Şimdi Ara

KIRMIZI ET TÜKETEREK KÜRESEL ISINMAYA KATKIDA BULUNUYORUZ!.. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
47
Cevap
2
Favori
1.644
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Börklüce Mustafa ile Şeyh Bedreddin'de olsa kadro tamam..
  • ET YEMEK ZORUNDA MIYIZ?

    (KIRMIZI) ETİN İNSAN SAĞLIĞINA YARARLARI VE ZARARLARI?

    Biyolojik açıdan böyle bir zorunluluk yok. Aksine çok et yemek pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor.

    Aşağıdaki alıntı kalp ve iç hastalıkları uzmanı Dr. Murat Kınıkoğlu’nun sitesinden alınmadır. Makalenin tamamı burada:
    http://www.doktormurat.net/makale/1382/bitkisel-beslenme-eksik-mi-protein-meselesi
    ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    “BİTKİLERİN BESLEYİCİ GÜCÜ YETERSİZDİR” YANLIŞI  
    Hepimizin bildiği evrensel yasa; hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan bir şey de yok olmaz. Hayvanlar, bahsedilen o sihirli, sadece kendi bünyelerinde olan eşsiz besin maddelerini (!) yoktan var etmezler, edemezler. Yeryüzündeki tüm besin maddeleri iki kaynaktan gelir: güneş ve toprak... İsterseniz buna bir de yaşamını bu iki kaynağa borçlu olan bakterileri ekleyelim. Hayvanlar bize verdikleri besinin tamamını bitkilerden (yani topraktan) alırlar, direk olarak bitkilerden beslenmek varken neden bir aracı hayvansal ürün kullanalım ki?    
    “VÜCUDUMUZ ESANSİYEL AMİNO ASİTLERİ YAPAMAZ O YÜZDEN YUMURTA YEMELİYİZ” YANLIŞI
    Doğrudur, vücudumuz esansiyel amino asitleri yapamaz ama yalnız insan değil, inek, kuzu, dana da yapamaz, boğa da yapamaz, sadece bitkilerle beslenen  300 kiloluk gorilin vücudu da esansiyel amino asit yapamaz. Bu hayvanlar esansiyel amino asitleri nereden alıyorlarsa bizde oradan alıyoruz: yani bitkilerden... Tüm amino asitlerin kaynağı aynı diğer besin maddelerinde olduğu gibi güneş, toprak (ve mikroplardır.) Yumurtada, sütte, ette bitkilerde olmayan mucize bir amino asit yoktur. Bitkiler ihtiyacımız olan tüm proteinleri ve esansiyel amino asitleri fazlasıyla karşılar ve “az yağlı bitkisel beslenen” bir kişi beslenme planlaması yapmasına gerek bile olmadan ihtiyacının iki misline yakın protein alır (1). 
    “HAYVANSAL PROTEN BİTKİSEL PROTEİNDEN DAHA ÜSTÜN” YANLIŞI 
    Bu masal, bundan yüz yıl önce yapılan bir çalışmaya dayanıyor (2). Bebek fareleri bitkiyle besleyen bilim adamları farelerin yeteri kadar büyümediğini görerek “bitkisel proteinlerin yeterli olmadığı” sonucuna varıyorlar ve sonrasında bu çalışmayı bitkisel besinlerin zayıflığının delili olarak kullanıyorlar. Burada yapılan yanlış olan anne sütüyle marulu kıyaslamaktır. Bebek fareler hızlı büyümek zorunda oldukları için proteinden çok zengin olan fare sütüne ihtiyaç duyarlar. Fare sütü protein açısından insan sütünden 10 kez daha zengindir. Bu yüzden insan sütüyle beslenen bebek fareler de aynı otla beslenen fareler gibi yeteri kadar büyümezler. Bu sonuca dayanarak insan sütü bebekler için yetersizdir diyebilir miyiz? (İnsan bebeği hızlı büyümek zorunda olmadığı için anne sütündeki protein miktarı fare sütünden düşüktür.)   
    “BİTKİSEL PROTEİNLER EKSİK OLDUĞU İÇİN DİKKATLİ OLMALIYIZ” YANLIŞI
    Bitkisel proteinlerin ihtiyacımızı karşılayamayacağı, açığın hayvansal proteinlerle karşılanması gerektiği koca bir yalandır, bitkisel proteinler tüm ihtiyacımızı fazlasıyla karşılar. Öyle çok dikkatli olmanıza, elinize kalem kağıt alıp hangi esansiyel amino asit hangi bitkide var diye hesap etmenize de gerek yoktur. Günlük kalorinizin tamamını sadece ıspanaktan veya sadece buğdaydan alsanız bile protein ihtiyacınız fazlasıyla karşılanır. Gene de ideal bir beslenme için haftalık öğününüzde, ideal kilonuzda kalmak şartıyla şu dört besin grubunun olmasına dikkat edin: meyve, sebze, tahıl, bakliyat (3). Dikkat ederseniz günlük öğün değil haftalık öğün diyorum, bir gün meyve veya bakliyat yememiş olmamanız eksiklik olacağı anlamına gelmez çünkü vücudumuz ihtiyacı olan makro ve mikro besinleri gerektiğinde kullanmak üzere depolama kabiliyetine sahiptir. Esansiyel amino asitler, aynı diğer amino asitler gibi yokluk günlerinde kullanılmak üzere vücutta depo edilir. Proteinin tek kaynağı yediğimiz besinler değildir, günlük beslenme dışında yaklaşık 90 gram proteini de vücudumuz endojen olarak kendisi salgılar. Tükürük bezi salgınızdan tutun, mide salgılarına, pankreas salgıları, müsin ve diğer bağırsak salgıları hepsi protein içerir, buna birde bağırsaklarınızda yaşayan ölü proteinlerden elde ettiğiniz proteini eklediğimizde ihtiyacımızı rahatça karşılayacak bir protein kaynağı elde ederiz (4). Vücudunuz aldığınız ve kendi salgıladığı tüm bu proteinleri karıştırır ve ihtiyacı olanı ihtiyacı miktarda alır. 
    Dostlarım, Türkiye’nin bütün hastanelerini dolaşın protein eksikliğinden yatan bir kişi bile bulamazsınız, sorunumuz protein eksikliği değil tam tersi PROTEİN FAZLALIĞIDIR. Kanserden tutun kalp krizine, şeker hastalığından tansiyon yüksekliğine tüm kronik hastalıkların kökeninde HAYVANSAL BESİNLERLE ALDIĞIMIZ AŞIRI PROTEİN YÜKÜ ve doymak bilmeyen iştahımız vardır.  

