Şimdi Ara

++ kainatta akıl sadece insada mı vardır ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
0
Favori
4.586
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kainatta akıl, irade, düşünce sadece insada mı vardır ?

    akıl, irade nedir ? kaynağı nedir ?



  • Bizim düşlediğimiz yada kabul ettiğimiz manada bilinç yalnızca insanda var.Bizim idrakimiz dışında gelişen ve bizim bilemediğimiz bir bilinçinde varlığı hakkında kafa yormak muğlak ve zor.Mutlak değerler üzerinden bir bilinç yaratmak yerine mevcut olanı irdelemek ve anlamak daha mantıklı geliyor bana

    Ha dersenki bilincin kaynağı nedir ve evrim sürecinde insana ne gibi faydalar sağlamaktadır.İnsan düşünmeden üreyen bir mekanizma olsa evrime daha iyi hizmet etmezmi.Ve bilinç hakkında zuhur etme gibi kavram öne sürüyorlar. Aklın karmaşık yapısının bir noktada bunu oluşturduğunu savunuyorlar.Ama bilinç hala esrarını koruyan ve tanımında zorluk çekilen bir kavram.

    Tebrik ederim seni bu nokta üzerinde tartışmak çok daha faydalı olabilir.Çünkü bilimsel olarak kanıtlanmış şeyler üzerinden tartışma yürütmeye kalkanlar çıkıyorda .Bu konu herkes için bilinmez yani herkesin birşeyler öğrenebileceği bir konu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Raskolnikov -- 24 Ağustos 2008; 12:32:35 >




  • Nokta bölümünde sorduğum soruya benziyor...
  • Hayvanlarda yok mudur ki?
  • Kainatta insan ve hayvanlardan başka akıllı canlıların olma olasılığı, olmama olasılığından çok daha fazladır. Dünyamız için akıl, düşünce ve duygu gibi kavramlara karşılık gelen davranışların yalnızca insanlar tarafından değil, hayvanlar tarafından da sergilendiği bilinmektedir. Akıl, düşünce, irade gibi kavramların tanımını biz insanlar yapıyoruz. Bir madde için bizim bahsettiğimiz anlamda bir akıldan sözetmek mümkün değildir. İnsanlık olarak akıldan kastımız farklı durumlar, olaylar, problemler karşısında en uygun stratejiyi belirlemek ve bunu uygulamaktır. Farklı maddelerin de farklı durumlara göre kuralları, yasaları ve farklı durumlardaki tepkileri vardır. Kimileri bir başka madde ile reaksiyona girdiğinde şiddetli bir patlama gösterirken, kimileri göstermez. Bundan hareketle bizim bahsettiğimiz anlamda akıl olmasa da maddelerin de belli davranış örüntülerinin olduğunu söyleyebiliriz. Evrimsel perspektiften konuya yaklaşmak gerekirse; canlılıkla beraber tanımladığımız anlamda aklı, iradeyi, düşünceyi de oluşturan maddelerin kimyasal, fiziksel, biyolojik yasalarla özel olarak biraraya gelmesidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Relusion -- 24 Ağustos 2008; 15:20:44 >




  • quote:

    Ama bilinç hala esrarını koruyan ve tanımında zorluk çekilen bir kavram.


    @Raskolnikov; Bilinç, bir canlının kendini her şeyden ve diğer tüm canlılardan farklı hissetmesi ve bunun farkında olmasıdır. Kuşkusuz tanımladığımız anlamda bir bilinç insanda bulunmaktadır. Hayvanların da diğer tüm canlılardan farklı bir varlık olduklarının farkında olduklarına dair bazı düşünceler üretebiliriz. Örneğin bir hayvanın kendi sınırlarını kendince belirlediği belirli yöntemler ile belirleyip, sınırlarını çizmesi onun kendi varlığının ve farklılığının bilincinde olması olarak yorumlanabilir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Relusion


