Şimdi Ara

Laik Ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı Olması Sizce Doğru Mu?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
38
Cevap
0
Favori
754
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Evet arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >



  • bence diyanet işleri vergilendirme usülü ile değil, kızılay gibi bağış esasına göre yürütülmelidir. benim içtiğim içkinin vergisiyle cami yapılmasını doğru bulmuyorum.

    para karşılığı namaz kılmak, para karşılığı biriyle yatmak kadar kötü bir şey bence.

    aslında diyanet işleri siyasi bir kurumdur, komple kalkması lazım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: geleceği olmayan adam

    bence diyanet işleri vergilendirme usülü ile değil, kızılay gibi bağış esasına göre yürütülmelidir. benim içtiğim içkinin vergisiyle cami yapılmasını doğru bulmuyorum.

    para karşılığı namaz kılmak, para karşılığı biriyle yatmak kadar kötü bir şey bence.

    aslında diyanet işleri siyasi bir kurumdur, komple kalkması lazım.

    Evet maaşlı imam olayı doğru değil
  • Evet dogru.
    Laiklik dinsizlik demek degil, her dine eşit mesafede olmak demek. Bu yüzden diyanet işleri bakanliği gereklidir. Fakat diyanet işleri bakanliğinin şeyhülislam gibi takildiği , cemevlerinin tartişildiği bir ülkede laiklikten önce daha derinde başka problemler de vardir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Evet dogru.
    Laiklik dinsizlik demek degil, her dine eşit mesafede olmak demek. Bu yüzden diyanet işleri bakanliği gereklidir. Fakat diyanet işleri bakanliğinin şeyhülislam gibi takildiği , cemevlerinin tartişildiği bir ülkede laiklikten önce daha derinde başka problemler de vardir.

    Devletin her dine eşit mesafede olması Pluralism değil midir?

    Laiklik devletin hiçbir din işine karışmamasıdır. Devlet görevlileri dini semboller taşıyamaz, devlet dine para ayıramaz, kilise, cami yaptıramaz.

    Yani laik ülkede diyanet olmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: P. Alemdar


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Evet dogru.
    Laiklik dinsizlik demek degil, her dine eşit mesafede olmak demek. Bu yüzden diyanet işleri bakanliği gereklidir. Fakat diyanet işleri bakanliğinin şeyhülislam gibi takildiği , cemevlerinin tartişildiği bir ülkede laiklikten önce daha derinde başka problemler de vardir.

    Devletin her dine eşit mesafede olması Pluralism değil midir?

    Laiklik devletin hiçbir din işine karışmamasıdır. Devlet görevlileri dini semboller taşıyamaz, devlet dine para ayıramaz, kilise, cami yaptıramaz.

    Yani laik ülkede diyanet olmaz.

    Laiklik, devlet işlerinde dinin bir etkisinin bir dayanağının olmamasıdır. Dış siyasette, iç siyasette, yasama, yürütme, yargı, eğitim vb hiçbirşeyde dinin yer almamasıdır.

    Diyanetin varlığı bunlara tehdit oluşturmaz. Türkiye'de büyük bir Müslüman cemaat vardır. Eğer bu insanların sorunları, soruları, görüşleri dinlenmediği takdirde, esas ozaman laikliğe tehdit oluşturacak olaylara zemin hazırlanmış olur. Bir nevi kontrol mekanizması olarak düşün ve mekanizma devletin kontrolünde.

    Laikliğin ortaya çıktığı yer olan Fransa'da diyanet gibi bir kurum yok, orada da Hristiyan fazla

    Diyanetin neden var olduğunu, Atatürk'ün neden o kurumu kurdurduğunu biliyorum. Diyanetle sorunum yok (astronomik bütçesiyle sorunum var).