    (1)   Nico S. Rizzo,  Karen Jaceldo-Siegl, Joan Sabate, and Gary E. Fraser   Nutrient Profiles of Vegetarian and Non Vegetarian Dietary Patterns. Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics
    Volume 113, Issue 12, December 2013, Pages 1610–1619 
    (2) http:// www. jbc.org/content/17/3/325.full.pdf
    (3)John McDougall, MD Plant Foods Have a Complete Amino Acid Composition. Circulation. 2002; 105: e197 
    (4) Moughan PJ1, Rutherfurd SM. Gut luminal endogenous protein: implications for the determination of ileal amino acid digestibility in humans.Br J Nutr. 2012 Aug;108 Suppl 2:S258-63. 


    Yazının ana fikri açık. 20 temel amino asit var. Bunların dokuzunu vücudumuz sentezleyemiyor ve dolayısıyla besinlerden almamız gerekiyor. Hayvan etinde bu 9 amino asit eksiksiz olarak mevcut. Yani 250 gr. BİFTEK yediğinizde günlük amino asit ihtiyacınızın tümünü - hem de fazlasıyla - karşılıyorsunuz. Peki et yemeyip sadece sebze ve tahıl yersek ne oluyor?

    Önce esansiyel olan, yani mutlaka almamız gereken bu 9 amino asidi listeleyelim:
    histidine, isoleucine, leucine, lysine, methionine, phenylalanine, threonine, tryptophan ve valine

    Yukarıdaki 9 amino asidin tamamı et proteinlerinin yapısında mevcut. Her gün yediğimiz sebzelerde ise hepsi birden yok. Hergün yediğimiz sebzelerde genellikle şu dört amino asit eksik oluyor. Bu nedenle yaygın sebzelerdeki proteinlere eksik protein deniyor. Ancak bu 4 amino asit sadece et proteinlerine özgü değil. Örneğin mercimek çorbanın, baklanın, fasulyenin vs. yanında bir de şunlardan tükettiğinizde et yemenize gerek kalmıyor, eksik amino asitleri tamamlıyorsunuz:

    Lysine: parmesan peyniri, lor peyniri, yumurta, kinoya unu, deniz yosunu, soya, çemen otu tohumu
    Phenylalanine: yumurta, süt ürünleri, fındık, ceviz, yemeklik tohumlar.
    Tryptophan: peynir yumurta, süt, badem, ceviz, fındık, yerfıstığı, yerfıstığı yağı, soya, susam, kabak çekirdeği, buğday rüşeymi
    Methionine: avokado, rikotta peyniri, rüşeym, ham süt, yulaf ezmesi, peynir, lor peyniri, yumurta

    Üstelik bunları her gün yemenize de gerek yok, vücut zaten fazlasını depolayıp, lazım olduğunda kullanıyor.

