İlk olarak rekabet ortamı yok. Rekabeti unut. Diğer ülkeler %50 destek verirken sen ben rekabeti savunuyorum açtım kapılarımı da %0 gümrükle dersen senin çiftçin rekabet edemez. Ölür. Zaten olan da bu, üretim yok. Turkiye tarihinde hiç olmadığı kadar gıda ithal ediyor şuan. Bulgaristan örneği vermişsin, AB bulgaristana 7 milyar € tarım desteği ödemesi yapıyor. Şu desteğe bakar mısın. 7 milyar €'yu ben filimde bile bir arada görmedim. Kamyon kamyon para demek. + Bulgaristan'ın kendi milli gelirinden yaptığı yardım da var. Şimdi 2 fabrika düşün aynı ürünü üretiyorlar biri destek alıyor. Bu sayede diğerinin 100'e ürettiği ürünü 50'ye mâl ediyor. Hangisi daha ucuza satabilir piyasada? Hangisi rekabette ayakta kalır? Bulgar daha ucuza et tüketiyorsa arkasında bu destek olduğu için. Diyorsun ki onca teşvik, onca korumacılık... Nerede o dünya, ben farklı bir ülkede mi yaşıyorum diye düşündüm. Tarıma ve çifçiye destek yok bu ülkede. Verilen destek çok az olduğu gibi; çok yanlış bir şekilde veriliyor. Yani desrek çifçiye gitmiyor. Benim ülkemin büyükbaş hayvancılık için verimli olmadığı iddiası zaten başlı başına yanlış. Yani Türkiye, Anadolu tarımın başladığı ilk uygarlıklara ev sahipliği yapmış. Sen bu topraklara verimsiz diyorsan kusura bakma ama tarımdan hiç anlamıyorsun demektir. Bu kadar net konuşuyorum. Bak arkadaşım. 1 Buğday atarsın topraga sana 15 Buğday geri verir. Sen o 1 buğdaya masraf yapmayım dersen hiç kimse sana 1 Buğday tanesi fiyatına 15 Buğday satmaz dünya üzerinde. Tarıma yapılan doğru destek senin, benim ve hepimizin ucuz gıda yemesine sebep olur. Üretmeden, sadece ithal ederek ancak 3-5 sene gidersin. Sonra uretmediğin için TL değer kaybeder, ucuza ithal de edemezsin. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorun tam da bu yüzden. Üretim ekonomisi desteklenmediği için oldu zaten. Tüket tüket nereye kadar..? Senin dediğin olsaydı, ahan da açtık işte her şeyi ithal ediyoruz. Ucuz mu piyasa? Ya da rekabete açtık daha güçlü bir çiftçimiz mi var? Var da ben mi göremiyorum..? Teknoloji alnında da yatırım yapalım dersin seni desteklerim. Mantıklı çünkü. Ama tarıma sahip çıkmadıkça, bu topraklar boş kaldıkça. Emin ol kaybeden, pahalıya yiyecek alan biz oluruz. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Kemal Okuyan: Türkiye’de ilk defa açlık baş gösterecek (7. sayfa)
-
-
Belki de insanların kafa sonunda yeirne gelir diyecem. Ama bu insanlar kendilerini dış güçlerin aç bıraktığını savunacaklar.
-
quote:
Orijinalden alıntı: maxemilian
Halen kamu çalışanının artmasını savunmak mı?
Ülke ölmüş mum dikmek olur buÖzel sektörde denetim ve teşvik olmalı.Devlet fabrika açabilir ama bu yarı özel yarı devlet olur.Performans öncelikli kurumlar gibi iş rayına oturunca da özelleştirilir tamamen.Yandaş boş beleş tiplerin istihdam edildiği tarzda olmamalı.Yoska farketmez hepsi çöker aynı sonu bulur.
-
İlk olarak tarım destekleri, gümrük vergileri, teşvikler vb ciddi bir araştırma yapmanızı şiddetle öneririm. Öyle teşvikler verildi ve bu teşvikler öyle bir suistimal edilip üstüne rezalert sonuçlar doğurdu ki şimdiye kadar bunu araştırmadan teşvik destek vb. gibi konuları konuştuğumuz zaman gidip aynı çukura tekrar düşüyoruz inanın.
İkinci olarak üretim niçin yapılır ? İnsanlar neden birşeyler üretir ? En temel amaç günümüz dünyasında kar elde etmektir. Eğer bir mala verdiğin teşvik miktarı artık bırakın malın elde edeceği karı malın ederinin katbekat fazlası haline geldiğinde durum şudur. O maldan üretici kar elde ediyordur fakat devlet ve doğal olarak herkes zarar ediyordur. Yani bir ürünü eğer zararına üretiyorsan. Üretimi arttırdıkça fakirleşirsin bu bu kadar açık.
