Şimdi Ara

Karantinadan memnun olanlar (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
63
Cevap
0
Favori
639
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    Iddia curutme diye verdigin site anaakim medyaya canakcilio yapan factcheck sitelerinden biri. Bu sitelerin en buyuk ozelligi bunlarin degisik dillerde mevcut olup ayni yere bagli olmasidir. Yani köpegin sahibine kemigi verirler, yavrulari havlar, olay bundan ibarettir. Der Spiegel isimli Almanyanin en buyuk dergilerinden birine Sevgili hayirsever Bill Amcan hakkinda kotu yazi yazmasin ve mansete 7 Milyar insani asilayacagiz diye manset atmasi icin tam 2,5Milyon Dollar saymis. Verdigin sitede yazilanlarin ayni Almanca dilinde olan sitelerdede yazar. Sen gercegin sesine degil cogunlugun sesine kulak veriyorsu. Cogunluk dunya ucgen derse onu kabul eder, yarinda dunya dikdortfen derse onu kabul edersin. Algilardan ibaret olan dunya yasaminda gercege ulasmak gercekten zordur. Bu biraz ilgi, biraz merak ve erdem ister.

    Tekrarliyorum bir fiyati olan her ne varsa, bu bir Gazete olabilir, TV ve Medya yayin organi olabilir, Kurum olabilir, bir bilimdai veya bilimadami olabilir, doktor avukat olabilir vs. Bunlarin hepsi kendi icinde bir odaya baglidir ve bu odalarda en tepeden baska bir yere baglidir. Bu gibi kurum, medya bilim ve adamlarini parayla satin alip arastirmalari senin istedigin sekilde carpitmasini saglayabilirsin.

    Kendin carpitmadigin bir istatistige guvenme diye bir Alman sozu vardir.

    Zamaninda Opensource birligine para kazanamadigi icin isyan edip o birlikten ayrilan ve yarim yamalak yaptigi isletim sistemini parayla satan Bill Gates simdi tum milyonlarini insanlarin sagligi icin harcamya kalktigina inan sen.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    İşte diyorum ya sen sadece senin mutlak doğru olduğunu düşünüp başkalarına direkt yalan o diyorsun. Senin gibi düşünmeyince gerçeğin değil çoğunluğun sesine kulak veriyorsun demezdin yoksa. Dediğim gibi baştan karar verip sonra buna göre düşünüp, araştırdığın için böyle diyorsun. Genel 2+2=4 diyor ama sen "algılardan ibaret dünya" diye bunu baştan yalan kabul edip sonra 2+2=5 deyip buna da gerçeğe ulaşmak gerçekten zordur, ilgi, merak ve erdem ister diye "mutlak doğru bu" demeye getiriyorsun.

    Dediğim gibi baştan karar verip ona göre bakmayı bırakmadığın sürece bu şekilde komplo teorilerine kapılıp duracaksın. Aslında gerçeklerle, araştırmalarla, kaynaklarla işin yok sadece baştan belirlediğin kendi fikrini destekleyip desteklememesine bakıyorsun. Üstüne sadece senin araştırıp, düşündüğünü ve benim araştırmadığımı, düşünmediğimi düşünmen eklenince sonuca ulaşmıyoruz tabi.

    Söylediğin iddiaların doğru olmasını "karşı olan mutlak yalan o yüzden bu doğru" temeline dayandırıyorsun, bazı iddialarının ise dayanağı hiç olmamasına rağmen hala mutlak doğru diyorsun. Yani facebook ve bir blogda görüp senin fikrini destekleyen bir şeyi araştırmadan doğrudan mutlak doğru kabul edip yalanlayanlara da "ama bilmem ne" diyorsun. Gerçek ne olursa olsun, hangi konu olursa olsun bu şekilde ulaşılamayacağını görmen gerekiyor. Ancak ondan sonra neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar verebilirsin.