    Peki, aynı et gibi bu 9 esansiyel amino asidin tamamı içeren bitki kökenli gıdalar var mı?
    Elbette var: Kinoya unu, kara buğday, soya, adaçayı tohumu, kenevir/kendir tohumu. Günlük menünüze bunlardan her hangi birini eklediğinizde protein açısından et yemenize gerek kalmıyor.

    Etin bir diğer avantajı özellikle demir ve B vitaminleri açısından da zengin oluşu. Ancak demirden zengin oluşu menopoza kadar kadınlar için bir avantajken, sağlıklı erkekler için dezavantaj çünkü demirin fazlası aynı diğer metaller gibi atılmayıp vücutta (karaciğerde) birikiyor. Yıllar içinde bu birikme kronik hale gelirse (10 yıllarca her gün kırmızı et yerseniz) karaciğer iltihabına (hepatit) ve oradan karaciğer kanseri ve siroza yol açıyor.

    Kaldı ki demir açısından çok zengin bitkisel kaynaklar mevcut: pekmez, kuru yemişler, kuru meyveler, bakliyat vs. Zaten ihtiyacınız olan günlük demir miktarını karşılamaya yeterlidir.

    Ette bulunan B vitaminleri de keza semiz otu vb. sebzelerde, kuru yemişlerde ve bakliyatta yeterince mevcuttur.

    Etin bariz üstün olduğu bir diğer alan A vitamin kaynağı olarak çok verimli oluşu. Kırmızı etin tamamı değil elbette, ciğerden söz ediyoruz. Dana ciğeri A vitamini bakımından çok zengindir. Ancak günlük ihtiyacın çok üzerinde A vitamini içerir. Günlük ihtiyaç 700-900 mg iken dana ciğerinin 100 gramında 21.000 ünite A vitamini vardır. Düzenli olarak her gün dana ciğeri yenirse, akut A vitamini zehirlenmesi kaçınılmazdır. Öte yandan patates iyi bir A vitamini kaynağıdır. 100 gramında 900 ünite A vitamini bulunur. Fakat günlük A vitamini ihtiyacı için bunun 2 katı kadar patates tüketmek gerekir çünkü hayvan A vitamini retinol (hazır) formda iken bitki A vitamini beta keroten (ham) formdadır ve vücutta retinole dönüştürülmesi gerekir. Bu dönüşüm çok verimli olmadığından günlük ihtiyacın üzerinde beta keroten almak gerekir.

    Demek ki, et yemek zorunludur ifadesi bir efsaneden ibaretmiş. Öyle olmasaydı Hindistan'ın 1/3’ü, dünyanın da yaklaşık %7-8’i zafiyetten ölürdü (aşağı yukarı dünyada 500 milyon vejetaryen beslenen insan vara). Ama böyle bir durum olmuyor tabii. Aksine vejetaryen beslenen bireylerin daha sağlıklı oldukları hemen her tıbbi araştırmayla desteklenmiş durumda. Tam bu noktada sözü geçenlerde emekli olmuş hayatının son 50 yılı vegan olarak geçmiş 100 yaşındaki kalp cerrahı Dr. Ellsworth Wareham’a bırakalım (2):


    Vegan beslenme çok iyi bir beslenme biçimidir. Tabii et tüketen insanlara etten uzak durmalarını söylemek biraz aşırıya gitmek oluyor. Pratisyen hekimken insanlara vejetaryen beslenmenin en sağlıklı beslenme biçimi olduğunu söylüyordum ve onları hayvan ürünlerinden elimden geldiğince uzak tutmaya çalışıyordum. Egzersiz yapın, stresten uzak durun vb. gibi tavsiyeler verdiğimde İnsanlar bunları uygulamaya hevesli olurken, et yemeyin dediğimde irkilip rahatsız oluyorlardı.


