İzmir Büyükşehir Belediyesi ile işçiler arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sonucunda, 7 gündür devam eden grev sona erdi. Bu süreç sonunda belediyede çalışan işçiler için belirlenen en düşük maaş 66 bin TL oldu. Buna karşın, 15 Mayıs tarihinde tarafıma yatan maaş —diğer doktor arkadaşlarımla benzer şekilde— 61 bin TL idi. Elbette bazıları "nöbet paraları, ek mesailer" diyebilir; ancak bunlar, esas maaşa dahil olmayan, ekstra çalışma karşılığı ödenen ücretlerdir. Bir doktorun saatlik ek mesai ücreti ise yalnızca 145 TL. Bu parayla günümüzde bir fincan kahve bile zor alınır. Dün sokakta çöp kamyonlarını deviren, görevini yapmaya çalışan kişileri engelleyen, uslupsuz bir akraba topluluğunun aldığı maaş, bugün itibarıyla biz doktorların maaşından daha yüksek. Emeklilik maaşları da bizlerden daha fazla. Üstelik, işini düzgün ve özverili şekilde yapanları tenzih ederek söylemek gerekir ki; büyük bir kısmı gününün yarısını bir ağacın gölgesinde yatarak geçiren, liyakatten uzak insanların aldığı bu yüksek maaşlar, hayatını bilime, öğrenmeye ve insan hayatını kurtarmaya adamış, gençliğini, zamanını, emeğini ve parasını feda ederek, sıfır torpille bir yerlere gelmiş, gerçekten çalışan insanların maaşlarını geçti. ![]() Bu koşullarda, bir çocuğa nasıl okumayı teşvik edebilirsiniz? Ülkenin geleceğini neyle, kimlerle güvence altına alabilirsiniz? Akrabalarınızla mı? Okuyan, çalışan, üreten insanları bu ülkede nasıl tutacaksınız? Her alana yayılan bu adaletsizliği durdurmak mümkün olacak mı? |
İzmir'de dersimli işçilerin maaşı doktor maaşını geçti!





-
-
Her okumayan izmir belediyesinde işçi oluyor sanki okutma çocuğunu bimde kasiyer olsun.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Liyakat moruk. Oktrollerin ve aktrollerin bitmek bilmeyen kavgasını şimdi çok daha iyi anlıyorum. Rantlari bozulmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
max chp zihniyeti.
bunlara ülke yönetimini ver 20 sene öncesini aratırlar.
yeni bir proje, fikir üretmeyi geç hazır kondukları şeyi bile bozar bunlar.
örnek istanbul'da her gün yanan ya da arızalanan otobüsler.
2 tane keçi bile emanet edilmez bunlara.
-
Sonra CHP neden iktidar olamıyor dedimi birileri hemen başlıyor sallamaya saldırmaya...
En büyük örneklerinden birisi İzmir işte oradaki bir avuç isme bile teslim oluyorlar hemen. Hizmet yok plan yok program yok proje yok sürekli aman laiklik elden gider bak AKP gelir diye korkutup oy al geç var.
Yaa İzmir belediyesinde Çalışan sayısı 37 bin kişi imiş. Abicim şaka olmalı bu 37 bin kişi ne demek 4 milyon nufuslu İzmir için.
Ülkenin başkenti Bürokrasinin merkezi Ankara ile aynı neredeyse !
İstanbul'un yarısı kadar. 16 milyonluk İstanbul'da 75-80 bin çalışan varmış. Gerisini siz hesap edin. Ve üstelik o kadar çalışana rağmen şehri pislik götürüyor hizmet sıfır.
Eş dost akraba belediyeye doldurulmuş yok DİSK yetkilisi CHP'li diğeri CHP'den milletvekili adayı yok diğeri eski belediye başaknı adayı CHP'den işçilerin kütüğüne baksan yarısı akraba aynı illerden gelmiş. DİSK yetkilisinin 50-60 akrabası belediyeye girmiş. Veya siyasi sahikler ile yok Alevilere selam çakmak yok Kürtlere şirin görünmek için bir kesim doldurulmuş belediyeye.
Ve sonra aman Grev yapınca bunlar AKP'li zaten yok AKP'ye çalışyoırlar AKP yaptırıyor flan ne alaka ise :) Olaydaki herkes ama herkes CHP'li. Ve işin kötüsü gene ballı kaymak maaşları kaptılar yan hakları aldılar.
Not: Bakın görün bu aynı isimler seçim zamanı gene aynı şeyi yapacak ve belediyeden misli ile götürecek parayı.
