Şimdi Ara

KARANLIK MADDE-ANTİMADDE-KARADELİKLER-BEŞİNCİ BOYUT-YILDIZLAR-FOTON KUŞAĞI (2. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
0
Favori
7.064
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ....KARADELİKLER....
    Dış katmanlarını uzaya püskürterek Güneş kütlesinin 1.4 katı haline gelen ölmüş yıldızlar,yaşamlarını Beyaz Cüce olarak devam ettirirken,kütlesi bunun üzerindeki bir değere sahip olan yıldızlar da Nötron yıldızına dönüşürler.
    Buna karşın yaşam süresinin sonuna gelmiş olan bir yıldız eğer Güneş’in en az 2.5 katı bir kütleye sahipse bu sefer de yoz elektron ve nötron basıncı tarafından kendini dengeleyemeyeceğinden, yıldızın sahip olduğu kütle nedeniyle trilyonlarca basınç ile güçlü bir şekilde çökmeye başlar.Çökmesiyle birlikte yıldız,çevresine uyguladığı gravitasyonel çekimin güçlenmesine, dolayısıyla da uzay zaman eğriliğini gittikçe artırmasına neden olur ki, sonunda ışık dahil hiçbir şeyin kaçmasına izin vermeyeceği kıritik bir aşamaya gelir.İşte ışığın artık kaçamayacağı bu kritik yarıçapa “Olay Ufku”, yıldızın çökerek bir karadelik oluşturması için meydana gelecek büyüklüğe de “schwarzchıld” yarıçapı adı verilir.Bu aşamadan sonra ise, yıldız olay ufkunun altında tüm kütlesini merkezdeki sıfır hacimde ve sonsuz yoğunluktaki Zümrütü Anka misali bir Düşsel Tekillik noktasında toplamaya yönelik çökmesine devam eder.
    Bir karadelik ne kadar kütleli ise, yoğunluğu,olay ufkunun etki alanı ve yüzey alan genişliği de o kadar fazla olur. Eğer Güneş bir karadelik olabilseydi, schwarzchıld yarıçapı 3 km,Güneş’in 150 milyar katı kütleye sahip olan samanyolu galaksisinin 450 milyar km. ve tüm evreni kapalı evren haline getirecek kadar madde bulunmuş olsaydı ,onun da yarı çapı 300 milyar ışık yılı kadar olacaktı. Ayrıca yapay bir karadelik oluşturmayı deneseydik, 1600 ton demiri cm.’ nin yüz milyonda birine sıkıştırmak gerekirdi.Aynı durumu dünyamızın kendisine uygulamak amacıyla tüm kütlesi 1 cm. yarıçaplı bir misket içine sıkıştırılabilseydi,suyun yoğunluğunun cm küpte bir gram olduğu yerde dünyanın beş gram olan yoğunluğunu trilyar kez artırmış olurduk. Bunun ilginç yanı,Dünya bu halde iken Ay’ın yine onun çevresinde dönmesini sürdürebilmesidir. Ay’daki bir insan bu misketi asla göremezdi, fakat çekimini algılayabilirdi.
    Aynı şekilde Güneş de Beyaz Cüce olma durumuna geldiğinde yakın gezegenleri yutmasına karşın,dış gezegenler yörüngelerinde hareket etmeye devam edecektir. Çünkü evrende önemli olan hacim değil,kütledir. Yani bir şey hacimce ne kadar büyük olursa olsun,eğer kütlesi seyrekse başka deyişle yoğunluğu az ise, kendinden daha yoğun olan fakat çok küçük bir kütlenin çekimine kapılmak durumundadır. Bununla beraber Güneş ‘ten üç defa büyük, çöken bir yıldızın,karadelik haline gelmesi, saniyenin 67 milyon birinde ,Güneş ‘ten on kat daha kütleli bir yıldız için saniyenin 4 milyonda biri, milyon kez daha büyük bir yıldızın çökme süresi de diğerlerine göre oldukça uzun bir dilim olan saniyenin dörtte biri kadar olmaktadır.
    Bir karadelik kütlesi,elektrik yükü ve dönme hızı ile ölçülebilir üç parametreye sahiptir. Şu ana kadar üzerinde durduğumuz (durağan)schwarzchild tipi karadelikleri idi. Şimdi de elektrik yüklü olanlar ile dönen türleri üzerinde duralım. (Bunlara ayrıca Reissner-Nordstrom ile Kerr karadelikleri de denmektedir).
    Bilindiği üzere, Elektromanyetik kuvveti,çekim (gravitasyonel) kuvvetlerinden 10 sayısının 40. kuvveti kadar güçlüdür. Bunu göz önünde bulundurarak ,yüksüz ve durağan bir karadelik üzerine elektrik yükü düşürerek yüklediğimizi düşündüğümüz zaman,oluşan Elektromanyetik kuvvet, çekim kuvvetine karşı koyarak tekilliğin çevresinde iki ayrı olay ufkunun oluşmasına neden olacaktır. Yani, zamanın durduğu iki bölge. Deliğin elektrik yükü arttıkça iç olay ufku büyümeye,çekimden kaynaklanan dış olay ufku ise küçülmeye başlar. Alabileceği en fazla yükle yüklendiğinde ise, iki olay ufku çakışarak birbirlerini yok edip olay ufkunun kalkmasını ve tekilliğin çıplak olarak görünmesini sağlar.
    Fakat burada önemli olan bir husus,böyle bir karadeliğin evrende bulunabileceğinin beklenmemesidir. Çünkü Elektromanyetik kuvvet alanları o kadar güçlüdür ki, her yöne doğru, birçok ışık yılı uzaklıktaki yıldızlar arası gaz ve toz bulutlarının atomlarını kolayca ayırarak yörüngelerindeki elektronları itip artı yüklü çekirdeği de kendine çekerek nötr duruma gelir. Bu sefer deliğin, artı yükle yüklendiğini düşündüğümüzde ise, çevresindeki eksi yüklü elektronları kendine çekerek aynı şekilde yüksüz hale gelir.
  • inanmadım
  • Neye inanmadığını yazarsan ben ve diğer bilgileri daha fazla olan arkadaşlar sana yardımcı olurlar ama bunada gerek yok bu ve bundan çok daha fazla bilgiler nette mevcut. hatta belgeselleride ortalıkta ganimet. Doğruluğunu tehit etmek senin elinde veya yanlış bişey varsa söyleki doğrusunu bulmaya çalışalım.