    Bu noktada sözü yine bir başka uzmana, Harvard tıp fakültesinden kalp doktoru Dr. Deepak Bhatt’a bırakalım (2):


    Protein alımı söz konusu olduğunda et tek seçenek değil. Destekleyici delillerin gösterdiği üzere diyetinizde eti azaltıp sebzeyi artırmak sağlık için izlemeniz gereken yoldur. Vejetaryen diyetle karşılaştırıldığında, hangi tür et olursa olsun, et diyetleri kalp hastalıkları ve kanser riskini artırmaktadır.


    Şimdi de biraz kırmızı etin zararlarından söz edelim:

    1. Kırmızı et doymuş yağlar bakımından çok zengin bir gıdadır. Bu nedenle uzun süreli tüketimi kalp damar rahatsızlıklarına ve erken yaşlanmaya yol açar.
    2. Kırmızı etteki demirin (heme-iron) oksidatif etkisi bitkideki demire oranla daha yüksektir. Bu nedenle kırmızı et tüketenlerin daha fazla antiokisdan alması gerekir.
    3. Her gün kırmızı et yemek, vücutta demir birikimine yol açabilir. Demir birikiminin karaciğer iltihabına ve kansere neden olduğu bilinmektedir.
    4. Her gün kırmızı et yemek vücuttaki amonyak miktarını artırır çünkü et proteinleri sindirimi en zor proteinlerdir ve bu nedenle yüksek pepsin döngüsünde aşırı amonyak ortaya çıkar. Aşırı amonyak uzun vadede böbrekleri bitirir.
    5. Et tüketimi beraberinde fazla tuz tüketimini getirir çünkü ette sebze ve meyvede bulunandan çok daha fazla tuz vardır.
    6. Özellikle kırmızı etin sindirimi zordur. Gastro-intestinal sistemimiz etobur hayvanlarınki gibi salt et sindirmeye programlı değildir. Bu da bağırsaklarda aşırı asidik bir ortam yaratarak ciddi bağırsak sorunlarına yol açar. kalın bağırsak kanserinin en büyük nedeni düzenli kırmızı et tüketimidir.
    7. Et kalorisi çok yüksek bir besindir. Düzenli et tüketimi fazla kalori ve kilo sorununa yol açar. Şişman bir vegan görmeniz hemen hemen mümkün değildir ama et yiyenler arasında çok fazla şişman vardır.
    8. Düzenli kırmızı et/et tüketimi vücutta oksidasyonu artırır. KEt tüketenlerin tüketmeyenlere oranla daha fazla antioksidanlara ihtiyacı vardır.
    9. Sürekli kırmızı et tüketenlerin ferritin seviyeleri (demir depoları) yüksektir. Yapılan son araştırmalar ferritin seviyesi daha düşük olanlarda daha az kanser, diyabet ve kalp krizi rişski olduğu tespit edilmiştir.
    10. Kırmızı et kan damarlarının kalınlaşmasına (arteroskleroz)yol açar. Ette bulunan karnitin (carnitine) molekülü vücutta kalbe zarar veren trimetilamin-Azot-okside (TMAO) dönüşerek kalbe ve damarlara büyük zarar vermektedir. Bu dönüşüm hepimizin bağırsaklarında bulunan bir bakteri tarafından yapılmaktadır.
    11. İşlenmiş kırmızı etlerde LFTB adı verilen bir tür artık et jölesi kullanılmaktadır. Bu jöle amonyakla işlendiği için bakteri riskini yüksek derecede artırmaktadır.
    12. İşlenmiş kırmızı etlerde (kıyma, salam, sosis vb.) transglutaminaz adı verilen ve hayvan kanından elde edilen bir tür gıda yapıştırıcısı kullanılmaktadır. Bu molekül her ne kadar sağlığa zararı yoktur denilse de yol açtığı etkiler yüüznden insanlarda enfeksiyon riski ciddi oranda artmaktadır. Çünkü bir salamın içindeki et bu transglukominaz sayesinde 1 sığırdan da gelebilir, 1000 sığırdan da!..
    13. E-coli bakteri riski ette inanılmaz yüksektir. Çoğunlukla atlatılan bu bakteri enfeksiyonu bazı vakalarda ölümle sonuçlanabilmektedir.
    14. Sürekli işlenmiş kırmızı et tüketiminin tip 2 diyabet riskini %51 artırdığı gösterilmiştir (Hoag Hospital, California)
    15. Kırmızı et tüketimi alzaymer ve kolon kanseri riskini artırmaktadır. Etteki aşırı hemi demir, beyindeki miyelin dokusunda birikerek alzaymeri hızlandırmaktadır. Kırmızı et bazı insanlarda bağırsaklarda enflamasyonu artırmaktadır.
    16. Sığırlara (ve daha az miktarda koyunlara) verilen büyüme hormonları, antibiyotikler, GDO'lu yemler, haşere ilaçları ve parazit ilaçları bu hayvanların etini yiyen insanlara aynen geçmektedir.

