yetinenler, hayal ettikleri için yorulmak bitmeden mücadele verenler ve ilk hatalarında havlu atıp kendilerinden vazgeçenler oldu.

    Bu akşam yatmadan önce kendine sormanı istediğim soru şu:

    Sen geçen seneyi hayallerinin peşinden kararlılıkla koşarak mı geçirdin? Yoksa daha Ocak ayından havluyu atıp hayallerini bir rafa mı kaldırdın?

    Ne yazık ki çoğu insanın bu soruya cevabı ikinci seçenek. İşte bunun için bu yazının başlığına "Bir sene daha çöpe gidecek" yazdım.

    Çünkü kendilerini geliştirmek, hayatta istediklerini elde etmek için adım atmayanlar ne yazık ki ellerindeki en değerli varlığı yitiriyorlar: Zamanı.

    Bu dünyada hepimizin sınırlı zamanı var. Ortalama bir insanın 70 yıl yaşadığını düşünürsek, 70 x 365 = 25550 gün. İşte bu kadar günümüz var toplam. Bunun üçte birini uykuda geçiriyoruz, kaldı elde 17000. Çalıştığımız, ya da şu ana kadar kaybettiklerimizi saymıyorum bile. Süremiz sadece 17000 gün. Ve istediklerimiz için mücadele vermediğimiz, adım atmadığımız her an birer birer çöpe gidiyor.

    Senin yukarıdaki soruya ikinci şıkla cevap veren insanlardan önemli bir farkın olduğunu biliyorum, çünkü sen kızlarla ilgili yaşadığın sorunu (onlarla tanışabilmek, rahatça konuşabilmek, beğendiğin kızın duygularına cevap vermesi her ne ise sorunun...) çözmek için bir adım attın ve Çarpıcı Yaklaşım Raporu'nu alarak hayatını değiştirmeye başladın.

    İnanıyorum ki, bu kararlılığın sayesinde 2009'u 2010'a bağlayan gece bir sene önceki haline baktığında kendini tanıyamıyor olacaksın. Bugünden sadece bir yıl sonra kolunda kız arkadaşın, yeni yılı romantik bir yemek eşliğinde kutlasan nasıl olur düşünsene... Ya da istediğin kızlarla istediğin yerde konuşabileceğini bilmenin rahatlığıyla yeni yıla adım atsan? Nasıl hissedersin kendini? Hayatının diğer alanları da bundan nasıl etkilenir?

    Tüm bunların mümkün olduğunu biliyorum, çünkü bir başıma, can sıkıntısı ve üzüntünün boğazıma kadar geldiği bir çok yeni yıl "kutladım", nasıl kutlamak denirse buna… O günlerde hayatımdan vazgeçmeme engel olan tek bir şey vardı: Eğer çabalamaya devam edersem bir gün her şeyin düzeleceği ve harika bir hayata sahip olabileceğim umudu. O günlerin üzerinden uzun yıllar geçti. Son bir kaç senedir durum çok farklı.

    Bu akşam kız arkadaşımla beraber önce dışarıda romantik bir yemek yiyeceğiz, sonra da eve geçip beraber kiraladığımız bir filmi izleyeceğiz. Bundan çok daha hızlı ve yoğun geçirdiğim yılbaşları da oldu. Ama dediğim gibi, ister playboy hayatı yaşamak istiyor ol, ister aşık olduğun kızın hislerine karşılık vermesini istiyor ol, her halükarda bu hayalini gerçekleştireceğine karar verirsen ve mücadeleye başlarsan onu elde edebilirsin. Tabii yolculuğun boyunca yanında senin geçeceğin yollardan daha önce geçmiş birisinin olması her adımı çok daha hızlı ve kolay geçmene yardımcı olacaktır. Bunun için 2009 yılında senin için elimden geleni yapmaya çalışacağım.

    Bu hedeflere ulaşabilmemiz için önemli bir ilk adım var: Tam olarak ne istediğine karar vermek. Çünkü eğer gitmek istediğin yeri net olarak bilirsen, seni oraya ulaştırmayan adımlardan sıyrılıp, hedefe ulaştıran adımlara odaklanabilirsin. Bu nedenle eğer hayatını değiştirmeye gerçekten karar verdiysen ve 2010 yılı geldiğinde yazının başında sorduğum soruya "Evet! Mücadelemi verdim, bir sürü şeyi de başardım" cevabını vermek istiyorsan, bana harund@carpicietki.com adresinden bir email at ve tam olarak neyi hedeflediğini, kızlarla ilgili nasıl bir hayat hayal ettiğini söyle. Ayrıca hayaline ulaşmana neyin engel olduğunu düşünüyorsun, bunu da yazabilirsin. Böylece kızların peşinden koşmak yerine, onların peşinden koşacağı adama dönüşeceğin ve hayatının sonsuza kadar değişeceği bu heyecanlı yolculuğa başlayabiliriz.

    Şimdi derin bir nefes al ve ortalığı inlet: "BEKLE 2009, BEN GELİYORUM!.."

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Niye İstemiyorlar?

    Bu hafta işlerimin yoğunluğuyla emailların yoğunluğu birleşince emailım biraz gecikti. Aslında sana her hafta birden fazla email göndermek istiyorum fakat maalesef şimdilik istediğim gibi olmuyor (hesabıma göre ortalama her 7 dakikada 1 email alıyorum. Email kutumdaki emailların sayısına en son baktığımdaı 2321’di. Ki bu hepsini yanıtlamaya çalışmama rağmen) Sana çok sık yazamadığım için bu hafta daha faydalı olacağını düşündüğüm bir şeyler yapayım istedim. Bunun için bir kaç gündür bana gelen emaillara göz atıyorum ve aralarından en sık sorulan soruları bulup yanıtlamaya karar verdim.

    Şimdi sorularımıza gelelim. Vakit bulabilirsem, bu tarz soru cevapları önümüzdeki günlerde daha sık yapmaya çalışacağım. Yanıtlamak istediğim o kadar soru var ki!