Yani piyasa fiyatının 6 katı pahalı üretiyorsam bir ürünü, ben bu ürünün üretimini arttırdıkça etrafa vereceğim zarar çok daha büyük olacaktır. Yani önemli olan üretim değildir önemli olan verimli üretmektir. Rekabetçi üretmektir eğer uygun fiyata ve dünyada rakabet edemeyecek bir şekilde üretiyorsan ortada çok özel bir neden olmadıkça yani ondan tonla zarar etmeni haklı çıkartacak tamam üret derim.
Kısacası sen bu fiyatlarla tarımı katmıyorum orası biraz farklı fakat et üretimini arttırsan ne olur arttırmasan ne olur. Teşvik sadece eğer fiyatı düşürecek şekilde, ürünü rekabetçi hale getirecek şekilde üretimi arttırıyorsa bir anlamı var. Yani ürünün fiyatı fezaya doğru uçarken sen aradaki farkı insanlardan topladığın vergi ile kompanse etmeye devam ediyor ve üretimi bu şekilde arttırıyorsan bu üretim ülke ekonomisine hiçbirşey katmadığı gibi tam tersi ekonominin gitgide zayıflamasına neden olacaktır.
Senin düşüncen 70-80lerde İngiltere'de de vardı. Orada da kömür madenleri zararına ciddi bir devlet desteği ile açık tutuluyordu. Söylem aynıydı, kömür üretimi sanayisi yokolmasın, burada çalışan insanlar aileleri ne olacak denilerek bu işletmeler devasa zararlara rağmen sürekli açık tutuldu. Fakat ülke ekonomisi her geçen gün kötüye gidiyordu. Hatta o dönemde Avrupa'nın yeni hasta adamı İngiltere'mi olacak diye konuşuluyor ve uzun süreli İşçi Partisi iktidarı ülkeye adeta acı çektiriyordu. Ardından Thetcher geldi ve bütün bu kömür işletmelerinin hepsini kapattı. Evet ilk yıllarda sıkıntı çekildi, işsizlik arttı ekonomik sorunlar ortaya çıktı fakat bu sıkıntı döneminin ardından ülke ekonomisi bunun gibi sırtına yüklenmiş pekçok kamburdan kurtulduğu için son dönemde İngiliz ekonomisinin gördüğü en büyük ilerleme kaydedildi. İşsizlik oranları dibe düştü, ekonomik büyüme hızlandı ve İngiltere çok ciddi bir refah üretti.
İngiltere bugün o günkü kadar kömür üretiyor mu ? Hayır fakat İngiliz ekonomisi o güne göre çok daha iyi konuma geldi. Çünkü para yani sermaye ölü yatırımlar ve fahiş fiyattaki ürünlerine zararına üretip halka yıkmak yerine ülkenin rekabetçi olduğu ve sermayenin asıl gitmesi gereken yerlere aktı.
Üretimi artırmak sorun değil. Et fiyatını kilosu 120 lira yap, kömürlükte bile büyükbaş haycan beslerler fakat bizim arzuladığımız şey fiyatı arttırarak üretimi artırmak gibi bir saçmalık değil, mümkün olduğunca zararı kompanse etmeden, destek vermeden sektörün kendisinin rekabetçi fiyat ortaya koyması veya verdiğin destek her neyse bu desteğin kademeli olarak piyasadan çekildikçe o destekten yararlananların daha ucuza ürün satabilir hale gelmesidir. Bizim desteklerimiz bu işe yaramıyor tam tersi bir uyuşturucu gibi sektör fiyatları arttırmamak için devletten daha fazla destek ve para bekliyor ve biz fiyat artılını onca desteğe karşın ancak ürün ithal ederek kontrol altına alabiliyoruz.
Yani destek ve teşvik politikası, yerel üreticiyi dış rekabetten muaf tutma planı üreticiyi zengin ediyor fakat halk üzerindeki etkisi tam tersi ve oldukça yıkıcı.
Bu arada ben vergileri 0 yapın vb demiyorum. Bu konularda mutakabiliyet denen bir esas vardır. Karşı ülke sana ne kadar vergi uygularsa sende ona o kadar vergi uygularsın bizim ülkemizdeki vergiler o kadar yüksek ki dışardan et girmesi adeta yasak. Peki yerli üreticiyi koruduk et fiyatları ucuzluyor mu ? Hayır bırakın ucuzlamayı kontrolden çıkmış durumda...
-
Bir kaç kitap okumuş ve biraz bilgi biliyorsun. Ama doğru düşünemiyorsun.
Sana senin örneğin üzerinden cevap verdim. Bulgaristan ucuz et yiyor diyorsun. Bu adamlar bu subvansiyonlar ile ucuz et yiyorlar dedim.