    17. Son olarak Harvard Üniversitesinin geçenlerde sonlandırdığı araştırmaya kulak verelim. Bakalım 120.000 kişiyi 30 yıl boyunca izleyen bu büyük araştırmada Harvard doktorları ne diyor:

    http://www.sabah.com.tr/yasam/2012/03/14/her-gun-kirmizi-et-erken-olum-riskini-artiriyor


    Sonuç olarak, hem kendi sağlığınız ve hem de insanlığın ve eko sistemin sağlığı için et tüketiminizi azaltabildiğiniz kadar azaltmalısınız.

    KAYNAK:
    (1)https://onedio.com/haber/et-yemeyi-biraktiginizda-basiniza-gelecekleri-merak-ediyorsaniz-iste-size-11-cevap-724419
    (2)http://www.collective-evolution.com/2016/09/27/plant-based-protein-vs-protein-from-meat-which-one-is-better-for-your-body-dont-publish-waiting-for-picture/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 1 Ekim 2017; 18:10:4 >




  • BAZI ÜNLÜ VEGAN VE VEJETARYENLER:


    Albert Einstein
    KIRMIZI ET TÜKETEREK KÜRESEL ISINMAYA KATKIDA BULUNUYORUZ!..

    Thomas Alva Edison
    Jane Goodall, PhD
    Sylvester Graham
    Brian Greene, PhD

    Franz Kafka
    George Bernard Shaw
    Leo Tolstoy
    Leonardo da Vinci

    Cesar Chávez
    Bill Clinton
    Benjamin Franklin
    Mohandas Karamchand Gandhi


    Carl Lewis
    Martina Navratilova
    Bill Pearl
    Mike Tyson
    KIRMIZI ET TÜKETEREK KÜRESEL ISINMAYA KATKIDA BULUNUYORUZ!..


    Ricky Williams
    Coretta Scott King
    Dennis Kucinich
    Christine Lagarde
    Rosa Parks
    Russell Simmons
    Henry J. Heimlich, MD
    Steve Jobs
    John Harvey Kellogg, MD
    Peter Singer, BPhil
    Paul Wenner
    Diane Warren

    Vejetaryen beslenme zeka geriliğine yol açmaz. Kanıt: Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Thomas Edison

    Vejetaryen beslenme fiziki güçsüzlüğe yol açmaz. Kanıt: Mike Tyson, Carl Lewis, M. Navratilova

    Vejetaryen beslenme yaratıcılığı törpülemez. Kanıt: Tolstoy, Kafka, Bernard Shaw

    Vejateryen beslenme üstün insan olmanızı engellemez. Kanıt: Ben (Torlak Kemal)

    Bu yazı dizisi burada bitmiştir. Umarım içinizden hiç olmazsa bir kaçını ikna etmeyi başarabilmişimdir. Başaramasam bile en azından yaklaşan tehlikenin farkına vardınız. Küresel ısınmanın ve ekolojik kirliliğin belki de en büyük sebebinin kırmızı et, özellikle dana eti yemek olduğunu öğrendiniz. Buna sırtınızı dönüp dönmemek sizin vicdanınızla ilgili bir şey. O konuda bir şey yapamam.

    Not: Vejetaryen mi vejeteryan mı? Yoksa ikisi de kullanılıyor mu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 7 Eylül 2017; 20:52:47 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Bu mesaj silindi.
    Punisher confirmed. @John Wick

    Torlak Kemal bey ağzınıza sağlık.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-E19076E5A

    Bu mesaj silindi.
    Adam sana zararını anlatmış, yemene mi karışmış?
    Ki bi o kadar da yazı hazırlamış. Katılmayabilirsin, ama dalga geçer gibi cevap yakışıyormu birader...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ugarb

    Adam sana zararını anlatmış, yemene mi karışmış?
    Ki bi o kadar da yazı hazırlamış. Katılmayabilirsin, ama dalga geçer gibi cevap yakışıyormu birader...