    “öncelikle teşekkür ediyorum size hocam...bize öğrettikleriniz için. mesela geçen mailinizde söylediğiniz saat sormayı uyguladım birkaç defa ve hiç olumsuz bir tepki almadım. sorduğum kızlar ne güzel cevap verdi. bende işte saati diyelim öğlen vakti mi sordum kıza işte saatin kaç olduğunu söyledikten sonra kıza benim saat sabah 6 da kalmış ta diyordum mahsustan, kız gülüyordu mesela...kızlara birşeyler sormak ve çekinmemek konusunda ilk adımı atmış olduk...tşk. Benim hoşlandığım ve konuştuğum bi kız var ama kız tututturmuş biz arkadaşız sana sevgili gözüyle bakamam, böyle yapacaksan görüşmeyelim diyor..ama görüşmeyide kesmiyor mesajlaşıyoruz öyle..ama teklifime hep hayır diyor. bi sevgilisi de yok..neden hayır diyor anlamıyorum..fazla yüzümüzü göremediğimiz için olabilirmi acaba..telefon mesaj msn ile konuşuyoruz ancak... Ne yapmlalıyım sizden bi cevap bekliyorum.....ayrıca kimseyede bahsetmeyecem sizden merak etmeyin ;-)”

    İşte bu kadar!..

    Kızlarla ilk konuşma denemelerine giriştiğim günlerde (Jack’le daha yeni yeni tanışıyorken) yanlarına gittiğimde kızgın, ters bir ifadeye bürüneceklerine, bana başlarından gitmemi söyleyeceklerine inanırdım. Sırf bu yüzden beğendiğim bir sürü kızın yanımdan geçip gitmelerine göz yumardım ve sonrasında yine tanışamadım diye kendimi yerdim. Hatta ilk zamanlarda Jack “Hadi Harun git kızın yanına” dediğinde, “Jack, kız bana bakıp gülümsüyor olsa giderdim. Kızın benden haberi yok” dediğim çok olmuştur...

    Zamanla fark ettim ki, aslında kızların da erkeklerden pek farkı yok. Çoğu mutsuzlar ve hayatlarına renk katacak, eğlenceli, hayatın tadını çıkaran, lider ruhlu birinin yanında olmak ve onun sayesinde hayattan zevk almaya başlamak istiyorlar. Bunu fark ettiğimde kızlara yaklaşırkenki bakış açım tamamen değişti.

    Şimdi bu emailı çok uzatmak istemiyorum, ama bunu fark ettiğim olay gerçekten çok ilginçti. Bir ara o olayla ilgili ayrı bir email yazarım.

    Neticede eğer dışarıdan bakıldığında kendine özen gösteren, temiz ve duruşuyla hayattan keyif alan, mutlu ve eğlenceli bir erkek imajı çiziyorsan (kendine güvensiz sıkıcı bir tip gibi görünmektense) yanına yaklaşacağın çoğu insan sana beklediğinden çok daha olumlu tepki verecek, hatta içten içe onlarla konuşmanı isteyecektir. Çünkü aslında çoğu insan hayatına ihtiyaç duydukları ışığı getirecek bir yenilik bekliyor. Tabii dışarıya yansıttığın bu imajı kızla iletişime girdiğin zaman da sürdürebilmen kızın seni sevgili olarak hayal etmesiyle etmemesi arasındaki farkı yaratabilir.

    Ki bu da meseleyi ikinci soruna getiriyor.

    Sen bu kızla konuşmaya başlamışsın ve muhtemelen onun senden etkilenmesini sağlayacak biçimde hareket etmek yerine, ondan hoşlandığını hemen belli etme ve “ben seni arkadaş olarak görüyorum” dediğinde ısrar etme yoluna gitmişsin.

    Aynı hatayı ben de yıllarca yaptım. Hatta Melis’le durumum buna çok benziyordu. Ben duyguları değişir umuduyla hep yanındaydım ve ara sıra ondan hoşlandığımı, eğer çıkmak isterse çıkabileceğimizi dile getiriyordum. Bir umuttur yaşatan insanı, değil mi? :)

    Sana Melis’le alakalı başımdan geçen ilginç bir olay anlatayım.

    Melis’le yaşadığım hezimetten yıllar sonraydı. Bir akşam iş çıkışı Beşiktaş’tan vapura atlayıp Kadıköy’e geçmiştim. Evime gidebilmek için Bostancı Dolmuş sırasında bekliyordum. Sıra belki de 2 km uzunluğundaydı ve dolmuş gelmediği için bitecek gibi de görünmüyordu. Ben de sıkılmamak için yakınlardaki bir kızla sohbet etmeye karar verdim. Arkamdaki kız somurtkanın birine benziyordu, onunla konuşmak istemedim. Önümdeki iki kadınsa belli ki bir şeye üzgünlerdi ve aralarına dalıp rahatsız anlarında onları daha da rahatsız etmek istemedim. Derken bu kadınlardan sonra gelen ilk kızı aramaya başladım. Arada 3-4 tane erkek vardı ve ondan sonra bir kız vardı. Neyse, tam kızın yanına gidiyordum ki...

    Bir de ne göreyim? Ben bu kızı bir yerlerden hatırlıyorum...

    Bu kız yıllar önce ona sırılsıklam aşıkken gözümün önünde başka bir erkekle çıkan Melis’in ta kendisi!

    Hemen yanına gittim ve “Melis? Senin burada ne işin var?” diye sordum. Son bıraktığımda Avrupa Yakası’nda oturuyordu. Beni görünce o da epey şaşırdı. Üniversiteyi bitirince Anadolu Yakası’na taşınmış ve artık kendi evinde yaşıyormuş.

    Derken sohbete başladık. Okulumuzdan, işimizden, arada yaptıklarımızdan, gittiğimiz tatillerden bir sürü şeyden konuşuyorduk. Muhabbet ilerledikçe bir şey fark etmeye başladım: Melis bana benden hoşlandığının sinyallerini veriyordu. Nereden anladın bunu dersen, benimle konuşurken gözlerinin içi parlıyor, bir yandan konuşurken bir yandan makyajını tazelemekle uğraşıyor, bir yandan da ikide bir “Harun, sen ne kadar değişmişsin ya” deyip duruyordu.

