Şimdi Ara

Kış Uykusu (2014) | Nuri Bilge Ceylan (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
122
Cevap
1
Favori
6.889
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • dün akşam 21.45 seansına girdim film 01.30 civarı bitti girdiğim avm kapanmış kimse kalmamıştı

    film çok uzun çok ağır bir film ama haluk bilginer'in oyunculuğu ve kapadokya ortamı filmi izlettirdi, o kadar ağır gelmesine rağmen tekrar olsa tekrar izlerim diye düşünüyorum.

    8.5/10
  • Günümüzün eğitilmiş/ehlileşmiş insanı, kendinin doğru kabul ettiği şeyleri toplumun da doğrusu olarak kabul edip, kendi karakterini yükseltip, kendini herkesten soyutlayarak gittikçe insanlara yabancılaşıyor ve yalnızca geveze bir hâl alıyor. Duygular bir yana kalsın insan kendini tatmin etme derdine düşüp hayat için geri kalan şeyleri unutuyor. Çevremizdeki insanlar da farksız değil ve herkes bu yabancılaşmadan şikâyet edip birbirine sataşıyor. Herkesçe kendi haklı ve eğer kendini tükenmiş hissediyorsa bunun sebebi yakınındaki ona sevgi göstermeyen ve ona kendi doğrularını dayatmaya çabalayan insanlar. Ama bu durum herkes için geçerli. Kendi doğasında, iç güdüleriyle yaşayan yabanî bir atın eğitimle ehlileş-tiril-mesi bu duruma sebep oluyor sanırım (Bu at mevzusu da Anadolu insanı-eğitimli insan ayrımını göstermek için kullanılmış olabilir ya da insanın içindeki, yabanî olan kendisini, baskılamaya çalışıp, onun özgürlüğüyle beraber kendi özgürlüğünü de sınırlamasını anlatmak için kullanılmış olabilir
    ki tartışmalardan sonra yabanî/doğaya ait at serbest/özgür bırakılır
    ). Belki de basit, sıradan biri olarak, hiçbir şeyle uğraşmayıp yalnızca yaşamak amacıyla yaşamak gerekir. Filmdeki tüm sahneler etkileyiciydi, biri hariç tüm sahneleri ilgiyle izleyip, beğendim. O sahne de
    Nihal'in fakir evine para getirdiği ve mağdur edebiyatının yapıldığı, bana göre basite kaçmış sahneydi ama o sahnenin de çıkışı yoktu, yani o şekilde olmak zorundaydı ve filmin içine de konmak zorundaydı. Sonuçta birbirlerini alt etmeye çalışan karakterlerden biri olan Nihal'i bir tek o ayyaş adam -bu şekilde- alt edebilirdi. Yine Nihal'in sırf o insanların parayı görünce sevineceğini düşünüp kendini tatmin etmek istemesi fakat gittiği evde bir çay bile içmeye tenezzül etmeyişi, aldığı tepki karşısında da hayatının sadece kendini kanıtlamaya odaklı küçük bir dünyaya sahip olduğunun anlaşılması, onun nasıl bir karakter yapısına sahip olduğunu gösteriyor.
    Beğendiğim sahnelerse
    fakir çocuğun Aydın'ın elini öperken bayılması, yabani atın ehlileştirilmek üzere alınırken suda debelenmesi, ablasının Aydın'a olan patlaması, ki bu patlamanın nedeni Nihal'in Necla'yı aşağılamasından kaynaklanıyor. Aslında Aydın, Necla'ya her akşam şu yazım nasıl olmuş şeklinde sorup olumlu cevaplar alıyor. Nedeni ise Necla'nın bu konudaki ilgisizliği. Ne zaman ki Necla, Nihal tarafından aşağılanıyor, işte ona da Aydın'ı yermesi için gün doğuyor. Hiç ilgilenmeden iyi bir yazı olmuş dediği yazıları eleştirerek, Aydın'ı aşağılama fırsatı eline geçiyor. Her karakter bir diğer karakterin baskısı altında hissediyor kendini ve öfkelerini belki doğru belki yanlış hedefe yönlendiriyorlar ama asıl hedef kendileri olmalı kanımca. Aydın'ın üstüne çok gittiler, onun üstüne çok gitmelerine rağmen adam hoşgörülü davranmaya çalıştı fakat o da farklı bir biçimde insanları biçimlendirmeye çalışıyordu, sadece bunun farkında değildi. Aydın şamar oğlanı rolünü üstlendi. Ablasının sen daha ananın babanın mezarına gitmedin ki maneviyat hakkında konuşuyorsun demesi üzerine Aydın'ın mezara gidişi bir şeyleri anlatmaya yetiyordu zaten, ablasının sözlerini çok dar bir kalıpta algılaması işte bu şekilde verilmişti. O sahne de iyiydi. Ben Nihal'i ilkin denge karakteri olarak görmüştüm ama kendi bencillikleri yüzünden insanlara sataşan bir karakter olarak zirve yaptı. Özellikle Necla kahvaltıda 'kötülüğe karşı koymama' düşüncesini açıklarken, sırf kocasına karşı gelme arzusu yüzünden Necla'yı savundu. Bu tamamen kişisel çıkardı ki, Necla ile Nihal başbaşa konuştuklarında bu sefer Nihal de aslında bu konuda kocası gibi düşündüğünü belli etti. Bu da onun ne kadar ikiyüzlü olduğunu göstermeye yetti.
    Karakterler birbirlerini öyle yerlerden vuruyorlar ki birini haklı bulmuşken, öteki konuşunca onu haklı buluyorsunuz. Gerilimli, şiddetli ve dolu dolu tartışmaların, hesaplaşmaların, yüzleşmelerin olduğu sahnelerin dışındaki çoğu sahnede de esprili bir hava vardı. Çoğu filmde gülmediğim kadar bu filmde güldüm desem yeridir. Doğal bir güldürü havası vardı. Senaryo bakımından hemen hemen eş değerdeki, Bergman'ın Höstsonaten (1978) filmini de tavsiye ederim. Nuri Bilge büyük ihtimal o filmden epey etkilenmiş. Yalnız, Kış Uykusu'nun sinematografisi katbekat daha iyi. Bu yabancılaşma meselesi de aslında yönetmenin Uzak filminin genişletilmesiyle oluşturulmuş gözüküyor. Filmden de tek bir şey çıkarılmasını doğru bulmuyorum.