    Laiklik diyorsanız diyanet olmaz diyorum ben. Türkiye laik bir ülke değildir, hiç olmamıştır. Tekrar söylüyorum ülkedeki durumdan haberdarım. Tartıştığım şey kavramlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Değil. Türkiye laik bir ülke de değil zaten.
  • Doğru olanı diyanetin olması zaten insanların dini inancını devlet karşılamazsa bireyler karşılar ve işte o zaman sıkıntı çıkar. Ayrıca sosyal devletinde gereklerindendir dini inancın temini, burada dini inançtan kasıt hakim dini inanç değildir. Elbette yine çoğulcu olunacak fakat çoğunlukçu olunmadan hizmet edilecek. Yani kliseyi de devlet yapacak, sinagoguda, papazıda devlet atayacak, hahamıda. Ama Türkiye'de nedense laiklik kavramı yanlış kalıplaşmış, sadece islam olarak algılanıyor ve devlet dinsiz kabul ediliyor. Devlet dinsiz değildir, tüm dinlere eşit uzaklıktadır ve dine göre yönetilmez/yargılanılmaz. Bu yüzden yanılmıyorsam 24 değişikliğinde MV yemin şekli değiştirilip namus ve şeref üzerine yemin edilir hale getirilmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Constantine -- 14 Mart 2016; 13:58:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MRTFR

    Değil. Türkiye laik bir ülke de değil zaten.

    Laik ülke değilse ne peki ?
  • Laik olmayan bir ülke.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MRTFR

    Laik olmayan bir ülke.

    Ülkemiz laik olduğunu anayasada geçtiğine göre laiktir tersine ispat ederseniz sevinirim
  • Diyanet kontrol mekanizmasıdır. Müslüman olarak bende pek memnun değilim.

    Ama işte ortada islam adı altında olayları kendine göre eğmeler bükmeler olunca, gerekli oluyor. Bu ülke sokakta şarkı söyleyenlere yahudi müziği çalıyorsun diye linç girişimleri de var :). Sokaktaki insanların özgürce (başkalarının özgürlüklerini çiğnemeden) yaşama hakkı olduğu halde. Cihad adını kullanarak insanları birşeylere zorlamaları. Tam tersine zorlamalar üzerine inmiş bir dine uymayacak davranışlardan bulunmaları. Kimse kimseye zorla birseyi dayatamaz islam hukukunca, ama bunlarin Allah'ın adını kullanarak dayatacağından. İnsan her şekilde bir insan, duygusal oluyor gözü boyanıyor ve hassas bölgeden insanlarin bu değerleri kullanılarak yön verileceğinden. Gerekli.

    Eminim ki diyanetin olmadigi bu durum başka kesimdeki kimilerinin de işine yarayacağından gereklidir. Yanlış uygulamalar üzerinden karalama kampanyaları ayyuka çıkacağından gereklidir. Daha dış dünyadaki olaylar ve hareketlerin bağdaştırıldığı bir ülkede, kendi içinde olacak durumların sonucu sebebiyle tutumunu düsünmek istemiyorum. Bu yüzden yine gereklidir. Nüfusun yüksek olduğu bu düzende, her eline imkan alan hocayım, şeyhim diyerek milletin imamı da olmak isteyeceklerinden. Bir kurumun olup bunu düzene sokmaya çalışması gereklidir.

    Dini hurafelerden, batıllardan ve yanlış uygulamalardan ayırması en gerekli alanı.

    Bakıyorum gerekliliği yanlislarindan daha önemli. Yoksa alakasız fetvaların islamda yeri yok. Gayet açık herşey, şu olabilir insanlar dinini iyi bilmez öğrenmek ister bilmediği hususta açıklanır o başka.