Rekabet dedin, açıkladım ortada rekabet yok dedim.
Amacın tartışmadan galip gelmek ama savunduğun fikirler yanlış. Verdiğin ve verebileceğin tüm tarım örneklerinde ülkeler çiftçisini muazzam bir şekilde destekliyorlar.
Sen Anadolu'ya verimsiz dedin. Israil çölde sebze yetiştirmeye uğraşıyor.
Burada ingilterenin zamanında uyguladığı konuyla hiç alakası olmayan maden örneğini veriyorsun.
Daha fazla yazmak istemiyorum. Güzel başladın ama fikri sabite bağladın.
Sana göre yanlış olan bu subvansiyonlari Abd dahil bütün gelişmiş ülkeler uyguladığına göre..? Onlar yanlış biliyor bir sen doğruyu biliyorsun demek ki.
Tebrik ederim. 👏👏👏
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Diyelim ki Türkiye'de hayvancılık sektörü öldü veya bazı tarım ürünleri artık ekilmiyor. Eğer ben eti veya bu tarım ürünlerini dışardan 5-6 kat daha pahalı üretmeyi göze almışsam yani verimlilik zerre kadar umrumda değilse hayvancılık veya bu tarımsal ürünleri üreticek sektörü çok kısa sürede tekrar inşa edemez miyim ? Çünkü hayvancılık veya tarım yüksek teknoloji gerektiren üretim alanları değildir.
Keza et ve tarım ürünleri dünyada her ülkede ve bol miktarda bulunan ürünlerdir. Yani tarım ürününü a ülkesi size satmıyorsa b ülkesinden oda size satmıyorsa c ülkesinden çok rahat bulabilirsiniz. Çünkü tarım ve hayvancılık en temel seviyede olan sektörlerdir ve yüksek teknoloji gerekmediğinden her ülke bu işle uğraşabilir.
Peki bu şartlar altında her ülkenin ürettiği bür ürünü bulamama riski mi bizim için daha yüksek yoksa sadece 1 veya iki ülkenin ürettiği yüksek teknoloji ürünlerde ambargo yeme riski mi daha yüksek ? Modern dünyada bizim dışımızdaki tüm ülkerin toplanıp bizi kıtlığa mahkum etme olasılığı kaçtır acaba ? Yine keza böyle sektörleri tekrar inşa edememe olasılığımız nedir ?
Ben bu konuyu Abd uygulamış o uyguluyorsa doğrudur gibi bir örnekten ziyade subvansiyon doğru mudur sürdürülebilir midir ve ekonomiye yarar mı yoksa zarar mı verir bağlamında yani yüzeysel değil derinden tartışmak istemiştim. Çünkü tekelci zihniyet her ülke ve her coğrafyada kendisini rekabetten uzak tutup, pazara istediği fiyatı dayatmak ister ve bunun için yerli üretimi korumak gibi süslü laflar bulur. Size önerdiğim kitap bundan 300 yıl önce yazılmış ve 300 yıl önceki kitapta da bugünkü tekelci zihniyet hiç değişmeden duruyordu.
Benim anlatmaya çalıştığım. Kurduğumuz bu tekeller nedeniyle , emek ve sermaye piyasamızı zorla bu alanlara aktardığımız için belki de ekonomimiz bir türlü yüksek teknolojiye adapte olamıyor veya sermaye biriktiremiyor. Çok daha parlak sektörlere yönelemiyoruz. Çok klasik bir örnektir. 1 tek işlemci için 1 kamyon patates, iş yerleri için geliştirilmiş bir ekran kartı için belki 2-3 kamyon domates üretmek zorundayken bizim yüksek teknoloji yerine tarım ve hayvancılığa takılıp kalmamız ne kadar mantıklı.
Son olarak söylemek istediğim şu. İngiltere bugün tarımda kendi kendisine yeten bir ülke değil. İngiltere bundan 100 yıl önce de tarımda kendi kendisine yeten bir ülke değildi ve İngiltere bundan 200 yıl önce de tarımda kendi kendisine yetmiyordu fakat hiç kıtlıktan kırıldıklarını duyduk mu ? Bunun tam aksine tarımda kendi kendime bol bol yeten, yetecek Rusya ve Çin gibi tekellerin en kralını uygulayan ülkelerde milyonlarca kişi kıtlıktan kırıldı.
Yani olay üretmek değil verimli üretmektir , rekabetçi mal üretebilmektir. Yüksek katmadeğerli çok az bir ürün o korumaya çalıştığın tarım ve hayvancılığın tonlarca ürününden çok daha fazla değer üretebilir.
