Bildirim
Deprem ovada yıkar-Rehberiniz
Taktikal Led USB ŞARJLI Ultra Güçlü Mini Boy El Feneri [Enerji Sınıfı A++] : Amazon.com.tr: Yapı Market
https://www.amazon.com.tr/gp/product/B09J5C4JB9?psc=1
16 sa. önce paylaşıldı
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Bu arada Son Olan Güncel Depremleri
http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst4.asp
adresinden öğrenebilirsiniz -
bursa için yazdıklarımı buraya da koymak isterim, alakalıdır sonuçta
quote:
Orjinalden alıntı: hashus1099
bursa öyle yahu, ova. orası marmara depreminde istanbul kadar etkilenecektir. hep sayın İlyas Yılmazer diyip dururum, bugün o kadar söyledim dinleyin kanaltürkte diye. millet konuyu sabote etti üstüne bir de 2 uyarı puanı almışım, ben ne kadar iyi niyetim varsa ortaya koydum ve uyarı verdiler bana bu da düşündürücü. ben orda türkiye nüfusunun %60 ını ilgilendiren bir konuda vurgu yapıyorum, 2 yobaz yüzünden bir de uyarı alıyorum, helal olsun.
neyse İlyas bey depremin ovadaki ve tepedeki etkilerini araştırıyor ve şunu söylüyor:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Serender
bu gördüğünüz yapı, türü 4 kazığa oturtulmuş bir küçük odacıktır, kazıkların üstündeki diskler fare ve böcek girmesini engeller. disklerin üzerine de yapıyı koyuyorlar, arada çivi bile yok!!! memlekette bahçede var, bilirim çok eğreti bir yapıdır. işte bu yapı marmara depreminde yıkılmadı, çünkü kayanın üstündeydi.
bu da ovanın görüntüsü, aradaki farka bakın, aynı deprem ancak hasar farklı
aynı olay bala depremi için de geçerli, taş taş üstüne koyularak yapılmış ağıllar 150 yıldır kayanın üstünde sağlam, ancak bala ovasındaki yapılaşmalar yıkılmış. şimdi toki konutları ovaya yapıyor bala da!!!
ARKADAŞLAR, BEN SİZİ UYARMAK İSTERKEN 2 CEZA PUANI ALDIM, ORTADA YANACAK BİNLERCE CAN VAR. AMA BAZI KİŞİLER BU KONUYU BİLE SABOTE EDİYORLAR.
BURSALI ARKADAŞLAR, BURSA ŞEHRİNİN %80 İ BURSA OVASINDA. OVADAKİ BİR DEPREMİN BİNA SALLAMA GÜCÜ ÇOK FAZLADIR ÇÜNKÜ ZEMİN DİRENÇSİZDİR, ANCAK KAYADAKİ EVLERDE BÜYÜK BİR DEPREM BİLE TİTREŞİM HALİNDE KALIR. OVADAKİ BİR DEPREM, ZEMİNİ SIVILAŞTIRIR, ÇAMURLAŞIR ZEMİN, BİNA YIKILMAZSA BİLE TEMELİ MUTLAKA KAYAR.
NE YAZIK Kİ BURSADA TELEFERİK, ALACAHIRKA TARAFLARI HARİÇ BİRÇOK YERİ OLASI BİR DEPREMİ NORMALİNDEN KAT VE KAT BÜYÜK HİSSEDECEKTİR.
ARTIK ANLAŞILDIM UMARIM, SABAH KONUYU SABOTE EDENLER KAÇ BİN KİŞİNİN HAYATIYLA OYNADIĞINI BİR DÜŞÜNSÜN.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hashus1099 -- 29 Ocak 2008; 3:31:46 >
-
arkadaşlar sayın ilyas yılmazer'in avrasya tv, gündeme dair programındaki konuşmasını veriyorum, deprem nereleri ısırır, hangi yerler tehlikede, hangi yerler gerçekten depreme dayanıklı? bu önemli konuşmayı herkesin dinlemesini isterdim, depremi gerçekten anlamak adına.
bölüm 1
bölüm 2
bölüm 3
bölüm 4
rar şifresi: guncelmeydan
güncelmeydan forumuna teşekkür ederim
arkadaşlar, **** ları silip yerine rapidshare yazın
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hashus1099 -- 29 Ocak 2008; 3:33:45 >
-
Van Toplu Konut Modeli Anadolu’da Nasıl Yaygınlaştırılabilir?