    Filmin mekânı da tam filmin ismine uygun yerde çekilmiş. İnsanların yaşadığı yerler ayı inlerini anımsatıyordu. Özellikle uzaktan evlerin topluca çekilmiş karesi filmin çekilmesi için çok iyi bir yer seçildiğini gösteriyordu.

     Kış Uykusu (2014) | Nuri Bilge Ceylan


    Aydın'ın 'mekânı' da anlam yüklenebilecek bir yer aslında. Benim o odada dikkatimi çeken Caligula afişi oldu. Acaba filmin afişi mi diye düşündüm ama tiyatro afişi olabilir. Neyse o filmi de izleme listeme almamıştım ama artık bir ara izlerim. Bir etki var mı merak ettim.

    X Men filmini izlemeye gelen 8-10 kişi ancak varken, Kış Uykusu'nun salonu neredeyse doluydu. Yani, talep gören bir film ve izleyenlerin tepkileri de oldukça olumluydu. Gidin, izleyin derim. Kendinizden ve çevrenizden çok şeyler bulacağınız bir hesaplaşma filmi. 8.5/10

    Spoiler kısımları açık mı görünüyor? İlk attığımda kapalı görünüyorlardı, şimdi ne var ne yok gözüküyor sanırım. Benim suçum değil, kusura bakmayın, spoiler kısımları yenileyeyim dedim, üstüne basacak spoiler butonu bulamadım. Resimler de bir gözüküyor bir gözükmüyor. Donanımhaber çöküyor sanırım. Yöneticiler bir bakın hele.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Meursault. -- 17 Haziran 2014; 9:55:48 >




