Şimdi Ara

••••TÜRK ve OSMANLI TARİHİ KULÜBÜ •••• (31. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.818
Cevap
16
Favori
434.053
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2930313233
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: aksoy93

    Bugüne Kadar urulmuş Türk Devletlerinin Kuruluş ve Yıkılış Tarihleri

    Büyük Türk Devletleri

    Büyük Hun İmparatorluğu/M.Ö. 4. asır - M.S. 48
    Avrupa (Batı) Hun İmparatorluğu/374-496
    Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu/4. asır sonları - 577
    Birinci Göktrük İmpararorluğu/552-582
    Doğu Göktürk İmparatorluğu/582-630
    Batı Göktürk İmparatorluğu/582-630
    İkinci Göktürk İmparatorluğu/681-744
    Uygur İmparatorluğu/744-840
    Avrupa Avar İmparatorluğu/6. asır - 805
    Hazar İmparatorluğu/7. asır - 965
    Karahanlılar Devleti/840-1042
    Gazneliler Devleti/962-1187
    Büyük Selçuklu Devleti/1038-1194
    Harezmşahlar Devleti/1097-1231
    Osmanlı Devleti/1299-1922
    Timurlular Devleti/1370-1506
    Bâbürlüler (Gürgâniyye) Devleti/1526-1858


    Devletler

    Kuzey Hun Devleti/48-156
    Güney Hun Devleti/48-216
    Birinci Chao Hun Devleti/304-329
    İkinci Chao Hun Devleti/328-352
    Hsia Hun Devleti/407-431
    Kuzey Liang Hun Devleti/401-439
    Lov-lan Hun Devleti/442-460
    Tabgaç Devleti/386-557
    Doğu Tabgaç Devleti/534-557
    Batı Tabgaç Devleti/534-557
    Doğu Türkistan Uygur Devleti/911-1368
    Liang Şa-t'o Türk Devleti/907-923
    Tana Şa-t'o Türk Devleti/923-936
    Tsin Şa-t'o Türk Devleti/937-946
    Kan-çou Uygur Devleti/905-1226
    Türgiş Devleti/717-766
    Karluk Devleti/766-1215
    Kırgız Devleti/840-1207
    Sabar Devleti/5. asır - 7. asır arası
    Dokuz Oğuz Devleti/5. asır sonu - 6. asır sonu
    Otuz Oğuz Devleti/5. asır sonu - 6. asır sonu
    Basar-Alan Türk Devleti/1380-?
    Doğu Karahanlı Devleti/1042-1211
    Batı Karahanlı Devleti/1042-1212
    Fergana Karahanlı Devleti/1042-1212
    Oğuz-Yabgu Devleti/10. asrın ilk yarısı - 1000
    Suriye Selçuklu Devleti/1092-1117
    Kirman Selçuklu Devleti/1092-1307
    Türkiye Selçuklu Devleti/1092-1307
    Irak Selçuklu Devleti/1157-1194
    Eyyubîler Devleti/1171-1348
    Delhi Türk Sultanlığı/1206-1413
    Mısır Memlûk Devleti/1250-1517
    Karakoyunlu Devleti/1380-1469
    Akkoyunlu Devleti/1350-1502




    Beylikler


    Tulûnlular/868-905
    İhşidîler/935-969
    İzmir Beyliği/1081-1098
    Dilmaçoğulları Beyliği/1085-1192
    Danişmendli Beyliği/1092-1178
    Saltuklu Beyliği/1092-1202
    Ahlatşahlar Beyliği/1100-1207
    Artuklu Beyliği/1102-1408
    İnaloğulları Beyliği/1098-1183
    Mengüçlü Beyliği/1072-1277
    Erbil Beyliği/1146-1232
    Çobanoğulları Beyliği/1227-1309
    Karamanoğulları Beyliği/1256-1483
    İnançoğulları Beyliği/1261-1368
    Sâhib Atâoğulları Beyliği/1275-1342
    Pervâneoğulları Beyliği/1277-1322
    Menteşeoğulları Beyliği/1280-1424
    Candaroğulları Beyliği/1299-1462
    Karesioğulları Beyliği/1297-1360
    Germiyanoğulları Beyliği/1300-1423
    Hamidoğulları Beyliği/1301-1423
    Saruhanoğulları Beyliği/1302-1410
    Aydınoğulları Beyliği/1308-1426
    Tekeoğulları Beyliği/1321-1390
    Eretna Beyliği/1335-1381
    Dulkadıroğulları Beyliği/1339-1521
    Ramazanoğulları Beyliği/1325-1608
    Doburca Türk Beyliği/1354-1417
    Kadı Burhaneddin Ahmed Devleti/1381-1398
    Eşrefoğulları Beyliği/13. asır ortaları - 1326
    Berçemeoğulları Beyliği/12. asır
    Yarluklular Beyliği/12. asır


    Atabeylikler

    Böriler/1117-1154
    Zengîler/1127-1259
    İl-Denizliler/1146-1225
    Salgurlular/1147-1284



    Hanlıklar

    Büyük Bulgarya Hanlığı/630-665
    İtil (Volga) Bulgar Hanlığı/665-1391
    Tuna Bulgar Hanlığı/981-864
    Peçenek Hanlığı/860-1091
    Uz Hanlığı/860-1068
    Kuman-Kıpçak Hanlığı/9. asır - 13. asır
    Özbek Hanlığı/1428-1599
    Kazan Hanlığı/1437-1552
    Kırım Hanlığı/1440-1475
    Kasım Hanlığı/1445-1552
    Astrahan Hanlığı/1466-1554
    Hive Hanlığı/1512-1920
    Sibir Hanlığı/1556-1600
    Buhara Hanlığı/1599-1785
    Kaşgar-Tufan Hanlığı/15. asır başları - 1877
    Hokand Hanlığı/1710-1876
    Türkmenistan Hanlığı/1860-1885


    Cumhuriyetler

    Âzebaycan Cumhuriyeti/1918-1920
    Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-I/31 Ağustos 1913
    Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-II/1915-1917
    Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-III/1920-1923
    Türkiye Cumhuriyeti/1923-...
    Hatay Cumhuriyeti/1938-1939
    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti/1983-...
    Âzerbaycan Cumhuriyeti/1991-...
    Kazakistan Cumhuriyeti/1991-...
    Kırgızistan Cumhuriyeti/1991-...
    Özbekistan Cumhuriyeti/1991-...
    Türkmenistan Cumhuriyeti/1991-...