İlyas YILMAZER1, Ali ÖZVAN 1 , Servet ARMAÇ2, Levent AKDUMAN2, Özgür YILMAZER2
1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Van
2 Yılmazer Eğit. Ltd., A. Öveçler , 8. Cad., 89. Sok., No. 9/8, 06460, Ankara
Depremler, toprak zemin kalınlığı 20 metreden daha fazla ve yeraltısuyu tablasının yüzeyden olan
derinliğinin 20 metreden daha sığ olduğu yerler ile yerkaymasına duyarlı yamaçların bulunduğu
alanlarda çok daha yıkıcı sonuçlar doğrurur. Depremlerin yapılar üzerindeki yıkıcı etkisinin %99’u
sıvılaşma ve elastik modülün düşüklüğüne bağlı olarak gelişir. Toprak alanların tersine, kaya birimlerde
sıvılaşma olmaz. Buna karşın tüm sulu topraklar; tane boyu dağılımı ile sıkılık veya pekişme derecesine,
yeraltısuyunun konumuna ve meydana gelecek depremin özelliklerine bağlı olarak sıvılaşmaya
uğrayabilirler. 17 Ocak 1995 Kobe (Japonya) depreminde yıkılmanın sınırı Kobe delta çökel ovasının
sınırıyla örtüşmektedir. 17 Ağustos Kocaeli depremi ve diğer tüm depremlerde de yıkım, yukarıda
değinilen nedenlerden dolayı, yalnızca ovalarda gerçekleşmiştir. Nitekim Kocaeli depreminde
Kocaeli’nin kayalık alanlarında inşa edilmiş yapılarda en ufak bir hasar ve tek bir viyadükte yer
değiştirme olmamıştır. Buna karşın, yüzlerce kilometre uzaklıktaki ovalardaki yapılar yıkılmış veya ağır
hasar görmüştür. Daha da önemlisi, ulaşılabilen tüm ülkelerin yasalarında ovalar koruma altındadır.
Çünkü stratejik maddelerin başında yer alan yiyeceklerin tamamına yakını toprak alanlarından elde edilir.
Deprem ve taşkın afetlerinin, yapıları tarım toprakları üzerinde yıktığı ve bu alanların yasalarla koruma
altında olmasına karşın bu ulusal servetlerin yapılaşmaya açılması sürdürülmektedir. Bu gerçekler
ışığında ve Van kamuoyunun desteğiyle, karşılaşılan pek çok güçlüğe rağmen, toplu konutlar 2005 –
2006 yıllarında önerilen Erdemkent kayalık alanında tamamlanmıştır. Van ovalarında; Urartu, Selçuklu ve
Osmanlı’ya ait yapılar, depremlerle yıkılmış ve ova toprağın içerisine gömülmüştür. Buna karşın, toplu
konutların üzerine inşa edildiği Pliyosen yaşlı traverten ve diğer kayalar üzerindeki yapılar binlerce yıldır
ilkselliğini yadsınılamaz ölçüde korumaktadır. Depremlerin kayada yıkmadığı gerçeğini halkın tüm
kesimleri kavramaktadır. Ancak, önceden anlaması gerekenlerin engelleri sürmektedir. Hatta yetkilerini
bilimdışı amaçlarla da kullanırlar. Ancak, halkın gücünün üzerinde bir kuvvet yoktur gerçeği Van toplu
konut mücadelesinde bir kez daha kanıtlanmıştır. Van ve çevresinde son iki yılda olağanüstü mühendislik
projeleri ortaya çıkarılmış ve tüm engellemelere karşın başarılmıştır. Kamuoyunun tamamı bu gerçeği
kavramıştır. İlgili devlet yetkililerinin direnmesi ve anayasal suç işleyerek ovaları yapılaşmaya açma
çabaları ise yurt genelinde sürmektedir (Madde 43-46, 168 ve 25.03.2005 tarihli yasa). “Sağlam zemin
yoktur. Sağlam bina vardır” diyerek Beylikdüzü sulak alanına yapılan evlerin reklamında oynayan
profesör, depremle ilgili devlet kurumunun bir önceki başı değil mi? Sorun bilim ve teknoloji değil,
yetkilerin olumsuz yönde kullanılmasıdır. Daha da önemlisi bilenlerin susarak suça ortak olmasıdır.