    Bu arada, dolmuşumuzun sırası geldi ve beraber dolmuşa bindik. Sohbetimiz o kadar keyifli ve eğlenceliydi ki (bunu yapabilmemde yıllar içerisinde öğrendiklerim çok yardımcı oluyordu), Melis bana o akşam için bir planım olup olmadığını ve dışarıda bir yerlerde kahve içmek isteyip istemediğimi sordu. Benim de yapacak bir şeyim yoktu ve “Okey” dedim. Dolmuştan beraber indik ve bir cafede oturup sohbeti devam ettirdik.

    Uzun lafın kısası, Melis bana yeni evinin çok güzel olduğundan ve kesinlikle görmem gerektiğinden bahsetti. Kısacası beni eve davet ediyordu. Maalesef şöyle bir detay vardı: Benim o dönemde Melis’ten bir kaç kat daha güzel ve gerçekten sevdiğim bir kız arkadaşım vardı. Ayrıca artık Melis’ten daha iyisini hakettiğimi biliyordum. Onun için o akşam Melis’le bir şeyler yaşamadım.

    Şimdi başımdan geçen bu olaydan çıkarman gereken derslerin bir kısmını zannediyorum ki sen çıkarmışsındır, ama önemli olan bir iki tanesini hemen sana söylemek istiyorum:

    1- Seçeneklerin olursa, rahat olursan ve karşındaki insan seninleyken keyifli vakit geçiriyorsa, seninle beraber olmak isteyecektir. Şu an seçeneklerin olsa da olmasa da, seçeneklerin varmış gibi davranmalı, bir kız hoşuna gitmeyen şeyler yapıyorsa ya da sana naz yapıyorsa, çekip gidebileceğini ve başka kızlarla beraber olabileceğini karşı tarafa fark ettirmelisin. Yani kısacası değeri sadece karşındakine değil, kendine de vermelisin. Seni kaybedebileceğini bilmeli. Bunun için ona artık arkadaş kalmanızın daha mantıklı olduğunu söyle ve son bir kaç haftada öğrendiklerinle yeni kızlarla tanışmaya, çıkmaya başlayıp sonra bu kızlarla beraberken onu da yanınıza çağır (ya da bir şekilde sendeki bu değişimin onun kulağına gitmesini sağla). Olacak olan, senin değişimin karşısında şaşırması ve “Ben ne yaptım? Baksana, diğer kızlar bu çocuktan hoşlanıyor, galiba büyük bir şans teptim” deyip değerini anlaması olacaktır.

    2- Karşı tarafı ikna etmek gibi bir mantıktan dışarı çıkmalısın. Dikkat ettiysen Melis’le aramızda geçen bu olayda ben Melis’i etkilemek için hiçbir şey yapmadım. O benden etkilendi ve adım atabilmem için bana fırsatlar sundu. Tabii ki bazı kilit noktalarda adım atma görevi bir erkek olarak senindir, ama bu adımlara geçmeden önce kız senden hoşlanmaya başlamalı.

    3- Sakın istediğin kızı elde etmek için benim gibi aradan 10 yıl geçmesini bekleme :).

    Beni durumundan haberdar et.

    Şimdi bir diğer soruya geçelim:

    “Öncelikle yardımlarınız için çok teşekkürler. Yıllardır böyle bir şey arıyordum. Açıkçası çok faydalı bir uygulama. Dediklerinizi harfiyen uygulamaya çalışıyorum. Tabii benimde bir kaç tane sıkıntım oldu. Önceleri sarışın, esmer bombaların hep güzel erkeklerle arkadaşlık kurduğunu düşünürdüm. Fakat kendime çeki düzen verdikten sonra, dediklerinizi uygulamaya koyduktan sonra, dışarı çıkıp şöyle güzel kızlara bir göz attığımda; onların hep çirkin erkeklerle dolaştığını gördüm. Açıkçası bu benim moralimi bozuyor. Acaba ben mi bir yerde yanlış yapıyorum? Tekrardan yapmış olduğunuz uygulama için teşekkürler.”

    Yukarıda Melis’le ilgili yazdığım yazıdan tahmin ediyorum sen de bir takım bilgiler edinmişsindir.
    Sadece yakışıklı, ünlü, zengin erkeklerin kızlara sahip olduğuna inanırken, bir anda hilkat garibesi, boyu posu, parası olmayan, kilolu ve hatta yaşlı adamların en güzel kızları kollarına taktıklarını, ortalıkta bir sürü daha yakışıklı, temiz kalpli, iyi karakterli adam varken kızların onları istediğini fark etmek rahatsız edici bir durumdur. Bunu ben de zamanında yaşadım. Bugünkü yazıma bunun için “Niye İstemiyorlar?” diye başladım.

    Moralini böyle bir şey için kesinlikle bozmamalısın. Hatta bu sana moral vermeli, çünkü görüntün nasıl olursa olsun en güzel kızlara sahip olma ve onları mutlu etme şansına sahipsin demek oluyor bu.

    Sokağa çıkıp sorsak 10 erkekten 9’u, tipin, ağzı laf yapıyor olmanın, boyun posun ve paranın ne kadar önemli olduğunu söyler. Bunun şu anda bizim için ne kadar büyük bir avantaj olduğunu görebiliyorsun değil mi? Çünkü insanlar ancak inandıklarının sınırları kadar sonuçlar alabilirler. Daha iyi anlaman için şöyle söyleyeyim, bu arkadaşlar tipleri iyi değil ya da boyları uzun değil diye en güzel kızların yanına yaklaşmayı akıllarından bile geçirmezler. Neyse ki grubumuz bu anlamda artık önemli bazı bilgilere sahip.

    Bu kızları kollarına takan çirkin arkadaşlardan bir şeyler öğrenmek istiyorsan sana ilginç bir egzersiz vereceğim:

    Bu adamları gördüğünde, kendini birkaç saniyeliğine yanında duran güzel kızın yerine koy. Ve adama kızın baktığı gözden bak. Sonra düşünmeye başla:

    Bu adam bu kız için neleri temsil ediyor? Kız onunlayken hangi hisleri yaşıyor? Aralarında nasıl bir bağ var? Sence ne kadar kuvvetli? Bunu kızın ona bakışlarından anlayabilirsin. Kız onun yanında havalı bir manken gibi mi duruyor yoksa ona gerçekten hayran ve ona baktığında gözleri mi parlıyor?