    Sen bütün komplo teorisyenlerinin birbiriyle çelişse bile hepsinin "mutlak doğru" olduğuna inanmaya devam et. :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 16 Mayıs 2020; 20:15:31 >




  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    İnsanların coğunluğu "beni hükümet yönetsin ,benim sağlığım için neyin doğru olduğunu hükümet benden iyi bilir" mantalitesine sahiptir cunku kendi başlarına birşey düşünemezler, yapamazlar, bir otorite ararlar. Orada muhatap olduğun kişi o çoğunluk içinden iyi bir örnek. Ben bildirimlerde görüyorum, gördükçe gülüyorum cunku otorite sevici bu kişiler aslında aciz yapıdadırlar. İçinde bulundukları aczeti savunmak ve hükmeden otoritelerine laf söyletmemek için çabaladıklarını görmek eğlenceli oluyor :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bak vonderda bahsettiğime iyi bir örnek olarak yazmış. "sadece ben bilirim, başkaları düşümenez, araştırmaz" laflarını ciddi diyorsunuz, yani cidden bu şekilde düşünüyorsunuz. O yüzden sorulara mantıklı cevaplar vermek, kanıtlara dayandırmak yerine bunu yapıyorsunuz. Çünkü dediğim gibi bunu yapmazsanız iş detaylara giriyor ve bu konuda yeterli değilsiniz.

    İşte böyle otorite sevici, aciz yapıpdadırlar, aczeti savunmak ve hükmeden otoritelerine laf söyletmemek için çabaladıklarını görmek eğlenceli oluyor :) falan diyerek aslında ne kadar komik duruma düştüğünüz keşke görebilseniz. Özellikle vonder gibi kendi koyduğu, dayandığı kaynakla kendi sözleri bile uyuşmazken ve bunun bile farkında değilken.

    İkinizde tam olarak bir komplo teorisyeninin olması gerektiği gibisiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 16 Mayıs 2020; 21:2:33 >




  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    Bak sizin WHO ne acikladi bugun. Corona Virusun yuzeylerden bulastigina dair bir bulgu yok diyor. Hani bundan iki hafta once millet yok efendim havadan kapar, yok ayni otobuste 4m alana kadar gerkesi enfekte eder diyenler simdi cevir kazi yanmasin yapiyor. Ama eklemisler siz yinede maske takin öyle
    cok daha guzelsiniz demisler. Itaat ettiginiz odaklar
    Agalariniz sizinle eglenir siz hala Bill Gates Melek, WHO dan dahami iyi bileceksiniz, onlar cok siz azsiniz vs. Dedigimize gelincede bende bunlari dusunmustum vs. ;) .


    Yukarda yazdiklarinda gulunc. Insan once bir bilgiye ulasir dusunur sonra fikir sahibi olur. Seni bilmem ama bende boyle, Birzamanlar bende senin gibi idim, durduk yere gözüm acilmadi, bunun bazi bedelleri oldu. Dikkat edin WHO sizi asilayio sonrada Pardon asi ise yaramiyormus demesin :)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    Whonun açıklamasına bakmadım, kaynak verirsen incelerim, ben bulamadım. Ama cidden hala en doğrusunu ben bilirim mantığındasın. Herkesin konuştuğunu deyip sonra tek ben demiştim falan deme gene :)

    İnsan önce bir bilgiye ulaşır, sonra düşünüp fikir sahibi olur ama sen de öyle değil işte. Yoksa "en doğrusunu biz biliriz, siz hiç araştırmazsınız, düşünmezsiniz, itaat ettiğiniz odaklar" demezdin, "algılarla oluşan dünyada gerçeklere ulaşmak zordur, gözüm açıldı" falan demezdin ya da kaynaksız şeyler iddia edip sonra yalan olduğunu gösterince "ama bilmem ne" demezdin. Bak vonderda seninle aynı şeyleri yazıyor. Bunlar dediğim gibi komplo teorisyenlerinin temel dayanaklarından biri.

    Normalde sorulara cevaplar verseniz, iddialarınıza kaynaklar gösterip karşıt olana baştan "yanlış o çünkü ana akım medya" falan demeseniz daha iyi olmaz mı sence? Acaba kendi yazdıklarının farkında değil misin diye merak etmeye başladım.

    Bir zamanlar benim gibi olabilirsin ama artık kendini komplo teorilerine kendinin farkında olamayacak kadar fazla kaptırmışsın ne yazık ki.




  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    "Virüs havada asılı kalıyor" bu komediye inanan insanlar olduğu sürece Kemal Sunal filmlerine gerek yok :) Komedi heryerde :)=

    "Baksa senin şu havada asılı kalan virüs, rüzgarda ne oluyor"

    "Başka yerlere gidiyor, oradaki insanlara bulaşıyor"

    "Peki bu virüs canlı mı"

    "Evet."