-
Bu ülkede artık çöp toplayanla beyin cerrahını maaşta yarıştırıyoruz. Ve kimse dönüp de şu basit soruyu sormuyor: “Ne oldu da bir ülkede çöpçü olmak, doktor olmaktan cazip hâle geldi?” Cevap belli: Adalet çöktü, liyakat yok oldu, popülizm maaş bordrosuna yazıldı.
Kimse işçinin hakkı yok demiyor, grev anayasal haktır. Ama iş bu noktaya geldiyse, yani bir grup “hakkını aradı” diye başka bir grubun on yılı, yirmi yılı çöpe dönüyorsa, burada ciddi bir çarpıklık var demektir. Özellikle de bu ülkenin en ağır eğitim sürecinden geçen, en uzun mesaisini veren, insanların hayatı üzerine çalışan bir meslek grubunun maaşı, sokakta kamyon çeviren bir grubun gerisine düştüyse... kusura bakmayın ama bu artık ekonomik değil, ahlaki bir iflastır.
Doktorun nöbeti sabaha kadar, yaptığı hata ölümle sonuçlanır. Ama aldığı ek mesai ücreti, zincir kahve fiyatıyla yarışıyor. Öbür tarafta yolda çöp kamyonu deviren, vatandaşa saldıran, belediye çalışanı statüsünde olup sistemi kilitleyen insanlar, ertesi gün “kahraman” gibi karşılanıyor, üstüne maaş zamları geliyor. Bu mudur adalet?
Ve işin en tehlikeli yanı şu: Bu düzenle çocuklara “Oku, bir yerlere gel” diyemiyoruz artık. Çünkü görüyorlar ki “bir yerlere gelen” insanlar sürekli eziliyor, hor görülüyor, maaşı kuruş kuruş hesaplanıyor. Öte yandan kalabalıkla, sesle, baskıyla maaşını alanlar ödüllendiriliyor. Bu tabloyu gören genç ya gider, ya da küser.
Yarın bir gün bu ülkeden iyi doktor da kalmaz, mühendis de, akademisyen de. Kalırsa da ya kendi mesleğini yapmaz, ya da burnundan soluyarak yapar. O zaman da kimsenin hakkı yok “niye hizmet kalitesi düştü?” diye sormaya.
İzmir’de olan sadece bir belediye grevi değil. O maaş bordrosu, bu ülkenin “aklına” attığı tokattır. Ve hâlâ alkışlayanlar varsa, bilin ki tokat sadece size değil, sizin çocuğunuzun geleceğine de iniyor.
-
Chpli belediye başkanı aday gösterilmeyeceğini anlayınca seçime 5 gün kala belediye işçilerine fahiş zam ve yan haklar verip, yerine gelecek Chpli belediye başkanını sabote ediyor ama sorumlu yine Akp ;D
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ya bu ülkede bir belediye işçisine fahiş zam yapılınca "belediye başkanı intikam alıyor" diyorsun, sonra da kalkıp tüm sorumluluğu tek bir partiye yıkmanın "ince zekâsı" ile kendini avutuyorsun. Yani biri baltayı ağaca vuruyor, sen hâlâ toprağı suçluyorsun.
Klasik bir hikâye bu: Partizanlık gözlüğünü takınca kim ne yaparsa yapsın ya kahraman oluyor ya hain. Ama gerçek ne biliyor musun? Ortada partiyi falan aşmış, düpedüz sistemin çöküşü var. Grev yapan işçinin maaşı sabah cerrahi müdahale yapan adamdan fazlaysa burada belediye başkanının siyasi hırsı değil, toplumun öncelik skalası çürümüş demektir.
Kaldı ki "CHP’li başkan diğer CHP’liyi sabote ediyor" gibi bir varsayımla başlayıp sonunda AKP'yi aklıyorsan, zaten meseleye objektif değil, konforlu bir suçlu arayışıyla bakıyorsun. Hep bir günah keçisi lazım, değil mi? O olmazsa neyi eleştireceksin?
Ama şunu da unutma: Her haksızlığı “karşı tarafın oyunu” diye geçiştirdikçe, ülke daha da orta oyununa döner. Ve sonunda herkes sahnede, ama alkışlayan kimse kalmaz.
-
sen izmirin deresinde yaşıyon hacı
-
Evet, bu yüzden liyakati öne çıkaran Muharrem İnce'yi linç edip de liyakat nedir bilmeyen Dersimli Kemal ve Ekraağm gibileri destekliyorlar.
Bilimsel düşünce Halka boyun eğiyor maalesef.
Maarem 250,000 oy aldı diye dalga geçiyorlar. Ne olacaktı? Liyakat sahibi kaç insan var Türkiye'de? Demekki o kadarmış işte :D
-
??