    Kızlar üzerinde bu tarz etkileri yaratabilmen için onlar için en önemli şeyin senin yanında nasıl hissettikleri olduğunu anlaman gerekir. Ve bu güzel kızlar için de hiç farklı değildir. Onların uzaydan geldiklerini zannetme. Onlar da sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı olan insanlar. Tek problemleri görüntülerinden dolayı herkesin onlara fazla iyi davranması ve bu yüzden de hep bir maskeyle dolaşmak zorunda kalıyorlar.

    Mesela, bir kızın yanına 2 adam koyalım. Bunlardan birisi kızlarla sohbet etmek için ölüp biten, devamlı onları sohbete zorlayan, ama konuşurken günlük konulardan sıkıcı sohbetler eden, karşı tarafa kesinlikle keyif vermeyen bir tip olsun. İkinci adamsa, kızla konuşup konuşmamayı çok dert etmeyen, ama konuşmaya başlayınca kızın güldüğü, eğlendiği, keyifli konuşmalar yapan, başından geçen olayları karşı tarafın kulak kesilip dinleyebileceği kadar heyecanlı ve duygu dolu anlatan bir tip olsun.

    Sence bu kız bu erkeklerden hangisiyle tekrar bir araya gelmek isteyecektir? Cevabı sana bırakıyorum.

    Demek istediğimi anlıyorsun değil mi? İşte tam olarak bunun için en güzel kızlarla beraber olmak için mükemmel bir tipe ihtiyacın yok. Tek yapman gereken karşı tarafa keyifli duygular yaşatmak.

    Sana bir de ödev vereyim. Eğer kızlarla konuşurken, senin yanında olmak istememelerinden ya da seninle konuşmaktan kaçmaları gibi durumlardan muzdaripsen, önüne bir kağıt al ve bugüne kadar kızlarla konuşmalarında karşındaki kıza nasıl hisler yaşattığını gözlemleyip (zihninde) kağıda not et. Eğer bu hisler aklına gelmiyorsa, bir daha bir kızla konuştuğunda, karşı taraf üzerinde nasıl hisler oluşturduğuna dikkat etmeye başla.

    Bir sonraki adım, seninleyken nasıl hisler hissetmesini istediğine karar vermek. En temelini ben sana söyleyeyim: Eğlence.

    Karşımdaki insanda eğlence hissini yaratmak için kendimi geliştirmeye başladığım ilk zamanlarda, evde aynanın karşısına geçerdim ve başımdan geçen güzel olayları mümkün olan en eğlenceli şekilde anlatma denemeleri yapardım. Bunu 4-5 tane olay için yapabilirsen karşı tarafla konuşurken bu hikayeleri kullanabilirsin. Böyle bir çalışmanın etkisi kızla konuşurken bir şeyleri ne kadar iyi anlatabildiğini görüp moralinin tavan yapması ve keyifle konuşabilmeye devam etmendir.

    Bu egzersizi uygula ve beni gelişmelerden haberdar et. Başarı hikayelerini bekliyor olacağım.

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Gözden Kaçan Bir Detay

    Bir kızın seni arkadaşlarından biri olarak değil de, hoş bir erkek olarak görmesi için dikkat etmen gereken önemli parçalardan birinin Primer Çekicilik Faktörü olduğunu daha önce konuşmuştuk. Bunun yanında genelde çoğu kişinin gözünden kaçan bir detay daha var:

    Nasıl giyindiğin.

    Nasıl giyindiğin ilk izlenim açısından son derece önemli. Ne yazık ki özellikle erkekler nasıl giyindiklerine pek özen göstermiyorlar ve sadece örtünmek için giyiniyorlar. Oysa basit birkaç kurala dikkat ederek bunu diğer erkeklere göre bir avantaja çevirebilir ve kendi giyim tarzını geliştirerek ön plana çıkabilirsin.

    “Çekici Erkeğin Giyim Rehberi”nde bu konuyu detaylı olarak anlattım, ama kitaba sahip olmayanlar için aktarmak istediğim birkaç nokta var.

    Öncelikle beden şekline göre nasıl bir giyim tarzı seçeceğin konusuna bir göz atalım, çünkü bu konuda hemen her gün sorular alıyorum.

    Önemli noktaları özetleyecek olursak:

    Kısa Boyluysan:
    - Bol kıyafetlerden uzak dur.
    - Üst ve alt kıyafetlerin yakın renk tonlarında olsun
    - Koyu renkleri tercih et
    - Dikey şeritli kıyafetler giyebilirsin
    - V-yaka t-shirt ve sweatshirtler giyebilirsin
    - Sivri uçlu ayakkabılardan uzak dur
    - Büyük yazılı t-shirtler giyme
    - Çok dar kotları tercih etme
    - Kravat takıyorsan ince olanlarını tercih et
    - Primer Çekicilik Faktörü’nü uygula
    - Uzun saçı tercih etme

    Kiloluysan:
    - Çok dar ve çok bol kıyafetlerden uzak dur
    - Dikey çizgili kıyafetler giyebilirsin
    - Üst ve alt kıyafetlerin yakın renk tonlarında olsun
    - Koyu renkleri tercih et
    - Baskılı kıyafetler giyme
    - Boğazlı kazaklar yerine V-yakaları tercih et
    - Kemer kullanabilirsin.

    Uzun Boylu ve Sıskaysan:
    - Çok bol ya da çok dar giyinme
    - Birkaç kat giyin, giydiğin parçaların omuz ve
    göğüs kısımlarının iyi oturduğundan emin ol
    - Üst ve alt kıyafetlerin farklı renk tonlarında olsun
    - Açık renkleri tercih et
    - Dikey çizgili kıyafetlerden uzak dur, yatay çizgili
    giyinebilirsin
    - Sivri veya küt uçlu ayakkabı tercih et.
    - Dar kotlardan uzak dur
    - Çeşitli motifleri ve çizgileri olan kotlar
    giyebilirsin.

    Bunlara dikkat edersen, dış görünüşünde boyunun ve kilonun kötü etkilerini azaltmış olursun. Sonraki adım tabii ki kendi tarzını oluşturmak.