Biz kaynaklarımızı sermayemizi sürekli azaltan ve üretimini arttırdıka zararımızın büyüdüğü bir sektöre mi yoksa tam tersi rekabetçi olduumuz , üstüne gitmemiz gereken veya sermaye yokluğu nedeniyle girişemediğimiz yüksek sermaye yüksek katmadeğer sektörlerine mi aktarmalıyız ?
Bana kalırsa günümüzde ambargo yemekten yakınacağımız en büyük tehlike gıdadan ziyade yüksek teknoloji ürünleridir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 12 Ekim 2020; 22:41:33 >
-
yüksek vergi ödeyebiliyorsan zenginsin demektir . Cola 'da %50 vergi var otomobilde %100 vergi var gerçi onun için süper zengin olman lazım, Türkiye'de durumu en iyi olan %20'nin hepsi sıfır egea,clio bile alamaz ... Bir içkiye %200 bir sigaraya %600 benzine %250 vergi ödeyebiliyorsan zenginsin demektirquote:
Orijinalden alıntı: cenkcirakŞimdide devlete millete borcunu vergisini adam gibi ödeyen bizler mi suçlu olduk. Allah ıslah etsin.
işte o senden alınan vergiler fakirlere, romanlara, gündeydoğu'dan göç edenlere suriyeli sığınmacılara veriliyor. Bu zenginden alınıp fakire verilmek değil mi?
Zengin denince koç sabancı mı olacak sanıyordun kişi başı geliri 4bin lira olan zengindir bu ülkede .Çünkü ülke fakir ,fakir ülkenin zengini de bu kadar olur
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 13 Ekim 2020; 9:3:50 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
2 sene öncesine kadar dünyada en pahalı et Türkiyedeydi. Pahalı olunca üretim artmıyor bilakis daha da artması için üretim düşürülüyor. Yeni üretici de girmiyor çünkü köyde yaşamak ve hayvanla uğraşmak istenilmiyor . Aslında büyük tesisler sorunu çözebilir ama bunun için yatırım gerekir ve devlet bunun için sadece ciddi birikimi olana tesvik veriyor zaten onlarda bu işi yapıyor .Parayı alıp şehirden ev alıyorlarquote:
Orijinalden alıntı: KaptanMemo1234Hocam hiçbirşey yapmasalar yine tarım kendi kendine ayakta durur ama hep yanlış yapıyorlar.
Mesela et fiyatları artmasın diye et ithal ediyorlar. Halbuksem ithalat yapmasa, et fiyatı çok artsa herkes üretime yönelecek. Koyun besleyelim inek besleyelim iyi para var diyecek.
Belki 6 ay 1 sene millet ete ulasamaz, tavuk yer yumurta yer ama sonrasında bol üretim olacağı için yine dengeye oturur üretim.
Ithalat bize en büyük zararı veriyor, bizi tembelleştiriyor. Tarımı ve hayvancılığı öldürüyor.
Yeni haberlerde gördüm geçenlerde. Üreticiyi korumak için kurulmus TMO (toprak mahsulleri ofisi) ne sınırsız ithalat yetkileri verilmiş. Yazık oluyor anlayacağınız. Önce çiftcimize, sonra da bize
Alıntıları Göster
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
-
''bugün daha ucuz diye %0 gümrükle ithal ettiginiz et, TL nin giderek değer kaybetmesiyle çok daha pahalıya mâl olacak.'' demişsin ya aslında ülkenin temel sorunlarından biri dolar artmasın düşüncesi yani doları baskılamakquote:
Orijinalden alıntı: KaptanMemo1234Farklı düşünüyoruz. Ama üslûbunuzu beğendim. Fikirlerinizi savunma şeklinizi de taktir ettim.
Şimdi mevzuya gelirsek. Söylediğiniz rekabete kapatma olayı özel sektör ve fabrikalarda olur ancak tarımda olmaz.
Neden olmaz derseniz, diğer ülkeler kendi çiftçilerini inanılmaz destekliyorlar. Türk çiftçisi onların aldığı kadar bir destek almıyor. Ve dahası yurtdışındaki çiftçilerin parası değerli. Bizim TL gibi değil. Bizim çiftçimizin girdi maliyetleri $ ile, kazandığı TL ile.
Hâl böyle olunca sizin çiftçiniz eziliyor. Yukarıda da bahsettim bir ineğe verdiğiniz yem+saman maliyetini onun sütünü satarak çıkaramıyorsanız mecbur elinizdeki ineği satmak zorundasınız.
Nitekim de öyle oldu. Çiftçi artık yok, yaylalar besilerle dolu ve otluyor olması gerekirken boş, bomboş.
Gida stratejik bir mamüldür. Bugün bütün dünya bize ambargo uygulasa bile tarımda kendi kendine yetiyorsan hayatta kalırsın.
Bu yüzdendir ki hemen her gelişmiş ülke çiftçisine inanılmaz subvansiyonlar vermektedir. Âdeta ürünün üretim maliyetinin %50 sini kendi devleti karşılıyor.
