Kendinizi ezmeyin, en iyiye layığız.

Bu halk, bu topraklar icin cok sey feda etti ama haklari icin neredeyse hicbir sey feda etmedi. Fransiz ihtilali gibi birey olalim esit olalim tarzi bir savas vermedi. Ronesans ve Reform gormedik.

Bu yuzden bazi seylerin degerini bilmiyoruz ve cogu insan hala birilerine kul olma pesinde paraya guce tapiyor.

Hak ettigimizi dusunmuyorum. Adamlar sanayi devrimi yaparken bizimkiler matbaada domuz yagi var diye yakiyordu.

Önemli olan hak etmek değil, önemli olan alıp kullanabilmek.
Bende neler neler hak ediyorum ama elimde bir şey yok.

Devlet memuru bekar arkadaş var, geçen yıl 3400TL net maaş alıyordu bir de bazen ctsi 'leri de çalışıyormuş. Ailesiyle kaldığı evin kirasını ev sahibi 1800TL'den 2250'ye yükselttiği için yeni ev aradı 1900TL'ye ve yıllık artış %10'u geçmeyecek diyen bir evsahibinin evini kiraladı. Memleketten uzakta büyük sehirlerde memurluk yapan için yaşam zor. ben özelde çalışıyorum net 3000TL maaş fakat kendi sehrimdeyim, kira derdim yok. ctsi mesaisi amir kontrolü yok.

araba konusuna gelince.

1990'ların Şahin Doğanlarına nur yağdı. 35bin TL'den başlıyor fiyatları. 90'ların Türkiye'si geri geldi. Peki bu durumu hakediyor mu bu insanlar? Maalesef evet.

Bir Mondeo, Bir A4 almak bu kadar zor olmamalı. Olmamalı. Olmamalı.
Bence bu cümleniz geçmişte kaldı artık güncel versiyonu;
Bir Clio, Bir Egea almak bu kadar zor olmamalı. Olmamalı. Olmamalı.

Ayrıca haketmek başka alabilmek yapabilmek başka..Hakediyor muyuz?? evet insan herşeyin en iyisine en güzeline sahip olmalı ama emek vererek, kendini geliştirerek, yaşadığı toplumda katma değer yaratan bir insan olmaya çabalayarak..Genelinde kaçımız böyle yaşıyor?? tartışma konusu..genelde yattığı yerden para kazanmayı düşleyen ve amaç edinen insanlar daha çok gibi gözüküyor

Şükürcü olup daha iyisi için çabalamadığımız, her şeyi Allah'a havale ettiğimiz müddetçe her zaman ezilmeye mahkumuz. Toplum olarak hakettiğimizi yaşıyoruz. Maalesef kurunun yanında yaş da yanıyor.

İnsanlar, inandıkları dinin kitabını okumadan, duyduklarıyla hareket ediyorlar. Neden?

Çünkü işlerine öyle geliyor.

Kadercilik, her şeyi kadere bağlamak, bana göre tembelliğin en alasıdır. Şimdiki Ortadoğu her şeyi açıklıyor sanırım.

Kısaca; tembeliz, gittikçe ahlaksızlaşıyoruz, daha da kötüsü bunu kabul etmiyoruz.