    “Giyim Rehberi”nden aktarmak istediğim bir diğer konu, saç kesiminle ilgili. Bu da en az kıyafetlerin kadar görüntünü etkileyen ve genellikle çoğu erkeğin aynı derecede bilinçsiz olduğu bir konudur. Onun için sana saç kesimiyle ilgili Holywood starlarının kullandığı en temel kuralı öğretmek istiyorum.

    İdeal yüz şekli oval kabul edilir. Dolayısıyla ideal saç kesimi, yüzünü daha oval gösteren kesimdir. Yani yuvarlak bir yüzün varsa, yanları kısa tutmalısın ki yüzün daha da geniş görünmesin. Eğer uzun ince bir yüzün varsa, yukarı doğru kabartı yapmayan bir saç modeli yüzünü daha da uzun ince görünmekten kurtarır. Buna ek olarak kirli sakal bırakarak yüzünün daha geniş dolayısıyla oval gibi görünmesini sağlayabilirsin.

    Önce kendi yüz şeklini belirleyip ona göre saç modeli seçmelisin.

    Giyiminde de, saç kesiminde de dikkat etmen gereken, kendi fiziksel yapına uygun olanı seçmendir. Fiziksel yapısı senden farklı birinde çok iyi duran bir kıyafet ya da saç kesimi sende tam ters etki yapabilir.

    Bundan sonra, yeni bir kıyafet alırken ya da sabahları giyinirken daha bilinçli olmaya başlamanı öneririm. Söylediklerimi hayatına geçirirsen, Primer Çekicilik Faktörü’nde olduğu gibi, bunun da sonuçlarını çok kısa zamanda görebilirsin.

    Sonraki emailda görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Ben Niçin Çok Değerliyim?

    Bugün çoğumuzun hayatında ve özellikle kızlarla ilişkilerinde büyük etkisi olan bir konudan bahsetmek istiyorum.

    Bu konu çoğu kişinin farkında olmadığı, fakat başarılılarla başarısızları, güçlülerle güçsüzleri, liderlerle takipçileri ayıran kritik derecede önemli bir parça. Seni daha fazla bekletmeden söyleyeyim. Bu önemli konu:

    “Kendine ne kadar değer verdiğin”dir.

    Bugüne kadarki gözlemlerimde bir insanın;

    - Hayatta neleri hakettiğine olan inancını

    - Nasıl insanları hayatına katacağını

    - Diğer insanların onun üzerinde yarattığı baskıdan sıyrılıp ne kadar kendi olacağını ve hayatın tadını çıkaracağını

    - Sağlığına ne kadar iyi bakacağını

    - Kendine ne kadar iyi davranacağını vs.

    belirleyen unsurların başında “Kendine verdiği değerin” geldiğini gördüm.

    Kızlar konusunda da “Kendine verdiğin değer” en önemli parçalardan. Örnek verecek olursak bir kıza baktığında;

    “Bu güzellikte bir kız bana bakmaz ki.”

    “Beni sevse dünyalar benim olur, başka da bir şey istemem.”

    “Kızın beni beğenmesi için acaba ne yapmam gerekiyor?”

    “Ona duygularımı açmak istiyorum, ama reddedilirsem bir daha toparlanamam.”

    vs vs. diye düşünen kişi kendine hakettiği değeri vermiyor diyebiliriz. Niçin? Çünkü bu cümlelerin her birinin altında yatan mesaja odaklanırsan göreceksin ki, bunu söyleyen kişi:

    - Kendine değer vermediği için, güzel kızın kendinden üstün olduğuna ve onu beğenmeyeceğine inanmış.

    - Kendine değer vermediği için kendi değerini, kızın ona vereceği cevap üzerinden belirliyor, yani ipleri ve mutluluğunu kızın vicdanına bırakmış.

    - Kendine değer vermediği için kıza kendini beğendirmesi gerektiğini düşünüyor, çünkü aslında kızın onunla olursa şanslı olacağının farkında değil.

    Dikkat edersen yukarıda saydıklarımın hiçbirisi dış görünüşün, ne kadar paran olduğu ya da bugüne kadar kızlarla ilişkilerinin ne kadar başarılı olduğuyla alakalı değil. Zaten bu yüzden yakışıklı olmayan ama kendine değer veren, kıza kendini beğendirmek yerine kızın ona kendini beğendirmesini bekleyen erkekler en güzel kızları kollarına takabiliyor. Biz de bu olayı dışarıdan görüp “Nasıl oluyor da bu güzelim kız bu kütükle çıkıyor?” diye düşünüyoruz.

    Bugün sana, uyguladığımda kendime daha çok değer vermeme ve bu sayede hem beğendiğim kızlarla, hem de diğer tüm insanlarla iletişimlerimde, daha çok ilgi ve saygı görmeme yardımcı olan bir egzersiz vermek istiyorum. Bu egzersiz dışarıdan bakıldığında basit görünür, ama uzun vadede üzerinde yarattığı etkiyle hem dışarıda yürürken hem de insanlarla iletişimlerinde bir şeylerin değiştiğini fark edeceksin.

    Egzersizi uygulamak için, eline bir kalem kağıt al ve her sabah uyandığında kağıdın üstüne “Ben niçin çok değerliyim?” sorusunu yaz. Bu soruya her gün 5 cevap yazacaksın. İlk başta cevap bulmakta zorlanabilirsin. Ama zorlansan da vazgeçmek yok. Verdiğin cevaplar çok inandırıcı gelmiyor olsalar bile 5 cevap yazana kadar kağıdın başından kalkmamalısın. Günler geçtikçe soruya cevaplar bulmak kolaylaşacak ve sen de bakış açında, kendine verdiğin değerde bazı değişiklikler hissedeceksin. Amacımız da zaten bu.

    Bu egzersizden tamamıyla faydalanmak istiyorsan en az bir ay boyunca uygulamanı öneririm. Kaybedecek bir şeyin yok. Ayıracağın vakit her gün 3 dakikadan fazla değil. Zihninde başlayacak olan değişimin getirecekleri ise büyük.

    Şimdi kağıdı kalemi kap ve egzersize başla. Egzersizden elde ettiğin sonuçları bana göndermeyi unutma.

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bakmayı ihmal etme...