Bizim çiftçimiz rekabet edemiyor, desteklemeyelim. Dışarıdan alalım düşüncesi en ufak bir anlaşmazlıkta başımıza büyük sorunlar açar.
Azerbaycanı haklı davalarında destekliyoruz diye Kanada bize askeri alanda kullandığımız teçhizatları satmayı bıraktı. Çok etkilemez bizi, ama bu bir gıda ürünü olsaydı. Buğday olsaydı mesela sıkıntı çok daha büyük olurdu.
Son 20 yılda uygulanan politikalar ile Türkiye artık tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke degildir. Bu durum TL nin de daha fazla değer kaybına sebep oluyor. Dolayısıyla bugün daha ucuz diye %0 gümrükle ithal ettiginiz et, TL nin giderek değer kaybetmesiyle çok daha pahalıya mâl olacak.
Ve Türkiye ucuz tüketimin ithalat ile olmayacağını anlayacaktır.
Tıpkı Amerikanın siz uçak fabrikanızı kapatın. Maliyetiniz yüksek. Ben sizin maliyetinizden daha ucuza uçak üretip satarım demesi gibi.
Sonuç..!? Türkiye Amerikan uçaklarını alamıyor, Rus uçaklarını alamıyor. Öylece ortada kala kaldı.
Alıntıları Göster
Hükümet doları baskılıyor aslında üretim maliyetlerini arttırıyor bu fakat önemli değil gümrük vergisini %500 yaparak ithal et gelmesin diyerek çiftçiyi destekliyor. Sonuçta dünyanın en pahalı eti Türkiyede oldu. peki hükümet niye böyle yapıyor çünkü halk doları baskılayana oy veriyor üretici-sanayici-turizmci ülkede az hadi 10milyon diyelim oysa ülkede memur-emekli- vs 40 milyon var 10milyon mu fazla 40 milyon mu... ülkede üretim yapmamak daha kazançlı ve oy getiren birşey. oysa üretim artsa hem dolar artmaz hem zenginleşme oluşur fakat herkes beleş paranın peşinde
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 13 Ekim 2020; 9:13:56 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Kapitalist sistemde istenen sey fakirlerin zenginlere hizmet etmesidir. Siz cok maas alirsaniz agir islerde kotu sartlarda calismak istemezsiniz daha basit isler yaparsiniz az kazanirsiniz yada ihtiyaciniz olursa calisirsiniz. Son zmanlarda fakir sayisi okadar arttiki iste bu yuzden kimse kotu sartlarda olsa bile is bulamiyor hatta donanimli bir muhendis bile is bulursa asgari ucrete razi oluyor. Bunun boyle gitmemesi icinde kus gribi domuz gribi covid gibi hastaliklarla insan sayisini azaltip zenginlere hixmet edecek kucuk ve elit bir kesim olusturmak istiyorlar gibi geldi bana.
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet
''bugün daha ucuz diye %0 gümrükle ithal ettiginiz et, TL nin giderek değer kaybetmesiyle çok daha pahalıya mâl olacak.'' demişsin ya aslında ülkenin temel sorunlarından biri dolar artmasın düşüncesi yani doları baskılamak
Hükümet doları baskılıyor aslında üretim maliyetlerini arttırıyor bu fakat önemli değil gümrük vergisini %500 yaparak ithal et gelmesin diyerek çiftçiyi destekliyor. Sonuçta dünyanın en pahalı eti Türkiyede oldu. peki hükümet niye böyle yapıyor çünkü halk doları baskılayana oy veriyor üretici-sanayici-turizmci ülkede az hadi 10milyon diyelim oysa ülkede memur-emekli- vs 40 milyon var 10milyon mu fazla 40 milyon mu... ülkede üretim yapmamak daha kazançlı ve oy getiren birşey. oysa üretim artsa hem dolar artmaz hem zenginleşme oluşur fakat herkes beleş paranın peşinde
Alıntıları GösterNe demişim..? "İthalât artarsa TL değer kaybeder"
Sen son cümleni nasıl bitirmişsin?
"Oysa üretim artsa hem dolar artmaz..."
Yahu yukarıda yazdığım herşey üretim ekonomisini destekler haldeyken... Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Yoksa ben mi yanlış yazmışım?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
quote:
Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet
2 sene öncesine kadar dünyada en pahalı et Türkiyedeydi. Pahalı olunca üretim artmıyor bilakis daha da artması için üretim düşürülüyor. Yeni üretici de girmiyor çünkü köyde yaşamak ve hayvanla uğraşmak istenilmiyor . Aslında büyük tesisler sorunu çözebilir ama bunun için yatırım gerekir ve devlet bunun için sadece ciddi birikimi olana tesvik veriyor zaten onlarda bu işi yapıyor .Parayı alıp şehirden ev alıyorlar
Alıntıları GösterÜretici bazında düşünmediğiniz sürece doğruyu bulamayacaksınız.