    Adam psikolojik hasta ise ve bunun sonucunda tuhaf tuhaf fikirlere ve eylemlere yöneliyorsa, arkadaş sen en iyisi psikolojik destek al demesinide bilmeli. O kişinin, psikolojisi bozuk bir durumundan, yaptigi eylemlerin meşru bir durummuş gibi açıklamaya gitmesi yanlış. Olayları biraz akılla, mantıklada yürütmesi gerekir. Herşeyi ben çözerimi yok. İslam, bilmiyorsan bilenlere sor der iken süpermarketciliğe gerek yok. Eğer sen bu gereksiz sualleri dini bir çerçevede anlatmaya çalışırsan sonu gelmez bambaşka biryerlere çekilir.


    Bu arada, ülke gayette lâik bir ülke. Kusura bakmayın kişi hak ve özgürlüklerinde çiğnendiği, tek sebebi başı kapalı diye okullara alınmadığı zamanlardan bahsediyorsanız evet lâiklik yoktu. Lâiklik, kesmek önüne set çekmek değil. Kişilerin aşırıcılığa kaçmadan dinini yaşamaları hususunda verilen bir haktırda. Müslüman olur, isevi olur, yahudi olur, budist olur, hindu olur vesayre.... Şuan hangi dinden birisi zorlamalar ile karşılaşıyor. Karşılaşmamalıda çünkü zorlayıcı bir yapısı yok islamın. İsteyen istediği gibi yaşayabiliyor dinini, tebliğe ulaşabiliyor. Peki sizce lâiklik nedir?

    Elbette nüfusun %80-90'ı müslüman olduğunu söyleyen bir toplumda ihtiyaçları hususunda birşeylerin olmasıda kaçınılmaz oluyor. Gönül isterdi ki bu kuruma giden paralar, ilime ve bilime gitsin lâkin işte sebep ve düzeni iyi görmek gerekir. Bazıların dediği milletin para bağışı husunda pekte niyetli olacağını sanmıyorum:)




    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: P. Alemdar


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Evet dogru.
    Laiklik dinsizlik demek degil, her dine eşit mesafede olmak demek. Bu yüzden diyanet işleri bakanliği gereklidir. Fakat diyanet işleri bakanliğinin şeyhülislam gibi takildiği , cemevlerinin tartişildiği bir ülkede laiklikten önce daha derinde başka problemler de vardir.

    Devletin her dine eşit mesafede olması Pluralism değil midir?

    Laiklik devletin hiçbir din işine karışmamasıdır. Devlet görevlileri dini semboller taşıyamaz, devlet dine para ayıramaz, kilise, cami yaptıramaz.

    Yani laik ülkede diyanet olmaz.

    Laiklik, devlet işlerinde dinin bir etkisinin bir dayanağının olmamasıdır. Dış siyasette, iç siyasette, yasama, yürütme, yargı, eğitim vb hiçbirşeyde dinin yer almamasıdır.

    Diyanetin varlığı bunlara tehdit oluşturmaz. Türkiye'de büyük bir Müslüman cemaat vardır. Eğer bu insanların sorunları, soruları, görüşleri dinlenmediği takdirde, esas ozaman laikliğe tehdit oluşturacak olaylara zemin hazırlanmış olur. Bir nevi kontrol mekanizması olarak düşün ve mekanizma devletin kontrolünde.

    Pluralism aslinda "dini" bakis acisiyla birden fazla dinin varligini kabullenmek gibi.
    Devletin aldigi konum olarak laiklik, dini tumuyle reddetmek degil, varligini bir inanc olarak kabul edip burokrasinin hic bir seviyesinde dini emirleri baz alarak aksiyona gecmemek. Arada durdugun yer olarak fark var.
    Yani "Kuran'da Istanbul'u alan hukumdara buyuk nimetler mujdelenmistir" diyerek Istanbul'a sefer duzenlemek laik bir hareket degil, cunku belirledigin politikanin temeli dini bir kaynak.
    Diyanet isleri, ulkede yasayan ve dini inanisi olan her insanin bu ihtiyacini gidermek icin aslinda "hakem" rolu oynuyor. Oynamalidir diyelim.
    -----

    Aslinda soyle ozetlenebilir, yasama yurutme ve yarginin icerisinde, dayanagini dini emirlerden alan her kanun, her sey cikarilarak kaynagini akildan, tartismadan ve demokratik yapidan hale getirilmeli, vatandaslarin dini ozgurluklerinin korunmasindan da sorumlu ayri bir bakanlik kurulmasi gerekmektedir. Aksi durumda cogunlugun dini, azinligin dinini yasanmaz hale getirebilir. Devlet bunu guvence altina almalidir.