    "Nükleit, mitokondri, sindirim sistemi olmayan bi molekül nasıl canlı olur?"

    :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    https://www.msn.com/de-at/nachrichten/other/kein-beweis-für-coronavirus-ansteckung-durch-oberflächen/ar-BB14aTtt?li=AAIgNnu

    Kaynak Almanca, senin icin ozellikle msn den verdim, Bill Gatesin kaynaklari onlara inanirsin diye :)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    "Although no study has so far proven infection with Sars-CoV-2 by touching surfaces, experience with other corona viruses cannot rule this out. That is why disinfection is important - in clinics, but also outside, for example in sinks, toilets, electronic devices, handrails on stairs, floors and walls."

    Şöyle bir bölümde var yalnız. Çalışmaya ve sonucuna bakacaksan bu kısmı da dikkate alman gerekiyor. Öyle çalışmanın bir kısmını alıp bir kısmına yalan bu diyemezsin.

    Ayrıca bu durumda insanlar nasıl hastalanıyor, ölüyor konusu var. Korona diye bir virüs yok, hasta kimse yok, ölen yok mu diyorsun?

    Ona bakarsan vondera göre de virüs canlı değil 20-25 bin gen arasında(o 6 milyar diyor ama gösterdiği kaynak bile aksini söylüyor ve bunun farkında bile değil) çoğunluk virüs dnası, virüsler zararlı değil başkasına geçmez, bütün salgınlar yalan falan diyor.




  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    Virusler zaten canli degildirler, bunu tartismak dahi yersizdir. Mikroskopla bile gorunmezler.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    Klasik anlamda(insan gibi mesela) canlı olmaması onu yok saymaz, onu diyorum ben. Sen de zaten mutasyona uğrar, hasta eder falan diyorsun. Klasik mikroskopla görünmemesi de bir anlam ifade etmiyor, gözle de görülmüyor mesela.

    Yani burada temel soru virüs diye bir şey var mı yok mu, zararlı mı değil mi? Ebola gerçek ama korona sahte dersen bunun bir mantığı olmuyor.
  • Ne komplo teorisi ne gerçek bunu yalnızca zaman gösterecek. Benim dediğim doğru senin dediğin yanlış diye konuşmanın bir manası yok. Herkesin tuttuğu kendine.

    Benim doğruma gelirsek covid-19 olarak adlandırılan virüsün bir tane dallama bok yiyen çinlinin yarasa yemesiyle bütün dünya düzeninin değişmesine neden olabileceğine inanmıyorum. İnanmam.

    2011 yılında vizyona giren bir film var. Salgın. Orijinal adıyla Contagion. Aha bu da linki hala izlememiş olup merak eden varsa https://www.imdb.com/title/tt1598778/?ref_=nv_sr_srsg_0

    Ben bu filmi çok önceleri izledim. Bu covid falan piyasada yokken. O zaman ilgimi çok da çekmedi. Covid çıkınca lan böyle bir film vardı bir daha bakayım dedim. Aga film yıldızlar geçiti. Real Madrid böyle kadro kuramadı. Yönetmen Steven Soderbergh. Oyuncular Gwyneth Paltrow, Matt Damon, Laurence Fishburne, Jude Law, Marion Cotillard, Kate Winslet vs.. Şu kadro bir tek Oscar törenlerinde bir araya gelir. Peki bu filmin bu büyük kadrosuyla bizlere ne anlatıyor? Dünyada Çinden başlayan yarasa kaynaklı bir virüs salgını olacak, bu salgında milyonlarca insan ölecek. Milyonlarca insan WHO ya güvenmeyecek ama WHO tüm zorluklara, baskılara, sıkıntılara göğüs gererek eninde sonunda aşıyı bulacak ve insanlık kurtulacak.

    Film 2011 yılında vizyona giriyor 2019 un sonunda başlıyor ve 2020 yılının yarısına geldik hala ortalık durulmadı. Komplo Teorisi veya değil ben o aşıyı olmam arkadaş. Beni vurmaları lazım açıkça söylüyorum. O aşıyı olmam.