1976 Çaldıran depremi (M=7.4), başta Erciş ve Muradiye ovaları olmak üzere, tüm ovaları yıkarken
kayalık yamaçlardaki hiçbir yapıya genellikle dokunmamıştır. Depremin odak noktasına birkaç kilometre
uzakta ovada kurulan bir köy de yıkılmamıştır. Ancak köyün adı AKKAYA’dır. Başka bir anlatımla, köy
ovada kurulmuştur. Ancak toprak kalınlığı birkaç metreyle sınırlıdır. Adından da anlaşılacağı üzere köy
kireçtaşı ve bu taştan türeyen sığ toprak üzerine kurulmuştur. Bu durumun tanığı olup karar vericiler
dışındaysa; depremin kayada yıkmadığını sadece tarım toprakları üzerinde yıktığını kolayca
kavrayabiliyor. Görmek, her zaman için duymaktan daha etkili oluyor. Bunun doğal sonucu olarak da,
Van toplu konutları ovadan kayalık alana çıkarılmış ve insanlar içerisinde yaşamaya başlamıştır. Bu
gelişmenin değerlendirmesini en iyi bu evlerde yaşayanlar anlatmaktadır.
Birbirine Van kuşaklama demir yoluyla bağlı Erdemkent, Evrenkent ve Esenkent sahaları kayalık alanlar
üzerinde olup, deprem, taşkın ve yerkayması başta olmak üzere, tüm doğal afetlerle yıkıma kapalıdır.
Havası da her zaman temiz kalacaktır. Çünkü daha sık hava akımı altında olurken havadan daha ağır
gazlar ve asılı katı maddeler alçaklara doğru yol alırlar. Bu alanlar, bir milyondan daha fazla kişinin
çağdaşça yaşayacağı alanlardır. İlk aşamada 1860 konut Erdemkent sahasında 2005-2006 yılları arasında
tamamlanmıştır. Önerilen modelde devlete yük olunmadan kentleşme tamamlanabilecektir. Yatırım da
özdenetim yöntemiyle sağlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Deprem, Kaya, Toprak, Kentleşme
http://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/bc1ebcf8a3b960c_ek.pdf
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hashus1099 -- 29 Ocak 2008; 3:35:36 >
-
quote:
orlinalinden alıntı: ben
İlyas Yılmazer - Özgür Yılmazer
ÖZ
Türkiye'de depremler sonucu yaşanan afetler doğal değil yapay afettir. Depremlerle oluşmuş birinci sınıf tarım ovalarının dışındaki yapılarda hasar yoktur. Bundan böyle de, uluslararası standartlara veya bu standartlara yakın olarak yapılmış ova dışındaki hiçbir yapıda hasar olmayacaktır. Kocaeli (17 ağustos) depreminde; Kocaeli'de ovaların dışında hiçbir evde hasar yokken 200 km uzaklıktaki Eskişehir ve Bolu ovalarının evleri yıkılmıştır. Orta depreminde, ova dışına kurulmuş Eldivan veya Kızılcahamam değil Çubuk ovasındaki evler yıkılmıştır ve Sincan ovasındaki evler hasar görmüştür.
Ovalar birer ulusal servettir. Õstün kamu kararı (168. madde) taşımaktadır. Yapılaşmaya açmak yerine tarım amaçlı kullanılmalıdır.
arkadaşlar görüyorsunuz daha önce İlyas hocadan yaptığım alıntıyı, koeri kaynaklı açıklama:
http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst7.asp
2008.01.31 02:01:20 40.2743 33.1457 5.0 -.- 4.9 -.- ÇUBUK (ANKARA)
gördünüz, deprem ovada!
bala depremi de aynıydı, bala yüksek yer anlamına gelir. bala depreminde balada 1 bine bile çatlamadı. resimerini sabah koyacağım. ama avşarda, sıraPINAR beldesinde yıkım oldu. sıra-PINAR, sulak arazi, cıvık toprak, yorum yok...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hashus1099 -- 31 Ocak 2008; 3:07:15 >
-
arkadaşlar biri sormuş, çubuk ne alaka orda neden deprem oldu diye, bu çok güzel cevap oldu. bakalım bu olaya İlyas hoca ne diyecek, uzun bir mesaj attım, diyeceklerini buraya yazacağım
amacımız, burdakileri herkesin okuması ve artık bilinçli olmamız
yalı-ova depreminden sonra yanındaki ovaları da imara açanlara hesap sormak amacımız
amacımız bile bile bu doğa ve insan katliamına bir dur demek, bunu hep beraber başarabiliriz, birkaç arkadaşın yazmasıyla değil. bu sağcı-solcu ya da siyasi bir girişim değildir. bu artık halkın feryadını duyurması girişimidir.