    Alıntıları Göster
    saçma olan şu eğer küresel ısınmaya etki eden faktörleri sıralarsak kırmızı et tüketimi 1341851684. sırada gelir.

    vegan - vejeteryan hayat biçimini dayatmak için yapılmış saçma bir araştırma hepsi bu. elemanın durumu kaldıramayıp sinir krizi geçirmesi benim suçum değil. burası bir forum kurallar dahilinde isteyen istediği üslupta yazar. velet gibi küfür etmek ise kendi seçimi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-A8998040F

    Punisher confirmed. @John Wick

    Torlak Kemal bey ağzınıza sağlık.

    Alıntıları Göster


    Abi yemin ederim adamın Breaking Bad sürecine şahit oldum ya. Bundan birkaç sene önce adamın yorumlarını ilk okumaya başladığımda, en sığırına karşı bile tasvir edilemez bir tahammül ile cevap veriyodu. Her geçen gün üslubu yavaş yavaş değişmeye başladı. Artık o PUNISHER. Kimseye eyvallahı yok, acımadan sövüyor




  • Valla kusura bakmayın sizi de küfürlü ifadeler okumak zorunda bırakıyorum ama bu bayağılığa, bu sığlığa ve çapsızlığa artık tahammül edemez hale geldim. Sanırım forumu yakında bırakacağım.

    Gerçekten bu seviyesizlik, bu dipsizlik, bu ağır cehalet ve ona koşut dayanaksız kibir tahammül edebileceğim sınırları aştı.


    Orada milyon tane veri data ve somut bilgi var, adam (lafın gelişi, ortada adam da yok) gelmiş dalga geçiyor.


    Yahu ben bu ucuz züppeliğe niye tahammül edeyim?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-EB772A469

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    birazcık düşünmen yeterli derin araştırmalara gerek yok bunu anlayabilmek için.

    ayrıca burası forum.dh adlı işsiz forumu kendinizi bilimsel makaleler yazıyor gibi kasmayın boşa.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Valla kusura bakmayın sizi de küfürlü ifadeler okumak zorunda bırakıyorum ama bu bayağılığa, bu sığlığa ve çapsızlığa artık tahammül edemez hale geldim. Sanırım forumu yakında bırakacağım.

    Gerçekten bu seviyesizlik, bu dipsizlik, bu ağır cehalet ve ona koşut dayanaksız kibir tahammül edebileceğim sınırları aştı.


    Orada milyon tane veri data ve somut bilgi var, adam (lafın gelişi, ortada adam da yok) gelmiş dalga geçiyor.


    Yahu ben bu ucuz züppeliğe niye tahammül edeyim?
    E kaslı felsefeci olan bendenize de konu dışında abuk sabuk yorumlar geliyor

    Çoğunlukla umursamıyorum

    Yazık çünkü

    Öyle yapmak daha doğru gibi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Valla kusura bakmayın sizi de küfürlü ifadeler okumak zorunda bırakıyorum ama bu bayağılığa, bu sığlığa ve çapsızlığa artık tahammül edemez hale geldim. Sanırım forumu yakında bırakacağım.

    Gerçekten bu seviyesizlik, bu dipsizlik, bu ağır cehalet ve ona koşut dayanaksız kibir tahammül edebileceğim sınırları aştı.


    Orada milyon tane veri data ve somut bilgi var, adam (lafın gelişi, ortada adam da yok) gelmiş dalga geçiyor.


    Yahu ben bu ucuz züppeliğe niye tahammül edeyim?
    Blokla geç abi, cevap bile verme
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    E kaslı felsefeci olan bendenize de konu dışında abuk sabuk yorumlar geliyor

    Çoğunlukla umursamıyorum

    Yazık çünkü

    Öyle yapmak daha doğru gibi

    Alıntıları Göster
    Zodion, kanka senin 1RM liftler kaç bi yazsana bana merak ettim. İstersen PM de atabilirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    BAZI ÜNLÜ VEGAN VE VEJETARYENLER:


    Albert Einstein


    Thomas Alva Edison
    Jane Goodall, PhD
    Sylvester Graham
    Brian Greene, PhD

    Franz Kafka
    George Bernard Shaw
    Leo Tolstoy
    Leonardo da Vinci

    Cesar Chávez
    Bill Clinton
    Benjamin Franklin
    Mohandas Karamchand Gandhi


    Carl Lewis
    Martina Navratilova
    Bill Pearl
    Mike Tyson



    Ricky Williams
    Coretta Scott King
    Dennis Kucinich
    Christine Lagarde
    Rosa Parks
    Russell Simmons
    Henry J. Heimlich, MD
    Steve Jobs
    John Harvey Kellogg, MD
    Peter Singer, BPhil
    Paul Wenner
    Diane Warren