  • çok ağır bir film olmuş tavsiye etmem
  • Gayet beğendim filmi. Diyaloglar aldı götürdü beni. Haluk Bilginer'in oynadığı rolde kendimi bulmam da bunda bir etken tabii ki. Tavsiye ederim arkadaşlar gidin izleyin.
  • iyi bir film
  • Çok ağır bir film ne ya :D Nuri Bilge Ceylan ın filmleri zaten böyle.Ben begendi. Bir zamanlar Anadolu ya göre daha hareketli sanki hiç sıkılmadım film boyunca
    Oyunculuklarda mükemmeldi.Kamera açıları felan Nuri Bilge klasiği (: .Mekan seçimi de güzeldi. Sondaki klasik müzikte filme on numara olmus (: Demek ki Türk filmlerinde de klasik müzik olur hatta çokta güzel olur
  • fragman güzel
  • Film ödül aldığı kadar varmış 3 saatten fazla sürmesine rağmen hiç sıkılmadan izledim.Diğer filmlerinin aksine bol diyologlu bir film olmuş.
  • Bu filmi izleyipte iyi diyenler bu Kral Çıplak hikayesindekiler gibi heralde.

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20660720.asp

    Hani hiçkimse recep ivedik izlemezde yine o film 1. olurya o mesele gibi bişey.
  • On kişi girdik filme 8'i yarım saat sonra kaçtı, arkadaşla ben kaldık. Hele bir çift vardı 17-18 yaşlarında, almış kızı gelmiş herif herhalde salon boş olur da rahat rahat işi pişiririz diye düşünüp, tabii avuçlarını yaladılar; film o kadar ağır gelmiş olmalı ki onlarda pek fazla dayanamayıp kaçıp gittiler.

    Bilmiyorum filmin üzerinden 1 saat geçmemişken gelip yorum yapmam ve filmi Türk sinemasının tepesine koymam ne kadar doğru ancak filmi çok ama çok beğendim. Öyle detaylı analiz yapabilecek konumda değilim ancak bir kaç sahnede bariz Dostoyevski esintisi görmek mümkündü. Bununla birlikte başından beri fazla teatrala kaçıp filmin etkileyiciliğini düşürürler diye ön yargı yaptığım oyuncuların her birinin rolünde devleştiğini görmek de benim için güzeldi. Sırf ödül aldı diye filme gidip beğenmeyen, sonra da gelip çamur atanlar var, olacaklar da. Bence bu arkadaşları görmezden gelmeyi öğrenmek lazım. Neyse hiçbir şey anlatmadan bu kadar uzun yazdığım için kusura bakmayın, gidin izleyin bu güzelliği.




  • Bu filme her adam gitmemeli bence. Ben gitmeyecegim mesela. Aslında iyi bir sinema izleyicisi sayilirim.ama çok diyaloglu filmler sıkıyor beni bazen. Yapılan işe sırf beğenmedim diye haksızlık etmek istemem.zaten bu filmi herkesin hoşuna gitsin diye yapmiyorlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ordan Geçenbay

    Bu filme her adam gitmemeli bence. Ben gitmeyecegim mesela. Aslında iyi bir sinema izleyicisi sayilirim.ama çok diyaloglu filmler sıkıyor beni bazen. Yapılan işe sırf beğenmedim diye haksızlık etmek istemem.zaten bu filmi herkesin hoşuna gitsin diye yapmiyorlar.

