Şimdi Ara

Lost Rüya mevzusu hakkında ???

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
4
Cevap
0
Favori
7.988
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • öncelikle bu konu tamamen spoiler içerir. Diziyi izlemeyi düşünenler ya da ortasında olanların bu konuyu terk etmesi önerilir.
    --

    arkadaşlar lost'u bitireli yaklaşık bir sene oldu ancak halen bazı şeyler hakkında net bir bilgiye kavuşamadım. Nette yazan uzun yazıları okumaya üşendim.

    Şimdi benim anlamadığım nokta bir çok kişi lost hakkında tüm yaşananlar jack'ın rüyasıymış diyor.

    Hani belli bir noktaya kadar gerçek dünyayı gösteriyorlardı , sonra patlama olayından sonra hem paralel evreni hem de bu dünyada yaşadıkları olayı göstermeye başlamışlardı ?

    Yani son sahneden anladığım kadarıyla ; jack gerçek dünyada ölüyor , kate , sawyer falan helikopterle kurtuluyor , hugo yaşamına devam ediyor ,

    kilise sahnesi ise paralel evrendekiler.

    Durum böyleysse rüya olayı nedir ? Açıklık getirebillr misiiniz ?

    Bi 6 sezon daha tekrardan izlenir bu dizi ancak vaktim yok o kadar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Rüya muhabbeti şu dizi ilk başladığında jack gözünü açıyordu ve ormanda buluyordu kendini dizi bitince o son sahnede de jack yine ormanda yerde yatıyor ve gözünü kapatıyor. Bazıları da dizinin aslında jack in rüyası olduğunu düşünüyor. Ama senaristler rüya iddialarını yalanladı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rüya kısmı final oynamadan önce hayranların ürettiği binlerce teoriden biriydi. Bütün diğer teoriler gibi o da boşa çıktı. Dizinin özetini daha önce bir blogda yazmıştım. Orda yazdığımı kopyala yapıştır yaptım sana.



    Dizinin merkezinde bir ada var. Bu ada dünyayı yok edebilecek güçteki kötülüğün hapis olduğu yerin anahtarı. Bu kötülüğü adada tutabilmek için yani anahtarın yok olmaması için gardiyanlık yapan bazı ''özel'' insanlar mevcut. Bu insanlardan biri de bizim dizide Jacob dediğimiz kişi. Bu Jacob'ın birçok özel gücü var. Bu güçlerden biri de geleceğe dair milimetrik hesaplar yapabilme, geleceği öngörebilme yeteneği.

    Jacob bu yeteneği ile kendisinin ileride büyük bir tehlike altında girdiğini ve öldüğünü görüyor. Bu yüzden de üstlendiği bu gardiyanlık görevini yerine getirebilmesi için dünyanın birçok yerinden adaya insanlar getiriyor. Ancak bu insanların içinde bulundukları bir tehlike var. O da Jacob'ın kardeşi. Tıpkı Habil ve Kabil hikayesindeki gibi Jacob ile kardeşi arasında sevgi kaynaklı anlaşmazlık vardır ve bu anlaşmazlık Jacob'ın kardeşini öldürmesi ile son bulur. Jacob kardeşini adadaki ''kaynak'' adı verilen yere atar ve kardeşinin ölü bedeni adada hapis olan kötülük tarafından ele geçirilir. Ve bu kötülük sürekli bir şekilde Jacob'ın planlarına müdahale eder.

    Adaya getirilen kişilerden biri de ileride Jacob'ın sağ kolu olacak kişi Richard'tır. Richard Jacob'a bağlılık yemini ederken, Richard'ın geldiği geminin kaptanlığını yapan Hanso'nun torunun torunu ise büyük dedesinin nereye kaybolduğu ile araştırmalar yapar ve sonuçta DHARMA adı verilen bir şirket kurar. Tabi bu şirket sonradan adayı bulup buraya yerleşir.