    Vejetaryen beslenme zeka geriliğine yol açmaz. Kanıt: Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Thomas Edison

    Vejetaryen beslenme fiziki güçsüzlüğe yol açmaz. Kanıt: Mike Tyson, Carl Lewis, M. Navratilova

    Vejetaryen beslenme yaratıcılığı törpülemez. Kanıt: Tolstoy, Kafka, Bernard Shaw

    Vejateryen beslenme üstün insan olmanızı engellemez. Kanıt: Ben (Torlak Kemal)

    Bu yazı dizisi burada bitmiştir. Umarım içinizden hiç olmazsa bir kaçını ikna etmeyi başarabilmişimdir. Başaramasam bile en azından yaklaşan tehlikenin farkına vardınız. Küresel ısınmanın ve ekolojik kirliliğin belki de en büyük sebebinin kırmızı et, özellikle dana eti yemek olduğunu öğrendiniz. Buna sırtınızı dönüp dönmemek sizin vicdanınızla ilgili bir şey. O konuda bir şey yapamam.

    Not: Vejetaryen mi vejeteryan mı? Yoksa ikisi de kullanılıyor mu?
    Kral senin vejetaryen olduğunu bilmiyordum ya




  • Ben vejetaryenlere saygı duyuyorum. Bir açıdan anlayabiliyorum. Ama vegan denen sapık güruhu asla anlamıyorum. Scientology gibi sapık tarikat tarzı bir şeyler.

    Vejetaryen konusuna gelirsek. Diyorsunuz ki hayvanlardan alacağınız vitaminleri, aminoasitleri bitkilerden alabilirsiniz. Doğru. Ama niye uğraşayım ki? Yani ben bir yumurtanın besleyici özelliğini es geçip onun yerine neden bir ot yeme derdine düşeyim ki? Neden et yemekten imtina edeyim ki? Cevap genelde "ama onlar da canlı" olur. Siz hayvancılık sektöründeki sorunlardan bahsetmişsiniz ki bu doğru. Ama çözüm et yememek değil.

    Dünyadaki gıda sorunu et yemeyerek çözülmez. Tarımsal üretim arttırılmalı ve bunun yanında besleyici böceklerinde sofralara girmesi gerek. E bu çoğu kültüre giremez. Bu yüzden elimizde kalan tek şey tarımsal üretimin arttırılması. Hah işte bu yeter mi? 8 milyar insan yalnızca bitkisel gıdalarla beslenebilir mi? Hadi beslendi diyelim. Neden kendini böyle bir zorluğun içine soksun ki?

    Vejetaryenlik insanın doğadaki yerini reddediyor. Bizi tüm canlıların efendisi, koruyucusu okarak görüyor. Oysaki biz bir hayvanız. Omnivor bir hayvanız. İhtiyacımız olmasa da ete muhtacız. Hayvanlara muhtacız. Bu yüzden vejeteryen ideolojinin içi boş. İnsanı anlamayan, sadece sözde kalan bir ideoloji.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AsterixOburix -- 18 Haziran 2019; 2:48:12 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: AsterixOburix

    Ben vejetaryenlere saygı duyuyorum. Bir açıdan anlayabiliyorum. Ama vegan denen sapık güruhu asla anlamıyorum. Scientology gibi sapık tarikat tarzı bir şeyler.

    Vejetaryen konusuna gelirsek. Diyorsunuz ki hayvanlardan alacağınız vitaminleri, aminoasitleri bitkilerden alabilirsiniz. Doğru. Ama niye uğraşayım ki? Yani ben bir yumurtanın besleyici özelliğini es geçip onun yerine neden bir ot yeme derdine düşeyim ki? Neden et yemekten imtina edeyim ki? Cevap genelde "ama onlar da canlı" olur. Siz hayvancılık sektöründeki sorunlardan bahsetmişsiniz ki bu doğru. Ama çözüm et yememek değil.

    Dünyadaki gıda sorunu et yemeyerek çözülmez. Tarımsal üretim arttırılmalı ve bunun yanında besleyici böceklerinde sofralara girmesi gerek. E bu çoğu kültüre giremez. Bu yüzden elimizde kalan tek şey tarımsal üretimin arttırılması. Hah işte bu yeter mi? 8 milyar insan yalnızca bitkisel gıdalarla beslenebilir mi? Hadi beslendi diyelim. Neden kendini böyle bir zorluğun içine soksun ki?

