Kuran'da 'piç' lafzı geçiyor 'kuran tanrının sözü olamaz' diyen Mustafa öztürk'e linç (15. sayfa)

Sansinizi dinin ne oldugunu anlayamamis insanlarda deneyiniz.

Kibar cevabiniz icin tesekkurler.. 

Konuya yazdığınız cevap gerçekten takdire şayan.İslamın şartları bellidir ve detaylarla uğraşmak saçmadır ve binlerce farklı şekilde yorumlanıp sizi sonunda inançsızlığa iter.Malesef bu dini bu hale getiren detaycı mezhepçi hocalar olmuştur.Detaya daldıkça sorunlar artıyor.dinin kesin emirleri yazdığınız gibidir ve doğrusuda budur.

Ne biliyorsun o işlerin öyle olacağını? Cennette veya cehenneme giden gelen yok. Hesaba çekilip geri gelip burada anlatan yok.

Ayrıca diyelim ki oraya gittik şunu yaptın bunu yaptın diyecek hesap soracak. Peki bende şunu istedim bunu istedim niye vermedin demeyeceğimi mi sandın? Biz orada uysal koyun gibi durmayacağız. Yaratma gücü sınırsız ama birine yağdıracak ötekine vermeyecek. Biri öz diğeri üvey evlat mı? Öyle ben yarattım hesap vermem istediğime veririm sınav yapıyorum demek kolay.

Ayrıca bugünü yarını herşeyi bilen benim tüm yaptığımı ve yapacağımı da bilir. Seçenekler arasında tercihlerimi de bilir neyi seçeceğimi bilir. Dün ne yaptığımı yarın nereye gideceğimi de bilir. Önüme yollar koysa bile hangi yola gireceğimi bilir. Ben sadece rolümü oynuyorsam niye sorumlu oluyorum? Madem yarattı yarattığı varlığın huyunu düşüncesini de biliyor. Elma ağacından armut vermesini mi bekliyor? Armut vermedi diye cehenneme gidecek olacak iş mi? Baştan çizmiş herşeyi adaletsizlik var.

Tebbet suresinde Ebu lehebe de kızıyor ve cehennemlik olduğunu söylüyor.Kesin olarak,hiçbir zaman inanmayacağını ve cehenneme gireceğini söylüyor.Bu sure geldiğinde, Ebu leheb hayatta ve yüzüne karşı bu sure okunuyor.Deseydi ya ebu leheb ben Muhammed'e inanıyorum.Allah birdir diye.. Bunu yalancıktan da söylese idi Kuran kocaman bir yalan olurdu.Peygamber yalancı durumuna düşerdi.Sadece bu durum bile Kuranın yaratıcının sözü olduğuna kanıttır ve yeterlidir.Kurandaki diyaloglar çoğu zaman görecelidir.Hatta bir çok ayeti yeryüzünde anlayacak hiç kimse yoktur.Her detaya takılmamak gerek kanımca.Aksi halde her zaman inanmamak için bir sebep bulunur.

Şahısları tanımam etmem, ilgi alanım da değil. Sadece videoya göre konuştum. Linç demek birden fazla insanın bir kişiyi yargısız cezalandırması demek. Toplum bunu sözlü olarak yapabilirken küçük bir kesim ise insan yaralamaya ya da öldürmeye kadar gidebilir. Linç bir birey işi değil, toplum işidir. Attığın şey birinin iddiası, doğruysa ne acı ne terbyesizlik. Yalansa ve o yalanı atan kişi kendine fırsattan istifade prim sağlıyorsa yine ne acı ve ne terbiyesizliktir. Benim gözümde herhangi bir Facebook yazısından ibaret. Dediğim gibi tartışma işi bir kültürdür. O adamın karşısına o iddiaları çürütecek biri çıksın anlatsın. Bu kadar basit. Gerçi bunu yazan kişi de Mustafa Öztürk'e soytarı ve şuursuzlar diyerek alenen hakaret etmiş ve insanları onun üzerine fişekleyerek linç ettirmeye çalışmış. Bir tek "Din elden gidiyor?" diye insanları adamın üzerine yürütmediği kalmış. O ona hakaret etmiş ve linç başlatmış, öteki de ona hakaret etmiş vs vs.

Öyle iş mi olur.Çok yanlış anlamışsınız.Allah size bir rol çizmişse tabikide suçlu sen olmazsın.Sen sadece onun senin için yapmasını istediği şeyleri yapmış oluyorsun.Ancak durum böyle değildir.Allah sana karar verebilme yetisi,akıl vermiş.Kararları sen alıyorsun,seçimlerine müdehale etmiyor.O sadece zaman kavramının dışında olduğu için senin geleceğini bilir.Yani 20 sene sonra ne yapacağını önceden biliyor lakin senin ne karar vereceğini biliyor.Kendisi böyle olmasını takdir etmemiştir.Mesela akıl yetisini kaybetmiş (deli) birisine bütün günahları işlese de bir ceza yok.Neden yok,çünkü karar verebilme yetisi yok.

