Şimdi Ara

KAFAM ISINIYOR

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
1
Favori
727
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bizi birisi yaratmis veya kendimiz olusmusuz falan su an bunlara deginmeyecegim cunku sonucta variz ve yasiyoruz. Neden yasiyoruz da demeyecegim lutfen dinlere baglamadan fikirlerinizi yazin. Bu gibi sorulari herkes dusunebilir cok ozel birsey degil ama benim cok dusundugum sey yasamamizin cok nedensiz ve cok sacma olusu. Tamamen tesadufi bir sekilde olmusuz ve dunyada takiliyoruz. Olmayinca olmuyoruz yani ölünce veya hic dogmadan bulundugumuz yer diye bisey olmamasi. Karanlik bile degil cunku karanligi gorebilecek bir sen yoksun. Peki butun bu sorulari dusunerek sunu dusunelim?
    Neden tat aliyoruz? Neden boyle bir ozelligimiz var? Nasil gelismis? Bence yerseyin kritik noktasi tat alma duyumuzda. Dusunsenize bir yemek geliyor ve siz onu yerken bir tat aliyorsunuz, o tat güzel gelirse hosunuza gidiyor ve tekrar istiyorsunuz, keyfiniz yerinize geliyor. Ya da tadi begenmiyorsunuz ve hosunuza gitmiyor. Ben buradan sunu dusunuyorum; tat alma duyusuyla ask, sevgi, nefret, iyilik yapmakaktaki haz, kotulukteki sehvet, orgazm, bunlarin hepsi alakali. Bir cocuk goruyorsunuz, cocugun gorunusu sizin ilginizi cekiyor, gidip o cocugu sevmek istoyorsunuz ve diyorsunuz ki " Aa bubcocuk cok seker", veya "cok tatli" cocuga bakmaktan haz duyuyorsunuz. Peki tat alma duyumuzu hayatimizdan cikaralim? Yemegi sadece karninizi doyuracak birsey olarak goruruz, kimseye asik olamayiz cunku o kisinin bize yasatacagi bir haz yok, yanindayken hissedecegimi bir sey yok. O gittikten sonra uzulemezdik bile. Seks yaparken sadece uremeyi dusunurduk. Kimseden nefret edemezdik, hiç hirs yapamazdik cunku daha iyisini elde edince hissedecegimiz bir his yok, tatminkarlik duygusu da yok. Daha yuksek binalar yapmazdik, daha zengin olmak istemezdik, bir espiriye gulmezdik. Sadece fiziksel acilari falan hissederdik. Bence hersey tat almakla alakali... Sonucta bir sekilde gelmisiz dunyaya, hayattan tat alamadiktan sonra yasamanin pek anlami yok bence...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Algı. Nasıl algılarsan öyle yaşarsın. Mesela ben şahsen mevsim olarak " Sonbahar'ı ve kışı " çok severdim. Ama son yıllarda ne yaptılar ? Görsel ve yazılı medya ne yaptı, insanların beyinlerine, düşüncelerine, ruhlarına, zevklerine müdahale etti. Algımızla oynadılar, yanlış algılamamıza neden oldular. Örneğin;

    * KARAKIŞ KAPIDA
    * YAĞMUR HAYATI FELÇ ETTİ
    * SON BAHARLA BERABER GELEN DEPRESYON
    * MEVSİMSEL DEPRESYON
    * HAFTA SONU PLAN YAPANLAR YANDI
    * YAĞMUR HAYATI KÖTÜ ETKİLEDİ
    * HAVALARIN SOĞUMASI İLE BERABER GÜNEŞ YURDU TERK ETTİ.
    * SON BAHARDA VE KIŞ AYLARINDA DEPRESİF DAVRANIŞLAR VE ÇÖZÜMLERİ

    Buyrun. 2 Tane mükemmel, muhteşem mevsimi bizim nasıl algılamamızı sağladılar. Bilinç altımıza neleri yerleştirdiler. Şimdi bakın Bu mevsimlerde herkesin yüzü düşmüş, karamsarlık hat safhada. Normal bir üzüntü halini bile insanlar artık " son bahar depresyonu" diye nitelendirip kutu kutu ilaçlar almaya başlayıp, beynin kimyasını bozdular.

    Bende bir ara bu tuzağa düştüm ama geçmişe baktım sonbahar ve kış benim için vazgeçilmez bir mevsimdi. İnsanların değil, kendi fikrimin ve kendi yaşantımın önemine değer verdim. Onun dışındaki yazılara eleştirel olarak yaklaştım. Evet, TAT yada ALGI. Ne derseniz. 1 ay son baharın güzellikleri, faydaları, harikalığı ile ilgili görsel ve yazılı medya hareket etsin inanın bundan sonra toplumun %80'ni bu aylarda mutlu mesut yaşar.