    Müthiş. Gerçekten saygı duydum.
  • Zebercet kullanıcısına yanıt
    Sirf insanimizin sacma sapan sinema algilayisi(hollywoodla buyuyen nesil) yuzunden, filmin ortasinda bir bir cikan insanlari gorupte sinirlenmemek,dikkatimi dagitmamak icin sinemada izlemiyorum bu filmi. Dvdsinin falan cikmasini bekliyorum, oyle internetten de indirmem, yerli yapimlara katkim olmasi icin.
    Nuri Bilge Ceylan'nin tarzini bilmeyen adam, film izlemeyi sadece eglence araci olarak goren,hollywoodun sacma gise filmlerine alismis adam bu filmin odul aldigini duydugu icin filme gidiyor sonrada kendisine dusuyormus gibi sikiciydi,duragandi,cok diyalog vardi diye elestriyor, gelde sinirlenme.

    Neyse bu niye beni alintilayip icini doktu deme, senin 10kisiden 8i cikti demen uzerine soylemek istedim bunlari



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 27 Haziran 2014; 21:59:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Pacino

    Sirf insanimizin sacma sapan sinema algilayisi(hollywoodla buyuyen nesil) yuzunden, filmin ortasinda bir bir cikan insanlari gorupte sinirlenmemek,dikkatimi dagitmamak icin sinemada izlemiyorum bu filmi. Dvdsinin falan cikmasini bekliyorum, oyle internetten de indirmem, yerli yapimlara katkim olmasi icin.
    Nuri Bilge Ceylan'nin tarzini bilmeyen adam, film izlemeyi sadece eglence araci olarak goren,hollywoodun sacma gise filmlerine alismis adam bu filmin odul aldigini duydugu icin filme gidiyor sonrada kendisine dusuyormus gibi sikiciudi,duragandi,cok diyalog vardi diye elestriyor, gelde sinirlenme.

    Neyse bu niye beni alintilayip icini doktu deme, senin 10kisiden 8i cikti demenle ayni seyi anlattim

    Anladım zaten üstat, ne diye açıklama gereği duydun ki? Ben de Blu-ray bekliyordum ancak riske edip girelim dedim, Allahtan ilk yarım saatte salon boşaldı da rahat rahat izleyebildik filmi. Tabii küçük bir şehirde ikamet ediyorum ben, büyük şehirlerde salonu doldurup filmi murdar edecek ve diğerlerinin de film zevklerini baltalayacak adamlar mevcut olabilir, dediğin gibi Dvdsini beklemek senin adına daha iyi olabilir. Ben de bölümü sırf bu popülistler yüzünden boşladım zaten, eskiden iyi kötü katkı yapıyordum da bu filmin başlığı adam akıllı on yorum alırken daha çıkmamış ucuz bir aksiyon filminin konusu şimdiden 5-10 sayfa olabiliyor, bu da beni deli ediyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zebercet

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Pacino

    Sirf insanimizin sacma sapan sinema algilayisi(hollywoodla buyuyen nesil) yuzunden, filmin ortasinda bir bir cikan insanlari gorupte sinirlenmemek,dikkatimi dagitmamak icin sinemada izlemiyorum bu filmi. Dvdsinin falan cikmasini bekliyorum, oyle internetten de indirmem, yerli yapimlara katkim olmasi icin.
    Nuri Bilge Ceylan'nin tarzini bilmeyen adam, film izlemeyi sadece eglence araci olarak goren,hollywoodun sacma gise filmlerine alismis adam bu filmin odul aldigini duydugu icin filme gidiyor sonrada kendisine dusuyormus gibi sikiciudi,duragandi,cok diyalog vardi diye elestriyor, gelde sinirlenme.

    Neyse bu niye beni alintilayip icini doktu deme, senin 10kisiden 8i cikti demenle ayni seyi anlattim

    Anladım zaten üstat, ne diye açıklama gereği duydun ki? Ben de Blu-ray bekliyordum ancak riske edip girelim dedim, Allahtan ilk yarım saatte salon boşaldı da rahat rahat izleyebildik filmi. Tabii küçük bir şehirde ikamet ediyorum ben, büyük şehirlerde salonu doldurup filmi murdar edecek ve diğerlerinin de film zevklerini baltalayacak adamlar mevcut olabilir, dediğin gibi Dvdsini beklemek senin adına daha iyi olabilir. Ben de bölümü sırf bu popülistler yüzünden boşladım zaten, eskiden iyi kötü katkı yapıyordum da bu filmin başlığı adam akıllı on yorum alırken daha çıkmamış ucuz bir aksiyon filminin konusu şimdiden 5-10 sayfa olabiliyor, bu da beni deli ediyor.