    Bu zamana kadar kurulmuş 16 Türk devleti var diyorlar ama bu listede 16' dan daha fazla devlet var
  • Yukarı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: İSKENDER_BÜYÜK


    quote:

    Orjinalden alıntı: aksoy93

    Bugüne Kadar urulmuş Türk Devletlerinin Kuruluş ve Yıkılış Tarihleri

    Büyük Türk Devletleri

    Büyük Hun İmparatorluğu/M.Ö. 4. asır - M.S. 48
    Avrupa (Batı) Hun İmparatorluğu/374-496
    Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu/4. asır sonları - 577
    Birinci Göktrük İmpararorluğu/552-582
    Doğu Göktürk İmparatorluğu/582-630
    Batı Göktürk İmparatorluğu/582-630
    İkinci Göktürk İmparatorluğu/681-744
    Uygur İmparatorluğu/744-840
    Avrupa Avar İmparatorluğu/6. asır - 805
    Hazar İmparatorluğu/7. asır - 965
    Karahanlılar Devleti/840-1042
    Gazneliler Devleti/962-1187
    Büyük Selçuklu Devleti/1038-1194
    Harezmşahlar Devleti/1097-1231
    Osmanlı Devleti/1299-1922
    Timurlular Devleti/1370-1506
    Bâbürlüler (Gürgâniyye) Devleti/1526-1858


    Devletler

    Kuzey Hun Devleti/48-156
    Güney Hun Devleti/48-216
    Birinci Chao Hun Devleti/304-329
    İkinci Chao Hun Devleti/328-352
    Hsia Hun Devleti/407-431
    Kuzey Liang Hun Devleti/401-439
    Lov-lan Hun Devleti/442-460
    Tabgaç Devleti/386-557
    Doğu Tabgaç Devleti/534-557
    Batı Tabgaç Devleti/534-557
    Doğu Türkistan Uygur Devleti/911-1368
    Liang Şa-t'o Türk Devleti/907-923
    Tana Şa-t'o Türk Devleti/923-936
    Tsin Şa-t'o Türk Devleti/937-946
    Kan-çou Uygur Devleti/905-1226
    Türgiş Devleti/717-766
    Karluk Devleti/766-1215
    Kırgız Devleti/840-1207
    Sabar Devleti/5. asır - 7. asır arası
    Dokuz Oğuz Devleti/5. asır sonu - 6. asır sonu
    Otuz Oğuz Devleti/5. asır sonu - 6. asır sonu
    Basar-Alan Türk Devleti/1380-?
    Doğu Karahanlı Devleti/1042-1211
    Batı Karahanlı Devleti/1042-1212
    Fergana Karahanlı Devleti/1042-1212
    Oğuz-Yabgu Devleti/10. asrın ilk yarısı - 1000
    Suriye Selçuklu Devleti/1092-1117
    Kirman Selçuklu Devleti/1092-1307
    Türkiye Selçuklu Devleti/1092-1307
    Irak Selçuklu Devleti/1157-1194
    Eyyubîler Devleti/1171-1348
    Delhi Türk Sultanlığı/1206-1413
    Mısır Memlûk Devleti/1250-1517
    Karakoyunlu Devleti/1380-1469
    Akkoyunlu Devleti/1350-1502




    Beylikler


    Tulûnlular/868-905
    İhşidîler/935-969
    İzmir Beyliği/1081-1098
    Dilmaçoğulları Beyliği/1085-1192
    Danişmendli Beyliği/1092-1178
    Saltuklu Beyliği/1092-1202
    Ahlatşahlar Beyliği/1100-1207
    Artuklu Beyliği/1102-1408
    İnaloğulları Beyliği/1098-1183
    Mengüçlü Beyliği/1072-1277
    Erbil Beyliği/1146-1232
    Çobanoğulları Beyliği/1227-1309
    Karamanoğulları Beyliği/1256-1483
    İnançoğulları Beyliği/1261-1368
    Sâhib Atâoğulları Beyliği/1275-1342
    Pervâneoğulları Beyliği/1277-1322
    Menteşeoğulları Beyliği/1280-1424
    Candaroğulları Beyliği/1299-1462
    Karesioğulları Beyliği/1297-1360
    Germiyanoğulları Beyliği/1300-1423
    Hamidoğulları Beyliği/1301-1423
    Saruhanoğulları Beyliği/1302-1410
    Aydınoğulları Beyliği/1308-1426
    Tekeoğulları Beyliği/1321-1390
    Eretna Beyliği/1335-1381
    Dulkadıroğulları Beyliği/1339-1521
    Ramazanoğulları Beyliği/1325-1608
    Doburca Türk Beyliği/1354-1417
    Kadı Burhaneddin Ahmed Devleti/1381-1398
    Eşrefoğulları Beyliği/13. asır ortaları - 1326
    Berçemeoğulları Beyliği/12. asır
    Yarluklular Beyliği/12. asır


    Atabeylikler

    Böriler/1117-1154
    Zengîler/1127-1259
    İl-Denizliler/1146-1225
    Salgurlular/1147-1284



    Hanlıklar

    Büyük Bulgarya Hanlığı/630-665
    İtil (Volga) Bulgar Hanlığı/665-1391
    Tuna Bulgar Hanlığı/981-864
    Peçenek Hanlığı/860-1091
    Uz Hanlığı/860-1068
    Kuman-Kıpçak Hanlığı/9. asır - 13. asır
    Özbek Hanlığı/1428-1599
    Kazan Hanlığı/1437-1552
    Kırım Hanlığı/1440-1475
    Kasım Hanlığı/1445-1552
    Astrahan Hanlığı/1466-1554
    Hive Hanlığı/1512-1920
    Sibir Hanlığı/1556-1600
    Buhara Hanlığı/1599-1785
    Kaşgar-Tufan Hanlığı/15. asır başları - 1877
    Hokand Hanlığı/1710-1876
    Türkmenistan Hanlığı/1860-1885


    Cumhuriyetler

    Âzebaycan Cumhuriyeti/1918-1920
    Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-I/31 Ağustos 1913
    Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-II/1915-1917
    Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-III/1920-1923
    Türkiye Cumhuriyeti/1923-...
    Hatay Cumhuriyeti/1938-1939
    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti/1983-...
    Âzerbaycan Cumhuriyeti/1991-...
    Kazakistan Cumhuriyeti/1991-...
    Kırgızistan Cumhuriyeti/1991-...
    Özbekistan Cumhuriyeti/1991-...
    Türkmenistan Cumhuriyeti/1991-...