     KARANLIK MADDE-ANTİMADDE-KARADELİKLER-BEŞİNCİ BOYUT-YILDIZLAR-FOTON KUŞAĞI



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi piramit17 -- 2 Mart 2008; 5:17:59 >
  • Odtü yayınları-Evren Nasıl Oluştu okumanız gerek cok aydınlatıcı bir kitap
  • arkadaşlar ,
    astronomiye meraklılar için google earth yeni sunumu teleskop orjinal görüntülerinin aslını veriyor .tavsiye ederim özellikle bir yıldız veya yeni keşfedilen karadelik gibi gikcisimlerinin adlarını yazarak direk bir yollucuğa çıkabilirsiniz.Özellikle daha önceden bu konular hakkında bilgisi olunlar için bulunmaz bir nimet ve tamamen bedava.

    Yeni sürümde uzaya ulaşmak için yukarıdaki yeni eklenen ikona tıklamanız yeterli .Uçuşa hazır olun.Detaylı bilgi için informasyon tıklamaları yaparak bayagı detaylı bilgiye ulaşmak mümkün.Dünyadaki detaydan sonra uzaya da google sayesinde açılmış oluyoruz.

    http://earth.google.com/sky/skyedu.html
  • @sariemir06, @vezir verdiğiniz bilgiler için tşk ederim. Başta verdiğim bilgiler ve sizinde desteğinizle ben ve bu konuyu okuyan arkadaşların bilgilerinde umarım bir değişiklik olmasına yardımcı olmuşuzdur. saygılar
  • Kara delikler hakkında güzel bir çalışma. Yardımcı olucağından eminim.


    Bilim-Teknik: Kara Delik
  • Foton kuşağı ile ilgili olan kısma inanmadım.12 zincirli Dna ile yaşayan insanlar ve ölümsüzlük.Sanırım o kısım özellikle kurgulanmış.Onun dışında yukarda açıklanan bilgiler doğrudur.
  • GOOGLE SKY ile şuanki uzay görmek mümkün foton kuşagı ile alakalı birşey göremedim.madem 2012 yılında bu kuşaga gireceğiz hubble dahil gelişmiş teleskoplar ile birşeyler görmemiz gerekmez mi?

    yani bir yerden birşeyler duyup senarya yazıyorlar gibime geliyor.bütün bunların maya takvimi ile alakası var ancak gök cisimleri ile ,özellikle bir devasa çaptaki bir photon kuşağı ile ne alakası var anlayamıyorum.Belki ben yanılıyorumdur ama 4 sene sonra ölümsüzlük dahil göreceksek beklemeye değer
  • Şurasıda bilinmeli. Karadelikler hakkında yorumlar yapıyoruz. Çekim kuvvetlerinin kısa mesafelerde bile çok farklı olduğunu hatta ışık demetlerini dahi yuttuğu söz konusu. Ancak açıldıkları noktalar nerelere ulaştıkları. Bunlar hala bilinmemekte Vezir arkadaşımızın dediği gibi beklemeye değer. Ki bunun gibi bir çok soru muallakta.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: abdullahors84

    Şurasıda bilinmeli. Karadelikler hakkında yorumlar yapıyoruz. Çekim kuvvetlerinin kısa mesafelerde bile çok farklı olduğunu hatta ışık demetlerini dahi yuttuğu söz konusu. Ancak açıldıkları noktalar nerelere ulaştıkları. Bunlar hala bilinmemekte Vezir arkadaşımızın dediği gibi beklemeye değer. Ki bunun gibi bir çok soru muallakta.