    Vejetaryenlik insanın doğadaki yerini reddediyor. Bizi tüm canlıların efendisi, koruyucusu okarak görüyor. Oysaki biz bir hayvanız. Omnivor bir hayvanız. İhtiyacımız olmasa da ete muhtacız. Hayvanlara muhtacız. Bu yüzden vejeteryen ideolojinin içi boş. İnsanı anlamayan, sadece sözde kalan bir ideoloji.
    Veganlığın neden sapıklık olduğunu düşünüyorsunuz, scientology ile ne alakaları var?




  • Veganlığın scientology ile elbette bir alakası yok. Belki burada veganlar vardır ama kusura bakmasınlar. Tam anlamıyla sapık bir ideoloji. İnsanı doğadan ayıran, insanı doğaüstü bir varlık olarak gören akla, bilime, öantığa aykırı bir ideoloji. Müritleriyle birlikte tarikatımsı bir yapı. Bu yüzden scientology ile benzeştirdim.

    Bir insan illa olacaksa vejetaryen olsun. Hiç değilse o daha mantıklı. Ama veganlıktan.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AsterixOburix

    Veganlığın scientology ile elbette bir alakası yok. Belki burada veganlar vardır ama kusura bakmasınlar. Tam anlamıyla sapık bir ideoloji. İnsanı doğadan ayıran, insanı doğaüstü bir varlık olarak gören akla, bilime, öantığa aykırı bir ideoloji. Müritleriyle birlikte tarikatımsı bir yapı. Bu yüzden scientology ile benzeştirdim.

    Bir insan illa olacaksa vejetaryen olsun. Hiç değilse o daha mantıklı. Ama veganlıktan.
    Hocam veganlık aslında sadece hayvansal kaynaklı ürünleri tüketmemek demek, bu kadar. Tanım bu yani. Ben sizin söylediklerinizi pek doğru bulamadım.

    Hayvansal ürünleri tüketmemek nasıl insanı doğadan ayırıyor veya nasıl insanın kendini doğaüstü bir varlık olarak gördüğü anlamına geliyor? Ne alakası var? Söylediklerinizin arasında bi nedensellik bağı göremedim.

    Neden akla, bilime, mantığa aykırı olsun? Tarikatlarla ne ilişkisi var işte onu soruyorum?

    Hocam bence siz veganlık hakkında yanlış bilgiler edinmiş olabilirsiniz.




  • Bal, yağ, süt, peynir, yumurta gibi hayvanlara hiçbir zararı olmayan ürünleri tüketmemenin mantıklı hiçbir açıklaması olamaz. İnsanı doğaüstü bir varlık olarak görüyorlar. Hiçbir canlıyı tüketmemeye dayanan bir görüş insanın doğadaki yerini anlayamamıştır. İnsanlar hayvanların neslini tüketmeden onlardan yararlanabilir. Ama bu ideolojiye kalsa insanlar binlerce yıllık gelişimini, evrimini bir köşeye atacak ve hayvanlardan hiiiiç ama hiç yaralanmayacak. Söylesene bu ideoloji ne kadar mantıklı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AsterixOburix -- 18 Haziran 2019; 14:49:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AsterixOburix

    Bal, yağ, süt, peynir, yumurta gibi hayvanlara hiçbir zararı olmayan ürünleri tüketmemenin mantıklı hiçbir açıklaması olamaz. İnsanı doğaüstü bir varlık olarak görüyorlar. Hiçbir canlıyı tüketmemeye dayanan bir görüş insanın doğadaki yerini anlayamamıştır. İnsanlar hayvanların neslini tüketmeden onlardan yararlanabilir. Ama bu ideolojiye kalsa insanlar binlerce yıllık gelişimini, evrimini bir köşeye atacak ve hayvanlardan hiiiiç ama hiç yaralanmayacak. Söylesene bu ideoloji ne kadar mantıklı?
    Hocam bildiğim kadarıyla o ürünleri tüketmek de direkt veya dolaylı yoldan hayvanlara zarar veriyor.

    Ayrıca bütüm veganlar ahlâki nedenlerle vegan değiller ki, bazıları daha sağlıklı olduğunu düşündükleri için veganlar.

    Bu doğaüstü muhabbetini hâlâ anlamış değilim, ahlâkî davranmaya çalışmak, kendini üstün görmek mi oluyor?

    Hayvanlardan yararlanmak dediğin şey, onları suistimal etmek hocam. Haklarını gasp ediyoruz, eziyet ediyoruz, işkence ediyoruz, öldürüyoruz.

    Ben hâlâ veganlığın nedenlerini yeterince araştırmadığınızı düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.