    Bu zamana kadar kurulmuş 16 Türk devleti var diyorlar ama bu listede 16' dan daha fazla devlet var

    Yazdıklarım M.Ö 400'den bugüne kadar olan Türk Devletleri.Hunlardan bugüne yani.
  • @ magnum_1453

    arkadaşım biz senin yazılarını takip ediyoruz suyu bulandırmaya çalışanlarla uğraşmayalım işimize bakalım
  • Bende Geldim beyler benide ekleyin izmirden selamlar...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: karahisar

    @ magnum_1453

    arkadaşım biz senin yazılarını takip ediyoruz suyu bulandırmaya çalışanlarla uğraşmayalım işimize bakalım



    tartışma istemiyorum, istemiyoruz tartışmaya ortam hazırlayan klübümüzden çıkarılacaktır



    Teşekkür ederiz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: eggy13


    quote:

    Orjinalden alıntı: karahisar

    @ magnum_1453

    arkadaşım biz senin yazılarını takip ediyoruz suyu bulandırmaya çalışanlarla uğraşmayalım işimize bakalım



    tartışma istemiyorum, istemiyoruz tartışmaya ortam hazırlayan klübümüzden çıkarılacaktır



    Teşekkür ederiz.

    Boşverin o kişileri Onlar NO yerine YES e basarlar sadece.
  • TARİHİ İSTANBUL DEPREMLERİ

    1509 Büyük İstanbul Depremi: Küçük Kıyamet
    10 Eylül 1509 depremi hemen Adalar önünde oluşmuş ve İstanbul'da büyük hasarlar yapmıştır. Bu deprem halk arasında Küçük Kıyamet olarak adlandırılmıştır. Makrosismik gözlemlerin ışığında bu depremin büyüklüğü 7.4'tür. Ambraseys ve Finkel bu depreme ait tarihsel verileri büyük bir titizlik içerisinde inceleyerek şu bilgileri sunmuşlardır:
    -Depremden 30 yıl önceki bilgilere göre, İstanbul ve Galata'nın nüfusu 160,000 civarındaydı ve 35,000 yerleşim birimi mevcuttu. Depremde nüfus oranı daha fazlaydı..
    -10 Eylül 1509 depremi sonucunda, 1000 ev yıkıldı ve 4000-5000 kişi hayatını yitirdi. Ölenler arasında Osmanlı Hanedanından 3-kişi vardı. Vezir Mustafa Paşa ve emrindeki 360 atlı süvari öldü. Bu tarihsel belgelerde, İstanbul ve Pera'da hasara uğramayan hiç bir evin kalmadığı rapor edilmiştir.
    -Bu deprem sırasında, şehir surları da oldukça büyük hasara uğramış, Eğrikapı'dan Yedikule'ye kadar yıkım gözlenmiştir. Ayrıca, Edirne kapısı, Silivri kapısı ve Yedikule gibi ana giriş kapıları ağır hasara uğramıştır. Ishak Paşa kapısı, Topkapı sarayı duvarlarının, Hastalar Kapısı ve Kayıklar kapısı arasında yıkıldığı gözlenmiştir. Söz konusu duvarlara yakın birçok evin denize battığı görülmüştür. Galata duvarları ve Galata kulesinde hasarlar gözlendi. Fatih Camisi'nde çok ağır hasar gözlendi. Minareleri, kubbesi, duvarları yıkıldı, demir parmaklıkları kıvrıldı. Sultan Beyazıt (İmaret) camisi, medreseler, Karaman pazarındaki birçok iş yeri, Davud Paşa mescidi, St. John Theologos kilisesi, Dikilitaş, Beşiktaş gibi birçok bölgede hasar gözlendi. Bazı belgelere göre, birçok kervansaray, hamam, mescid yıkıldı.
    -İstanbul ve Pera'nın bazı bölgelerinde, yerde yarılmalar, su ve kum fışkırmaları gözlendi. Deprem sonrasında oluşan dalgalar surları, Galata ve İstanbul'daki birçok duvarı aşmış ve hasar oluşturmuştur.
    -Depremden sonra yapılan tamirlerden anlaşıldığına göre, Anadolu Hisarı, Yoros Kalesi, Boğaziçi, Rumeli Hisarı, Kızkulesi, Haliç ağır hasar görmüş.
    -Heybeliada ve Burgaz adasında bir çok cami ve kilise ağır hasar görmüş. Çekmece'de bazı köprüler, duvarlar ve Silivri kalesi hasara uğramış.
    -Gelibolu'dan Edirne'ye kadar birçok yerleşim birimindeki yapılar ağır hasar görmüş ve özellikle Çorlu halkı depremden sonraki korkudan dolayı iki ay kadar yeni yapılan evlere girmemiş. Bursa şehrinde kısmen hasar gözlenmiş ve İznik'teki bazı yapılar depremden sonra tamir edilmiş. Bolu şehrine ait surlar ve kuleler yıkılmış, fakat ölüm gözlenmemiş.
    -Bu depremin oldukça geniş bir bölgede, Yunanistan'dan Mısır-Nil Delta'sına ve hatta Avusturya'da hissedildiği rapor edilmektedir. Artçı depremler aylarca sürmüş ve büyük depremler Edirne'den Athos'a kadar hissedilmiş (En önemlileri: 23 Ekim 1509; 16 Kasım 1509; 10 Temmuz 1510 ve 26 Mayıs 1511). 10 Eylül 1509 depreminden sonra, Osmanlı Sultanı İmparatorluğun her bölgesinden toplattığı 66,000 işçi, 3000 ustabaşı ve 11,000 asistanı görevlendirerek imar işlerini başlatmış. Ayrıca, halktan deprem için özel bir vergi toplatmış, ve Mart-Haziran 1510 tarihleri arasında hasarlar tamir edilmiş.
    1509 İstanbul Depremi (Terra Motae)