İzmir'de yaşamayan bu konuda konuşamaz flan mı diyecen birde...
-
miadı çoktan dolmuş işçi güzellemesi yapan solcu kafası işte,avrupa'da en solcu kafaya anlatsan onlar bile güler bu duruma.
-
Disk biz işci haklarını koruyoruz şunu yapiyoruz bunu yapiyoruz masallarını geçsin. Bu ülkede azıcık sendika işleyisinden anlayan insanlar sendikların işçinin yevmiyesinden tırtıklaya tırtıklaya döndüğünü bilir. Tabiki astronomik zam isteyecek işin ucunda kendilerinin cebine daha fazla para giriyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Yaae onların maaşı çok değil sizin maaşınız az Yaae. Onlar örgütlü şekilde haklarını alıyor Yaae. Sol Yaae. İşçi hakları Yaae. Çöpçülük çoz zor yaae. Hem çöpçü de ne demek temizlik görevlisi diyeceksiniz yaae. Sendika yaae. Nolmuş sendika başkanının 58 yakını belediyedeyse yaae. Sol yaae. Halkların kardeşliği yaae.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hopdediks-Dediğimdediks -- 5 Haziran 2025; 21:23:3 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
DİSK grevleri başladığından beri "Özel araya girer ve konu çözülür" demiştim, aynende öyle oldu..Son gün Özel devreye girdi ve DİSK yönetimi ile görüştü, ardından maaşlarda iyileştirme yapıldı..Tabi %50 lilik zamda DİSK işçileri için gayet yeterli geldi, uzatmadılar..
Aslında burada kazanan DİSK işçileri oldu..58 akrabasını belediyeye sokan DİSK başkanıda kazandı..Asıl kaybeden İzmir belediye başkanı oldu çünkü kendisi son gün "görüşme yapmayacağız, onların istediğini vermeyeceğiz" demişti.Bu açıklamanın akabinde Özel devreye girdi DİSK grevlerinin CHP'ye olacak yan etkilerinden kurtulmak için zam olayına boyun eğdi çünkü DİSK ile CHP arasında organig bir bağ var uzun yıllardır..Özel bu bağı koparmaya gözü yemedi. şimdi 58 akrabasını belediyede çalıştıran DİSK başkanı ile ederinden fazla zam alanlara CHP tek laf edemiyorsa ülkedeki liyakatsizliği ve asgari ücretlere olan tepkilerindede samimi görünmeyecekler artık..Koca bir parti kendi destek verdiği bir sivil bir örgütün dayatmalarıan boyun eğdi..Yıl başındada DİSK aynı grevleri yaptığı zaman bakalım kim geri adım atacak göreceğiz..
-
Adamlar alacağını aldı zaten yaa. Yan haklardan hangileri kabul edildi kaç saat oldu hatta gün oldu halen açıklanmıyor 52 yan hak vardı hangileri verildi ?
%30 üstü Temmuzda yüzde 19 zam aldılarmı zaten aşağı yukarı istedikleri maaşlara geliyor admalar zaten. Onlar 82k istiyordu yaa 78-80 olacak bu oranlarlada zaten. Üstüde aynı kadrolar orada gene 6 ay sonra baktılar ortalık duruldu gene başlarla ZAM diye. En olmadı Seçim yaklaşınca bakk AKP'ye oy veririz haa tehtiti ile başlarlar 150k ları rahat alırlar artık.
Mesele YAN HAKLARDAN asıl dediğim gibi neler aldılar.
İzmir'in ilçe belediyesinde çalışan temizlik görevlisi 59k ya anlatmış 3 ay önce bunlar 80 K olacaklar. Yan CHP'li ile geçiyon oradaki 45k ya çalışıyor Bir öteye atlıyor 35k ya çalışıyor temizlik görevlisi. Taşeron firmaya geçersen 25k ya çalışıyor. Fiyat sıkalasına bak.
Hiç okumayıp CHP'ye kapağı atacakmışın bu ülkede gerisi boş. Belediyelerde dönen paralara bak Sorsan AKP'de AKP'de derler bunlar hem icraat yok hem amuduyla götürme var...
Şöyle görüntüler görmeye başlarız yakında.