    Sonuna kadar okursanız cevabınızı bulmuş olursunuz. saygılar
    Kaynak:http://www.elyadal.org/arge/karadelikler.htm

    Karadelikler, sırlarla dolu bir bilinmeyeni ifade ettikleri için bilim insanları tarafından keşfedilmeyi beklemektedir. Birçok bilim insanı, karadelikleri “bilinmeyen” olmaktan kurtarmak için sayısız araştırma yapmaktadır. Bunlardan biri olan ve 1988’de yayınlanan Zamanın Kısa Bir Tarihi (A Brief History of Time) kitabıyla daha da saygınlık kazanan Stephen Hawking de, karadelikler hakkında pek çok iddia ortaya atmış ve soru işaretlerine cevap aramıştır.

    Büyük bir yıldız veya yıldız kümesi öldüğünde ortaya çıkan karadeliklerin gözlenmesi imkansızdır ve ancak çevrelerine verdikleri etkilerle farkedilebilirler. Bu nedenle, oldukça uzun süren çalışmalar sonucunda bilim, karadeliklerin gerçekten varolduklarına 1990’lardan sonra karar verebilmiştir. (1)

    Hawking, büyük bir yıldız ya da yıldız kümesinin ölmesiyle meydana gelen karadeliklerin, maddeyi ve hatta ışığı yuttuğunu, aynı zamanda da geriye hiçbir şey kalmayıncaya kadar saf enerjiyi içine çektiğini ileri sürmüştü. Karadelikte hapsolan her bir parçacığın ya da ışık ışınının asla bu yıkımdan kaçamayacağı iddialarının bir sonucu olarak da kuantum fiziği yasaları tekrar tartışılmaya başlanmıştır. (2)

    Madde ve enerjinin, karadeliklerin içine düştüğünde sonsuza kadar kaybolacağı düşünülmüştü. Karadelikler, Hawking radyasyonu olarak bilinen radyasyonu dışa vuruyorlardı ve bu radyasyon, enerjiyi karadelikten dışarı taşıyordu. Bu da, karadeliğin yavaş yavaş küçülmesi ve daha sonra da ani bir son patlamayla kaybolacağı anlamına geliyordu. (3)
    Ancak öte yandan da bu düşünceler temel bir sorunun ortaya çıkmasına neden oluyordu. Bahsi geçen bu sorun, “bilgi paradoksu”, madde yiyen karadeliğin Kuantum Mekanik bilgisini de yok ettiğinin ortaya çıkmasıydı. Fiziğin temel yasaları ise, bu bilginin saklanmasını / korunmasını gerektiriyordu. 1975 yılında Hawking tarafından keşfedilip formalize edilen bu paradoksa, daha sonra pek çok bilim insanı tarafından çözüm arandı. (3)

    Kısa bir zaman önceye kadar karadelikler hakkındaki bu düşüncelerde -karadeliklerin içine aldıkları her şeyi yok ettikleri konusunda- net olan Stephen Hawking, 29 yıl önce ortaya attığı bu kuramında yanıldığını açıkladı. Atomaltı kuramı; maddeler biçim değiştirebilirler ama asla tam olarak yok olamazlar derken, bir taraftan da maddelerin hiç iz bırakmadan bir karadelik içerisinde nasıl kaybolabildikleri tartışılıyordu. Hawking karadeliklerin, içlerindeki tüm moleküler parmak izlerini yok ettikleri ve sadece cinse ait bir radyasyon formunu dışa çıkardıkları konusunda ısrarlıydı. (4)