    1766 Yılındaki Büyük İstanbul Depremi
    Küçük Kıyamet'ten (1509 Depremi) 257 yıl sonra gerçekleşen 22 Mayıs 1766 depremi İzmit'ten Gelibolu'ya kadar uzanan Marmara fay hattını kırdı. Depremde tsunami dalgaları oluştu, camiler Topkapı Sarayı ve anıtlar büyük zarar gördü. Bu depremi izleyen birçok artçı deprem rapor edilmiştir. En önemli artçı deprem muhtemelen aynı büyüklükte belki de daha büyük, 5 Ağustos 1766 Mürefte yakınlarında oluşmuştur. Gözlenen hasarın büyüklüğü ve etki alanından dolayı bu depreme ait oldukça fazla bilgi ve belge mevcuttur ve belki de Marmara denizi ve çevresinde gözlenen, en ince ayrıntısına kadar detaylı rapor edilmiş tarihsel depremdir. Osmanlı arşivlerinde bu depremin ardından İzmit ve İstanbul'da hasar gören cami ve külliyelerinde başlatılan onarım çalışmalarına ait belgeler mevcuttur. Özellikle Yunan kaynaklarında İstanbul'da bulunan yabancı ateşe ve elçilerin Avrupa'daki basın aracılığıyla rapor ettiği bu deprem doğrulanmaktadır. Çok ilginçtir bu depremden 11 yıl önce oluşan ve Lizbon (Portekiz)'u harabeye çeviren büyük deprem ile olan ilişkisi ve depremlerin oluşumu hakkında oldukça fazla spekülasyona sebep vermiştir.

    22 Mayıs 1766 depremi Kurban bayramının üçüncü günü gün doğuşundan yarım saat sonra perşembe sabahı oluşmuştur. Rapor edildiği üzere Güney-Kuzey doğrultusunda hissedilen yeraltı gürültülerinden sonra yaklaşık 2 dakika süren ana depremıden 4 dakika sonra daha küçük ölçekli bir deprem oluşmuştur. Deprem'den hemen sonraki ilk kayıtlara göre İstanbul'da 850'den fazla ölü ve birçok yaralı rapor edilmiştir. Ancak, ölü sayısının az olması depremin sabah namazını takiben camiler boşaldıktan sonra oluşmasına bağlanmaktadır. Maalesef, yıkımlar arasından daha sonra çıkarılan ölü sayısının toplam 4.000-5.000 civarında olduğu rapor edilmiştir. İstanbul'daki hasar oldukça geniş bir alanda gözlenmişti. Galata ve Pera 'daki önemli hasarların yanısıra Boğaziçi'ndeki köylerdede nisbeten küçük oranlarda hasar gözlenmiştir. İstanbul'u çevreleyen surlar , özellikle Yedikule ve Eğrikapı arasında önemli ölçüde yıkıldı. Yedikule'deki bir-iki kule yıkıldı, Edirnekapı hasar gördü ve Bahcekapısı ve Odunkapısı'nın çöktüğü rapor edilmektedir.
    En önemli hasar Fatih Sultan Mehmet camisi ve külliyesi'nde gözlendi. Caminin kubbesi, imaret ve medrese çöktü. Medrese'de eğitim gören 100'den fazla öğrenci yaşamını yitirdi. Depremden sonra caminin onarımı oldukça zaman aldı. Sultan Ahmet Camisi'nin minaresi yıkıldı ancak Ayasofya ve diğer camiler (Selimiye, Süleymaniye, Şehzade, Valide ve Nuruosmaniye ve Laleli) hafif hasar ile bu depremden etkilendiler. İstanbul'daki bu yıkımlar yabancı ateşe, elçiler ve misyon şeflerince de rapor edilmiştir. Bu depremden kiliseler de oldukça etkilenmiş olmasına rağmen, ayrıntılı kayıt pek yoktur.

    Topkapı Sarayı'ndaki ağır hasardan dolayı osmanlı sultanı saray bahçesindeki çadırında uzunca bir süre ikamet etmek zorunda kaldı. Saray'daki mutfak ve bacaları tamamen yıkıldı. Eski saray bahçesinde bulunan cezaevinin duvarlarının yıkıldığı ve savaş esirlerinin kaçtığı ayrıca rapor edilmiştir. Kadırga 'daki sarayın onarımı ve Beşiktaş'taki saray'ın duvarlarındaki yıkım kayıtlarda yer almaktadır. Bu depremde ayrıca birçok han yıkıldı, özellikle Vezir Hanı harabeye döndü ve birçok ölüme sebep oldu. Hırkacılar, Şekerciler, Baltacılar, Çuhacılar ve Kalpakçılar hanları ağır hasar gördü. Kapalıçarşı, Örücüler çarşısı ve Mercan Ağa'daki yıkımlar, Yerebatan sarnıcı ve askeri birliklerde hasar rapor edilmiştir.

    Ayrıca, şehir su şebekesinde ve kanallarında kırılmalar gözlendi. Galata ve Pera 'nın önemli bir hasar almadan bu depremden etkilendiğinin rapor edilmesine rağmen, Pera'da birçok duvarın ve bacaların yıkıldığı gözlenmiştir. Galata kıyılarındaki birçok yerleşim birimini ve daha kuzeyde İstinye koyunda yıkımlar oluşmuştur. Bu depremde İstanbul'un 22 km kuzeyindeki Ayvadbend barajı hasar gördü. Depremde ki hasarın daha çok İstanbul'un batısında yoğunlaştığı rapor edilmiştir. Çatalca, Küçük-Büyük Çekmece, Kumburgaz, Burgaz, Lüleburgaz, Çorlu ve Tekirdağ (Rodosto)'da deprem hasarlarının gözlendiği güvenilir kaynaklarda yer almaktadır. Tekirdağ'ın daha batısında deprem hasarı ile ilgili pek güvenilir bir kaynak yoktur. Ancak Gaziköy, Gelibolu ve Çanakkale boğazında bazı hasarların gözlendiği rapor edilmesine rağmen bu izlenimler 5 Ağustos 1766 -Mürefte artçı depremiyle ilişkili olabilir.