    Soner Yalçın'ın Saklı Seçilmişler kitabını okuyun arkadaşlar




  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    dün (cuma) bir kutu ilaç almak için yol üstündeki eczaneye uğradım tesadüfen eczanede hiçbir brandayla kapatma 1,5m sosyal mesafe vs paranoyaklıklar yoktu. Brandalar takılıp sonradan sökülmüş gibi de değildi. Eczane sahibi en baştan hiçbirşey yapmamıştı. Her biryerde saçmalıklar yaşamaya alıştığım için buradaki durum şaşırttı ve sevindirdi. Ödeme yaparken eczacı kartı cihazın üstünde tutarak okutmaya calıştı. Dedim benim kart dokunmatik değil. Zaten dokununca bulaşan birşey değil, dedim eczacı doğruladı ve insanlar cok abartıyor dedi.Birkaç şaka yapıldı ve gülerek ayrıldım. Tesadüfen uğradığım o eczaneye artık sürekli giderim cunku sahibi akıllı ve aklını kullanan biri. TV'ye bakıp saçmalıklar yapan biri değil. Budur :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • sombreror kullanıcısına yanıt
    +1

    Alttaki yazının büyük kısmı Aajonus Vonderplanitz'in 'We Want To Live' 2005 belgesinde aşı ile ilgili kısım ve Robert E. Catalano'nun 'The Great White Hoax' 2010 belgesinden alıntıdır:

    
    Virüs hastalıklarından korunmaya çalışmak, anlamsız olduğu kadar tehlikelidir de. Yüzyıl önce Louis Pasteur aşı olayının bir işe yaramadığını anlamıştı. Pasteur ölüm döşeğindeyken asistanlarına hastalıkların mikrop ve bakteriden oluşmadığını, vücut içindeki toksik ortam hastalığa yol açtığını itiraf etmiştir.

    Tıp doktoru ve profesör William F. Koch, aşının bircok insanda yol açtığı ani travma ile ilgili olarak: "Vücuda enjekte edilen herhangi bi serum, aşı ve hatta penisilin vücutta felç olma ihtimalini %400 arttır. İstatistikler bu konuda son derece net, demiştir.

    Aşının uzun vadeli etkileri ise daha da zararlıdır. Aşılar hastalık etkenleri, cıva, aluminyum, formaldehit (bağlayıcı olarak kullanılan bazı reçinelerin bıraktığı kanserojen madde) ve diger zehirli kimyasallar içerir. İlaç laboratuvarları, hayvan dokusunda hastalık etkeni üretir. Hastalık etkeni steril hale getirilerek aşı üretilir. Steril işlemi hastalık etkenlerinin ve virüslerin RNA ve DNA'sını, yapısını ve davranışlarını değiştirir.

    Steril bir hastalık etkeni vücuda girdiğinde vücut onu analiz eder ve vücutta dolaşmaya başlayan bu hastalık etkenini veya virüsü yönetebilmek için antikor üretir.

    Vücut bu doğal olmayan hastalık ve virüse karşı mantıklı bir cevap veremez.

    Bakteri ve virüsün ne zaman faaliyete geçeceği işaret eden anahtarı da bulamaz.

    Aşı vücuda girdiğinde vücudumuz gözleri bağlı ilerleyen bir insan gibidir. Bir sonraki adımında ayağı taşa da takılabilir, uçurumun kenarından aşağı da adım atabilir

    Vücut mantıklı bir reaksiyon veremez ve felç inmesi, beyin hasarı ve ölüm ile yanıt verebilir.

    Bilmediği bir aşı ile sersemleyen vücut işte bu yüzden antikor üretir. Ancak üretilen bu antikorlar, yapay bir ajan olan aşıya karşı oluşturulduğu için mutant yapıdadır ve mutant antikorlar uzun süre yok olmaz,10'larca yıl sonra bile vücutta dolaşır.

    Bu mutant antikorlar, virüs pasifize / etkisiz olduktan sonra yıllarce faaliyete devam eder ve kandaki amino asitlerdeki (protein) içindeki alt partikülleri yer (Kaynak: Christopher Bird, H.J. Kramer THE PERSECUTION AND TRIAL OF GASTON NAESSENS)

    Protein vücudumuzun gerçek enerji kaynağıdır ancak aşı sonrası vücutta dolaşan mutant antikorlar sayesinde instabil hale gelir. Mutant antikorlara yenik düşen proteinlerin miktarı, vurulan aşı sayısına bağlıdır. Amino asit ve protein, hücrelerimizin temel yapı taşı olduğu için, bu hücresel düzeyde kötü beslenmeye yol açar bu da vücudumuzun kademeli şekilde güçten düşmesi, işlevlerin bozulması, deformasyon ve yeni hastalıklara yol açar. Bu duruma düşmüş insan, tıp ve ilaç sektörü için cok daha kârlı bir müşteri demektir. Vurulan her aşı, insanın sağlığını böyle sinsice, içerden çökerterek tıp sektörüne yeni ve kârlı müşteri yaratır.