    Kainatta insan ve hayvanlardan başka akıllı canlıların olma olasılığı, olmama olasılığından çok daha fazladır. Dünyamız için akıl, düşünce ve duygu gibi kavramlara karşılık gelen davranışların yalnızca insanlar tarafından değil, hayvanlar tarafından da sergilendiği bilinmektedir. Akıl, düşünce, irade gibi kavramların tanımını biz insanlar yapıyoruz. Bir madde için bizim bahsettiğimiz anlamda bir akıldan sözetmek mümkün değildir. İnsanlık olarak akıldan kastımız farklı durumlar, olaylar, problemler karşısında en uygun stratejiyi belirlemek ve bunu uygulamaktır. Farklı maddelerin de farklı durumlara göre kuralları, yasaları ve farklı durumlardaki tepkileri vardır. Kimileri bir başka madde ile reaksiyona girdiğinde şiddetli bir patlama gösterirken, kimileri göstermez. Bundan hareketle bizim bahsettiğimiz anlamda akıl olmasa da maddelerin de belli davranış örüntülerinin olduğunu söyleyebiliriz. Evrimsel perspektiften konuya yaklaşmak gerekirse; canlılıkla beraber tanımladığımız anlamda aklı, iradeyi, düşünceyi de oluşturan maddelerin kimyasal, fiziksel, biyolojik yasalarla özel olarak biraraya gelmesidir.


    En uç örnek olarak tek hücreli bir bakteri/virüs de bunları yapabiliyor, onlar için de akıllı diyebilir miyiz?




  • quote:

    En uç örnek olarak tek hücreli bir bakteri/virüs de bunları yapabiliyor, onlar için de akıllı diyebilir miyiz?


    Anlatmak istediğim akıl, irade, düşünce gibi kavramların tanımını bizim yapıyor oluşumuzdur. Bize göre akıl farklı durumlar, olaylar, problemler karşısında ''en uygun'' stratejiyi belirlemek ve bunu uygulamaktır. İnsan beyni karmaşıktır, basit bir yapı değildir. Bizler aldığımız kararları uygularken o duruma en uygun olduğuna emin olur ve uygularız, önce düşünür ve artılarını-eksilerini hesaplarız. Yani karar almadan önce bilişsel bir süreç yaşarız. Belki bu süreç psiko-saniyelik bir süreçtir ama bu süreç formülize edilip, kağıda dökülse çok uzun olduğu anlaşılabilir. Bakteri, virüslerin ve maddelerin de davranış örüntüleri vardır, ama bu daha çok bir bilgisayar programı gibidir. Bir virüs için ''Kendine uygun konağı bulduğun anda oraya gir ve çoğal!'', bir bakteri için ''Uygun ortamı bulduğun anda çoğal!'', bir madde için ''X ile tepkimeye girdiğinde büyük bir enerji açığa çıkar!'' gibi paketler kodludur. Oysa insan zihni böyle değildir. İnsan zihnini aynı durumlara karşı aynı reaksiyonu veren bir makinaya benzetemiyoruz. Çünkü insan zihninde karar alma sürecinde milyarlarca nöron aktive oluyor. İleriye yönelik planlar yapıyor. Yani bahsettiğimiz anlamda bir akıl yalnızca insan ve hayvanda vardır. Ama olaya terminolojik bakış açısından sıyrılıp bakarsak her zerrenin davranışları olduğunu, insanın tanımladığı anlamda olmasa da farklı durumlarda farklı örüntüleri izledikleri görülür.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Relusion -- 24 Ağustos 2008; 15:44:38 >




  • Hayvanlarda bilincin varlığı diye bir kitap var tubitakın , hayvanlarda bilincin varlığını farketmemizin önünde çok büyük bir engel var.Dil ... Hayvanlarda yapılan deneylere göre nedensel çercevede öğrenebiliyorlar.Yani kendi menfaatine gelişen neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor hayvanlar( Hem evrim bazında hem yetenek bazında).Hatta dawkins köt saatçi ve bencil gende bu ilişkiyi savunuyor.Aksi halde zaten evrime ters olacak hayvanların hareketleri.Yani hayvanlar kendilerine yarar sağlayan şeyleri öğrenme konusunda yetenekli.İnsan ise tam tersini yapabilme yetisine sahip( Oda tartışmalı ama intihar bunun kanıtı olabilir.Gerçi ruhsal bir hastalık deyip üzeri örtülebilir.)

    quote:

    Bilinç, Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan kendinin farkında olma görüngüsü; 2.öznenin duygularına, algılarına, bilgilerine ve kavrayışlarına bağlı olarak kendini anlama, tanıma ya da bilme yetisi; 3.bilme edimi ile bilinen içerik arasındaki ilişkiyi her ikisini de içerecek biçimde bir üst düzeyde kurabilme becerisi; 4.acı çekme, isteme, bekleme, düş kırıklığına uğrama, korkma gibi belli bir nesnesi bulunan bütün “geçişli” yaşama edimlerini olanaklı kılan ana ilke; 5.düşünen öznenin kendisine dönerek, kendisini kendi düşünceleri ile kavraması, kendisine bir başkası olarak dışarıdan bakabilmesi durumu; 6.“içebakış” yoluyla zihnin kendi deneyimlerinin gerçekliğini kavrama edimi; 7.zihinsel yaşamın geçmiş duyumları, algıları, bilgileri bellekte tutma yeteneği; 8.kişinin kendi içinde yaşadıklarına ya da dışarıda olup bitenlere yönelik incelmiş sezgisi, bütün yaşadıklarına ilişkin genel görüşü; 9.üzüntü, sevinç, hüzün gibi tek tek yaşantı durumlarına ilişkin kendilik izlenimleri, şeylerin kişiye nasıl göründüğüne yönelik görüngübilimsel yaşantılar bütünü.


    http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilinç


    Bilinçin tek bir tanımı yok.Bu konuda spekülasyon çok.Eğer sadece neden-sonuç ilişkisine göre hareket ediyorsak o zaman özgür irade diye bir şey olmuyor.Hemen hemen herkes Kantdan bu yana nedenselliğin insan zihni için geçerli olmamasını arzu ediyor.İnsan hakim konumunu kaptırmak istemiyor doğaya.Yaptığın en özgeci hareketin bile ardında menfaat olması-tüm hareketlerinin öngörülebilir olması fikri insana itici geliyor.Biz içinde iken hayatın nasıl olurda hareketlerimizi objektif olarak değerlendirebiliriz heleki bilinç ve bilinçaltı kavramları aydınlığa kavuşmamışken.O yüzden aşılması gereken iki sorun var.Birincisi kavramların aydınlığa kavuşması ikincisi değerlendirmeyi yapacak objektif bir göz (Aslında ikisi bütünleşik tek bir sorun olabilir.Belkide biz değil 'diğeri'nin tanımlaması lazım kavramları )

    Tanımlamalarda sorun var sanırım.Bilinç süreçlerinin tümüne zihin deniyor.Bilinçaltınıda katarak değerlendirebiliriz ama burda söz konusu olan suyun üstünde kalan sanırım.

    Bakteri sadece daha önce hayatta kalan programın bir kopyası.Eğer hayatta kalıyorsa başarılı demektir.Bir akıldan söz etmek mümkün değil.Zaten içgüdü kavramı burda devreye giriyor.İçgüdü yani kodlanmış bilgiyi işliyor hayvanlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Raskolnikov -- 24 Ağustos 2008; 16:27:39 >




