Şimdi Ara

Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
1
Favori
1.139
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Mısır 3 bin yıl hüküm sürdükten sonra tamamen hanedanlık devri sona erdi. ( İlginç bir bilgi vereyim: keops piramidin yapımı ile vii Kleopatra dönemindeki zaman aralığı, bizim yaşadığımız 2021 yılı ile vii Kleopatranın yaşadığı m.ö 69 arasında zaman farkından daha fazla. Günümüzden 500 yıl geçtiğinde iki zaman aralığı da esitlenecek.)


    Mısırlıların ( tabii ki özünü kaybeden mısırlıların ) bir daha mısırı ele geçirmesi, antik mısırın çöküşünden 2 bin yıl sonrasında olacaktı.


    Firavunlar kendilerini tanrı olarak görüyorlardı. Binlerce yıldır firavunlara lanetli, günahkar, zalim, Allah'la güreşen ve Allah'ı yendiğini söyleyen kişiler olarak kötü anlamlar yüklüyoruz.


    Buna dayanarak neden 2 bin yıl içerisinde mısırı ele geçiren farklı müslüman devletler piramitleri yıkmadı? Çünkü piramitler, firavunların sonsuz yaşamı için yapılmış bir sığınak olarak görülüyordu. Müslüman devletler o zamanki zihniyetiyle neden " bu bir safsata. Bu Allah'a şirk koşmak demek bu yapıları yıkalım " dememiştir?


    2021 yılında bile en küçük bir farklılığa tahammül göstermeyen insanlar, özellikle Ortadoğuda bu tür olayların had safhada yaşandığı bir dönemde nasıl bu olaylar yaşanmadı? Yoksa Orta doğunun en cahil olduğu zamana mi denk geldik


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Neden olaya din gözünden bakıyorsunuz? Devasa yapılar bunlar, insan gücü ile, makinenin olmadığı bir zaman diliminde sökmesi epey büyük sorun olur. Nasıl yapıldıkları konusunda hala daha hayretler uyandıran yapılar bunlar. İşi gücü yok bunları sökmekle mi uğraşacaklar? O kadar taşı ne yapacaklar? Antik Yunan tapınakları değil ki bunlar yıkmak kolay olsun.


    Ayrıca ihtiyaç durumu olduğunda piramitlerden taş kesimi yapılmıştır. Eğer aşırı taş ihtiyacı olsaydı o coğrafyada daha da çok keserlerdi.


    Yani dini olarak bakmamışlardır Araplar ve Osmanlı bu yapılara. Eğer mümkün olsaydı; piramitleri de bir çeşit camiye çevirirlerdi o kadar  

  • Cevabı basit, Müslümanlar için Mısır tıpkı Yunanlar ve Romalılar için olduğu gibi gizemler ve zenginlikle dolu bir bilgelik ve uygarlık merkeziydi. Müslümanlar ayrıca Ortaçağın Avrupalılarının aksine hiyerogliflerin ses değerleri ihtiva ettiğini yani harfler olduklarını, hatta hiyerogliflerle yazılan dilin Koptçanın eski bir versiyonu olduğunu anlasalar dahi eski Mısır alfabesi ve dilini hiçbir zaman tamamıyla çözemediler ve haliyle Antik Mısır'ın görkemli hatırasıyla beraber Mısır hakkındaki gizem ve kutsallık unsuru Arap - İslam dünyasında iyiden iyiye sürdü. Yani dediğinizin tam aksine Sarazenler Antik Mısır'ı refah içerisinde olan ve erdemli krallarca yönetilen bir ülke olarak görüyorlardı! (Kısmi haklılık payları vardır; eski Mısır'ın pek çok kabiliyetli kralı ve refah dolu dönemleri olmuştur; Mısır zengin bir yerdir) Kutsal kitaplardaki kötü kral veya firavun ise Müslümanlara göre bir istisnaydı. Müslümanlar Mısır'ı bu şekilde idealize ettiler ve huşu içerisinde incelediler. Mısır hakkında Greko Romenlerin idealizasyonundan ve Grek bilimi temeli İskenderiye Kütüphanesi'nin bir zamanlar orada varlık göstermesinden hareketle Müslümanlar Mısır hakkında kendi efsanelerini ürettiler ve Yunan ve Romalıların fantastik olağanüstü Mısır anlayışını sürdürdüler. Bir yandan Rosetta taşı modern Avrupalılarca çözülene kadar zaten Mısır'ın literal (yazılı) dünyasına giriş yapılamadı. Yazılı kaynakların da yetersizliğinden ve zamansal-mekansal uzaklığından ötürü Mısır'a dair gizem unsuru ve Mısır efsanesi günümüzde dahi sürüyor.