    Bu depremde gözlenen yıkımlar İstanbul'un doğusunda daha çok İzmit Körfezi'nde yoğunlaşmıştır. Bölgede ki birçok kasaba ve köy de ağır hasarlar gözlenmiştir. Yaklaşık iki dakika kadar sürdüğü rapor edilen bu depremde İzmit Mehmet Bey camisinin kubbesi ve Çalık Ahmet camisinin duvarlarının yıkıldığı ve depremden sonra gözlenen deniz dalgalarının (tsunami dalgalarının) limanları kullanılamıyacak derecede yıktığı rapor edilmektedir.

    Marmara Denizi'nin güneyinde Karamürsel'in batısında birçok köydede (Hersek) ağır hasarlar gözlendiği bilinmektedir. Bu deprem Bozcaada, Selanik, İzmir ve güney Balkan'larda -Sırp kaynaklarına göre- İstanbul'un 240 km kuzey-kuzeybatı'sında yer alan Aytos'da hissedilmiştir. Galata, Boğaziçi ve Mudanya kıyı şeridinde deniz seviyesinde yükselmeler gözlenmiş ve Marmara Denizi'ndeki küçük adacıkların yarı-yarıya suların altında kaldığı rapor edilmiştir. Depremden yaklaşık iki ay kadar sonra inşaat malzemeleri, bina ustaları Midilli'den Kayseri'ye kadar uzanan geniş bir bölgeden getirilerek yapım ve onarım çalışmaları başlatılmıştır. Birçok kamu (idare) binası yıkılarak yeniden yapılmış ve Fatih Sultan Mehmet camisi ancak 5 Mayıs 1771'de kullanıma açılabilmiştir.

    1894 İstanbul Depremi

    İstanbul, bundan 105 yıl önce 10 Temmuz 1894'te, "pek çok tahribata ve can kaybına sebep olan" bir deprem yaşadı. Tarihi kaynaklarda "büyük hareket - i arz" diye isimlendirilen bu deprem, Rumi 1310 yılına rastladığından, İstanbul halkı arasında, "1310 zelzelesi" diye anılır.

    İstanbul'da, son şiddetli deprem, 1984 yılının 10 Temmuz gününe rastlar. Kayıtlara göre, öğle üzeri, 12:20'de ya da 12:25'te, müezzinlerin ezan okuduğu bir sırada, önce hafif bir sarsıntı ile kendisini hissettirmiş, güney batıdan kuzey doğuya ve aşağıdan yukarıya olmak üzere, bunu daha şiddetli sarsıntılar takip etmişti.İstanbul halkı dehşet içinde sokaklara dökülmüş, "Allah, Allah" nidaları her tarafta duyulmaya başlamıştı.Deprem Marmara Denizi'nde de şiddetli dalgalarla kendini duyurdu. Denizdekiler mavnalardan, balıkçı teknelerinden, Şirket - i Hayriye vapurlarından kente baktıklarında, çöken binalardan yükselen toz bulutlarını görmüşlerdi.

    Marmara sahillerinde deniz önce 200 metre geriye çekilmiş, sonra şiddetli dalgalar halinde karaya vurmuş, kıyılardaki kayıklar, tekneler parçalanmıştı. İstanbul halkı, kendini sokaklara dar atmış; evlerde, dükkanlarda hiç kimse kalmamış, herkes geceyi dışarıda geçirmişti. Kent, büyük bir yıkıma uğramıştı.

    Kapalıçarşı kelimenin tam manasıyla "bir facia yeri" idi. Öğle vaktinin halk ve esnaf kalabalığı, çarşının sokaklarından dışarı fırlamaya çalıştı. Fakat sarsıntılardan kapılar kapanmış ve Kapalıçarşı'nın duvarları, içeride kalanların üzerine çökmeye başlamıştı. Sonunda, Kapalıçarşı'nın kubbeleri de çöktü! Sirkeci de yerle bir olmuştu. Bitpazarı, çadırcılar, yağlıkçılar, Yeniçeriler Çarşısı, Bodrum ve Kellekesen hanları yıkılmıştı. Uzunçarşı, Tahtakale, kutucular, kantarcılar baştan başa harabeye dönmüştü. Gedikpaşa, Kadırga, Kumkapı, Yenikapı, Langa ve Samatya'da yüzlerce ev yıkılmış, Adalar'da da büyük tahribat olmuştu. Heybeliada'daki Ruhban Okulu dahil, birçok büyük bina, hasar görmüştü.

    İstanbul'un camileri de depremden nasiplerini aldılar: Edirnekapı, Mihrimah, Kariye camilerinin minareleri yıkıldı; Nuruosmaniye'nin girişi çöktü. Kentte, depremle birlikte, yer yer büyük yangınlar da çıktı. Ancak ilginçtir, Beyoğlu'ndaki yapılarda, bir hasar meydana gelmedi. 11 Temmuz 1894'de deprem şu satırlarla bildiriliyordu: "Dün sabah beşe çeyrek kala (öğleye doğru), şehrimizde evvela hafifçe bir hareket - i arz hissedilmesini müteakip gayet şiddetli bir darbe ile her taraf sarsılmaya başlamıştır." Sonraki satırlarda gazete, depremin "10 - 12 saniye kadar" sürdüğünü, "şiddetli darbeden bir çeyrek kadar sonra, kısa fasılalarla dört defa daha hareket olduğunu" ayrıca akşama doğru, "iki hareket daha" yaşandığını bildirir. İstanbul'da Fransızca yayımlanan Moniteur Oriental gazetesi de aynı gün, şu satırlara yer verir: "Dün saat 12:25'te yaklaşık yarım dakika süren şiddetli bir yer sarsıntısı bütün kentte, tarifi imkansız bir paniğe yol açtı."