    Artık, karadelikler tarafından yutulan herhangi bir maddenin sadece yok olamayacağını, eninde sonunda belirli bir çıktı / ürün oluşturacağını iddia eden parça fizikçilerinin tarafında olan Hawking; konu hakkındaki yeni bulgularını, 21 Temmuz 2004 tarihinde İrlanda Dublin’de düzenlenen 17. Uluslararası Genel Görelilik ve Yerçekimi Konferansı’nda 800 fizikçiye ve 50 farklı ülkeden gelen diğer bilim insanlarına sundu. Ortaya atılan bu en son kuramdaki hesaplamalar, dışarıya ne fırlattığının şifresini çözerek bir karadeliğin içerisine ne aldığının teşhis edilebileceği umudunu doğuruyor. (4) Başka bir deyişle, fizik yasalarına göre maddeler biçim değiştirebilir, dönüşebilir ama asla yok olmazlar. Buna karşılık karadelikler tarafından yutulan maddelerin, ışığın, enerjinin kaybolduğuna ve tamamen yok olduğuna inanılıyordu. Ancak Hawking’in ortaya attığı son iddialar, bir karadelik tarafından yutulan herhangi bir maddenin farklı bir biçimde olsa da, karadelik tarafından yutulmadan önce neye benzediğinin bulunabileceğini ileri sürüyor. Sonuç olarak madde, karadelik tarafından yutulsa da, fizik yasalarına uygun olarak, asla yok olmuyor.

    “Daha önce düşündüğüm gibi, bir karadeliğin içerisinden ikiye ayrılan bir bebek evren yok. Bilgi, kesinlikle bizim evrenimizde kalıyor.” diyen Hawking; bilimkurgu fanatiklerini hayal kırıklığına uğrattığı için üzgün olduğunu söyledi. Ayrıca, eğer kendisinin iddia ettiği gibi bilgi korunuyorsa / saklanıyorsa, karadelikleri diğer evrenlere yolculuk yapmak için kullanmanın da olasılık dahilinde olmadığını belirtti. (5) İki karadelik bir kurt deliği haline getirilmek üzere birleştirildiğinde neler olabileceği konusunda birçok spekülasyonlar ortaya atılmış ve bu da bilimkurgunun dönüm noktası olmuştu. Birkaç saniye gibi kısa bir zaman alacak galaksiler arası kestirme bir yol ile zamanda yolculuğun bile mümkün olabileceği düşünülüyordu. (6)

    Bir karadelik tarafından yutulan bilginin sonsuza kadar dış evrenden gizleneceğini ve asla açıklanamayacağını iddia eden Hawking ve Caltech fizik profesörü Kip Thorne, bir karadelik tarafından tüketilen bilginin doğru bir kuantum yerçekimi kuramında bulunması gerektiğini ve bulunacağını iddia eden parça fizikçisi John Preskill ile 1997 yılında bahse girmişlerdi. (2) Uluslararası GR17 Konferansı’ndaki konuşmasında Preskill ile girdikleri bahsi kaybettiğini de açıklayan 62 yaşındaki Hawking, karadeliğin olay ufkunun içerisinde kuantum dalgalanmaları barındırdığını ve bunların, Heisenberg’in ünlü belirsizlik prensibiyle benzer belirsizlikler olduklarını ve kuantum mekaniğine merkez oluşturduklarını da ileri sürdü. Hawking’e göre; dalgalanmalar yavaş yavaş tüm bilginin karadelikten dışarı sızmasına olanak veriyor ve dolayısıyla araştırmacıların tutarlı / yoğun bir resmi şekillendirmelerine olanak sağlıyor. Böylece de, bilgi paradoksu artık çözülmüş oluyor. (3)

    Evrenin görünmeyen yamyamları hakkında bilim dünyasında yeni tartışmalara neden olan Hawking, “Eğer bir karadeliğe atlarsanız sizin kütle enerjiniz, bozulmuş / parçalanmış bir biçimde içinde bulunduğumuz evrene geri dönecektir. Tanınamaz bir durumda olsa da, öncesinde neye benzediğiniz hakkındaki bilgiyi içerecektir.” dedi. (4)

    Sırlarla dolu ve çıkışsız hapishaneler olan karadelikler, Hawking’in yeni hesaplamaları ve öne sürdüğü yeni iddialarıyla belki de tekrar kimlik kazanıyor. İçinde her şeyin müebbet hapis hükmü giydiği karadelikler, eğer Hawking’in iddiaları doğruysa, mahkumlarını gizemli bir şekilde yok eden gardiyanlar değil. Farklı bir biçimde olsa da, onlara çıkış yolunu sunuyor.
  • Ben şu antimadde olayına takıldım gece gece.

    (kendi kendime yazılı vede sesli düşünüyorum ve düşüncelerimi paylaşıyorum,olduğu gibi,ham düşünceler,doğru yada yanlış,bilenler yanlışları düzeltir.düşünülmeden düşünülmüş düşünceler )

    Madde_evren ve antimadde_evrenden bahsediliyor ve antimadde_evrenin zamanda
    geriye doğru gittiği söyleniyor.