  • Darwin’den beri biyologlar hayvanların düşünüp düşünmediğine ve duyguları olup olmadığına kafa yormuşlardır. Hayvan (ve tabii ki insan) beyninin, diğer özellikler gibi evrim geçirerek, belirli ortamlarda işlev görmek için gerekli becerileri edindiği görüşünü ortaya atan kişi Darwin’di. Ama herkes bu görüşe katılmadı. 20. yüzyılın ilk yarısında ağır basan teori davranışçılık, yani hayvanların bilinçli karar alma yetisinden yoksun olduğu ve bütün eylemlerinin doğal davranış çerçevesinde açıklanabileceği görüşüydü.
    Günümüzde hayvan bilişselliği alanı davranışçılığın ötesine geçerek, birçok yeni araştırma dalını kucaklayan bir yapı kazanmıştır. Yabanıl ortamda birçok değişkenle karşılaşılmasından dolayı, çalışmaların büyük bölümü esaret altındaki hayvanları kapsıyor. İncelenen hayvanlardan bazıları ve bilişsel becerileri konusunda elde edilen bulgular aşağıda sıralanıyor.
    Primatlar
    Azy (orangutan), düşüncelerini klavye üzerindeki soyut simgelerle aktarıyor ve uzmanların “zihin teorisi” adını verdiği yetiye uygun olarak başka birinin bakış açısını anlayabildiğini göstermiş oluyor.
    Kanzi (bonobo), imgeler aracılığıyla iletişim kuruyor, konuşulan İngilizce’yi anlıyor ve alet kullanıyor.
    Momo (marmoset maymunu), başkalarının davranışlarını taklit ederek öğreniyor ve hatta “nesne kalıcılığı”, yani gözle görünmeyen bir şeyin yine de var olduğunu bilme duyusunu taşıyor.
    Aristides (halka kuyruklu lemur), bir bilgisayar ekranında rastgele dizileri tekrarlayabiliyor ve nitelikler arasında ayrım yapabiliyor.
    Kuşlar
    Alex (Afrika gri papağanı), sayı sayıyor, renkleri ve biçimleri tanıyor, aynı ve farklı kavramını anlıyor.
    Psychobird (batı çalıkargası), geçmişi hatırlıyor, gelecek için plan yapıyor ve aldatıcı davranış kavramını anlıyor.
    Uek ve Betty (Yeni Kaledonya kargaları) problem çözebiliyor ve alet kullanabiliyorlar.
    Diğer Hayvanlar
    Yunuslar cümle yapılarını ve dilbilgisini anlıyor, benlik bilinci taşıyor, yaratıcılık sergiliyor ve bir televizyon ekranında verilen yönergelerin gerçek dünyanın göstergeleri olduğunu kavrıyor.
    “Betsy” ve Rico (çoban köpekleri) yüzlerce sözcüğü ve temsil ettikleri nesneleri anlıyor.
    Filler benlik bilinci taşıdıklarını ve uzun süreli belleğe sahip olduklarını göstermişlerdir.
    Koyunlar ayrı yüzleri -ister insan, ister koyun olsun- tanıyor ve uzun süre bellekte tutuyor.
    Ahtapotlar alet kullanıyor, oyun davranışları sergiliyor, bireyleri tanıyor ve özgün kişilikler taşıyor.
    Afrika çiklidleri sosyal konumu gözlem yoluyla belirliyor ve mantık yürütme belirtileri gösteriyor.


    Maymun Konuşması

    Kendi aralarında basit vokal işaretler kullandıkları gözlemlenen birçok hayvan türü vardır. Uzmanlar insan dışındaki memelilerin tamamen yeni anlamlar yaratmak üzere işaretleri bir araya getirdiklerine ilişkin kanıtları ilk kez elde ettikleri kanısını taşıyor. Birçok erkek maymun türü, dişileri ve yavruları uyarmak için sıklıkla piyov ve hek seslerini tekrarlar. Araştırmacı Klaus Zuberbühler, tek başına kullanıldığında bunun bir yırtıcının saldırmaya hazır olabileceği anlamına geldiğini belirtiyor. Art arda kullanıldığında ise belirli bir tehlikenin söz konusu olmayabileceğini, sadece erkeğin oradan ayrılma yönündeki ısrarına işaret edebileceğini ekliyor.
    Piyov: Bir leopar ya da başka bir yırtıcı yakında pusuda bekliyor.
    Hek: Kartal gibi uçan bir yırtıcı yakında dolaşıyor.
    Bazen bu sesler basit bir “cümle” kurmak için bir araya getirilir:
    Piyov piyov hek hek hek hek. Buradan ayrılıp başka yere gidelim. —Chris Carroll

    Hayvan Gözcülüğü

    Her evde olduğu gibi, balarısı kovanları da bazen aşırı kalabalıklaşabilir. Bir kovan düpedüz taşacak hale geldiğinde, balarısı sakinleri en iyi yönetilen komüne bile ilham kaynağı olabilecek bir kolektif karar alma sürecine girer. Kraliçe ve kovandaki arıların yaklaşık yarısı uçup bir ağaca konarken, izciler yeni bir yuva aramak üzere etrafa dağılır. American Scientist dergisinde yayımlanan bir incelemeye göre, yuva kurulacak iyi bir yer bulan izciler kararsız izcileri yanlarına çekmek üzere bir “sallanma dansı” yaparak yarışa tutuşurlar. Kazanılmak istenen arılar gösterilen yeri bizzat incelerler. Eğer yer hoşlarına giderse, aynı şekilde sallanma dansıyla reklamını yaparlar. Herkes hazır olduğunda, tüm kovan yeni yuva yerine uçar.