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Sadece Arkadaş…

    “hocam bugün sitenize girdim ve yazdıklarınızı bir çırpıda okudum.hocam benim sorunum sevdiğim kızın bana kanka gözüyle bakması ikimizde üniversite hazırlık sınıfındayız.ben ona deli gibi aşığım ama söyleyemiyorum ama anlamadığım şey ben onu denemek için şu kız çok hoşmuş gibi birşey söylediğimde çok kızıyo çok kıskanıyo ve değişik tepkiler veriyo küsüyo filan.hocam sizce ne yapmalıyım lütfen bana yardım edin.şimdiden teşekkür ediyorum.”

    Şimdi öncelikle olaya şöyle bakalım: Eğer her şey doğru gidiyor olsaydı senin bu kızla çıkıyor olman gerekirdi. Sen kızdan hoşlandığına ve hoşlandığın kız sana kanka gözüyle bakıyor olduğuna göre bir yerlerde bir yanlış oldu.

    Bence sorunun temelinde en baştan bu yana doğru adımları atmamış olman yatıyor. En çok yapılan hatalardan birisi bir kızın senden hoşlanmasını sağlamak için ondan hoşlandığını belli etmeye çalışmaktır. Buradaki mantık “Eğer ben ona sevgimi belli edersem onu ne kadar çok sevdiğimi anlayacak ve o da bana karşılık verecektir” düşüncesinden ortaya çıkıyor. Ne yazık ki gerçek hayatta böyle hareket ettiğinde hep “Acaba kız benden hoşlanıyor mu? Bak böyle yaptım , o da böyle cevap verdi, evet evet, o da hoşlanıyor... Benden hoşlanıyorsa niye beni arkadaş olarak sevdiğini söylüyor?” gibi düşünceler insanın aklından geçer.

    Bence iki yerde hatalı hareket etmiş olabilirsin: Ya kızdan hoşlandığını çok çabuk belli etmeye başladın, ya da atman gereken adımların zamanlamasında yanlış yaptın. Şimdi ikisine de bir bakalım.

    Bir kıza senden hoşlanmasına fırsat vermeden ondan hoşlandığını belli etmeye başlarsan, olacak olan seni çantada keklik bir tip olarak görmesidir. Ve bunu ister istemez yapar, bu insan doğasıdır çünkü. Bizler elde edemediğimiz şeyleri isteriz, ve bir şeyi elde etmek çok kolaysa ondan saniyesinde vazgeçeriz. Bu durumda kontrol o kadar kızın eline geçer ki seninle oynayıp bir senden hoşlanıyormuş gibi bir seni sadece arkadaş olarak görüyormuş gibi davranabilir. Yani bunu bir oyuna çevirebilir. Peki eksik olan nedir burada? Kızın sana karşı bir çekim hissetmesi. Kitapta bu konuya derinlemesine girdim ve buna benzer durumlarda ne yapman gerektiğini detaylı açıkladım, çünkü bence bu konu gerçekten anahtar noktalardan biri.

    İkinci durumdaysa, kız senden bir zamanlar hoşlanıyor olmasına rağmen sen atman gereken adımları atmadın ve dolayısıyla kız bekledi, bekledi, baktı ki hareket edemeyecek kadar cesaretsizsin, bu da senden ufak ufak soğumasına neden oldu. Bu konuya önceki bir emalımda da değinmiştim. Zamanlama gerçekten önemlidir.

    Her iki halde de düşeceğin durum aynı. Yani uzun ve sıkıcı, gerçekleşmeyen bir sürü beklentilerle geçecek olan bir arkadaşlık süreci.

    Sana iyi bir haber vermek isterdim, ama ne yazık ki seni arkadaş olarak gören bir kızın seni dahil ettiği kategoriden çıkmak gerçekten de o kadar kolay bir iş değildir. Bence yapabileceğin en iyi şey bu kızı bir süreliğine unutmak, kızlar hakkında doğru düşünce biçimini öğrenmek ve her adımda neler yapacağına net bir şekilde hakim olmak için çalışmaktır. Bunu yaptığında kız sendeki değişimi fark edecek, hayatına yeni giren kızları da gördüğünde seni kaybetmek üzere olduğunu hissedecektir. İşte o zaman kuralları değiştirdik demektir. Artık o seni elde etmesi gerektiğini düşünecek…

    Açıkcası kitabımı okuyan herkesi getirmek istediğim nokta bu. Kararsızca bekleyip hayattaki en değerli şeyin olan zamanını kaybetmek bence yapılabilecek en kötü şey. Harekete geçenlerden her gün başarı hikayeleri alıyorum, çünkü onlar hayatlarının kontrolünü ellerine almaya karar verdiler ve en hızlı şekilde değişip hayal ettikleri hayata ulaşma yolunda ilerliyorlar.

    Tecrübemle biliyorum ki çoğu zaman en imkansız sayılabilecek öğrencilerim bile böyle sonuçlar elde ettiler. Bu başarı hikayelerinden birini senin ağzından da duymak istiyorum.

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bak.

    Sevgiler,

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Başarılı Erkeklerin Ortak Özellikleri

    Kızlarla başarılı olma yolundaki her erkeğin mutlaka bilmesi gereken bir şey de, kızlarla ilişkilerinde hemen her zaman başarılı olan erkeklerin ortak özellikleridir.

    Bu özelliklerin hangilerine sahip olduğunu ve hangi özelliklerini geliştirmen gerektiğini gördüğünde, adım adım her şeyi başarabileceğini de fark etmeye başlayacaksın. Hiçbir şey bir anda olmak zorunda değil, ama her gün bir adım daha ileriye gitmeliyiz.

    Bu özelliklerin listesi “Çarpıcı Etki”de kısa bir şekilde toparlanmış olduğu için, kitaptan bu bölümü olduğu gibi aktaracağım:

    “Yapılan bir çalışmada, kızlarla ilişkilerinde hemen her zaman başarılı olan erkeklerin ortak özellikleri şu şekilde özetlenmiş:

    - Stabil bir özgüven ve özsaygı: Dış etmenlerin ve yaşadığı olayların kendilerine saygılarını ve güvenlerini sarsmasına izin vermiyorlar.

    - Bağımsızlık: Hangi durumda nasıl davranacaklarına kendileri karar veriyorlar, seçim özgürlüklerinden asla vaz geçmiyorlar.

