Şimdi Ara

Sedirya Çam Fıstığı Yağı (Sibirya Cedar Oil)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
2
Cevap
0
Favori
1.355
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar aşağıda Altay-Sibirya bölgesinde yetişen Pinus Sibirica familyasındaki Sedir Ağacı ve bu ağacın fıstıklarından elde edilen mucize bir ürün olan Sibirya Çam Fıstığı yağı hakkında bilimsel bir makale veriyorum. İlginizi çekeceğini düşündüm lakin kendim ve çevremdeki bazı kişiler kullanıyoruz ve çok memnun kaldık.

    KANSERDE GLA KULLANIMI

    GLA’nın selektif olarak 40 farklı kanser türü üzerinde öldürücü etkisi olduğu saptanmıştır. GLA bu etkisini normal sağlıklı hücreler üzerinde yapmamaktadır. GLA, doku kültüründe tümör hücrelerinde ölüme yolaçtığı ve onkogen salınımını azalttığı ortaya çıkmıştır. Gliomalardaki (beyin tümörleri) uygulama da 1-2 yıl içinde tümörde küçülme yaptığı saptanmıştır. Diğer çalışmalarda Pankreas kanserlerinde kullanımının faydalı olduğu rapor edilmiştir. Antitrombotik (pıhtı oluşmasını engelleyici) etkisi ile kan akımını yavaşlamasını engellediği ve bu sayede metastaz(uzak yayılım) oluşumunun azaldığı kabul edilir.
    GLA (Gamma Linolenik Asit) VE MEME KANSERİ; GLA(Gamma Linoleik Asite) içeren bileşiklerin deneysel koşullarda kanser hücrelerini öldürdüğü tespit edilmiştir.Beyin, prostat ve son olarak meme kanseri hücrelerinde denenmiş olan GLA, İngiltere’deki “göğüs kanseri” olan kadınlarda, Tamoxifen adlı (meme kanserinde kullanılan) hormonal bir ilaç birlikte kullanılmış ve hastaların tamoxifene cevap verme oranlarında artış tespit edilmiştir. GLA’nın , tümörün beslenmesini ve gelişmesini sağlayan damarlanmadaki artışı (anjiogenezis) inhibe ettiği (baskıladığı) sanılmaktadır.
    İnt.J.Cancer 1adlı derginin 85.sayısında yayınlanmış bir çalışmada GLA tedavisi alan 38 Meme kanserli hasta (Tamoxifen ile birlikte) ile sadece tamoxifen alan hastaların karşılaştırılması yapılmıştır. Sonuç olarak; Endokrin duyarlı (yani östrojen reseptörü pozitif)meme kanserli hastalarda GLA bir dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Meme kanserli hastalarda klasik Tamoxifen tedavisine yanıt birkaç ayı bulacağından, Tamoxifene eklenen GLA ile tedaviye cevabı hızlandırması heyecan vericidir. Toksik etkisi bulunmayan GLA, östrojen reseptörü pozitif hastalarda Tamoxifen tedavisine mutlaka eklenmelidir. GLA, tamoxifene ilave olarak önerilmektedir. Bu çalışmada GLA’nın tespit edilebilen herhangi bir yan etkisine rastlanmamıştır.
    Breast Cancer Res Treatment dergisinde2 yayınlanan bir çalışmada GLA’nın kanser ilaçlarının tümör üzerindeki etkilerini arttırdığı tespit edilmiştir. Meme kanserinde kullanılan Vinorelbin adlı ilaçla birlikte GLA kullanıldığında tümör hücresinin üremesini hızlı ve etkili bir biçimde durdurduğu saptanmıştır. Bu çalışmada vitamin-E kullanılarak,GLA nın sinerjik etkisinin arttığı da gözlemlenmiştir.
    J Natl Cancer Inst3 dergisinde yayınlanan bir Amerika çalışmasında, GLA’nın Her-2/neu (erbB-2 adlı onkogenler üzerinden antitümör etkisi gösterdiği,İngilterede yayınlanan Prostaglandins Leukot Essent Fatty Acids4 adlı derginin 2005.Nisan sayısında GLA’nın tümör hücrelerindeki yapışma (adhezyon) özelliğini, dolayısıyla da tümör hücresinin hareket etme kaabiliyetini azalttığını bildirmiştir.Yine aynı araştırmacılar5; GLA’nın tümör hücresi üzerinde lipit peroksidasyonu adı verilen bir mekanizma ile seçici toksisite(zehirleme) özelliği gösterdiğini ve tümörün beslenmesini sağlayan damarlanmayı baskıladığı saptanmıştır.
    Kemoterapi ve GLA;GLA’nın doxorubicin, cisplatin, carboplatin, idarubicin, mitoxantrone, tamoxifen, vincristine ve vinblastine gibi antikanser ilaçların etkinliğini arttırdığı saptanmıştır. Ayrıca GLA, immun sistemi düzenleyici etkisine de sahiptir. Eur J Cancer6 adlı Avrupanın saygın bilimsel dergisinde yayınlanan araştırmada GLA’nın kemoterapi ilaçlarına tümörün duyarlılığını arttırdığı saptanmıştır.
    Amerika Kanser Birliği’ nin GLA(Gamma Linolenic Acid) hakkındaki görüşleri;
    * GLA’nın kanser hücrelerinin gelişimini yavaşlattığı da tespit edilmiştir. GLA’nın bu özelliğinden dolayı rutin diyetlere eklenmesi tavsiye edilmektedir.
    * Pankreas kanserli 48 hastada enjektabl formları kullanılan GLA, yüksek doz verilenlerde daha uzun yaşam sağlandığı tespit edilmiştir.
    * Son çalışmalar GLA’nın mutlaka diğer Kemoterapi ilaçlarıyla birlikte verilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
    * GLA’nın aşikar toksik etkilerine rastlanmamıştır.