    Eskiden derdik hani, yağmurda uyusak, yağmurda yürüsek, yağmuru dinleyip uzaklara dalsak, kar yağışını izlesek, kar topu oynasak, sobada kestane pişirsek, sobanın ateşinde sigaralarımızı yaksak, şehrin bembeyaz oluşuna tanıklık etsek, kışlık kıyafetlerimizi giyip karda yürüsek, elektrik kestiğinde mum ışığında otursak. Yüzlerce şey daha yazabilirim. BEYNİMİZE, ALGIMIZA MÜDAHALE ETMELERİNE İZİN VERMEYİN.

    Kendimiz olalım, hatalarımız sorunlarımız varsa yine kendimiz çözelim, çözemediğimiz yerlerde yardım alalım. Öncelik kendimiz.




  • Hayatın anlamını aramaya çalışıyorsun ve bunu dini inançları işin içine katmadan yapmaya çalışıyorsun..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: !! K@bus !!

    Algı. Nasıl algılarsan öyle yaşarsın. Mesela ben şahsen mevsim olarak " Sonbahar'ı ve kışı " çok severdim. Ama son yıllarda ne yaptılar ? Görsel ve yazılı medya ne yaptı, insanların beyinlerine, düşüncelerine, ruhlarına, zevklerine müdahale etti. Algımızla oynadılar, yanlış algılamamıza neden oldular. Örneğin;

    * KARAKIŞ KAPIDA
    * YAĞMUR HAYATI FELÇ ETTİ
    * SON BAHARLA BERABER GELEN DEPRESYON
    * MEVSİMSEL DEPRESYON
    * HAFTA SONU PLAN YAPANLAR YANDI
    * YAĞMUR HAYATI KÖTÜ ETKİLEDİ
    * HAVALARIN SOĞUMASI İLE BERABER GÜNEŞ YURDU TERK ETTİ.
    * SON BAHARDA VE KIŞ AYLARINDA DEPRESİF DAVRANIŞLAR VE ÇÖZÜMLERİ

    Buyrun. 2 Tane mükemmel, muhteşem mevsimi bizim nasıl algılamamızı sağladılar. Bilinç altımıza neleri yerleştirdiler. Şimdi bakın Bu mevsimlerde herkesin yüzü düşmüş, karamsarlık hat safhada. Normal bir üzüntü halini bile insanlar artık " son bahar depresyonu" diye nitelendirip kutu kutu ilaçlar almaya başlayıp, beynin kimyasını bozdular.

    Bende bir ara bu tuzağa düştüm ama geçmişe baktım sonbahar ve kış benim için vazgeçilmez bir mevsimdi. İnsanların değil, kendi fikrimin ve kendi yaşantımın önemine değer verdim. Onun dışındaki yazılara eleştirel olarak yaklaştım. Evet, TAT yada ALGI. Ne derseniz. 1 ay son baharın güzellikleri, faydaları, harikalığı ile ilgili görsel ve yazılı medya hareket etsin inanın bundan sonra toplumun %80'ni bu aylarda mutlu mesut yaşar.

    Eskiden derdik hani, yağmurda uyusak, yağmurda yürüsek, yağmuru dinleyip uzaklara dalsak, kar yağışını izlesek, kar topu oynasak, sobada kestane pişirsek, sobanın ateşinde sigaralarımızı yaksak, şehrin bembeyaz oluşuna tanıklık etsek, kışlık kıyafetlerimizi giyip karda yürüsek, elektrik kestiğinde mum ışığında otursak. Yüzlerce şey daha yazabilirim. BEYNİMİZE, ALGIMIZA MÜDAHALE ETMELERİNE İZİN VERMEYİN.

    Kendimiz olalım, hatalarımız sorunlarımız varsa yine kendimiz çözelim, çözemediğimiz yerlerde yardım alalım. Öncelik kendimiz.



    +89567895689658945689589489389723897238974289734982374938274239857623985239856239856198256192876349182739812649712569




  • quote:

    Orijinalden alıntı: !! K@bus !!

    Algı. Nasıl algılarsan öyle yaşarsın. Mesela ben şahsen mevsim olarak " Sonbahar'ı ve kışı " çok severdim. Ama son yıllarda ne yaptılar ? Görsel ve yazılı medya ne yaptı, insanların beyinlerine, düşüncelerine, ruhlarına, zevklerine müdahale etti. Algımızla oynadılar, yanlış algılamamıza neden oldular. Örneğin;

    * KARAKIŞ KAPIDA
    * YAĞMUR HAYATI FELÇ ETTİ
    * SON BAHARLA BERABER GELEN DEPRESYON
    * MEVSİMSEL DEPRESYON
    * HAFTA SONU PLAN YAPANLAR YANDI
    * YAĞMUR HAYATI KÖTÜ ETKİLEDİ
    * HAVALARIN SOĞUMASI İLE BERABER GÜNEŞ YURDU TERK ETTİ.
    * SON BAHARDA VE KIŞ AYLARINDA DEPRESİF DAVRANIŞLAR VE ÇÖZÜMLERİ

    Buyrun. 2 Tane mükemmel, muhteşem mevsimi bizim nasıl algılamamızı sağladılar. Bilinç altımıza neleri yerleştirdiler. Şimdi bakın Bu mevsimlerde herkesin yüzü düşmüş, karamsarlık hat safhada. Normal bir üzüntü halini bile insanlar artık " son bahar depresyonu" diye nitelendirip kutu kutu ilaçlar almaya başlayıp, beynin kimyasını bozdular.

