Şimdi Ara

Asteğmenlik rahat mı? Zor mu?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
1
Favori
37.296
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • slm arkadaşlar benim önemli bi kç sorum olacak. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa paylaşırsanız sevinirim.

    1- Birinci olarak asteğmenlik hakkında ne düşünüyorsunuz? Tavsiye edermsnmz? Yani ben düşününce şöyle biraz daha mantıklı geliyor.Malum ekonomik kriz var.İş vs. Demek istediğim asteklerin aylık yaklaşık 1500 tl aldıklarını düşünürsek bu bir yıl güzel para eder. Birikim içn vs.diyorum. Bir de eğer düşünülürse tezkere bırakıp teğmen olarak yola devam etme ihitimali de varmış.

    2- Bu sorum da yine ilk sorumla ilişkili aslında, sorum şu: Bu asteğmenlik bittikten sonra tezkere bırakıp devam etmek istediğimizde bu karar kime ait? Yani sadece bizim istememizle olcak bi şey değil sanırım. Teğmen olarak kabul edilerek tsk kadrosuna dahil olmak istediğimiz zaman ne gibi kriterler aranıyor?

    Bu soruların cevabının bi çok uzun dönem asteğmenlik düşünen arkadaşlara ışık tutacağını düşünüyorum..

    Cevaplarınızı bekliyorum:)) (Özellikle askerlik görevini asteğmen olarak ifa edenler yanıt verirse sevinirim)







  • güzel sorular,ben de cevap bekliyorum sabırsızlıkla. : )
  • quote:

    Orijinalden alıntı: balci1987

    slm arkadaşlar benim önemli bi kç sorum olacak. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa paylaşırsanız sevinirim.

    1- Birinci olarak asteğmenlik hakkında ne düşünüyorsunuz? Tavsiye edermsnmz? Yani ben düşününce şöyle biraz daha mantıklı geliyor.Malum ekonomik kriz var.İş vs. Demek istediğim asteklerin aylık yaklaşık 1500 tl aldıklarını düşünürsek bu bir yıl güzel para eder. Birikim içn vs.diyorum. Bir de eğer düşünülürse tezkere bırakıp teğmen olarak yola devam etme ihitimali de varmış.

    2- Bu sorum da yine ilk sorumla ilişkili aslında, sorum şu: Bu asteğmenlik bittikten sonra tezkere bırakıp devam etmek istediğimizde bu karar kime ait? Yani sadece bizim istememizle olcak bi şey değil sanırım. Teğmen olarak kabul edilerek tsk kadrosuna dahil olmak istediğimiz zaman ne gibi kriterler aranıyor?

    Bu soruların cevabının bi çok uzun dönem asteğmenlik düşünen arkadaşlara ışık tutacağını düşünüyorum..

    Cevaplarınızı bekliyorum:)) (Özellikle askerlik görevini asteğmen olarak ifa edenler yanıt verirse sevinirim)


    1-Gideceğin yere göre değişir.İlk 3 ay eğitim için seni komando okuluna alırlarsa işte o zaman yandı gülüm keten helva
    Ben komando okulundaydım çok zorlandım fakat rahat bir kura çektim ve Hataya düştüm.Çok rahat ettim.Aldığım maaş 1800 dü.Doğuya düşersen 2.000 TL yi rahat geçer maaşın.Antakyada evim vardı mesai bitince evime giderdim.Üniversite hayatı gibiydi.Ama doğuya düşersen bunların hiçbirisi olmaz.

    2-Asteğmenlik bittikten sonra tezkere bırakma diye birşey yok artık.Askerliğin biter.Sonra TSK'nın sözleşmeli subay sınavlarına katılırsın.Tekrar eğitim-kamp vs. yapıyorlar ağır şartlarda.Sabır gösterip te devam edersen sözleşmeli subay oluyorsun teğmenlikten devam ediyorsun.

    Asteğmen olunca büyük ihtimalle takım komutanı oluyorsun.Bu da sorumluluk demek.Zihinsel olarak yorulabiliyorsun.Ama yine de tavsiye ederim hem maaş yönünden hemde imkan varsa tadılması gereken bir deneyim asteğmenlik..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi webislander -- 16 Ekim 2009; 9:31:38 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webislander

    quote:

    Orijinalden alıntı: balci1987

    slm arkadaşlar benim önemli bi kç sorum olacak. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa paylaşırsanız sevinirim.