    Arayanın Kimliği: Kuşlar
    Dışarıda bir cep telefonu zili duyduğunuzda, bu “telefon”un tüylü olduğunu görerek şaşırabilirsiniz. Romalılar usta taklitçi olan sığırcıklara insan konuşmalarını taklit etmeyi öğretmişlerdi. Günümüzde repertuarları sadece diğer kuş ötüşlerini değil, testere seslerini, at kişnemelerini ve hatta cep telefonu ezgilerini kapsıyor. Danimarka ve Avustralya gibi birbirinden çok uzak yerlerdeki sığırcıklar bile aynı şeyi yapabiliyor. Britanya’nın Kraliyet Kuşları Koruma Derneği uzmanlarından Andrew South, erkek kuşların “özellikle üreme zamanında bir dişiyi çekmek ve bir alanı tutmak için” insan sesleri çıkardıklarını belirtiyor.

    http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0803/multimedia_hayvanakli.aspx?Konu=2

    ALINTIDIR.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: _LoRDi_

    Hayvanlarda yok mudur ki?

    Hayvanlarda ic gudu vardir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: dkrn


    quote:

    Orjinalden alıntı: _LoRDi_

    Hayvanlarda yok mudur ki?

    Hayvanlarda ic gudu vardir.



    Eğer hayvanda 'iç güdü' var ise @sariemir06'nun mesajında belirttiği hayanları açıklar mısın?
  • Deepblue kasparovu yendiği zaman ne tepki verdi insanlık ?
    Bu araştırmalarıda bir satranç maçı olarak düşünebilirsin.Fark olarak deepblue'nun belleğine bilgiyi insanlar koydu.Hayvanların belleği ise tamamen bilinmez insanlık için.O yüzden beklenmedik( bizim epistemolojik yetersizliğimizden) hareketler yada tepkiler bilincin varlığına delil olamaz.

    Birde bilincin tanımındaki sıkıntılardan dolayı hangi hareketin bu kaspamda değerlendireleceği sorunuda var.Orda söylenenler biraz yamultmak oluyor bence bilgiyi.Ama konu açık bu tarz spekülasyonlara.Bekleyip görmek gerekecek.
  • biraz film senaryolarından etkilenelim isterseniz.

    kainat 15 milyar yıl yaşında, yeryüzü 5 milyar yıl yaşında.

    ilk canlıların ortaya çıkmaya başlaması 2-3 milyar yıl.

    insanın ortaya çıkması ise bir kaç milyon yılı almakta.

    akıl dediğimiz olgu sadece kimyevi, biyolojik unsurlardan oluştuğunu düşünmek hayli zor. zira benzer yapıda insandan daha eski canlılar hala akıl üretebilmiş değil.

    ve evrende bilindiği kadarı ile yapayalnız durumdayız. öyle ki milyarlarca yıldız ve onların da milyarlarca gezegeni olmasına rağmen "bilinen" hayatsadece dünyada var.

    kainat sadece maddeden ve kimyasal reaksiyonlardan ibaret olsa akıl, duygu, acı, his, düşünce vs soyut kavramların mümkün olamayacağını düşünüyorum. zira bir kimyasal reaksiyon ile acı, akıl üretmek mümkün değil bilindiği kadarı ile ...

    bu durumda ben insanın aklının kaynağının kainattan bağımsız olduğunu düşünüyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok


    quote:

    Orjinalden alıntı: dkrn


    quote:

    Orjinalden alıntı: _LoRDi_

    Hayvanlarda yok mudur ki?

    Hayvanlarda ic gudu vardir.



    Eğer hayvanda 'iç güdü' var ise @sariemir06'nun mesajında belirttiği hayanları açıklar mısın?

    Metalok arkadasim ona bakarsan bir kopek uyusturucu buluyor.Dahasi bir muhabbet kusu derler ya konusabiliyor en basitinden Papagan konusuyor yani simdi bunlarda akilmi var tabiki yok.

    1.His
    2.Cüz-i bir cüz-i irade olduğundan akıl noktasındaki muamelattan hariçtirler ve sorumlu değillerdir.