bu resim herhalde ne demek istediğimi anlatıyor. amcamı ağlatanları temizleyelim, amcalarımızi teyzelerimiz ağlamasın artık. o acı bir daha yaşanmasın.
ben bu noktada en şanslınızım, adana depreminden sonra kayseriye taşındık (1 yıl ertelendi taşınmamız),
istanbul yaşilyurtta oturuyorduk, depremin en çok vurduğu yerlerden, depremden yalnızca 10 gün önce kayseriye taşındık. şuanda çankayadayım, belki 10luk bir depremde bile binamız yıkılmaz çünkü zemin kayalık.
anlatmak istediğim burda ben yok. daha depremlerde hiçbir yakınım can vermedi Allah da göstermesin, ama o ölenleri gördükçe sanki kardeşim ölmüş gibi üzüldüm, çünkü onlar vatandaşlarımız. neden ölsünler? kendi hataları yok, oraları oy uğruna birilerine peşkeş çekenlerin cezalarını onlar çekti. bu böyle devammı edecek? neden ilgisizsiniz ey dh halkı. sabah da dediğim gibi, illaki deprem olmasımı gerekiyor? neyi bekliyorsunuz, bazı şeyleri kaybetmeden harekete geçmeyecek misiniz? depremden sonra nerde bu devlet denmez, depremden önce hakkını arayacaksın
bugün istanbulda hazırlık yok depreme. bir depremde yangından ölecekler belki depremden öleceklerden fazla olacak, o çarpık sokaklarda patlayacak doğal gaz borularını düşünün. sizin sahra hastanesi olarak kullanacağınız en uygun alan iett garajını araplara peşkeş çekiyorlar neden hakkınızı aramıyorsunuz? neden koyun gibi güdülme ihtiyacındasınız, birisi başlasa psikolojisini bırakın artık. bizim derdimiz bu. umursamazız. ama umursayacağız. ama bugün ama yarın. ama sevdiklerimizi kaybedince.
quote:
orlinalinden alıntı: ben
İlyas Yılmazer - Özgür Yılmazer
ÖZ
Türkiye'de depremler sonucu yaşanan afetler doğal değil yapay afettir. Depremlerle oluşmuş birinci sınıf tarım ovalarının dışındaki yapılarda hasar yoktur. Bundan böyle de, uluslararası standartlara veya bu standartlara yakın olarak yapılmış ova dışındaki hiçbir yapıda hasar olmayacaktır. Kocaeli (17 ağustos) depreminde; Kocaeli'de ovaların dışında hiçbir evde hasar yokken 200 km uzaklıktaki Eskişehir ve Bolu ovalarının evleri yıkılmıştır. Orta depreminde, ova dışına kurulmuş Eldivan veya Kızılcahamam değil Çubuk ovasındaki evler yıkılmıştır ve Sincan ovasındaki evler hasar görmüştür.
Ovalar birer ulusal servettir. Õstün kamu kararı (168. madde) taşımaktadır. Yapılaşmaya açmak yerine tarım amaçlı kullanılmalıdır.
arkadaşlar görüyorsunuz daha önce İlyas hocadan yaptığım alıntıyı, koeri kaynaklı açıklama:
http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst7.asp
2008.01.31 02:01:20 40.2743 33.1457 5.0 -.- 4.9 -.- ÇUBUK (ANKARA)
gördünüz, deprem ovada!
bala depremi de aynıydı, bala yüksek yer anlamına gelir. bala depreminde balada 1 bine bile çatlamadı. resimerini sabah koyacağım. ama avşarda, sıraPINAR beldesinde yıkım oldu. sıra-PINAR, sulak arazi, cıvık toprak, yorum yok...
@criminal
seninle bir konuşalım bu konuda ;)
-
İlyas Hoca:
quote:
Değerli aydınlık dostlar merhaba,
Bu 20.02.2008 Çarşamba günü 20.00-21.30 Sayın Duygu Dikmenoğlu’nun sunduğu “Gel de Katılma” programına yarım saatliğine konuk olacağız. Konu: “Deprem” olacak.