    1- Birinci olarak asteğmenlik hakkında ne düşünüyorsunuz? Tavsiye edermsnmz? Yani ben düşününce şöyle biraz daha mantıklı geliyor.Malum ekonomik kriz var.İş vs. Demek istediğim asteklerin aylık yaklaşık 1500 tl aldıklarını düşünürsek bu bir yıl güzel para eder. Birikim içn vs.diyorum. Bir de eğer düşünülürse tezkere bırakıp teğmen olarak yola devam etme ihitimali de varmış.

    2- Bu sorum da yine ilk sorumla ilişkili aslında, sorum şu: Bu asteğmenlik bittikten sonra tezkere bırakıp devam etmek istediğimizde bu karar kime ait? Yani sadece bizim istememizle olcak bi şey değil sanırım. Teğmen olarak kabul edilerek tsk kadrosuna dahil olmak istediğimiz zaman ne gibi kriterler aranıyor?

    Bu soruların cevabının bi çok uzun dönem asteğmenlik düşünen arkadaşlara ışık tutacağını düşünüyorum..

    Cevaplarınızı bekliyorum:)) (Özellikle askerlik görevini asteğmen olarak ifa edenler yanıt verirse sevinirim)


    1-Gideceğin yere göre değişir.İlk 3 ay eğitim için seni komando okuluna alırlarsa işte o zaman yandı gülüm keten helva
    Ben komando okulundaydım çok zorlandım fakat rahat bir kura çektim ve Hataya düştüm.Çok rahat ettim.Aldığım maaş 1800 dü.Doğuya düşersen 2.000 TL yi rahat geçer maaşın.Antakyada evim vardı mesai bitince evime giderdim.Üniversite hayatı gibiydi.Ama doğuya düşersen bunların hiçbirisi olmaz.

    2-Asteğmenlik bittikten sonra tezkere bırakma diye birşey yok artık.Askerliğin biter.Sonra TSK'nın sözleşmeli subay sınavlarına katılırsın.Tekrar eğitim-kamp vs. yapıyorlar ağır şartlarda.Sabır gösterip te devam edersen sözleşmeli subay oluyorsun teğmenlikten devam ediyorsun.

    Asteğmen olunca büyük ihtimalle takım komutanı oluyorsun.Bu da sorumluluk demek.Zihinsel olarak yorulabiliyorsun.Ama yine de tavsiye ederim hem maaş yönünden hemde imkan varsa tadılması gereken bir deneyim asteğmenlik..



    Peki işletme mezunları genelde nerde asteğmen olurlar? Veya Asteğmen çıkma ihtimalleri %kaç? bu arada pm den mesaj attım msn adresimi ekle (abim konuşacak)




  • bölüme göre yer tayin etmiyorlar
    tuzla,foça gibi asteğmen okullarında başarı derecene göre sıralanıp son gün kendi elinle bir top çekersin neresi çıkarsa bahtına oraya gidersin.yani 15 aylık erler gibi değil.
    yüzde gibi bir hesaplama mümkün değil mesleğin pek bir önemi yok
  • tercih meselesi,mesela benim gibi işini gücünü bırakıp gitmek söz konusu oldu mu,kısa dönem çıkması için dua bile ediyor insan.
  • Her asteğmeni genelde komando yedek subay mı yapıyorlar
  • bilgisayar muh. olduğumdan dolayı beni muhabere sınıfına asteğmen olarak aldılar. 3 ay canımızı çıkardılar ki biz muhabereciyiz. bir de piyade ve komando asteğmenleri düşünemiyorum. Allah kolaylık versin.
    Asteğmenler 2 ye ayrılır. 1. si meslek kurası çekecek olanlar. Bunlar 18 gün acemilik yapıp , hemen kuradan sonra karargahlara kendi meslekleri ile ilgili işler yapmaya giderler. 2. si ise takım komutanı olacak olanlar. Bunlar da 3 ay acemilik eğitimi alırlar. sonra dağılırlar. Ben de acemiliği bitirdim , şimdi malatya ya takım k. olarak gideceğim.