    Konu hakkında daha fazla bilgi için bir link ve bazı alıntılar paylaşıyorum:

    quote:

    Like their Classical predecessors, Arab writers believed that Egypt was the land of science and wisdom originating with Hermes the Egyptian, to whom they attributed the invention of writing as well as the sciences of alchemy and medicine, among others disciplines. This created a corpus of writings in which accounts of Egyptian scientific mirabilia became very popular, and these should not be dismissed out of hand by modern scholars on the grounds that they appear fantastic.  In fact, evidence is still buried in the land of Egypt, and also in our museums, awaiting serious investigation, and it is quite possible that evidence for some of the scientific inventions described will be uncovered.


    quote:

    Many Arab writers believed that the Egyptian kings had been greatly concerned with the wellbeing of their subjects and had utilized all available sources, including magic, to achieve this.  They knew that the Pharaoh of Moses, as portrayed in the traditions, was a single monarch who was not a typical representative of Egyptian kingship. They depict Egyptian rulers as very learned and often pious figures, as well as efficient administrators who were mainly concerned with the well-being of their nation.  Medieval Arab sources also describe institutions which appear to have survived without interruption from pharaonic Egypt and which continued to function, offering potential to augment the evidence of the ancient Egyptian records. The example shown here, that of the “Children of the Room” could serve as a model for further research.


    https://muslimheritage.com/egyptology-the-missing-millennium/

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • MANGUTAY kullanıcısına yanıt

    https://arkeofili.com/antik-misir-heykellerinin-burunlari-neden-kirik/#:~:text=Hat%C5%9Fepsut'un%20kraliyet%20me%C5%9Fruiyetinin%20sembol%C3%BC,almas%C4%B1n%C4%B1%20%C3%B6nlemek%20i%C3%A7in%20burnu%20k%C4%B1r%C4%B1ld%C4%B1.

    Antik Mısır'da heykellerin burnunun kırıldığında dair böyle bir kanıta ulaşılmış hatşepsut heykelleri örnek mesela belki sfenks heykeli de o yüzden kırıktır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yapmayın hocam. Eski yazıtlarda yazanlarla ilgili olarak dedikleriniz doğru olabilir ama piramitlerin silo veya İmhotep'in Yusuf Peygamber olduğu iddiası için referans gösterdiğiniz kişi (Dr. Ben Carson) bir Mısırbilimci veya arkeolog dahi olmayan Amerikalı bir politikacı. Yani büyük olasılıkla Hıristiyan Amerikan halkına İncil'de geçen efsanevi bir karakteri bir eski Mısır figürüne uyarlayıp masal olarak pazarlıyor. Ben Carson bu konuda ciddiye alınabilecek bir kaynak ya da uzman değil. Esasında eski Mısır tarihiyle ilgili bu tarz şarlatanlıklar çok yapılıyor ve insanlar yanlış yönlendiriliyor. Üzgünüm.

    https://edition.cnn.com/2015/11/05/politics/ben-carson-pyramids-grain/index.html
    https://www.forbes.com/sites/timworstall/2015/11/06/ben-carsons-entirely-right-about-pyramids-being-grain-stores-just-entirely-wrong-about-how/amp/
    https://www.forbes.com/sites/kristinakillgrove/2015/11/05/archaeologists-to-ben-carson-ancient-egyptians-wrote-down-why-the-pyramids-were-built/?sh=57f5393768a4

    Piramitler arkeolojik anlamda esas olarak Mısır krallarına adanmış mezarlar; ölümlerinde onlara ev sahipliği yapacak kutsal yapılar. Silo fonksiyonu gösterseler dahi silo olmak için tasarlanmadılar. Zaten hiç kimse silo yapma amacıyla öylesine büyük ve zahmetli bir taş yapı inşa etmez. Birazcık mantık lütfen.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.