    Bende bir ara bu tuzağa düştüm ama geçmişe baktım sonbahar ve kış benim için vazgeçilmez bir mevsimdi. İnsanların değil, kendi fikrimin ve kendi yaşantımın önemine değer verdim. Onun dışındaki yazılara eleştirel olarak yaklaştım. Evet, TAT yada ALGI. Ne derseniz. 1 ay son baharın güzellikleri, faydaları, harikalığı ile ilgili görsel ve yazılı medya hareket etsin inanın bundan sonra toplumun %80'ni bu aylarda mutlu mesut yaşar.

    Eskiden derdik hani, yağmurda uyusak, yağmurda yürüsek, yağmuru dinleyip uzaklara dalsak, kar yağışını izlesek, kar topu oynasak, sobada kestane pişirsek, sobanın ateşinde sigaralarımızı yaksak, şehrin bembeyaz oluşuna tanıklık etsek, kışlık kıyafetlerimizi giyip karda yürüsek, elektrik kestiğinde mum ışığında otursak. Yüzlerce şey daha yazabilirim. BEYNİMİZE, ALGIMIZA MÜDAHALE ETMELERİNE İZİN VERMEYİN.

    Kendimiz olalım, hatalarımız sorunlarımız varsa yine kendimiz çözelim, çözemediğimiz yerlerde yardım alalım. Öncelik kendimiz.



    Olayı bitirmiş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: !! K@bus !!

    Algı. Nasıl algılarsan öyle yaşarsın. Mesela ben şahsen mevsim olarak " Sonbahar'ı ve kışı " çok severdim. Ama son yıllarda ne yaptılar ? Görsel ve yazılı medya ne yaptı, insanların beyinlerine, düşüncelerine, ruhlarına, zevklerine müdahale etti. Algımızla oynadılar, yanlış algılamamıza neden oldular. Örneğin;

    * KARAKIŞ KAPIDA
    * YAĞMUR HAYATI FELÇ ETTİ
    * SON BAHARLA BERABER GELEN DEPRESYON
    * MEVSİMSEL DEPRESYON
    * HAFTA SONU PLAN YAPANLAR YANDI
    * YAĞMUR HAYATI KÖTÜ ETKİLEDİ
    * HAVALARIN SOĞUMASI İLE BERABER GÜNEŞ YURDU TERK ETTİ.
    * SON BAHARDA VE KIŞ AYLARINDA DEPRESİF DAVRANIŞLAR VE ÇÖZÜMLERİ

    Buyrun. 2 Tane mükemmel, muhteşem mevsimi bizim nasıl algılamamızı sağladılar. Bilinç altımıza neleri yerleştirdiler. Şimdi bakın Bu mevsimlerde herkesin yüzü düşmüş, karamsarlık hat safhada. Normal bir üzüntü halini bile insanlar artık " son bahar depresyonu" diye nitelendirip kutu kutu ilaçlar almaya başlayıp, beynin kimyasını bozdular.

    Bende bir ara bu tuzağa düştüm ama geçmişe baktım sonbahar ve kış benim için vazgeçilmez bir mevsimdi. İnsanların değil, kendi fikrimin ve kendi yaşantımın önemine değer verdim. Onun dışındaki yazılara eleştirel olarak yaklaştım. Evet, TAT yada ALGI. Ne derseniz. 1 ay son baharın güzellikleri, faydaları, harikalığı ile ilgili görsel ve yazılı medya hareket etsin inanın bundan sonra toplumun %80'ni bu aylarda mutlu mesut yaşar.

    Eskiden derdik hani, yağmurda uyusak, yağmurda yürüsek, yağmuru dinleyip uzaklara dalsak, kar yağışını izlesek, kar topu oynasak, sobada kestane pişirsek, sobanın ateşinde sigaralarımızı yaksak, şehrin bembeyaz oluşuna tanıklık etsek, kışlık kıyafetlerimizi giyip karda yürüsek, elektrik kestiğinde mum ışığında otursak. Yüzlerce şey daha yazabilirim. BEYNİMİZE, ALGIMIZA MÜDAHALE ETMELERİNE İZİN VERMEYİN.

    Kendimiz olalım, hatalarımız sorunlarımız varsa yine kendimiz çözelim, çözemediğimiz yerlerde yardım alalım. Öncelik kendimiz.



    Haklisin galiba ama sanirim ben kafamin icinden gecenleri cumleye dokememisim...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • hiçbir şey yaza olan nefretimi, sonbahara ve kışa olan aşkımı değiştiremez
  • zekezek Z kullanıcısına yanıt
    him guzel konu okumaya ve yorumlaro okumaya devam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.