    Bu yerleşme sırasında adada Richard'la birlikte kalanlar yani yerliler ile sorunlar yaşarlar ve en sonunda iki taraf adanın belirli bölgelerini karşı tarafın hakimiyetinde olduğunu kabul ederek barış anlaşması yaparlar. Dharma'nın ana karadan getirttiği çalışanlar arasında olan Benjamin, adanın kendisini ile iletişimde olduğunu fark eder ve Richard ile karşılaşır. Bu karşılaşma Richard'ın ileride Benjamin'in hayatını kurtarması ile birlikte ona saf değiştirtir. Ve bütün Dharma çalışanlarını ölümcül bir gaz ile öldürerek yerliler adanın hakimiyetini ele geçirir.

    Bu sırada yerlilerin lideri olan Charles Widmore, içinde bulunduğu topluluğun kurallarını çiğneyerek adadan sürgün edilir. Benjamin ise yeni lider seçilir ve Richard'ın bildirileri ile Jacob'ın gönderdiği isimleri Dharma'nın da gücünü arkasına alarak adaya getirtmeye devam eder.

    İlerleyen zamanlarda adaya Oceanic 815 sayılı uçak düşer. Birçok kişi sağ kurtulur. Bu sağ kurtulanlar arasında, Jacob'ın istediği isimler de olduğundan, Benjamin'in emrinde olan kişiler grupların arasına sızıp bu kişileri ana merkeze getirirler. Bu da iki taraf arasında bir çatışmaya neden olur. Bu çatışmalar sırasında düşen uçağın baş bölümünde olup kurtulanlar Jack'in ve Lock'un önderliğinde birçok gizem keşfederler ve birçok arkadaşlarını kaybederler. Bunların en önemlileri zamanında Dharma'nın adaya yapmış olduğu sığınaklardır. Bu sığınaklardan biri yapılan bir yanlış sonucu imha olur ve adada ilginç bir elektromagnatik şok yayar. Bu şok ise adadan sürülen Charles Widmore'un adayı tekrar bulabilmek için izleyeceği yol haritasının kiliti olur.

    Charles Widmore adaya bir gemi gönderir. Gemi adaya belirli bir sebepten dolayı yanaşamaz. Ancak gemide olan birkaç görevliyi adaya gönderirler. Bu görevliler Jack ve ekibine çıkış yolunu tarif eder. Ancak Locke'un Jack'ten farklı düşünceleri vardır ve ona göre gelenler, onları adadan kurtarmaya değil adaya zarar vermeye gelmişlerdir. Bu yüzden de bu işe müdahale eder ama başaramaz. Benjamin'in ikazlarına rağmen Jack Charlie'nin fedakarlığı ile ada ile gemi arasındaki iletişimi engelleyen paraziti kaldırır ve gemi ile iletişim kurarak adanın yerini söyler.

    Ancak gemidekiler Locke'un tahmin ettiği gibi adayı ele geçirmek ve Benjamin'i öldürmek amacındadır. Locke, gelenleri engellemek için ''ada ile'' iletişime geçmeye çalışır ve Jacob'ın kardeşi ona, adanın kurtulması için adanın ''taşınması'' gerektiğini söyler. Benjamin görevi devralır, Locke'u yeni lider tayin eder, adayı zamanda ve mekanda başka bir yere taşır. Jack ise yanında altı kişi ile birlikte adadan ayrılır ve eski hayatlarına geri döner. Ancak ada taşıma işi aslında Locke tarafından yapılması gerektiğinden ada ''bozulur'' ve sürekli bir zaman atlaması yaşar. Locke bunu çözmek için tekrar Siyahlı adamdan yardım alır ve bu sefer hatayı düzeltir. Kendisini de Charles Widmore'un yanında bulur. Widmore ona gerekli yardımı yaptıktan sonra, adadan ayrılanları geri getirmeyi dener. Ancak bunu yapamaz. Bu başarısızlık sonunda karamsarlığa kapılır ve intihar etmeye karar verir. Onu bu karardan Benjamin döndürür ancak Locke'un ağzından çıkan bir isim Benjamin'i harekete geçirir ve Locke'u boğarak öldürür. Ölümünü kullanarak da adadan ayrılan Jack ve ekibini geri dönmeye ikna eder.