    hic sorma dostum, her konuda populer kultur sevdalisi bi halkiz cogunlukla . Bu arada bolum hakkinda da cok haklisin, dedigim gibi halk olarak boyle oldugumuz icin ister kalabalik bir ortamda ister kucuk bir forum bolumunde olsun ayni maalesef.
    Ayrica dedigin gibi seni eskiden cok gorurdum buralarda ama bolumu bosladigin belli oluyor.
    Gonul isterdiki populer kulturden siyrilmis olup boyle filmleri daha cok konusalim ama yapacak bir sey yok. Hele bi piyasaya surulsunde alip evimde rahat rahat izleyeyim, kimseninde nazini cekmeyeyim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 27 Haziran 2014; 22:25:21 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Az önce Kış Uykusu'ndan geldim. Film fena değildi, çok müthiş diyemeyeceğim ama gerek çekimler, gerek mekan kullanımı vs. yönünden kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Ha tabiki unutmadan Türk filmleri açısından değerlendirdiğimizde baya baya güzeldi diyebilirim. Ama yerli yabancı karışık bakıldığında orta diyebilirim. Benim gibi Kubrick, Leone hayranı özenti gençliğe film beğendirmek zor tabi.


    Dipnot: Film ödül kazandığı için sinemada izleme gereksinimi duydum. Yoksa filmde efekt felan yok ama adam uğraşmış o ödülü Türkiye'ye getirmiş, bizim de çorbada tuzumuz bulunsun.




  • Sinemanın tüm kurallarını hiçe sayarak yapılmıs film ama tuhaf bir durumu var haluk bilginer filmi seyrettiyor

    kreşendo neredeyse sıfır

    bir filmde diyaloglar en fazla 3 dk olmalı yoksa seyirci bunalır bu filmde demet akbag ile haluk bilginerin yarım saatlik diyalogu var o zaman uyuyanlar tansiyonu düşenler oldu

    bir de bi film 4 saat sürer mi yanınıza azık uyku tulumu çadır filan alın bi süre sonra nerde oldugunuzu unutuyorsunuz çünkü
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Durmazlar

    Sinemanın tüm kurallarını hiçe sayarak yapılmıs film ama tuhaf bir durumu var haluk bilginer filmi seyrettiyor

    kreşendo neredeyse sıfır

    bir filmde diyaloglar en fazla 3 dk olmalı yoksa seyirci bunalır bu filmde demet akbag ile haluk bilginerin yarım saatlik diyalogu var o zaman uyuyanlar tansiyonu düşenler oldu

    bir de bi film 4 saat sürer mi yanınıza azık uyku tulumu çadır filan alın bi süre sonra nerde oldugunuzu unutuyorsunuz çünkü

    Sinemanın tüm kurallarını hiçe sayarak??? Bence bu konu hakkında biraz düşünün. Çünkü bu cümle düpedüz anlamsız.




  • Neymiş o sinemanın kuralları ? Söylede bilelim. Sinema bir sanat değil mi ? Sanat belli kurallar çerçevesinde mi yapılır ? Belli kurallar çerçevesinde yapılsaydı her eser birbiriyle aynı olmaz mıydı ? Sinema sanat olmasaydı sinemanın ilk günlerinden bugüne kadar bu kadar çok akım olabilir miydi, her biri farklı kişiliklere hitap eden bu kadar farklı tarzlar olabilir miydi ? Git biraz araştır bunları bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 29 Haziran 2014; 14:36:47 >
  •  Kış Uykusu (2014) | Nuri Bilge Ceylan
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.