    GLA’NIN KANSER HARİCİNDE KULLANIMI

    GLA, bir omega-6 doymamış yağ asidi olup, Omega-6 grubu temel yağ asitleri vücutta; enerji üretimi, kan akışındaki oksijenin yayınımı, hemoglobin üretimi, trigliserid ve kolesterol seviyelerinin düşürülmesi, beyin ve sinir dokularının gelişimi, hücre zarında sıvı geçişlerinin kontrolu, insülin ve kan şekeri seviyelerinin dengelenmesi, artrit (mafsal-eklem iltihabı) için tedavi, iltihap giderici etki, iltihaplı ve yangılı hastalıklarda yardımcı, astımda rahatlatıcı, PMS (Adet öncesi ağrılar) sendromlarında rahatlatıcı, allerjik reaksiyonların azaltılması, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, deri dokusuna yardımcı, su tutmanın azaltılması, sedefi azaltıcı veya hafifletici, sakinleştirici etki ve ruhsal durumu düzenleyici olarak da çok öenemli görevler yapmaktadır.

    * Romatoid artit,Ülseratif Kolit ve Sjögren Sendromu gibi diğer enflamatuvar hastalıklar,
    * Diabetik Nöropati,
    * Akut Respiratuvar Distress Sendromu
    * Hipertansiyon
    * Osteoporoz
    * Serum Lipitlerini düşürmede,
    * Premenstrual Sendrom,
    * Menopozal Flaşing
    * Deri Hastalıkları (Egzema, Atopik Dermatit, Ithicing, Hemodiyalizli hastalarda görülen Üremik deri bulguları)
    GLA’nın herhangi bir ilaçla etkileşimi rapor edilmemiştir.
    GLA içeren besinler;
    Sedir Yağı %20-27
    Yosun(Sprilune) %21
    Çuha Çiçeği Yağı % 7-14%
    Kuş üzümü %15-20
    Borage bitkisi %24

    SEDİR YAĞI; İnsanoğlunun tarih sahnesine çıktığı günlerden bu yana, Dünya’nın değişik bölgelerinde; SEDİR AĞACINA dini ve mistik bir anlam yüklenmiştir. Hz. Süleyman, Orta Doğu (Lübnan) sedirini evinin ve mabedinin yapımında özel önem atfeder ve tercih ederdi. Atlantik Sediri (Cedrus Atlantica) Druidler için kutsal bir ağaçtı. Sürekli yanan Zerdüştün ateşini sağlayan sedir ağacı reçinesiydi. Kuzey Amerika’da kırmızı sedir ağacı ( juniperus virginiana) yerliler için mukaddes bir ağaçtı. Rusya’da keşişler manastırların bulunduğu yerlere kutsal saydıkları Sibirya Sediri (pinus Sibirica) dikmekte, kozalaklarını ve tohumlarını diğer keşişler vasıtasıyla başka yerlere dikilebilmesi için dağıtırlardı. Halk bu ulu ağaçların kozmik bir enerji biriktirdiğini ve bu enerjiyi etrafına dağıttığına inanmaktaydı. Onun için bu ağaçlara “SES VEREN SEDİRLER” demektedir. Sibirya aynı zamanda Dünyanın en büyük ormanına ve en zengin bitki örtüsüne sahiptir. Bunların içerisinde şüphesiz en büyük yer çam ormanlarına aittir.