    Geri dönen Jack ve diğer 5 arkadaşı kendilerini 1980lerdeki adada bulurlar. Burada ise, adayı Benjamin'in taşımasından dolayı ortaya çıkan zaman atlamaları sonucunda 1980lerde mahsur kalan, geride bıraktıkları arkadaşlarını bulurlar. Her birlikte hareket ederek Dharma tarafından yeni kurulacak bir istasyonda ortaya çıkan anormaliği bozmak ve tarihin akışını değiştirerek adaya hiç gelmemiş halde olmaları için nükleer bomba patlatırlar. Bu bomba onları geleceğe taşır.

    Geçmişte bunlar olurken, esas zamanda ise Locke adaya ayak basar basmaz tekrar hayata döner. Ancak bu sefer kendinden daha emin, daha korkusuz ve daha az karamsardır. Benjamin'i de yanında alarak lideri olduğu grubun yanına gelir. Richard ile görüşerek Jacob'ı görmek istediğini belirttir. Başta tuhaf karşılansa da bu istediği yerine gelir ve Jacob'ı görmeyi başarır. Jacob ise, karşısındakinin Locke değil de, en başından beri kendisini ortadan kaldırmak isteyen adadaki kötülük ile birleşmiş kardeşi olduğunu anlar ve Benjamin'e bir seçeneği olduğunu söyler. Benjamin ise Locke'u kıskandığı için (Tıpkı Jacob ile kardeşi arasındaki anlaşmazlık gibi) Jacob'ı öldürür.

    Jack ve arkadaşlarının geçmişten geleceğe gelmeleri ile birlikte, Locke görünümlü siyahlı adamın önünde, sadece birkaç engel vardır. Bunlar da elbette Jack ve grubudur. Çünkü Jacob herşeyi önceden görmüş ve kendisi yerine geçebilecek olanlarla iletişime geçerek adaylarını belirlemiştir. Siyahlı adam ile Jack'in grubu arasında bir karşılıklı hamleler yapılır ve en sonunda Jack yeni Jacob olmayı kabul eder. Adanın koruyucuğunu üstlenir. Sahte Locke ile adanın merkezine girmek konusunda anlaşır ki bu da tam olarak Sahte Locke'un istediği şeydir. Kaynağa girerler ve adanın ''koruma sistemini'' devre dışı bırakırlar. Bu Sahte Locke'un kilitli olduğu hüçrenin kapısının açıldığı anlamına gelmektedir ancak aynı zamanda üzerindeki bütün mistik güçlerin de yok olmasına neden olur.

    Jack ile girdiği mücadelede Sahte Locke yenilir ve ölür. Jack adayı korumak için tekrar kaynağa girmek zorunda olduğunu anlar. Bunun geri dönüşü olmayan bir görev olduğu bilinci ile adanın koruyucuğulunu arkadaşı Hurley'ye devreder ve koruma sistemini tekrar devreye sokar. Diğer taraftan sağ kalan arkadaşları ise adadan ayrılır. Jack başarının verdiği sevinç ile gülümser ve hayata gözleri kapar.

    Adadan kurtulup tekrar gerçek hayatlarına geri dönenler ise, hayatlarına devam ederler ve sonuç olarak kaderlerinde yazılı olan zamanlarda vefat ederler. Bu vefat ile birlikte, kendilerini cennete girmeden önce, hayatlarında yaptıkları yanlışları, pişmanlıkları tekrar yaşamayacakları, kalplerinin en derinlerinde olan arzulara kavuştukları bir arafta, ara dünyada bulurlar. Bu yerde birbirlerini tanımıyorlardır. Ancak isteklerini ve arzularını bir bir tamamladıkça, ve ölümle yada sevgi ile burun buruna geldikçe geçmiş yaşamları ile ilgili bazı anıları hatırlamaya başlarlar. Bu hatırlayış en sonunda herşeyin farkına varmalarına neden olur ve böylece bir sonraki adım için hazır olduklarını, yani cennet için hazır olduklarını onlara kabul ettirir.

    Bu kabulleniş ile birlikte Jack ve arkadaşları, önlerinde açılan parlak kapıdan girer ve cennete adım atarlar.




  • Boş ver hafız sen bunları. Zaten adam ölüymüş, çocuk da o yüzden adamı görüyormuş... Yok la bu başka hikayeydi. Her neyse, baştan izlemeye gerek yok. Her şey itin rüyasıydı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ^rof -- 29 Haziran 2013; 23:20:21 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.