    Asteğmenliğin acemi birliği felaket ya , erler halimize gülüyordu yani biz gece 9 da iç güvenlik tatbikatına suratlar kamuflaj boyalı sırtta 20 kg , elde 5 kg piyade tüfeği giderken.. komandoları saymıyorum bile. ama usta birliği konuştuğum kişilerin tecrübesine göre iyiymiş. paranı alıyorsun , orduevinde krallar gibi yemek yiyorsun ki restaurantlarda satılan 10-15 tl lik mevsim salatası, ordu evinde 0.80 tl idi . para biriktirebilirsiniz yani. bence uzun dönem yedek subay olmak yine de güzel



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi blackalbum23 -- 5 Kasım 2009; 13:26:33 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: blackalbum23

    bilgisayar muh. olduğumdan dolayı beni muhabere sınıfına asteğmen olarak aldılar. 3 ay canımızı çıkardılar ki biz muhabereciyiz. bir de piyade ve komando asteğmenleri düşünemiyorum. Allah kolaylık versin.
    Asteğmenler 2 ye ayrılır. 1. si meslek kurası çekecek olanlar. Bunlar 18 gün acemilik yapıp , hemen kuradan sonra karargahlara kendi meslekleri ile ilgili işler yapmaya giderler. 2. si ise takım komutanı olacak olanlar. Bunlar da 3 ay acemilik eğitimi alırlar. sonra dağılırlar. Ben de acemiliği bitirdim , şimdi malatya ya takım k. olarak gideceğim.

    Asteğmenliğin acemi birliği felaket ya , erler halimize gülüyordu yani biz gece 9 da iç güvenlik tatbikatına suratlar kamuflaj boyalı sırtta 20 kg , elde 5 kg piyade tüfeği giderken.. komandoları saymıyorum bile. ama usta birliği konuştuğum kişilerin tecrübesine göre iyiymiş. paranı alıyorsun , orduevinde krallar gibi yemek yiyorsun ki restaurantlarda satılan 10-15 tl lik mevsim salatası, ordu evinde 0.80 tl idi . para biriktirebilirsiniz yani. bence uzun dönem yedek subay olmak yine de güzel


    Arkadaşların çektiklerinin benzerini BAKIM sınıfı olarak biz de çektik.

    Düşünün bir de biz hizmet destek sınıf okulları arasında birinci olduk. Denetlemelere hazırlarken cılkımızı çıkardılar.

    Resmen modifiye olmuş gibi hissediyorum kendimi. İnsan vücudunun limitlerinin çok yüksek olduğunu öğrendim.

    Ha soran arkadaşa cevabım şu, sen kısa da istesen uzun da istesen farketmiyor. 400bin kişiden 10-15 bini asteğmen olabiliyor. İsteğine de pek bağlı değil.

    Kısa dönemler yatış yapıyor.

    Ama daha iyi bir muamele, temiz, 5-6 kişilik koğuşlarda 24 saat sıcak su, porselen tabaklarda yemek yeme, kısacası subay gibi muamele görmek istiyorsan uzun dönem yapacaksın.


    Çok şeyler kattı bana askerlik. Ha diyeceksin ki bir daha gider misin? Bir daha gitmem, orası ayrı, 78 gün özgürlüğümden fedakarlık etmem ama kattıkları da çoktur.

    Bir daha asker olsam , yine asteğmen olmak isterim.


    Ha bu görüşlerim yedek subay okulundan mezun olduktan sonraki görüşler, belki gittiğim birlik çok zor olacak , fikrim değişecek bilemiyorum :)




  • neyse herkes birşeyler anlatmış ben de yazayım dedim,

    aylardır ilk defa sabah 5.30 kalkıp dışarı çıkmadım çünkü diğer asteğmen arkadaşı gönderdim

    tek kişilik odalarda kalıyoruz ve duşumuz lavabomuz odamızın içinde,

    yemek bulmak akşamları buyuk problem çünkü kimse kalmadığı için biz sefil asteklere yemek çıkmıyor ne bulursak onu yiyoruz ki Allah'tan buzdolabımız var.

    genel çalışma saatlerimiz şu ana kadar sabahın 6.00dan akşamın 22.00na kadar gidiyor, insan yuzu çok görüyoruz ama hepsi işin ne zaman biteceği ile ilgileniyor.

    Maaşı biriktirme gibi bir düşünceniz varsa vazgeçin zira o para ile ancak boş zamanlarınızda şehre inip psikolojinizi düzeltecek eylemlere katılıyorsunuz.