    - Duyarlılık: Çevrelerine ve çevrelerindeki insanlara karşı duyarlılar, iletişim halinde oldukları kişilere tüm dikkatlerini odaklıyorlar.

    - Her an hazırlıklı olma: Her an biriyle tanışma fırsatını değerlendirmek için bakımlı ve dikkatliler, her türlü beklenmedik olaya karşı hazırlıklılar.

    - Her şeye fırsat olarak bakma: Hatalarından öğreniyorlar ve rastlantıları fırsata çeviriyorlar.

    - Kaybetmekten korkmama: Gereksiz tedirginliklerle kendilerini kısıtlamıyorlar, her zaman başka seçenekleri olduğunun farkındalar.

    - Hayattan ve yaptığı her şeyden keyif alma: Hayatı ve kendisini gereğinden fazla ciddiye almıyorlar, her duruma eğlenceli bir gözle bakıyorlar.”

    Şimdi, bir an için tüm bunlara sahip olmanın nasıl bir şey olacağını hisset... Hayatına bu gözle bir bak... Harika, değil mi? İşte hedefimiz tüm hayatı böyle yaşamak.

    Kendini şimdiden hazırlamaya başla...

    Tekrar görüşene kadar kendine ve kızlara iyi bakmaya devam...

    Sevgiler,

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Kızlarla Tanışmaya Hazırlan

    Daha önceki bir mailımda beğendiğin bir kızla, hiç tanışmıyor halden, çıkıyor olana kadar atman gereken 4 adımdan bahsetmiştim. Bu adımlara hakim olmadığı için her gün bir çok erkek istediği yerde istediği kızla tanışıp etkileme ve beğendiği özel kızla uzun süreli ve güzel bir ilişki yaşama fırsatını kaçırıyor.

    Adımlarımız neydi bir hatırlayalım:

    1- Kızla tanışabilmek

    2- Kızın senden etkilenmeye başlaması

    3- Kızla ilişkinizin derinleşmesi ve birbirinizi daha yakın hissetmeye başlamanız

    4- Kızla ilişkiyi resmi olarak başlatacak adımı atman, yani kızla el ele tutuşman ya da öpüşmen. (Çoğu kişi burayı kıza aşkını ilan etme ya da çıkma teklifi etme adımı diye düşünüyor. Maalesef bu yaklaşımın çuvallamana neden olma ihtimali yüksek. Bir kızla çıkmaya başlamanın doğru yolu nedir, ona da sonraki emaillarda bakacağız.)

    Bugün öğrenmeye bu adımların en önemlilerinden birinden başlayacağız:

    KIZLA TANIŞMAK.

    Bana gelen mailların çoğunda “Kızları nasıl etkileriz abi?” gibi sorular var, fakat son zamanlarda "Hocam, Primer Çekicilik Faktörü'nü uygulamaya başladım, kızların bana bakışı inanılmaz değişti ama ben şimdi ne yapacağım?", "Eskiden kızlar bakmıyordu, yuvarlanıp gidiyorduk şimdi bakıyorlar da bir şey yapamıyorum" gibisinden komik maillar almaya başladım. Sen de böyle hissediyorsan, seni çok iyi anlıyorum; çünkü zamanında ben de tanışma noktasında tutuktum ve kızların davetkar bakışlarına rağmen "stand by" konumunda bekliyordum. İşin doğrusu, eğer hazır olarak hemen girebileceğin ve her şeyi uygulayabileceğin bir çevren yoksa, tanışma adımını bilmemen öğrenmenin yavaşlamasına neden olabilir. Ayrıca çevren varsa bile, tanımadığın ama beğendiğin kızlarla tanışabilmenin hayatına katacağı renkleri düşün: Esmer, sarışın, kumral, kızıl; kısaca gökkuşağının tüm renkleri :).

    Şimdi gelelim kızlarla nasıl tanışacağına...

    Bir tanışmada atman gereken 3 önemli adım var. Bunlar:

    1- Dikkati kendine yönlendirmek

    2- Açılış cümlesi

    3- Konuşmayı devam ettirmek

    Yani gördüğün gibi bu konu herkesin düşündüğü gibi "Abi kıza ne söyleyeceğim"den ibaret değil. Mesela eğer bir cafede yan masadaki kızla konuşmak istiyorsan önce onun dikkatini kendine yönlendirmelisin. Neden? Çünkü bir cafede otururken birisinin yanına gelip konuşması toplumda genel olarak yapılan bir şey değildir. Onun için kız oturup arkadaşlarıyla sohbet ederken doğal olarak bunu beklemiyor. Aman yanlış anlama! Bu demek değil ki bunu yaparsan garip görünürsün! Tam tersi, eğer çekici bir erkeğe dönüştüysen (amacımız da bu), böyle gelip konuşabilme cesaretine sahip erkek sayısı o kadar azdır ki, daha pek fazla konuşmadan kızın hayranlığını kazanabilirsin.

    Fakat eğer sen bunlara hakim değilsen ve aklında arkadaşlarının sana "Oğlum böyle söyle bak şöyle de" dediği cümleyi döndüre döndüre kızın yanına gidip bir çırpıda cümleni söylersen, olacak olan kızın senin ne dediğini anlamaması olacaktır. Çünkü dikkati başka yerlerde…

    Böyle bir durumda yapman gereken ilk şey, kızın bulunduğu masanın başına emin adımlarla gidip (ipucu: Primer Çekicilik Faktörü), "Merhaba" deyip dikkatlerinin sana dönmesini beklemektir. İşte bunu yaptıktan sonra açılış cümleni söyleceksin ve sonra da konuşmayı devam ettireceksin. Tamam tamam, biliyorum... Diyorsun ki “Ben bunların hepsini yaparsam dışarıda bir ambülans bulunması lazım, çünkü kalp krizi geçirip ölme ihtimalim yüksek." Biliyorum :). Sadece ilerleyen zamanlarda neler yapacağımızı biraz görmeni istedim. Ama için rahat olsun, seni o seviyeye getirdiğimde zaten yukarıdakileri yapmak gözüne şimdiki gibi zor görünmüyor olacak. Emin ol, kendim uygulayıp sonuçlarını görmediğim hiçbir şeyi senden beklemiyorum, bu yüzden sonuçta geleceğin noktayı iyi biliyorum.