  • Bizim beyin yapımızın yeterince karmaşık olmasından doyalı birtakım duygulara ve düşüncelere sahip oluyoruz. Tek bir sinir hücresinin ya da bir grup sinir hücresinden oluşmuş sinir düğümünün insandaki gibi duygular meydana getirmesi beklenemez elbette. İnsanın beyin kapasitesi bıçakla kesilmiş gibi hayvanlardan farklı değil. Diğer canlılar da beyin kapasitelerine göre birtakım duygu ve düşüncelere sahip. Bu kademe kademe gidiyor. Örneğin şempanzenin beyni de hatırı sayılır bir karmaşıklığa sahip olduğu için şempanze birtakım duygu ve düşüncelere sahip olabiliyor hatta bir bilinç geliştirebiliyor.
  • @dkrn, hayvanların başardıkları şeyleri tekrar okur musunuz lütfen!
    Yapılan deneyler uyuşturucu bulmak ya da birkaç kelimeyi tekrar ettirmekten daha karmaşık şeyler...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    biraz film senaryolarından etkilenelim isterseniz.

    kainat 15 milyar yıl yaşında, yeryüzü 5 milyar yıl yaşında.

    ilk canlıların ortaya çıkmaya başlaması 2-3 milyar yıl.

    insanın ortaya çıkması ise bir kaç milyon yılı almakta.

    akıl dediğimiz olgu sadece kimyevi, biyolojik unsurlardan oluştuğunu düşünmek hayli zor. zira benzer yapıda insandan daha eski canlılar hala akıl üretebilmiş değil.

    ve evrende bilindiği kadarı ile yapayalnız durumdayız. öyle ki milyarlarca yıldız ve onların da milyarlarca gezegeni olmasına rağmen "bilinen" hayatsadece dünyada var.

    kainat sadece maddeden ve kimyasal reaksiyonlardan ibaret olsa akıl, duygu, acı, his, düşünce vs soyut kavramların mümkün olamayacağını düşünüyorum. zira bir kimyasal reaksiyon ile acı, akıl üretmek mümkün değil bilindiği kadarı ile ...

    bu durumda ben insanın aklının kaynağının kainattan bağımsız olduğunu düşünüyorum.

    Atladığın nokta şu bilinç zaten kendi farkındalığına varmak.İnsan aklı konuşmayı-yazıyı ve böylece kültürü gelecek nesillere bırakmayı öğreneli ne kadar oldu.Yani bilincli bir şekilde kendi kökenini araştırmaya ve sorgulamaya ne zaman başladı.Evrimsel süreçte bu zamanın kısalığını gözönüne alırsan ve insanın bu süreci anlamakta şu an için zorlandığını ve tanımlamakta güçlük çektiğinide bunun üzerine eklersen.Nasıl oluyorda bu kadar kesin yargılara varıyorsun anlayabilmiş değilim.Çoğu şey bilinmez hala insanlık için.Maddeye insanlık can veremez demek insanlar sirius'a gidemez demek gibi geliyor bana




  • Kainat, Allah'ın aynası değil mi?

    Yani kainatta gördüğünüz veya göremediğimiz herşey onun görüntüsünden başka şey değildir! Onun görüntülerinden birin olan insan, diğer görüntülerinden üstün olabilir mi ki, insanda akıl olurken, diğer görüntüleri akılsız olsun? İnsan söylendiği veya inanıldığı şekliyle acaba hayvanlardan daha akıllı olabilir mi?

    Bize göre en ahmak olan varlık insandır. Çünkü insan herşeyi abartılı birşekilde sahiplenmek istemektedir. İnsan bencildir ve egoisttir. Bencillik ve egoistlik aklı eksiltmektedir. Kendisine yarasın, yaramasın herşeye sahip olmak istemektedir. Diğerlerinin aç ve açıkta kalması insanları mutsuz etmememektedir. İnsan hep üstün ola egosunu taşımaktadır. Buna benzer olayları düşününce, insan akıllı mıdır, değil midir?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    @dkrn, hayvanların başardıkları şeyleri tekrar okur musunuz lütfen!
    Yapılan deneyler uyuşturucu bulmak ya da birkaç kelimeyi tekrar ettirmekten daha karmaşık şeyler...


    Ya bu gönderilen yazıyı okumadan, yada okuyupta hiç yokmuş gibi cevap yazmakta iyice yaygınlaştı. Ayrıca yazıda yazılanlar bilimsel açıklamalar, bu açıklamalar olmaksızın, bilimsel kimliği olmayan herhangi biri bile hayvanların düşündüğünü, duyguları olduğunu anlayabilir.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.