    Deniyor ki:
    quote:

    "Biri (madde) zamanda ileri antimadde ise geri gidiyor, Big Bang tek bir başlangıçtı ama; ardından iki evren verdi:
    İkisi de aynı yerde fakat AYRI iki zamanda (geriye giden ve ileriye giden iki zamanda) AYNI yerde varoldular."


    eğer gerçekten zamanda geriye gidiyorsa antimadde evren yaratıldığı anda yok olması gerekirdi.
    Çünkü var olduğu andan önceki zamanda anti madde yoktu.
    Zamanda geriye giderse yok olması gerekir.

    yani evrende hiç anti madde olmaması gerekir.
    Çünkü onlar zamanda geri gitmiş olduğundan bugüne gelemez ve gelecekte de var olamaz.

    O halde bugün laboratuvarda nasıl oluyorda oluşturulabiliyor ?
    Birde ,olmayan bir şey yoktan var edilemez, var olan yok edilemez diye de bir fizik kanunu var.

    quote:


    "ANİ ŞİŞME öncesinde madde ve antimadde daha yaratılmamıştı birlikteydiler....."



    nasıl Birlikteydiler ?

    olmayan iki şey nasıl oluyorda birlikte olabiliyor ?

    Antimaddenin zamanda geriye gittiği nasıl ölçüyorlar,nasıl biliyorlar ?

    Birinin zamanda ileri , diğerinin geri gitmesinden kasıt etki tepki olayımıdır yoksa.
    patlama yada genleşme olabilmesi için maddelerin bir birine göre zıt yönde kuvvet uygulamaları gerekirki bir birinden uzaklaşsın ve genleşme olsun.
    ama bu , zamanda geri yada ileri gitmek olmazki, bir birlerine göre zıt yönde hareket etme olur sadece.


    Zamanda geri gitmeninde mümkün olacağını sanmıyorum.
    Ben arabamla Ankaradan istanbula gelsem ve sonra tekrar aynı yolu kullanarak geri geri gidip yolculuğa başladığım noktaya geri gelsem
    zamanda yolculuk yapıp geçmiş zamana mı gitmiş olurum ?
    Tamam olmam.


    Zamanda nasıl geriye giderim, düşüniyim biraz, tamam şöye giderim:
    evrende var olan , bilinen ve bilinmeyen ,büyük küçük,zerre,enerji madde,anti madde,atom,foton vs. ne varsa hepsinin konumunu geçmiş bir zamandaki konumuna eksiksiz ve de kusursuz bir şekilde geri getirip , evrenin o konumundan bugünkü konumuna eksiksiz bir şekilde, aynı rotayı izleyerek ulaşacak şekilde yeniden harekete geçirildiğinde gerçekten zamanı geriye almış, zamanda geriye gidilmiş olur.
    Ama hiç kimse de bunun farkında olamaz.


    Ben geçmiş bir zamana yolculuk yapsam orada kendimle karşılaşmam mümkün değl.
    çünkü ben artık o zamanda değilim, buradayım benim bir kopyam geçmişte kalmadı, ben herşeyimle birlikte bugüne taşındım.
    Bir bilardo topunu x anında A noktasından B noktasına yuvarladım.

    bu topu yanıma alıp geçmişe x anına gitsem orada o toptan sadece birtane olurdu, o da x anında A noltsında duran top olurdu.
    Aynı toptan iki tane olamazdı.

    zamanda geriye yolculuk yapmaya karar verdiğimde herşey geriye doğru hareket edecek,
    elime aldığım top da ,ben de, evrendeki herşey,her zerre
    ve herşey x anındaki konumuna geri gelecek.

    Ben geçmiş bir zamana yolculuğun ancak böyle olabileceğini düşündüm.
    Bunu gerçekleştirmek ise imkansız.

    Sadece geleceğe gideriz, o kadar.
    Şimdi anti madde evrendeki ben de tam tersini söylüyordur gıcık herif,
    ama olsun o onun, bu da benim görevim, zıtlaşmak zorundayız.

    eğer ben yanlışsam o doğruyu söylüyodur,inşallah o yanlıştır da rezil olmuyim şimdi burada millte
  • @Tigertiger, hocam millet antimaddeyi bulmuş da bırak bu konu üzerine tartışmayı antimadde silahları bile yapmayı düşünüyorlar. İşte kaynak okuyunca benim gibi şaşırıp kalırsın. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/antimattersilah.htm
    Antimaddenin tarihine kısaca göz atmak içinde buhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Antimadde sitedeki yazılara bakabilirsin. Sonuç olarak inş vermiş olduğum kaynaklar sorduğunuz soruların cvplarını bulmanıza yardımcı olur.
  • Teşekkür ederim piramit17

    şu zamandayolculuk.com ilginç bir site, nasıl desem , fantastik, bi hoş ve gerçekten şaşırtıcı
    wiki de güzel bilgiler var ama antimaddenin zamanda geriye gitmesi ile alakalı bir bilgi bulamadım orada da.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Tigertiger

    Teşekkür ederim piramit17

    şu zamandayolculuk.com ilginç bir site, nasıl desem , fantastik, bi hoş ve gerçekten şaşırtıcı
    wiki de güzel bilgiler var ama antimaddenin zamanda geriye gitmesi ile alakalı bir bilgi bulamadım orada da.