    En son kısa dönem arkadaşlardan biri: "komutanım siz çarşıya ne zaman çıkıyorsunuz" diyerek dalga geçti çünkü ctesi pazarları bile çaılışıyoruz




  • internette buldugum bir astegmenin anıları :)

    Kısaca yaşadıklarımı özetleyecek olursam, ilk 4 ay öğrencilik yaşadık Asteğmen olmak için. Kış olduğu için 6 kat giyinip, dağlara taşlara eğitime gittik. -15 derecede saat 6’da kalktık. İlk 1 saat boşluğumuz 18 nci gün oldu.Şaşırdık ne yapacağız diye düşünürken bitti 1 saat zaten. Her sabah ayaz havada 3 km koşu, karların üzerinde sabah spor, aksam savaş beden eğitimi, arada yanaşık düzen eğitimleri ve tabii ki dersler. Tankın motoru, kulesi, silahları, tankı sürmesi, ateş etmesi 4 ay boyunca derslere girdik ve Tuz gölüne Tank top atışlarına gittik. Bu derslerin sonunda sınavlara girdik, sınavda başarısız olanlar hafta sonlarını içeride geçirdi. Tanka dilinizi değdirseniz yapışacak kıvamda bir soğukta eğitim gördük. Yeri geldi helikopterlerle dağlara bıraktılar saatlerce yürüdük sırtımızda çantalarla. Yeri geldi suratlarımızı boyayıp gece intikale çıktık, tatbikat gereği üzerimize ateş açıldı pusuya düştük. İç güvenlik eğitimi sırasında arazide bileğimize kadar çamurun içinde yerlerde süründük. Edok komutanı ve Kolordu denetlemesine girdik. Denetlemede hem atış takımına hem de spor takımına seçildiğim için herkes içeride ısınırken ben silahın soğuk metalini saatlerce yüzümde hissettim. Sporumuzu geliştirmek için her gün yüksek atlama, uzun atlama, halat, barfiks, bomba isabet, bomba mesafe, 100mt koşu, 5 km koşu, şınav, mekik yaptırdılar. Ama yılmadım. 4 ayı çok yoğun bir tempoda yaşayıp öğrencilik hayatını başarıyla bitirdim.



    Daha sonra 8 ay sürecek olan Takım komutanlığı görevi başladı. Bölük Komutanı ve Teğmenden sonra gelen 3 ncü rütbeli olarak bazı günler tüm Tugay’daki en kalabalık bölük olan Tank Tabur Karargah Bölüğü’nde 100ün üzerinde asker 30 tane de rütbeliye emir komuta ettim. Denetlemelerden geçtik, tatbikatlara katıldık, bölükçe günlerce arazide yattık kalktık. Pastırma sıcaklarında tam teçhizat koşular yaptık. Benim yapma zorunluluğum olmamasına rağmen hiçbir şeyden kaçmadım tabii ki. 12 ay boyunca her gün traş olup bot giydim, Şanlı Siyah Tankçı Beresini taktım. 24 saat boyunca hiç uyumadan tutulan cephanelik nöbetlerinde nöbetçi amir oldum. Gece eğitimlerine gittik, askerlere eğitim verdik. Konvoy komutanı olup fabrikalara tırlarla tank götürdüm getirdim. Bu arada Tugayda yalnızca 1 bölüğe verilen spor birincisi flamasını aldık. Tugay basket takımında oynadım, futbol, voleybol ve masa tenisi turnuvalarında dereceler elde ettik. Mesai bittikten sonra kendi isteğimle 3km koşup, spor salonunda ağırlık çalıştım. Daha bir çok angarya işte de askerlerin başında bulunduk. Sırılsıklam yağmur yağarken yada lahmacun fırını ayarındaki sıcaklarda, güneşin alnında. Ama askerlerime her zaman iyi davranmaya çalıştım, çarşı cezası yada hapis hiçbirine vermedim hak ettikleri çok zamanlar olsa da. Yalnızca 1 kere oldu, onda da bölükteki bütün askerleri çamurlu suya yatırıp süründürdükten ve su iyice içlerine işledikten sonra, çakıl taşlarında şınav çektirdim. Ama hak etmişlerdi. Masa tenisi raketimin bir tarafı sökülmüştü çünkü. Askerde kural şudur: Bir kişinin yaptığını herkes çeker. Acemilikte 1 kişi beresini unutmuş diye 150 kişi bere takmayıp, soğuktan kulaklarımız porselen gibi olduğu zamanları iyi bilirim. Her şey birlik beraberlik içinde olacak.