    Mutant antikorların ömrü penisilin için 1 yıl, polyo (cocuk felci) aşısı için 50 yıla kadar vardır. Her bir aşı bu rakamı katlar.

    Aşıların başka yan etkileri de vardır. Grip aşısı dahil, her bir aşıyla bağlantılı geçici veya kalıcı felç ( (Guillain-Barre) Aşı olan hemen herkes: Körlük (blindness), beyin hasarı (brain damage), kasılmalar (convulsions) ölüm, baş dönmesi(dizziness), ateş (fever), başağrısı, sarılık (hepatitis), iktidarsızlık (impotence), asabiyet (irritability), kas ağrısı,mide bulanması, ciltte döküntü, boğaz ağrısı (farenjit), kusma. Eski savunma sekreteri Henry L. Stimson, bir kamptaki askerlere sarı humma aşısı vurulmanın direkt sonucu olarak 63 ölüm ve 25,585 sarılık vakası olduğunu raporlamıştır. Ama buna ragmen doktorlar ve ilaç temsilcileri bu etkileri görmezden gelip aşıların mucizevi olduğunu söylemektedirler. Bunun sebebi aşıların her yıl milyarlarca dolarlık gelir sağlaması olabilir mi? Ve cocuklarımız iğneci doktorların ana hedefidir.

    Mucizevi denilen tüm ilaçlar arasında en tehlikeli olanı aşılardır. Cunku yan etkilerinin bir kısmı uzun vadeye yayılır, kısa vadede ortaya cıkan yan etkileri ise hep başka şeylere bağlanır: Aşı sonrası öldü mü? Kalp sorunları vardı, ondan öldü. Aşıdan değil. Evet bunları doktorlar söylüyor.

    Aşıların tehlikeleri üzerine yığınla belge var.

    Aşının içinde neler olduğunu bilemezsiniz. Cunku aşının "içindekiler" belgesini göstermezler. Aşı vurulmadan önce "içeriğine bakabilir miyim" diye soramazsınız. Direkt vururlar. Bu aşıyı vurulmazsan başkalarının canına kast etmiş olursun diyerek kaşarlı bi dayatma ile vururlar bir de. Oysa ki o aşı ile vurulan kişinin canına kast ediliyor.

    Vücudumuza güvenmeli, onu desteklemeliyiz. Vücudumuzdan korkmamalı, onu anlamalıyız. Ne var ki, modern tıp vücudumuzdan korkmamızı telkin eder. Bilinçaltında hep bir korku tohumu eker. Bu konuda son derece profesyonel sekilde yapılanmışlardır ve medya ile koordineli çalışırlar.
    Kapı tokmağı, 1,5 metreden yakın durmak, vs bunlar medyatik korku çalışmalarıdır. Ve bu korkuları ancak kendi doktorları ve onların verdiği ilaç aşı serum ve tedavi ile giderilebileceğine inandırır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tuğkan-0153 -- 17 Mayıs 2020; 4:8:19 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hala elektron mikroskobunda bile görüntülenememiş bir virüsten bahsediyoruz. Olması muhtemel olan bu virüs aracılığıyla bütün dünya nüfusu neredeyse aynı anda kontrol altına alındı, eylemler durdu, üretim durma noktasına geldi vs... Güçlü ekonomiler halkını destekledi maddi olarak, işyerlerini sübvanse etti. Bu olayın görünen yüzü.

    Bir de görünmeyen yüzü var. İsveç nüfusunun %5'i vücutlarına çip taktırmış. Bill Gates bunu sürekli söylüyor zaten. Elin Musk servetini satışa çıkardı. Almanya'da Roland Koch enstitüsü covid-19 için güçlü bir ilaç bulduğunu açıkladı, ertesi günü bir anda adamların sesleri kesildi. Sosyal medya tarihinin doruk noktasına ulaştı, pratik ve basit şeylerin ne denli önemli olduğu ortaya çıktı.