    Bi şey değil hocam. Bu arada ''Karanlık Madde konusunu'da'' ekledim. Onada bi bak istersen. Biraz daha kafan karışsın. Şaşırmak için bilgi bol
  • quote:

    Böyle tehlikeli olabilecek bir cismin, şu anda galaksi merkezinden 9 ışık yılı uzaklıktan bize doğru saniyede 50 km.’lik hızla yaklaşmakta olduğu tesbit edilmiştir. Bundan kurtulduğumuzu düşünsek dahi, galaksimizin merkezindeki şiddetli olayların neden olduğu dev kütleli ve çok hızlı dönen bir karadeliğin içine sürüklenip onda yok olmamız da çok çok yüksek olasılıklar içindedir


    Bu karadelik gelene kadar bundan kurtulmanın bir yolu bulunabilir sanırım zaten bulunmasa bile dünyayı o gelene kadar biz yokederiz, ki zaten başka bir gezegene göç etmiş oluruz. Sizin düşünceleriniz nelerdir, sizce dünyayı biz mi yoksa bu kara delik mi yokeder???
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara

    quote:

    Böyle tehlikeli olabilecek bir cismin, şu anda galaksi merkezinden 9 ışık yılı uzaklıktan bize doğru saniyede 50 km.’lik hızla yaklaşmakta olduğu tesbit edilmiştir. Bundan kurtulduğumuzu düşünsek dahi, galaksimizin merkezindeki şiddetli olayların neden olduğu dev kütleli ve çok hızlı dönen bir karadeliğin içine sürüklenip onda yok olmamız da çok çok yüksek olasılıklar içindedir


    Bu karadelik gelene kadar bundan kurtulmanın bir yolu bulunabilir sanırım zaten bulunmasa bile dünyayı o gelene kadar biz yokederiz, ki zaten başka bir gezegene göç etmiş oluruz. Sizin düşünceleriniz nelerdir, sizce dünyayı biz mi yoksa bu kara delik mi yokeder???

    Karadelikler sn. 15.000 km hızla dönerler ve ne bulurlarsa yutarlar. Üzerine gelen ışığı dahi yutarlar. sn. 300.000 km hızla gelen bişey bile bu karadelikten kurtulamıyosa bizim bunun için yapacak bişeymiz yok. Başka bi dünyaya göç etme olayına gelince. bu karadelik bizim yani samanyolu galaksisinin tam merkezinde. bu galaksi içinde başka bi gezegene gitmiş olsak yine karadelik galaksi ile birlikte bütün yıldız ve gezegenleri yok edecektir. Daha kalıcı çözüm ise bu galaksiden başka galaksilere gitmektir. Şu an insanlık için en büyük hız ışık hızıdır. Ama diğer topiğimde en son mesajımda kuranda geçen bazı şeyler var. Orda gecelecekteki ışınlanma olayına dikkat çekiyor anlatıcı. Galaksiler arası ışık hızına ulaşsak o bile yetersiz kalıyor. Bu işin çözümü yolları mesafeleri katetmek değil zamanı devre dışı bırakıp lahza'lık birşeyler yapmaktır. Yani ışınlanmak. Işınlanma çalışmaları günümüzde yapılıyor. hatta bilimadamları fareyi bir odadan diğerine ışınlamayı başardılar diye duydum. araştırıp bakmak lazım.

    Sonuç olarak evrende ve galaksimizde sadece karedelik tehlikesi yok. Büyük bi göktaşı çarpmasıda olabilir. hatta 2029 ve 2036 yıllarında çarpması muhtemel astroidler var. Uzaydaki bu devasa göktaşlarını bu günkü teklonoji ile yoketmek bile imkansız gibi görünüyor ama çalışmalarda devam ediyor nasa tarafından. Uzayda bildiğimiz ve bilmediğimiz daha bissürü tehlikeler var. Bir ara bi güneş patlaması olmuştu eğer bu patlama güneşin dünya tarafında olsaydı çok büyük felaketlere sebep olabilirdi.