    Pek kısa olmadı yazdıklarım ama zaten 12 ay da kısa bir süre değil. Her gün yeni bir macera yeni bir olay. Kendilerini doğrayan askerler, orakla meydana çıkıp etrafa saldıranlar, intihar etmeye çalışıp ip kopunca yere düşenler, silahı kafaya dayayanlar, hapisten yeni çıkıp gelmiş olan katiller, jiletle herkesin önünde boydan boya kendini kesip göğsündeki bütün kemikler gözüken ve 149 dikiş atılan askerler de var. Yada Asteğmenliğin son günü intihar arkadaşımız da oldu. Tabii gözünüz korkmasın diye bunları anlatmıyorum ama bunlarla da uğraştık tabii. Sonuçta takımındaki asker senin sorumluluğunda. Okuma yazma bilmeyen, hiçbir şeyden anlamayan o kadar asker var ki. Nasıl laf anlatacaksın ki onlara. Uğraş dur işte. Neyse...Asteğmenlik görevimi de Teğmen rütbesine terfi ederek, Tugay komutanımız olan Tuğgeneral Ahmet Yavuz’dan şilt alarak ve Üstün Hizmet belgesi alan Tugaydaki tek Asteğmen olarak başarıyla bitirdiğime inanıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: rmemis

    neyse herkes birşeyler anlatmış ben de yazayım dedim,

    aylardır ilk defa sabah 5.30 kalkıp dışarı çıkmadım çünkü diğer asteğmen arkadaşı gönderdim

    tek kişilik odalarda kalıyoruz ve duşumuz lavabomuz odamızın içinde,

    yemek bulmak akşamları buyuk problem çünkü kimse kalmadığı için biz sefil asteklere yemek çıkmıyor ne bulursak onu yiyoruz ki Allah'tan buzdolabımız var.

    genel çalışma saatlerimiz şu ana kadar sabahın 6.00dan akşamın 22.00na kadar gidiyor, insan yuzu çok görüyoruz ama hepsi işin ne zaman biteceği ile ilgileniyor.

    Maaşı biriktirme gibi bir düşünceniz varsa vazgeçin zira o para ile ancak boş zamanlarınızda şehre inip psikolojinizi düzeltecek eylemlere katılıyorsunuz.

    En son kısa dönem arkadaşlardan biri: "komutanım siz çarşıya ne zaman çıkıyorsunuz" diyerek dalga geçti çünkü ctesi pazarları bile çaılışıyoruz


    nerede görev yapıyorsun?




  • yaa bir mahsuru yoksa birley sormak istiyorum,besyo spor yöneticiliğinde 3.senem askerde tıp,mühendislik,besyoları asteğmenlik için ayırıyorlarmış bunun doğruluğu nedir?
    bununla ilgili bilgisi olan bilgi veren varsa sevinirim..
  • er olarak yapmanı tavsiye ederim.
  • guzel konu. hort. daha cok tecrube anlatilsin isterim :) hepsini heyecanla okudum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • konuyu okuyordum arkadas astek 2 bin alir felan yazmis, tabi ben henuz konunun tarihine bakmadigim icin trol sandim. megerse 2009 yilindaymis 😀 su an yerine gore degissede astek maasi ortalama 3 bin tl icisleri bakanligina bagli bulunan birlige duserseniz birde gunluk 50 tl tazminat alirsiniz buda 4500 tl ye denk geliyor. cart parasi curt parasi derken 5 bini geciyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rexani

    er olarak yapmanı tavsiye ederim.


    kardeş adam askerliğini çoktan yapmıştır bence
  • Konu hort oldu ama tecrübeli arkadaşlar yazsın bir zahmet

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdiye, Üsteğmen yada Kd.Üsteğmen olmuştur :))
  • Asteğmenlerin koleji diye anılan bir okulda yedek subay olarak görev yaptım. (Öğrencilik + kıta). Yatılı kolej gibiydi bizim yer. Tüm imkanlar sakınılmadan hizmetimize sunuluyordu. Derece yapınca kuraya girmeden aynı yerde kalmak istedim. Ankara il sınırları içinde ancak yaklaşık 1 saat uzaklıkta, kırsal, oldukça küçük ve imkanları kısıtlı; kışın -30, yazın 45 derece sıcaklıkları görüdüğümüz bir yerdi. Kuradan sonra yine derece yapan ve iyi anlaştığım bir arkadaşımla ev tuttuk. O başka bir bölükteydi. Ben kısa bir süre subay misafirhanesinde kaldım, daha sonra ev tuttuk.

    1280 lira maaş alıyordum o yıllarda, ev kiramız 175 liraydı. Fatura falan derken 230-240 arası giderimiz vardı. Çoğunluk dışarıda yerdik. Eve yatmadan yatmaya giderdik. Sonra bir astsubay arkadaş daha aldık eve. Nişanlıydı. 15 günde bir, nişanlısı biz evde yokken gelir, çamaşırımızı, bulaşığımızı yıkar, evi temizler giderdi.