    Taksim civarındaki mezarlık ve bahçeleri gezen Moniteur muhabiri şunları yazar: "En yüksek sınıftan kadınların, saç baş dağınık, ürküntü içinde veya üstlerine yalnızca bir sabahlık, bir kombinezon veya jüponla kaçtıkları görülebiliyordu. Her yerde çığlıklar, gözyaşları, ağlamalar, sinir krizleri, bayılmalar, Allah'a, Meryem'e yakarmalar duyuluyordu."

    1894 depreminden objektiflere yansıyanlar:
     ••••TÜRK  ve OSMANLI TARİHİ KULÜBÜ ••••

     ••••TÜRK  ve OSMANLI TARİHİ KULÜBÜ ••••
  • Şimdi bunları yazdıktan sonra belkide birçok kişi yanlış olduğumu düşünecektir.

    Ben Osmanlı tarihini kendi ''Türk'' tarihim olarak benimseyemem. Şöyleki, Osmanlı tamamen Türk değildi, Islam dini ile birleştikten sonra tamamen arap kültürünü benimsemiş ve yaşam tarzını buna göre şekillendirmiştir. Yanlış anlaşılmasın, islamı kötülemiyorum burada. Fakat kültür tamamen yozlaşmış ve ''Arap'' kültürünün etkisine girmiştir. Divan edebiyatında bile birçok nazım biçimi vardır Iran edebiyatından gelen. Bakınız, isimler. Bu dönemde arapça isimler kullanılmaya başlanmış ve hemen hemen öz Türkçe isimler yok olmaya yüz tutmuştur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Nirv

    Şimdi bunları yazdıktan sonra belkide birçok kişi yanlış olduğumu düşünecektir.

    Ben Osmanlı tarihini kendi ''Türk'' tarihim olarak benimseyemem. Şöyleki, Osmanlı tamamen Türk değildi, Islam dini ile birleştikten sonra tamamen arap kültürünü benimsemiş ve yaşam tarzını buna göre şekillendirmiştir. Yanlış anlaşılmasın, islamı kötülemiyorum burada. Fakat kültür tamamen yozlaşmış ve ''Arap'' kültürünün etkisine girmiştir. Divan edebiyatında bile birçok nazım biçimi vardır Iran edebiyatından gelen. Bakınız, isimler. Bu dönemde arapça isimler kullanılmaya başlanmış ve hemen hemen öz Türkçe isimler yok olmaya yüz tutmuştur.

    Kardeş lütfen tarihi önce güzelce araştırın sonra gelin birşeyleri yazın burada...
    Araplaşmış diyorsunuz...Asla böyle birşey olmamıştır...
    Ne diyeyim ben inanın bazen şaşırıyorum...
    Bu fikirler nasıl ne zaman geliyor aklınıza onuda çözemiyorum ya kardeş affet beni...
  • BİZ KİMİZ OSMANLI TÜRKMÜYDÜ




    Türkler Lempire OTTOMANE(Ottoman Empire) denen renkli imparatorluğun esas aktörü olan bir millettir. Bu bir imparatorluktur ve bu imparatorluğun esası Türktür dili Türkçedir Orduda ve bürokraside Türkçe kullanılır. Bilhassa ordu bilinenin aksine daha çok Türktür çekirdek olan muhafız kıtalarının çocukları 15 16 ve kısmen 17. asırda devşirme usulüyle Balkanların ve kafkasyanın köylerinden toplansada bunlar kişilerin tercihlerine göre Türkleştirilir ve müslümanlaştırılır. İçlerinden Sokullu Mehmet PAŞA ruhban ailesinden geldiği halde birinci sınıf Türk ve müslüman olanlarındandır






    Her durumda her halükarda ordunun dili Türkçedir. Zaten bilindiği gibi Türk toplumunda ordu çok önemli bir müessesedir.



    OSMANLI CEMİYETİNDE ARİSTOKRASİ YOKTUR ARİSTOKRASİ OLMADIĞI İÇİNDE HER SINIFTAN VE HER ETNİK GRUPTAN GELEN İNSANLAR KOLAYCA İSTEDİKLERİ YERLERE ULAŞABİLİRLER ÜST SINIFLARA TIRMANABİLİRLERDİ(bkz ermeniler bkz çeşitli etnik gruplara ait olanlar)



    BİZE TÜRKİYE İSMİNİ 12. ASIRDA İTALYANLAR KOYMUŞTUR ÜLKENİN ÇOĞUNLUK HALKI TÜRK OLDUĞU İÇİN BİZE TURCKİA VEYA TURCHMENİA GİBİ İSİMLER KOYMUŞLARDIR


    SONUÇ OLARAK OSMANLI YAPISI GENEL OLARAK TÜRKTÜ DİLİ TÜRKÇEYDİ ORDUSU SANILANIN AKSİNE TÜRKTÜ.




    KAYNAK:


     ••••TÜRK  ve OSMANLI TARİHİ KULÜBÜ ••••



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Toyota SUPRA -- 19 Ağustos 2008; 22:17:26 >
  • Ufak bir not..!
    Arkadaşlar şimdiye kadar ismim olan magnum_1453 ismi yerine,artık ismim Orientalolmuştur...
    Neden böyle birşey yapmış olduğumu ya da Oriental'ın ne demek olduğunu merak edenlere çok kısa izah edecek olursam:
    Başta magnum_1453 ismini ilk defa olarak magnum şeklinde üye yapmakk istemiştim.Ama sistem kabul etmemişti.Arkadaşım ile birlikte üyelik yapmak için bu sefer,magnum ismine _1453 ü ekleyince üyeliğim aktif olabilmişti.
    Bana daha ilk baştan açıkçası manasız geliyordu bu isim.Şimdi de bunu değiştirmeye ve Oriental yapmaya karar verdim.
    Oriental ismi Fransızca asıllı bir kelimedir ve başta Fransızlar olmak üzere tüm Avrupalılar tarafından Doğu dünyası için kullanılır.
    Mesela Ortadoğu başta olmak üzere,Asyanın kültürünü,dilini,dinini,folklorunu,eserlerini,efsanelerini v.b. kapsayan bir kavramdır Oriental...Buna Türkçe de Şarkıyatçılık yani Doğu bilimcilik denir..Bu işle uğraşanlara da Orientalist denir.Türkçe'de de Şarkıyatçi...
    Kısaca bu şekilde yeni nickimi arzediyor,çalışmalarımıza ve paylaşımlarımıza bizi seven ve takip eden tüm arkadaşlarımıza artık bu isimledevam edeceğimizi tekrar ediyorum..
    SAYGILARIMLA..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Oriental -- 16 Haziran 2008; 17:17:58 >
  • Benide Eklerseniz sevinirm.
  • @Oriental kafama takılan bir soru var uzun zamandan beri, arapların (tüm arap alemini tenzih ederim ) 1.dünya savaşında osmanlı ordusuna yaptığı ihanetini acaba onları cahil bırakmamızdan dolayı yaptılar diyebilir miyiz? nerden vardım bu konuya 14. yüzyıldan sonra bilim alanında arapların doğru düzgün bir çalışmaları olmamıştır belki olmuştur ama ben bulamadım.

    ekleme: bu arada yeni kullanıcı adın hayırlı olsun görünce aklıma Orient Ekspres geldi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ares_turk -- 16 Haziran 2008; 17:12:14 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ares_turk

    @Oriental kafama takılan bir soru var uzun zamandan beri, arapların (tüm arap alemini tenzih ederim ) 1.dünya savaşında osmanlı ordusuna yaptığı ihanetini acaba onları cahil bırakmamızdan dolayı yaptılar diyebilir miyiz? nerden vardım bu konuya 14. yüzyıldan sonra bilim alanında arapların doğru düzgün bir çalışmaları olmamıştır belki olmuştur ama ben bulamadım.

    ekleme: bu arada yeni kullanıcı adın hayırlı olsun görünce aklıma Orient Ekspres geldi.


    ben birşeyler söylemek isterim bu arap ihaneti hakkında. cahillikten değildi arapların ihaneti. araplar kendi bağımsızlık düşüncelerini ve arap milliyetçiliğini biz türklerden çok daha önce farkettiler. türkler miliyetçilik akımını en son öğrenen ırklardandır dünya üzerinde. ama arapların ihanetine milliyetçilik yada özgürlük isteği değil, parıl parıl parlayan ingiliz altını sebep olmuştur.

    bu arada osmanlı devleti sınırları içerisinde yaşayan en rahat halktan birisi arap halkıdır. ne askerlik hizmeti vardı araplarda nede aşırı bir vergi alımı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nanashi -- 16 Haziran 2008; 17:23:59 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ares_turk

    @Oriental kafama takılan bir soru var uzun zamandan beri, arapların (tüm arap alemini tenzih ederim ) 1.dünya savaşında osmanlı ordusuna yaptığı ihanetini acaba onları cahil bırakmamızdan dolayı yaptılar diyebilir miyiz? nerden vardım bu konuya 14. yüzyıldan sonra bilim alanında arapların doğru düzgün bir çalışmaları olmamıştır belki olmuştur ama ben bulamadım.

    ekleme: bu arada yeni kullanıcı adın hayırlı olsun görünce aklıma Orient Ekspres geldi.

    KLASİK ARAP İHANETİ YALANI:

    Sevgili ares_turk kardeşim başta iyi temennilerin için sana teşekkür ederim...
    Soruna gelince çok klasik ve her defasında karşıma çıkan ve tartışılan bir soruyu biraz daha farklı şekilde bu sefer sormuşsun...
    Ben bu konuyu KONUDIŞI n da da defalarca gördüm ve özellikle yorumlamaktan ve cevaplamaktan kaçındım.Çünkü biliyordum ki ortalık gene karışacak ve yıllarca hep bir dayatma metodolojisiyle bize öğretilmiş kalıpları burda da aşamayacaktık.O yüzden tartışmaların hep uzağında durdum ve birşey söylemedim yazmadım..
    Ama şimdi ufakta olsa birşeyleri yazmak istiyorum çok çok kısa olsa da..
    Arkadaşım şunu öncelikle söylemem gerekiyor ki1.Dünya Svaşı'n da Savaşı'nda Araplar Osmanlı Ordusuna öyle anlatıldığı şekilde ihanet etememişlerdir!!!!!
    Evet yanlış okumadınız Araplar aslında Osmanlı Ordusuna ihanet etmemişlerdir...
    Bugün bir çoğumuz Arap İsyanı derken akla hep O günlerde Mekke Emiri yani hakimi Şerif Hüseyin gelir..
    İşte bugün tüm tarih kitaplarımıza giren isyanı sınırlı ölçüde!!!!!! ve İngilizlerden alınan destekle yapan budur..
    Sorarım herkese,herkes Arap isyanından bahsediyor ama,Mekke harici hangi Arap ülkesi isyan etmiştir..???
    Yemen mi?
    Suriye mi?
    Filistin mi?
    Mısır mı?
    Irak mı?
    Bunları Arap İsyanı sırasında duyan ya da Şerif Hüseyinden başka Arap isyanının tertipleyicisi bir isim olarak başka kim vardır..??
    Cevap çok açık:YOKTUR!!!
    Evet arkadaşım,İngilizler'in huyunu suyunu tarihle hele Osmanlının son dönemiyle ilgilenenler çok çok iyi bilirler ki İngilizler Osmanlıyı dolayısıyla İslam Dünyasını birbirinden ayırmak için bu şekilde propagandalar yapmış,eğer izleyenler varsa filmide sonra çekilen meşhur Arabistanlı Lawrence gibi meşhur ajanlarını Arap Dünyasına göndermiş ve İngiliz Altınlarını bir sel gibi o bölgeleri parçalamak için akıtmıştır...
    Nitekim Lawrence de İngilizlerin bu oyununu yıllar sonra yayınlanan hatıralarında:
    Ortadoğu'da yirmi milyon Arab'ı bir araya toplayıp yeni bir millet yaratmak istemişti. Hayal dünyasında bunu düşünürken, yirmi milyon Arab'ın kendi aralarında anlaşıp anlaşamayacaklarını, anlaşsalar bile, siyasi menfaat için kimsenin gözyaşına bakmadan Avrupa devletleri, buna izin verecekmiydi. İngilizler, Fransızlar, Ortadoğu'yu bölmüş, meydana yeni devletler, yeni menfeatler çıkmıştı. Savaş bitmişti...