Efendim 2 sene önce dünyanın en pahalı eti iken de ithalât yapılıyordu zaten.
Daha önce de yazdım. Üreticinin girdi maliyeti yüksek. Bütün dünya ülkeleri, çiftçisine destek yaparken sen desteklemez isen. Üreticinin maliyeti de dünyanın en yüksek maliyeti olur. Sen de dünyanın en pahalı etini yemek zorunda kalırsın.
Bu iş bu kadar basit.
Köyde kimse durmak istemiyor demek kolay. Ucunda para kazanmak yoksa neden dursun? 7 milyar €'yu bulgaristan köylü köyünü terketmesin diye veriyorsa çiftçisine; bir bildiği var demektir.
Köylü milletin efendisidir. Demiş Atatürk. Neden? Çünkü üretiyor da ondan. Köylü üretmese, fabrikalar çalışmasa ahan da bu günkü gibi ortada kalırız. Ekonomi çöker.
Yol, köprü $ garantili hastaneler yapmayı bir an önce bırakmalı. Fabrikalar kurmali, ureten herkese doğru destekler vermeli.
Çifçiye aldığı yemin %40'kadar destek verse devlet. Bugün süt ve peynir fiyatları %50 düşer.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Ben ülkem içn ortaya bir şey koymuyorum. Ben Türkiye'de doğmayı seçmedim ama vergimi veriyorum. Devletten de karşılığını bekliyorum. Benim devlete bir borcum, ortaya koyacağım bir şey yok. Bir gram da dişimi sıkmam arkadaş. Bana neticeyle gelin.
-
Benim dediğim asıl dövizi baskılamak için yapılan şey... döviz düşsün diye yapılan işlerquote:
Orijinalden alıntı: KaptanMemo1234Ne demişim..? "İthalât artarsa TL değer kaybeder"
Sen son cümleni nasıl bitirmişsin?
"Oysa üretim artsa hem dolar artmaz..."
Yahu yukarıda yazdığım herşey üretim ekonomisini destekler haldeyken... Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Yoksa ben mi yanlış yazmışım?
Alıntıları Göster
ithalat yasağı vardı 2 sene öncesine kadar ama dünyanın en pahalı eti Türkiye'deydi .Hedef dövizi düşürmek olunca işler böyle oluyor döviz düşşsün diye ülkedeki herşey yabancılara satıldı .Döviz düştü mü düştü peki bu durumda çiftçi nasıl kazanacak onun içinde ithalat yasağı geldi. dünyada 50 cent olan ürüne TMO 80 cent ödedi 1 sene sonra 40 cente yurtdışına sattı
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
yine son cümlenden başlıyacağım, süt-peynir fiyatları %50 düşer demişsin ya . Hep tüketici bazlı düşünüyorsun zaten AKP de bunu yaptı 18 yıl boyunca çünkü tüketici 80 milyon üretici ise 15 milyon. 15 milyon üretinin zarar etmesi önemli değil birşekilde finanse edilir ama 80 milyonun çoğunun desteğini almak önemliquote:
Orijinalden alıntı: KaptanMemo1234Üretici bazında düşünmediğiniz sürece doğruyu bulamayacaksınız.
Efendim 2 sene önce dünyanın en pahalı eti iken de ithalât yapılıyordu zaten.
Daha önce de yazdım. Üreticinin girdi maliyeti yüksek. Bütün dünya ülkeleri, çiftçisine destek yaparken sen desteklemez isen. Üreticinin maliyeti de dünyanın en yüksek maliyeti olur. Sen de dünyanın en pahalı etini yemek zorunda kalırsın.
Bu iş bu kadar basit.
Köyde kimse durmak istemiyor demek kolay. Ucunda para kazanmak yoksa neden dursun? 7 milyar €'yu bulgaristan köylü köyünü terketmesin diye veriyorsa çiftçisine; bir bildiği var demektir.
Köylü milletin efendisidir. Demiş Atatürk. Neden? Çünkü üretiyor da ondan. Köylü üretmese, fabrikalar çalışmasa ahan da bu günkü gibi ortada kalırız. Ekonomi çöker.
Yol, köprü $ garantili hastaneler yapmayı bir an önce bırakmalı. Fabrikalar kurmali, ureten herkese doğru destekler vermeli.
Çifçiye aldığı yemin %40'kadar destek verse devlet. Bugün süt ve peynir fiyatları %50 düşer.