    Sürekli dışarda ya da ordu evinde yemek yerdik. Gerisi fastfood falan. Ama kahvaltıyı evde ben hazırlardım. Arkadaş izmir'deki emekli babasının arabasını getirdi. Ortaklaşa kullandık. Araba onda olduğunda otobüsle atlar 1 saat uzaklıkta ankara'ya giderdim. Her gidişimde 100-150 lira para harcar gelirdim. Ortada da birşey yok. Elimde 2 poşet meyva, bir sürü haftalık bilgisayar, national geographic, nokta, aktüel gibi dergilerle eve dönerdim. Ama her ay düzenli 250-300 lira istanbul'a anneme para gönderirdim.

    Ben bir bölükte takım komutanıydım. 40-45 asker vardı bölükte. Bölük komutanı üsteğmendi. Onun altında ben vardım, bir de 16-17 yıllık astsubay başçavuş vardı (bölük astsubayı). İşi genelde evrak işiydi onun. Üsteğmen eskişehir'liydi. Onunla 2-3 kez eskişehir'e gittim. Trenle 1 saat uzaktaydı. Çok karizmatik, sert görünüşlü ancak oldukça iyi niyetliydi.

    Bir odam vardı benim. takım odası deniyordu. Yanıma da hep kısa dönem verirlerdi ve işleri genelde eğitim yazıcısılığı olurdu. Bölüğün işi tören, karşılama gibi şeylerdi. Bir ülkenin bilmem ne komutanı gelir, onu karşılamaya giderdik. Ya da ankara'dan orgeneral falan gelirse işte. Cuma akşamları da komutanlık önünde tören olurdu, onu yapardı. Tören yürüyüşü, rahat! hazrol! tüfek homza! selam dur! şak şak! herşey tek ses, tek hareket.. o yüzden törenlere gittiğimizde veliler çocuklarını bırakır hayranlıkla bizi izlerdi.

    Çok rahattım.. öyle böyle değil. sabah öğle ve akşam içtimalarına katılır, ondan sonra odama girer akşama kadar müzik dinler, kitap okur, dergi karıştırırdım. Eğitimleri eğitim çavuşları yaptırıdı. Arada okulun tepe bir bölgede olan revirine gider oranın bahçesinden tüm ilçeyi izlerdim. Çok güzel manzara olurdu günün her saati. Erler arasında adım arazi asteğmene çıkmıştı ama iyi anlaşırdık hepsiyle. 3 defa denetleme gördüm. Her denetleme öncesi bölük komutanı da dahil hepimiz erlerle birlikte 1 ay hazırlandık. Erlerin işi zaten akşama kadar spor, eğitim, tören yürüyüşleriydi. Denetlemelerden biri okulun kendi denetlemesiydi. Bir nevi dış denetime hazırlık evresi. Diğerleri, EDOK ve kara kuvvetleri komutanlığı denetlemeleri. NATO subayları falan da gelmişti. Adamların önünde yatıp şınav çektik, tüfekli tüfeksiz hareketleri yaptık, gece atışlara gittik. Pentatlon yaptık, 5km koştuk. Tek zorlandığım zamanlarım bunlardı.

    Askerlik yaptığım ilçe oldukça küçüktü. Bir çarşısı vardı, birkaç tane de caddesi. İnsanları iyi, yardımsever anadolu insanıydı. Belediyeye ait bir sinema salonu, bolca internet cafeleri, 2-3 tane de popüler cafesi vardı. Merkezde caminin olduğu yerde bir ara sokakta kahvehanede porno film oynatırlar, askerlere gizli bira servis ederlerdi. Mahalleleri ve sokakları her daim kızarmış hamur, sıcak lavaş, ekmek kokardı. Güzel, saf, iyi niyetli kızları vardı. Şimdi oradan öyle bir sevgilim olmasını, buradan ona hasret duymayı isterdim. Erkekleri ise tam tersi arabesk rapçiydi. O güzelim, saf, temiz kızlar bu kekolarla çıkıyordu. Halkı askeri severdi, esnafın tüm geçimi askerdendi. Milliyetçi, vatansever insanlardı. Son günümde gözlerim dolu dolu sokaklarında boş boş gezdiğimi biliyorum. Bazen özlüyorum o günlerimi. Çok gitmek istedim ama cesaret edemedim, bıraktığım gibi bulamam diye

    Rahattım.. Askere 83 kilo gidip 102 kilo gelecek kadar :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi JaCKiE_BrOwN -- 24 Mart 2017; 8:53:41 >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.