    15 yıl içinde enselerimize takılı uzaktan kumandalı çiplerle, vr gözlüklerle tatil yapar, akşam yemeğinde bir hap ile karnımızı doyururuz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Eyyy çürük yumurtaya can veren Allahım, şu aciz kuluna biraz idrak yeteneği bahşetseydin keşke... Adam "rüzgarla bulaşıyor dediler" diyor yaw...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sombreror kullanıcısına yanıt
    Hayvandan insana geçen virüslerin genel adı covid. Hayvandan insana geçen ilk virüs bu sene yaşanmadı. O yüzden filmi var, daha önce birçok kez yaşandı. Farklı virüsler hayvandan insana geçti. Onlara da covid deniyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • El Fuego kullanıcısına yanıt
    İyi yorum fakat 'Almanya'da Roland Koch enstitüsü covid-19 için güçlü bir ilaç bulduğunu açıkladı, ertesi günü bir anda adamların sesleri kesildi' kısmı tartışılır cunku covid-19 adı altında TV ve yığınsal medyada gösterilen hastalık, Corona virüsünün yol açtığı yeni ve değişik bir hastalık değil. Kronik akciger rahatsızlığı gibi başka sebeplerden hastalara yapılan PCR testi Corona pozitif cıkar bu da Covid-19 adı altında yeni ve değişik bi hastalık olduğunu bilim ile de doğrulanmasını böylelikle kimsenin böyle bir yeni hastalıktan şüphe duymamasını sağlar. Ancak böyle "bilim ile kandırma" (din ile kandırmaktan da tehlikelidir) girişimine rağmen Covid-19 adı altında yeni ve ölümcül bir hastalık yok. TV'de tüpte rakamları görüntüleri ve de aktörleri çıkan bir senaratif var. R.Koch enstitüsüne gelince, şunu sormak gerekli: O enstitünün gelir kaynağı nereye bağlı? Dünya Sağlık Örgütü, Alman hükümeti, Birleşmiş Milletler? Araştırmadım. Şu anda enstitü, kurum, kurul, "bilim kurulu" gibi oluşumlar belli bazı yerlere bağlı kadro. Maaşlarını aldıkları kişilerin planlarına göre çalışma yapar ve konuşurlar. Türkiye deki "bilim kurulu" da onlardan biri. TV'de çıkan prof, doktor hepsi de onlardan biri.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Almanyada bugunlerde Pandemi tedbirleri sebebiyle hayatini kaybedenlerin, Coronadan öldükleri sôylenenlerin sayisindan daha fazla oldugu tartisilmakta. Medyatik ve Politik bir salginin ne sekilde yanlis yan etki olarak daha fazla insanin ölümüne yol actigini yasamis olduk. Pandemi dolayisiyla cok sayida hasta beklentisi icine giren Hastanelere gelen Politik tedbir önlemleri kararnameleriyle, tum Hastanelerin hastalara yapilmasi beklenen Ameliyat ve tedavileri ertelediler. Bu erteleme sebebiyle, ayni sekilde kalp krizi geciren hastalarin hastalik kapma korkusuyla
    Hastaneye gitmekten korkmasi gibi sebeplerden bircok insan yasamini yitirmistir.