Alıntıları Göster
Bu nasıl yapıldı peki? Baskılanmış kurla : IMFden 2008de bile milyar dolarlar geldi Türkiyede pekçok şirket liman dağ satıldı burdan döviz girdi .Dolar 4 lira olacağına 2 lira oldu. Dolar 2 lira olunca üretim maliyeti çok arttı ihracaat düştü ithalat arttı. Devlet ne yaptı çiftçinin desteğini almak ve üretimin bitmemesi için . Et gibi ürünlere %500 gümrük vergisi getirdi çiftçi tekel konumdayken dünyanın en pahalı etini sattı... yine pekçok hububata pahalı fiyat verdi TMO 50 centlik ürüne 80 cent verdi o ürünleri ya fareler yedi yada 40 centte yurtdışına ihraç etti
ürünler pahalı mı ucuz mu derken dolar bazlı ve uluslararası bakman lazım . Baskılanmış kur olmasa zaten TMO 50 centlik ürüne 80 cent vermezdi 50 sentle çiftçi ihya olurdu. Baskılanmış kur olmasa üretici 10 dolara değil 8 dolara bile et satarsa ihya olurdu baskılanmış kur olmasa turizmciler, sanayiciler ,ihracatçılar zaten iyi kazanırdı baskılanmış kur olmasa boş tarla olmaz yılda 2-3 kez ekim yapmaya çalışılır yeni seralar kurulur yeni fabrikalar yeni turizm merkezleri kurulurdu zaten devletin desteğine bile gerek kalmazdı
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 13 Ekim 2020; 20:22:26 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Ben kendimi anlatamıyorum. Tamam sorun bende sizde değil. Ya da Türkçe yi kullanamıyorum.
Uzun uzun üreticiden bahsettim. Gelmiş tüketici bazlı düşünüyorsun yazmışsın.
Üstüne bir de akp de bunu yaptı demez mi.
Hayır arkadaşım, tüketiciyi düşünen devletler, üreticisine sağlam destek verir ki; üretici ucuza mal üretsin, tüketici de ucuza tüketebilsin diye.
Bunu anlamak neden bu kadar zor? Doğru desteği verirsen uretici ucuza mal üretir ve tüketicin de ucuza yer.
Son 20 yılda yapılan ekonomi politikası ile 15 milyon üretici de 80 milyon vatandaşta zora girmiştir. Zaten ikisi de birbirine bağlı. Birini mutlu olmaz ise diğeri de olmaz. Bunları ayrı düşünmen bile hata.
Efendim kur baskılanmışta bilmem ne bir sürü laf kalabalığı yapmışsın. Kusura bakma, harbi harbi söylüyorum işte.
Kimse kuru baskılayamaz. Kuru baskılayabilmen için dövize ihtiyacın var. Sen üretim yapmayan bir ekonomiye sahipsin, döviz girdin yok. Arsa, tarla tapu satmakla bile olmaz o iş. Olsaydı bak şuan bu durumu yaşamıyor olurduk.
Kuru baskılamak istiyorlar ve bu sana böyle görünüyor.
Kur nedir? Senin paranın değeri! Bunu kim belirler? Caari açık. Eğer satın aldığından daha fazlasını satıyorsan sıkıntı yok. Ama biz üretmeyen, hep tüketen dolayısıyla satın alan tarafız. Yaaaaaaaniiiiiii..!
Satın aldığımız için $'a ihtiyacınız var. Bu da TL nin değer kaybına sebep oluyor.
Kuru sabit tutmak, ya da baskılamak için ne yapılması gerekiyor? Üretim ekonomisine geçilmesi gerekiyor. Daha önce yazdığım gibi, duble yol değil duble fabrikalar, doğru desteklenen çitçi üretici.
Ak parti bunları yapmadı. Yapsaydı kur endişesi olmazdı zaten.
Ve tekrar ediyorum kimse kuru baskılayamaz. 3ay - 5ay yapabilirsin belki, o da elindeki döviz rezervin bitince daha fazla artar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Özetle, kur yapılan ekonomi politikasının bir sonucudur. Kurdan dolayı, ya da kuru baskiladiklari için şöyle oldu böyle oldu düşüncelerinin tamamı yanlış.
Odaklanman geteken nokta üretimdir. Üreten bir ekonomi her zaman kazanır ve hem ulkesi hem de vatandaşları rahat bir yaşam sürer.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: KaptanMemo1234Ben kendimi anlatamıyorum. Tamam sorun bende sizde değil. Ya da Türkçe yi kullanamıyorum.
Uzun uzun üreticiden bahsettim. Gelmiş tüketici bazlı düşünüyorsun yazmışsın.
Üstüne bir de akp de bunu yaptı demez mi.
Hayır arkadaşım, tüketiciyi düşünen devletler, üreticisine sağlam destek verir ki; üretici ucuza mal üretsin, tüketici de ucuza tüketebilsin diye.