Daha sonra da Sayın Bülent Falakoğlu’nun sunduğu EKOPOLITIK programına 21.30 da (20.02.2008 ) HAYAT TV'de Konuk olacağım. Konu: ULAŞIM
Esen kalınız,
İlyas hoca
hayat tv izlemek için
http://www.hayattelevizyonu.info/
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hashus1099 -- 15 Şubat 2008; 23:37:45 > -
quote:
Orjinalden alıntı: İlahi Morluk
Paylaşım için teşekkürler hashus1099 .
Bir akşam Kanaltürkte Prof. Celal Şengör ile beraber bir programda çok ama çok heyecanlı konuşan ve deli mi dahi mi olduğuna karar veremediğim bir bilim adamını izlemiştim. Çok iddialı ve dertliydi. İsmini not etme ihtiyacı hissetmiştim.
İlyas YILMAZER
o heyecan önemli olan zaten
ondan haber geldikçe vereceğim
bu arada hayat tv izlemek için:
http://www.hayattelevizyonu.info/
-
ben bu konuyu yeni gördüm. gerçekten müthiş bir emek.
yarın sakin kafayla okurum. çok teşekkürler.
ayrıca projemize desteklerini beklerim:
http://forum.donanimhaber.com/m_38134937/tm.htm -
http://www.haberturk.com/yasam/haber/684657-golcuk-depremi-gibi-olacak
"Gölcük depremi gibi olacak"
Işıkara: Artık 'Deprem olacak mı?' sualini sorma lüksünüz yok.
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, ''Artık 'deprem olacak mı?' sualini sorma lüksünüz yok. Deprem olacak. Mühim olan bu gerçeği kabul etmek ve depremden korunmak'' dedi.
Işıkara, Kızılay Haftası etkinlikleri kapsamında Özel Çukurova Bilfen Okulları'nda düzenlenen ''depremden korunma bilinci'' konulu konferansta, 1900 ile 2010 yılları arasında 4'ten büyük 9 bin 200 deprem yaşandığını vurguladı.
Işıkara, büyüklüklerine göre tasnif edildiğinde 4-4,9 büyüklükleri arasındaki depremlerin 5 günde, 5-5,9 arasındaki depremlerin 22 günde veya ayda bir, 6-6,9 arasında depremlerin 8 ay ile 1 yıl arasında, 7-7,9 arasındaki depremlerin ise 40 ayda bir olabildiğini belirtti. Işıkara, Türkiye'de 7-7,9 büyüklüğünde deprem sayısının Van'da yaşananla 33'e çıktığını belirtti.
Ekim ayının başında Çorum'daki bir toplantıda, 6-6,9 büyüklükleri arasında depremin en son Simav'da olduğunu anımsatarak depreme dikkati çektiğini belirten Işıkara, şunları kaydetti:
''Bunun üzerine bir yıl koyun. 'Ülkemizin her hangi bir yerine 6-6,9 büyüklükleri arasında bir deprem olursa bu benim için sürpriz olmaz' dedim. Sizin için de sürpriz olmaması gerekir. '12 Kasım 1999'dan bu yana ülkemizde 7'nin üzerinde bir deprem yok' dedim. Bu beni çok rahatsız ediyordu. Ve sonuçta Van'da 7.2 büyüklüğünde depremi yaşadık. Bu Türkiye'nin deprem gerçeği. Artık 'deprem olacak mı?' sualini sorma lüksünüz yok. Deprem olacak. Mühim olan bu gerçeği kabul etmek ve depremden korunmak. Depremin ne zaman olacağını bilim söyleyemiyor. Bir depremin ne zaman olacağını söyleyemiyor fakat, nerede ve ne büyüklükte olabileceğini söylüyor.''
Işıkara, Doğu Akdeniz'de Hatay'da bir deprem hareketliliğinin yaşanabileceğini, ancak, bunun zamanının bilinemeyeceğini belirterek, ''Mersin, Adana, Gaziantep, tüm güneyi etkileyecek bir potansiyel var. O da Hatay. Hatay'da uzun süredir deprem yok. Özellikle 7'nin üzerinde deprem yok. Tarihsel dönemde Hatay'da 7'nin üzerinde depremler olmuş. Hatta Hataylıları dinlerseniz, bir veya iki defa kent yerle bir olmuş, yerin altına göçmüş yeniden kurulmuş. Hatay'da olabilecek bir deprem, bölgeyi etkileyecek. Kocaeli-Gölcük depremi nasıl geniş alanı etkilediyse, bu da etkileyecek'' diye konuştu.