    Bir başka konuda bilimsel açıdan gelişmek diğer galaksileri yıldızları yakından görmek seyahat etmek olayı. Bunun gerçekleşmesi içinde bana göre, ışınlanma olayı bulunmak zorunda. yukarıdada dediğim gibi ışık hızına ulaşsak bile en yakındaki galaksi 2 milyon ışık yılı uzakta bu herşeyi anlatıyor sanırım.

    Bu konu için farklı bilgiler


    Bu konuyla ilgili önceki iki yazımda da, ışık hızının, ışın olmanın yıldızlararası ve galaksiler arası yolculuk için uygun bir araç olmadığını yazmaya çalıştım.

    İzafiyet-göreceli teoreminde, ışık hızı sayesinde zamanın yavaşlaması hatta ışık hızının arttırılmasıyla zamanın bükülmesini izah etmeye çalıştım.

    Bize en yakın galaksi, Andormeda.. Son astronom bulgularına göre bizim galaksimize uzaklığı ortalama iki milyon ışık yılı ötede çapı ise ikiyüz milyon ışık yılından fazla... Galaksimze en uzak galaksi tam kısmi detayları belli olmamakla birlikte on milyar ışık yılından ötede.

    Big-bang patlaması onsekiz milyar ışık yılı gibi bir süre geçmişliği hesaplanıyor ve hala dünyamıza ulaşmamış olan bu mesafeden uzak galaksiler olduğu astronomlarca tahmin edilmektedir.

    En yakın komşu galaksimiz olan andromedaya ışık hızıyla gitmek için, ışın olarak yola çıksak ortalama iki milyon yıl gerekli. Bir milyon yıl öncesi dünyamızda insan türü yaşam başladığı tahminleri yürütülürken ışık hızıla yola çıkmış bir uzay gemisinin yeryüzünde insan yaşamından daha bir milyon yıl öncesi yola çıkmış olması gerekiyorki andromeda galaksisine ulaşsın.

    Işık hızını on kat hızlandırırsak ikiyüzbin ışık yılına, yüz kat hızlandırsak yirmi bin ışık yılına, ışık hızını bin kat hızlandırsak... yani saniyede, üç yüz milyon km yol almaya başlarsak ve bir başka deyişle bir saniyede dünya ile güneş arasındaki ortalama mesafesinin iki katı uzaklığa ışın olarak gidebilirsek sadece bahettiğimiz andromeda galaksisi için ikibin ışık yılına ihtiyaç vardır. Bu hızla oraya vardığımızda yani iki bin yıl sonra zamanı öyle bir bükmüş oluyoruz ki gittiğimiz yerdeki normal yaşamdan binlerce yıl gerisine gitmiş oluruz. İzafiyet teoremi ne ola ki... çoktaaaaan iflas etmiş olur.

    Bu yazdıklarım en yakın galaksimiz içindi, üç milyar ışık yılı ötedeki bir galaksiye ışık hızının bin kat ötesinde bir hızla gidebilsek dahi yüzbin ışık yılından fazla bir zamana ihtiyaç söz konusu olacaktır.. Buradan ve bu konuda yazdıklarımızdan şunu rahatlıkla çıkartabiliriz. Işık hızı ve ışın olarak yol alıp bir başka yaşam alanlarına gitmek mümkün değildir. Ve şöyle bir sonuç daha çıkar. Işın ve ışık hızıyla geldikleri sanılan uzaylı ufo’larda, ışında olsalar bile dünyaya gelmeleri için enaz binlerce-on binlerce yıl ışın yoculuğu yapmak zorundadırlar. Bu kadar yıl hiçbir fiziksel beden foton-ışın haline dönüştürülmesine asla dayanamaz. Asla dayanamaz...

    Pekala, öyleyse insanoğlu veya bir canlı için, ışın olmak çözüm değilse yıldızlararası veya galaksiler arası yolculuk nasıl yapılacak..? Gerçi bazı tezler var. Salyangoz şekli sarmal yolculuk.. O da, farklı bir zamanın bükülmesi olayı yani geçek zamana yine gidilemiyor.. Karadelik geçiş tezleri: Önce karadeliği gidip bulmak gerekiyor tahmin doğru çıkarsa bir başka galaksiye geçiyoruz. Ama önce gidilecek karadeliği bulmak pek olanaklı bir durum değil. Şayet bulunup da gidilse bile sonucu bir muamma...

    Bir noktadan en yakın ikinci bir noktaya ulaştığımızda oluşacak en kısa mesafeye sonsuz sayı sığar.. yani, bir noktaya en yakın ikinci nokta arasına sayısal olarak en uzak galaksinin sayısal uzaklığı bile akıl alamayacağımız kadar kısa mesafe olur. En uzak an kadar yakın olur... yakınlaşır. Buna teorem olarak; En yakın iki noktanın arası sonsuzdur, , deriz. ( Bu teorem ayrıca detaylı olarak işlenecektir.)