Bunu anlamak neden bu kadar zor? Doğru desteği verirsen uretici ucuza mal üretir ve tüketicin de ucuza yer.
Son 20 yılda yapılan ekonomi politikası ile 15 milyon üretici de 80 milyon vatandaşta zora girmiştir. Zaten ikisi de birbirine bağlı. Birini mutlu olmaz ise diğeri de olmaz. Bunları ayrı düşünmen bile hata.
Efendim kur baskılanmışta bilmem ne bir sürü laf kalabalığı yapmışsın. Kusura bakma, harbi harbi söylüyorum işte.
Kimse kuru baskılayamaz. Kuru baskılayabilmen için dövize ihtiyacın var. Sen üretim yapmayan bir ekonomiye sahipsin, döviz girdin yok. Arsa, tarla tapu satmakla bile olmaz o iş. Olsaydı bak şuan bu durumu yaşamıyor olurduk.
Kuru baskılamak istiyorlar ve bu sana böyle görünüyor.
Kur nedir? Senin paranın değeri! Bunu kim belirler? Caari açık. Eğer satın aldığından daha fazlasını satıyorsan sıkıntı yok. Ama biz üretmeyen, hep tüketen dolayısıyla satın alan tarafız. Yaaaaaaaniiiiiii..!
Satın aldığımız için $'a ihtiyacınız var. Bu da TL nin değer kaybına sebep oluyor.
Kuru sabit tutmak, ya da baskılamak için ne yapılması gerekiyor? Üretim ekonomisine geçilmesi gerekiyor. Daha önce yazdığım gibi, duble yol değil duble fabrikalar, doğru desteklenen çitçi üretici.
Ak parti bunları yapmadı. Yapsaydı kur endişesi olmazdı zaten.
Ve tekrar ediyorum kimse kuru baskılayamaz. 3ay - 5ay yapabilirsin belki, o da elindeki döviz rezervin bitince daha fazla artar.
Tüketici bazlı düşünüyorsun diyorum yine aynı şekilde devam ediyorsun
''Hayır arkadaşım, tüketiciyi düşünen devletler, üreticisine sağlam destek verir ki; üretici ucuza mal üretsin, tüketici de ucuza tüketebilsin diye''
''Bunu anlamak neden bu kadar zor? Doğru desteği verirsen uretici ucuza mal üretir ve tüketicin de ucuza yer. ''
Üretim olmasını istemenin nedeni 1-dolar artmasın 2- ucuza gıda almak .Çiftçiyi hizmetindeki biri gibi görüyorsun
Tabii bunu istemek kötü bir şey değil fakat bundan müthiş politika oluşturmuş gibi bahsetmek gerçeğe uygun değil. Memur yada emeklisin muhtemelen maaş artmıyorsa en azından dolar artmasın ve ürün fiyatları artmasın istiyorsun. Çözüm olarak sunduğun ise çiftçiye destek versin hükümet çiftçide sana ucuza et-süt-peynir-ekmek-domates versin . Destek olarak da yabancı ülkeler çiftçiye destek vermesini gösteriyorsun. Avrupa ülkelerin vermesinin nedeni gıda ürünleri çok ucuz dünyada ve şehirde hayat refah çok fazla eğer Avrupada Amerikada destek olmazsa kimse üretim yapmaz. Adamlar ayrıca Dolar euro basıyor TL basmıyor Türkiyenin 200-250 milyar lira bütçe açığı var memur-emekliye maaş ödemek için para basıyor yada borçlanıyor yüksek faizle
iktidarın doları baskılaması bitti artık Bakan Albayrak dolara bile bakmıyorum diyor çünkü iktidarın baskılayacak gücü kalmadı .Dalgalı kur ilk kez hayata geçti zorunluluktan dolayı fakat vergiler hala yüksek. Bu vergilerle üretim hamlesi oldukça zor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
quote:
Orijinalden alıntı: KaptanMemo1234Özetle, kur yapılan ekonomi politikasının bir sonucudur. Kurdan dolayı, ya da kuru baskiladiklari için şöyle oldu böyle oldu düşüncelerinin tamamı yanlış.
Odaklanman geteken nokta üretimdir. Üreten bir ekonomi her zaman kazanır ve hem ulkesi hem de vatandaşları rahat bir yaşam sürer.
Adam para kazanmadıktan sonra neden üretsin? Zorla üretim mi olur... Silah zoruyla mı ürettireceksin
insanların gelirinin %70i vergiye gidiyor . mazotta %250 vergi var ,elektrikte %50 vergi .üretim maliyeti yüksek ...Niçin bu kadar vergi var ? Birçok nedeni var ama bir nedeni de doları baskılamak için
Ama üretimi de bitirdiği için artık ne kadar vergi gelirse gelsin dolar baskılanamıyor artık
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X