|
Bildirim
|
Sen ne diyon ya?
Ne yazdığın bile belli değil zaten de... Bizim millet bel altı iftirayı çok sever, hemen de inanır. İç dünyasında ne gibi sıkıntısı var bilmiyorum, Nietzsche daha iyi bilirdi onu. Atatürk ile Erdoğan'ı kıyaslayanı zaten ciddiye bile almamak lazım. Zaten 600 sayfalık kendi "günlüğünü" kürsüden akıcı biçimde karıştırmadan ezbere okumasını bekleyen şahıstan ne gibi bir fikir çıkabilir ki? Atatürk bi defa askerdi. Profesyonelliği askerlikti. O konuda zaten kendini ispatladığını düşünüyorum kurtuluş savaşı öncesi. Kurtuluş Savaşı sırasında örgütlenmesi ve savaşın sırasında ve sonrasında kademe kademe ilerlemesindeki zekasına hayran olmamak mümkün değil. Tabii ki okuduğu kitaplar ve tarihten aldığı dersler sayesinde. Ondan sonra yaptığı eğitimdeki, akademik düşüncesindeki, demokrasideki, insan haklarındaki, sanayideki devrimlerini görmemek için cahil olmaktan fazlası lazım. Atatürk'ün güvendiği insanlar tabii ki vardı çevresinde. Bir insanın tek başına o kadar çok şey bilip, o kadar çok şeyi düzenli biçimde yapması için yarı tanrı olması lazım. Mesele zaten herşeyi bilmek değil, bileni bulup dinlemek. Herşeyin en iyisini ben bilirim diyenin sonunu herkes biliyor artık. |
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sething -- 6 Ağustos 2020; 17:28:52 > |
|
|
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 7 Ağustos 2020; 14:58:5 > |
|