    Bu teoreme göre, en uzak galaksi ışık hızına göre kısa bir anda gidilecek bir mesafe olur anlamını ve mantığını ortaya koyar. Öyleyse ışık hızıyla, ışın olmakla vakit kaybetmenin bir anlamı da kalmamış olur.. Peki, en yakın iki noktanın arası sonsuz olacak kadar uzunken kısa olmasını sağlayan nedir? Kainat içindeki tüm mesafeler iç içe geçmiş tek bir çemberdir. Çemberi dolaşarak değil düz bir çizgiyle geçiş işini insanoğlu becerebilirse yıldızlar arası veya galaksiler arası yolculuk tahminen mars gezegenine gitmek kadar bir zaman alacaktır.

    Çemberleri dolaşmadan çemberler arası düz bir yolculuk ne zaman nasıl bulunur onu bilmiyorum. Bu mesafeyi ancak yirmibirinci yüzyılda düşünce hızıyla yapabiliriz. Bu hız ancak hayali olabilir yine de bir galaksideki yaşama ulaşıp gözlemleme yapamayız.

    Bir zamanlar gezegenlerimize yoculuk hayal idi bugün gidilebiliniyor... Akıllı canlılar var oldukça yıldızlar arası ve galaksiler arası yolculuk elbette yapılacaktır-yapılmalıdır. Akıl ve İnsan olmanın özelliği budur fakat bunun çözümü ışık hızı, foton-ışın olma kesinlikle değildir.

    Galaksiler başlı başına başka bir konudur. Yurkarıdaki temsili resimde en dış yörüngedeki en geniş yörünge gibi algılanmaktadır. Üç boyutlu algılanırsa dış en büyük yörünge anlamına gelmez. Öyle galaksiler vardırki; yörüngeleri küçük bazılarınınkide çok büyüktür ve henüz hiçbir galaksinin buna kendi galaksimiz samanyolu da dahildir tam yörüngesi bilinmemektedir. Teorem olarak astronomi bilimince kabul gören galaksilerin birbirinden uzaklaştığı yönündedir. Oysa bazı uzaklaşmalar ileride çakışmalar sağlayacak belki bu çakışmalar neticesi karadelikler oluşacaktır.


     KARANLIK MADDE-ANTİMADDE-KARADELİKLER-BEŞİNCİ BOYUT-YILDIZLAR-FOTON KUŞAĞI


     KARANLIK MADDE-ANTİMADDE-KARADELİKLER-BEŞİNCİ BOYUT-YILDIZLAR-FOTON KUŞAĞI



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi piramit17 -- 9 Mart 2008; 14:02:52 >
  • Butun bu anlatılanlar, kendımı evrene kıyasla cok kucuk hıssetmeme neden oluyor.

    Ancak ısık hızını asıp, uzaklara gıttıgımızde oradakı zamanı bukmus oldugumuzdan dolayı oranın gecmısıyle karsılasacak olmamız bana
    ılgınc geldı. Eger boyle bır seyı evrenın baska bır kosesınde gerceklıstırebılmıs bırı olsaydı bızım yanımıza gelmıs olması mumkun degıl
    mıydı?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17

    Butun bu anlatılanlar, kendımı evrene kıyasla cok kucuk hıssetmeme neden oluyor.

    Ancak ısık hızını asıp, uzaklara gıttıgımızde oradakı zamanı bukmus oldugumuzdan dolayı oranın gecmısıyle karsılasacak olmamız bana
    ılgınc geldı. Eger boyle bır seyı evrenın baska bır kosesınde gerceklıstırebılmıs bırı olsaydı bızım yanımıza gelmıs olması mumkun degıl
    mıydı?

    Aynı duyguyu pencereden dışarı her bakışımda hissediyorum. Zaman farkı olayına gelince uzayda altı ay kalan bir astronot ile dünyada altı ay geçiren insan arasındaki farkı bir araştırmanızı isterim.
  • quote:

    FOTON KUŞAĞI NEDİR?

    Yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. 2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. İnsanların 2 sarmallı DNA'ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA'ya sahip olacaklar. Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. İnsanlar birbirinin auralarını görebilecekler. 12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler. İnsanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak. Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayı seçenler) ölmeye (başka boyut gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu görecekler. Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler. Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı güneş sistemimizi terkedecek.


    bu konu ilginç geçen sene nin konusunu hortlatıyorum ama gerçekten konuşulması gereken bir konu diye düşünüyorum
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.