    şeklinde ifade etmişti..
    Lawrence bile hatıralarında;Arapların hepsini bir türlü İsyana teşvik edemediğini yazmıştır..
     ••••TÜRK  ve OSMANLI TARİHİ KULÜBÜ ••••
    Lawrence
    Yani isyan edenler Şerif Hüseyine bağlı birkaç kabileler ile olmuştur ki buna ancak Şrif Hüseyin'in isyanı denilebilir..Komple bir Arap İsyanı denilemez..Bununla ancak hata yapılır...
    Nitekim Şerif Hüseyin bile daha sonra vaktiyle desteklenen İngilizler tarafından ilerleyen yıllarda artık yalnız bırakılmış en sonda da Kıbrıs'a sürgüne gönderilmiş..!
    Hatta bu sürgün günlerindne birinde hasta yatağında yatarken,açık olan pencelerden gelen Türk Marşı'nın çalmasının babsını rahatsız edeceğini düşünen Şerif Hüseyin'in oğlu pencereyi kapatömaya yeltenince,Şerif Hüseyin onu engelleyerek;
    -“Evlat, o pencereyi niçin kapatiyorsun? Izmir Marsi’nin eski günleri bana hatirlatmamasi için degil mi? Ben velinimetime ihanet etmis asi bir kulum, günahim büyüktür. Kral olacagimi düsündüm. Allah beni sürgüne düsürdü. Hasta olup buraya sigindim. Aç pencereyi de su marsi dinleyeyim. Duydugum vicdan azabinin siddeti, o eski hatiralarin canlanmasi ile büsbütün artsin. Bu dünyada çektigim izdirap ve vicdan azabi büsbütün agirlassin. Ta ki Cenab-i Hak, bu günahkâr kulunu dünyada affederek ahirette, hesap gününde cezadan korusun!”
    İşi bir cümle ile özetleyecek olursak,hain olan Araplar değil,Şerif Hüseyindi...Yoksa biz Arapları asla cahil bırakmadık.Onları asla kendimize istediğimiz şeylerden mahrum bırakmadık.En iyi valileri o bölgelere gönderdik...Ama işte Bölge çok belalı bir yerdeydi ve dünyanın iştahını kabartıyordu.İşte bu yüzden hep acı çektiler maalesef bugünde çekiyorlar...
    Evet ares_turk kardeşim,umarım çok kısa olarak sunduğumuz bu konu soruna yanıt olmuştur bir nebzede olsa...
    İnşallah bu konuyuda detaylarıyla bu kulupte yazmak nasip olur...
    SEVGİLERİMLE..
     ••••TÜRK  ve OSMANLI TARİHİ KULÜBÜ ••••
    Şerif Hüseyin(Sağdan ikinci, sarıklı olan..)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Oriental -- 6 Temmuz 2008; 1:49:51 >
  • @Magnum_1453

    Hocam önceki kapatılan topicteki bazı yazıları da buraya eklemen çok iyi olmuş .Çok kıymetli bilgiler vardı tüm yazıları resimleri kaydettim bilgisayara paylaşımlar için teşekkür ederim herkese ah zamanım olsa da bende bişeyler paylaşabilsem fakat genel olarak savaş aletleri kılıçlar, zırhlar, yaylar ,toplar,tüfekler vs resimli olarak bişeyler hazırlamak istiyorum tüm dünyada kullanılan savaş aletlerinin açıklamalı ve resimli olarak buraya eklemeyi planlıyorum biraz uzun sürebilir ama

    Bu arada beni de eklerseniz sevinirim önceki topic kapatıldıktan sonra biraz küskündüm fakat adımın orda yazmasını isterim

    Herkese kolay gelsin paylaşımların devamını dilerim bu topic de eskisi kadar bilgi dolu olacak inşallah eski topicde yaşanan husumetler burada da yaşanmaz
  • Oriental bilgi için teşekkürler peki başka bir soru sormama izin var mı acaba?

    aslında ilk sorum yanlış oldu gibi, bu arap milletinde 14.yüzyıldan sonra doğru düzgün bir bilim adamı, düşünür çıkmamış acaba onların bu durumununa bizim bir etkimiz olmuş mudur? yani kültürel anlamda orayı fethedememişiz gibi birşey yani orayı biraz başıboş bırakmışız kendi hallerine bırakmışız birkaç iyi yönetici gönderip kapalı bir kutu olmalarına izin vermişiz fikir anlamında üretken olmalarına ne engel oldu da bu cehaletlerinden dolayı osmanlının son döneminde ağabeylerine yani bize ihanet ettiler, paraysa para imkansa imkan adamlardan vergi bile almamışız ki askerlik yaptıralım, demek istediğim orayı 1.000 yıl cahil bırakmışız, bir kaç şerif isyanıyla koskoca bir milleti peşlerinden sürüklemiş demem o ki onların bu ihanetinde bizim de payımız var mı ? biliyorsunuz ki cahil olan çabuk kanar...


    ekleme: olmuş olanı konuşmuyorum aslında geçmişte yani isyandan 400 yıl öncesinden bahsediyorum o bölgeye ilk girdiğimizde kültürel anlamda orayı niye mamur edemedik neden oralara medreseler (üniversiteler) kurmadık?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ares_turk -- 16 Haziran 2008; 18:34:27 >
  • Yani İsmin hayırlı olsun @Oriental

    Yukarı
  • Şu Arap İsyanı konusunda bilgilerimiz artmış oldu teşekkürler
  • 
Sayfa: önceki 2930313233
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.