Adana ve Mersin'de yaşamın deprem gerçeğine göre düzenlenmesi gerektiğini belirten Işıkara, depremden korkmamak, ancak, hazırlıklı olmak gerektiğini söyledi.
Işıkara, Van'ın 1999 Gölcük depreminden hiç ders çıkarmadığını, televizyonlarda izlendiği gibi Erciş'in yerle bir olduğunu vurgulayarak, ''Binaları doğru inşa etmek önemli. Deprem öldürmez, binalar öldürür lafını ben söylemiştim'' dedi.
Bina yalıtımı konusunda da ekolojik ürünlerin kullanılması gerektiğine değinen Işıkara, ''Bizim ülkemizde inşaatlarda yalıtım için köpük kullanılıyor. Bu binanın nefes almasını önleyip, çürümesine neden oluyor. Ayrıca, manzara göreceğim, showroom açacağım diye kolonlar kesilmez. Keserseniz o bina Van'daki gibi çöker, yassı kadayıf olur'' diye konuştu.
Işıkara, daha sonra sahneye çağırdığı öğrencilere, uygulamalı olarak deprem esnasında neler yapması gerektiğini anlattı. Işıkara, tüm salondaki öğrenci ve öğretmenlere aynı anda deprem tatbikatı yaptırdı.
AA
-
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: “1688’den beri suskun”
“17 Ağustos’un ardından Marmara’da bir daha o denli büyük bir deprem beklenmiyor. İstanbul’da 18. Yüzyıl boyunca gerçekleşen büyük depremler sırasıyla 1894 ve 1912 yılında tekrarlandı. Sonrasında ise 1999 Gölcük depremi geldi. Ege Bölgesi ve İzmir’de ise tarihsel olarak çok büyük depremler yaşanmasına rağmen Marmara Fayı’nın aksine 18. Yüzyıldan bu yana büyük bir deprem yaşamadı ve fayda büyük bir stres birikti. 10 Temmuz 1688’de İzmir’de büyük bir deprem oldu. 10 binden fazla insan can verdi. Aynı hatta 1700’lü yıllarda, 2 deprem daha yaşandı. Ege Bölgesi’ndeki deprem hareketliliğini 3 büyük deprem kuşağı etkiliyor. Bu kuşaklar sırasıyla Denizli’den çıkıp Aydın’dan Kuşadası’na kadar gelen Büyük Menderes Fayı, diğeri ise Denizli’den çıkıp Bozdağlar’ın kuzeyinden dolaşan Fay hattı. Son olarak da Bakırçay Vadisi boyunca uzanıp sonrasında Gediz ve Simav’a kadar gelen büyük kuşak. Bu kuşaklar içinde son derece sinsi bir deprem hattı var. Karaburun Yarımadası’nın doğu kenarından İzmir çöküntü çukurunu kesen Sakız Karaburun-Yeni Foça fay hattı. Bu fayın etkisi ise İzmir’den başlayarak Bergama’ya kadar uzanıyor. Bu fay hattı 1990’lı yıllardan beri etkili. Bu faaliyet 6’lık deprem yaratabiliyor ancak fayların uzun zamandır büyük stresi boşaltmamış olması ve birbirine paralel olması İzmir’de büyük tahribat yapabilecek 50-60 kilometreyi etkileyebilecek. Hareketlilik 7 şiddetinde bir depreme her an dönüşebilir. Dolayısıyla 1990’dan beri süregeldiği şekliyle Ege bölgesinde hareketlenmeler devam edecektir. 5 şiddetini bulabilen ölçülerde gerçekleşen hareketler istatistiksel olarak 10-15 kere tekrarlandığında Ege’de 6,5-7 şiddetinde bir deprem gerçekleşiyor.”
http://www.gazete5.com/haber/ege-de-deprem-bekleniyor-siddeti-7-sener-usumezsoy-14-kasim-201-58617.htm
genel olarak 3 beklentiden haberim var. 2 tanesini verdim, hatay hakkındaki beklenti de konuya eklenmiş zaten.
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X