    Turbanli milletvekili, turbanli yargic, hac takan albay vs bu yuzden laik degil. Devletin herhangi bir kurumunu temsil eden bireyin "hakem" olmasi gerekiyor. Ama insanlar da ozgurce dini rituallerini yerine getirmelidirler.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sahrayıceditli 77

    quote:

    Orijinalden alıntı: MRTFR

    Laik olmayan bir ülke.

    Ülkemiz laik olduğunu anayasada geçtiğine göre laiktir tersine ispat ederseniz sevinirim

    Anayasada gecmesi laik oldugunu gostermez.
    Bir kanunu koymak yeterli degil, uygulayabilmek, denetleyebilmek de gerekli.
    Sokakta mendil satmak da yasak ona bakarsan Hukuk Devleti olan Turkiye cumhuriyetinde. Saat 10'dan sonra icki satmak da. Ne kadar uygulaniyor ?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sahrayıceditli 77

    quote:

    Orijinalden alıntı: MRTFR

    Laik olmayan bir ülke.

    Ülkemiz laik olduğunu anayasada geçtiğine göre laiktir tersine ispat ederseniz sevinirim

    Tersinin ispatı devlete bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı isimli bir kurum, devlete bağlı imam hatip okulları ve zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eger olaya o acidan bakarsak Avrupa da da laik ulke yoktur deriz.Cunku Avrupa'nin buyuk cogunlugunda vatandaslar eger Hristiyan ise ve kiliseye kayitliysa maaslarindan Kilise vergisi odemek zorundalar.Bunun yanimda devlet kiliseler icin odenekler ayirirlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Yani "Kuran'da Istanbul'u alan hukumdara buyuk nimetler mujdelenmistir" diyerek Istanbul'a sefer duzenlemek......


    Buna benzer söylemin, Kuranda olmadığı ve bu ayrımı anlatan bir mekanizmadır da .


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bunu dün akşam akrabalarla konuştuk tesadüfe gel :)

    Avrupa'da kiliseye üye olanlar her ay belirli bir ücret öderler.

    Burada o sistem nasıl işler, nasıl yürütülür hiç bir fikrim yok. Emin olmak amaçlı test etmek lazım tabiki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Howard Stark

    Bunu dün akşam akrabalarla konuştuk tesadüfe gel :)

    Avrupa'da kiliseye üye olanlar her ay belirli bir ücret öderler.

    Burada o sistem nasıl işler, nasıl yürütülür hiç bir fikrim yok. Emin olmak amaçlı test etmek lazım tabiki.

    ama türkiyede camiye üye olmak istemeyenden de vergi kesiliyor.

    işin kötü yanı, alkol sigara silah satışından doğan kdv gelirleri diyanet ile aynı havuzda toplanıyor.

    yani antidepresan türü uyuşturucuların vergisinin bile bir kısmı diyanete kalıyor.

    gerçi 1 milyonluk mercedese binen adam yemişim haram lokmayı der orası ayrı
  • Antidepresanlar uyuşturucu değildir. Tedaviye yardım amaçlı yapılır. kendimde kullanıyorum zor durumda kaldığım için.

    Vergiler sadece diyanete gitmiyor. Hükümete gidiyor. Hükümet de artık ne yapacaksa bizim paralarla yapıp bize hava atıyor.

    Keşke Avrupa'daki gibi uygulama olsa da neyse...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.