    Sibirya Sediri son derece görkemli bir ağaçtır, 30-45 metre boyunda, 1,5-2 metre çapında, ortalama ömrü 500 yılın üzerinde çok yavaş büyüyen bir tabiat harikasıdır. Bu yazıda ele alacağımız “Sibirya Cedar Oil” ‘in elde edildiği kozalaklar ise ağaçların en üst kısımlarında (Son 1,5 metrede) yetişirler. Ağaçlar -40 derecelerde üç yılda oluşturdukları olağanüstü değerli tohumlarını adeta başlarının üstünde taşımaktadırlar.
    “Hastalık teşhisinin ne olduğu hiç önemli değil, Sedir Yağı mutlaka iyi gelir” Sibirya halkı böyle söylüyor. “Doktor” veya “Ağaçların Çarı” dediği Sedir yağı için. Binlerce yıldan beri fıstıkların yağı çıkartılıyor ve kullanılıyor. Bölge yaşayanları çok haksızda sayılmazlar 90-100 yaşına gelmiş insanlar hala kendilerinde odun kesecek enerjiyi bulabiliyorlar. Dünya güreşinin efsane ismi Alexander Karelin bu bölgenin insanıdır. Yaşayanların ciltleri Dünyanın başka bir yerinde görülemeyecek kadar pürüzsüz , parlak ve güzeldir.
    En son modern bilimsel araştırmalarda, Sibirya halkının yağlarına atfettikleri üstün değeri doğrular görünümündedir. (Sibirya Cedar Oil) Sibirya Sedir Yağı vücudun gerekli vitaminleri , faydalı yağları, amino asitleri, makro ve mikro elementleri, yağda çözümlenen vitamin ve antioxidanları bünyesinde bulundurmaktadır.

    GLA EN YÜKSEK ORANDA SİBİRYA SEDİR YAĞINDA BULUNUR.
    Sedir yağındaki yağ asitlerinin yapısına bakıldığında , Gama Linolenik Asit olarak ta bilinen pinolenic asit (GLA-PLA) (2) %20-27 oranında bulunurken, Linoleic Acid (OMEGA 6) %40-47 aralığında bulunmaktadır. GLA kaynakları, çuha çiçeği yağı, siyah Frenk üzümü çekirdeği yağı, hodan yağıdır. Sibirya Sedir Yağı Bilinen En Zengin Natural Antioksidan Kaynaklarından Birisidir.Sibirya Sedir Yağında ;Alpha-tocopherol (E Vitamini),Caroten,(vitamin A),Çinko,Manganez, Bakır,Demirin yanısıra çok zengin K vitamini, P vitamini, B vitamini, selenium, fosfor bulunmaktadır.

    KAYNAKLAR
    1. İnt.J.Cancer “Gamma Linolenic Acid with Tamoxifen as Pimary İn Breast Cancer”
    2. Breast Cancer Res Treat. 2002 Apr;72(3):203-19.Synergistic interaction between vinorelbine and gamma-linolenic acid in breast cancer cells.
    3. J Natl Cancer Inst. 2005 Nov 2;97(21):1611-5.Effect of gamma-linolenic acid on the transcriptional activity of the Her-2/neu (erbB-2) oncogene.
    4. Prostaglandins Leukot Essent Fatty Acids. 2005 Apr;72(4):273-8.Gamma-Linolenic acid regulates the expression and secretion of SPARC in human cancer cells.
    5. Med Hypotheses. 2005;64(2):337-41.Inhibition of fatty acid synthase-dependent neoplastic lipogenesis as the mechanism







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.