Diğer konuda ise herkes zengin olursa birileri fakir olmayınca sistem nasıl çalışabilir.Dünyada herşey zıttı ile değerlidir.Fakir olmazsa zenginlik diye bir kavram olamaz.Sokaktaki çöpleri kim temizleyecek o zaman :)

Üstad peki nasıl yapıyorsun bunu? Giyotin gibi tek hamlede mi alıyorsun, yani kılıcın keskin midir?

Adam on numara konuşmuş doğruyu söylemiş

Hocam güya canına okuduğunuz profesörlerin mahalledeki , arkadaş ortamındaki lakabı mı profesör ? Eğer cidden profesörlerse kendileriyle tartışmaya girdiğinizi falan hayal edip kafanızda mı kurdunuz ? Yada gerçekten tartışmaya girdiyseniz sizi ciddiye almayıp cevap vermedikleri için mi kendinizi galip saydınız ? Yada gidip iktisat profesörüyle falan mı tartıştınız konuyu ? Veya sizin mağlup ettiğiniz kişinin profesör olduğundan haberi var mı ?

Biz Müslümanlar biliyoruz işte. Sizden farkımız bu. Lafı uzatmaya gerek yok. Ölüm mutlak. Ölüm sonrası görüşürüz... Bu hayatın gerçek olmadığının o kadar çok kanıtı var ki. Sizin gibi inançsız bi Çinli düşünür bile şöyle demiş: Rüyamda kelebek olduğumu gördüm. Uyandığımda düşündüm ki ya insan olma hayali kuran bir kelebeksem...

Orada "sonsuz güçlü yaradan elleri kurusun diye beddua mı eder" yaklaşımı bana daha uygun mesela.

Bugün Uludağ'a gidip bir melekle görüştüğümü iddia etsem, içinde discovery06'nın bir hastalığını yazsam, hayatının sonuna kadar boş inanç peşinde gideceğini yazsam siz müslümanlığınızı yakar mısınız? Artık müslüman olmadığınıza yemin edip, benim dağda melekle görüştüğüme iman eder misiniz? Kısa süre ettiniz ve döndünüz diyelim, benim takipçilerim de "bak eninde cemsinanın tanrısının sözüne geldi" diyeceklerdir.

Bırakır mısınız müslümanlığı? bir şey deneyeceğim de

Ha şimdi Leheble mutluluklar filan diye alakasız şeyler yazacaksınız. Leheb dönemin güçlü , inatçı despotlarından. Ben ezilenlerden tarafım. Asr ı saadette köle doğan bebeklerden mesela. İnsan yıllarca bir şeye inanmış. hayatını adamış, kendini düşün işte inanacak mısın benim Uludağ'a gidip meleklerle konuştuğuma? Ama gerçekçi düşün. Bütün ailene açıklayacaksın. Dünyaya açıklayacaksın bunu. ve değiştiremeyeceksin. Bir de başından beri benim yalancı olduğumu, gerçek dinin sadece islam olduğunu savunmaya ve benim yalanlarımı ispat etmeye çalıştığın bir konumda olduğunu da düşün.

Ebu Leheb entrika yapabilirdi diye düşünmen de senin ayıbın. Bazı insanlar o şekilde yaşamazlar.

İlk defa Borges'in kitabında çok hoşuma giden bu sözü görmek çok güzel bir sürpriz oldu.

Adı geçen kişi Chuang Tzu.

"kurbağa, kendi bataklığından çıkmaya niyetli değilken, ben ona nasıl okyanustan söz edebilirim?"

"Tam cahil olmak istiyorsan, mevcut bilgilerinle tatmin ol"

Gibi sevdiğim başka sözleri de var.

Bayağı bir düzen yıkılmadı ki.

Mesela kölelik neden kaldırılmadı diye sorulduğunda sorularla islamiyet "köle stoku çok fazlaydı ve Araplara haksız rekabet olurdu" diye cevap veriyor.

Depolardaki mallardan bahsediyor resmen. Ne acaip bir olay. Hisseli cariyeler. Doğan bebeklerin yarısı köle doğar mı tartışmaları, hediye edilen, miras bırakılan, parayla alınıp satılan insanlar. Ama insan hediye edilemez, hisseli sahibi olamaz diyemeyen bir Mitra mesela bana uymaz. Mitra'ya inanmıyorum. Diğer insan iddialarına da inanmıyorum zaten. Sonsuz güçlü bir yaradana inansam zaten insanların onunla şu şu şekilde görüştüm iddialarına inanmam.

Ayrıca siz sonsuz güçlü bir tanrının insana beddua edeceğine inanabilirsiniz. Ben sonsuz güçlü tanrının bir insana beddua edeceğine inanmam. Kendine talimat gibi bir şey. İnanana saygım yok da demedim. Benim inanma ihtimalim hiç yok.

Hocam Peygamberlere iftira atmak, onlarla dalga geçmek yeni bir şey değil. Bu kafadakiler tarihin her döneminde varmış. O yüzden hiç boşa yorma kendini. Onlar en büyük yalanı kendilerine söylüyorlar, kendi hakikatlerini yalanlıyorlar.