-
Kahvede okey oynayan emekli amcalar
Akıllı telefona baya alışmış...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Türkiye'de memur yatıyor derler ama asıl yatanlar kamu işçisidir net. Kamudaki işçiler her zaman memurlardan yüksek alırlar ve işten çıkarılma tehlikeleri olmadığı için işte doğru düzgün yapmazlar. Babam orman muhafaza memuru emeklisi, kadrolu işçilere iş yaptıramamaktan şikayet ederdi çok. Bir yangın olursa ona doğru düzgün giderler derdi, kesim olur şu olur bu olur götüremezsin derdi. Kışın zaten iş yapmazlar yatarlar derdi. Bir arkadaşın okulunda kadrolu temizlikçi var 11 e doğru okula geliyor. Kimse de bir şey yapamıyor, benim mesaim bu saatte başlıyor diyor.
Liyakat moruk. Oktrollerin ve aktrollerin bitmek bilmeyen kavgasını şimdi çok daha iyi anlıyorum. Rantlari bozulmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar.
|
max chp zihniyeti. bunlara ülke yönetimini ver 20 sene öncesini aratırlar. yeni bir proje, fikir üretmeyi geç hazır kondukları şeyi bile bozar bunlar. örnek istanbul'da her gün yanan ya da arızalanan otobüsler. 2 tane keçi bile emanet edilmez bunlara. |
Bu ülkede artık çöp toplayanla beyin cerrahını maaşta yarıştırıyoruz. Ve kimse dönüp de şu basit soruyu sormuyor: “Ne oldu da bir ülkede çöpçü olmak, doktor olmaktan cazip hâle geldi?” Cevap belli: Adalet çöktü, liyakat yok oldu, popülizm maaş bordrosuna yazıldı. Kimse işçinin hakkı yok demiyor, grev anayasal haktır. Ama iş bu noktaya geldiyse, yani bir grup “hakkını aradı” diye başka bir grubun on yılı, yirmi yılı çöpe dönüyorsa, burada ciddi bir çarpıklık var demektir. Özellikle de bu ülkenin en ağır eğitim sürecinden geçen, en uzun mesaisini veren, insanların hayatı üzerine çalışan bir meslek grubunun maaşı, sokakta kamyon çeviren bir grubun gerisine düştüyse... kusura bakmayın ama bu artık ekonomik değil, ahlaki bir iflastır. Doktorun nöbeti sabaha kadar, yaptığı hata ölümle sonuçlanır. Ama aldığı ek mesai ücreti, zincir kahve fiyatıyla yarışıyor. Öbür tarafta yolda çöp kamyonu deviren, vatandaşa saldıran, belediye çalışanı statüsünde olup sistemi kilitleyen insanlar, ertesi gün “kahraman” gibi karşılanıyor, üstüne maaş zamları geliyor. Bu mudur adalet? Ve işin en tehlikeli yanı şu: Bu düzenle çocuklara “Oku, bir yerlere gel” diyemiyoruz artık. Çünkü görüyorlar ki “bir yerlere gelen” insanlar sürekli eziliyor, hor görülüyor, maaşı kuruş kuruş hesaplanıyor. Öte yandan kalabalıkla, sesle, baskıyla maaşını alanlar ödüllendiriliyor. Bu tabloyu gören genç ya gider, ya da küser. Yarın bir gün bu ülkeden iyi doktor da kalmaz, mühendis de, akademisyen de. Kalırsa da ya kendi mesleğini yapmaz, ya da burnundan soluyarak yapar. O zaman da kimsenin hakkı yok “niye hizmet kalitesi düştü?” diye sormaya. İzmir’de olan sadece bir belediye grevi değil. O maaş bordrosu, bu ülkenin “aklına” attığı tokattır. Ve hâlâ alkışlayanlar varsa, bilin ki tokat sadece size değil, sizin çocuğunuzun geleceğine de iniyor. |
Yaae onların maaşı çok değil sizin maaşınız az Yaae. Onlar örgütlü şekilde haklarını alıyor Yaae. Sol Yaae. İşçi hakları Yaae. Çöpçülük çoz zor yaae. Hem çöpçü de ne demek temizlik görevlisi diyeceksiniz yaae. Sendika yaae. Nolmuş sendika başkanının 58 yakını belediyedeyse yaae. Sol yaae. Halkların kardeşliği yaae.
|
Bu lafları edebilmek için, önce insanda yüz olması lazım. AKP şöyle, AKP böyle demiyorum. İşte eserleriniz : ![]() Bununla ilgili haberi seyrederken, ismi geçtiğinde aniden dönüp, sırıtmaya başlamıştı. İyi hatırlıyorum. |
Benzer içerikler
- kul hakkı ile ilgili ayetler
- imamoğlu metres
- ideoloji testi
- bir cafe aylık ne kadar kazanir
- dost koleji hangi cemaat'in
- altay tank
- atatürk filmleri
- gizli numara
- market fiyatları karşılaştırma uygulaması tübitak
- telsiz kullanım ücreti 2025
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X