    Gercek bir Pandemi hastaligini ilk hissedenler Ev Doktorlari olur. Buyuk bir salginda hastalar tedavi amaciyla ilk Ev Doktoruna basvururlar. Burdaki Medyatik ve Politik bir salgin oldugundan boyle birsey olmadi.
    Ayrica henuz ortada hasta yok iken tüm Hastaneler Coronaya odaklanip diger Hastaliklari arka plana attilar. Gelen hastalara Corona odaklanmasi dolayisiyla baska sikayetleri olmasina ragmen yanlis tedaviler uygulandi. Merkezde Corona vardi. Calistigim Hastanede Martin ortasi Karantina baslamadan onceki haftasinda tam 140 kisilik bir is toplantisi yaptik. Ayni haftanin Cuma gunu Hastanede bir hareketlenme oldu. Gelen Pandemi onlemleri dolayisiyla apar topar girislere kontrol noktalari konuldu. Hastanedeki Akciger ve solunum enfeksiyonlari disindaki tum Bölümler calisma kapasitesini en aza indirdi veya kapatip yeni hasta almadi. Hafta basindan itibaren artik Hastaneye Corona ve cok acil durumlar disinda hasta alinmiyordu. Ne varki ilk hafta ne gelen oldu ne giden. Ikinci ve 3. haftalarda yigilma beklentisine girilip tedbirler dahada yukseltilmesine ragmen toplamda 50 kisiden fazla Corona hasta sayisini gecemedi. Koca Hastane 50 hastane icin kapatilmis oldu. Bu hastalarinda yas ortalamalari yuksek olup bircogunin bakacak kimsesi olmadigi icin hastanede tutuldugunu gordum. Yogun bakim ve solunum cihazi hastalarinin sayisi 6 filan oldu. Tamamina yakini baska hastaliklardan muzdarip kronik hastalar. Corona cikti cikasi surekli bazi haftalar degismeli olarak Homeoffice calistim. Bir hafta evden bir hafta Hastanede calistim. Corona hastalarinin yattigi bolumdede gorev aldim. Bu hastaligi kapan tek bir personel doktor yok bizim Hastanede. Alisveris yaptigim buyuk Supermarket calisanlarinida hep isinin basinda gördüm. Gercekten agir bir bulasici hastaik olmus olsa bizlerin ve Market calisanlarinin coktan hasta olmus olmalari gerekirdi. Alinan önlemler sonradan geldi. Dünyada bugune dek önce tedbirin sonra salginin oldugu görulmemistir. Soru isaretleri olan cok noktalar var. Italyada gunde 800 kisi ölüyor dedikleri zamanda Itlayada o gun ölenlerin toplam sayisina baktigimda 1700 gibi bir rakama ulastim. Oysa normal zamanda zaten Italyada gunde 2000 kisi öluyordu. Istatistiksel olarak kisa donem hastaligin ölüm oranini birkac yuzde carpitmayla artirmalarina ragmen, yillik istatistike bunun hicbir yansimasi olmadigini hatta daha sonra dusen vaka sayilariyla yine bu ölum oraninin dustugunu gordum.

    PCR Testi denilen Teste acil durum sebebiyle hicbir denetimdem gecmeden onay verilmistir. Kisaca bu test ile istediginiz her Virusu bulabilirsiniz. Testin guvenirligi yok! Insanlari bos yere psikolojik olarak cökertmektem baska bir ise yaradigida yok. Testin 150€ gibi bir maliyeti var. Bu is ticarete döküldü iyice. Gercek bir salginda bile bu tur bir grip salginina karsi Karantina dogru degildir. Insanlarin suru bagisikligi kazanmasini erteler. Isvec gibi az ulkeler hicbir tedbir almadilar. Ne varki tum Dunyanin kapatildigini goz onune alirsak tedbir ve karantina uygullanmasada ekonominizin durmasini zarar etmesini engelleyemezsiniz. Bir an once tum dunyada bu yanlistan donulup normal hayata donulmesi gerekir. Ayni sekilde insanlarin ozgurlugunu garantilemis anayasalar goz onune alinip yanlis karar ve tedbirlerin mahkemeler yoluyla arastirilip, sebep olanlarin yargiya tasinmalari gerekir. Salginla olmasada tum dunyada salgindan baska hersey ile travma yasatmis bir Polit-Medyatik Salgindan bahsediyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _turbo_ -- 17 Mayıs 2020; 16:15:51 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • _turbo_ kullanıcısına yanıt
    Oldukça bilgilendirici bir yorum.

    Özellikle şu kısım cok anlamlı

    Dünyada bugune dek önce tedbirin sonra salginin oldugu görulmemistir.

    Ben de birkaç satır ekleyebilirim.
    TV'de her bir kanalda, özel seçmece kişiler cıkıyor. İşte prof, işte Bilim Kurulu üyesi, işte Dünya Sağlık Örgütü vs.. Bugün yine cıktılar tabi. Dediği şu "Yaşlılar bugün sokakta gezebilir ama önerim hiç sokağa cıkmasınlar.." Bunu dedikten 5 saniye sonra yine aynı şey "sokakta dolaşmaları iyi değil" 5 saniye sonra yine aynı TV'de cıkan hemen her tip böyle. Fatih Portakal gibi kaşarlı olanlar daha profesyonelce tekrarlıyor. Birşey 50.000 kez tekrar edilmez ki. Acaba diyorum, bu tipler bu pandomi tiyatrosunun 2. perdesini şimdiden biliyorlar da o zaman "biz size binlerce kez demiştik sokağa cıkmayın demiştik siz sokaga cıktınız o yüzden Corona cavit 20 geldi" derler mi? Mümkündür.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.