    Şimdi sana hemen bugün kullanmaya başlayabileceğin ve kızlarla tanışma becerini hızla değiştirecek bir egzersiz vermek istiyorum. Bu egzersiz kızlarla tanışmakta büyük tutukluk çektiğim dönemlerde kafa patlata patlata bulduğum bir egzersizdi ve bugün dahi bir çok kişinin kızlarla rahatça tanışır hale gelmelerine yardımcı oluyor.

    Egzersiz 2 parçadan oluşuyor.

    Birinci ve en önemli parçasında yapacağımız şey kızlarla tanışma konusunda her gün bir ufak adım atmak. Bunu ilk etapta 1 hafta boyunca yapacağız. Bu adımları seçerken dikkat edeceğimiz şey adımların ne her zaman attığın kadar rutin ve kolay, ne de heyecandan bayılmana neden olacak kadar zor adımlar olmamaları. Rahatlık seviyeni bilmiyorum ama örnek bir program vermem gerekirse:

    1- Birinci günkü hedefin rastgele 3 kıza saati sormak (bu herhangi bir yerde çalışan bir kıza sormak da olabilir, yolda yürüyen bir kıza sormak da olabilir, ya da okulda yan sıranda oturan ve hiç konuşmadığın bir kıza sormak da olabilir).

    2- İkinci günkü hedefin yolda yürüyen 3 kızı durdurup saatini sormak.

    3- Üçüncü gün yolda yürüyen 3 kıza kolunda saat varken saati sormak.

    4- Dördüncü gün yolda yürüyen 3 kıza adres soracak gibi "Pardon" deyip sonra "Şimdi gidebilirsin" diyerek göndermek (bunu yaptığında nasıl şaşırdıklarını tahmin edebilirsin).

    5- Beşincinci gün değişik ortamlarda hemen yanında duran üç kıza "Pardon" deyip dikkatini kendine yönlendirdikten sonra "Kız arkadaşıma bir doğum günü hediyesi almak istiyorum da, senin de ayakkıbaların gerçekten çok güzeller. Nereden aldın?" gibi bir soru sormak ve kız cevap verince "Teşekkürler, görüşürüz" deyip gitmek (konuşmayı yaparken raporda öğrendiğin gibi duygu katmayı unutma!).

    Vs vs vs… (Not: Buradaki 3 kız, 3 kızdan oluşan bir grup değil: 3 ayrı kızdan bahsediyorum.)

    Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi? Bu hedefleri istiyorsan küçültebilirsin. İlk yapacağın bunları zihninde 5-10 kez hayal etmek ve yaşamak. Yani gidiyorsun “Pardon” diyorsun, “Saatiniz kaç acaba?” Sonra “Teşekkür ederim” diyorsun ve gidiyorsun. İşte bu kadar.

    Bu egzersiz gerçekten ilginç bir egzersizdir, eğer uygularsan sen de fark edeceksin ki her attığın adımla kendine olan güvenin ve yapabilirliğin artmaya başlayacak. Bir çok kez bana birinci günde yapılması imkansız görünen şeyleri yedinci günde rahatlıkla yapabildiğini söyleyen şaşkın kişilerden mesajlar gelir. Bunu dene. Gördüğün gibi riske ettiğin bir şey yok. Birisine saatini sormayla ne kaybedebilirsin ki? Ama emin ol, eğer dediklerimi uygularsan kazanacağın şeyler çok. Onun için şimdi yola koyul.

    "Peki Harun D. ben konuşacak kızları nereden bulacağım?" diyorsan merak etme, çünkü egzersizin ikinci bölümünü tam bu soruyu soranlar için hazırladım. Bu egzersizin ikinci bölümü için senden istediğim şey, her gün karşına bir şekilde çıkan ve eğer tanışma becerin olsaydı tanışmak isteyeceğin bütün kızları bir kağıda yazmaya başlaman. Yani şöyle: Diyelim her gün metroya biniyorsun ve metroda beğendiğin kızlar görüyorsun. Bir kağıdın ya da ufak bir not defterin olacak ve metroda böyle bir kız gördüğünü not edeceksin. Sonra belki bir restoranda yemek sırasındasın, ya da üniversitenin kantinindesin ve yan masada güzel bir kız gördün. Aynı şekilde bu kızı da defterine not ediyorsun. Bu kısmı 1 hafta boyunca yapmanı istiyorum. Haftanın sonuna geldiğinde eğer ne yapacağını bilsen her gün ne kadar çok kızla tanışma fırsatını yakaladığını göreceksin. İşte bu fırsatları fark ettikten sonra eğer yukarıda verdiğim egzersizi de uyguladıysan, benden diğer öğreneceklerinle bunları birleştirip fırsatları taker teker değelendirmeye başlayacağız.

    Onun için şimdi hemen YOLA KOYUL. Önce kendine 1 haftalık rahatlık seviyene uygun bir program çıkar. Sonra eline kağıdı kalemi al ve gördüğün kızları not etmeye başla.

    Bir sonraki emailda kızlarla konuşmadaki en büyük sıkıntılardan biri olan konuşurken KONU BULMA sıkıntısından ve bunun için neler yapabileceğinden bahsedeceğim.

    O zaman kadar kendine ve kızlara iyi bak. Ayrıca bu egzersizden elde ettiğin sonuçları ve başarı hikayelerini (en çok bunları seviyorum) bana göndermeyi unutma.

    Sevgiler,

    Harun D.

    Başa dön... Çarpıcı Etki Seti ...

    ___________________________________________________________________________________________

    Öğretilen teknikleri kullananlar Çarpıcı Etki Sistemi hakkında neler dediler?

    www.CarpiciEtki.com




  • Okumadım; ama Harun Yahya'nın teknikleri kadar etkili olamaz.http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/41986/kedi-canini-senin---harun-yahya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ying Xiong -- 12 Aralık 2010; 1:06:12 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ying Xiong

    Okumadım; ama Harun Yahya'nın teknikleri kadar etkili olamaz.http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/41986/kedi-canini-senin---harun-yahya

    Konu hort olsa da, bunu yazmak için girmiştim.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.